U [son güncelleme 25 Şubat 2013]
ucube isim [nomen
monstrositatum (nom. monstr.)] Fiziksel bozukluğu olan birey kullanılarak oluşturulmuş bilimsel ad.
uç [apex]
® Tepe.
uç alan [terminal area] Hedef tür ya da
stoğun daha önce karışık yaşadığı diğer tür ve stoklardan ayrıldığı alan.
Göçmen balık ve stokların çoğunlukla ırmak ağızlarında birikmesi gibi.
uç balıkçılık [terminal fisheries] Tatlı-suya yakın,
örneğin ırmak ağzında yapılan balıkçılık. Yumurtlamak için dönen balıkların
avlanması.
uç erkek [supermale, terminal male] Cinsiyetini değiştirmeyen asıl dölleyici (başat) olan erkek balık bireyi.
Örnek; Gonostoma bathyphilum.
uç evresi [terminal phase] Biri büyük, renkli ve
saldırgan olup uçtaki (TP), diğeri küçük, sönük, görece saldırgan olmayan
başlangıç aşamasındaki (IP) olmak üzere öncelikli iki tip erkeğin bulunduğu
(diandric) balıklarda baskınlığın son bulduğu evre. Uçtaki baskın erkeğin besin
ve çiftleşme önceliği vardır. Baskın erkek bir şekilde ortadan kalktığında ilk
sırada yer alan öncelikli erkek, baskın erkeğin gerçekten kayıp olup olmadığını
kontrol eder, durumdan emin olduktan sonra uçtaki baskın erkek olarak ortaya
çıkar. Örnek; Lapinagiller’den (Labridae) Thalassoma lunare.
uç F [terminal F] Stok tahmininde, sanal
popülasyon analizinde balıkçılıktan kaynaklanan son yıla yani en yaşlı
balıklara ait mevcut balıkçılık ölüm payı, değeri.
uç göl [terminal lake] Su çıkışı olmayan
göl.
uç koşullara uyum [adaptation to extreme conditions] Denizlerde, okyanuslarda uç koşullara uyum sağlamış
birçok organizma yaşamaktadır. Bunlara konumuz itibarıyla denizel ortamdan buz
balıkları, gelgit balıkları ile hidrotermal ağızlardaki canlılar örnek olarak verilebilir. Ancak uç koşullarda yaşam deniz ve okyanuslarla
sınırlı değildir. Karasal ortamda da uç koşullara uyum sağlamış canlılar
bulunmaktadır. Bunlara örnek olarak yaygın bilinen etçil (karnivor) bitkiler;
ağılı (zehirli) ve besin değeri düşük okaliptüs ile beslenen kaola, donma
tehlikesinde olan kış güveleri, ağılı sütleğen ile beslenen kral kelebeği
kurtçukları (larvaları) verilebilir. Uç koşula uyum aslında canlının yaşam
payını artıran (hayatta kalmasını sağlayan) mücadeledir. ® Buz balıkları (Ice fishes). ® Gelgit balıkları (Tidal fishes). ® Hidrotermal ağızlardaki canlılar (Organisms at hydrothermal vents).
uç yırtıcı [apex predator] Besin zincirinin en
üstünde yer alan balık. ® Üst düzey tüketiciler.
uç-altı konumlu (alt-terminal) [sub-terminal] Balıkların değişik ağız yapılarından birini belirtmede de kullanılır. Ağız
önde ancak burundan biraz geride ve alttadır.
uç-altı konumlu ağız [sub-terminal mouth, inferior mouth] Balıkların değişik ağız yapılarından birini belirtmede de
kullanılır. Alt dudak ve çene üst dudak ve çeneden daha geride yani altadır.
uçan balığı [flying gurnard] 1- ® Dactylopterus volitans.
uçan balığı [tub gurnard] 2- ® Chelidonichthys
lucernus.
uçan balık [African sailfin
flyingfish] 1- ® Parexocoetus
mento.
uçan balık [flying gurnard] 2- ® Dactylopterus volitans.
uçan balık [Mediterranean flyingfish] 3- ® Cheilopogon heterurus.
uçan balık [oceanic two-wing flyingfish] 4- ® Exocoetus obtusirostris.
uçan balık [tropical two-wing flyingfish] 5- ® Exocoetus volitans.
Uçan balıkgiller [flying
gurnards] ®
Dactylopteridae.
Uçanbalıkgiller [flying fish] ® Exocoetidae.
uçankefal balığı [African sailfin
flyingfish] ® Parexocoetus mento.
uçankırlangıç balığı [flying gurnard] ® Dactylopterus
volitans.
uç-konumlu ağız [terminal mouth] Balıkların değişik
ağız yapılarından birini belirtmede de kullanılır. Alt ve üst çeneler uçtadır
(öndedir); dudaklar eşit ve orta konumludur.
uçkur [codline, codend lashing] Trol torbasının
son kısmının (torbanın büzülerek) bağlanmasında kullanılan yumuşak halat.
uçucu [volatile] Buharlaşabilen.
uçurtma [kite] Trol ağının yukarıya doğru
kaldırılması ya da balıkların ürkütülerek ağın ağzına yönlendirilmesi için
kullanılan yalancı mantar yaka görevi yapan araç.
uç-üstü konumlu ağız [superior mouth] Balıkların değişik
ağız yapılarından birini belirtmede de kullanılır. Ağız kıvrımı yukarıya doğru
çaprazi durur. Alt çene üst çeneden uzundur.
UDN (kıs) [Ulcerative Dermal Necrosis] ® İltihaplı
deri dokusu çürümesi.
ufuk [horizon] Deniz ile atmosferin
birleşmiş gibi göründüğü hat.
ulaşılabilirlik [accessibility] Uygun
balıkçılık aracı ile o alanda yayılmış balığı avlayabilmek.
ultra- (önek) [ultra-] Öte, ötesinde, aşırı,
fazla, dan sonra. Örnek; ultraviyole (ultraviolet)-görünen mor’dan öte.
ultrahalin [ultrahaline] Tuzluluğu 30 ppt’den
fazla deniz suyu.
ultraoligotrofik [ultraoligotrohic] Besin tuzu girdisinin
çok az olduğu çok verimsiz sucul ekosistem.
ultraplankton [ultraplankton] 5µ’dan küçük olan
plankton.
ultrasantrifüj [ultracentrifuge] Çok yüksek devirli olup 2,000.000 G yaklaşık 19,600 km/s²) ivme
veren ve çok küçük malzemenin (moleküllerin) çökelmesini sağlayan cihaz.
ultrason [ultrasound] Sesüstü, ses ötesi.
ultraviyole [ultraviolet] ® Morötesi.
ulusal sınırı aşan balıkçılık [trans-national fishery] Stok(ların)
münhasır ekonomik kuşağı aştığı balıkçılık. Örnek; Karadeniz’de hamsi balığı.
Ulva lactuca (?) [Chicory sea lettuce] ® Ulva rigida.
Ulva lactuca var.
rigida (?) [Chicory sea lettuce] ® Ulva rigida.
Ulva rigida (?) [Chicory
sea lettuce] Sin. Ulva lactuca, Ulva lactuca var. rigida, Ulva thuretii. Tallus çok
biçimli ve yapraksıdır. Köksü bir disk ile tabana yapışır. Büyüme difüzdür.
Üremede yaşam döngüsü digenetik olup eş-yapılıdır. Gametofitler çift kamçılı
anisogemet ve sporofitler 4 kaççılı spor oluşturur. Boyu sıklıkla 10 - 30
cm'dir ancak 1 m'yi de geçebilir. Sakin besin tuzlarınca zengin kesimlerde
yaşar. Türkiye'nin Ege ve Karadeniz kıyılarında bulunur. Elle hasat edilir.
Çeşitli kullanım ve gizil kullanımı vardır.
Ulva thuretii (?) [Chicory sea lettuce] ® Ulva rigida.
Umbrina cirrosa (minakop, kötek balığı, melakopiya, han balığı, gölge balığı, işkine,
milakop, kötek, minekop) [shi drum] Tabansaldır (demersaldır). Acı-suya girer. 0-
UNEP (kıs) [United Nations
Environment Programme] Birleşmiş Milletler Çevre
Programı.
UNESCO (kıs) [United Nations Educational Scientific and
Cultural Organization] Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı.
unutulan
isim [nomen oblitum (nom. oblit.)] Kullanılmayan ve zoolojik isimlendirme kurallarınca red edilen isim.
Upeneus asymmetricus (Nilbarbunyası balığı) [asymmetrical goatfish] Tabansaldır (demersaldır). Boyu TL=30 cm olabilir. Kızıldeniz’den Akdeniz’e
göçmüştür. Kumluk ve çayırlı alanlarda bulunur. İyi bir yemeklik balıktır.
Upeneus moluccensis (Nil barbunyası, paşabarbunyası balığı, paşa barbunyası, paşa barbunu) [goldband goatfish] Tabansaldır (demersaldır). Acı-suya girer. 10-
Upeneus pori (Nil barbunyası) [Por's goatfish] Tabansaldır (demersaldır). Boyu
TL=19 cm olabilir. Kızıldeniz’den Akdeniz’e göçmüştür.
upveling [upwelling] ® Upwelling.
upwelling [upwelling] Soğuk, besin tuzlarınca zengin
dip sularının yüzeye çıkması. Bu alanlar çoğunlukla çok verimli balık ve
balıkçılık bölgeleridir. Balıkçılık için en önemli olan upwelling alanları
kıyıya paralel rüzgârlar ile Ekman taşınımının söz konusu olduğu kesimlerdir.
Uranoscopidae (Kurbağabalığıgiller) [stargazers] Actinopterygii, Işınlı-yüzgeçliler sınıfı, Levreksiler (Perciformes)
takımı, Trachinoidei alttakımının bir ailesi olup 8-9 cins ve 50-51 türü
kapsamaktadır. Gövde öne doğru iridir. Gözler kafanın üstündedir. Baş ve ağız
büyüktür. Ağız yukarı doğru bakar, öne doğru uzayabilir (protractile). Sahte
yem olarak kullandıkları dokunaçları vardır. Göğüs yüzgeçleri iridir. Bütün
Dünya denizlerine sığ sularda bulunurlar. En çok 250 m derinliğe kadar
rastlanırlar. Gözler dışarıda kendisini
çamurlu tabana gömerler ve üstünden
geçen balıklar ve omurgasızlarla, çokkıllıların
kurtçukları ve kabuklularla beslenirler. Sırt ve dışkıl (anal)
yüzgeçleri görece uzundur. Solungaç kapağının arkasında ve iki tarafta ağı
(zehir) taşıyan iki diken bulunur. Bazı türler elektrik şoku verir. Akdeniz’de
yaşayan türün boyu uzun değildir en çok 35 cm, Karadeniz’dekilerin boyu ise 30
cm kadardır. Azman kurbağabalığının (Kathetostoma giganteum) boyu 90 cm’yi bulur. Sırt gri esmer, karın
sarımsı beyaz renklidir.
Uranoscopus scaber (tiryaki, kurbağa balığı, çift yaldızlı
balığı, deniz ineği, deniz kedisi, tiryaki balığı) [Atlantic
stargazer] Tabansaldır (demersaldır). Boyu TL=40 cm kadar olabilir.
Ticari balıkçılığı önemsizdir. Omuz dikenleri batınca çok acı verir. Genellikle
kuma ve çamura gömülüdür. Elektrik ve akustik atış üretebilir. Bir kaç saniye
süren uzun atışları yazın üreme döneminde yapar. Eşeylerde (cinsiyetlerde) çift
yapısallık (dimorfizm) vardır.
Urochordata [Tunicata, tunicates] ® Gömlekliler.
uropod [uropod] Eklembacaklıların karın
bölgesinden sonra gelen ve karın bölgesinin en son oynak kısmının (telson) her
iki tarafında yer alan ve dümen görevi yapan uzantılar.
urostil [urostyle] Uzunca olup omurganın
sonunda yer alan ve kuyruk yüzgecini destekleten tek parça kemik.
uskumru [Atlantic
mackerel, mackerel] ® Scomber
scombrus.
uskumru turnası [Atlantic saury] ® Scomberesox
saurus saurus.
Uskumrugiller [mackerels, tunas, bonitos] ® Scombridae.
uskur [screw] Pervane.
ustura balığı [pearly razorfish] ® Xyrichtys novacula.
ustura istiridye (ustura midyesi) [pod razor shell, sword razor shell, razor shell] ® Ensis ensis.
ustura midyeleri [razor clams]
®
Solenidae.
ustura midye(si) (ustura istiridyesi) [pod razor shell, sword razor shell, razor shell] ® Ensis ensis.
ustura midyesi [razor clam] ® Solen marginatus.
Usturamidyesigiller [razor clams] ® Solenidae.
usturmaça [fender] Gemi ile herhangi başka
bir yapı arasına sürtünme ve vurma şokunu emmesi için konulan oto lastiği,
plastik ya da halattan örülmüş balon, armut, ya da silindir şeklindeki yastık.
utangaç yengeç [shamefaced crab] ® Calappa granulata.
utrikulus [utriculus] Yayınbalığıgillerde
(Siluridae) en büyük otolit olan lapiilus’un yer aldığı içkulak kısmı.
UV (kıs) [ultraviolet] ® Morötesi.
uyku hastalığı [sleeping sickness] Tek gözeli (hücreli) asalakların (parazitlerin) neden olduğu hastalık.
Balık haftalar boyunca yan yatar, yavaş solur ve çok az hareket eder.
uykucu yengeç (tüylü yengeç) [sleepy crab] ® Dromia personata.
uyum [adaptation]
Organizmaların belirli koşullarda ‘normal’ doğal denilebilecek yaşam faaliyeti
göstermeleri.
uyum havuzu [acclimation pond]
Yetiştiricilik-besicilik amacıyla genç (erinleşmemiş) balıkların yeni
çevredeki özel koşullara alıştırılması için oluşturulmuş havuz.
uyuşturan (uyuşturan balığı) [Atlantic torpedo] 1- ® Torpedo
nobiliana.
uyuşturan [common torpedo]
2- ® Torpedo
torpedo.
uyuşturan balığı [spotted torpedo] ® Torpedo marmorata.
uyuşturan midye ağılaması [Amnesic Shelfish Poisoning (ASP)] Bir olasılıkla diatomların ürettiği nörotoksin (sinir sistemini etkileyen)
maddesinin besin zincirinde midyelere ve oradan da insana ulaşarak hafıza kaybı
ve sersemlik yaratan ağılanma (zehirlenme).
Uyuşturanbalığıgiller [torpedoes, electric rays] ® Torpedinidae.
uzak [distal] Gövdenin ya da organın dışa doğru (merkezden ırak) kısmı (yakının tersi).
uzak göçmen balıklar [highly migratory species] Uzun mesafede
göçen, münhasır hükümranlık sınırını ya da münhasır ekonomik kuşağı aşan,
uluslararası sularda göçen balıklar için kullanılır. Örnek; ton balıkları,
orkinoz ve kılıç balığı.
uzak mesafe balıkçılığı [distant water fishery] 1- Bağlı olduğu limandan binlerce kilometre uzakta yapılan balıkçılık.
uzak mesafe balıkçılığı [far distance fishery] 2- Türkiye’nin coğrafik konumu
açısından Akdeniz sular sistemi dışında (okyanuslarda) yapılan balıkçılık.
uzak mesafe balıkçılığı [far distant fisheries] 3- Ulusal karasuları dışında, uluslararası sularda
(okyanuslar) yapılan balıkçılıktır. Bu faaliyet avcı gemileri, işleme
değerlendirme gemisi (fabrika gemi) ve benzeri servisleri ve bir üs gerektiren
balıkçılık şeklidir. Bunda ileri gitmiş ülkelerin başında Japonya, eski
Sovyetler Birliği, ABD, Polonya ve benzeri ülkeler gelmektedir.
uzaklık [distance] Sıfır ile
sonsuz arasında yer alan, ölçü birimi cinsinden verilen, iki nesne arasındaki
farklılık.
uzaklık fonksiyonu [distance function] Ayrışım analizi ya da
uzaklık fonksiyonu kullanılarak iki popülasyon, ya da iki stok arasındaki
farklılığı (ayrılığı) belirleme ve göstermede kullanılan ilişki, denklem.
uzaktan algılama [remote sensing] Geniş anlamda, bir nesne, alan ya da olaya ait
ölçümlerin ilgi alan, nesne ve olaya fiziksel yakınlık ya da doğrudan ilişki
olmadan elde edilmesi ve toplanmasıdır. Uzaktan algılama alanına örneğin
uçaktan ya da helikopterden hava fotoğrafı çekilmesi ya da diğer ölçümlerin
yapılması ile tıpta ana rahmindeki (uterustaki) fötusun (ceninin) ses ötesi
cihazlarla izlenmesi, gemilerden balıkların bolluk ya da dağılımlarının yine
uygun ses ötesi yankı iskandilleriyle izlenmesi de katılmaktadır. Halbuki
günümüzde uzaktan algılama yaygın olarak yalnız uydulardan veri toplama ve
gözlem yapma şeklinde anlaşılmaktadır. Uzaktan algılama radyometri, jeodezi ve
akustik alanlarında cazip olup dikkat çekmekte ve kullanılmaktadır.
uzaktan kumandalı araç [Remotely Operated Vehicle (ROV)] Su kolonunda derine dalarak balık gibi derin deniz
organizmalarının, derin deniz iletişim kablolarının, boruların ve diğer su altı
yapılarının izlenmesi ve filminin çekilmesinde kullanılan insansız olup gemi
güvertesinden kullanılan ve kontrol edilen bir cins denizaltı aracı.
uzatmalı [teleplanic] Uzun süre planktonda kalan ve bu nedenle geniş alanlara
yayılabilme olanağına sahip yüzücü (pelajik) kurtçuklar (larvalar) için
kullanılır.
uzay [space]
Galaksi, uydu ve yıldızların bulunduğu evren.
uzayabilen [protractile] Balıkların değişik ağız
yapılarından birini belirtmede de kullanılır. Öne uzatılabilir ağız.
uzayan ağız [protrusible, protractile] Balıkların
değişik ağız yapılarından birini belirtmede de kullanılır. Öne doğru
uzatılabilen ağız. Bazen öpücük verir gibi dudaklar uzar, bazen de tüp gibi öne
çıkar.
uzaysal [spatial] Yere göre düzenlenmiş ve
yerleşmiş.
uzun kuyruklu rina [honeycomb stingray] ® Himantura
uarnak.
uzun süreçli gizil av (uzun süreçli
potansiyel av) [long-term potential catch] Var olan çevresel koşullarda bir stoktan
birbirini izleyen yıllarda avlanabilecek en yüksek av miktarıdır. Bu miktar
birkaç yoldan (en yüksek değerlerden, üretim modellerinden, yeteri uzunlukta
gözlemlenen ortalama avdan) elde edilebilir.
uzun süreçli gizil ürün (uzun
süreçli potansiyel ürün) [long-term potential yield] Değişken çevresel koşullarda bir stoktan elde edilen en yüksek
sürdürülebilir ortalama ürün (hasat).
uzun süreçli potansiyel av [long-term
potential catch] ® Uzun süreçli gizil av.
uzun süreçli potansiyel ürün [long-term potential yield] ® Uzun
süreçli gizil ürün.
uzunburunlu farebalığı [roughsnout grenadier] ® Trachyrincus
scabrous.
uzunçırçır balığı (çırçır balığı, ot balığı) [long-snouted wrasse, pointed-snout wrasse] ® Symphodus rostratus.
uzundikence balığı [southern ninespine
stickleback] ® Pungitius
platygaster.
uzungelincik balığı [ling] 1- ® Molva
molva.
uzungelincik balığı [Spanish ling] 2- ® Molva macrophthalma.
uzunkanatton [albacore] ® Thunnus
alalunga
uzunkeler balığı [common guitarfish] ® Rhinobatos
rhinobatos.
Uzunkuyruklubalıkgiller (Fare-kuyruklugiller) [rattails, grenadiers, whiptails] ® Macrouridae.
uzunlevrek [zander] ® Sander lucioperca.
uzunpervane balığı [slender
sunfish] ® Ranzania laevis.