S [updated last March
23, 2016]
S (abbrev) [yaşama oranı] ® Survival rate.
saboron helmet [?] ® Phalium saburon.
sacculus [sacculus] Balıkların kulak
kapsülünde, utrikulus ve lagena arasında yer alan, genelde en büyük iç kulak
odacığıdır. Bu odacıkta sagitta adı verilen, genellikle en büyük otolit yer
almaktadır. ®
Sagitta.
sacrificial anode [tutya] Farklı metallerin suya konulması
sonucu bunlardan biri anot gibi davranarak erir. Bu metallerin erimesini
azaltmak için bunların yakınına elektrolit potansiyeli uygun başka bir metal
örneğin çinko konulur ki buna eriyici anot ta denir.
saddled
seabream [melanurya
balığı, melanurya, melanur] ® Oblada
melanura.
safe biological limit [güvenli biyolojik sınır] İçgöçün (stoğa katılmanın) kademeli olarak önemli ölçüde
azaldığı stok biyokitlesi sınırıdır.
sagitta (arrow) [ok] 1- Ok anlamındadır. Kıllıçenelilerden olup yüzey-suda (pelajik kesimde) ve
açıkta yaşayan, hızlı yüzebilen çok küçük boylu etçil (yırtıcı) hayvan. Örnek; Sagitta setosa.
sagitta [sagitta] 2- Balıkların kulak kapsüllerinde
yer alan 3 çift (toplam altı) otolitten biridir. Sazangiller (Cyprinidae) ve
Yayınbalığıgiller (Siluridae) hariç en büyük otolittir. Sagitta sacculus içinde
bulunur. Yaş tayinleri ve eski kalıntılar ile mide muhtevasında balık türü
tayininde kullanılmaktadır.
sailfin
dragonet [küçüküzgün balığı, üzgün balığı] ® Callionymus pusillus.
sailor (crew, seaman) [denizci (tayfa, gemi adamı)] Gemide sefere katılan işçi. ® Seaman.
sailor's hammock [branda] Denizcilikte, güvertede
olup açıkta duran cihaz ve malzemenin örtülmesinde kullanılan su geçirmez bir
cins kumaş.
Saint Peter's fish (John Dory) [dülger balığı, güneş
balığı, dikenlipeygamber balığı, dikenlidülger, peygamber balığı] ® Zeus faber.
sakates, rays [Özkedibalığıgiller] ® Tırpanagiller. ® Rajidae.
Salaria basilisca (zebra blenny) [horozbina] Tabansal (demersal) olup 2-15 metrelerde rastlanır. Boyu
TL=18 cm olabilir. Deniz çayırları arasında bulunur. Birkaç dişinin yumurtasını
erkek bekler. Yumurtaları yapışkan ve tabansaldır.
Salaria pavo (peacock blenny) [ibiklihorozbina
balığı] Tabansaldır (demersaldır). Acı ve tatlı-suya girer. Boyu
TL=13 cm olabilir. Balıkçılığı kişisel tüketim düzeyindedir. Sığ suda
kayalıklar ve deniz çayırları arasında bulunur. Yumurtaları yapışkan ve
tabansaldır.
salema [sarpa, sarpan, çitari, sarpan balığı, salpa] ® Sarpa
salpa.
salinity [tuzluluk (salinite)] çözünmüş tuzların
ölçüsü olup deniz suyunun 1 kg’ındaki katı maddelerin gram cinsinden
ağırlığıdır. Sulardaki tuzluluk dağılımı kaynağa göre değişmekle birlikte
yaklaşık şöyledir:
Tatlısu <1,0 ppt İçsular 0,5-2,0 ppt., ve daha az. Hafif tuzlu 1,0-3.0 ppt. Orta derecede tuzlu 3,0-10,0 ppt. |
Acısu 0,5–2,0 ve 17,0 -21 ppt. Çok tuzlu 10,0-35,0 ppt. Deniz suyu 35,0 ppt Salamura >35,0 ppt. (doymuş çözelti) |
Karasal tuz
göllerindeki miktarlar ise çok daha yüksektir.
salinity in the sea [denizlerde tuzluluk] Dünya denizlerinde
genelleme olarak ortalama tuzluluk %o35 okyanusların açık kesimlerinde %o32-38 arasında, Akdenizde %o39,
Kızıldenizde %o41’dir.
salinometer [tuzluluk ölçer (salinometre)] Elektrik iletkenliğini kullanarak suların tuzluluğunu
ölçmede kullanılan alet.
Salmo labrax (Black Sea salmon) [denizalası balığı, alabalık, deniz alası] Karadeniz alabalığı, Salmo trutta labrax bilimsel adıyla da tanınmaktadır. Doğu Karadeniz’de yukarı-göçer (anadrom)
balık olup Çıldır gölünde de bulunur. Boyu TL=110 cm olabilir. Deniz, acı-su ve
tatlı-suda yaşar. Nisan-Mayıs aylarında ırmak ve derelere girer.
Salmo salar (Atlantic salmon) [som balığı] Karadeniz’de yetiştiriciliğinin denendiği ancak
başarısız olan ve o yıllardan sonra dilimize somon adıyla da giren Atlas
Okyanusu’nda yaşayan Alabalıkgil bir türdür. Boyu TL=150 cm ve ağırlığı
Salmo trutta abanticus (?) [göl alabalığı] Abant gölünde ilk kez 1954’te tanımlanmış olup küçük boylu, en çok 58 cm’ye
ulaşan bir Alabalıkgildir. Yeni bir tür olduğundan şüphe edenler vardır.
Salmo trutta caspius (?) [sea
trout] Yazında
Salmo caspius bilimsel adı da kullanılmaktadır. Hazar Denizi kökenli olup Aras nehrinde
yaşadığı belirtilmektedir. Avrupa kaynakları bunun yeni bir tür olmadığını
ileri sürmektedir. ® Salmo trutta trutta.
Salmo trutta
macrostigma (?) [dağ
alabalığı, büyük lekeli alabalık] Sapanca, Uludağ
yöresinde yaşayan alabalık türüdür. En çok TL=60 cm olabilir. Taban-yüzücü
(bentopelajik) olup yukarı-göçerdir (anadromdur).
Salmo trutta trutta (sea trout) [deniz alası, denizalası
balığı] Yüzücü (pelajik) yukarı-göçerdir (anadromdur). Tatlı ve acı-suda bulunur.
Boyu TL=150-
salmon (Atlantic
salmon) [som] Alabalıkgiller familyasının bir ferdi. ® Salmo
salar.
salmon and trout (salmons) [Alabalıkgiller] ®
Salmonidae.
Salmonidae (salmons, salmon and trout) [Alabalıkgiller] Işınlı-yüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı, Teleostei
arasınıfı, Protacanthopterygii üsttakımı, Salmoniformes takımı, Alabalıkgiller
(Salmonidae) ailesi 3 alt aileye [Coregoninae (3 cinste 77 tür); Thymallinae (1
cinste 12 tür); Salmoninae (6 cinste 101 tür)] ayrılır. Yaygın bilinen gruplar
som balıkları ile alabalıklardır. Akdeniz sular sisteminde tek türü yaşar.
Yumuşak ışınlı balık ailesidir. Gövde iğ gibidir. Ağız büyük, alt çene yaşlı
erkeklerde bazen kıvrımlıdır. Çenelerde dişler vardır. Sırt yüzgeci tek ve
kısadır. Yağ yüzgeci bulunur. Kuyruk hafif çataldır. Pullar küçük, kaygan ve
çok sayıdadır. Sırt esmer-yeşil, karın ise beyazımsıdır. Gövdede çok sayıda
koyu ve kırmızı renkli noktacıklar vardır. Çoğunluğu 55-90 cm olmak üzere
boyları 110 cm’ye kadar ulaşır. Alabalıkgiller tatlı-suda yumurtlar ancak
yaşamlarının büyük bir kısmını denizde geçirirler (yukarı-göçer –anadromous-
balıklardır). Yırtıcıdırlar, küçük kabuklular, böcekler ve küçük balıklarla
beslenirler. Birkaç yüz kilometre göç edebilirler. Erkekler 2, dişiler 3
yaşından sonra yumurtlamak için tatlı-sulara girerler, nehir ve ırmak boyunca
akıntıya karşı tırmanarak yumurtlayacakları kesime ulaşırlar. Yumurtlama
oksijence zengin soğuk suda (5-10ºC)
çakıllı tabanda olur. Gençler denizel yaşama geçmeden önce 1-5 yıl tatlı-suda
kalırlar. İlk eşeysel olgunluk 3 yaşında olur.
salmons [Alabalıkgiller] ® Salmonidae.
salt absorbing cells [tuz soğuran gözeler (hücreler)] Solungaçlarda sudan tuzu vücut içine alan gözeler.
salt front [tuz cephesi] Denizden ırmağa doğru kama gibi uzanan tuzlu su.
salt gland [tuz bezesi] Tuz salgılayan beze.
Vücutlarındaki tuz miktarını belirli bir düzeyde tutmak için örneğin deniz suyu
ile alınan aşırı tuzu (NaCl) atmaya yarayan beze. Deniz sürüngenlerinde olduğu
gibi martıların gözlerine yakın kısmında böyle beze bulunur.
salt lake [tuz gölü] Genellikle balığı olmayan ve yüksek buharlaşma nedeniyle tuzlanmış kapalı
su kütlesi.
salt marsh [tuzlu bataklık] Tuzlu suyun ıslattığı kara parçası. Bu gibi kesimler sığ
olup yavru balıkların önemli beslenme alanıdır. Bu alanlardaki üretim zirai
üretimden daha yüksek olup açık suların 20 katına ulaşabilir.
salt secreting cells [tuz salgılayan gözeler (hücreler)] Solungaçlardan tuzu vücut dışına (suya) atan gözeler.
salt wedge [tuz kaması (tuz
dili)] Tabandan haliç içine
doğru kama şeklinde uzanan tuzluluğu yüksek su tabakası.
salted
and dried mackerel [çiroz] Önce tuzda 8-10 saat
bekletilmiş, sonra temizlenerek kurutulmuş uskumru.
salted
fish [salamura balık] Tuzlu suda koruma ve saklanmaya alınmış balık.
salted
tunny (lakerda) [lakerda] Tuzlanarak hazırlanmış balık. Tuzlu balık.
salting [tuzlama] Tat vermek ya da diğer işlemler için balığın kısa ya da uzun süreli tuzla
muamelesi.
samlet (parr, skegger) [parmakboy] ® Fingerling.
sample [örnek (numune)] 1- Belirli
bir yerden alınan su, canlı ya da taban malzemesidir. Örnek ne kadar çok ve bol
olursa buna dayalı oluşturulacak sonuç da o denli doğadaki duruma yakın yani
kısaca güvenilir olur. Ancak belirli bir noktadan sonra örnek sayısını artırmak
güvenirliği aynı oranda artırmayacağı gibi aşırı çaba ve giderin oluşmasına yol
açar. Bu nedenle istenen istatistiki güvenirliği sağlayan sayının üstünde örnek
alınmasından kaçınılmalı fakat gereken sayıda da örnek alınmalıdır.
sample [örnek (numune] 2- Bir balık stokunun,
stoğu temsil edecek düzeydeki bir kısmının ya da bir parçasının araştırma
amacıyla alınmasıdır. Alınan örnek miktarı ya da sayısı ne kadar çoksa bu
örnekten elde edilecek bilginin güvenirliği de o ölçüde yüksektir.
sampling [örnekleme] 1- Saha çalışmalarında ilgi
duyulan öğenin bir kısmının alınması, ölçülmesi vb. ® Stratified
sampling (Tabakalandırılmış örnekleme). ®
Unstratified sampling (Tabakalandırılmamış örnekleme). ®
Probabilities proportional to size (Olasılıkları
büyüklüğe oranlanmış).
sampling [örnekleme] 2- Sahadan örnek alma çalışması.
sand [kum] Çakıldan küçük mil ve balçıktan büyük parçacık (0,06-2,00 mm).
sand borers (sillaginids, smelt-whitings,
sand-smelts) [Gümüş-sillagogiller] ® Sillaginidae.
sand cockle [?] ® Acanthocardia spinosa.
sand
gap system [kum
boşluk sistemi] ® Mesopsammon.
sand gaper [?] ® Mya arenaria.
sand
goby [küçükkaya, hurmakayası
balığı, kayabalığı] ® Pomatoschistus
minutus.
sand lance (sand-eels, sandlance) [Kumbalığıgiller] ®
Ammodytidae.
sand sharks (whaler sharks) [Harhariyasgiller] 2- ® Carcharhinidae. ® Carchariidae- Odontaspididae.
sand sharks (whaler sharks, Odontaspididae) [Harhariyasgiller] 1- ® Carcharhinidae (syn. Carchariidae).
sand
smelt [aterina, aterina balığı, gümüş, gümüş balığı] ® Atherina
(hepsetia) presbyter.
sand
sole [kumdil balığı, dil balığı] ® Pegusa
lascaris.
sand tiger shark [pamuk balığı] ® Carcharias taurus.
sandbar shark [büyükcamgöz balığı, camgöz] ® Carcharhinus plumbeus.
sand-eels (sand lance, sandlance) [Kumbalığıgiller] ® Ammodytidae.
Sander lucioperca (zander) [tatlısu levreği, akbalık, uzunlevrek, sudak balığı] Yüzücü (pelajik) olup
ırmak-göçerdir (potamadromdur). Tatlı-suda bulunur, acı-suya girer. Boyu TL=130
cm ve ağırlığı
Sander marinus (estuarine perch) [denizakbalığı, deniz
akbalığı] Taban-yüzücüdür (bentopelajiktir), acı-suda bulunur,
nadiren nehirlere girer. Soyunun durumu hakkında yeterli veri yoktur.
Sander volgensis (Volga pikeperch) [berş, sekret
balığı] Tabansal (demersal) olup acı-suya girer. Nehirlerde bulunur. Ticari
balıkçılığı vardır.
sandlance (sand-eels, sand
lance) [Kumbalığıgiller] ® Ammodytidae.
sand-smelts (sillaginids, smelt-whitings, sand borers) [Gümüş-sillagogiller] ® Sillaginidae.
sandworm [kumkurdu] Denizde yaşayan Çokkıllılar’a (Polychaeta) verilen bir diğer isim.
sandy
ray [kumvatozu balığı] ® Leucoraja circularis.
sanguins [?] ® Psammobiidae.
sanitary fish [temizlikçi balık] Bitkisel büyümeyi sınırlaması için akvakültür havuzlarına
aşılanan otobur (herbivor) balık.
sapro- (prefix) [sapro-] Çürük,
çürümüş.
saprobian systems [saprob sistemler] Bakteri
miktarları açısından balıkçılığa uygun ve uygun olmayan sabrob sistemler.
polysabrobe zone |
[polisaprob kuşak] |
1 milyon bakteri/ml
(balıkçılığa uygun değil). |
a mesosabrobe zone |
[a-mezosaprob kuşak] |
105-106 bakteri/l
(balıkçılığa uygun değil). |
b mesosabrobe zone |
[b-mezosaprob kuşak] |
105 bakteri/l den
az (balıkçılığa uygun). |
oligosaprobe zone |
[oligosaprob kuşak] |
100 bakteri/l den az
(balıkçılığa uygun). |
saprobic [saprob] Organik malzemenin fazla, oksijenin az olduğu ortamla ilgili.
sapropel [sapropel]
1- Derin
suda oksijensiz koşullarda oluşan çökelti katmanı.
sapropel [sapropel] 2- Göl tabanındaki yapışkan, kokan
çürümüş malzeme.
saprophagy [saprofaj] Ölü ya da çürümekte olan malzemeyle beslenme.
saprophystes [saprofitler] Çürüyen ya da çürümekte olan dokular üzerinde ya da onlarla beslenerek
yaşayan mantarlar ve bazı bakteriler gibi canlılar.
saprophyte [saprofit] Çürükçül. Ölü ya da çürümüş
organik malzemeyle beslenen.
saprozoic [çürükçül (saprozoik)] Ölmüş, kokuşmuş malzemeyle beslenen organizma.
saprozoic nutrition [çürükçül (saprozoik)
beslenme] Çözünmüş organik
malzemeden yararlanma ya da beslenmedir.
sarcophagi [sarkofaj] Etle beslenme. Etobur, karnivor.
Sarda sarda (Atlantic bonito) [palamut, torik, sivri balığı] Yüzücü (pelajik), okyanus-göçerdir
(okyanodromdur). Acı-suya girer. 80-
12- 16- 22- 28- 35- |
40- 45- 55- |
Sardina pilchardus (European pilchard) [Akdeniz sardalya balığı, ateş balığı, sardalya balığı, sardalya] Avrupa kıyılarında yaşayan, sürü
oluşturan, yüzücü (pelajik) ve okyanus-göçer (okyanodrom) bir balık türüdür.
Acı ve tatlısuya girer. 10-
Sardinella aurita (round sardinella) [sardalya, kulaklısardalya, sardalya, büyük sardalya] Okyanus-göçerdir
(okyanodromdur). Acı-suya girer. 0-
Sardinella maderensis (Madeiran sardinella) [sardalya, beneklisardalya, tirsi] Yüzücü (pelajik), okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 0-
sardines (herrings, shads) [Sardalyagiller (Ringagiller)] ® Clupeidae.
Sardinia coral [kırmızı mercan] ® Corallium rubrum.
Sargasso Denizi [Sargasso Sea] Bermuda ve Azor
arasında kalan kuzey Atlas Okyanusu kesimine (200N ve 350N
enlem ile 300W ve 700W boylam arasına) verilen addır.
Yüzen Sargassum cinsi su yosununun
çokça bulunmasından adını almıştır. Deniz ABD’nin doğusu ile Gulf Stream’in
güneyine düşer. Suyu görece sıcak ve tuzlu olup birçok girdap barındırır. Besin
tuzlarınca zengin suyla karışma olmadığı için biyolojik yönden fakirdir. Avrupa
yılan balığının (Anguille anguilla)
yumurtladığı alan olarak bilinir.
Sargassum
acinarium (slender sargassum) [?] Sin. Sargassum linifolium. Esmer algdir.
Çatal dallıdır. Üst litoral tabakada yaşar. Elle toplanır. Alginat kaynağı olup
beslenme ve eczacılıkta kullanılabilir. Boyu 1 metreye ulaşabilir. Türkiye'nin
Ege kıyılarında bulunur.
Sargassum
linifolium (slender sargassum) [?] ® Sargassum
acinarium.
Sargassum
vulgare (common
sargassum) [?] Esmer algdir.Tallus dallı çubuk gibidir. Birincil ve
ikincil dallar bulunur. Büyüme uçtadır. Üreme monogenetik döngülüdür. Boyu 50 -
70 cm olabilir. Gelgit alanın üst kısmında yaşar. Türkiye'nin Ege kıyılarında
bulunur. Hasad elle yapılır. Tıbbi ve besi olarak kullanımı vardır.
Sargocentron rubrum (redcoat) [Hindistan balığı, naylon
balığı, asker balığı, sincap balığı] Denizel olup 1-
Sarpa salpa (salema) [sarpa, sarpan, çitari, sarpan balığı, salpa] Taban-yüzücü (bentopelajik) ve okyanus-göçerdir
(okyanodromdur).
sashimi [suşi] ® Sushi.
saturate [doymuş] Herhangi bir çözünür
maddenin çözeltide daha fazla çözülemeyecek aşamaya ulaşmış olması.
saucer jelly (common sea jelly, moon jelly) [medüz] ® Aurelia aurita.
Saurida undosquamis (brushteeth lizardfish) [mırlan balığı, zurna balığı, iskarmoz, lokum balığı, gümüş balığı] Hint Okyanusu-Kızıldeniz kökenli (Lessepsian göçmen) olan bu kemikli balık
Süveyş kanalı üzerinden doğu Akdeniz’e yerleşmiştir. Filistin kıyılarında ilk
kez 1954-55 yıllarında avda görünmeye başlamış ve daha sonra ekonomik önemi
olan baskın tür haline gelmiştir. İğ şeklinde vücuda sahip olan bu balık
Türkiye kıyılarında yılda iki kez (Mayıs-Temmuz ve Eylül-Ekim aylarında)
yumurta bırakmakta olup sıcak kıyıya yakın suları tercih etmektedir. 1-
sauries [Zurnabalığıgiller] ®
Scomberesocidae.
saw like (serrate) [testeremsi] Testere dişine benzeyen, tırtıklı.
sawback
angelshark [keler] ® Squatina aculeata.
sawfishes [Testerebalığıgiller] ® Pristidae.
scads (jacks, jack mackerels, pompanos) [İstavritgiller] ® Carangidae.
Scaeurgus
unicirrhus (unihorned octopus) [?] Her bir göz üstünde bir kirpik vardır. Dış
solungaç yaprakçıkları 11 ile 14 adettir. Rengi kırmızımsı kahverengi, sıklıkla
yeşilimsi lekeli ve turuncudur. Manto boyu dişilerde en çok 12 cm’ye;
erkeklerde 7,5 cm’ye ulaşır. Bentik tür olup 100 m ile 800 m derinlikler
arasında kumlu çamurlu tabanda, özellikle 100 ile 500 m’ler arasında yaşar.
Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
scaldback [dil balığı, pisi balığı, küçük pisi] ® Arnoglossus kesleri.
scaldfish [dil balığı, pisi balığı, küçük pisi] ® Arnoglossus laterna.
scale [ölçü] Bir malzeme ya da canlının ölçülmesinde kullanılan derecelendirme.
scale [pul] Balıkların vücudunu örten ve koruyan küçük plakalar şeklindeki sertçe
yapılar. ® Ganoid scale
(Ganoit pul). ® Placoid
scale (Plakoid pul). ® Cycloid scale (Çember pul). ® Cyclo-ctenoid
scale (Siklo-ktenoid pul). ® Cosmoid scale (Kosmoid pul). ® Ctenoid (Taraksı pul).
scale [terazi kefesi] 1- Ağırlık ölçümünde kullanılan eşit ağırlıklı kap.
scale [terazi] 2- Balığın ağırlığını ölçmeye
yarıyan alet. ® Hand-held scale (El terazisi).
scale counts [pul sayımı] Balık vücudundaki pulların belirli ve tanımlanmış bir ya da bir kaç hat
boyunca sayılması.
scale formula [pul formülü] Pul sayımları bazen bir formül olarak verilir. Yanal çizginin üstündeki
pullar paya ve altındaki pullar paydaya yazılır. Bunların önüne ve arkasına ise
bulunan en çok ve en az pul sayıları konur. Örnek; 22 4-5/6-8 24. Anlamı şudur:
Yanal çizgi boyunca en az 22 en çok 24 pul bulunmaktadır. Yanal çizgi üstünde
4-5 ve altında da 6-8 pul vardır. Pul sayıları bazen daha farklı da
verilebilmektedir. Bunun 4/8 şeklinde verilmesi halinde 4 pul yanal çizginin
üstünde 8 pul yanal çizginin altında denilmektedir. Bir başkası, 8+35+12
şeklinde de olabilir. Bu kez denilmek istenen pulların 8’inin yanal çizgi
üstünde, 35 tanesinin yanal çizgi boyunca ve 12’sinin de yanal çizgi altında
olduğudur.
scale-eating (lepidophagy) [pul yeyici] Birçok taksonomik birimin diğer balıkların pullarını değişik yöntemlerle
yemede uzmanlaşmış olan(ları). ® Lepidophagy (Pul yeyici).
scale-rayed
wrasse [derin-su lapini] ® Acantholabrus
palloni.
scalloped
hammerhead [çekiç balığı] ® Sphyrna
lewini.
scalloped
ribbonfish [tepelikağıt balığı, kağıt balığı] ® Zu cristatus.
scallops [Tarakgiller, tarak
midyeleri] ® Pectinidae.
scalpel [neşter] Küçük bıçak.
Scalpellidae (?) [?] Total boyları 1 cm
ile 12 cm arasındadır. Scalpellidae ailesi Akdeniz'de iki cinste birer tür ile
temsil edilir.
scaly dragonfish [kocaağız
balığı] ® Stomias
boa boa.
scaphium [Weber üzengisi] ® Stapes Weberi.
Scaridae (parrotfishes) [Papağan-balığıgiller] Işınlı-yüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı, Levreksiler (Perciformes) takımı, Labroidei
alttakımı, Scaridae ailesinde 10 cins bulunmaktadır. Ailede küçükten (8-10 cm), büyüğe kadar (yaklaşık 1
m) bireyler yer almaktadır. Papağan balıkları 10
cins ve 80 türü kapsar. En çok
Scartella cristata (molly miller) [horozbina] Resiflerle
birliktedir. 0-
scattering [saçılma] Gelen ya da giden enerji, parçacık ses ve benzerindeki değişme.
scavenger (necrophagous) [leşcil] 1- Kadavra, leş (bozunmakta olan organik madde) yeyici.
scavenger [çürükçül] 2- Ölü hayvansal organizmalarla (leş ile) beslenen.
Schaefer model [Schaefer modeli] Ürün ile çabanın bakışımlı (simetrik) parabol
oluşturduğu üretim, modelin temel şeklidir.
Schedophilus
medusophagus (cornish
blackfish) [?] Yüzücüdür (pelajiktir). Boyu TL=51 cm olabilir. Balıkçılığı yoktur.
Medüz ve taraklılar ile beslenir.
Schedophilus ovalis (imperial blackfish) [?] Taban-yüzücü (bentopelajik) olup 70-
schizogamy [epitoki (şizogami)].
Schnabel method [Schnabel yöntemi] Bir stoğun büyüklüğünü saptamaya yarayan bir markalama ve
tekrar yakalama yöntemidir. Yöntem markalı ve markasız avlanan balıkların
sayısına dayanır.
school (shoal) [sürü] Aynı türden olup hepsi ya da büyük bir kısmı aynı fizyolojik düzeyde olan,
geçici bir süre için bir araya gelmiş, karşılıklılık ilkesi çerçevesinde
düzenli hareket eden ve kural olarak biyolojik anlamda sürüdeki balık
bireylerinin yararına olan birlikteliktir.
schoolfish [sürü balığı] Sürü oluşturan balık türü.
schooling behaviour [sürü davranışı] Balıkların sürü oluşturmasının nedenine ilişkin iki
görüş vardır. Birincisi, sürü oluşturma evrimsel bir sonuçtur. İkincisi ise,
sürü vardır çünkü ekolojik yönden önemlidir.
Sciaena umbra (brown meager) [işkine, eşkine,
eşkina, mavruşkil balığı, kaya levreği] Tabansaldır (demersaldır).
Sciaenidae (drums, croakers, hardheads) [Gölgebalığıgiller] Actinopterygii-Işınlı-yüzgeçliler sınıfı, Levreklersiler (Perciformes)
takımı, Percoidei alttakımı, Sciaenidae ailesi 70 cinste 275 türü barındırır.
Sırt yüzgeçleri uzundur, neredeyse kuyruğa erişir. Gövde basık ve pullarla
tamamen kaplıdır. Gözler genelde küçüktür. Yüz yuvarlak ya da sivridir. Ağız
iri, eğik olup alttadır (Argyrosomus)
ya da küçük olup tabansal balıklar gibi yataydır ve alttadır (Sciaena, Umbrina). Alt çenede sakalcık olabilir (Umbrina). Dişler genellikle küçük ve tüysüdür (villiforme).
Kuyruğun bir parçası kesilmiş gibidir, eşkenar dörtgendir. Pullar taraksıdır
(ktenoidtir) ancak çemberimsi de (sikloid de) olabilir. Yüzme kesesi iyi
gelişmiştir. Renk değişkendir, gümüş renginden koyu esmere doğrudur. Sırt ve
kuyruk genellikle koyu gridir. Karın ve dışkıl (anal) yüzgeçler sarımsıdır.
Dünya denizlerine yayılmışlardır. Hem tuzlu hem de tatlı-suda yaşarlar.
Tabansal etoburdurlar; omurgasızlar ve küçük balıklarla beslenirler. Orta
boydan büyük boya kadar (2 m) olan balıklardır. Kıyı kesiminde kumlu çamurlu
zeminde yaşarlar. Küçük gruplar halinde bulunurlar. Beslenme ve üreme
süreçlerinde bir araya gelirler. Yüzme keseleriyle ses çıkarırlar. Ses
çıkarmalarını sağlayan kaslar genellikle erkeklerde gelişmiştir.
sciaphilic
[gölge-sever,
skiafil] Ekoloji
terimidir – Gölgeyi (karanlığı) seven anlamına gelir; yani bitkilerin zayıf
ışık enerjilerine uyum sağlamasıdır (® Fotofil; ışık-sever).
scientific fishery survey [bilimsel balıkçılık çalışması] Bir gemi (tekne) kullanılarak balıkçılık hakkındaki
bilimsel bilgileri artırmak amacıyla yapılan çalışmadır. Bu tür çalışmalar
balıkçılık düzenlemesi ve idaresi dışındandır ve çalışmalarda standart ağ
kullanılmaz. Bu nedenle ve ticari kaygılar dikkate alınmadığından dolayı da
balık bolluğunu daha doğru yansıtırlar.
scientific name [bilimsel isim] Yerel ve halk tarafından kullanılan isimlerin aksine taksonomik bir
bütünün Latince ya da Latinceleştirilmiş adıdır. Burada Linne’nin çift isim
sistemi kullanılır. Her türün bir cins ve bir de türü belirten adı vardır.
Bilimsel isimler yazı içerisinde ya italik ya da altı çizilerek
belirginleştirilir. Örnek; Mullus barbatus
ya da Mullus barbatus (keserbaş barbunya). Bilimsel isim keşfedilmiş
organizmalara verilmektedir. Ancak henüz keşfedilmemiş bir hayvana Pithecanthropus alalus (dik duran, konuşmayan, kçük beyinli maymun adam) adı Ernst
Haeckel tarafından verilmiştir. İzleyen dönemde (1890) Java adamına (ya da
insanına) Du Bois Haeckel'in cins adını alıp
Pithecanthropus erectus adını vermiştir. ava insanının bugükü adı ise Homo erectus'tur.
scientific research vessel [bilimsel araştırma gemisi] Bir kuruma ait olan ya da bütünüyle (av ve personeli
dahil) kiralanmış deniz aracıdır. Bu araçla yapılan çalışmalar bilimsel çalışma
plan ve programına göre yürütülür. Denizdeki bilimsel çalışmaların
gerçekleştirilmesi ve çalışma programının uygulanmasından başuzman
sorumludur.
sclera [gözakı] Kornea (saydam tabaka) ile birlikte gözü dışardan saran beyazımsı, donuk
koruyucu zar.
scleroblast [skleroblast] Sünger iğnesini oluşturan göze(ler), hücre(ler).
sclerochronology [sklerokronoloji] Kalsiyum ihtiva eden otolit, pul, iskelet, solungaç
kapağı vb’nin incelenmesiyle canlının geçmiş yaşam hikayesinin yeniden
yapılan-dırıldığı araştırma.
Scomber japonicus (chub mackerel) [kolyoz, kolyoz
balığı] Yüzücü (pelajik), okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 0-
Scomber scombrus (Atlantic mackerel) [uskumru] Yüzücü (pelajik), okyanus-göçerdir (okyanodromdur).
Ac-ısuya girer. Soğuk ve ılıman
suların 0-
Scomberesocidae (sauries) [Zurnabalığıgiller] Actinopterygii-Işınlı-yüzgeçliler sınıfı, Beloniformes takımı, Scomberesocidae ailesi
iki cinste (Cololabis-2 tür, Scomberesox-2 tür) 4 türü barındırır.
Üst-yüzücü (epipelagic) denizel canlılardır. Sıcak
ve ılıman sularda bulunurlar. Yüzerken su dışına sıçrayabilirler. Gövde uzun ve basıktır. Çeneler gaga gibi olup uzun ya da görece kısa olabilir.
Ağız açıklığı küçük, dişler zayıftır (tüysüdür-villiform). Sırt ve dışkıl
(anal) yüzgeç arkada olup bunlardan sonra ise yüzgeçcikler bulunur. Çatal olan
kuyruk lobları neredeyse eşittir. Pullar çemberimsidir (sikloittir). Yüzme
keseleri yoktur. Türlerin boyları en az 7,7 cm en çok 50 cm olur.
Scomberesox saurus
saurus (Atlantic saury) [uskumru turnası, zurna balığı, zargana, zurna, pinnüllü zargana] Yüzücü (pelajik) ve okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 0-
Scomberomorus
commerson (narrow-barred
Spanish mackerel) [tombak balığı, ceylan
balığı, palamut kolyozu] Yüzücü (pelajik), okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 10-
Scombridae (mackerels, tunas, bonitos) [Uskumrugiller] Actinopterygii - Işınlı-yüzgeçliler sınıfı, Levreksiler (Perciformes)
takımının bir ailesidir. Aile ekonomik önemi yüksek 15 cins ve 55 türü
kapsamaktadır. Gövde uzun ve iğ biçimlidir. Bazı cinslerde basıktır. Yüz
sivridir. Yağlı gözkapağı bazen vardır (Scomber).
Ağız büyük; çenelerdeki dişler güçlü ya da zayıftır. İki sırt yüzgeci bulunur.
Öndeki, arkadakinden kısa ve ayrıdır. Kuyruk derin bir şekilde çatallaşmıştır.
Kuyruk sapında karina vardır. Yanal çizgi basittir. Gövde, pullarla tekdüze (Scomber, Scomberomorus) kaplıdır ya da başın arkası ile karın yüzgeçlerinin
çevresi daha kalın pullarla kaplı olup gövdenin geri kalanı çıplaktır (Auxis, Euthynnus, Katsuwonus) ve
ya da küçük pullarla kaplıdır (Thunnus).
Rengi türden türe çizgiler ve sırttaki koyu mavi ya da yeşil lekelerle ayrılır.
Boyları değişken olup
scoop basket [kepçe] Çuval tipli olup gözenekleri olan ve küçük balıkların avlanmasında
kullanılan araç.
scoop net [kaldırma ağı
(kepçe)] ® Dip-net.
scoophead sharks (hammerhead sharks, bonnethead) [Çekiçbalığıgiller] ® Sphyrnidae.
Scophthalmidae (turbots) [Çivisizkalkan-balığıgiller] Actinopterygii-Işınlı-yüzgeçliler
sınıfı, yassıbalıklar (Pleuronectiformes)
takımı Pleuronectoidei alt
takımının bir ailesidir. Ailede Lepidorhombus, Phrynorhombus,
Scophthalmus, Zeugopterus cinsleri
yer almaktadır. Çivisizkalkan-balığıgiller gözleri sol tarafta olan ekonpmik
önemi yüksek, iri sayılabilecek boyda (Psetta
maxima 1m) yassı balıklardır. Ağız iri olup uçtadır. Alt çene öne çıkıktır.
Gözlerin yer aldığı üst tarafın (aslında
sol tarafın)rengi değişkendir ve taban rengine göre de
değişiklik gösterir. Kör (alt) taraf genellikle beyazımsıdır. 800 m derinliğe
kadar, kıta sahanlığı ve kıta bayırlarındaki tabanda demersal olup uyuşukça
dolaşan, Kuzey Atlas Okyanusu, Baltık Denizi, Karadeniz ve Akdeniz’de yayılmış,
bazı türleri sucul yetiştiricilikte kullanılmış balıklardır.
Scophthalmus rhombus (brill) [dişikalkan, çivisizkalkan, çivisizkalkan balığı] Tabansal (demersal) okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 5-
Scorpaena elongata (slender rockfish) [iskorpit] Tabansal (demersal) olup 75-
Scorpaena loppei (Cadenat's
rockfish) [?] Tabansaldır (demersaldır) ve
50-
Scorpaena maderensis (Madeira
rockfish) [iskorpit] Tabansal (demersal)
olup acı-suya girer. 20-
Scorpaena notata (small red scorpionfish) [altın iskorpit balığı, benekliiskorpit, kırmızı iskorpit balığı] Tabansaldır (demersaldır).
10-700m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=24 cm olabilir. Ticari balıkçılığı
vardır. Kayalık kıyısal kesimde bulunur. Dikenleri ağılıdır (zehirlidir).
Scorpaena porcus (black scorpionfish) [lipsoz balığı, iskorpit, lipsoz] Göçmen olmayan tabansaldır (demersaldır).
Scorpaena scrofa (largescaled scorpionfish) [iskorpit
balığı, lipsoz balığı, kırmızı iskorpit,
iskorpit, adabeyi] Tabansaldır (demersaldır).
Göçmez. 20-
Scorpaenidae (scorpionfishes, rockfish, firefish) [İskorpitgiller] Actinopterygii sınıfı Scorpaeniformes takımının bir
ailesidir. Çoğu denizde yaşar. Denizlerde bilinen en ağılı (zehirli)
balıklardır. Dikenleri zehirli mukus taşır. Tropik ve ılıman iklimde yer alan
sularda yayılmıştır. Geniş bir ailedir. Tabanda dururlar. Sınıflandırılmaları
zor olup henüz yerleşmemiştir. Bir sınıflandırmaya göre 10 alt ailede 388 tür,
bir diğerine göre 3 alt ailede 200 tür bulunmaktadır. Baş büyüktür, dikenlerle
donatılmıştır. Gözler nispeten büyüktür. Ağız büyük, eğik olup öne uzar (protraktil).
Her iki çenede küçük tüysü (villiforme) dişler bulunur. Sırt yüzgeci tek olup
sert ve yumuşak ışınlardan oluşur. Sert ve yumuşak ışınlar V şeklinde
bölünmüştür. Kuyruk yüzgeci yuvarlak-laşmıştır, pullar ktenoid
(taraksı-pürtüklü) ya da sikloidtir (çemberimsi-kaygandır). Yanal çizgi vardır,
bazen tam değildir ya da pulsuz olukçuklarla temsil edilir. Birçok türün gövde
ve baş kısmı üzerinde deri parçaları ve dokunaçlar mevcuttur; zehirli bezler
dikensi yapılarla birleşmiştir. Kıyısal türler kırmızımsı kahverengi ya da az
çok koyu sarı, siyah ya da beyaz mermer damarlı olup yüzgeçler üzerinde lekeler
bulunur. Bulunduğu ortamın rengine sahiptir ki bu da kendini gizlemeyi sağlar.
Bütün okyanuslarda sıcak ve soğuk sularda görülür. Kıta sahanlığının yumuşak ya
da kayalıklı kesimlerinde tabancıldır (bentiktir). Bazı türleri 1,000 m
derinliğe kadar iner. Aile büyükten küçüğe balıkları kapsar. Kabuklularla ve küçük balıklarla beslenirler.
Scorpionfishes (rockfish,
firefish) [İskorpitgiller] ®
Scorpaenidae.
scrap fish [döküntü balık] Ticari değeri olmayan ya da insanların tüketmesinde kullanılmayan balık.
scraper [kazıyıcı] 1- Kaya ve bitkiler üzerindeki malzemeyi kazıyarak yiyen
balık. Örnek; Chondrostoma nasus.
scraper [raspa] 2- Kabaran boya ve pası kazımada
kullanılan L şeklindeki çekiç ve yapılan iş.
screen [çit (perde)] Balığın, örneğin hidroelektrik santrallerinin
türbinlerine girmesini engellemek ve yönlendirmek için kullanılan bir çeşit
kafes, çit.
screening [eleme] Kaba malzemeyi incesinden eleme yoluyla ayırma.
Scrobicularia
plana
(peppery
furrow)
[?] Kabuk yüksekliği
(boyu) eninden usundur. Dıştan mattır. Dış zar (deri) koyu- sarı-gri,
ince ve lifsidir. Eklem (mafsal) sol kabukta bir asıl dişli; sağ kabukta ise
indirgenmiştir. Rengi içte ve dışta solu beyaz ya da bejdir. Boyu en çok 6,5 cm
ve sıklıkla rastlanan boyları 4 cm ile 5 cm arasındadır. Organik maddenin bol
olduğu kumlu-çamurlu kıyısal kesimin korunaklı körfez ve lagünleri ile
mansaplarda görülür. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı
vardır.
Scrobiculariidae
(?) [?] Kabuk
ince, eşit büyüklükte ve elips şeklindedir. Kancalar küçüktür. Dışta büyüme
halkaları görülür. Her bir kabuktaki eklem (mafsal) 2 asıl ve yan dişlidir.
Yanal dişler bazen bulunmaz. İki kas izi vardır. Manto sinüsü derindir. İç
kenarlar pürüzsüzdür. Kabuğun içi ve dışı beyazdır. Solungaçları yapraksı
tiptir. Ayak iri ancak bisus bulunmaz. Sifonlar farklı büyüklükte olup
hareketlidir. Çöken malzemeyle beslenirler.
sculpture [yontu,
heykel] Karındanbacaklılar ve midyelerde pürüzlü, kabartmalı,
süslemeli kabuk yapısı. Alışılagelmiş günlük kelimelerin kullanılmasıyla birçok
kabartı (rölyef) tanımlanabilir. Örnek; kaburgalar, kenarlar, boyutlar, nervür,
varisler, bağlanma–düğüm çizgileri, dikenler, iğneler şişlikler vs.
scupper pipe [firengi] Güvertedeki suyun
boşaldığı bordoya açılan oluklu delikler.
scute [iri pul] Bazı balıklar ile
timsah ve kaplumbağaların vücutlarının dış yüzeyinde görülen sertleşmiş kısım
ya da pul.
Scyliorhinus canicula (small-spotted catshark) [küçük kedi balığı, dişlikedi balığı, kedi balığı, kedibalığı] Tabansaldır (demersaldır).
10-
Scyliorhinus stellaris (nursehound) [kedi balığı, bozlekelikedi balığı] Mercan resifleriyle
ilişkilidir. 1-
Scyllaridae (slipper lobsters) [Cırcırgiller, cırcırlar] Küçük boydan
büyüğe kadar kabuklulardır (Crustacea). Kabukları kalın, sert ve yassıdır.
Renkleri genellikle gri-esmer gölgelidir. Karın kısımları parlak lekelidir.
Akdeniz sular sisteminde aile bireylerinin 5 türünün boyları 5 cm ile 45 cm
arasında değişmektedir. Sığ kıyısal sulardan 150 m derinliğe kadar yayılırlar
ancak bazen 350 m'ye kadar da inebilirler. Türleri bentiktir, çamurlu ve kalık
kumlu tabanda yaşarlar.
Scyllarides latus (Mediterranean locust lobster) [böcek] Karapaks iri olup dörtgen yapılı ve
neredeyse eni boyuna eşittir; iri tanecikler ile kaplıdır. Rengi kırmızı
kahverengidir. Antencikleri mavi-mordur. En çok 45 cm olabilir. Sıkça rastlanan
boyları 5 ile 35 cm arasındadır. Kayalık ve kumla kaplı tabanda (demersal)
yaşar. 4 m ile 100 m'ler arasında yayılır. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege
kıyılarında bulunur. Yaz aylarında avlanır. Soyu bazı bölgelerde tükenme
tehlikesi altındadır.
Scyllarus arctus (small
European locust lobster) [?]
Karapaks dikdörtgensidir. Boyu eninden az uzundur. Belirgin
gaga burunludur. Boyu 16 cm olabilir. Sıklıkla 5 - 10 cm boyunda rastlanır.
Çamurlu ve kayalık taban ile Posidonia
çayırlarında yaşar. 4 m ile 50 m arasında yayılır. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege
kıyılarında bulunur. Yazın avlanır.
Scyllarus
pygmaeus (pygmy locust lobster) [?] Karapaks dörtgensi olup eni boyundan biraz
kısadır. Rengi soluk kahverengi ve ya da kıllı esmerdir. Boyu en çok 5,5 cm;
sıklıkla rastlanan boyu ise 4 cm kadardır. Kıyıdan (5 m'den) 100 m derinliğe
kadar yayılır. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
Scylliorhinidae (catsharks) [Kedibalığıgiller] Chondrichthyes-kıkırdaklılar sınıfı, Carcharhiniformes takımının bir
ailesidir. 15 cins ve bilinen 110 türü vardır. Gözleri kedi gözünü andırır. İki
küçük sırt yüzgeci geridedir. Çoğu büyükçe olup 60-
Scyphomedusae
[skifomedüz] Gerçekmedüzgillerin medüz dölü (evresi).
scyphozoa (jellyfish; sea jellies) [medüzler; deniz jölelileri] Knidlilerin bir sınıfıdır. Okyanussal iri medüzlerdir. Dokunulunca yakıcı gözeleri acı verir ki bu
oluşabilecek alerjik reaksiyon nedeniyle tehlikeli olabilir. Bazı türleri
Akdeniz sular sisteminde ekonomik önem taşır. Medüzler ile diğer jölelilerin
şemsiye çapı 10 cm'den büyüktür. Kenarları i.i boş dokunaçlı ya da dokunaçsız
olabilir. Akdeniz'de 8 ailesi bulunmaktadır.
Scyphozoa (jellyfishes) [gerçekmedüzler] Medüzler, denizanası olarak ta tanın-maktadır. Knidliler
kabilesinin bir sınıfıdır ve Stauromedusae, Coronatae, Semaeostomeae,
Rhizostomae olmak üzere 4 takımını kapsar. Vücutları çan ya da şemsiyemsi olup
içyapıları jölemsidir. Duyargaları (kolları) ısırgan otu gibi yakıcı gözeler
(hücreler) taşır. Bunlarla hem kendilerini korur hem de besinlerini yakalarlar.
Yalnız Rhizostoma’nin duyarga kolları
yoktur. Medüzler pasif yüzücülerdir ve su hareketleriyle taşınırlar. Sindirim
sistemleri tam gelişmemiştir. Ağız aynı zamanda artıkların atılmasında
kullanılır. Medüzlerin çoğu iki farklı
vücut yapısından geçer. Bunlardan ilki polip evresidir. Bu evrede ya bir sap
ile tabana yapışıktır ya da benzer bir yapıda serbesttir. Yakınından geçen
besini alır. İkincisi ışınsal (radial) bakışımlı (simetrik) medüz evresidir.
Çan şeklindeki bu evrede kollar çan kenarından sarkar ki çoğunlukla bilinen
medüz budur. Çift eşeylidirler (cinsiyetlidirler). Erkek atmığı suya bırakır.
Atmık dişinin ağzına yüzer ve içeri girer ve döllenme işlemi başlar. Döllenme
ve ilk gelişme aşamasından sonra planula denilen kirpikli kurtçuk (larva)
evresi gelir. Planula belirli bir yere yapışır ve bundan da bölmeli polip
evresi gelişir. Gelişen polip eşeysiz olarak bölmeleri tomurcuklandırmak suretiyle
ephyra denilen olgunlaşmamış medüzleri oluşturur. Medüzler patlama şeklinde
çoğalıp akıntılarla taşınan sürü oluşturabilirler. Genellikle patlama
şeklindeki çoğalma insanların (balıkçılığın) etkisiyle yaşam-alanın boşalması
ve bu alanın medüzlerce doldurulması şeklinde olur. Aşırı gübrelenme
(eutrophication) küçük organizmaların çoğalmasına yol açtığından bunlarla
beslenen medüzlerin de artması beklenmelidir. Japonya ve Çin’de salamuraya
yatırılmış medüzler susam, susam yağı ve bazen taze soğan ya da Vietnam’da süs
biberiyle hazırlanarak iştah açıcı olarak yenmektedir. Akdeniz’de yaşayan ve
1980’li yılların sonlarına doğru Adriyatik Denizi başta olmak üzere batı
Akdeniz’in diğer kesimlerinde önemli bir sorun olan Pelagia noctulica çarpmasından yaralanan çok olmuştur. Bu gibi
durumlarda hekimlere başvurulması önemlidir. Zor iyileşen ciddi yaralar
oluşabilir. ® Medusae.
sd (abbrev) [standart sapma] ® Standard deviation.
sea [deniz] 1- Göl, deniz ya da okyanusta rüzgâr nedeniyle oluşan kaba dalgalı
durum.
sea [deniz] 2- Okyanustan küçük, az ya da çok kara içerisinde olup okyanusa ya da
kendisinden daha büyük su kütlesine bağlı geniş su kütlesi.
sea anchor [deniz çapası] ® Anchor.
sea anemone (snakelocks) [denizgülü, denizşakayığı] Mercanlar sınıfından çok sayıda dokunacı olan bir hayvan.
® Actinia.
sea anemone [deniz şakayıkları] ® Anthozoa.
sea breeze [meltem (deniz meltemi)] Denizden karaya doğru
esen rüzgâr.
sea cactus [?] ® Halimeda tuna.
sea cage [deniz kafesi] Denizde, kıyıya yakın ya da açık suda ağdan yapılmış, yüzer haldeki balık
yetiştirme düzeni.
sea chubs [Kambursugiller] ® Kyphosidae.
sea cradles (chitons) [İlkel-yumuşakçalar (amfinöra)] ® Amphineura.
sea cucumber [denizhıyarı] Salatalık şeklindeki derisidikenli hayvan.
sea cucumbers [deniz
hıyarları] ® Holothuroidea.
sea farming (sea ranching) [deniz çiftliği
(marikültür)] Denizel canlıların
yine denizde, açık suda ya da kıyı kesiminde kültüre alındığı yapı ve
yapılanma. ® Mariculture (Marikültür). ® Sea ranching.
sea fig [?] ® Microcosmus sabatieri.
sea god(s) [deniz tanrıları] Farklı kültürlerde
denizle ilgili olarak tanrıların varlığına inanılmıştır. ® Neptun (Neptün). ® Poseideon (Poseydon). ®
Proteus (Proteus).
sea grass [deniz çayırı] Suya batık halde bulunan uzun dar şerit halinde yaprakları olan deniz
bitkileri. Örnek; Zostera.
sea jellies [medüzler, deniz jölelileri] ® Scyphozoa.
sea
lamprey [deniz taş-emeni, bofa
balığı] ® Petromyzon marinus.
sea
lettuce [deniz marulu] Gözeleri (hücreleri) iki katlı olan yeşil suyosunu. ® Ulva lactula.
sea level [deniz seviyesi] Uzun süreçli zaman serisi ölçüm değerlerinden elde edilen ortalama deniz
seviyesidir.
sea
lilies (feather stars) [deniz laleleri] Derisidikenlilerden denizde yaşayan ve kendiliğinden
fazla yer değiştirmeyen hayvan. ® Crinoidea.
sea louse (louse – pul. lice) [deniz biti] Asalak olan bir kısım kabukluya (Crustacea) verilen
genel addır.
sea mile [deniz mili] ® Nautical
mile.
sea mouse [deniz köstebeği] Köstebekle ilgisi yoktur. Belki görünüşü nedeniyle böyle
adlandırılmıştır. Bu hayvan Çokkıllılar (Polychaeta) sınıfının Phyllodocida
takımının Aphroditidae ailesinden olup bilimsel adı Aphrodite aculeate olan bir deniz kurdudur. Bilinen karadaki yağmur
solucanına akrabadır. Boyu 15-
Sea of Galilee [Celile Denizi (Gölü)] ® Lake Tiberias (Taberiye gölü).
Sea of Marmara [Marmara Denizi] Türkiye boğazlar sistemini oluşturan İstanbul ve Çanakkale
boğazları arasında kalan bir iç denizdir. Yüzey alanı 11,500 km2
kadardır. Görece derin bir denizdir. Yüzey sularının tuzluluğu (22 ppt) derin
suya göre (38 ppt) daha azdır. Bir geçiş suyu niteliğini taşıyan bu denizin
boyu
sea pine [?] ® Halopitys
incurvus.
sea potato [?] ® Styela plicata.
sea puss [sualtı akıntısı] Kıyı boyunca akan tehlikeli su akıntısı.
sea ranching [deniz çiftliği] Balığın denize bırakıldıktan sonra tatlısuya geri
göçleri esnasında yeniden yakalanması şeklindeki çiftlikçilik. Som smoltları
2-5 yıl sonra erin birey olarak avlanır. Avlanma payı %5 ile en çok %20’dir. ® Mariculture (Marikültür). ® Sea
farming.
sea robins (gurnards) [Kırlangıçbalığıgiller] ® Triglidae.
sea sickness [deniz tutması] Geminin yalpalaması, balık kokusu, motorin kokusu ve egzoz dumanı, yağ
buharı vb’nin etkileri insanın kendisini iyi hissetmemesine neden olabilir.
Aslında deniz tutması duyu organlarının algılamalarındaki karmaşadan ileri
gelmektedir. İçkulaktan beyne giden semboller kişinin hareket halinde olduğunu
bildirirken, kamaraya ya da güverteye bakan göz onun hareket etmediğini beyne
iletir. Bu durum vücudun dengesini bozar. Sonuç ise sindirim sisteminin verdiği
karşılık olup kişiden kişiye ve genel fizyolojik kondisyonla değişmektedir.
Deniz tutması (hastalığı) denilen rahatsızlığı en aza indirmek için dikkat
edilmesi gereken noktalar şunlardır:
- Sefer öncesi güzelce dinlenilmelidir. - Asitli yağlı yemeklerden (hazmı zor yiyecekler ile asitli ve gazlı
sıvılardan) uzak durulmalıdır. - Sefere boş mideyle çıkılmamalı ve hafif yiyecekler
yenmelidir. Boş mide tıka basa doldurulmuş mide kadar kötü sonuç verebilir. - Vücudun susuz kalmasını önlemek için yeterince su
içilmelidir. İyon dengesinin bozulmasını önlemek için kolalı içecekler
içilebilir. Bunlar ayrıca fosfor ihtiva etmeleri nedeniyle önemlidir. - Alkolden kesinlikle uzak durulmalıdır. - Hoş olmayan kokulardan ve kapalı yerlerden kaçınılmalıdır. - Temiz havada ufka bakmak ve teknenin en az sallanan
orta kısmında bulunmak çoğu kez yardımcıdır. - Midenin bulandığı hissedildiğinde oturmak ve yatmak
en yanlış olan davranıştır. Bu yanlış davranışın getireceği sonuçtan geri
dönüş yoktur. - Deniz hastası olup çıkaranın yanından hemen uzaklaşılmalıdır. - Yapılan işe yoğunlaşmalı, mümkünse sallantı ve etkisi akıldan
çıkartılmalıdır. |
sea slugs (nudibranchs) [Arttansolungaçlılar] ® Ophistobranchia.
sea spaghetti [?] ® Nemalion helminthoides.
sea spirulina ® Spirulina subsalsa.
sea
squirts [tulumlular]
® Ascidiacea.
sea stars (starfishes) [Deniz-yıldızları] ® Asteroidea.
sea state [deniz durumu (bofor ölçeği)] ® Beaufort scale.
Sea Surface Temperature (SST) [deniz yüzeyi su sıcaklığı] Deniz yüzeyinde ölçülen su sıcaklığıdır. Yüzey suyu
sıcaklığı çalışılan alan ya da istasyonda basit termometre ile ölçülebileceği
gibi günümüzde geniş alanlardaki yüzey suyu sıcaklığı dağılımları uydulardan
elde edilebilmektedir.
sea time [denizde geçen zaman (denizde geçen süre)] Denizde kalınan süre. Bilimsel örneklemelerin bir ölçüsü olduğu gibi çaba
değeri olarak da kullanılabilir.
sea trout [deniz alası,
alabalık, denizalası balığı] Alabalıkgil ailesinden yukarıgöçer (anadrom) balıkların genel adı. ® Salmo trutta trutta. ® Salmo trutta caspius.
sea turtles [deniz kaplumbağaları] Denizde yaşayan kaplumbağalara verilen addır. Yakın
çevremizde dört türü vardır. Chelonia
mydas – yeşil kaplumbağa. Eskiden çorba kaplumbağası olarak da
adlandırılırdı. Caretta caretta –
sini, ya da karet kaplum-bağası. Dermochlys
coriacea – kiremitli ya da derisırtlı kaplumbağa ve dördüncüsü ise Tryonix
triunguis Nil yumuşak kabuklu kaplumbağası’sıdır. ® Testudinata (Deniz kaplumbağaları). ® Chelonia. ® Chelonidae. ® Chelonia mydas.
sea urchins & sea cucumber (euechinoidea & holothuroidea) [deniz kestaneleri ve
deniz hıyarları] ® Echinodermata (Derisidikenliler).
sea urchins [deniz kestaneleri] ® Echinoidea.
sea water [deniz suyu] Çözünmüş tuzların karışımını ihtiva eden ve tuzluluğu 30-35 ppt arasında
değişebilen okyanus suyu.
seabroom
[?] ® Stypocaulon scoparium.
seagrass [deniz çayırı] Posidonia çayırı.
seahorses (pipefishes, leafy dragons) [Deniziğnesigiller] ® Syngnathidae.
seaman (sailor, crew) [denizci (tayfa, gemi adamı)] Ücret karşılığı gemilerde çalışan kişi.
seamount [deniz dağı] Su altındaki dağ. Genellikle volkanik olup yerel türleri barındırır.
search time [arama süresi] Avlanabilecek büyüklükte balık sürüsünü bulmak için yapılan aramada
geçirilen süredir. Gırgırcılıkta denizde kalınan süre eksi ağı çevirmek ve
güverteye ya da taşıyıcıya aktarmak için harcanan süre olabilir.
season [mevsim] Belirli bir av aracıyla belirli balıkların yıl içerisinde avlandığı zaman
dilimi.
seasonal closure [kapalı mevsim (mevsimsel kapama)] Balık avcılığının balıkçılığı düzenleyici önlemler
çerçevesinde belirli bir yer ya da belirli bir zaman diliminde tamamen
yasaklandığı dönem.
seasonal fishing mortality rate [mevsimsel balıkçılık ölüm oranı] Koşullu balıkçılık ölümü olup başlangıç stokunun bir
kısmının bir yıl ya da mevsimde (diğer ölümler etkili olmamak kaydıyla)
avlanmasıdır. Buna yıllık ölüm oranı da
denmektedir.
seasonal growth rate [mevsimsel büyüme oranı] Bir mevsimde ölenlerin sayısının başlangıç sayısına
bölümüdür.
seasonal total mortality rate [mevsimsel toplam ölüm oranı] Balıkçılıktan gelen ölümler hariç bir mevsimde ölenlerin
sayısının başlangıç sayısına bölümüdür. Buna ayrıca yıllık ölüm oranı, yıllık
doğal ölüm oranı, koşullu doğal ölüm oranı ya da mevsimsel doğal ölüm oranı da
denmektedir. ® Total mortality rate (Toplam ölüm
oranı).
sea-urchin [deniz kestanesi] Deniz kestaneleri sınıfından derisidikenli hayvanlar
için kullanılan genel ad.
Secchi depth [Secchi (seki) derinliği] Sudaki ışık
geçirgenliğinin bir ölçüsüdür. Uygun bir ipe bağlı olan dairesel Secchi diski,
gözden kaybolup göründüğü ana kadar suya bırakılır ki bu anda su yüzeyinden
itibaren ölçülen ip boyu Secchi derinliğidir.
Secchi disc [Secchi (seki) disk] Sularda (göl, deniz ve
okyanuslarda) bulanıklık ve berraklık durumunu (ışık geçirgenliğini) ölçmeye
yarayan
secondary male [ikincil erkek] Yumurtalığı (ovaryumu) dumura uğradığı için erbezi (testis) geliştiren
dişi. Bazı gruplarda uç-erkek cinsiyet değişikliği nedeniyle ikincil erkek
olarak bilinir. Kısaca erkeğe dönüşen dişi. ® Primary
male (Birincil erkek).
secondary ring [ikincil halka] Balıklarda yaş tayininde yıllık büyüme halkalarına denk düşmeyen halkalar
olup yanıltıcı büyüme halkalarıdır ve çoğunlukla ayrık ya da çift halka ya da
kuşak oluştururlar.
secondary sex characteristic [ikincil cinsiyet özelliği] Yumurtalık (ovaryum) ve erbezi (testis) hariç cinsiyetin
ayırt edilmesinde kullanılabilen herhangi bir anatomik özellik.
secondary structure [ikincil yapı] ® Secondary
ring (İkincil halka).
secretion [salgı (sekresyon)] Göze (hücre) ya da bezin dışına atılan madde, sıvı.
securing [bağlama] ® Mooring.
sedentary [yerleşik] 1- Bir yere yapışık olup yer değiştirmeden yaşayan.
sedentary [yerleşik] 2- Fazla yer değiştirmeyen.
Bulunduğu, salıverildiği yerden 1,5 km’den fazla uzaklaşmayan balık.
sediment [tortul (sediman)] 1- Sudaki malzemenin,
askı malzemenin tabana çökmüş hali.
sediment [tortul (sediman)] 2- Tabanda katılaşmamış
organik ve inorganik malzeme.
sedimentation [çökelme (sedimentasyon)] 1-
Tortulların (sedimanların) bir yerde birikmesi, tortul oluşumu.
sedimentation [çökme (çökeltme)] 2- Askı parçacıkların yer
çekimi nedeniyle çökmesi.
sedimentation
pond (settling basin) [çökeltme
havuzu] Erozyon önleyici olarak oluşturulmuş gölden
küçük havuz.
sedimentation
tank (settling tank) [çökeltme
tankı] 1- Atık sudaki askı maddelerin arıtma tesislerinde çöktürülmesinde
kullanılan havuz (tank).
sedimentation
tank (settling tank) [çökeltme
tankı] 2- Sıvı ve katı malzemenin çökeltildiği (birbirinden ayırt
edildiği tank).
segment [bölüt (metamer)] ® Metamere. ® Bölüt.
segmentation [bölme (bölünme)] Birimlerin (elemanların) tekrarı.
segmented [bölünmüş] Elemanlara ayrılmış.
segmented worms [Halkalıkurtlar] ® Annelida.
segregation [yalıtım (ayrım)] ® Isolation.
seiche [sayhe (zaihe)] Durağan göl suyunun periyodik salınımına verilen ad.
İsviçre’nin Cenova gölünde ilk kez (1869) tespit edilmiştir. Yöresel bu terim
evrensel literature geçmiştir.
seine [gırgır] Perde tipli olup balık sürülerinin etrafının sarılarak avlanılmasında
kullanılan ağ.
seine boat (seine vessel) [gırgır (gırgır teknesi)] 1- Gırgır balıkçılığında
kullanılan balıkçılık tekne ya da gemisi. Sürü oluşturan balıkları etrafını
sararak avlayan deniz aracı, tekne.
seine net (purse seine) [gırgır ağı] Balık sürüsünün
etrafını sardıktan sonra altı (kurşun yakası) büzülerek kapatılan
seine rope [gırgır halatı] Gırgır ağının toplanmasında kullanılan iki halattan biri.
seine vessel [gırgır teknesi] ® Seine boat.
seiner [gırgırcı] Gırgır balıkçılığı yapan kişi.
selachians (sharks) [Köpekbalıkları] ® Selachii.
Selachii (selachians, sharks) [Köpekbalıkları] Omurgalılar (Chordata) kabilesi, Kıkırdaklılar (Chondrichthyes) sınıfı, Keskisolungaçlılar (Elasmobranchii) altsınıfının Selachimorpha üsttakımıdaki Carcharhiniformes,
Heterodontiformes, Hexanchiformes, Lamniformes, Orectolobiformes,
Pristiophoriformes, Squaliformes, Squatiniformes takımlarını kapsar. Toplam 360’tan fazla tanımlanmış köpekbalığı
türü vardır. Solungaçları normalde 5 fakat türe bağlı olarak 7 çift yarıklı
olabilir. Değişebilen dişleri vardır. Dişler ete gömülüdür, çeneye yapışık
değildir. İskelet kıkırdaksıdır. Vücut iğ şeklinde olup kuyruk yüzgeçlerinin
üst kısmı uzundur (heteroserk). Koku alma duyuları ppm düzeyinde hassastır.
Diğer omurgalılara benzer gözleri vardır. Gözler deniz ortamına uyumludur. Göz
kapakları olmasına rağmen gözlerini kırpmazlar. Yanal çizgileriyle su
hareketlerini algılarlar. Duyma organları çok gelişmiştir. Oksijen ihtiyacını
karşılamak için sürekli yüzerler fakat dinlendikleri de bilinmektedir.
Gezinirken hızları saate 8 km civarında iken beslenme ve hücum anında hızları
selachophobia [selahofobi] Köpek balıklarından korkma. ® Galeofobi.
selection [seçme] 1- Benzerleri birbirinden
ayırmak.
selection [seçme] 2- Doğal ortamda her yaş ve boydan hayvanlar ve bitkilerdeki ölümler
yüksektir. Ortama daha az uyum sağlayan bireyler zamanla ve kademeli olarak yok
olurken daha iyi uyum sağlayanların yaşamlarını sürdürmeleri (seçilmeleri)
olayıdır.
selection [seçme] 3- Balıkçılıkta küçük balıklara yaşama olanağı veren büyüklerin seçilme
(avlanma, ayıklanma) olayıdır. ® Trawl net selection (Trol ağında seçme). ® Gill
net selection (Solungaç ağında seçme). ®
Knife-edge-selection (Bıçak ağzı seçme).
selective breeding [seçici yetiştirme (seçici üretme, seçici çoğaltma)] Yapay üretim programında belirli bir özelliğin
geliştirilmesi için yumurtlatılacak bireylerin bilinçli seçilmesi.
selective gear [seçici araç] Hedef tür dışında kalanlardan ancak birkaç tanesinin avlanmasına izin
veren ya da avlanmasını sağlayan araç.
selective trawl [seçici trol] Avdaki belirli bazı küçük balık türlerini ya da balık boylarını bir
ön-seçme ile ayırt etmek ve bu yolla tür ya da stoğu korumak amacıyla
tasarlanmış trol.
selectivity [seçicilik] Av aracının belirli cins (tür seçiciliği) ya da boyu (boy seçiciliği)
diğer tür ya da boylara oranla avlama yeteneğidir. Seçici araç genç balıkların
ya da hedeflenmeyen balıkların kaçmasını olanaklı kılabilir.
selectivity curve [seçicilik eğrisi] Eğer (a) seçiciliği belirlenmek istenen trol ağının
(geniş gözlü) ve (b) araştırma alanındaki (dar gözlü) torbadaki balıkların boy
dağılımları ise o zaman seçicilik eğrisi (a/a+b).100 oluşturularak hesaplanır.
(Y) ekseninde yüzde değerleri, (X) eksenine de boy değerleri yerleştirildiğinde
yatık S şeklinde yüzde seçicilik eğrisi elde edilir. Buna ağdan (av aracından)
kurtulma eğrisi de denilebilir. Pasif (durağan) ağların seçicilik eğrisi çan
şeklindedir. Bu tip ağlar belirli boyları tutarken bu boylardan daha küçük ve
daha büyük olan balıkları etkin tutmazlar. Bir diğer anlatımla belirli bir
boydan daha küçük ve daha büyük balıklar kurtulurlar.
self-purification [özarıtım (kendi
kendini temizleme)] Kendi kendini
temizleme. Kirleticilerle yüklenmiş bir suyun kendisini (doğal)
temizlemesi.
self-sustaining population [kendisini sürdüren popülasyon] Doğal ortamda yeterince bireye sahip olup mevcut düzeyini
insanın kısmi (desteği) olmadan sürdürebilen popülasyondur.
semelparous [bir kez yumurtlayan] Yaşamında yalnız bir kez yumurtladıktan sonra ölen
balıklar. Örnek; Büyük Okyanus som balığı - Oncorhynchus
tshawytscha.
semi- (prefix) [semi-] Yarı, yarım, kısmen.
Örnek; semipelajik (semipelagic). Yarı-yüzücü (yarı-pelajik).
semi-anadromous [yarı yukarı-göçer (yarı anadrom)] Tatlı-su ile tuzlu-su arasında tamamlanmamış göç.
Semicassis
undulatum (grooved helmet) [?] ® Phalium granulatum.
semidemersal (semipelagic) [yarı tabansal
(yarı demersal)] Yaşamlarının bir
kısmını tabanda, bir kısmını tabanın üstünde su kolonunda geçiren balıklar.
semi-diadromous [yarı-çift-göçer (yarı diadrom)] Acı-suda –delta alanlarında yaşayıp yalnız yumurtlamak için tatlı-suya
giren balıklar.
semi-diurnal [yarım günlük] Yarım günlük döngüsü, süreçleri olan.
semidrift gill net [yarı gezgin solungaç ağı] Bir ucu çapayla sabitlenmiş, diğer ucu serbest olup gezer
halde kullanılan solungaç ağı.
semi-intensive culture [yarı-yoğun kültür] 1- Balıkların yetiştirilmesinde doğal üretimi artırmak ve
bu yolla besin kaynağı yaratmak için gübrelemeden yararlanılmasıdır. Bu tür
kültürde yemleme düzeyi çok düşük olup ancak destekleme amaçlıdır.
semi-intensive culture [yarı-yoğun kültür] 2- Balıkların yaşam döngülerinin bir kısmının (özellikle
erken evrelerinin) kontrollü ortamda geçirmeleri daha sonra salıverilmeleridir.
semipelagic (semidemersal) [yarı yüzücü (yarı tabansal
- demersal)].
semipelagic trawl [yarı yüzücü trol] Gerektiğinde tabanda da çekilebilen fakat genellikle
tabana değdirilmeden çekilen trol ağı.
semipermeable [yarı-geçirgen] Çözeni geçiren ancak çözüleni geçirmeyen zar (membran).
senescent fishery [yaşlanan balıkçılık] Genellikle aşırı avcılık nedeniyle bir kaç yıl boyunca
önemli ölçüde azalan ürün elde edilen balıkçılık.
senescent period [yaşlılık dönemi (ihtiyarlık dönemi)] Balığın büyümesinin çok az ve yavaş olduğu, yumurta ve atmığı üretememe
aşamasına ulaştığı ihtiyarlık dönemi. Türe bağlı olarak bu süreç birkaç günden
birkaç seneye kadar uzayabilir.
sense organs [duyu organları] Çevreden gelen dış uyarıları algılamaya yarayan organ.
Örnek; göz, kulak vs.
sensory canal [algılama kanalı] ® Lateral line.
separator trawl [ayırıcı trol] Göz açıklıkları hedef tür ve avlanacak boya göre farklı oluşturulmuş trol
ağı. Balık türlerindeki davranış farklılığına bağlı olarak trol ağında bazı
balıklar ağın daha çok alt kısmında diğerleri ağın daha çok üst kısmında
avlanırlar.
Sepia
elegans (elegant cuttlefish) [?] Gövde basıktır. Çomak kısa ve yayılmış olup 6
ile 8 sıra vantuzludur. Rengi pembemsi portakaldir Boyu en çok 9 cm (manto
uzunluğu); genelde 4 - 7 cm olur. 30 - 450 m derinlikler arasında yaşar.
Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur.
Sepia
officinalis (common cuttlefish) [?]
Gövde güçlü, sağlam, sırt-karın yönünde yassılmıştır. Dokunaç çomağı
vantuzludur. Rengi gri-esmer, koyu esmer arsında değişir. Erinleşmiş erkek
bireyler zebra çizgilidir. Boyu en çok 35 cm (manto uzunluğu); geneli 15 - 25
cm kadardır. Kumlu çamurlu tabanda 150 m derinliğe kadar ancak daha çok 100
m'den daha sığ kıyısal sularda bulunur. Ömrü 18 - 30 aydır. Türkiye'nin Ege ve
Akdeniz kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
Sepia officinalis (cuttlefish) [sübye,
mürekkep balığı] Yumuşakçalar (Mollusca) kabilesi, Kafadanbacaklılar
(Cephalopoda) sınıfı, Coleoidea altsınıfı, Decapodiformes üsttakımı,
sübyemsiler (Sepiida) takımında yer alan Sepiidae ailesinin Sepia cinsi bir türüdür. Boyu en çok 35
cm (manto uzunluğu); geneli 15 - 25 cm kadardır. Manto uzunluğu
Sepia orbignyana (pink
cuttlefish) [?] Gövde az
yassılmıştır. Dokunaç çomağında vantuz bulunur. Rengi pembe-kırmızı olup
renkler düzensizdir. Boyu en çok 12 cm (manto uzunluğu); geneli 5 - 10 cm'dir.
Demersal türdür. 50 -450 m'ler arasında yayılır ancak en çok 80 ile 150 m'ler
arasında boldur. Ömrü 12 - 18 aydır. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında
bulunur. Avcılığı vardır.
Sepietta neglecta (elegant bobtail) [?] Kıyısal kuşakta 300 m derinliğe kadar yayılır.
Boyu en çok 2,5 cm (manto boyu) olabilir. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz
kıyılarında bulunur. Balıkçılığı bilinmiyor.
Sepietta oweniana (common bobtail) [?] Tabansal türdür. 50 m ile 700 m derinlikler
arasında görülür. Boyu en çok 3 cm (manto boyu) olur. Türkiye'nin Ege ve
Akdeniz kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
Sepiida (squids, cuttlefish) [mürekkep balıkları] Yumuşakçalar (Mollusca) kabilesi, Kafadanbacaklılar (Cephalopoda) sınıfı,
Coleoidea altsınıfı, Decapodiformes üsttakımı, Sübyemsiler (Sepiida) takımında
yer alan Sepiadariidae (2 cins ve 7 tür)
ve Sepiidae (3 cins ve 112 tür) ailelerindeki toplam 119 türü kapsar. Bu
gruptaki canlıların bir iç kabuğu, büyük gözleri ve üzerinde emici diskler
bulunan 8 dokunacı vardır. İç kabuk küçük odacıklardan oluşur. Bu odacıklara
gaz doldurup boşaltma yoluyla suda batma/batmamayı sağlarlar. Yırtıcılardan
saklanma yetenekleri yüksek olup renklerini hızla ortam rengine uydurabilirler.
Hayvanlar aleminin gelişmiş canlılarındandırlar. Kanları, demirin (Fe) yerini
bakırın (Cu) alması hemosiyanür (hemocyanin) nedeniyle yeşil-mavimsidir.
Kalpleri 3 adettir. İkisi kanı solungaçlara biri vücuda pompalar. Tehlike
anında korunmak için suya boya maddesi salarlar. Midye, yengeç, karides ve
balıkla beslenirler. Etleri yenir.
Sepiidae (cuttlefishes) [?] Manto geniş, güçlü,
sırt-karın yönünde yassıdır. Yüzgeçler dar, uzun (kabaca manto boyunda) olup
arka lobları serbesttir ve orta hatta birleşmezler. Gözler bir zar (kornea) ile
örtülüdür. Sıcak ve ılıman suların kıyısal kuşağında ve kıta sahanlığı yamacında
demersal hayvanlardır. Yumurtlama kıyıya yakın sularda gerçekleşir. Türe bağlı
olarak erinleşmeleri birkaç aydan 3 yıla kadar sürebilir. Balık ve kabuklularla
(Crustacea) beslenirler.
Sepiola robusta (robust bobtail) [?] Kıyısal kesimde tabansaldır. Boyu en
çok 2 ile 2,5 cm (manto boyu) olur.
Sepiola
rondeleti (Rondelet’s bobtail) [?] Kıyısal kuşakta tabansaldır ve 400 m derinliğe kadar
yayılır. Boyu en çok 2 ile 2,5 cm (manto boyu) olur. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz
kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
Sepiola
steenstrupiana (Steenstrup’s bobtail) [?] Kıyısal
kuşakta bentiktir. Boyu en çok 1,5 ile 2 cm (manto boyu) olur. Türkiye'nin Ege
ve Akdeniz kıyılarında bulunur. Avcılığı bilinmiyor.
Sepiolidae (?) [?] Gövde ve yanal yüzgeçler yuvarlaklaşmıştır. Göz kornea
ile örtülüdür. Kılıç (kabuk) çok küçüktür. Yumuşak tabana gömülür.
septibranch gill type [yedi-yapraklı solungaç tipi] Derinde
yaşayan bazı midyelerde solungaç kaslı, yatay, delikli bir çeper (septum) ile
değiştirilmiş hali.
septum [bölme (septum)] Benzeyen ya da benzemeyen kısımları (doku, boşluk vb) ikiye ayıran zar
ya da katman.
septum papillaris [bölme-göz] Gözün bölmeli olması. Örnek; Osteoglossum’un gözü yatay bölmeli olup balık su yüzeyinde aynı anda hem suyun
içini hem de dışını görebilir.
sequential population analysis [ardışık popülasyon çözümlemesi] Yaşa göre av (yaşa dayalı av) değerlerini kullanarak stok
büyüklüğünü, içgöç (stoğa katılma) ve balıkçılık ölümünü farklı yaş ya da
yıllar için geriye doğru hesaplama yöntemidir. Bir diğer anlatımla geçmişin
hikâyesi ve bugünkü stok bolluğu kullanılarak izleyen yıldaki balık sayısı ile
izin verilebilecek toplam av miktarının karmaşık ve gelişmiş istatistiki
programlar yardımıyla belirlenmesidir.
serial spawning [dizisel yumurtlama] Bir yumurtlama mevsiminde (sürecinde) bir kereden çok
yumurta bırakma.
Seriola dumerili (greater amberjack) [sarıkuyruk balığı, avcı balığı, sarıkuyruk, avcı] Okyanus-göçerdir
(okyanodromdur). 1-
serology [seroloji] Serumların incelenmesi.
serpent
eel [yılankurdu balığı,
dikenli yılanbalığı] ® Ophisurus serpens.
serra [karın dikeni] 1- Balık vücudunun karın tarafında pul’dan oluşan diken.
Karın dikenleri serisi testeremsi bir yapı oluşturur. Balığın diğer benzer
türlerden ayırt edilmesinde kullanılır. Örnek; çaça balığı (Sprattus sprattus).
serra [saw] 2- Testere.
Serranidae (grouper) [Hanigiller] Işınlı-yüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı Levreksiler
(Perciformes) takımı, Percoidei alttakımı, Percoidea üstailesinin bir
ailesidir. Bu ailede Anthiinae,
Epinephelinae, Grammistinae, Liopropomatinae ve Serraninae olmak üzere 5
altaile yer almaktadır. Geniş bir balık ailesidir ve yaklaşık 64 cins ve 500
kadar türü kapsar. Ailede en küçüğü 4 cm ve en büyüğü 2,7 m ve ağırlığı 400 kg
olan (Epinephelus lanceolatus) balıklar yer bulmaktadır. Akdeniz’de 14 türü
yaşamaktadır. Bodur gövdeli balıklardır. Ağız büyük, hafif öne çıkıktır
(protraktil). Çene kemiği geniştir, balıkla beslenen türlerde köpek dişleri
uzundur. Ancak bunların ön sırası ile iki çenede yer alan diğer dişler şerit
halinde olup tüysüdür (villiforme). Sırt yüzgeci tektir, 7-12 sert ışınlıdır.
Kuyruk çatallaşmıştır. Yanal çizgi genelde mevcut olup aralıksız devam eder.
Pullar küçüktür ve genellikle taraksıdır (ktenoidtir). Renkleri parlak ve
değişkendir. Gövdede açık ya da koyu renkli, dikey ya da eğik lekeler ve
şeritler vardır. Birçok tür hızlı renk değiştirebilme özelliğine sahiptir.
Çoğu, yaşadıkları derinliğe göre değişik renktedir. Sarı hani balıkları ve hani
balıkları genelde demersal balıklar olup derin sularda, nadiren 300 m’nin
ötesindeki tropikal ve alt-tropikal bölgelerde yaşarlar. Çoğu Hanigiller
otlarla kaplı ve kumlu-çamurlu tabanı yeğler. Yine diğer birçoğu da kayalıklı,
mercanlardan oluşmuş sığ kayalıklarda bulunur. Üreme zamanı hariç, türlerin
çoğu yalnız gezer. Çoğu balık yiyen etobur ya da leşçildir. Ayrıca kabuklular
ve omurgasızlarla da beslenirler. Birçok
türü aşamalı erseliktir (hermafrodittir). Önce erkek iken sonra dişiye
dönüşürler (protogyre);.
Yumurta sayıları yüksektir. Yumurta ve kurtçukları (larvaları) planktonda
yaşar. Ailenin ticari balıkçılıkta önemli bir yeri vardır.
Serranus cabrilla (comber) [hanı balığı, deniz hani balığı, asıl hani, hani, asılhani balığı, hanoz] Tabansal (demersal) olup
Serranus hepatus (brown comber) [beneklihani
balığı, benekli hani] Tabansaldır (demersaldır) ve 5-
Serranus scriba (painted comber) [deniz
hani, taş hani balığı, yazılı hani, yazılıhani balığı, çizgili hani balığı, hani,
hanoz, Ali bereket] Tabansaldır (demersaldır). 150 metreye kadar rastlanır. Boyu TL=45 cm
kadar olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Posidonia çayırları ve kayalık tabanda bulunur.
serrate [testeremsi (tırtıklı)] Testere gibi çentikli.
® Saw like.
Serre’s pelican foot [?] ® Aporrhais serresianus.
Sertoli cell [follikel hücre] ® Follicle cell.
service speed [normal
sürat] Başka türlü
belirtilmediği sürece geminin yapacağı hız.
serving mallet [façuna
tokmağı] Façuna
yaparken halatın sıkı sarılmasında kullanılan bir tarafı oyuk tokmak.
sessile [yapışık (durağan)] Bir sap ile tabana (zemine) sürekli yapışık olan. Yer
değiştirmeyen, sabit.
seston [seston] Suda askıda bulunan organik ve
inorganik parçacıkların bütününe verilen ad.
sestonophagy (suspensiphagy) [sestonofaj] Seston ile beslenen, seston yiyen.
seta [seta] Dikencik ya da dikenimsi kılsı
yapı.
setline [parakete] Çok oltalı av aracı.
setting [ağ atma] ® Paying away.
settled species [yerleşik tür] Aynı ve tek bir kesimde yaşayan ne kısa ne de uzun mesafeli hareket ve göç
eden balık. Örnek; mercan resifi balıkları.
settlement [yerleşme] Yüzücü (pelajik) kurtçuk (larva) ya da genç bireylerin zemindeki yaşama
şekline uyum sağlama olayı.
settlement success [yerleşme başarısı] Yerleşme işlemini tamamlayan balık sayılarının ölçüsü.
settling
basin [çökeltme havuzu] ® Sedimentation pond (Çökeltme tankı).
settling
chamber [çökeltme
kabı (durultma kabı)] Askıdaki maddelerin (parçacıkların örneğin plankton
organizmalarının) yerçekimi etkisi ile çöktürülmesinde kullanılan kap.
settling
tank [çökeltme tankı] ® Sedimentation tank.
sex [eşey] Dişi ya da erkek olma durumunu belirten görevsellik, özellik.
sex inversion (sex reversal) [cinsiyet değiştirme] Cinsiyetin ya doğal olarak ya da steroid hormonu uygulamasıyla değişmesi.
sex ratio [eşeysel oran (cinsiyet
oranı)] 1- Bir popülasyonda ya da
stoktaki dişi ve erkek bireylerin göreceli sayısı (birbirine oranıdır).
sex ratio [eşeysel oran (cinsiyet
oranı)] 2- Dişi başına düşen erkek sayısıdır. Genelde 1:1’den farklı olup
erkek sayısı daha azdır.
sex reversal [cinsiyet değiştirme] ® Sex inversion.
sexing [cinsiyeti belirleme] Bir balığın cinsiyetini genellikle dış özelliklerinden
belirleme.
sexual dichromatism [eşeysel çift-renklilik] Erkek ve dişi balıkların renklerindeki farklılık.
sexual dimorphism [eşeysel çift-yapısallık] Erkek ve dişi balıkların şekil ve boylarındaki farklılık.
Erkek ve dişi bireylerin farklı görünüşte olması. ® Dimorphism (Çift-yapısallık).
sexual reproduction [eşeyli (seksüel) üreme] Eşeyli üremede genetik malzeme ve
bilgiler yeni bir birleştirme (combination) olanağı vardır. Cyanophyceae'de eşeyli üreme
gözlenmemiştir; Euglenophyceae'de ise bu henüz doğrulanmamıştır. Tüm diğer alg
sınıflarında eşeyli üreme vardır. Bu, 3 temel yöntemden etkilenmektedir. i- İzogami (isogamy); ii- Anizogami (anisogamy) ve iii- Oogami (oogamy). İzogamide, iki
benzer morfolojiye sahip, gametin birleşmesi gerçekleşmektedir. Anizogamide
benzer olmayan iki gametin birleşmesi (çiftleşmesi) gerekmektedir (yani bir
gamet diğerinden küçüktür). Bazı durumda morfolojileri özdeş gametler farklı
davranır ki burada fizyolojik anizogami sergilenmektedir. Bazı alglerde gameter
çift biçimlidir (dimorphic). İri ve hareketsiz olan gamete yumurta ya da ovum;
küçük ve hareketli olan ise sperm ya da spermatozoid olarak anılır. Sperm ile
yumurtanın birleşmesi oogami olarak bilinmektedir. Döllenme sonrası zigot
oluşur. Zigottan zoospor ve sonuçta yeni bir bitki oluşur.
sexual transformation [eşeysel transformasyon] ® Protandry (Tezerlik). ®
Protogyre (Tezdişilik).
shackle [kilit] Bir tarafı değirmi diğer
tarafı harbili (düz geçme vidalı) olup gözlü halat ya da iki zincir ucunun
birleştirilmesinde kullanılan bir cins ara zincir baklası.
shads (herrings, sardines) [Sardalyagiller (Ringagiller)] ® Clupeidae.
shaft [şaft] Makinenin şanzımanına bağlı olup pervanenin dönmesi için
güç aktarmada kullanılan kalın dolu demir çubuk.
shaft pipe [şaft kovanı] Şaft dönerken bodoslama
aşınmasını önlemek için göbeğe konulan yuva.
shaft
seal [salmastra] Makine ve boru bağlantı yerlerinde sızdırmazlığı sağlamak için lifli
malzemeden yapılmış urgan conta. ® Gasket.
shagreen
ray [dikenlivatoz balığı] ® Leucoraja fullonica.
shamefaced crab [utangaç yengeç] ® Calappa granulata.
Shannon index [Shannon göstergesi] H = å (ni/N)
log (ni/N) Burada; ni = beher türün önemsellik değeri
(birey sayısı), N = Önemsellik toplamı (toplam birey sayısıdır). ® Margalef
species diversity index (Margalef tür çeşitliliği göstergesi). ®
Community analysis (Topluluk çözümlemesi).
Shannon index of general diversity
[Shannon’un
genel çeşitlilik göstergesi] ®
Shannon index (Shannon göstergesi).
shanny [karaibiklihorozbina
balığı] ® Lipophrys
pholis.
shared stock [ortak stok] 1- Komşu ülkenin münhasır ekonomik kuşağını aşarak göç eden balık stoğu.
shared stock [ortak stok] 2- Birden çok ülke tarafından avlanan balık stoğu.
sharks (rays) [Keskisolungaçlılar] 1- ® Elasmobranchii.
sharks (selachians) [Köpekbalıkları] 2- ® Selachii.
sharpnose
sevengill shark [yedi-yarıklı
balık, yediyarıklıcanavar, öküz
balığı, boz camgöz] ® Heptranchias perlo.
sharpsnout
seabream [sivriburunkaragöz balığı, sivriburun karagöz] ® Diplodus puntazzo.
shearboard link (backstrop link, board link, door sling ring) [kapı terazisi] Trol kapısının yatay açılmasını sağlayan üçgen şeklindeki uçurtma tipi
ayar düzeni. ® Towing chain (Kapı zinciri).
shelf [sahanlık] Kıta sahanlığını kısaca belirtmede kullanılan ad.
shelf area [sahanlık alanı] Denizde 0-
shelf break [sahanlık sınırı] Kıta sahanlığı ve kıta yamacının birleştiği yer.
Genellikle
shelf fauna [sahanlık faunası] Kıta sahanlığında (0-200 metrelerde) yaşayan hayvansal
organizmaların bütünü.
shelf life [raf ömrü] İşlenmiş balığın belirli koşullarda bozunmadan, insan sağlığını etkilemeden
saklanabileceği süre.
shelf reef [sahanlık resifi] Kıta sahanlığı üzerinde oluşan resif.
shell [kabin] 1- ®
Nacelle.
shell [kabuk, kavkı] 2- Kalsiyum karbonatlı (CaCO3)
kabuk kılıf. Midye ve salyangoz kabuğu.
shell of Sepia [sübye kabuğu] Sübyenin kalkerleşmiş kabuğu olup
gaz karışımı ile dolu küçük boşluklar ihtiva eder ki bu da hayvana suya batmada
neredeyse nötr kaldırma özelliği sağlar. Kabuğun arka tarafındaki her bir küçük
boşluk büyüme halkası olarak görünür.
shelter [korunak (sığınak)] Yapay ya da doğal malzemeden insan eliyle oluşturulmuş
olup balıkların zaman zaman sığınmak, saklanmak, dinlenmek ve barınmak için kullanabilecekleri
ancak kolayca avlanabilecekleri yapılar.
shi
drum [melakopiya, han balığı, gölge balığı,
işkine, minakop, milakop, kötek balığı, kötek, minekop] ® Umbrina cirrosa.
shiff
arms jellyfish (barrel jellyfish) [deniz lahanası] ® Rhizostoma pulmo.
shild [bağa] ® Carapax.
shine [çakmak] Su içerisindeki balıktan ışığın anlık yansıması.
shining top-shell [?] ® Calliostoma
conulum.
ship [gemi] Motorla deniz üzerinde hareket eden araçlara denir.
ship’s cabin [kamara] Gemilerde dinlenilen görece küçük odalara verilen ad.
shipper [donatan] Kendi adına, kâr ve zararı kendisine ait olmak üzere bir gemiyi çalıştıran
kişi ya da kurum.
ship's
boat [filika] Gemi personel ya da yolcuların tahliyesinde kullanılan kürekli ya da
motorlu kayık ve bot gibi küçük deniz araçları. Kürekli ya da yelkenli
tekneler.
shipworm [Teredo] ® Teredo.
shipyard [tersane] Gemi yapan işyeri.
shirimps [karidesler] Kabuklulardan (Crustacea)
olup farklı boylardadırlar. Boyları
(gaga burun uzantısı (rostrum) ucundan telson sonuna kadar ölçüldüğünde) birkaç
milimetreden yaklaşık 35 cm’ye kadardır. Denizlerde 2,500 türü bulunmasına
rağmen bunlardan ancak 300 kadarının ekonomik önemi vardır. Karideslerin
gövdeleri yanlardan az basıktır. Gaga burun yassı ve dişlidir. Karın karapaks
ve kafadan uzundur. Yürüme bacaklarının ilk 3 çifti kıskaçlı (chela) olabilir.
Karınsal bacaklarını yüzmede kullanırlar. Karidesler yaygın tür olup Ekvatordan
kutup bölgelerine kadar yayılmıştır. Acı-su tatlı ve deniz suyunda
yaşayabilirler. Denizel türler sığ ve orta derinlikteki sularda görülür. Bazı
türlere 5,700 m'ye kadar rastlanırken çoğu ticari tür 100 m'den sığda bulunur.
Birçok karides türü pelajiktir ancak çoğunluk demersal olup tabanda yayılır.
Birçok karides türünde cinsiyetler ayrıdır. Bazı türler (örnek, Pandalus borealis) erkek evresinden
sonra dişiye dönüşür. Bir kısım Penaeidae ailesine ait karidesler sperm alıcı
hazneye sahiptir. Stenopodidea ve Caridea'da dişi yumurtlamadan sonra
yumurtaları karınsal bacaklarında taşır. Bunun aksine Penaeidae bireyleri
yumurtaları doğrudan suya bırakır. Kurtçuklar değişim (metamorfoz) geçirerek
hem tatlı ve hem de tuzlu sudaki yaşam döngülerine başlarlar. Penaeus cinsi karidesler 10 - 80 m'ler
arsında yumurtlar. Yumurtadan basit ve küçük (nauplius) larvalar birkaç saat
içinde çıkar. 11 düzenli kurtçuk evresinin ilki 5 nauplius, bunu 3 protozoea, 3
mysis evresi izler. Kurtçuklar akıntıyla kıyıya taşınır ve burada geçkin
kurtçuk evresine ulaşırlar ve acı sulara girerler. Lagün ve mansaplarda
erinleşirler. Yumurtlama ile geçkin kurtçuk evresi arası 3 hafta sürer.
shirimps families [karides aileleri] Akdeniz sular sistemindeki karides
aileleri şunlardır: Alpheidae, Aristeidae, Atyidae, Bresillidae, Crangonidae, Gnathophyllidae, Hippolytidae,
Luciferidae, Nematocarcinidae, Ogyrididae, Oplophoridae, Pandalidae,
Palaemonidae, Pasiphaeidae, Penaeidae, Processidae, Sergestidae, Sicyoniidae,
Solenoceridae, Stenopodidae.
shoal [sürü] ® School.
shock [şok] Organizmaya etki eden ani, beklenmedik zararlı olay.
shock ring [şok halkası] Balıkların sert aksamlarından yaş tayininde kullanılan halkalara benzeyen
ve büyümenin yavaşladığı dönemi gösteren halka gibi görünen örneğin yumurtlama
gerginliği, besin yetersizliği, hastalık, parazit vb nedeniyle oluşan ancak yaş
halkası olmayan halkalar için kullanılan terim.
SHOD (abbrev) [Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Dairesi] ® Turkish
Navy-Office of Navigation, Hydrography and Oceanography.
shoot [atmak] Ağın suya bırakılması.
shoot [sürgün] Başka yere dikilmek ya da ekilmek için alınan, yaşama yeteneği olan bitki
parçası. Posidonia kökü (rizomu) ve
sürgününün-filizinin uygun ortama taşınarak aşılanması gibi.
shore [kıyı] Geniş su kütlesinin karasal sınırı.
shore clingfish [yapışkan, ördek balığı] ® Lepadogaster lepadogaster.
shore fishery [kıyı balıkçılığı] Küçük tekne ve kayıklarla kıyıya yakın kesimde yapılan
balıkçılık.
shore off [avara] ® Free-running.
shore reef (fringing reef) [kıyı resifi] Dar, şerit şeklinde kıyıya yakın resif.
shore rockling [gelincik balığı] ® Gaidropsarus mediterraneus.
shore rope [kıyı ipi] Ağı kıyıya bağlayan ip, halat.
shore seine (haul seine, drag seine, draw net, yard seine, sweep net) [ığrıp] ® Beach seine.
shore species [kıyısal tür] Sürekli kıyı bölgesinde bulunan deniz balıkları.
shore weir [kıyı dalyanı] Balıkları bir tuzağa doğru yönlendiren düzen (çit).
short coral-shell [?] ® Coralliophila
brevis.
short-beaked
garfish [zargana] ® Belone svetovidovi.
shortfin mako [dikburun, canavar,
sivriburuncanavar, dikburuncanavar] ® Isurus oxyrinchus.
shortnose chimaeras (chimaeras) [Denizkedisigiller] ® Chimaeridae.
shortnose greeneye [yeşilgöz balığı] ® Chlorophthalmus
agassizi.
short-snouted seahorse [denizatı, denizaygırı
balığı] ® Hippocampus hippocampus.
shortwiring [kısa telleme] Bir trol ağı çekme tekniğidir. Ağ, çelik tel vince sarılarak tabandan
havalandırılır fakat sudan çıkartılmaz. Kapılar suda kalabileceği gibi tekneye
de alınmış olabilir. Kısa tellemede ağ düşük hızda çekilir. Bu teknik uygun
olmayan taban koşullarından korunmak, ağ ve tellerin istenmeyen malzemeye
sarılmasını önlemek, manevra yapmak, avlanan balık miktarını görmek, balıkları
işleyici ana tekne gelene kadar taze tutmak gibi nedenlerle uygulanır.
shower [sağanak] Yere düşen katı ya da
sıvı haldeki yağış.
shrimp [karides] Kabuklular-Crustacea, Decapoda-onayaklıların iyi yüzücü Penaeidae ailesi içerisinde yer alan eti leziz bireylerine verilen genel ad. ® Penaeidae (Büyükkaridesgiller).
shrimp
scad [çatal balığı] ® Alepes djedaba.
shrimpfishes (razorfishes,
snipefishes, trumpet fishes) [Çullukbalığıgiller]® Centriscidae.
shrimps
(lobsters, crayfish, crabs, prawns) [Onayaklılar] ®
Decapoda.
shrink [çekme] Bir cins büzülme olup örneğin vücudun hacimce küçülmesidir. Medüz ve
taraklılarda besin kıtlığında görülür.
sibling species [gizli tür(ler)] ® Cryptic
species.
Sicyonia
carinata (Mediterranean rock shrimp) [?] Sin. Sicyonia sculpta. Gövde ağır, kalın ve
sert kabukludur. Rengi koyu zeytin yeşili, bazen kırmızı, kestane rengi ve
esmer beneklidir. sarı halkalıdır. Tam boyu 8 cm, sıkça rastlanan boyu 6 cm
civarındadır. Kumlu çamurlu taban üstünde demersal olup Posidonia çayırlarında 3 m ile 35 m derinliklerde ama daha çok 5 m
derinlikte rastlanır. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı
vardır, yem olarak kullanılır.
Sicyonia
sculpta (Mediterranean
rock shrimp) [?] ® Sicyonia carinata.
side light [borda feneri] Geminin sancak tarafında yeşil, iskele tarafında kırmızı
yanan açılı oturtulmuş ışık kaynağı.
side pockets [yan
cepler] Bir
seri deri cep yan nişler oluşturur. Bunlar
kafanın karınsal yüzeyinde çukurcukların ters tarafında normal pozisyonda
huni tüpünün olduğu alçaltıda bulunur (bazı pelajik derin deniz kalamarları
Oegopsida).
side scan sonar [yan bakan sonar] Torpido benzeri bir
gövdeye yerleştirilmiş ve çeviricileri – aynaları (transducer) belirli bir
açıyla yanlara bakan, içerisinde iletici bir kablo bulunan çelik tel ile
güvertedeki birimine bağlanmış olup taban yapısının incelenmesinde kullanılan
bir tür akustik cihaz.
sideburn
wrasse [filamentli çırçır] ® Pteragogus pelycus.
sifonoforlar [siphonophores] ® Siphonophora.
Siganidae (rabbitfishes, spinefoots) [Çarpan-balığıgiller (Sokar-balığıgiller)] Işınlı-yüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı,
Neopterygii altsınıfı, Teleostei arasınıfı, Acanthhopterygii üsttakımı,
Levreksiler (Peciformes) takımının tek cins (Siganus) ve 28 türü içeren bir ailesidir. Gövde oval yanlardan basıktır. Ağız küçük olup kesici dişler tek sıradır.
Gövde küçük pullarla kaplıdır. Sırt yüzgeci sert ve yumuşak ışınlıdır. Sert
ışınları zehirlidir. Zehirleri bir hayli acı verir ama (alerjik bir reaksiyon
yoksa) insanı öldürmez. Renk değişken,
bazı türlerde koyu tonlar hakimdir. Ailede parlak renkli, çizgili olanlarda
vardır. Hint Okyanusunda tropik ve alt-tropik sularda, mercanlar ve kıyısal
sularda bazıları acı-suda yaşar. Otoburdurlar tabansal yosunlarla (alglerle)
beslenirler. Siganus cinsinin iki
türü (Siganus luridus ve
Siganus rivulatus) Süveyş Kanalı yoluyla Akdeniz’e gelmiş
(Lessepsian göçmen) ve ilk kez Filistin kıyılarında 1964 yılında görülmüştür.
Eti yenilebilir. Boyları 40 cm olabilir. Çarpan-balığıgillerin bazıları tek gezer diğerleri
sürü oluşturur. Su kolonunda yumurtlarlar.
Siganus luridus (dusky spinefoot) [çarpan, esmer
sokar, sokan] Resiflerle ilişkilidir. 20-
Siganus rivulatus (marbled spinefoot) [çarpan balığı, çarpan, çilliçarpan balığı, beyaz sokar] Resiflerle ilişkilidir.
Acı-suya girer.
sight field of fish eye [balık gözünün görme alanı] Balıkların gözleri genellikle başın ön kısmındadır. Bu
nedenle çok geniş bir alanı görebilirler. Gözlerin görme eksenlerinin çakıştığı
noktadan itibaren ise çift gözlü (binoküler) görürler.
sigma-t (st)
[sigma-t (st)] Deniz suyu yoğunluğunun ifade edilmesinde kullanılan terim ve deyim.
silica [silis] Silisyumdioksit (SiO2).
silico- (prefix) [siliko-] Silisyumlu (Si),
silisli.
Silicoflagellata [silikoflagellata] Silis iskeletli,
kamçılı birgözeli (birhücreli) canlılar sınıfı.
sill [yükselti] ® Ridge.
Sillaginidae (smelt-whitings, sillaginids,
sand borers, sand-smelts) [Gümüş-sillagogiller] Işınlı-yüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı, Levreksiler (Perciformes) takımı,
Percoidei alttakımı, Percoidea üstailesi, Sillaginidae ailesi üç cinste 31(?)
bilinen türü barındıran, kıyısal tabanda yaşayan deniz balıklarını
içermektedir. Batı Afrika’dan güney Avustralya ve Japonya’ya kadar
yayılmışlardır. Gövde uzunca ve hafif basıktır. Renkleri açık esmer ve gümüşi olup lekelidir.
Kızıldeniz’den Akdeniz’e göçen istilacı tür olarak anılmaktadır. Yumurtlayarak
çoğalırlar. Türe bağlı olarak eşeysel (cinsi) olgunlaşma ve üreme mevsimi değişmektedir.
Akdeniz’de yaşayanların boyları en çok 25 cm’dir. Sıkça rastlanan boyları ise
15 cm civarındadır.
sillaginids (smelt-whitings, sand borers, sand-smelts) [Gümüş-sillagogiller] ® Sillaginidae.
Sillago sihama (silver
sillago) [sivriburun gümüş] Etraf-göçerdir (amfidromdur). Acı-suya girer. 0-
silo culture [silo kültür] Bina içinde ya da dışarıda büyük dikey yapılar kullanılarak yapılan balık
yetiştiriciliği.
silt [silt]
İnorganik çökelti. Tane boyu kum ve kil arasında olup çapı 0,002-0,06 mm
arasındaki tortul (sediman).
siltation [siltasyon] Silt’in çökelmesi.
Silurian [silür] Jeolojik evre. 441-113 milyon yıl öncesi dönem. Çoğu ana balık gruplarının
erken silür döneminde oluştuğu düşünülmektedir.
Siluridae (freshwater catfishes) [Yayınbalığıgiller] Actinopterygii – Işınlı-yüzgeçliler sınıfının,
Yayınsılar (Siluriformes) takımının 12 cinsini içeren bir ailesidir. Alt ve üst
çenedeki bıyıklarıyla ünlü, uzun vücutlu balıklardır. Güney Kutbu hariç diğer
kıtalarda temsilcisi bulunan tatlı-su balıklarıdırlar. Pulları yoktur. Avrupa
sularının yerlisi yayın cinsi Silurus’tur.
Tatlımsı mülayim etlidir. Boyları
silver
scabbardfish [kılkuyruk, çatal
kuyruk, çatalkuyruk balığı, palaska
balığı] ® Lepidopus caudatus.
silver
sillago [sivriburun gümüş] ® Sillago sihama.
silversides (herring smelts, argentines) [Gümüşbalığıgiller] ®
Argentinidae.
silvery cod [pamukçuk balığı] ® Gadiculus
argenteus argenteus.
similarity [benzerlik] İki nesne arasındaki cinse özgü benzerlik ölçüsü olup bir ile sıfır
arasında yer alan ölçekle belirtilir. ® Dissimilarity (Benzemezlik).
simulation [benzetim] 1- Doğal koşulların laboratuar
ya da bilgisayar modelleri kullanılarak sınanması.
simulation [benzetim] 2- Matematiksel formüller
kullanarak balığın üretim ve hasadını gösteren önceden kestirimci yaklaşım.
simultaneous hermaphrodite [eşanlı erdişi] ® Synchronous hermaphrodite.
single chain [bakla] Zincirin bir halkası.
single species model [tek türlü model] Ekosistemdeki diğer türlerle etkileşimi dikkate almayan
model.
single-celled organisms (unicellular animals) [birgözeliler (birhücreliler)] ® Protozoa.
sinistral [sinistal] Sol tarafı üste gelen yassı balıklar.
sink [batma] Su kolonundaki malzemenin zamanla tabana inmesi.
sinker (weight) [batırıcı (kurşun)] ® Lead.
sinus palleal [manto sinüsü] Midye kabuğu içindeki
manto çizgisinin araka girintisi ile ilgili iz.
siphonal [sifonsal] ® Channel.
Siphonophora (siphonophores) [sifonoforlar] Knidliler (Cnidaria) kabilesine dahil omurgasız
Hidrozoa sınıfının bir takımıdır. Koloni oluştururlar. Kolonileri medüz
görüntüsündedir. Kırmızı soğuk ışık saçarlar (biyoluminesens).
siphonophores [sifonoforlar] ® Siphonophora.
siphonostome [sifon-ağzı]
® Peristome (Karından-bacaklılar).
site [yer] Bir olayın gerçekleştiği yer ve zamanı bilinen belirli bir nokta.
site selection criteria of marine fish cage culture
[denizde kafes çiftlikçiliğinin yer
seçimi ölçütleri] Yer seçimi ölçütleri üç ulamda (kategoride)
özetlenmektedir.
Ulam (Kategori) 1 |
Ulam (Kategori) 2 |
Ulam (Kategori) 3 |
Su kalitesi |
Su derinliği |
Yasal gereklilik |
Sıcaklık |
Korunaklılık |
Ulaşım-Destek olanakları |
Tuzluluk |
Taban yapısı |
Güvenlik |
Kirlilik |
Akıntılar |
Pazara uzaklık |
Askı yük |
Hava durumu |
İdari strateji |
Alg patlaması |
Fouling |
|
Hastalık organizmaları |
|
|
Su değiş tokuşu |
|
|
Akıntılar |
|
|
Fouling |
|
|
size and some interesting relationships [büyüklük
ve ilginç bazı ilişkiler] Büyüklük kural ve ilişkileri
çerçevesinde dolaylı olarak ortaya çıkan bazı ilginç ilişkiler şöyle
sıralanabilir (µ ilişkilidir):
i) Ses µ Büyüklük
(küçük canlıların çıkardığı ses tizdir). ii) Kuşak (nesil) µ Büyüklük (küçük canlılar daha sık kuşak değiştirir). iii) Ömür µ Büyüklük
(küçük canlıların ömrü kısadır). iv) Hız µ Büyüklük (hız
boyla artar, büyükler daha hızlıdır). v) Çap µ Boy, yükseklik (boy arttıkça gövde çapı büyür). ® Size rules and its relationships (Büyüklük kural ve ilişkileri). |
size class [büyüklük sınıfı] Belirli bir boydaki balıkları ifade eder.
size frequency distribution [boy sıklığı dağılımı (boy dağılımı)] Aynı türden, farklı boydaki balıklarda yapılan uzunluk ölçümlerinin hangi
boylarda (uzunluk gruplarında) kaçar tane ölçüldüğünü gösteren tablo ya da
şekil.
size limit [büyüklük sınırı] Yasal olarak avlanmasına izin verilen balık büyüklüğüdür.
Büyüklük alt ve üst sınırlar olarak belirlenebilir. Alt sınır, küçük balıkların
pazar boyuna ulaşmasını (kısaca korunmasını) sağlarken üst sınır gelecek
kuşakların devamını sağlamak için başarılı döl veren büyük balıkların geride
kalmasını hedefler.
size ranges of marine plankton [denizel planktonların büyüklük aralığı] Denizel planktonları geniş anlamda büyüklüklerine göre 3
grupta tanımlamak olasıdır.
Bacterioplankton [Bakteriyoplankton] |
0,5-1,0 µ |
Phytoplankton [Bitkisel
(fito)-plankton] |
2,0-300 µ |
Zooplankton [Hayvansal
(zoo)-plankton] |
5,0-10,000 ya da
50,000m (@10-50 mm) |
size rules and its relationships [büyüklük kural ve ilişkileri] Büyüklüğün yaşamı
yönlendirmesiyle ilgili kurallar şunlardır: i) Güç büyüklükle değişir (Güç µ Ağırlık2/3), ii) Oksijen, su, besin, sıcaklık vs’nin vücuda
girip çıkmasına izin veren yüzey alanı büyüklükle değişir (Yüzey µ Ağırlık2/3), iii) İşbölümü ve bunun karmaşıklığı büyüklükle
değişir (Karmaşıklık µ Ağırlıka), iv) Bolluk büyüklükle değişir
(Bolluk µ Ağırlık-b), v) Yaşam olaylarının (metabolizma, çoğalma
süreci, hareket etme vb’nin) hızı büyüklükle değişir (Metabolizma µ Ağırlıkc) Not: µ = ilişkilidir ve a, b, c ise eğimi gösteren regresyon
değeridir). ® Size
and some interesting relationships (Büyüklük ve ilginç
bazı ilişkiler).
size-at-age [yaşa göre büyüklük] Belirli bir yaştaki balığın boyu ya da ağırlığıdır.
size-at-first-capture [ilk avlanma büyüklüğü] Balığın pazar boyuna ulaşması ve üremeyi gerçekleştirmesi
için avlanmasına izin verilen en küçük büyüklük (boy ya da yaş) sınırıdır.
size-at-first-maturity [ilk olgunlaşma büyüklüğü] Balıkların %50’sinin eşeysel (cinsi) olgunluğa ilk kez
ulaştığı boyu ya da ağırlığıdır.
skates (rays) [Tırpanagiller
(vatozlar)] ® Rajidae.
skegger (samlet, parr) [parmakboy] ® Fingerling.
skewness [yamukluk] Bakışımsız (asimetrik)
sıklık (frekans) dağılımı.
skin [deri] Vücudun dış kısmını kaplayan örtü. ® Periostracum.
skin brooder [deride kuluçkalayıcı] Karın bölgesine yumurtalarını yapıştıran balık. Örnek;
bazı Güney Amerika yayın balıkları.
skipjack tuna [ton
balığı, palamut, çizgiliton,
çizgili-orkinoz balığı, yanlışlıka palamut] ® Katsuwonus pelamis.
skipper [reis] Balıkçılık teknelerinde denizcilerin başı, ağ yapım ve
kullanımına hakim ve genellikle tekneyi kullanan kişinin (kaptanın) unvanıdır.
skylight [kaporta] Gemi içinde ya da
güvertede merdivenlerin üzerindeki kapalı yer.
sl (abbrev) [standart boy] ®
Standard length.
slack ice (broken ice, open ice, loose ice, loose pack ice, open
pack ice) [gezgin buzlu] ® Pack ice.
sleeping sickness [uyku hastalığı] Tek gözeli (hücreli) asalakların (parazitlerin) neden
olduğu hastalık. Balık haftalar boyunca yan yatar, yavaş solur ve çok az
hareket eder.
sleepy crab [uykucu yengeç, tüylü yengeç] ® Dromia personata.
slender goby [kayabalığı] ® Gobius geniporus.
slender rainbow sardine [Hint sardalyası] ® Dussumieria
elopsoides.
slender
rockfish [iskorpit] ® Scorpaena elongata.
slender sargassum [?] ® Sargassum acinarium.
slender
sunfish [uzunpervane balığı, büyük
pervane balığı] ® Ranzania
laevis.
slender swimcrab [?] ® Portumnus latipes.
slick [parlama] Balık sürüsünün yüzeyin altında beslendiğinin göstergesidir. Su yüzeyi
yağlı, dışkılı, balık artıklarını içeren parıldayan bir filmle kaplanır. Örnek;
beslenmekte olan lüfer balığı (Pomatomus saltator).
sliding keel [kontra
omurga] Ana
omurganın altına konulan şerit şeklindeki parça.
slime (blenna) [çamur].
slimeheads (roughies,
redfish) [Kemikbaşlıgiller] ®
Trachichthyidae.
sling (backstrap, back board becket, board bridle, board leg, door legs,
door strop) [sapan] ® Backstrop.
slip [kıç rampası] ® Stern ramp.
slipper limpet crepidula [?] ® Crepidula gibbosa.
slipper lobsters [Cırcırgiller,
cırcırlar] ® Scyllaridae.
slit [yarık] Doku yüzeyinin uzun, düz, dar kesilerek yarılmış olması hali.
Sloane's viperfish [büyük-ağızlı balık,
engerek balığı] ® Chauliodus sloani.
slope [eğim] y=a+bx doğrusal denklemdeki b değeri. Doğrunun eğimi.
sludge worm [tubifeks] ® Tubifex tubifex.
slurpy mouth [tüp-ağız] ® Tube mouth.
small European locust lobster [?] ® Scyllarus
arctus.
small
lantern fish [ışıldak balığı] ® Diaphus holti.
small
red scorpionfish [altın iskorpit balığı, benekliiskorpit, kırmızıiskorpit balığı] ® Scorpaena notata.
small
sandeel [kum balığı, küçük kum yılan balığı] ® Ammodytes tobianus.
small
triplefin [karabaş balığı] ® Tripterygion melanurus.
smalleye
hammerhead [çekiç balığı] ® Sphyrna
tudes.
small-headed
clingfish [?] ® Apletodon dentatus dentatus.
small-scale fishery (artisanal fishery) [küçük ölçekli balıkçılık] Temelde kendi ihtiyacını karşılayacak kadar kısa süren avcılık olmakla
birlikte bazen avın bir kısmı satılabilmektedir. Balıkçılık yakın kıyıda
genellikle kayıklarla yapılmakla birlikte kullanılan deniz aracı ve konulan
ölçek ülkeden ülkeye ve gelişmişlik düzeyine bağlı olarak değişmektedir.
small-spotted
catshark [küçük kedi balığı, dişlikedi balığı, kedi balığı, kedibalığı] ® Scyliorhinus canicula.
smalltooth
sand tiger [pamuk
balığı] ® Odontaspis ferox.
smalltooth
sawfish [incedişlitestere balığı] ® Pristis pectinata.
Smaris chryselis (izmarit) [blotched picarel] ® Spicara
maena.
smelt-whitings (sillaginids, sand borers, sand-smelts) [Gümüş-sillagogiller] ® Sillaginidae.
smoked [füme] Tütsülü. Gri renkte olan.
smoked fish [tütsülenmiş balık] Tütsüyle (dumanla) muamele edilerek pişirilmiş (suyu
kısmen alınmış) balık. İşlem için özel odalar ve odun kullanılır. Balığın tadı
dumansı olur.
smolt [smolt] Tatlı-sudaki gelişmesini
tamamlamış ve gri-gümüşümsü renkte erin birey görünümüne dönüşmüş kabaca 2 yaş
civarındaki som ya da deniz alası.
smooth callista [?] ® Callista
chione.
smooth donax [?] ® Donax variegatus.
smooth dosinia [?]® Dosinia lupinus.
smooth
hammerhead [çekiç balığı] ® Sphyrna
zygaena.
smooth scallop [?] ® Flexopecten glaber.
smooth swimcrab [?] ® Liocarcinus
vernalis.
smoothback
angelshark [lekelikeler, keler balığı, keler] ® Squatina oculata.
smooth-hound [öz köpekbalığı, köpek
balığı, adi köpekbalığı] ® Mustelus
mustelus.
smouth muscle [düz kas] Çalışması istemsiz olan kas. İç organ kası. Örnek; kalp.
snail [salyangoz] Sarmal kabuklu
karındanbacaklı yumuşakça.
snails & slugs [karındanbacaklılar] ® Gastropoda.
snails [salyangozlar (Karındanbacaklılar)] ® Gastropoda.
(Karındanbacaklılar).
snake (anguis) [yılan].
snake
blenny [yılansı balık,
kayış balığı] ® Ophidion barbatum.
snake eels [Yılankurdu
balığıgiller] ®
Ophichthidae.
snake mackerels (escolars) [Kalasbalığıgiller] ® Gempylidae.
snake pipefish [yüzgeçsizdeniziğnesi balığı (yüzgeçsiz-deniziğnesi balığı)] ® Entelurus aequoreus.
snakelocks [deniz-şakayığı] ® Sea anemone.
snakelocks anemone (?) ® Anemonia sulcata.
snap swivel [fırdöndü] ® Swivel.
snapping
shrimps [çıt karidesleri] ® Alpheidae.
snatch block [bastika] Palangalarda kullanılan
dilli makara.
sneak spawner [sinsi erkek] ® Sneaky male.
sneaky male (sneak spawner) [sinsi erkek] Yumurtlama yerine aniden (ok gibi) yaklaşarak dişinin yumurtalarını
döllemek için atmık (sperm) bırakmaya çalışan küçük, baskın olmayan erkek
balık.
snipefishes (shrimpfishes,
razorfishes, trumpet fishes) [Çullukbalığıgiller] 1- ® Centriscidae.
snipefishes [Borubalığıgiller] 2- ® Macroramphosidae.
snout [burun] Gözlerin önünde, başın uç kısmı.
snout length [burun boyu] Başın en uç kısmı ile göz çukuru kenarına olan uzaklık.
snow [(kar) deniz karı] ® Marine snow.
SO (abbrev) [güneyli salınım] ® Southern Oscillation.
social constraints [sosyal kısıtlamalar] Balıkçıların davranışı ya da yerel topluluğun
balıkçılığa giriş (geçiş) sınırlaması.
sodium thiosulfate (thiosulfate sodium) [sodyum-tio-sulfat] Kimyasal formülü Na2S2O3 olup Winkler
yöntemiyle çözünmüş oksijenin belirlenmesinde titre (titrant) olarak
kullanılır.
soft coral [epizoantus] ® Epizoanthus.
soft
corals [yumuşak mercanlar] ® Octocorallia.
soft ray [yumuşak ışın] Boğumlu, bölümlü basit ya da çatallı yüzgeç ışını.
soft release [yumuşak salma] Stoku desteklemek vb amaçla balıklar salıverilmeden önce yeni ortama uyum
sağlamaları ve üzerlerinden taşınma vb gerginliği atmaları için bir süre
salıverilecekleri yerde bekletildikten sonra salıverilmeleri. ® Sert salma.
soft water [yumuşak su] Çözünmüş kalsiyum (Ca) ve magnezyum (Mg) tuzları derişiminin
(konsantrasyonunun) az olduğu su.
soft-finned fish [Yumuşak-yüzgeçliler] ® Malacopterygii.
softhead
grenadier [?] ® Malacocephalus
laevis.
softshell
clams [?] ® Myidae.
so-iuy
mullet [Rus kefali, pelingas] ® Mugil soiuy.
SOLAS (abbrev) (International Convention for the Safety of Life at Sea) [Uluslararası Denizde Can Emniyeti
Sözleşmesi].
sole plate [kapı tabanı] Trol kapısının alt tarafını (deniz tabanına bakan kenarını) saran kaplama,
demir koruyucu.
Solea solea syn: Solea vulgaris (common sole) [dil
balığı] Tabansal (demersal) ve
okyanus-göçerdir (okyanodromdur). Acı-suya girer. 0-
Solecurtidae (?) [?] Kabukları eşit ve dikdörtgen
şekillidir. Dış yapısı (yontusu) aslında eş merkezli ya da çaprazidir. Kabukların eklemi genellikle 2 asıl
dişlidir; bazen bunlara yan dişler
eklenir. Kabuklarda iki yaklaştırıcı kas izi vardır. İç kenarlar pürüzsüzdür.
Solungaçlar yapraksı tiptir. Ayak dil gibi; sifonlar uzun ve ayrıktır. Akdeniz
sular siteminde ailenin 12 türü yaşamaktadır.
Solecurtus
strigilatus (rasp short razor) [?]
Sin. Solenocurtus strigillatus. Kabuk
katı olup eni yüksekliğinin (boyunun) yaklaşık 2 katı kadardır. Dış deri zarsı,
esmerimsi olup dökülebilir. Kabuklardaki eklem 2 asıl diş ve bir kıvrık kancaya
sahiptir. Manto sinüsü (yayı) geniş ve derindir. Rengi dışta pembe, içte
beyazdır. Boyu en çok 8 cm olur. Sıklıkla rastlanan boyu 7 - 7 cm kadardır.
Temiz ve ince kumda ve çakıllı kesimlerde görülür. Organik birikinti ile
beslenir. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
Soleidae (soles, true soles) [Dilbalığıgiller] Işınlı-yüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı, Yanyüzersiler
(Pleuronectiformes) takımı Soleoidei alttakımının bir ailesidir. Ailenin
sistematiği sorunlu olmakla birlikte bugün 28 cinste 135 türün yer aldığı
söylenebilir. Aile, Akdeniz’de 7 cinste 16 tür ile temsil edilir. Gövdeleri
oval olan yassı balıklardır. Gözler sağ taraf üstüne kayarak yerleşmiştir. Ağız
küçük ve altta olup az çok yay gibi eğiktir. Dişler küçük olup kadife gibidir
ve zor görülür, hatta bazen yoktur. Yüzgeçlerde sert ışın bulunmaz. Kuyruk
yüzgeci ayrıdır. Her iki yüzeyde de (altta üstte) yanal çizgi vardır. Pullar
taraksıdır (ktenoidtir), dokununca kabadır. Gözlerin olduğu tarafta renk koyu
kahverengi, gri lekelidir. Kör (alt) taraf beyazımsıdır. Kıyıdan 1,000 m
derinliğe kadar olan ılıman denizlerin kumlu çamurlu tabanında yaşayan
balıklardır. Kabuklular ve diğer omurgasızlarla beslenirler. Su kolonunda
yumurtlarlar.
Solemya togata (Mediterranean
awning clam) [?] Yanlardan basık
kabuklar eşittir. Ön ve arak esner (açılır). Kancalar küçük, arka uca daha
yakın olup belirgin değildir. Kabuk dışı neredeyse pürüzsüzdür. Dış deri (zar)
açık esmer, çok yapışık, kalın ve gösterişli görünümlüdür. Eklem dişsizdir. İç
kenar pürüzsüzdür. Boyu en çok 9,3 cm olurken sıklıkla rastlanan boyları 3 - 4 cm
kadardır. Organik maddece zengin, çamurlu ve ince kumlu kesimlerde görülür.
Tabana gömülü yaşar. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında yer yer
(aralıklarla) bulunur. Avcılığı vardır.
Solemyidae
(solemyids) [?] Sindirim sistemleri çok küçüktür
ya da yoktur. Beslenme uzantıları çok kısa olup dışarıya ulaşmaz. Bu tür kükürt
oksitleyen bakterilerin konağıdır. Konak sembiyoz yaşadıklarına kemoototrof
yaşama ortamı sağlar ve bunlar H2S indirgerler. Akdeniz sular sisteminde
tek türü bulunmaktadır.
solemyids [?] ® Solemyidae.
Solen
marginatus (grooved razor shell, grooved razor clam) [?] Sin. Solen
vagina. Kabuk dikdörtgen yapılı olup sırtsal ve karınsal kenarlar neredense
düzdür. Eklem tek bir asıl dişe indirgenmiştir. Dıştan abuk rengi sarıya çalar,
sıkça esmerdir. Dış deri parlaktır. Kabuk içi beyazdır. Boyu en çok 17 cm
olabilir. Genelde rastlanan boyları 9 ile 11 cm arasındadır. Temiz kumlu ya da
çamurlu tabanda yaşar. Eşeyler ayrı olup yumurtlayıcıdır. Askı yük ile
beslenir. Türkiye'nin tüm kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır. Karadeniz'de
avlanmaz.
Solen marginatus (razor clam) [ustura midyesi] Çift kabuklu olup uzuncadır. Sifonu kısadır. Tabanın
hemen altında yaşar. Kendisini çok hızlı gömer. Kabuklarını açıp kapayarak
yüzer. Türkiye sularında Ensis ensis,
Solen marginatus, Solen vagina türleri bulunmaktadır.
Solen
vagina
(grooved
razor shell, grooved razor clam) [?]
® Solen
marginatus.
solenette [akdil balığı, dil
balığı, küçük dil balığı] ® Buglossidium
luteum.
Solenidae (razor clams) [usturamidyesigiller; ustura midyeleri] Kabuklar eşit, dar ve uzamış
şekilli olup bir bıçağı andırmaktadır. Yanlardan eşit değildir. Kabuklar ön ve
arkadan açılır (esner). Dışı genellikle eşmerkezli büyüme halkalıdır. Dış bağ,
kabuk enince uzayan doğrusal bir oluğa yerleşmiştir. Eklem alçaktır. Manto sinüsü derin değildir.
İç kenar pürüzsüzdür. Solungaçları yapraksı tiptir. Sifonlar kısa, birliktedir.
Uçtaki güçlü ve genişlemiş ayak kuma aniden ve hızla gömülmeye uygundur. Akdeniz sular sisteminde 6 türü bulunmaktadır.
Solenocera
membranacea (Atlantic mud shrimp) [?] Yumuşak
gövdelidir. Rengi kızıl turuncu olup az ya da çok şeffaftır. Boyu en çok 12 cm
olup sıkça rastlanan boyu 8 - 10 cm kadardır. Çamurlu tabanda 40 m ile 700
metreler arasında demersaldir. Çoğunluğu 50 m ile 450 m arasında yayılır.
Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Ticari avcılığı vardır ve iyi
av verir.
Solenocurtus
antiquatus (antique razor clam)
[?] ® Azorinus chamasolen.
Solenocurtus
strigillatus (rasp short razor) [?]
® Solecurtus
strigilatus.
soles (true soles) [Dilbalığıgiller] ® Soleidae.
solid [katı] Belirli bir hacmi ve şekli olan.
solid
waste [katı atık] Katı haldeki atık madde.
solitary [yalnız] Tek başına ve benzerlerinden ayrı yaşayan ve var olan canlı.
solute [çözülen] Çözücü içerisinde dağılmış gaz ya da katı madde.
solution [çözelti] İki ya da daha çok maddenin eş-dağılmış karışımı.
solvent [çözücü] Çözeltinin ana parçası. Örnek; NaCl’ün çözücüsü sudur. Çözücü su değilse
belirtilir. Proton alan çözücülere protofil (protophyllic) çözücü (su), proton
verenlere protojen (protogenic) çözücü (sıvı HCl), proton almayanlara aprotik
(aprotic) çözücü (toluen) denmektedir.
som hastalığı [salmon disease] Alabalıkgillerde görülen
bakteriyel bir hastalık.
some interessant characteristics
of marine plants [denizel
bitkilerin ilginç bazı özellikleri] Bu özellikler şöyle özetlenebilir: i) Denizde yaşayan bitkisellerin bir
kısmı tamamıyla kendibeslek (ototrof) değildir. Bunlarda bazı vitaminleri
dışarıdan almak zorundadırlar ki buna auxotrphy denmektedir. ii) Birçok tür
öncelikle kendibeslek (ototrof) olmalarına karşın çözünmüş besinleri ve
parçacıkları gözelerine (hücrelerine) alarak dış-beslek (heteretrof) olarak da
beslenebilirler. iii) Bütün bitkiler solunur. Böylece daha önce ürettikleri
besini tüketirler. iv) Birçok alg türü çevresine bazı kimyasalları verir.
Örnek; kızıl gelgit organizmaları.
somite [somit] Vücut kısmı, vücut bölümü.
sonar (abbrev) (SOund NAvigation and Ranging-SONAR) [su altı radarı (sonar)] Bu cihaza balıkçılar çoğunlukla su altı radarı demektedir. Yankı
iskandilinin ses dalgalarını istenen belirli (dikey, yatay ya da bunların
arasında kalan) bir açıyla yayan, dinleyen, işleyen sistemdir.
sonic muscles [ses kasları] Balıkların hava kesesiyle birleşik olup ses çıkarmada kullanılan kaslar.
sonic scattering layer [ses dağıtan tabaka] ® Sound scattering layer.
soniferous [ses çıkartan] Birçok balık su altında ses çıkartır. Örnek; kırlangıç balığı (Trigla lucerna).
sore [yara] Tallus yüzeyindeki iyice sınırlanmış çoğalma bölgelerini
oluşturan kist grubudur.
sound scattering layer (sonic scattering layer) [ses dağıtan tabaka] Herhangi bir tabaka ya da nesne, çarpan ses dalgalarını dağıtarak
yansıtır.
sounder [iskandil] Yüzeyden tabana olan derinliğin ölçümünde kullanılan
araç.
sounding [iskandil] 1- Derinlik ölçmek.
sounding [iskandil] 2- Ölçülen su derinliği.
source [kaynak] 1- ® Spring.
source [kaynak] 2- Belirli bir amaç için suyun alındığı su kütlesi.
source [kaynak] 3- Kullanılan ya da ihtiyaç duyulan nesne ve malzeme ve canlıların bulunduğu
kesim.
source [kaynak] 4- Alıcı ortama atık veren öge
(atık su, fabrika vb).
sources of errors in fisheries
acouticical method [balıkçılık
akustiği yönteminin hata kaynakları] Yöntemin hataları şöyle listelenebilir: i) Çeviricinin (transducer) ister gemide sabit ister bir gövde
içerisine çekilen türden olsun yüzeyden belirli bir derinlikte tutulması
gerekmektedir. Bu alan örneklenememektedir. ii) Çeviricilerin görmedikleri, örnekleme yapılamayan bir kaç
metrelik kör bölgesi vardır. iii)
Geminin sallanması sonucu ses dalgalarının tabana dik gitmemsi, tabanın hemen
üstünde yer alan bir tabakanın işlem dışı tutulmasını gerekir ki buna da ölü
alan denmektedir.
south [kıble, güney, (cenup,
cenub)].
South American lungfish (African lungfish) [Balçıkbalığıgiller] ®
Lepidosirenidae.
south European toothcarp (Mediterranean killifish) [dişli-sazancık] ® Aphanius fasciatus.
south southeast [kıble-keşişleme] Güney-güneydoğu.
south-east [keşişleme]
Güneydoğu.
southern
ninespine stickleback [uzundikence balığı, küçük güney dikenli balığı] ® Pungitius platygaster.
Southern Oscillation (SO) [güneyli salınım] El Niño (küçük oğlan) ve La Niña (küçük kız) olarak adlandırılan
sıcaklık dalgalanmalarının atmosferdeki etkilerine verilen ad. ® El niño.
southern rough shrimp [?] ® Trachypenaeus curvirostris.
south-southwest [kıble-lodos] Güney-güneybatı.
south-west [lodos] Güneybatıdan esen rüzgâr için kullanılan genel isim. Denizcilikte
güneybatı yönü.
sp. (abbrev) (species, sp.) [tür].
sp. ind. (sp. indet.) (abbrev) (species
indeterminate) [yeri belirsiz tür].
sp. n. (sp. nov.) (abbrev) (species nova) [yeni tür].
sp. rev. (abbrev) (species revivisco) [?] Daha önceki eşanlamlı adın
tekrar kullanılması.
SPA (abbrev) [ardışık popülasyon analizi] ® Sequential Population Analysis.
space [uzay] Galaksi, uydu ve yıldızların bulunduğu
evren.
spaghaetti tag [spagetti markası] Bakır telinin yalıtım malzemesi ve iğne yardımıyla büyük
balıklara takılan işaret. ® Carlin tag (Carlin markası). ® Lea tag (Lea markası). ® Petersen tag (Petersen markası). ®
Pop-up tag (Pop-ap marka). ® Hot branding (Sıcak-dövme marka). ® Cold branding (Soğuk-dövme marka). ® Gill
clamp (Solungaç markası).
spaghetti trawl [halat trol] ® Rope trawl.
Spanish agar [?] ® Pterocladia
capillacea.
Spanish
ling [gelincik, uzungelincik balığı] ® Molva macrophthalma.
Sparidae (porgies) [İzmaritgiller] ®
Centracanthidae.
Sparisoma cretense (parrotfish) [iskaroz, papağan balığı] Resiflerle ilişkilidir. 20-
Sparus aurata (gilthead seabream) [çipura,
alyanak] Tabansaldır (demersaldır). Acı ve tatlı-suya girer. 1-
spat [küçük istiridye (spat)] Küçük istiridyeler
için kullanılır. Veliger (kurtçuk) evresini aşıp bir yere yapışmış istiridye.
spatial [uzaysal] Yere göre düzenlenmiş ve yerleşmiş.
spatial closure [alansal yasak] Sürekli ya da mevsimsel olarak belirli bir alanda (bölgede) ya da kıyı
şeridinde balıkçılığın yasaklanması. Stok tahminlerinde çoğunlukla dikkate alınmamaktadır.
spatial heterogeneity [yerel benzemezlik] Basit model uygulamalarında yok sayılan (dikkate
alınmayan) yaşam-alanlar ile canlıların dağılımlarının birbirinin benzeri
olmayan doğası.
spawn [yumurta] 1- Balık ya da diğer organizmaların yumurtası.
spawn [yumurtlamak] 2- Üreme aşamasında çok sayıda yumurtaları bırakmak (dökmek)
ve döllemek.
spawn binding [yumurta tutma] Akvaryumda erkek bireyin bulunmaması nedeniyle olgun yumurtalardaki
başarısızlık. Yumurtalar suya bırakılabileceği gibi, balık tarafından geri
emilebilir ya da bozulabilir.
spawned out [yumurtlamış] ® Spent fish.
spawner [yumurtlayan
(anaç)] Yumurtlama dönemindeki
balık. ®
Egg-layer (Yumurtlayan).
spawner trap [yumurtlayan tuzağı (anaç tuzağı)] Üreme aşamasına gelmiş balıkların yumurta ve atmığını kültür amacıyla almak
(anaç olarak kullanmak) için ırmak ya da balık merdiveni ya da geçidine
konulmuş yönlendirici set, çit.
spawner-recruit relationship [yumurtlayan-içgöçer (stoğa katılan)
ilişkisi] Stoka katılan genç
balık ya da iç-göçer sayısının ana-baba sayısıyla olan bağlantısı, ilintisi.
spawner-to-spawner ratio [yumurtlayan-yumurtlayan oranı] Bir önceki yumurt-layanlardan gelen kuşağın ürettiği
yumurtlayanlar sayısının tahminidir. Yumurtlayan-yumurtlayan oranının 1,0
olması ortalama olarak her yumurtlayanın yumurtlama aşamasına kadar yaşayan bir
yeni kuşak verdiğini ima etmektedir.
spawning [yumurtlama] Yumurta ve atmığın
döllenme için suya bırakılması.
spawning area [yumurtlama alanı] Yumurtlamanın gerçekleştiği bölge.
spawning biomass [yumurtlayanlar biyokitlesi] Bir popülasyonda eşeysel (cinsi) olgunluğa ulaşmış bütün
balıkların toplam ağırlığıdır.
spawning channel [yumurtlama kanalı] Belirli bir balığın ihtiyaçları doğrultusunda akıntı hızı,
su derinliği vb’nin en uygun koşulda tutulduğu ve kontrol edildiği yapay kumlu
çakıllı tabana sahip yumurtlama alanı. Ekonomik getirisi yüksek balıklar için
özellikle dikkate alınmaktadır. Örnek; Mersin balıkları.
spawning colour [yumurtlama rengi] Yumurtlama sürecinde balıkların aldığı renk.
spawning fishery [yumurtlama balıkçılığı] Yumurtlama davranışı ve bölgesine ait bilgilere dayalı
balıkçılık.
spawning ground (spawning place) [yumurtlama alanı (üreme
alanı, yeri, bölgesi)] Balıkların yumurta
bıraktıkları özel koşullara sahip bölgedir ve avcılığın yanında birim stok’un
belirlenmesi için de kullanılır.
spawning mark [yumurtlama halkası (üreme markas)ı] ® Spawning ring (Üreme halkası).
spawning migration (gametic migration) [üreme göçü (yumurtlama göçü)] 1- Çoğalmak amacıyla örneğin
yumurtlamaya uygun alanlara gitmek. Yumurtlama göçü de denir. ® Migration (Göç).
spawning migration (gametic migration) [üreme göçü (yumurtlama
göçü)] 2- Balıkların beslenme ya
da kışlama alanından yumurta bırakacakları alana, bölgeye hareketi.
spawning period [yumurtlama dönemi (üreme dönemi)] Yumurtlamanın olduğu belirli zaman aralığı.
spawning place [yumurtlama alanı] ® Spawning ground.
spawning pond [yumurtlama havuzu] Doğal yumurtlamayı sağlamak için akvakültürde bu amaçla
oluşturulan özel yapay havuz.
spawning population [yumurtlayan popülasyon] Yumurtlama döneminde popülasyonun erinleşmiş
bireyleri.
spawning potential ratio [üreme potansiyeli oranı] İçgöçer (stoğa katılan) başına düşen yumurtlayan ve
avlanan stok biyokitlesi bölü içgöçer başına düşen yumurtlayan fakat avlanmayan
stok biyokitlesidir (SSB/R)f/(SSB/R)uf. SSB=Spawning
Stock Biomass (yumurtlayan stok biyokitlesi), R=Recruit (içgöçer), f=fished
(avlanan) ve uf=unfished (avlanmayan).
spawning ring [üreme halkası] Yumurtlama gerginliği ve beslenmenin yavaşlatılmış ya da durdurulmuş olması
sonucu balıkların sert aksamlarında oluşan ve bazen yıllık halkalara çok
benzeyen ikincil halka.
spawning season [yumurtlama mevsimi (üreme mevsimi)] Balıkların üremek için eşeysel (cinsel) aktif oldukları yılın belli bir
dönemi.
spawning spread [yumurtlamanın yayılması] Yumurtlamanın başlaması ile tek bir batın değil bir çok
batın süren yumurtlamanın sona ermesi arasında geçen süreç.
spawning stock (adult stock) [erin stok] 1- Bireylerinin %50’sinin cinsi olgunluk yaşı ya da boyuna
ulaşmış olduğu stok.
spawning stock (adult stock) [yumurtlayan stok] 2- Stoğun eşeysel (cinsi)
olgunluğa ulaşmış yumurtlama kabiliyetindeki kısmı. Belirli bir yaş ve boyun
üstünde olup %50’si eşeysel (cinsi) olgunluğa ulaşmış bireylerin sayısı ya da
biyokitlesi ki buna erin stok da denmektedir.
Spawning Stock Biomass (SSB) [yumurtlayan stok biyokitlesi] 1- Bir stokta eşeysel
(cinsi) olgunluğa ulaşmış balıkların toplam ağırlığıdır. Bunun miktarı yıllığın
şiddeti, sömürme şekli, büyüme, balıkçılık ve doğal ölüm oranları, eşeysel
(cinsi) olgunluğun başlaması ile çevresel faktörlere bağlıdır.
Spawning Stock Biomass (SSB) [yumurtlayan stok biyokitlesi] 2- Bireylerinin %50’si
eşeysel (cinsi) olgunluk yaşı ve boyuna ulaşmış balıkların toplam
ağırlığıdır.
Spawning Stock Biomass per Recruit
(SSB/R) [içgöçer (stoğa
katılan) başına düşen yumurtlayan stok biyokitlesi] 1- Belirli bir yaştaki
içgöçerin yumurtlayan stok biyokitlesine, beklenen ve ömrü boyunca yapabileceği
(örneğin 2 birey/yaş grubu gibi bir) katkıdır. Verilmiş bir sömürme yapısı,
büyüme ve doğal ölüm oranında her bir F düzeyi için beklenebilir SSB/R denge
değeri hesaplanabilir. Verilen bir x yaşı için SSB/R’nin en yüksek değerine
balıkçılığın olmadığı (F=0) durumunda ulaşılır.
Spawning Stock Biomass per Recruit
(SSB/R) [içgöçer başına düşen yumurtlayan stok
biyokitlesi] 2- Stoğa katılan başına düşen yumurtlayan stok biyokitlesi.
Yumurtlayan stok biyokitlesinin iç-göçer sayısına bölümüdür.
species [tür] Yapısal özellikleri ve genetik karakterleri birbirine benzeyen ve yine
aynı genetik karakterde yeni kuşaklar verebilen bireylerin tümüdür. Kısaca
biyolojik genetik bir bütündür.
species aggregate [türler yığını] Yapısal özellikleri yönünden birbirine benzeyen ve bu nedenle tanımlanması
zor türler grubu.
species assemblage [türler asemblajı] Belirli bir bölgede bir arada olup belirli bir av
aracıyla avlanan türler grubu.
species group [türler grubu] Ayrıntılı çözümleme yapılmadan ayırt edilemeyen, bir arada oldukları kabul
edilen türler grubu.
species
indeterminate (sp. ind., sp. indet.) [yeri belirsiz
tür] Özgün (original) tanımlamasından tanınamayan
tür.
species name [tür adı] Türe verilen taksonomik addır.
Linne’nin isimlendirme sisteminde her bir türün iki adı vardır (Örnek; Mullus barbatus-keserbaş barbunya). Bu
ad uluslararası bilimsel topluluklar tarafından ortak tanım için kullanılır.
species
nova (sp. n., sp. nov.) [yeni tür] Bilimsel adı, türü
tanımlayana göre konulmamış tür.
species richness [tür zenginliği] Bir bölge ya da yaşam-alandaki tür sayısıdır.
specific gravity [özgül yerçekimi] Madde yoğunluğunun su yoğunluğuna oranını gösteren kavram.
specific growth rate [özgül büyüme oranı] Akvakültürde belirli bir süre sonra üretimi tahmin
etmede kullanılan terim. Özgül büyüme oranı = (Hasat ağırlığı-Stoklama
ağırlığı)/Üretim periyodu x 100.
specimen [örnek] Bilimsel örnekteki birey.
speckled
ray [vatoz] ® Raja polystigma.
speckled shrimp [?] ® Metapenaeus monoceros.
spectrophotometer [spektrofotometre] Işığın dalga boyunu hassas ölçen alet. Alet ışık
demetinin ortamda yayılma, yansıma ve geçirgenliğini ölçer.
speed log [parakete] Gemi ya da teknenin hızını ölçen alet.
spent fish (spawned out) [yumurtlamış] Yumurtlamayı tamamlamış (yumurta ve atmığı bırakmış) olup bitkin haldeki
balık.
sperm [atmık, ersuyu] Erkek tohum hücresi.
sperm packet [atmık paketi] Erkekten dişiye gonopodium üzerinden aktarılan atmık kütlesi. Örnek;
Poeciliidae ailesi.
sperm sac [atmık kesesi] Erkek köpek balıklarında atmık bir pasaj (ductus deferens) üzerinden
geçerek atmık kesesine iner.
sperm
whale(cachalot) [ispermeçetbalina, adabalığı,
amberbalığı, kadırga balığı]®
sperm whales [İspermeçetbalınasıgiller] ® Physeteridae.
spermathophore [atmık (sperm) kapsülü, spermatofor] Atmık (sperm) kümesinin sarılı olduğu kapsül. Kafadanbacaklılarda atmık (sperm) bezinin ürettiği boru
şeklinde atmık kabı olup atmığın depolanması ve atmığın çiftleşmede toplu
aktarım düzeneği. Döllenme çiftleşmeden çok daha sonra olabilir. ® Hectocotylus.
spermatium
[spermatyum] Erkek eşeylik hücresidir,
kamçılı değildir (Kırmızı alglerde görülür).
spermatocyste
[spermatosist] Erkek eşeylik hücresi ihtiva
eden gametosisttir (erkek eşeylik hücreleri genellikle çoktur).
Spermatophyta [Spermatofita] Çiçekli bitkiler.
spermatozoa [spermatozoa] Kamçılı erkeklik
gameti (sperm). Atmık.
spermatozoid
[spermatozoid] Kamçısı oluşmuş erkek eşeylik
hücresidir (halen anterozoit olarak da adlandırılır).
Sphaerechinus
granularis (violet sea urchin) [?] Gövde yuvarlak ve oldukça yüksektir. Koyu
mor’dan kırmızımsıya olan dikenler karakteristiktir. Diken uçları beyaz olup
dikenler ya tamamıyla beyaz ya da mordur. Çapı en çok 13 cm, dikenler 2 cm
kadardır. Sahanlık alanında 100 m derinliğe kadar yayılır. Otoburdur.
Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında yer yer ve Marmara kıyılarında bulunur.
Avcılığı vardır.
Sphaerocardium
paucicostatum (poorly ribbed cockle) [?] ® Acanthocardia paucicostata.
Sphaeronassa mutabilis (changeable nassa) [?] ® Nassarius
mutabilis.
sphinx blenny [horozbina] ® Aidablennius sphynx.
Sphoeroides
pachygaster (blunthead puffer) [balon balığı] Tabansaldır
(demersaldır). 50-
Sphyraena obtusata (obtuse barracuda) [iskarmoz balığı, iskarmoz] Resif kesimiyle ilgilidir ve acı suya girer. 20-
Sphyraena sphyraena (European barracuda) [iskarmoz, barakuda balığı, turna balığı] Yüzücüdür (pelajiktir). 0-
Sphyraena viridensis (yellowmouth
barracuda) [iskarmoz] Yüzücüdür (pelajiktir). Boyu TL=140 cm ve ağırlığı
Sphyraenidae (barracudas) [İskarmozgiller] Actinopterygii sınıfı, Perciformes takımı, Sphyraenidae ailesi 1 cinste (Sphyraena) 27 türü barındırmaktadır.
Gövde uzun, baş büyük, yüz uzun ve sivridir. Ağız büyüktür, alt çene üst çeneyi
geçer. Dişler kuvvetlidir. İki sırt yüzgeci de kısadır ve birbirlerinden
ayrıdır. Sırt yüzgeçlerinde sert ve yumuşak ışın bulunur. Kuyruk
çatallaşmıştır. Yanal çizgi iyi gelişmiş ve neredeyse düz çizgi halindedir.
Pullar çemberimsidir (sikloidtir). Gümüş renkli gölgelerle sırt gri ve
mavi-yeşil arası bir renktedir, karın daha açık olup beyaza yakındır. Gövdede
şeritler ya da lekeler vardır. Doymak bilmez leşçildir, tropikal ya da ılıman
denizlerde, özellikle kıyı sularında, bazen de 100 m derinliğe kadar
yayılır. Küçük bireyleri sürü halinde
gezerken büyükler yalnız gezer. Bazı türlerin boyu 2 m’ye yakındır. Avlanırken
hızları 45 km/saate ulaşabilir. Sphyraena sphyraena türü Akdeniz ve doğu Atlas
Okyanusunda yayılmıştır. Çamurlu sığ sulara girmez.
Sphyrna lewini (scalloped
hammerhead) [çekiç
balığı] Okyanus-göçerdir (okyano-dromdur). Acı-suya girer. 0-
Sphyrna tudes (smalleye
hammerhead) [çekiç balığı] Taban-yüzücüdür
(bento-pelajiktir). En az
Sphyrna zygaena (smooth hammerhead) [çekiç
balığı] Okyanus-göçerdir (okyano-dromdur). Acı-suya girer. 0-
Sphyrnidae (hammerhead
sharks, bonnethead, scoophead sharks) [Çekiçbalığıgiller] Kıkırdaklılar (Chondrichthyes) sınıfı, Keskisolungaçlılar
(Elasmobranchii) altsınıfının Selachimorpha
üsttakımıdaki Carcharhiniformes takımın
bir ailesidir. Aile iki cinsi kapsar (Sphyrna 8 tür) ve Eusphyra
1 tür). Boyları 2-
Spicara chryselis (izmarit) [blotched picarel] ® Spicara
maena.
Spicara flexuosa (izmarit) [blotched picarel] ® Spicara maena.
Spicara maena (blotched picarel) [beyazgöz balığı, beyazgöz
izmarit, izmarit, menekşe balığı, melana] Yüzücü (pelajik) olup 30-
Spicara smaris (picarel) [izmarit balığı,
izmarit, smirida, istrongiloz balığı,
istrangiloz] Yüzücüdür (pelajiktir). 15-
spicate
cerithe [?]
® Cerithium alucastrum.
spider
crabs [Örümcek-yengeçgiller] ® Majidae.
spider octopus (?) ® Octopus salutii.
spider(s) [örümcek(ler)] ® Araneida.
spiderfish [Akdeniz
örümcek balığı] ® Bathypterois
mediterraneus.
spillover [taşmış] 1- Deniz koruma alanından
avcılığın yapıldığı alana hareket eden erin balık.
spillover [taşmış] 2- Deniz koruma alanından alan
dışında kalan çevreye yayılmış balık kurtçukları (larvaları).
spindle snails (?) ® Fasciolariidae.
spine [diken] İskelet ya da derideki keskin ve sert dikensi kemik yapı. Örnek;
yırtıcıları caydırmaya yarayan solungaç kapağının ön kısmındaki dikenler.
spine [sert ışın] Balık yüzgecini destekleyen dikensi ışın. Bölmeli değildir. Sert ışın
sayısı Romen rakamlarıyla verilir.
Spinefoots (rabbitfishes) [Sokar-balığıgiller (Çarpan-balığıgiller)] ® Siganidae.
spinner shark [sivriburun camgöz] ® Carcharhinus
brevipinna.
spinosus (thorny) [çokdikenli] ® Spinous.
spinous (spinosus, thorny) [çokdikenli] Dikence zengin. Çok dikeni olan.
spinous spider crab (?) ® Maja squinado.
spiny bonnet (?) ® Cassidaria echinophora.
spiny butterfly ray [iğnelivatoz,
kazıkkuyruk balığı, kazıkkuyruk] ® Gymnura altavela.
spiny cockle (?) ® Acanthocardia aculeata.
spiny
dogfishes (spiny sharks, dogfish sharks) [Camgözgiller (köpek
balıkları)] ® Squalidae.
spiny eels [Geriçenelibalıkgiller] ®
Mastacembelidae.
spiny file shell (?) ® Lima lima.
spiny
gurnard [kırlangıç] ® Lepidotrigla dieuzeidei.
spiny
lobster (rock lobster, languste) [böcek] ® Palinurus.
spiny lobsters [Dikenli-ıstakozgiller] ® Palinuridae.
spiny sharks (spiny dogfishes, dogfish sharks) [Camgözgiller (köpek
balıkları)] ® Squalidae.
spiny shrimp [?] ® Pontophilus spinosus.
spiracles [nefes deliği] Keskisolungaçlılarda (Elasmobranchii) yani köpek balıkları ve vatozlarda
her iki gözün arkasında yer alan deliklere denmektedir. Bu deliklerden
Keskisolungaçlılar dinlenme anında solungaçlarına su fışkırtırlar.
spiral [sarmal(sı)] ®
Sculpture (Karındanbacaklılar).
spire [helezon] Karındanbacaklılarda
kabuğun tüm sarmal döngüleridir.
Spirulina subsalsa (sea
spirulina) [?] Yaygın (kozmopolit) türdür. Akdeniz sular sisteminin tüm kıyılarında
bulunur. Üst mediolitoral ve infralitoral katlarda yoğun olarak görülür.
Acı-suda da bulunabilir. Rengi sarımsı ya da paslıdır. İplikcikleri diğer
türlerle karışmış olabilir. Sığ suda ya da bol ışıkta mavi-yeşil görünür.
Sarmal kesimlerde iplikciklerinin çapı 3-5 µm olup boyu çevre koşullarına bağlı
olarak birkaç mm'ye ulaşabilir. Üretimi için deneysel çalışılmaktadır.
Spisula
subtruncata (subtruncate surf clam) [?] Yakın kıyısal kuşakta kumlu ve kumlu çamurlu
taban ile lagünlerde yaşar. Boyu 3,3 cm olabilir. Türkiye'nin tüm kıyılarında
bulunur.
spliced loop of a rope [kasa] ® Eye.
split ring (double ring, double
mark, double zone) [çatallı
halka (çift halka)] Balıkların yaş tayinlerinde kullanılan sert aksamlarında (otolit vb) iki
yıllık halka arasındaki mesafeye göre birbirine yakın olup hızlı büyüme
kuşağında görülen çift büyüme kuşağı ya da halkası.
Spondylidae (?) [?] Kabuk atı ve
değirmidir. Yüksekliği (boyu) eninden daha fazladır. Kabuklar eşit değildir.
Sağ kabuğu ile tabana yapışır. Kabuğun dış yüzeyi dikensi, yapraksı
görünümdedir. Kabuk ekleminde iki güçlü diş ve simetrik yerleşmiş iki derin
çukur bulunur. Manto sinüsü yoktur. Solungaçları lifsi tiptir. Askı yük ile
beslenirler. Eşeyler ayrıdır. Akdeniz sular sisteminde ailenin 3 türü
yaşamaktadır.
Spondyliosoma
cantharus (black
seabream) [sarıgöz, sarıgöz
balığı, ıskatari, fırtına balığı] Taban-yüzücü (bentopelajik), okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 5-
Spondylus gaederopus (European
thorny oyster) [?] Kayalık ve resifli kuşakta yaşar. Boyu en çok 15 cm olabilir. Türkiye'nin
Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
sponge [banyo
süngeri] ® Euspongia
officinalis.
sponge
crabs [Sünger-yengeçgiller] ® Dromiidae.
sponge filter [sünger filtre] Biyolojik ve mekanik filtre görevi yapan akvaryum filtresi. Genişçe
köpüğümsü malzeme üstüne akıtılan sudaki parçacıklar tutulurken aynı zamanda
azot emen bakterilerin oluşmasını sağlar.
sponges [süngerler] "Gözenekliler"
anlamındaki Porifera filumunda yer alan çok hücreli hayvanlardır. Hücreleri
uzmanlaşmamış olup sinir sistemleri, sindirim ve dolaşım sistemleri yoktur.
Suda sabit dururlar ve suyu filtrelerler. Su soluklanma (inhalant) ve dışa
açılan (ostiol) ve ya da dıştaki gözelerden (ectosom) emilir. Emilen su bir
kanallar sisteminde dolaştırılarak dışarı atılır. Süngerler kalsiyum ve
silisyum içeren iğne şeklindeki sözde iskeletle desteklenmiştir. İğneler esnek
ve yapışkan (collagen) organik bir maddeyle (spongin) birbirine bağlanmıştır.
Çoğalmaları eşeyli ve eşeysizdir. Kopan parçaları yenileme yetenekleri
yüksektir. Süngerler kayalık kıyısal kuşaktan 8,000 m abisal derinliğe kadar
yayılırlar. Denizlerde bulunduğu tahmin edilen 5,000 kadar türden ancak bir
kaçı (bir düzine kadarı) ekonomik önem taşırlar. Porifera içerisinde 3 sınıf
bulunmaktadır. i- Calcarea (kalsiyumlular); kıyısal olanların kalsiyumlu iğneleri vardır. ii- Hexactinellida (silisyumlular);
silisyum iğneleri vardır, derin denizde yaşar. iii- Demospongia silisyumlu
iğneli ya da iğnesizdir. Akdeniz sular sistemindeki süngerlerin tamamı
Demospongia sınıfına aittir. Günümüzde süngerler aşırı sömürü ve hastalıklar
nedeniyle çok azalmıştır. Popülasyonları geri kazanma deneyleri yapılmaktadır.
sponges [süngerler] ® Porifera.
Spongia agaricina (elephant ear) [fil kulağı] Sin. Spongia officinalis lamella. Sünger
çoğunlukla kupaya benzer. Dış cidar (ectosome) kum ağla desteklenmiştir. Çapı
genellikle 50 cm civarındadır ancak 1 m'ye de ulaşabilir. Rengi griden koyu
esmeredir. Çoğunlukla 4 - 5 metrelerde ve en fazla 60 m derinliğe kadar
yayılır. Günümüzde dekor amaçlı kullanılmaktadır. Eskiden endüstride cam
malzemenin parlatılmasında kullanılmıştır. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege
kıyılarında bulunur.
Spongia
officinalis
alt tür adriatica (Greek
bathing sponge) [banyo süngeri] İri ve değişken şekillidir.
Değişen ışıkta yeşilimsi beyazdan siyaha kadar görünebilir. Çapı 35 cm'yi
geçebilir. 50 cm'den 40 m arasında bol ancak 40 - 76 m'ler arasında nadir
görülür. Sünger yıkama işlerinde kullanılır.
Spongia
officinalis alt tür mollissima (Turkey cup) [Türk fincanı] Sin. Spongia usitatissima. Şekli silindirik
ters koni (huni) gibidir. Tepe kısmı düz merkezde az basıktır. Boyu (yüksekliği
15 - 20 cm kadardır ve 10 - 30 metreler arasında görülür. En iyi temizlik
süngeridir. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur.
Spongia officinalis
lamella (elephant
ear) [fil kulağı] ® Spongia agaricina.
Spongia
usitatissima (Turkey cup) [Türk fincanı] ® Spongia officinalis alt
tür mollissima.
Spongia
zimocca (leather sponge) [parmaklı sünger] Sünger iridir. Boyu 20 cm olabilir. Kalın yaprak ya da
bıçağa benzer. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur.
spoon oyster [?] ® Neopycnodonte cochlear.
spor [spor] 1-
aplanaospor ® Asexual
reproduction.
spor [spor] 2-
hipnospor ® Asexual
reproduction.
spor [spor] 3-
otospor (autospor) ® Asexual
reproduction.
spor [spor] 4- Doğrudan başka bir hücre ile
kaynaşma olmadan yeni bir birey oluşturma ile sonuçlanan üreme hücresidir
(eşeylik hücresi gamet ile karşılaştırınız).
sporadic fishes [düzensiz balıklar] Hem tatlı hem de tuzlu suda belirgin tercih yapmadan
yaşayan ve yumurtlayan ya da her iki suya belirgin bir tercih olmadan düzensiz
giren ve gerçek göçün parçası olmayan balıklar. Örnek; Lutjanidae ve Sciaenidae
ile belki Mugilidae familyasına ait bazı türler.
spore formers [sporlular] ® Sporozoa.
sporocyst [sporosist] Sporları oluşturan sisttir.
sporophyte [sporofit] Sporları üreten bireydir.
Sporozoa (spore formers) [sporlular] Hareketten yoksun olup omurgalı ve omurgasız hayvanlarda asalak (parazit
olarak) yaşayan birgözeliler (birhücreliler) sınıfı. Örnek; sıtma oluşturan Plasmodium.
sport fishing [spor balıkçılığı] Spor amacıyla ya da kendi tüketimine yönelik yemli ya da
yemsiz oltayla yapılan balık avcılığı.
spot [leke (benek)] Yuvarlak ya da yuvarlağa yakın ben, boya, işaret.
spotback herring [benekli sardalya] ® Herklotsichthys
punctatus.
spotbase burrfish [?] ® Cyclichthys spilostylus.
spot-fin porcupinefish [kirpi balığı] ® Diodon hystrix.
spotfin
scad (false scad,
ten-finned horse mackerel, yellow horse mackerel) [horlayankral balığı] ® Caranx rhoncus.
spothead lantern fish [ışıldak
balığı] ® Diaphus metopoclampus.
spottail mantis shrimp [erkek karides, peygamber devesi karidesi; zengin karides] ® Squilla
mantis.
spotted
dragonet [mine balığı, benekliüzgün balığı, üzgün balığı] ® Callionymus maculatus.
spotted
lanternfish [ışıldak balığı] ® Myctophum
punctatum.
spotted nori [?] ® Porphyra
leucosticta.
spotted pipefish [kuyruksuzdeniziğnesi balığı, deniziğnesi] ® Nerophis
maculatus.
spotted
ray [vatoz] ® Raja montagui.
spotted seabass [ispendik, beneklilevrek, levrek] ® Dicentrarchus punctatus.
spotted
torpedo [uyuşturan balığı, çarpan, elektrik balığı, lekelielektrik
balığı, lekeliuyuşturan balığı, torpil balığı] ® Torpedo
marmorata.
spotted
weever [kumtrakonyası balığı, kum trakonyası] ® Trachinus araneus.
SPR (abbrev) [üreme potansiyeli oranı] ® Spawning Potential Ratio.
Sprattus sprattus phalericus [European sprat] ® Sprattus
sprattus sprattus.
Sprattus sprattus
sprattus (European
sprat) [çaça, çaça balığı, karadeniz kilka balığı, palatika, platika
balığı] Karadeniz’de yaşayan çaçanın alt tür (Sprattus sprattus phalericus) olduğu belirtilmekle birlikte henüz
kesinleşmiş sayılmaz. 10-
spread [ağız açıklığı] Trol ağının yatayda yanlara doğru açıklığı.
spreader [ayırıcı (ayraç)] Balık ağının belirli kısımlarını açmak ve ayırmak için
kullanılan ağaç yapı.
spreader bar (banana, boomerang, dan leno arm, dan leno bracket, dan
leno spreader, devil's elbow) [kelebek] ® Butterfly.
spring (source) [kaynak] Pınar, bir ırmağın çıkış noktası.
spring overturn [ilkbahar karışımı] Göl yüzeyindeki buzların erimesi, rüzgâr etkisi ve hafif
suların yükselmesi sonucu göl suyunun karışması.
spurweed [?] ® Gigartina acicularis.
Squalidae (spiny dogfishes, spiny sharks, dogfish sharks) [Camgözgiller, köpek balıkları] Kıkırdaklılar (Chondrichthyes) sınıfı, Squaliformes takımının Cirrhigaleus
(2 tür) ve Squalus (9 tür)
cinslerini kapsayan bir
ailesidir. Boyları küçükten orta boya kadardır (45 cm-1,5 m). Gövdeleri
silindir şeklinde ya da yanlardan hafif basıktır. Yanlarda yer alan gözlerde
zar yoktur. Dişler her iki çenede de benzerlik gösterir ve eşit büyüklüktedir. Sırt yüzgeçlerinin önünde gizlenebilir
dikenler bulunur. Gövdede sertleşmiş deri dişçikler bulunur. Sığ sularda
bulunan türlerin sırtı gri, derin sularda bulunanların ise koyu renkten siyaha
doğrudur; birçok tür ışık saçan organlara sahiptir. Tropikal, sıcak ve ılıman
bölgelerde yayılırlar. Sürü oluşturur, genellikle balıklarla beslenirler. Bazı
türlerinin eti çok beğenilir. Camgözgiller hem besin kaynağı olarak hem de avcılığı
açılarından büyük bir öneme sahiptirler.
Squalus acanthias (piked dogfish) [köpek balığı, katran balığı, dikenli köpek balığı, mahmuzlu camgöz, mahmuzlucamgöz] Taban-yüzücü (bentopelajik) ve
okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 0-1,460 m derinliklerde rastlanır. Acı-suya
girer. Boyu TL=160 cm, ağırlığı
Squalus blainville (longnose spurdog) [köpek balığı,
gricamgöz balığı, mahmuzlu camgöz] Tabansaldır (demersaldır). Acı-suya girer. 16-
squama ctenoidea (pul. squamae ctenoideae) (pectinate scale) [taraksı
pul (ktenoid pul)] ® Ctenoid scale.
squama cycloidea (pul. squamae cycloideae) [çember pul (sikloid pul)] ® Cycloid scale.
squama ganoidea (pul. squamae ganoideae) [ganoit pul] ® Ganoid scale.
squama linea lateralis (pul. squamae lineae
lateralis) [yanal çizgi pulu] ® Lateral line scale.
square mesh [kare göz] Ağlarda çoğunlukla baklava dilimi göz kullanımını yaygın olup ağın
çekilmesi halinde ağ gözü daha da yamulduğu için göz açıklığı küçülmektedir.
Yeni teknoloji ağ gözlerinde kare şeklin korunması sağlanarak daha iyi seçme
yoluyla daha iyi avcılık olanaklı kılınmaktadır.
square sterned [karekıç (aynakıç)] Kıç tarafı düz olan deniz
aracı.
Squatina aculeata (sawback angelshark) [keler] Tabansaldır (demersaldır). 30-
Squatina oculata (smoothback
angelshark) [lekelikeler, keler balığı, keler] Tabansaldır
(demersaldır). 5-
Squatina squatina (angelshark) [keler] Tabansal (demersal), okyanus-göçerdir (okyanodromdur).
Squatinidae (angel sharks) [Kelergiller] Chondrichthyes sınıfı,
Elasmobranchii altsınıfı, Euselachii süpertakımı, Squatiniformes takımının ailesidir. Ailede bir cins (Squatina) vardır ve 16’dan fazla türü
barındırır. Yassıca orta boylu bireyleri kapsar. Göğüsten ayrılan baş yuvarlak
ya da ovaldir. Bir cinsi ve yazara göre
değişen 13-15 ya da 16 türü vardır. Aile bireylerinin göğüs ve karın yüzgeçleri
yassılaşarak genişlemiş ve üçgenimsi kanat şeklini almıştır. Vücut dikey
eksende yassıdır. Vücudun ön tarafı geniş kuyruk tarafı dardır. Beş çift
solungaç yarıkları alttadır. Gözler
sırtta (üstte) yer alır, zarsızdır. Alt ve üst çenedeki dişler küçüktür. Sırt
gri ya da esmerce benekli ve düzensiz lekeli olup karın kısmı beyazdır. Çoğu iridir. Boyları genellikle 1,5 m’ye
ulaşır. Yalnız Squatina japonica’nın boyu 2 m’dir. Kıta yamacının üst kısmındaki ılıman sulardan
tropikal sulara kadar dağılmışlardır. Tabanda
gezerler ve kendilerini kuma gömerler. Balık, kabuklu ve yumuşakçalarla
beslenirler. Saldırgan olmamakla birlikte üstlerine basıldığında ısırırlar.
Canlı doğururlar (ovoviviparous). Bir batında 13 yavru verirler. Soyları
tehlikededir. Bazı türleri elektrik üretir ve çarpar.
squid (calamary) [kalamar] ® Loligo.
squids (cuttlefish) [mürekkep balıkları] ® Sepiida.
Squilla
mantis (spottail
mantis shrimp) [peygamber devesi karidesi; zengin karides; erkek karides] Sığ kıyısal sularda bulunur. Kendisini kumlu çamurlu
tabana gömer. Gündüz gömülü kalır geceleri avlanmak ve çiftleşmek için kışın
çıkar. Akdeniz'de düzenli olarak İspanya, bazen Ligur Denizi (kuzey-batı
İtalya) ve İtalya'nın Adriyatik kıyılarında, Kıbrıs, Mısır, Fas ve bazen
Fransa, Sicilya, Yugoslavya, Yunanistan, Türkiye ve Tunus’ta, nadiren İsrail'de
ticari avcılığı yapılır. Rengi sari esmer, sırtı mavimsi çıkıntılıdır. Telsonda
2 koyu lekesi vardır. En çok 20 cm boya ulaşır ancak genellikle 12 - 18 cm boylardadır.
200 m derinliğe kadar demersaldir ancak çoğunlukla 50 m'den daha sığ sularda
rastlanır. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında görülür.
squillid
mantis shrimp [peygamber develeri] ® Squillidae.
Squillidae (squillid mantis shrimp) [peygamber develeri] Bir peygamber devesi (stomatopoda) ailesidir. Küçükten orta boydaki
bireyleri kapsar. Gövdeleri basıktır (yassıdır). Uzayan bacak pençelidir
(tutucu tırnaklıdır). Gövdenin göğüs ve karın tarafı sert dikenlidir. Çok
sayıda cinsi barındıran ailedir.
SS (abbrev) [askıda katı madde] ® Suspended Solids.
SSB (abbrev) [yumurtlayan stok biyokitlesi] ® Spawning Stock Biomass.
SSB/R (abbrev) [içgöçer başına düşen yumurtlayan stok biyokitlesi] ® Spawning Stock Biomass per Recruit.
SST (abbrev) [deniz yüzeyi
su sıcaklığı] ® Sea Surface Temperature.
stability [kararlılık] Zamanla değişmezlik. Belirli bir özelliğin değişmemesi. Karmaşık
sistemlerde ise çoklu kararlılık vardır. Burada birçok yarı-kararlılık
olabilir. Yarı kararlı sistemlerde geriye (eski haline) dönüş ya da dengeye
ulaşma da söz konusudur.
stabilization [stabilizasyon] Olay ya da reaksiyonun dengeye (gelmesi) ulaşması.
stagnant water [durgun su] Havuzda duran su gibi durgun. Ancak terim çoğunlukla oksijeni azalmış ve
balıklar için elverişsiz bayat su anlamında kullanılmaktadır.
stagnation [durgunluk] Karışımın olmadığı su kütlesi.
stalked eye [saplı göz] Bir sap üzerinde olan göz. Örnek; kerevit (Astacus leptodactylus).
stanchion [puntel] ® Bulwark (Puntel).
standard deviation [standart sapma] Bir verinin ortalamadan ne kadar saptığının belirlenmesinde ölçüt olarak
kullanılan istatistiki uygulamadır. Variyansın kare köküdür.
standard length [standart boy] Balığın burun ucundan kuyruk yüzgecinin başlangıç yayının ortasına olan
uzunluğu. Genellikle balık bilimciler (ihtiyologlar) tarafından kullanılır. ® Total
length (Tam boy). ® Fork length (Çatal boy).
standard solution [standard çözelti (solüson)] Konsantrasyonu bilinen çözelti.
standardization [standardizasyon] Yöntem ve aletleri olduğunca
sabit tutma usulü ya da yordamıdır. Standart olmayan ölçümler ile yıldan yıla
olan değişmelerin doğal dalgalanma ve değişmeden mi yoksa ölçümlerdeki
farklılıktan mı geldiği belirlenemez. Farklı yıllarda farklı ticari teknelerin
kiralanmasıyla balıkçılık çalışmalarının yapılması halinde standartlaşma yoksa
elde edilen veriler birbiriyle karşılaştırılabilir sonuçlar yani değerler
vermezler. Bu durum söz konusu olduğunda tek çıkış yolu vardır. O da kullanılan
her bir teknenin standart seçilecek bir tekneyle aynı yer ve zamanda mümkün
olduğunca çok karşılaştırma avcılığı çalışması yapmasıdır. Bu çalışmalarda elde
edilen veriler ile tekneler için birer düzeltme faktörü oluşturulur ve veriler
buna göre ayarlanır.
standing crop [kullanılabilir stok] 1- ® Usable stock.
standing crop [mevcut ürün] 2- Birim alan ve hacimdeki canlı malzemenin miktarı. ® Biomass (Biyokitle).
standing stock [mevcut stok] Stokun ağırlığı, biyokitle. Belirli bir zaman ve yerde bulunan örneğin
yumurtlayan stok için de kullanılabilir. ® Biomass (Biyokitle).
standing water [durgun su] Göl, havuz, bataklık vb’deki akmayan su.
standrd depth [standart derinlik] Deniz yüzeyinin altında
olup özellikleri belirlenecek suyun derinliğidir. Uluslararası Fiziksel
Oseanografi Birliği (International Association of Physical Oceanography)
tarafından önerilen standart derinlikler (metre) şunlardır: 0, 10, 20, 30, 50,
75, 100, 150, 200, 300, 400, 500, 600, 1000, 1200, 1500, 2000, 3000, 4000,
5000, 6000, 7000, 8000, 9000, 10000.
stanza [kat] Balığın çeşitli gelişme evrelerinde görülen büyüme oranlarından biri.
stapes Weberi (scaphium) [Weber üzengisi] Hava keseli balıklarda üzengi görevini yerine getiren
kaşık şeklindeki yapı.
starboard [sancak] Deniz aracının kıç üstünde dururken yüz, başa doğru çevrildiğinde deniz
aracının sağ tarafı.
starfish (common starfish) [deniz yıldızı] İngilizce adı balığı anıştırsa da bu canlı balık değildir. Derisidikenli
bir hayvandır. ® Asteroidea.
starfishes (sea stars) [Deniz-yıldızları] ® Asteroidea.
stargazers [Kurbağabalığıgiller] ®
Uranoscopidae.
starry
ray [yıldızlı vatoz, iğnelivatoz,
vatoz] ® Raja
asterias.
starry
smooth-hound [köpekbalığı] ® Mustelus asterias.
starry
sturgeon [mersin, çuka,
mersin yavrusu, sivruşka balığı, mersin
balığı] ® Acipenser
stellatus.
starry
weever [çarpan balığı] ® Trachinus radiatus.
starter feed [başlangıç yemi] Akvakültürde yumurta sarısını tüketmiş olup dış
beslenmeye geçen kurtçuğa (larvaya) verilen yem.
State Hydraulic Woks (SHW) [Devlet Su İşleri (DSİ)] Su yapılarının inşası Osmanlı döneminde vakıflarca
yürütülmekteydi. O dönemde geniş ölçekli ancak Konya Ovasının sulanması için
suyolları ve bentler yapılabilmişti. Su işlerinin sürekli olarak ele alınması
1914 yılında Nafıa (Bayındırlık) Nezareti’nin (Bakanlığı’nın) bünyesinde Umur-u
Nafıa Müdüriyet-i Umumiyesi’nin (Bayındırlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün)
kurulmasıyla başlar. Yeni kurulan Genel Müdürlüğün görevleri arasında sulama,
kurutma, taşkın koruma, nehir ulaşımı, su biriktirme ve dağıtımı yer almıştır.
Cumhuriyetin ilanından sonra, özellikle 1930’lu yıllarda ülkenin su
kaynaklarını geliştirmek için önemli adımlar atılmıştır. Ancak güncel anlamda
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 1953 yılında 6200 sayılı kanunla Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı'na bağlı olarak kurulmuştur. Görevleri arasında tüm su kaynaklarının planlanması,
yönetimi, geliştirilmesi ve işletilmesi yer almaktadır. DSİ ayrıca, barajların,
hidroelektrik santrallerin, içme ve kullanma suyunun sağlanması ile sulama
ağlarının planlanması, projelendirilmesi, inşa edilmesi ve işletilmesinden sorumludur. Kurum katma
bütçeli olup tüzel kişiliğe sahiptir.
state of stocks (status) [stok
durumu] Balık stoğunun durumu.
Koruma altında, yetersiz sömürülmüş, yoğun sömürülmüş, tam sömürülmüş, aşırı sömürülmüş,
tükenmiş, sönmüş=soyu tükenmiş, ticari olarak sönmüş stok gibi.
station [istasyon] 1- Deniz çalışmalarında ölçüm
yapmak ya da örnek almak için durulan ve çalışılan mevkii.
station [istasyon] 2- Merkez dışında oluşturulmuş
küçük laboratuar ve çalışma alanı olan, ya sürekli ya da zaman zaman personel
bulundurulan laboratuar, çalışma, araştırma yeri.
station [istasyon] 3- Mevsimsel balıkçılığın
yapıldığı küçük barınak, barınaklı yer.
stationary [durağan] Balıkçılıkta zamanla değişmeyen yaşam hikâyesi, özellik.
statistical rectangles [istatistiki kareler] 1- Okyanusların kenar
uzunluğu yaklaşık
statistical rectangles [istatistiksel kareler] 2- Avcılık yoğunlaşması
ile av alanının belirlenmesi, değişmelerin izlenmesi için denizel alanın eşit
büyüklükte alt bölümlere ayrılmasıdır.
statolith [statolit] Büyük bir kısmı aragonit kristalleri şeklindeki kalsiyum karbonattan (CaCO3)
oluşmuş, balıkların ‘kulak taşlarından’ biri.
status of exploitation [sömürü durumu] Mevcut bilgi ve veri çerçevesinde mevcut balıkçılığın stok üzerindeki
etkisinin bilinmeyen (unknown), korunmuş (protected), sömürülmemiş (not
exploited), az sömürülmüş (underexploited), orta derecede sömürülmüş
(moderately exploited), tam sömürülmüş (fully exploited), aşırı sömürülmüş
(over-exploited) terimleri kullanılmak suretiyle değerlendirilmesidir.
steady state [denge (denge
durumu)] Denge durumundaki
popülasyon ortalama bir değer etrafında salınabilir fakat sistemli bir şekilde
artmaz ya da azalmaz. ® Equilibrium.
Steenstrup’s bobtail [?] ® Sepiola steenstrupiana.
steersman
[serdümen] Dümen kullanmakla görevli tecrübeli denizci, tayfa.
stellate
tadpole-goby [?] ® Benthophilus
stellatus.
Steller's sea lion [deniz aslanı] ® Eumetopias jubatus.
steno- (prefix) [steno-] Dar ya da sınırlı durumu ima eder.
stenobaric [stenobarik] Basınca, dolayısıyla derinlik değişmesine dayanıksız.
stenobasal [stenobazal] Dar kaidesi olan. Örnek; Osteichthyes’in alt sınıfı olup çoğu kemikli
balığı içeren Işınlı-yüzgeçlilerin (Actinopterygii) yüzgeçlerinde olduğu gibi.
stenobathic [stenobatik] Sınırlı bir su derinliğinde yaşayan.
stenobenthic [stenobentik] Tabanda derinlik aralığı dar kesimde yaşayan.
stenohaline [stenohalin] Yalnız çok az tuzluluk değişmesine dayanabilen ya da çok dar bir okyanussal
tuzluluk aralığında yaşayabilen.
stenophagy [stenofaj] Dar bir beslenme aralığına sahip olan.
stenosaline [stenosalin] Yalnız çok az tuzluluk değişmesine dayanabilen ya da çok dar bir karasal
tuzluluk aralığında yaşayabilen.
stenoterm [stenoterm] Belirli bir sıcaklıkta yaşantısını sürdüren organizmalar.
stenothermal [stenotermal] Yalnız çok dar bir sıcaklık aralığına dayanabilen organizma.
stenotopic [stenotopik] Sınırlı coğrafi dağılımı olan.
stenotypic [stenotipik] Verilen belirli, dar bir çevresel faktör aralığına izin veren yani
tolerasyonu - dayanıklılığı olan.
Stephanolepis diaspros (reticulated leatherjacket) [dikenliçütre balığı, dikenli çütre] Tabansaldır (demersaldır) ve 20-50 m’lerde rastlanır. Boyu TL=25 cm
olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Kızıldeniz’den Akdeniz’e göçmüştür.
stereoscopic microcope [stereo mikroskop] Küçük nesneleri gözü yormayacak şekilde bakış yönünde
yükselterek gösteren mikroskop.
sterile [verimsiz] 1- Üreme yeteneği olmayan.
sterile [verimsiz] 2- Besin tuzlarınca fakir su ya da humusu olmayan toprak.
sterlet (?) [çuka, çiga
balığı] ® Acipenser ruthenus.
stern [kıç] Geminin arka abbrevmı.
stern ramp (slip) [kıç rampası] Trolü kıçtan çeken avcı gemilerinde ağın aşırı
yüklenmeden güverteye alınmasını ya da atılmasını kolaylaştıran eğimli kıç
düzeni.
stern trawler [kıçtan trol] Trol ağının kıç tarafından atılıp alındığı trol teknesi.
steward
[kamarot] Gemi personeli ve yolcuların hizmetine bakan gemici.
Stichopus
regalis (Royal cucumber) [?] Gövde yeterince yassılmış olup iri kabarcıklar
(papiller) sırt ve karın yüzeylerini ayırır. Rengi yüzeyde açık kahverengi olup
sıklıkla küçük beyaz lekelidir. Karın tarafının rengi ortada boylamasına geniş
pembe bantlı olup beyazımsıdır. Boyu en çok 35 cm; eni 7 cm olabilir. Yaygın
bentik türdür. 5 ile 800 m derinliklerde yayılır. Türkiye'nin Ege ve Marmara
Denizi kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
sticklebacks (tubesnouts) [Dikenlibalıkgiller] ®
Gasterosteidae.
stigma [stigma] Euglena’daki kamçı dibinde yer alan renkli leke (benek) gibi olan
ilkel duyu organı.
still water [durgun su] Irmağın düzlük kısmında akıntının olup olmadığı fark edilemeyen su.
sting [iğne] Dikenli vatozların testeremsi ucu sivri ve ağılı batırıcı organı.
stipe [sap] Tallus bölümüdür, genelde
silindir biçimindeki sap görünümündedir. Sabitleme tabanı ve tallus’un geri
kalanı arasındaki bölgeyi kapsar (örneğin Laminaria’da).
stochastic [stokastik] Bileşenleri tesadüfi değişkenlerden etkilenen. Balıkçılıkta gelecekteki
içgöç, bileşenleri açıklanamayan tesadüfi değişken etkileri içermektedir.
stock [stok] ® Unit
stock (Birim stok).
stock assessment [stok tahmini] Av istatistikleri, yaşam öyküsü ve sahadan toplanan verileri kullanarak
yararlanılan stoğun mevcut miktarı ile gelecekte verebileceği av miktarının
(bolluğunun) bilim adamlarınca idari (işletme) amaçlı tahmini ile az ya da
aşırı sömürmenin olup olmadığının belirlenmesidir. Burada iki ana bileşen
vardır. Biri stoğun biyolojisi diğeri balıkçılık faaliyetinin incelenmesidir.
stock assessment driven [stok tahminine dayalı] Stok tahmininin öncelikli olduğu balıkçılık idaresi.
stock biomass [stok biyokitlesi] Stoktaki balıkların toplam ağırlığı.
stock enhancement [stoğu iyileştirme (stoğu artırma)] Kuluçkahanelerde yetiştiricilikle elde edilen çok sayıdaki genç balığın
doğal stoktaki balık sayısını artırmak için doğaya salınması.
stock recovery [stok iyileşmesi] Balıkçılık baskısının azaltılmasından sonra aşırı
avlanmış stokta balık miktarının artması.
stock recruitment model [stok içgöç modeli] ® Stock recruitment relationship (Stok içgöç ilişkisi).
stock recruitment relationship [stok içgöç ilişkisi] Stoğa katılanların (içgöçerlerin) miktarını ana-baba
stoğunun bir fonksiyonu olarak tahmin eden balıkçılık modeli.
stock structure [stok yapısı] Stoktaki bireylerin yaş ya da boy kompozisyonu ile kalıtsal özelliği ve
bunun dağılım sınırlarının yanında eşeysel (cinsiyet) oran vb.’ni kapsar.
stocking density [stoklama yoğunluğu] Birim alan ya da hacme konulan balıkların sayısı ya da
biyokitlesidir.
stocking policy [stoklama politikası] Uygun balık stokları elde etmek için açık suların stoklanma programıdır.
stocking rate [stoklama oranı] Birim alan ya da hacim başına salıverilen balık
sayısıdır.
stomach [mide] Yemek borusunu izleyen sindirim organı.
stomach stones [midetaşı (gastrolit)] ® Gastrolith.
stomatopoda (mantis shrimp) [peygamber develeri, mantis karidesleri] Karides gibi görece küçük ve ıstakoz gibi görece iri, hareketli ve olup iri
gözlü kabukluları (Crustacea) kapsar. Uzun
yakalayıcı kavrayıcı bacakları vardır. Akdeniz'de 9 türü yaşamaktadır
ancak bunlardan yalnız Squilla mantis'in
ekonomik önemi vardır. Hint Okyanusu- Kızıl Deniz üzerinden Akdeniz'e göçen Oratosquilla massavensis potansiyel
ticari meta olmaya adaydır. Peygamber develeri tropik ve alt-tropik denizel sığ
sularda yaşayan önemli yırtıcılardandır. Gözleri çok gelişmiştir. İnsanların
gözünde ışığa duyarlı 3 tip hücre varken bunlarda 16 tiptir. Çok saldırgan olup
tek yaşarlar. Yuvalarından nadiren çıkarlar.
Stomias boa boa (scaly
dragonfish) [kocaağız
balığı] Derinyüzücüdür (batipelajiktir).
200-1,500 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=34-
Stomiidae (stomiids) [Büyükağızlıgiller] Işınlı-yüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı Stomiiformes takımının bir
ailesidir. Aile 27 cinste toplam 276 türü
kapsamaktadır. Pulsuzdurlar. Ağız ve göz büyüktür. Renkleri siyaha yakındır.
Vücut yapıları değişkendir. En büyüt türü 40 cm kadardır. Çeneler dişlidir.
Çoğunluğun göğüs yüzgeci olmayıp karın yüzgeçleri arddadır (arkadadır).
Yırtıcıdırlar ve küçük balıklarla beslenirler. Işık organları bulunur. Derin
denizde yaşarlar. Yumurtalar yüzücüdür ve suyun kaldırma kuvvetiyle yüzeye
yakın kesime kuluçka evresini geçirmek için yükselirler. Erin birey görünüşünü
aldıklarında derine inerler.
stomiids [Büyükağızlıgiller] ® Stomiidae.
stone weed [?] ® Lithophyllum lichenoides.
stony sea urchin [?] ® Paracentrotus lividus.
stop rowing [alama kürek] Birlikte kürek çekmeyi
durdurmak için verilen komut.
storage pond [depolama havuzu] Pazarlanabilecek balıkların geçici bir süre saklandığı
havuz.
storm [fırtına] Hasar da yaratabilen her türlü hava hareketleri ve bununla ilişkili diğer
olaylar.
storm calendar [fırtına takvimi] ® Stormy weather (Fırtınalı günler).
storm warning [fırtına ihbarı] Etkili hava olaylarının şiddeti, hareket yönü ve hızı
hakkında önceden bilgi verilmesi.
stormy weather [fırtınalı
günler] Tecrübi ve nakli olarak aşağıda aylara göre sıralanan günlerin fırtınalı
geçeceği genel olarak kabul edilmektedir.
01 Ocak |
Fırtına |
27 Haziran |
Kızıl erik fırtınası |
09 Ocak |
Zemheri fırtına |
01 Temmuz |
Yaprak fırtınası |
13 Ocak |
Fırtına (2 gün) |
06 Temmuz |
Fırtına |
18 Ocak |
Fırtına |
09 Temmuz |
Çark dönüşü fırtınası |
24 Ocak |
Fırtına-kışın şiddeti |
26 Temmuz |
Kara erik fırtınası |
30 Ocak |
Ayandon fırtınası |
31 Temmuz |
Kızıl erik fırtınası |
01 Şubat |
Hamsini fırtınası (3 gün) |
12 Ağustos |
Fırtına (2 gün) |
05 Şubat |
Fırtına |
16 Ağustos |
Fırtına |
11 Şubat |
Fırtına (3 gün) |
21 Ağustos |
Fırtına |
20 Şubat |
Fırtına-1. cemre havaya |
31 Ağustos |
Mercan fırtınası |
27 Şubat |
Fırtına-2. cemre suya |
06 Eylül |
Bıldırcın geçimi fırtınası |
06 Mart |
Fırtına-3. cemre toprağa |
13 Eylül |
Çaylak fırtınası |
11 Mart |
Fırtına (kocakarı soğuğu) |
19 Eylül |
Fırtına |
24 Mart |
Koz kavuran fırtınası |
24 Eylül |
Kestane karası fırtınası |
26 Mart |
Çardak fırtınası |
01 Ekim |
Turna geçimi fırtınası |
29 Mart |
Fırtına |
04 Ekim |
Kuş geçimi fırtınası |
07 Nisan |
Kırlangıç fırtınası |
13 Ekim |
Meryem Ana fırtınası |
12 Nisan |
Fırtına |
17 Ekim |
Kırlangıç fırtınası |
18 Nisan |
Kuğu fırtınası |
19 Ekim |
Bağ bozumu fırtınası |
28 Nisan |
Fırtına (3 gün) |
28 Ekim |
Balık fırtınası |
04 Mayıs |
Çiçek fırtınası |
17 Kasım |
Koç katımı fırtınası |
08 Mayıs |
Fırtına |
24 Kasım |
Ülker dönümü fırtınası |
16 Mayıs |
Filiz kıran fırtınası |
06 Aralık |
Fırtına (2 gün) |
20 Mayıs |
Kokuyla fırtınası |
10 Aralık |
Karakış fırtınası |
22 Mayıs |
Ülker fırtınası |
15 Aralık |
Fırtına (3 gün) |
03 Haziran |
Fırtına (2 gün) |
20 Aralık |
Fırtına |
09 Haziran |
Fırtına (3 gün) |
21 Aralık |
Gün dönümü fırtınası |
22 Haziran |
Göndönümü fırtınası |
|
|
stout bobtail [?] ® Rossia macrosoma.
stout pole (gin pole) [palanga direği, bumba, bum] ® Boom.
straddling stock [ayrık stok] Politik sınırın her iki tarafında olan ya da bu sınırı göç ederek geçen ve
ya da münhasır ekonomik kuşak ile açık deniz arasında göç eden stoktur.
straight hammer oyster [?] ® Malleus regula.
straightnose
pipefish [kuyruksuzdeniziğnesi balığı, deniziğnesi] ® Nerophis
ophidion.
strain [soy] Aynı alanda yaşayan ve aynı dönemde yumurtlayan fakat birbirlerinden renk
ya da hastalıklara dayanıklılık yönünden ayırt edilebilen bir grup balık.
strait [boğaz] Okyanus ya da denizlerin dar bir su geçidiyle birleştiği kesim.
stratification [tabakalaşma] Su kolonunun, örneğin sıcaklığı farklı iki katmana ayrılması.
stratification of
water column [su kolonu
tabakaları] Sucul tabakalardan başka su kolonu ile ilgili
anlatımlarda denizel değişimleri belirten tabakalaşma için de bazı özel
terimler kullanılmaktadır. ® Divisions in
marine habitats. ® Aquatic layers in water column.
Pycnocline
[Piknoklin] Isopycnal
[Izopiknal] Chemocline
[Kemoklin] |
yoğunluk değişimi eşyoğunluk besin tuzları değişimi |
Halocline [Haloklin] Thermocline [Termoklin] Thermohaline [Termohalin]
|
tuzluluk değişimi sıcaklık değişimi T 0C ve tuzluluk deği. |
stratified mean catch per tow [ağ atımı başına tabakalandırılmış ortalama
av] Araştırma gemileriyle
farklı türler için beher coğrafi tabakada yapılan çekim başına düşen ortalama
av, bölgedeki tabaka alanıyla çarpılır. Çarpım sonuçları toplanır ve bu toplam
bölgedeki bütün alanların toplamına bölünür ki bu da göreceli bolluğun bir
göstergesidir.
stratified sampling [tabakalandırılmış örnekleme] Belirli derinlik aralıkları dikkate alınarak yapılan
örnekleme şekli. Örnek; 0-
stratum
[katman] 1- Organizmaların tabakasal dağılımıdır (sıralanmasıdır); şöyle ayırt
edilebilir; infralitoral katman (her zaman suyun altındadır). Mediolitoral
katman (gelgitler ve dalgalar nedeniyle periyodik nemlenmeye maruz kalan),
supralittoral katman (denizlerin yüksek kesimleri ve dalgalarla ulaşılan
seviyenin üstündeki katmandır).
stratum,
(pul. strata) [katman] 2- Koşut (paralel) yüzeyleri olan. Tabaka.
stratum, (pul. strata) [tabaka] 3-
Özellikleri benzer kabul edilen katman, derinlik kesimi vs.
streaked
gurnard [mazak, mazak balığı, kırlangıç] ® Chelidonichthys lastoviza.
striate pisania [?] ® Pisania striata.
striated muscle [çizgili kas] Çalışması istemli olan kas. Kemiklere yapışık kas. Örnek; kol ve bacak
kasları.
strip (hand stripping) [sağmak (sağma,
sağım)] ® Stripping.
stripe [bant] Balık vücudunda boylamasına uzanan enlice renkli çubuk.
striped goby [çizgili kayabalığı] ® Gobius vittatus.
striped mullet (flathead mullet) [haskefal, kefal,
paçoz balığı, topan, topbaş, koklan, avrita balığı, topan kefal] ® Mugil
cephalus.
striped
piggy [?] ® Pomadasys
stridens.
striped
red mullet [tekir, tekir
barbunya, tekir balığı] ® Mullus
surmuletus.
striped
seabream [lekeli mercan,
çizgili mercan, mırmır balığı] ® Lithognathus mormyrus.
striped soldier shrimp [?] ® Plesionika edwardsii.
striped venus [?] ® Chamelea
gallina.
stripping (strip, hand stripping) [sağmak (sağma, sağım)] Yetiştiricilik
amacıyla ve yapay döl almak için olgunlaşmış (kızgın) balığın karnının hafifçe
sıvazlanmasıyla yumurta ve atmığın boşaltılması.
stroke together [alberaber] Kürekleri birlikte çekmek
için verilen komut.
Stromateidae (butterfishes) [Yıldızbalığıgiller] Actinopterygii sınıfı, Perciformes takımı, Stromateidae ailesinde 3 cinste
(Pampus, Peprilus, Stromateus) 17
tür bulunmaktadır. Denizlerde yaşayan kıyısal balıklardır. Sırt yüzgeci tek ve
devamlıdır. Gövde derin ve basıktır. Baş çıplak, derin ve geniştir. Burun kısa
ve küttür. Gözler küçüktür. Ağız uçta sayılır ve aşağıya doğru kıvrıktır.
Dişler küçük ve yassılmıştır. Göğüs yüzgeçleri uzun ve kanada benzer. Kuyruk
yüzgeci genelde çataldır. Yanal çizgi tek olup sırt profiline koşut (paralel)
gider. Pullar çemberimsidir (sikloittir) ve kolay düşer. Rengi gümüşi-mavi
oluşuyla dikkat çeker. Sürü oluşturan yüzücü (pelajik) balıklardır. Boyları 60
cm’ye kadar ulaşır. Sığ suda yaşarlar, bazen nehir ağızlarına girerler. Yumuşak
gövdeli selentereler ve yüzücü (pelajik) kabuklularla beslenirler. Akdeniz’de
tek türü yaşar, boyu en çok 50 cm olur ve çoğunluğunun boyları ise 18-25 cm
arasındadır.
Stromateus fiatola (blue butterfish) [yıldız
balığı] Taban-yüzücüdür (bentopelajiktir) ve 10-
sturgeon [Alman mersin balığı, mersin balığı, kolan balığı] ® Acipenser sturio.
sturgeons (true
sturgeons) [Mersinbalığıgiller] ® Acipenseridae.
sturgeons [Mersin balıkları] ® Chondrostei.
Styela plicata (sea
potato) [?] Gövde yumurta
şekillidir. Gömlek katı olup kıkırdaksı yoğunluktadır. Manto turuncu-sarı,
sifonlar daha koyudur. Boyu en çok 10 cm ve genelde rastlanan boyları 6 - 8 cm
arasındadır. 0 - 10 m derinliklerde kıyısal kesimde, çoğunlukla lagünlerde
yaşar. Akdeniz türü değildir. Türkiye'nin batı Akdeniz ve Ege kıyılarında
bulunur. Kullanımı vardır.
stygo- (prefix) [stigo-] Yeraltı suyu yaşam-alanıyla ilgili.
stygobiont [stigobiyont] Yeraltı suyunda yaşayan canlı.
stygofauna [stigofauna] Yeraltındaki çevrede yaşayan hayvanlar.
Stypocaulon
scoparium (seabroom) [?]
Sin. Halopteris scoparia. Esmer algdir.
Alg demeti büyük ve dokununca pürüzlüdür. Tallus küçük çalı görünümündedir. Tek
eksenli çoklu-çubuktur. Büyüme uçtadır. Üreme eş-yapılı digenetik döngülüdür.
Boyu 5 - 15 cm'dir. Gel-git bölgesinin üst kısmında yayılır. Türkiye'nin Ege,
Karadeniz'in Kafkasya kıyılarında bulunur. Elle hasat edilir. Tıbbi kullanımı
vardır.
sub- (prefix) [sub-] Alt, altta, altında, aşağı, küçük anlamındadır. Günümüzde yakın, yaklaşık,
daha az, az ya da çok anlamlarında da kullanılmaktadır. Örnek; subkutan (subcutaneous)
- derialtında.
subadult [yaklaşık erin] Görünüşü erin bireye benzeyen fakat henüz yumurtlama yetisi olmayan
birey.
subclass [altsınıf] Canlıların sınıflandırılmasında sınıftan daha küçük canlı topluluklarını
kapsayan gruba verilen ad.
subcutaneous [subkutan] Deri altında olan.
Suberkrub otter board [Suberkrub kapısı] Orta-su trol ağının çekilmesinde kullanılan tamamı demirden yapılmış uçak
kanadı prensibine göre çalışan dikey duruşlu trol kapısı.
subfamily [altaile (altfamilya)] Canlıların sınıflandırılmasında aileden daha küçük canlı
topluluklarını kapsayan gruba verilen ad. Familya’nın (aile’nin) altında yer
alan ulam (kategori). Örnek; aile -
Salmonidae. Altaile - Salmoninae.
subgenus (infrageneric) [altcins] Bir taksonomik grup olup cinsin altında yer alan ulam (kategori).
subkingdom (subregnum) [altalem] Canlıların sınıflandırılmasında alemden daha küçük canlı topluluklarını
kapsayan gruba verilen ad.
subkladus [altdal] Canlıların sınıflandırılmasında daldan (kladus) daha küçük canlı
topluluklarını kapsayan gruba verilen ad.
sublittoral [sublitoral] 1- Göllerde köklü bitkiler
sınırından açığa doğru hipo-limniyon’un üst sınırına, denizlerde gelgit
kuşağının alt sınırından açığa doğru
sublittoral [sublitoral] 2- Littoral bölgesinin alt
(derin) kısmı.
submarine canyon [deniz altı kanyonu] ® Canyon.
submerged vegetation [sualtı bitkileri (batmış bitkiler)] Balıklara önemli yaşam-alan sağlayan tamamıyla suyun altında kalan
bitkiler.
submergence [batma] Kuzeyli bazı balık türlerinin derin, soğuk ve karanlık suya, ekvatora doğru
yönelme eğilimi. Örnek; Cottidae, Zoarcidae.
submersible [batiskaf] Denizlerin derin kesimlerinde doğrudan gözlem yapmada kullanılan ve içinde
insan bulunan ya da bulunmayan deniz aracı.
submissive [boyun eğme] Türdeşinin baskınlığını yani yenilgiyi kabul etmek zorunda olan hayvanın
tavrıdır.
suborbital [infraorobital] Gözün altında.
suborder (sub-ordo) [alttakım] Canlıların sınıflandırılmasında takımdan daha küçük canlı topluluklarını
kapsayan gruba verilen ad.
subphylum [altkabile] Canlıların sınıflandırılmasında kabileden (filumdan) daha küçük canlı
topluluklarını kapsayan gruba verilen ad.
subpolar [alt kutup] Yeryüzünün her iki kutbunda 50-70°’ler arasında kalan
kuşak.
subpopulation [alt-popülasyon] Kendi içerisinde çiftleşerek çoğalan büyük popülasyonun
etkileşimli bireylerinden oluşan parçası.
subregnum [altalem] ® Subkingdom.
subsistence culture [geçinme kültürü] Balıkçının yerel kullanım için havuzda sürekli aynı düşük
düzeyde balık yetiştirmesi.
subsistence fishery [geçinme balıkçılığı] Balıkçının ikinci bir kişiye aktarmadığı, satmadığı yalnız kendisi ve
ailesinin tüketimi için yaptığı balıkçılık.
subspecies [alttür] 1- Coğrafi yalıtılmışlık
nedeniyle diğerlerinden kalıtsal olarak ayrılmış (yapabilecek olmasına rağmen
yalıtılmışlık (izolasyon) nedeniyle diğerleriyle çiftleşemeyen) canlılar ulamı
(kategorisi).
subspecies [alttür] 2- Hayvan ya da bitki türü
altında yer alan ikinci dereceden tür.
subspecies [alttür] 3- Türün altında yer alan taksonomik ulam (kategori).
substitution [yerine yerleştirme] Balıkçılık biliminde eksik veriler benzer kaynaklı verilerle
tamamlanabilir. Örneğin, bir teknenin eksik av değerlerinin yerine benzer
özelliklerde olup aynı av alanında ve aynı av aracıyla (ağla) elde edilen başka
bir teknenin değerleri yerleştirilebilir.
substrat [substrate] Alt tabaka. Taban ya da taban malzemesi.
substratum chooser [taban seçici] Yumurtasını taban malzemesine bırakan balıklarda, erkek dişiyi cezp
etmeden önce yumurtlama yerini (tabanı) temizler.
sub-terminal [uç-altı konumlu] Balıkların değişik ağız yapılarından birini belirtmede
de kullanılır. Ağız önde ancak burundan biraz geride ve alttadır.
sub-terminal mouth (inferior mouth) [uç-altı
konumlu ağız] Balıkların değişik ağız yapılarından birini belirtmede de kullanılır. Alt
dudak ve çene üst dudak ve çeneden daha geride yani altadır.
subtropical [alt-tropikal] Ekvatorun kuzey ve güneyinde 35-40°’ler arasında yer alan
dar kuşak.
sub-tropical convergence [sub-tropik konverjans (konvergens)] Tropik bölge kaynaklı sıcak suyun soğuk bölgeden gelen suyla oluşturduğu
batan su ara tabakası.
subtruncate
surf clam [?] ® Spisula subtruncata.
success of fishing [(balıkçılık
başarısı) çaba] Harcanan güç birimi başına düşen av.
successive [ardışık] Birbirini izleyen.
sucker [vantuz (çekmen)].
suckerfishes (remoras) [Yapışkanbalığıgiller] ® Echeneidae (Sin. Echeneididae).
sucking disk [yapışkan disk (emme diski)] Kaya, bitki ve sair malzeme ile diğer canlılara yapışmak ve tutunmak için
kullanılan disk şeklindeki yapı.
suction cups [vantuzlar] ® Ventouses.
suction pump [pompa (emme pompası)] Balığı sudan emen ve ağın boşaltılmasında ya da
balıkların bir tekneden diğerine aktarılmasında kullanılan mekanik alet.
Sudis hyaline (barracudina) [yalancı zurna] Derin-yüzücüdür (batipelajiktir) ve 200-2,000 metre
derinliklerde rastlanır. Boyu TL=100 cm olabilir. Ticari balıkçılığı yoktur.
Etoburdur (karnivordur). Su altı kablolarındaki diş izlerinden kablo ısırıcı
olduğu tahmin edilmektedir.
Suez Channal [Süveyş Kanalı] Akdeniz ve Kızıldeniz’i birleştiren yapay su yoludur.
1854’te kazılmaya başlanan kanal 10 yılda tamamlanmıştır. Genişliği 70-
suffix [sonek] Kelimenin sonuna getirilen ek.
suffocation [boğulmak] Oksijen yetersizliğinden (eksikliğinden) ölmek. İnsanlar suda (suya
batınca) balıklar havada (sudan çıkınca) boğulur.
sulcus acusticus [akustik çukur] Sagitta otolitinin orta düzlemi boyunca uzanan dar
çukurluk.
summerkill [yaz kırımı (yaz-katli)] Yaz dönemlerinde balıkların ani ölümü. Kapalı su kütlesinde yaz aylarındaki
oksijen yetersizliği ya da zehirleyici alg patlaması sonucu oluşan balık
ölümü.
summerling [bir-yazlık] Birinci yazı geçirmekte olup genellikle sonbaharda avlanabilecek bir
yaşındaki herhangi bir balık.
sunfishes [İzmarit-balığıgiller] ® Centrarchidae.
sunrise [gündoğumu] Güneşin doğuda ufukta görünmesidir.
sunset [günbatımı] Güneşin batıda, ufukta kaybolmasıdır.
sunset clams [?] ® Psammobiidae.
super- (prefix) [süper-] Nitel ve nicel olarak büyük, üstünde, fazla. Örnek; süpersonik
(supersonic)-ses-üstü, sesten hızlı.
super seiner [süper gırgır] Büyük gırgır gemisi. Üzerinde dondurma, işleme ve depolama olanakları olan
superclass [üstsınıf] Canlıların sınıflandırılmasında sınıftan daha büyük grup.
superfamily [süper aile] Aile (familya) üstünde yer alan taksonomik ulam (kategori). İsimlendirmede
tavsiye edilen isim sonu (–oidea)’dir. Türkçede eşanlamlı olarak üstaile de
kullanılmaktadır.
superfamily [üstaile] Canlıların sınıflandırılmasında aileden (familyadan) daha büyük grup.
superior mouth [uç-üstü konumlu ağız] Balıkların değişik ağız yapılarından birini belirtmede de
kullanılır. Ağız kıvrımı yukarıya doğru çaprazi durur. Alt çene üst çeneden
uzundur.
supermale (terminal male) [süper erkek (uç erkek)] Cinsiyetini değiştirmeyen asıl dölleyici (başat) olan
erkek balık bireyi. Örnek; Gonostoma bathyphilum.
superordo [üsttakım] Canlıların sınıflandırılmasında takımdan daha büyük grup.
superspecies [süper tür] Birbirine kalıtsal olarak yakın olmalarına rağmen yine de aralarında
farklılık olan bir grup balık.
supra- (prefix) [supra-] Üstünde, üzerinde.
supralittoral [supralitoral] ® Stratum.
supralittoral [supralitoral] Sahilin su etkisindeki
kısmı.
supraocular (supraorbital) [supra oküler] Gözün üstünde.
supraoral [supraoral] Ağız üstünde.
supraorbital (supraocular) [supra oküler] Gözün üstünde.
supratemporal canal [baş kanalı (okupital kanal, kafa kanalları, kelle
kanalları)] ® Head canals.
surface [yüzey] Genişliği ve boyu olup derinliği (kalınlığı) olmayan.
surface fishing [yüzey balıkçılığı (yüzey avcılığı)] Ton, orkinos vb balıkların ticari avcılığında büyük
çapari, gırgır, yem teknesi, zıpkın vb kullanılarak yapılan balıkçılık.
surface net [yüzey ağı] Üst (mantar) yakanın su yüzeyinde tutulduğu ağ.
surface trawl [yüzey trolü] İki tekneyle yüzdürülerek çekilen ve sığ suda kullanılan trol.
surface
water [yüzey suyu] Okyanus, deniz ve göllerdeki suyun üst kısmı ya da tabakası. Dar anlamda
akarsu.
surplus [artan] 1- Balıkçılık çerçevesinde popülasyonu belirli bir düzeyin
üzerinde tutmak için gerekli olandan fazla olan.
surplus [artan] 2- Yetiştiricilik
işletmelerinde kuluçkahane ve izleyen aşamalarda kültürü yapılabilecek
miktardan fazla üretilen (artan) kısım. Yumurta, larva ve genç balıkların
oltacılık yapılan dere ve ırmaklara salıverilmek üzere bağışlanan, diğer
balıklara yem ve ihtiyacı olan diğer yetiştiricilere aktarılan ya da satılan
fazla olan (artan) kısım.
surplus production (sustainable yield,
equilibrium catch) [artan üretim] Avlanabilen balık stoğunun büyümeyle ürettiği yeni
biyokitle + buna eklenen içgöçerler – bundan doğal ölümle eksilenlerdir. Yani,
yeni biyokitle = büyüme + içgöçerler – ölenler). Kısaca stok ağırlığını
artıranlardan, eksiltenlerin çıkartılmasından sonra kalandır. Stok avlandığına
göre biyokitlesi azalmaktadır. Böylece avlanan stoktaki balıklar daha az
beslenme ve benzeri diğer yarışçı baskısı altında olurlar. Büyüme ve üreme
iyileşir, balıklar iyi beslendikleri için sıhhatli olurlar. Stoktaki yaş
kompozisyonu gençlere doğru kayar. Genç balıklar daha hızlı büyürler yani
stoğun üretkenliği artar.
surplus production model - survival rate [artan üretim modeli - yaşama oranı] 1- Belirli bir süre sonra
hayatta olan (yaşayan) birey sayısı bölü zaman sürecinin başlangıcındaki birey
sayısıdır.
surplus production model [artan üretim modeli] 2- Belirli bir yıldaki
stok büyüklüğünün ve avın tahmin edilmesidir. Stok büyüklüğü içgöçerlerin
katılma miktarı ve doğal ölümlere bağlı olarak artabilir ya da azalabilir.
Artan üretim modelinde stoğun doğal ağırlık artışı yani sürdürülebilir ürün
(MSY) tahmin edilir.
surrounding [kuşatan] Bir canlının yaşam alanını, etrafını saran, çevre.
®
Ambient.
surrounding net [çevirme ağı] Balıkların etrafını alttan ve yanlardan sarmak suretiyle kullanılan ağ.
Örnek; gırgır ağı.
survey [sörvey] Bilim adamlarının kontrolünde yapılan örnekleme. Araştırma gemisi
kullanılarak bilimsel bir program çerçevesinde balık vb örnekleme çalışmaları.
survival rate [kalım payı (yaşam payı)] 1- Basitçe yaşayanlardır.
Belirli bir süreç sonunda (genellikle bir yıl sonra) yaşayanların sayısıdır.
Ölenlerden arta kalanların yani yaşayanların payıdır (S = e-Z).
survival rate [kalım payı (yaşam payı)] 2- Belirli bir süre sonra hayatta olan (yaşayan) birey
sayısı bölü zaman sürecinin başlangıcındaki birey sayısıdır. Zaman süreci
genellikle bir yıl olarak alınır.
survivorship curve [yaşayanlar eğrisi] Ömür beklentisi istatistiğinde kullanılan grafik.
sushi (sashimi) [suşi] İnce dilim şeklinde kesilmiş çiğ (çoğunlukla) orkinos balığı eti.
Haşlanmış pirinç, soya sosu ve yeşil hardal ile yenilen bir Japon lezzeti. Taze
hazırlanmış yenir.
suspended solids [askıda katı madde] Suda yaklaşık 1µ civarındaki, küçük ve çok yavaş batan (çöken) katı
maddeler.
suspended solids [parçacık madde] ® Particulate matter.
suspension feeder [askı malzeme yiyen] Suda askı haldeki parçacıklarla beslenen.
suspensiphagy [sestonofaj] ® Sestonophagy.
sustainable catch [sürdürülebilir av] Çevresel etkenlerin aynı kaldığı kabul edilerek stok
biyokitlesini azaltmadan yıldan yıla stoktan alınan balık sayısı ya da
ağırlığıdır.
sustainable use [sürdürülebilir kullanım] Bir balıkçılığın tamamı ya da parçasının uzun süreli uygulama oranının her
hangi bir azalmaya neden olmayacak şekilde, gelecek kuşaklara da
aktarılabilecek düzeyde kullanılması.
sustainable yield (equivalent
sustainable yield, equilibrium yield) [sürdürülebilir ürün (hasat)] 1- Bir stoktan alınan ağırlık cinsinden ürün (hasat), çevresel etki ve
değişmeler hariç, eğer verilen belirli bir balıkçılık yeğinliği (baskısı) ile
denge durumundaysa, stoğun biyokitlesi (balık sayısı ya da ağırlığı) bir yıldan
diğerine değişmez. Buna sürdürülebilir ürün, dengede sürdürülebilir ürün ya da
kısaca denge ürünü de denmektedir. ® Equilibrium catch (Denge avı). ® Surplus production (Artan üretim).
sustainable yield (equivalent
sustainable yield, equilibrium yield) [sürdürülebilir
ürün (hasat)] 2- Çevresel koşulların
aynı kaldığı kabul edildiğinde stok biyokitlesini azaltmadan o stoktan yıldan
yıla avlanabilecek balıkların sayısı ya da ağırlığıdır.] ® Maintainable
yield (Korunabilir ürün).
sustained harvest [sürdürülen hasat] Zamanla (sürekli) azalma olmadan korunan hasat hacmidir.
sustained speed (prolonged speed) [sürdürülen hız] Bir balığın uzun süre devam ettirebildiği yüzme hızıdır. Bu süre sonunda
balık yorulur ve yorgunluk gerginliğine girer.
sustained use [sürdürülen kullanım] Balıkçılık kaynağının belirli bir süre ya da sürekli kötüleşmesine neden
olmadan kullanılmasıdır.
suture [dikiş] Karındanbacaklılarda sarmal döngülerin birleşme yeri.
Sv (abbrev) [Sv] ® Sverdrup.
Sverdrup (Sv) [Sverdrup] Okyanus akıntısı ölçüsü. 1 Sv=106 m3 s−1
swallow [yutma] ® Ingestion.
swallow piece (tail piece, pipe,
taper, Y-piece) [kuyruk] ® Tail.
swallowtail seaperch [berber balığı] ® Anthias anthias.
swamp [bataklık] Sürekli tatlı ya da tuzlu su etkisi altındaki ıslak, çok sığ kara
parçası.
swarm [oğul] Bir bütün olarak kabul edilen şeylerin topluluğu. Sürü anlamında yılan
balığı için kullanılır.
sweep line (ground cable) [halat] Kapılar ile yakalar arasına bağlayan halat.
sweep net (shore seine, haul
seine, draw net, drag seine, yard seine) [ığrıp] ® Beach seine.
sweet-smelling
seaweed [?] ® Dictyopteris
membranacea.
swell [ölüdalga] 1- Düz
ve tepesiz fırtına sonrasına ait dalga.
swell [ölüdeniz] 2- Fırtına sonrası denizin devam
eden çalkantılı hali.
swell [şişme] 3- İç basınç nedeniyle büyüme. Normal büyüklüğünün üstüne çıkma.
swept area (area swept) [taranan alan] Sürütme ağının taradığı alan = ağız açıklığı (m) x çekme mesafesi (m) ve bu
alanda yapılan 1’er saatlik çekimlerde ortalama C kg balık avlanmış ise bunun
çalışılan toplam alana yansıtılması ile geniş alandaki balık biyokitlesi
tahmininin elde edildiği, bütün hakkında bilgi veren bir stok tespiti yöntemi
ve modelidir. Modelde kullanılacak veriler alan özellikleri ve derinlik
dağılımı dikkate alınarak ya alt alanlara ayrılmamış (unstratified) ya da alt
alanlara ayrılmış (stratified) olarak toplanır. Alt alansız biyokitle tahmini
için B=A/(a.q).yort. formülü ve alt alanlı bitokitle tahmininde ise
B=å(Ai/(ai. qi)).yort.
formülü kullanılır. Burada A=Avcılığın yapıldığı büyük alan, a=trol ağı ile
taranan alan, q=ağın ilgi türü avlama katsayısı, yort=ortalama av,
i= i. alt alanlardaki veriler ve n=ağ çekim sayısıdır.
swim [yüzme] Balığın sudaki hareketi.
swim bladder (gas bladder, air
bladder) [yüzme kesesi (hava kesesi, gaz kesesi)] Balıkların karın boşluğunun dorsal (sırt) kısmında yer alan içi gaz dolu
membranımsı yapılı kese. Balıklarda bir, iki ya da üç bölmeli olabilen bu kesenin
ses üreten ve ileten, derinlikle değişen basıncı aktaran organ olarak işlev
gördüğü sanılmaktadır.
swim bladder disease [yüzme kesesi hastalığı] Tropik balıklarda basınç ya da sıcaklığın değişmesi
sonucu dengeyi sağlayan iç organların etkilenmesidir. Balık ya tabanda yatar ya
da yüzeyde yüzer.
swimming crabs [Yüzücü-yengeçgiller] ® Portunidae.
swimming speed [yüzme hızı] Balığın yüzdüğü hız 0-6 m/s arasında olup sıkça saniyede boy olarak
verilir. Sıçrama ya da ok şeklindeki ani kaçma ya da avlanma hızlarını balık
ancak 5-10 saniye sürdürebilir. Gezme ya da sürdürülebilir hız aerobik olup
süresi sonsuzdur. Buna karşın uzatılmış hızlı yüzme anaerobik olup bir kaç
dakikadan en çok bir saate kadar devam ettirilebilir. Balıklarda hız genellikle
boyla birlikte artar. Bazı cinslerin en yüksek hızları şöyledir:
Yunus balığı 8-11 m/sec. Yayın balığı 15 m/sec. Fin balinası 15-20
m/sec. |
Ton, orkinoz 20-25 m/sec. Yelken balığı 20-30
m/sec. Kılıç balığı 35-40
m/sec. |
swivel (snap swivel) [fırdöndü] Zincirin ve halatın bükülüp gamba almaması için aralara konan bir eksene
bağlı olarak dönen iki yarım bakladan oluşan kilit.
sword
razor shell [ustura istiridye,
ustura midye] ® Ensis ensis. ® Ensis siliqua.
swordfish (broadbill) [Kılıçbalığı-giller] ®
Xiphiidae.
swordfish [kılıç
balığı] ® Xiphias
gladius.
swordfishes [Kılıçbalığıgiller] ® Xiphiidae.
symbiont [ortakyaşar] Paylaşarak yaşayan. İki farklı türün birbirine zarar vermeden birlikte
olması durumu.
symbiosis [ortakyaşama (sembiyoz)] 1- Ortakyaşarlık. Her iki türünde
yararlandığı birliktelik. ® Mutualism (Karşılıklılık).
symbiosis [ortakyaşama] 2- İki farklı türün birbirine zarar vermeden, birbirinin
yararına paylaşımlı yaşaması, birlikteliği.
symbiosis
[sembiyoz] 3- Bu, genel hayatta, organizmaların birbirlerinden karşılıklı
faydalandıkları, birleşmiş organizmalar arasındaki ilişki şeklidir (örneğin
liken lifleri arasındaki alg ve mantarların sembiyoz (ortak yaşarlık)
özellikleri gibi.
Symphodus cinereus (grey wrasse) [çilçırçır balığı, çırçır balığı, ot balığı] Tabansal (demersal) olup acı-suya girer. Boyu TL=16 cm olabilir. Balıkçılığı kişisel tüketim düzeyindedir.
Akvaryum balığı olarak ticareti vardır.
Symphodus doderleini (?) [çuçur balığı, çırçır balığı, ot balığı] Tabansaldır
(demersaldır) ve 2-40 metreler arasında yayılır. Boyu TL=12 cm civarında
olabilir. Zostera çayırlarında bulunur.
Symphodus
mediterraneus (axillary wrasse) [çırçır balığı, ot balığı] Tabansaldır (demersaldır).
1-
Symphodus melanocercus (?) [karakuyrukçırçır balığı, çırçır balığı, ot balığı] Mercan
resifiyle ilgilidir. 1-
Symphodus melops (corkwing wrasse) [çırçır balığı, ot
balığı] Mercan resifleriyle ilgilidir. Göçmen değildir.
Symphodus ocellatus (ocellated wrasse) [benekliçırçır balığı, çırçır balığı, ot balığı] Mercan resifleriyle ilgilidir. 1-
Symphodus roissali (five-spotted wrasse) [bıldırcınçırçırı balığı, çırçır balığı, ot balığı] Mercan resifleriyle ilgilidir. 1-
Symphodus rostratus (pointed-snout wrasse) [uzunçırçır balığı, çırçır
balığı, ot balığı] Mercan resifleriyle
ilgilidir. 1-
Symphodus tinca (east Atlantic peacock wrasse) [karakuyrukçırçır balığı, lekeliçırçır balığı, çırçır balığı, ot balığı] Mercan
resifiyle ilgilidir. 1-
Symphurus nigrescens (tonguesole) [sivrikuyruk dil] Tabansal (demersal) olup 20-1,140 metrelerde yayılır.
Boyu TL=13 cm olabilir. Ticari balıkçılığı yapılmaktadır. Çamur ve kumda, kıta
sahanlığı yamacında görülür.
sympodial
[simpodial] Büyüme şekli ya da asıl büyüme ekseninin (baba
aksın) aniden gelişmesini durdurması ve yan eksenin oluşarak (oğul aksın)
büyümeye devam etmesi ve bunun (kaderin) böyle devam etmesi şeklindeki büyüme.
sympodial growth [simpodial büyüme] Bazı alglerde baba (ana) eksenin büyümesi birden
bire durur ancak büyüme oğul aksların büyümesiyle devam eder. Bu sürekli tekrarlanmakta olup sonuçta özel
bir dallanma şekli oluşur.
syn- (prefix) [sen-] 1- Eş. Ortak. Senkron
(synchronous)-eşzamanlı.
syn- (prefix) [sen-] 2- Birleşmiş.
Synapturichthys
kleinii (Klein's sole) [dil balığı] Tabansaldır (demersaldır). Acı-suya girer. 20-
Synchiropus phaeton (phaeton dragonet) [üzgün balığı] Tabansaldır (demersaldır). 80-
synchronous behaviour [eşanlı davranış (eşzamanlı davranış)] Grubu oluşturan bireylerin aynı yöndeki eşzamanlı hareketi. Bu bir yerde
eşzamanlı sosyal benzetişim olup balıkların sürü oluşturarak gösterdikleri
davranış şeklidir. Buna allomimetik davranış yani aynı düzeyde karşılıklı uyarı
ve eşgüdüm davranışı da denmektedir.
synchronous hermaphrodite (simultaneous
hermaphrodite) [eşanlı erdişi (eşanlı erselik, eşanlı hermafrodit)] Aynı anda (eşanlı) hem yumurtalık hem de erbezi dokusu oluşturmuş.
synecology [sinekoloji] Topluluk (community) ekolojisi. ® Ecology. ® Demecology. ® Genecology. ®
Autecology.
synergistic [sinerjistik] Bir işin yapılmasında aynı yönde etki eden yapı ya da maddeler. Bazı
hormon ya da kimyasallar birlikte olduklarında teker teker yaptıkları etkinin
toplamından çok daha fazla etki oluştururlar. Bu etkileşme ya da olay bu
terimle belirtilir.
synergy [sinerji] Görevdeşlik, birliktelik.
Syngnathidae (leafy dragons,
pipefishes, seahorses) [Deniziğnesigiller] Işınlı-yüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı, Syngnathiformes deniziğnemsiler
anlamındaki takımının bir ailesidir. Benzeri olmayan özelliklere sahip olup
dişi yumurtalarını erkeğin taşıdığı bir kese içerisine bırakır. Erkek
yumurtaları döller ve kuluçkaya alır. Hippocampinae ve Syngnathinae alt
ailelerinde 52 cins ve 215 tanımlanmış tür yer almaktadır. Syngnathinae
altailesinde tür sayısı 50 civarındadır. Tüp ağızlıdırlar. Çoğu deniz canlıları
olup bunların 35’i acı-suda ve belki 15 ve biraz fazlası tatlı-suda
yaşamaktadır. Yakın kıyıda, sığ suda rastlanırlar.
Syngnathus abaster (black-striped pipefish) [kabarık yanak iğne balığı, iğne balığı, deniz iğne balığı, deniziğnesi] Tabansaldır (demersaldır).
Belki etraf-göçerdir (amfidromdur). Acı ve tatlı-suya girer.
Syngnathus acus (greater pipefish) [deniziğnesi balığı] Tabansaldır
(demersaldır). Acı-suya girer.
Syngnathus phlegon (pelagic pipefish) [dikenli
iğne balığı, deniz iğnesi] Yüzücüdür
(pelajiktir). Boyu TL=20 cm olabilir. Akvaryumcular ticaretini yapar. Açık suda
bulunur. Canlı doğurucudur (ovovivipardır). Erkek kuyruğu
altındaki kesede yumurtaları taşır.
Syngnathus schmidti (?) [deniz iğnesi] Yüzücüdür (pelajiktir). Acı ve
tatlı-suya girer. 0-
Syngnathus taenionotus (?) [?] Tabansaldır (demersaldır).
Acı-suya girer. Boyu TL=19 cm olabilir. Sığ suda, çamurlu tabanda ve yosunlar
(algler) arasında bulunur. Canlı doğurucudur (ovovivipardır). Erkek kuyruğu altındaki kesede yumurtaları taşır.
Syngnathus
tenuirostris (narrow-snouted
pipefish) [ince yüzgeçli iğne balığı, deniziğnesi balığı, deniz iğnesi] Tabansaldır (demersaldır).
Canlı doğurucudur (ovovivi-pardır). Erkek
kuyruğu altındaki kesede yumurtaları taşır.
Syngnathus typhle (broad-nosed pipefish) [deniziğnesi balığı, deniziğnesi] Taban-saldır (demersaldır). Göç etmez. Acı-suya
girer. 1-
Syngnathus variegatus (thickly snouted pipefish) [kalın burunlu iğne balığı, çizgili iğne balığı, deniziğnesi
balığı, deniziğnesi] Tabansaldır (demersaldır). Denizde yaşar. Canlı doğurucudur (ovovivi-pardır). Erkek kuyruğu altındaki kesede yumurtaları taşır.
Synodontidae (lizardfishes) [Kertenkele-balığıgiller] Işınlı-yüzgeçliler
(Actinopterygii) sınıfı, Aulopiformes takımı, Stnodontidae ailesinde 4 cins (Harpadon, Saurida, Synodus, Trachinocephalus) bulunmaktadır. Sıcak
ve ılıman iklimde bulunurlar. Gövde silindir şeklinde, ince ve uzundur. Gözler
yuvarlaktır ya da ovaldir. Ağız eğiktir.
Çeneler uzun, üst çene narindir. Ağız uzun sivri dişlerle donatılmıştır.
Yüzgeçleri yumuşak ışınlıdır. Sırt yüzgeci tektir, kuyruğa yakın yağ yüzgeci
vardır. Kuyruk derince çatallaşmıştır. Başın üst kısmı hariç gövdenin tamamı pullarla
kaplıdır. Pullar yapışık olup çemberimsi (sikloid) ya da taraksıdır
(ktenoidtir). Gövde kahverengimsi metalik gridir, karın beyazımsı-sarımsıdır.
Tabansal balıklardır, genellikle yalnız gezerler, derin çukurlar ve buna bağlı
düzlüklerde yaşarlar. Türlerin çoğu balıklarla beslenir (piscivorus).
Kılçıklarının çok olmasına rağmen eti kaliteli, tadı güzeldir. Boyları 60 cm
civarındadır. Akdeniz’e Kızıldeniz’den yerleşmiş olan Saurida undosquamis’in boyu 45-50 cm kadar olur. Çoğunluğu 20-30 cm
kadardır. 200 m derinliğe kadar bulunur. Ailenin bir diğer bireyi Synodus saurus en çok 40-45 cm olur,
çoğunluğu 15-20 cm kadardır. 400 m derinliğe kadar rastlanır.
Synodontis multipunctatus (cuckoo-fish) [?] Tanganika gölünde yaşayan ters görünümlü yayıngil bir
balık türüdür. Yumurtalarını ağızlarında kuluçkalayan Cichlidae ailesi
bireyleriyle birlikte yumurta bırakır. Bu yumurtaları Cichlidae bireyi kendi
yumurtası gibi kuluçkalamak için ağzına alır. Yumurtadan daha erken çıkan Synodontis kurtçukları (larvaları)
onları kuluçkaya alan Cichlidae bireyinin yumurtalarıyla beslenir.
Synodus saurus (Atlantic lizardfish) [zurna balığı, lokum balığı] Tabansaldır
(demersaldır).
synoptic [sinoptik] Geniş alanlar hakkında özet bilgi veren. Özet niteliğinde, özetlenmiş.
synoptic scale [sinoptik ölçek] Birkaç yüz kilometrelik uzaklığı içeren ölçek.
syntopic [sintopik] İki ya da daha çok türün birlikte bulunması.
syracusan fusus [?] ® Fusinus syracusanus.
syrman
goby [kaya
balığı] ® Neogobius
syrman.
system [sistem] Nesnelerden ya da maddelerden oluşan, fizik yasalarına uyan, birbiriyle
ilişkili ve bağımlı bir bütünü oluşturan set.
systematic [sistematik] 1- Dizgeli. Birbiri peşi sıra, sırayla, sistemli.
systematic [sistematik] 2- Canlıların yukarıdan aşağı silsile ilişkileri ve esasına göre
sınıflandırılması. ® Taxonomy.
systematic of bony fishes [kemikli balıklar sistematiği] Kemikli balıkları
(Osteichthyes) kapsayan takım ve aileler aşağıda tablo şeklinde verilmektedir.
Bu sistematik düzenleme “http://de.wikipedia.org/wiki/
Systematik_der_Knochenfische“ internet adresinden Temmuz 2006 ve Levreksilere
(Perciformes) ilişkin olanlar ise
„http://de.wikipedia.org/wiki/Systematik_der_Barschartigen“ internet adresinden
Eylül 2006’da alınmıştır.
Altsınıf: Sarcopterygii |
||||
Üsttakım |
Takım |
Alttakım |
Aile |
|
|
Coelacanthiformes |
|
Latimeriidae |
|
|
Ceratodiformes |
|
Lepidosirenidae |
Neoceratodontidae |
Altsınıf: Actinopterygii |
||||
Üsttakım |
Takım |
Alttakım |
Aile |
|
Polypteri |
Polypteriformes |
|
Polypteridae |
|
Chondrostei |
Acipenseriformes |
|
Acipenseridae |
Polyodontidae |
Neopterygii |
Amiiformes |
|
Amiidae |
|
|
Semionotiformes |
|
Lepisosteidae |
|
Arasınıf: Teleostei |
||||
Üsttakım |
Takım |
Alttakım |
Aile |
|
Osteoglossomorpha |
Osteoglossiformes |
|
Arapaimidae Gymnarchidae
Hiodontidae Mormyridae |
Notopteridae Osteoglossidae Pantodontidae |
Albuliformes |
|
Albulidae |
|
|
|
Anguilliformes |
Anguilloidei |
Anguillidae |
Moringuidae |
|
|
Congroidei |
Congridae Derichthyidae Ophichthidae |
Muraenesocidae Nemichthyidae Serrivomeridae |
|
|
Muraenoidei |
Muraenidae |
|
|
Elopiformes |
|
Elopidae |
Megalopidae |
|
Notacanthiformes |
|
Halosauridae |
Notacanthidae |
|
Saccopharyngiformes |
|
Cyematidae Eurypharyngidae |
Monognathidae Saccopharyngidae |
Heringsartige |
|
Chirocentridae Clupeidae Denticipitidae |
Engraulidae
Pristigasteridae Sundasalangidae |
|
Ostariophysi |
Gonorynchiformes |
|
Chanidae Gonorynchidae |
Kneriidae
Phractolaemidae |
|
Cypriniformes |
|
Balitoridae Catostomidae Cobitidae |
Cyprinidae Gyrinocheilidae |
|
Characiformes |
|
Acestrorhynchidae Alestiidae Anostomidae Characidae Chilodontidae Citharinidae Ctenoluciidae
Cynodontidae |
Curimatidae
Erythrinidae Gasteropelecidae Hemiodontidae Hepsetidae Lebiasinidae
Prochilodontidae |
|
Gymnotiformes |
|
Apteronotidae Gymnotidae Hypopomidae |
Rhamphichthyidae Sternopygidae |
|
Siluriformes |
|
Akysidae Amblycipitidae Amphiliidae Ariidae Aspredinidae Astroblepidae Auchenipteridae Bagridae Callichthyidae Cetopsidae Chacidae Clariidae Doradidae Erethistidae Heptapteridae Heteropneustidae |
Ictaluridae Lacantuniidae Loricariidae Malapteruridae Mochokidae Nematogenyidae Olyridae Pangasiidae
Pimelodidae Plotosidae
Pseudopimelodidae Schilbeidae Scoloplacidae Siluridae Sisoridae
Trichomycteridae |
Protacanthopterygii |
Salmoniformes |
|
Salmonidae |
|
|
Osmeriformes |
Argentinoidei |
Alepocephalidae Argentinidae Bathylagidae Leptochilichthyidae |
Microstomatidae Opisthoproctidae Platytroctidae |
|
|
Osmeroidei |
Galaxiidae Lepidogalaxiidae Osmeridae |
Plecoglossidae Retropinnidae
Salangidae |
|
Esociformes |
|
Esocidae |
Umbridae |
Stenopterygii |
Ateleopodiformes |
|
Ateleopodidae |
|
|
Stomiiformes |
|
Gonostomatida Phosichthyidae |
Sternoptychidae
Stomatidae |
Cyclosquamata |
Aulopiformes |
Alepisauroidei |
Alepisauridae Anotopteridae Evermannellidae |
Omosudidae Paralepididae
Scopelarchidae |
|
|
Chlorophthalmoidei |
Chlorophthalmidae Ipnopidae |
Notosudidae |
|
|
Giganturoidei |
Bathysauroididae |
Giganturidae |
|
|
Synodontoidei |
Aulopidae Paraulopidae |
Pseudotrichonotidae Synodontidae |
Scopelomorpha |
Myctophiformes |
|
Myctophidae |
Neoscopelidae |
Lampridiomorpha |
Lampriformes |
|
Lampridae Lophotidae
Radiicephalidae Regalecidae |
Stylephoridae Trachipteridae Veliferidae |
Polymixiomorpha |
Polymixiiformes |
|
Polymixiidae |
|
Batrachoidiformes |
|
Batrachoididae |
|
|
|
Gadiformes |
|
Bregmacerotidae Gadidae Lotidae Macrouridae Melanonidae |
Merlucciidae Moridae Muraenolepididae
Phycidae |
|
Lophiiformes |
Antennarioidei |
Antennariidae |
Brachionichthyidae |
|
|
Lophioidei |
Lophiidae |
|
|
|
Ogcocephalioidei |
Caulophrynidae Centrophrynidae Ceratiidae Chaunacidae Diceratiidae Gigantactinidae Himantolophidae |
Linophrynidae Melanocetidae Neoceratiidae Ogcocephalidae
Oneirodidae Thaumatichthyidae |
|
Ophidiiformes |
|
Aphyonidae Bythitidae Carapidae |
Ophidiidae
Parabrotulidae |
|
Percopsiformes |
|
Amblyopsidae Aphredoderidae |
Percopsidae |
Acanthopterygii |
Mugiliformes |
|
Mugilidae |
|
|
Atheriniformes |
|
Atherinidae Bedotiidae Melanotaeniidae Phallostethidae Telmatherinidae |
Atherinopsidae Dentatherinidae
Notocheiridae Pseudomugilidae |
|
Beloniformes |
|
Adrianichthyidae Exocoetidae Scomberesocidae |
Belonidae Hemiramphidae |
|
Cyprinodontiformes |
|
Anablepidae Cyprinodontidae Goodeidae Profundulidae Valenciidae |
Aplocheilidae Fundulidae Poeciliidae Rivulidae |
|
Stephanoberyciformes |
|
Gibberichthyidae Hispidoberycidae |
Melamphaidae Stephanoberycidae |
|
Cetomimiformes |
|
Barbourisiidae Cetomimidae Megalomycteridae |
Mirapinnidae Rondeletiidae |
|
Beryciformes |
|
Anomalopidae Anoplogastridae Berycidae Diretmidae |
Holocentridae Monocentridae Trachichthyidae |
|
Zeiformes |
|
Caproidae Cyttidae Grammicolepididae Oreosomatidae |
Parazenidae Zeidae Zenionidae |
|
Gasterosteiformes |
|
Aulorhynchidae Gasterosteidae Hypoptychidae |
Indostomidae Pegasidae |
|
Syngnathiformes |
|
Aulostomidae Centriscidae Fistulariidae |
Macroamphosidae Solenostomidae Syngnathidae |
|
Synbranchiformes |
|
Chaudhuriidae Mastacembelidae |
Synbranchidae |
|
Gobiesociformes |
|
Gobiesocidae |
|
|
Scorpaeniformes |
Anoplopomatoidei |
Anoplopomatidae |
|
|
|
Cottoidei |
Abyssocottidae Agonidae Bathylutichthyidae Comephoridae Cottidae Cottocomephoridae |
Cyclopteridae Hemitripteridae Liparidae Psychrolutidae Rhamphocottidae |
|
|
Dactylopteroidei |
Dactylopteridae |
|
|
|
Hexagrammoidei |
Hexagrammidae |
|
|
|
Normanichthyiodei |
Normanichthyidae |
|
|
|
Platycephaloidei |
Bembridae Hoplichthyidae |
Platycephalidae |
|
|
Scorpaenoidei |
Aploactinidae Caracanthidae Congiopodidae Eschmeyeridae
Gnathanacanthidae |
Peristediidae Scorpaenidae Sebastidae
Synanceiidae Triglidae |
|
Perciformes |
Acanthuroidei |
Acanthuridae Drepaneidae Ephippidae Luvaridae |
Scathophagidae Siganidae Zanclidae |
|
|
Anabantoidei |
Anabantidae Helostomidae |
Osphronemidae |
|
|
Blennioidei |
Blenniidae Clinidae Tripterygiidae |
Chaenopsidae Labrisomidae Dactyloscopidae |
|
|
Callionymoidei |
Callionymidae |
Draconettidae |
|
|
Channoidei |
Channidae |
|
|
|
Cirrhitoidei |
Cirrhitidae |
Cheilodactylidae |
|
|
Elassomatoidei |
Elassomatidae |
|
|
|
Gobioidei |
Eleotridae Gobiidae Kraemeriidae Microdesmidae |
Odontobutidae Rhyacichthyidae Schindleriidae Xenisthmidae |
|
|
Icosteoidei |
Icosteidae |
|
|
|
Kurtoidei |
Kurtidae |
|
|
|
Labroidei |
Cichlidae Embiotocidae |
Labridae Pomacentridae |
|
|
Notothenioidei |
Bathydraconidae Bovichtidae Channichthyidae |
Harpagiferidae Nototheniidae |
|
|
Percoidei |
Acropomatidae Ambassidae/Chandidae Aplodactylidae Apogonidae Arripidae Badidae Banjosidae Bathyclupeidae Bramidae Caesionidae Callanthiidae Carangidae Caristiidae Centracanthidae Centrarchidae Centropomidae Cepolidae Chaetodontidae Chironemidae Coryphaenidae Datnioididae Dichistiidae Dinolestidae Dinopercidae Echeneidae Emmelichthyidae Enoplosidae Epigonidae Gerridae Glaucosomatidae Grammatidae Haemulidae Inermiidae Kuhliidae Kyphosidae Lateolabracidae Lactariidae Latridae |
Leiognathidae
Leptobramidae Lethrinidae Lobitidae Lutianidae Malacanthidae Menidae Monodactylidae Moronidae Mullidae Nandidae Nematistiidae Nemipteridae Opistognathidae Oplegnathidae Ostracoberycidae Pempherididae Pentacerotidae Percichthyidae Percidae Plesiopidae Polycentridae Polyprionidae Pomacanthidae Pomatomidae Priacanthidae Pseudochromidae Rachycentridae Sciaenidae Scombrolabracidae Scombropidae Scorpididae Serranidae Sillaginidae Sparidae Symphysanodontidae Theraponidae Toxotidae |
|
|
Polynemoidei |
Polynemidae |
|
|
|
Scombroidei |
Gempylidae Istiophoridae Scombridae |
Trichiuridae Xiphiidae |
|
|
Scombrolabracoidei |
Scombrolabracidae |
|
|
|
Sphyraenoidei |
Sphyraenidae |
|
|
|
Stromateoidei |
Amarsipidae Ariommatidae Centrolophidae |
Nomeidae Stromateidae Tetragonuridae |
|
|
Trachinoidei |
Ammodytidae Champsodontidae Cheimarrhichthyidae Chiasmodontidae Creediidae Leptoscopidae Pinguipedidae |
Pholidichthyidae Percophidae Trachinidae Trichodontidae Trichonotidae Uranoscopidae |
|
|
Zoarcoidei |
Anarhichadidae Bathymasteridae Cryptacanthodidae Pholidae Ptilichthyidae |
Scytalinidae Stichaeidae Zaproridae Zoarcidae |
Perciformes takımının hangi
alttakıma ait olduğu kesin olmayan aileleri |
||||
|
|
|
Artedidraconidae Eleginopidae Latidae |
Parascorpididae Perciliidae Pseudaphritidae |
|
Pleuronectiformes |
|
Achiridae Achiropsettidae Bohtidae Citharidae Cynoglossidae Paralichthyidae |
Pleuronectidae Psettodidae Samaridae Scophthalmidae Soleidae |
|
Tetraodontiformes |
|
Balistidae Diodontidae Molidae Monacanthidae Ostraciidae |
Tetraodontidae Triacanthidae Triacanthodidae Triodonthidae |
systematic sampling [sistematik örnekleme] Belirli zaman aralıklarında aynı yer ve günün aynı
saatinde ölçüm yapılması ya da örnek alınması.