R [updated last March 21, 2016]

rabbit fish [deniz kedisi, sıçan balığı, tavşan balığı, fare balığı] ® Chimaera monstrosa.

Rabbitfishes (spinefoots) [Sokar-balığıgiller (Çarpan-balığıgiller)] ® Siganidae.

race [ırk] 1- Bir popülasyonun coğrafi grubu. Diğerlerinden ayrılan stok. Önceleri alt tür ile eşanlamlı kullanılmıştır. Günümüzde alt türün altındaki birimler, taksonomik isim verilmeden kullanılmaktadır. ® Natio.

race [ırk] 2- Aynı türden olup çiftleşebilen ve üreme kabiliyeti olan yeni kuşak verebilen hayvanlar topluluğu için bazen popülasyon ya da stok karşılığı olarak kullanılmaktadır. Aynı ve tek türün temelde farklı olmayan ancak görünüş itibariyle farklı bireylerini belirtmek için de kullanılmaktadır.

racer goby [sarıkaya balığı, kayabalığı] ® Neogobius gymnotrachelus.

race-to-fish [avlama yarışı] Balıkçılık sezonu kapanmadan bireysel teknelerin toplam izin verilebilir av miktarına (TAC) ulaşmak için mümkün olan en fazla avı elde etmek için çalışmaları.

raceway [ark] Dikdörtgen şeklinde 100 m boyunda 1-10 m genişliğinde, ½-1½ m derinliğinde olup içerisinden bol miktarda su akan ve yetiştiricilikte kullanılan beton ya da diğer malzemeden yapılmış havuza denmektedir. Bol su balıklar için temiz bir çevre sağlarken yetiştiricinin daha fazla balığı kültüre almasına olanak vermektedir.

RADAR (abbrev) [RAdio Detection And Ranging] Radyo sinyallerinin yansımasına dayanan prensiple çalışan ve seyir halinde etrafta bulunan nesnelerin uzaklığı ve hareket yönü hakkında, görüş mesafesinin çok az olduğu koşullarda da bilgi veren alet. 

radial [radyal] Işınsal. Merkezden ya da eksenden dışa doğru kaçan.

radial formula [radyal formül] Yüzgeç ışınlarının sayısı(nı veren formül).

radial symmetry [ışınsal bakışım (radyal simetri)] Derisidikenlilerde (Echinodermata) olduğu gibi canlının çeşitli bölgelerinin ortadaki dikey bir eksen etrafında benzer biçimde yerleşmiş olmasıdır.

radiated (radiatus) [ışınlı]  Işınlı, ışınlara sahip. Örnek; balık yüzgeci ışını.

radiation [radyasyon] Elektromanyetik dalgalar ile enerjinin taşınması, yayılmasıdır. Örnek; Güneş ışınları. 

radiatus [ışınlı] ® Radiated.

radio officer [telsiz zabiti] İletişimden sorumlu gemi adamı.

radiograph [röntgen filmi] Balığın iç yapısını görmede kullanılan x-ışını filmi.

radiola [radiola] Deniz kestanelerinin dikenleri.

Radiolaria (radiolarians) [ışınlılar] Sarcodina kabilesinden olup Polycystinea, Acantharea, Sticholonchea sınıflarını kapsayan amipsi birgözeli (birhücreli) canlılardır. Karmaşık, girintili çıkıntılı silisyumlu ya da stronsiyum-sülfatlı iskelet oluştururlar. Merkezi bir kapsül canlıyı iç (endoplasma) ve dış kısma (ektoplasma) ayırır. Okyanuslarda planktonda bulunurlar. Birçok iğnemsi yalancı ayak (psödopod) bulunur. Göze içi boşluğu ya da yağ damlacığı ile suda askıda kalmalarını ayarlarlar.

Radiolaria [radiolarian(s)] ® Işınlılar.

 

 

radula [dişli dil, radula] Yumuşakçalardan midyeler hariç diğerlerinde üzerinde kitin dişçikler bulunan, ağızda yer alan ve besin maddelerini zımparamsı yapısıyla tırtıklamada kullanılan şerit benzeri organ. Radulanın (dişli dilin) kendisi enine sıralı şeritlerle desteklenmiş, az ya da çok sert 'dişlidir'. Dişli dil çok karmaşık ve hacimli kas setiyle birlikte olup etkilemesi basitçe mutfak rendesi gibi olabilir ancak evrim kabukları delici ya da zerk edilebilen ağu araçlarına da yönelmiştir.

Rafinesque [Rafinesque] Constantin Samuel Rafinesque-Schmaltz (1783-1840). Fransız ve Alman ana-babadan Galata-İstanbul’da doğmuştur. Gençliğini Marsilya’da (Fransa) geçirmiştir. Birçokları ona dahi derken diğerleri deli seviyesine kadar gitmektedirler. Zooloji, botanik, yumuşakçalar, meteoroloji, evrim, çevirmenlik, jeoloji, dilbilimi ve yazarlık gibi alanlarda başarılı bir kişiliktir. Amerika’ya göçmüş, sonra Sicilya’da yaşamış ve yeniden Amerika’ya giderken bütün kitaplığı ve koleksiyonunu batan gemiyle birlikte kaybetmiştir. 250 yeni bitki ve hayvan türünü isimlendirmiştir. Transylvania Üniversitesine Prof. olarak atanmışsa da sonra kovulmuştur. 

raft culture [sal kültürü] Sallara bağlanmış halatların suya file bağlanarak ya da halat olarak bırakılması şeklinde yapılan midye (besiciliği) yetiştiriciliği.

raft fishing [sal balıkçılığı] Açık suda orkinosların birikmesi için oluşturulan gölgelik (sal) kullanılarak avlanması.

rain [yağmur] Yere inen 0,5 mm’den daha büyük su damlalarının yağışı.

rainbow sardine [?] ® Dussumieria acuta.

raising [artırma] 1- Örnekteki ya da alt-örnekteki sayıdan hareketle toplam miktarın hesaplanmasıdır. Karaya çıkarılan balıklardan alınan örnek miktarının artırma faktörü ile çarpılmasıyla karaya çıkarılan toplam balık sayısının ve ya da yaş dağılımlarının ya da ağırlıklarının bulunmasıdır.

raising [semirtme] 2- Yapay yolla balığın büyümesini sağlamak.

Raja asterias (starry ray) [yıldızlı vatoz, iğnelivatoz, vatoz] Tabansaldır (demersaldır). 345 m derinliğe kadar yayılır. Boyu TL=70 cm olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Kapsüllü yumurtaları kumlu zemine bırakır.

Raja brachyura (blonde ray) [kütkuyrukvatoz balığı] Tabansal (demersal) olup 10-380 m derinlikler arasında rastlanır. Boyu TL=125 cm olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Kumluk, taşlık tabanda bulunur. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Kapsüllü yumurtaları kumlu, çamurlu zemine bırakır. Bir dişi yılda 40-90 yumurta bırakır.

Raja clavata (thornback ray) [vatoz, deniztilkisi, vatoz balığı, dikenli vatoz] Tabansaldır (demersaldır). 20-575 m derinliklerde rastlanır. Daha çok 20-300 metrelerde bulunur. Boyu TL=120 cm ve ağırlığı 18 kg olabilir. Ticari balıkçılığı vardır. Kumlu-kayalıklı zemini seçer. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Bir dişi yılda 50-170 kapsüllü yumurtalarını kumlu zemine bırakır.

Raja miraletus (brown ray) [aynalıvatoz] Tabansaldır (demersaldır). Acı-suya girer. 17-460 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=63 cm olabilir. Ticari balıkçılığı vardır. Yumuşak tabanda sahanlık kenarında bulunur. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Bir dişi yılda 40-72 kapsüllü yumurtalarını kumlu zemine bırakır. 

Raja montagui (spotted ray) [vatoz] Tabansal (demersal) olup 20-345 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=80 cm olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Sahanlığın üst kesiminde 100 metrelerde bulunur. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Bir dişi yılda 24-60 kapsüllü yumurtalarını kumlu zemine bırakır. 

Raja polystigma (speckled ray) [vatoz] Tabansal (demersal) olup 100-400 m derinliklerde yayılır. Boyu TL=60 cm olabilir. Yumuşak zeminde bulunur. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Bir dişi yılda 20-62 kapsüllü yumurtalarını kumlu zemine bırakır. 

Raja radula (rough ray) [vatoz, vatoz balığı] Tabansaldır (demersaldır). 300 m derinliğe kadar yayılır. Boyu TL=70 cm olabilir. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Bir dişi yılda 80-154  adet kapsüllü yumurtalarını kumlu zemine bırakır. 

Raja undulata (undulate ray) [boyalı vatoz, vatoz balığı, vatoz] Tabansaldır (demersaldır). 50-200 m derinliklerde yayılır. Boyu 100 cm olabilir. Sahanlıktaki kumlu zeminde bulunur. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Kapsüllü yumurtaları kumlu zemine bırakır. 

Rajidae (rays, skates) [Tırpanagiller, vatozlar] Chondrichthyes sınıfı, Elasmobranchii altsınıfı, Batoidea üsttakımı, Rajiformes takımının bir ailesidir. 27 cinste 200’den çok türü barındırır. Boyları ortadan büyüğe kadar değişir (30-200 cm civarı). Gövde yassılaşmıştır. Karın yüzgeçleri gelişmiştir. Kuyruk görece ince ve diskten ayrılmıştır. Ağız enlemesine yay gibidir. Mozaik şeklinde iki cinsiyette de farklı, sivri ve uzun ucu, küt dişler bulunur. Göğüs yüzgeçleri geniştir. Karın yüzgeçleri iki lopludur. Kuyruk üzerinde iki küçük sırt yüzgeci vardır. Sırt yüzeyi dişçiklerle kaplıdır. Karın yüzeyi düz, kaygan ve parlaktır. Dişcikli derileri yaş ve cinsel olgunluğa göre değişiklik gösterebilir. Sırt değişik benekli olup farklı renklere sahiptir. Denizlerdeki derin çukurlara kadar az derin kıyı sularında tüm okyanuslara dağılmışlardır. Tırpanagiller aslında denizseldirler ve kıta sahanlığında yayılırlar ancak acı sulara da girerler, tatlı-suya girmezler. Yerleşik tabansal yaşamlarında dipteki hayvanlar ve tabansal kabuklularla beslenirler (etoburdurlar). Ailenin birkaç türü uzun mesafeli göçler yaparlar. Tırpanagiller yumurtlayarak çoğalırlar (oviparous). Yumurtaları bir kese içindedir. Dip trolünde ağda çıkarlar. Türkiye’de ticari balıkçılıkları yoktur.

rake (harrow) [tırmık] Bir teknenin arkasından çekilen uzunluğu 8 m kadar olabilen bir demir vb’ne yerleştirilmiş olan çengel uçlu, tırmıksı uzantıları olan av aracı.

ranch [çiftlik] ® Farm.

ranching [çiftlikçilik] Balıkların ticari amaçla semirticiliğinin yapılması.

random locomotion [rastgele hareketler] Bunlar düzenli yığılmalara neden olabilir. Bir noktada serbest bırakılan balıklar her hangi bir yönde dağılabilirler ancak her hangi bir tercihleri (örneğin sıcaklık, tuzluluk, ışık vs gibi) varsa bu onların belirli kesimlerde yığılmalarına neden olabilir. ® Fish movement.

Ranella gigantes (oil-vesseltriton) [?] ® Argobuccinum olearium.

range [aralık] 1- En düşük sayısal değer ile en yüksek değer arasındaki farkı belirten değişkenlik ölçüsü. Örnek; günlük, aylık, yıllık vb su sıcaklığı aralığı; balıkların dağılım alanı sınırları ya da yumurtlama sıcaklığı aralığı gibi.

range [erim] 2- Bir tür ya da diğer grupların yayıldığı coğrafi bölge. Erim alanı sürekli olabileceği gibi kesintili de olabilir.

Ranzania laevis (slender sunfish) [uzunpervane balığı, büyük pervane balığı] Yüzücüdür (pelajiktir). Boyu 100 cm olabilir. Genellikle tek gezer. 

rapa whelk (Asian rapa whelk, veined rapa whelk) [rapana] ® Rapana venosa.

Rapana thomasiana (Thomas’ rapa whelk, Asian rapa whelk, whelk, veined rapa whelk) [rapana] ® Rapana venosa.

Rapana venosa (Thomas’ rapa whelk, Asian rapa whelk, whelk, veined rapa whelk) [rapana] Sin. Rapana thomasiana. Yırtıcı karındanbacaklı yumuşakça olup Türkiye sularına taşınma yoluyla bulaşmıştır. Ticari avcılığı önemlidir. Türkiye’den Japonya’ya ihraç edilmektedir. Kendisini gömebileceği kumlu tabanı tercih eder. Geniş sıcaklık ve tuzluluk aralığına dayanıklıdır. İstilacıdır ve girdiği yerdeki yerel faunayı etkiler (bozar). Yüksek doğurganlığı, ve hızlı büyümesi kısa sürede baskın olmasını sağlar. Kurtçukları (larvaları) 14-80 gün planktonda kalabilir ki bu da akıntılarla dikkate değer mesafelere taşınmasını sağlar. Vücudunda nikel (Ni) ve kadmiyum (Cd) biriktirir ve bu metallerin birikmesinin izlenmesinde önemlidir. Uzak doğuda boyu 180 mm’ye kadar ulaşabilirken Karadeniz’de 120 mm boya ulaşabilir. Sığ sularda (10-15 m) sıkça rastlanır. Midye bankları için tehlikelidir. Yakın geçmişte Hint Okyanusu-Büyük Okyanus bölgesinden Karadeniz ve Marmara Denizi'ne taşınmıştır. Avcılığı vardır.

rare [ender] Dağılma alanında az, ya da azalan sayısı nedeniyle yerli bir tür ya da fauna ve floranın risk altında olması. Bu durumdaki tür ya da birim tehdit ve tehlike altında sayılmaz fakat dikkatli izlenmeyi gerektirir.

rasp short razor [?] ® Solecurtus strigilatus.

rassenkreis [ırkçemberi] Birçok coğrafik alttürden oluşan tür.

Rastrelliger kanagurta (Indian mackerel) [Hint-uskumrusu] Okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 20-90 metrelerde rastlanır. Boyu TL=45 cm civarında olabilir. Ticari balıkçılığı önemlidir. Akdeniz’e Kızıldeniz’den göç etmiştir. Kıyısaldır, liman, koy ve deniz kulaklarına girer. Planktonca zengin bulanık suyu sever. Sürü oluşturur.

ratan goby [kayabalığı] ® Neogobius ratan ratan.

rate of fishing [balıkçılık oranı] ® Fishing mortality.

rate of natural increase [doğal artış oranı] Anlık artık üretim oranı olup  hepsi ağırlık cinsinden ve anlık olmak üzere (büyüme oranı + içgöç oranı – doğal ölüm oranı)’na eşittir. Dengelenmiş ya da denge durumundaki balıkçılıkta bu artışlar balıkçılıkla eksilenleri tamamlamakta olup anlık artık üretim sayısal olarak balıkçılık oranına eşittir.

rate of utilisation [sömürme oranı (yararlanma oranı)].

ration [rasyon] Akvakültür işletmesinde verilen günlük yem miktarıdır.

rational fishery [akılcı balıkçılık] En etkili şekilde en yüksek kaliteli balık avı yani hasadı elde edecek şekilde düzenlenmiş balıkçılıktır.

rattails (grenadiers, whiptails) [Uzunkuyruklubalıkgiller (Fare-kuyruklugiller)] ® Macrouridae.

raw data [ham veri] Çözümlenmemiş veri, bilgi.

ray [ışın] Işın (sert olanları hariç) esnektir. İnce çubuk şeklinde, boğumlu ve çoğunlukla çatallı, yanlarda çift yüzgeçleri oluşturur. Yüzgeçlerdeki sert ışın sayıları Romen rakamıyla yumuşak ışınlar ise Arapça (normal) rakamlarla verilir.

ray finned fishes (actinoptergians) [Işınlı-yüzgeçliler] ® Actinopterygii.

ray length [ışın boyu] Yüzgeç ucundan yüzgeç kaidesine olan en büyük mesafe.

rayed mediterranean limpet [?] ® Patella caerulea.

rayed pearl oyster [?] ® Pinctada radiata.

rayed trough-shell [?] ® Mactra corallina.

Raymond Hovasse [Raymond Hovasse] ® Hovasse.

rays (sharks) [Keskisolungaçlılar] ® Elasmobranchii.

rays, skates [Özkedibalığıgiller, Tırpanagiller, vatozlar] ® Tırpanagiller. ® Rajidae.

razor clam [ustura midyesi] ® Solen marginatus.

razor clams [Usturamidyesigiller,  ustura midyeleri] ® Solenidae.

razor shell  [ustura istiridye, ustura midyesi] ® Ensis ensis.

razor shell (jackknive) [deniz çakısı] 1- Kın yapılı (uzunca yassı) midyelerin genel adı. Örnek; Ensis ensis ve Solen marginatus (razor clam).

razor shells (jackknives) [deniz çakıları] 2- Orta boylu, yenilebilir, tuzlu-suda yaşayan çift kabuklu (çenetli), Pharidae ailesinden yumuşakça cinsi. Günümüzde, olta balıkçılığında yem olarak kullanılmak üzere kültürü yapılmaktadır.

razorfishes (shrimpfishes, snipefishes, trumpet fishes) [Çullukbalığıgiller]® Centriscidae.

re- (prefix) [re-] Tekrar. Örnek; rejenerasyon (regeneration)-yeniden oluşturma.

read [okuma] Pul otolit ve diğer aksamlardaki halkaları yaş tayini ve büyüme yönünden yorumlama.

ready [alesta] Denizcilikte izleyecek emre hazır ol komutu. 

real catch (gross catch) [gerçek av] Su kütlesinden alınan balıkların ağırlığı.

rear [yetiştirmek] Yapay ya da doğal çevrede beslemek ve bakmak.

rearing habitat [yetiştirme alanı] Kurtçuk (larva) ve genç balıkların besin ve korunak buldukları yer.

rearing pond [büyüme havuzu] 1- ® Growing pond.

rearing pond [yetiştirme havuzu] 2- Doğaya bırakılmadan önce yapay oluşturulmuş su kütlesinde genç balıkların semirtilmesi.

rearing pond [yetiştirme havuzu] 3- Balığın büyütüldüğü her türlü havuz.

rearing station [yetiştirme istasyonu] Kuluçka ve semirtme kuruluşu.

receiving environment [alıcı ortam] Kirleticilerin ulaştığı (genellikle) son ortam-çevre, örneğin göller ve denizler. 

recent [holosen] 1- ® Holocene.

recent [yeni] 2- Yaşamakta olan, günümüzde var olan.

receptacle [hazne] Bitki organlarını taşıyan haznedir. Tallus’un (yaprağın) değişen ve kabarıklaşan kısmı, çoğunlukla şişkindir, bazı Chromophyta’da çoğalma hücrelerini (spor vb) taşır.

recovery rope (lazyline, poke line) [kurtarma halatı] ® Lazy deckie (Haydos).

recreational fishery [boş zamanı değerlendirme balıkçılığı] Kişisel kullanım, eğlenme, spor vb amaçla yapılan, ticari amacı olmayan balıkçılık ya da hasat.   

recruit stock [içgöç (stoğa katılanlar) stoğu] Avlanan stoğa her yıl katılan yeni kuşak stoğu.

recruit(s) [içgöçer(ler) (stoğa katılan(lar)] Küçük bireylerin zamanla büyüyerek, bunların %50’sinin belirli bir aşamaya (yumurtlama aşamasına), avlanacak boy ya da yaşa ulaşmış ve yumurtlama ve avlanma alanlarına göçmüş, yerleşmiş (yeni kuşağa ait) balıklar için kullanılan terimdir.

recruitment [içgöç (stoğa katılma)] 1- Genç balıkların beslenme alanlarından erin balıkların bulunduğu alana göçerek kademeli katılması ya da büyüme yoluyla ağ ile avlanılır boy ya da yaşa ulaşmasıdır. Genç balıkların %50’sinin erin stoğun bulunduğu alana yaş ya da boya ulaşması halini tanımlar ve bu aşamadaki balıkların yaş ya da boyuna da stoğa katılma (içgöç) yaşı ya da boyu denir.

recruitment [içgöç] 2- Bir alanın bir tür ya da faunaca yeniden yurtlandırılması.

recruitment curve [iç-göç (stoğa katılma) eğrisi] ® Reproduction curve (Üreme eğrisi).

recruitment level [iç-göç (stoğa katılma) düzeyi] Tanımlanmış bir yıllıktan hayatta kalarak eşeysel (cinsi) olgunluğa ulaşan, üremeye katılanların nihai sayısıdır. 

recruitment overfishing [iç-göç (stoğa katılma) aşırı avcılığı] Üstüne çıkıldığında içgöç miktarını belirgin oranda azaltan avcılık payıdır. Bunun göstergeleri şunlardır: Çok azalmış ana-baba stoğu. Avda yaşlı balık oranlarının giderek azalması. İçgöçün yıldan yıla zayıflaması. Bu durumun uzunca bir süre devam etmesi, çevresel koşullardaki olumsuzlukla birlikte stoğun çökmesine yol açar. Çöken stoğun kendisini toparlaması türden türe ve değişen koşullara bağlı olarak 25-30 yıl ya da daha fazla sürebilir. Az yavru veren türler (örneğin köpek balıkları) içgöç aşırı avcılığına çok hassastır. Çok yavru veren (çok yumurta üreten) morina, lahoz gibi balıklarda koşullar uygun ise az sayıda ana-baba stoğu iyi bir içgöç kuşağı verebilir.

recruitment overfishing [iç-göç aşırı avcılığı] Stoğa katılma aşırı avcılığı.

rectal gland (glandula rectalis) [dışkılık bezi (makat bezi, anüs bezi)] Keskisolungaçlılarda (Elasmobranchii) sindirim sisteminin son bulduğu kısımda bulunan salgı bezi. Bu bezin önceleri sindirim ve boşaltımla ilgili olduğu düşünülmüşse de bugün bezin yüksek yoğunlukta fazla NaCl’in atılmasında kullanıldığı düşünülmektedir. ® Glandula rectalis.

red bandfish [kurdelebalığı, flandra balığı] ® Cepola macrophthalma.

red caviar [kırmızı havyar] Som balığı havyarı. 

red coral [kırmızı mercan] ® Corallium rubrum.

red cornetfish [kornet balığı] ® Fistularia commersonii.

Red Data Book [IUCN Kırmızı Kitap] Bir ülkede soyu sönmüş, tehdit ve tehlike altındaki türler listesine verilen ad. 

red forkweed [?] ® Furcellaria lumbricalis.

red harpon [?] ® Asparagopsis armata.

red list [kırmızı liste] IUCN, International Union for Conservation of Nature – Uluslar arası Doğayı Koruma Birliğinin oluşturduğu soyu tehdit ya da tehlike altındaki yabani türlerin listesi. Bu listeye ayrıca Red Data Book - kırmızı veri kitabı da denmektedir. Bu liste tehdit ve tehlike derecesini 0 (tehlike ve tehdit altında değil) ile 5 (soyu tükenmiş) arasında vermektedir.

red mullet [keserbaş barbunya, barbunya, barbun, barbunya balığı] ® Mullus barbatus barbatus.

red mullets (goatfishes) [Barbunyagiller] ® Mullidae.

red pest [kırmızı veba (taun)] ® Coldwater Vibrio (Soğuk su vibriosu).

red sanapping shrimp [?] ® Alpheus glaber.

Red Sea [Kızıl Deniz] Afrika ve Asya kıtalarını ayıran ve bir yandan Hint Okyanusu’na, diğer yandan Süveyş kanalı ile Akdeniz’e bağlı bir denizdir. Kıyılarında 10 ülke yer almaktadır. Yüzey alanı kabaca 450,000 km2 olup uzunlamasına 1,900 km, en geniş yeri 300 km’dir. En derin yeri 2,500 m ise de ortalama derinliği 500 m civarındadır. Oldukça geniş sığ alanlarında mercan resifleri dikkat çekici olup çok yüksek biyo-çeşitliliğe sahiptir. Suyunun tuzluluğu yüksek olup 36-38 ppt arasında değişmektedir. Bu denizin suyu kırmızı değildir ve Kızıl Deniz adının nereden geldiği tartışmalıdır. Kızıl Deniz kurak ve yarı kurak iklimler arasında olup Hint Okyanusu ile arasında iyi bir su değiş-tokuşu vardır. Ortalama yüzey suyu sıcaklığı kuzey kısmında yaz aylarında 26 0C ve güney kısmında ise 30 0C olmaktadır. Kış aylarında sıcaklık 2 0C salınmaktadır. Gelgit çok küçük olup 60 cm kadardır. Denizel akıntıları pek bilinmemektedir.

Red Sea houndfish [zargana balığı] ® Tylosurus choram.

Red Sea mantis shrimp [?] ® Oratosquilla massavensis.

Red sea tonguesole [sivrikuyruk dil] ® Cynoglossus sinusarabici.

red seabroom [?] ® Digenea simplex.

red tide [kızıl gelgit (kırmızı gelgit)] Bazı fitoplankton türlerinin (Dinoflagellata) aşırı artması sonucu deniz suyu yüzeyinin kırmızımsı, pembemsi, sarı, yeşil, mavi, esmer renge dönmesine denmektedir. Türkiye sularında kızıl gelgit ilk kez 1950’li yılların ortalarında İzmir Körfezi’nde görülmüştür.  

redbanded seabream [çizgili mercan] ® Pagrus auriga.

red-brown gibbula [?] ® Gibbula ardens.

redcoat [Hindistan balığı, naylon balığı, asker balığı, sincap balığı] ® Sargocentron rubrum.

redd [çukurcuk] Alabalıkgil balıkların nehirlerin üst kesimlerinde çakılda yumurtlamak için açtıkları yumurtlama ve dölleme çukuru (yuvası). Çukura bırakılan yumurtalara oksijen akıntılarla ulaşır.

redd count [çukurcuk sayımı] Şekil, büyüklük ve rengin kullanılmasıyla tanımlanan çukurcukların sayısından yıllar arasındaki yumurtlama büyüklüğünün karşılaştırılması için yapılan çalışma. 

redfish (roughies slimeheads) [Kemikbaşlıgiller] ® Trachichthyidae.

red-mouth purpura [?] ® Thais haemastoma.

red-mouthed goby [tekirkaya balığı, tekir kayası, tekirkayası balığı, kırmızı dudaklı kayabalığı] ® Gobius cruentatus.

redox [redoks] Yükseltgenler ile indirgenlerin gücü anlamındadır. Bu terim redüksiyon (reduction)-indirgeme  ve oksidasyon (oxidation) yükseltgemeden gelir.  

redox potential [redoks potansiyeli] Suyun indirgeme-yükseltgeme yeteneği. Bir akvaryumun yaşamı ne kadar iyi desteklediğine ait göstergedir. 

reduction [indirgeme (redüksiyon)] 1- Genel anlamda azaltma olayı.

reduction [indirgeme (redüksiyon)] 2- Mayoz bölünmede kromozom sayısının yarıya indirilmesi.

reduction [indirgeme (redüksiyon)] 3- Kimyasal tepkimelerde maddenin pozitif yükle yüklenmesi ve negatif yükün azaltılması (H+ eklenmesi ya da O2- çıkartılması).

reef [resif (pusukaya)] 1- İskeleti kalkerden olan ve balık ve diğer canlılara karmaşık, değişken yaşam-alan sunan yapı.

reef [resif (pusukaya)] 2- Yüzeye yakın duran kaya tepesi ya da kum. 

reef base [resif (pusukaya) tabanı] Eğimle birleşik olup altında bulunan taban alanı. 

reef block [resif (pusukaya) bloğu] Genellikle fırtınanın resiften koparıp yerini değiştirdiği bağımsız büyük kaya. 

reef complex [resif (pusukaya) kompleksi] Resifi oluşturan yapının tamamı. ® Reef system (Resif sistemi).

reef crest [resif (pusukaya) tepesi; resif (pusukaya) doruğu)] Resif düzlüğü sınırı kenarı. 

reef front [resif (pusukaya) cephesi] ® Reef slope.

reef slope (fore reef) [resif (pusukaya)  bayırı] 1- Denize (açığa) doğru olan eğimli resif tarafı. 

reef slope (reef front) [resif (pusukaya) cephesi] 2- Resifin, balık yaşam-alanı çeşitliliğinin en yüksek olduğu deniz tarafındaki, yamacı. 

reef system [resif (pusukaya) sistemi] Resifler kümesi.  ® Reef complex (Resif kompleksi).

reference station [referans istasyonu] 1- Standart kabul edilerek diğer istasyonlardaki ölçümlerle karşılaştırma yapmak amacıyla oluşturulmuş örnekleme, veri toplama yeri. 

reference station [referans istasyonu] 2- Diğer istasyonlardaki değişikliklerin, farklılıkların bağımsız tahmini için oluşturulmuş veri toplama ve örnekleme yeri. 

reflect [yansıtma] Bir dalganın yönünü değiştirme. Örnek; ses dalgalarının yansıması.

reflected wave [yansıyan dalga] Dik kıyıya ya da sabit katı yapılara çarparak geri (denize) dönen dalga.

refrence [kaynak] Atıf yapılan kişi ve yer. Çıkış yeri.

refuge [sığınak, refüj] Balıkçılığın ulaşamadığı alana yayılmış olup bu alan dışındaki yüksek balıkçılık baskısına rağmen türü ya da stoğu ayakta tutan kısım.

Regalecidae (oarfishes) [Kurdelebalığıgiller] Actinopterygii sınıfı, Lampriformes takımı, Regalecidae ailesi 2 cinse ayrılır (Agrostichthys- 1 tür ve Regalecus- 3 tür). Çoğunluğu 3 m olan çok uzun boylu (12 m) balıklardır. Gövde yanlardan basıktır. Ağız ve varsa dişler küçüktür. Sırt yüzgeci vücut boyunca uzanır. İlk ışınları uzundur. Dışkıl (anal) ve kuyruk yüzgeci yoktur. Derileri çıplak çokça sert kabarcıklıdır. Renkleri esmer lekeli gümüşidir. Sırt yüzgeci kırmızı, baş mavimsidir. Göz küçük ve kırmızıdır. Üst ve orta derinlikte yüzücüdürler (pelajik). Yüzeyden 1,000 m derinliğe kadar tropik ve alt-tropik kesimde yayılmışlardır. Yumurtlama Temmuz-Aralık ayları arasında olur. Tanınmış 4 türü vardır; biri Akdeniz’de yaşar. Kabuklular, küçük balıklar ve kalamarla beslenirler.

Regalecus glesne (king of herrings) [kayış balığı, şerit, kurdele balığı, büyük kurdela balığı] Yüzücü (pelajik) okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 20-1,000 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=11 m ve ağırlığı 272 kg olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Derinlerde yaşar. Kurtçuklar (larvalar) yüzeye yakın durur. Bilinen en uzun boylu kemikli balıktır.

regenaration [yenilenme (rejenerasyon)] Bir canlının yitirilen ya da yaralanan vücut parçalarını (doku, organ vb’ni) yeniden oluşturma, eski işlevini yapabilecek düzeye getirme yeteneğidir. Bu yetenek hayvanlar aleminin ilkel gruplarında daha yüksek, gelişmiş olanlarında daha azdır. Bazı polip ve medüzler ile yassı-solucanlar küçük bir parçadan canlının tamamını oluşturabilirler ki buna tam-yenilenme (complete regeneration) denmektedir. Yer solucanları vücutları ikiye bölündüğünde diğer kısmı oluşturabilirler ki buna gövde yenilenmesi (body regeneration) denmektedir. Kabuklular, iki-yaşayışlılar ile sürüngenler gibi hayvanlar kopan kuyruk, bacak vb uzantı organlarını yenileyebilirler ki buna da organ yenilenmesi (organ regeneration) denilmektedir. Kuşlar ve memeliler ancak kas ve kemik gibi dokularını yenileyebilirler. Buna doku yenilenmesi (tissiu regeneretion) adı verilmektedir.

regenerated scale (latinucleate scale, replacement scale) [yenilenmiş pul] Düşen pulların yerine balığın oluşturduğu yeni puldur. Yenilenen pulun merkez kısmı kaybedilen pul büyüklüğünde olmasına karşın üstündeki halka ve yarıkları eksiktir. Bu nedenle de yaş tayinleri için uygun değildir.  ® Macrocentric scale (Makrosentrik pul).

regime [rejim] Uygulanması, kullanılması kabul edilen ve üzerinde mutabık kalınan koşullar. Örnek; beslenme rejimi.

regime shift [rejim değişikliği] Balıkların üretkenliğini (verimini) etkileyen çevresel koşulların orta ya da uzun süreçte değişmesi.

region [bölge] Üç boyutlu ortamda, boyut ve şekli belirsiz olup etrafından özellikleri nedeniyle ayrılan alan.

regnum [alem] ® Kingdom.

regretion [regresyon] Bir ölçüm ya da olayın büyüklüğüne karşıt gelen diğer ölçü ya da olayın yaklaşık değerini (büyüklüğünü) bulmada kullanılan istatistiksel işlem. Birbirinin karşıtı veri setlerinin ortak noktalarının bulunmasında birkaç istatistiki yöntem kullanılmaktadır. Doğrusal regresyonda y=a+bx, üssi katsayılı modelde y=aebx kuvvet fonksiyonunda da y=axb denklemlerindeki a (kesişme noktası) ve b (eğim) değerleri bulunur ve denklem çözülür.

regular [düzenli] Eşit farklılık ve aralıklarla gerçekleşen.

regulated fishery [düzenlenmiş balıkçılık] Balıkçılığı en yüksek sürdürülebilir ürün (MSY) düzeyinde tutan balıkçılık idaresi planı.

regulation [düzenleme] Balıkçılığa etki eden yönetme. Avcılıkla elde edilen miktarı istenen düzeyde tutmak.

regulative capacity [düzenleyici kapasite] Popülasyonun artma ya da azalma yerine tipik eski ortalama birey sayısına dönme eğilimi.

regulatory discard [düzenleme ıskartası] Avlanmasına izin verilmeyen türün ya da satılması yasak boyda avlanmış balığın denize atılması.

rehabilitation [iyileştirme] Doğal ya da insan etkisiyle kaybolmuş stoğun yeniden oluşturulması.

reheo- (prefix) [reho-] Akıntı, akan. 

reintroduction (re-introduction) [yeniden aşılama] Bulunduğu sudan kaybolmuş bir türün o suda yeniden var olması ve türün korunması için yapılan aşılama. Bu işlemde balıkçılığın desteklenmesi söz konusu değildir.

relative abundance [göreceli bolluk] Popülasyonları yıllar arasında karşılaştırmak için kullanılan göstergedir. Bu, güncel balık sayılarının ölçüsü değildir. Popülasyondaki zamana bağlı değişiklikleri gösterir. 

relative conversion rate [göreceli dönüştürme oranı] Akvakültürde verilen yem miktarının toplam ürüne (üretime) bölümüdür. Bu yalnız verilen yem miktarına değil aynı zamanda balık bolluğuna (sıklığına), sağlığına, yaşına, yarış ve yemleme tekniği ve çevresel koşullar ve benzerine de bağlıdır. 

relative fecundity [göreceli doğurganlık (rölatif fekondite)] Balık ağırlığı birimi başına düşen yumurta sayısıdır. Örnek; yumurta sayısı/gram.

relative fishing power [göreceli balıkçılık gücü] Belirli bir av aracıyla avlanan balık miktarının hemen hemen aynı an ve yerde standart araçla avlanan balık miktarına bölümü olarak belirlenir. 

relative growth rate [göreceli büyüme oranı (hızı)] Başlangıç durumuna göre bir birey ya da stoğun birim zamanda ağırlıkça artışı ya da boyca büyümesidir.

release [salıverme] Avdan sonra balığın suya geri bırakılmasıdır ve çoğunlukla sportif balıkçılıkta en az zarar vermek şeklinde uygulanır. 

releasing stimulus [salıverme uyarıcısı] Balığın yumurta bırakmasına yol açan uyarıcı. 

relict [kalıcı] 1- Daha önce geniş alanlara yayılmış fakat halihazırda ancak bazı yalıtılmış (izole) yaşam-alanlarda var olan hayvansal organizma.

relict [kalıcı] 2- Sönmüş taksonomik birimden kalan. Örnek; Latimeria chalumnae.

Remora australis (whalesucker) [yapışkan, yapışan balığı, vantuz balığı] Yüzücü (pelajik) okyanus-göçerdir (okyanodromdur). Boyu TL=76 cm olabilir. Kendisini büyük balıklara kafasının üstündeki vantuzla yapıştırır ve birlikte gezer.

Remora remora (common remora) [yapışkan, yapışan balığı, kılavuz balığı, vantuz balığı] Ticari balıkçılığı vardır. Boyu TL=84 cm olabilir. Genellikle köpek balıklarına ve diğer büyük balıklara ve kaplumbağalara hatta gemilere yapışır. Bu büyük canlıların asalaklarıyla (parazitleriyle) beslenir.

remoras (suckerfishes) [Yapışkanbalığıgiller] ® Echeneidae (Sin. Echeneididae).

remote sensing [uzaktan algılama] Geniş anlamda, bir nesne, alan ya da olaya ait ölçümlerin ilgi alan, nesne ve olaya fiziksel yakınlık ya da doğrudan ilişki olmadan elde edilmesi ve toplanmasıdır. Uzaktan algılama alanına örneğin uçaktan ya da helikopterden hava fotoğrafı çekilmesi ya da diğer ölçümlerin yapılması ile tıpta ana rahmindeki (uterustaki) fötusun (ceninin) ses ötesi cihazlarla izlenmesi, gemilerden balıkların bolluk ya da dağılımlarının yine uygun ses ötesi yankı iskandilleriyle izlenmesi de katılmaktadır. Halbuki günümüzde uzaktan algılama yaygın olarak yalnız uydulardan veri toplama ve gözlem yapma şeklinde anlaşılmaktadır. Uzaktan algılama radyometri, jeodezi ve akustik alanlarında cazip olup dikkat çekmekte ve kullanılmaktadır.

Remotely Operated Vehicle (ROV) [uzaktan kumandalı araç] Su kolonunda derine dalarak balık gibi derin deniz organizmalarının, derin deniz iletişim kablolarının, boruların ve diğer su altı yapılarının izlenmesi ve filminin çekilmesinde kullanılan insansız olup gemi güvertesinden kullanılan ve kontrol edilen bir cins denizaltı aracı. 

removal [stoktan çekilen] Bir stoktan balıkçılık yoluyla avlananlar ile avlanmayıp ta ölümüne neden olunan balıkların tümü.

renewable resource [yenilenebilir kaynak] Doğal yolla kendisini yenileyen canlıları tanımlar. Örnek; ağaç, balık, midye vs. ® Renewable resources (Yenilenebilir kaynaklar).

renewable resources [yenilenebilir kaynaklar] Doğal canlı kaynaklar maden yatakları gibi kullanıldıkça miktarı giderek azalan kaynaklardan değildirler. Bunlar, kullanımla yerine yenilerinin geldiği, (genç kuşakların) eklendiği açık sistemlerdir (kaynaklardır).  

reo- (rheo-) (prefix) [reo-] Akan, yönelen. Örnek; reotaksi (rheotaxis)-akıntıya cezp olma.

replacement scale (latinucleate scale) [yenilenmiş pul] ® Regenerated scale. ® Macrocentric scale.

replacement yield [yenilenme ürünü] Stok biyokitlesinin ne artma ne de azalmasına neden olan ağırlık cinsinden ürünün hasat edilmesidir. Popülasyon üretkenliği yüksekse uygun sömürme koşullarında yenilenme ürünü de yüksektir. Stok aşırı ya da yetersiz avlanmakta ise yenilenme ürünü de azdır. Alınan ürün yenilenme ürününe eşitse stok biyokitlesi de bir yıldan diğerine değişmez.

reproduction [üreme (çoğalma)] Bir tür ya da ırkın kısaca bir canlının kendi sayısını yeni birey (kuşak) oluşturarak artırmasıdır. Üreme, eşeyli (cinsiyetli) ya da eşeysiz (cinsiyetsiz), göze (hücre) bölünmesi, tomurcuklanma, birleşme (konjugasyon) ve döllemsiz (döllenmesiz) olabilir.

reproduction [üreme] 1. Chlorophyta-Ulvophyceae Üreme elemanları aslında çift kamçılı gametler ya da dört kamçılı sporlardır. Yaşam döngüsü genellikle digenetik olup gametofit nesil ile sporofit nesil arasında art arda döner. Bu iki neslin bireyleri benzer olabilir (izomorf nesilli evreler) ya da tamamen farklı da olabilir (heteromorf nesilli evreler).

reproduction [üreme] 2. Chromophyta-Pheophyceae  Kahverengi algler, genellikle çift kamçılı ve heterokontlaşmış zoidleri serbest bırakan (gametler ya da sporlar) zoidosist olarak adlandırılan (ünioküler ya da pluriloküler) üreme organlarını temsil ederler. Fucales’de ise dişi gametosist (oogonium) kamçısız oosferleri serbest bırakır. Pheohyceae devresi ise klasik olarak digenetiktir ve izomorf yahut heteromorf olabilir fakat Fucales  monogenetiktir.

reproduction [üreme] 3. Rhodophyta Bu, alglerde üreme gözlemlenen en karmaşık tiptir çünkü burada genellikle 3 nesil vardır: gametofit nesilde, erkek spermatallus’un her biri dişi gameti döllemek için bir spermatium salar. Dişi talluslar (yapraklar) çok karmaşık üreme sistemidirler. Bu Rhodophyta’da emirlerin sınırlandırılmasına hizmet eder. Dişi gamet (karpogon) bir trikogin (uzun renksiz tüy - saç - spermayı yakalar) tarafından sarılır. Karpogonun spermatid tarafından döllenmesinden sonra, ikinci bir nesil (karposporofit) dişi gametofit üzerinde parazit halinde gelişir; ipliciklerden (gonimoblast) oluşmuştur. Gonimoblast’ın gelişimi karpogondan itibaren doğrudan ya da yardımcı hücrelerden itibaren dolaylı olarak yer alır. Karposporofit 3 üncü nesile (tetrasporofit) hayat veren karposporlar üretir ve tetrasporosist taşır. Bu tetrasporosistlerde çekirdek mayoz bölünmeye uğrar  ve  böylece haploid şekilli  4  sporun oluşumuna  yardımcı olur.

reproduction curve (recruitment curve) [üreme eğrisi (iç-göç (stoğa katılma) eğrisi)] İçgöç (stoğa katılma) yaşına ulaşan yeni kuşağın %50’sinin yeni kuşağı oluşturanların (stok) bolluğuna karşı yerleştirilmesiyle elde edilen şekil. ® Recruitment curve (Stoğa katılma eğrisi).

reproduction in algae [alglerde üreme] Alglerde üreme çeşitlilik gösterir ve üç yolla gerçekleşir. i- Vegetatif (bölünme); ii- Aseksüel (eşeysiz); iii- Seksüel (eşeyli).

reproduction theory [üreme kuramı] Bu kuram, stok büyüklüğü ancak stoktaki her bireyin bir kez yumurtlayabilmesi sonucu korunabilir, şeklinde özetlenebilir. Buna göre ana-baba sayıları ile yeni kuşaklarının sayıları arasında doğrusal bir ilişki vardır. Bu her ne kadar akılcı görünmekte ise de bugüne değin yumurta sayıları ile yeni kuşaklar arasında doğrudan bir bağ, stok büyüklüğü belirli bir düzeyin altına düşmediği sürece, kanıtlanamamıştır. 

reproductive drain [antagonist büyüme] ® Antagonistic growth.

reproductive isolation [üreme yalıtımı] İki ya da daha çok grubun içsel (doğasında bulunan-inherent) ya da dışsal nedenlerle aralarında çiftleşmeyi gerçekleştirememesi. Çiftleşememe ya davranış faklılığı ya da coğrafi engelden kaynaklanabilir. Kalıtımsal üreme yalıtımı yeni türün temel ölçütüdür.

reproductive potential [üreme potansiyeli] Her erin (olgunlaşmış) bireyin yumurtlamasından sonra yumurtlama çağına ulaşabilecek gizil (potansiyel) birey sayısıdır.

research vessel (R/V, RV) [araştırma gemisi] Bir kurum ya da kuruluşa ait olup eğitim, öğretim ve araştırma çalışmalarında kullanılan, büyüklükleri ve donanımları farklı olabilen deniz araçlarıdır. Türkiye’de deniz araştırmalarında kullanılan deniz araçları şunlardır:

İşleten kurum

Gemi adı

Boy (@m)

ÇOMU- Su Ürünleri Fakültesi

Bilim-I                                    

25

ÇU-Su Ürünleri Fakültesi

Gözlem-I                            

 9

DEÜ-Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü

Koca Piri Reis  

36

 

Sis Bildir                 

10

Ege-Su Ürünleri Fakültesi

EgeSüf              

27

 

Hippocampus                 

16

D.K.K SHODB

Çeşme

87

 

Çubuklu

41

 

Mesaha-I

21

 

Mesaha-II

21

İÜ-Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü

Arar                  

31

İÜ-Su Ürünleri Fakültesi

Yunus-I                   

33

KTÜ-Sürmene Deniz Bilimleri Fak.

Denar-I                    

25

 

Yakamoz                   

 9

MTA

RV MTA Selen

20

MTA

RV MTA Turkuaz

86

MKÜ- Su Ürünleri Fakültesi

M. Kemal I               

20

 

 ? ?             

4,5 ve 4,0

OMU-Sinop Su Ürünleri Fakültesi

                             

10

ODTÜ-Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü

Bilim II            1983

40

 

Lamas              1981

16

 

Erdemli            1979

17

TKB-Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü.

 

26

TÜBİTAK

TÜBİTAK Marmara

   41,2

reserve [ihtiyat] Balıkçılık sezonu başında kotanın bir kısmının av tahminindeki belirsizlikleri karşılamak için saklı tutulması.

reservoir [rezervuar] Sarnıç ya da su deposu. Yapay oluşturulmuş su depolama yerleri. 

residence time [kalma süresi] Suyun bir deniz ya da gölde yenileninceye kadar kalma süresidir. Bu süre, su giriş çıkışı olan küçük bir havuzda bir iki gün olabilecekken büyük göl ya da iç denizde birçok yüzyıla kadar uzayabilir. Örnek; Karadeniz’de suyun kalma süresi bir diğer anlatımla değişme süreci yaklaşık 390 yıldır. 

resident [yerli] Göç etmeyen ve belirli bir bölgede kalan balık.

residuals [kalıntılar] Aşağı-göçer (katadrom) olup tatlı-suda kalan fakat yumurtlamayan birey. Örnek; Oncorhynchus nerka denize göç etmeden önce cinsi olgunluğa ulaşır ve denize göçer.

residue [kalıntı] Bir şeyin (kimyasal madde, malzeme vb) geride kalan kısmı.

resilience [esneklik] 1- Aşırı balıkçılık baskısı sonucu bozulan sistemin kendisini toparlaması. 

resilience [esneklik] 2- Ekosistem değişmeden önce ne kadar bozukluğu kaldırabileceğine ait ölçü.

resistance [direnç] 1- Canlıların çevre koşullarına karşı gösterebildikleri dayanıklılık.

resistance [direnç] 2- Canlıların istenmeyen durumlara örneğin hastalık, yanlış beslenme ya da ağılayıcı (zehirli) maddelere karşı olan içsel dayanıklılık yetenekleri.

resolution [çözünürlük] Birbirine çok yakın olan benzer nesneleri ayrıştırılabilirlik.

resource [kaynak] Balıkçılık için değer taşıyan doğal bileşenler. 

respiration [solunum] Solunma, nefes alma. Canlı ile çevresi arasındaki gaz değişimi. Oksijen alınıp karbondioksit verilmesi. 

response of fish in electrical and magnetic field [balıkların manyetik ve elektrikli ortama tepkisi] Farklı akılarda balık davranışı da değişmektedir. Eğer balık doğru akım alanına konulursa uygulanan voltaja göre farklı tepkiler verir. Bunlar; canlanma (activation), cezp edilme (electotaxis) ve narkozdur (narcosis). Balık alternatif akımda düzensiz hareketler gösterir. Balıkların doğru akımda gösterdikleri cezp edilme davranışından elektrikle avcılıkta yararlanılmaktadır.

response of fish to currents [balıkların akıntıya tepkisi] Balıkların akıntıya tepkimelerinde her halde bir eşik değeri bulunmaktadır. Bu eşik değer türden türe değişmektedir. Bu çerçevede; balıklar genellikle akıntıya baş verirler, yani başlarını kendilerini akıntıya bıraksalar bile akıntıya karşı tutarlar. Irmak aşağı yüzerken akıntıdan daha hızlı hareket ederler. Soğuk sudaki balıklar ile beslenmekte olan yüzücü (pelajik) balıklar kendilerini akıntıya bırakırlar. Balıklar akıntıya göre yönelirler ve göçerler. Işıkta akıntıya karşı yüzen ve duran balıklar karanlıkta kendilerini akıntıya bırakırlar.

responsible fishery [sorumlu balıkçılık] Balıkçılık kaynaklarının çevreyle uyumlu sürdürülebilir kullanımı. 

ressesif [çekilgen (resesif)] Ana-babadan gelen kalıtsal bir özelliğin baskın olan diğeri tarafından örtülmesi, ortaya çıkışının bastırılması. İnsanlarda koyu (siyah) saç renginin açık (sarı) saç rengini bastırması ve yeni kuşağın koyu renkli saçlı olması gibi.

resting egg [dinlenen yumurta] Gelişmesini yavaşlatma ya da durdurma aşamasına geçmiş yumurta. Bu tür yumurtalar daha çok kabuklularda görülmekte olup mevsimsel uyuklama dönemi – gelişmeyi yavaşlatma yani çift-duraklama (diapause) dönemi geçirirler. ® Diapause (Çift-duraklama).

resting stage [dinlenme evresi] Kurtçuk (larva) olarak gelişme ve yumurtadan çıkma ile aktif beslenmeye geçiş arasındaki süreç.

restocking [stok destekleme] Az miktarda balık kalmış su kütlesine stoğu ve dolayısıyla balıkçılığı desteklemek ve iyileştirmek için (yetiştirilen ya da avlanan yabani) genç balıkların salıverilmesi.

restoration [yenileme] Aşırı avcılık ya da kirlilik sonucu kaybolmuş balık türünün o suya aşılanması.

retarding reservoir [bent] Taşan suyu geçici amaçlı tutmak ya da akışını yavaşlatmak için konulmuş set.

retention [kalma] Balığın ağla temas etmesi ve ağda tutsak kalması olasılığı.

retention curve [kalma eğrisi] Balığın yaşı ya da boyu ile ağda tutsak kalması olasılığı arasındaki ilişki.

retia (net) [ağ] Balinaların oksijen depolama organı olup aynı zamanda vücut sıcaklığını dengeleme görevini de yapar. Kanın aşırı ısınmasını önlemek için kanı soğuttuğu gibi ses üretirken aşırı soğuyan organlara da ısı verir. Retia’da oksijen kullanılmaz. Ayrıca vücut sıcaklığının (370C) dışa karşı korunması için vücut türe göre değişen 5-10 cm kalınlığında yalıtım görevi yapan bir yağ tabakasıyla kaplıdır.

retia mirabilia [harika ağ] ® Wonder net.

reticulated leatherjacket [dikenliçütre balığı, dikenli çütre] ® Stephanolepis diaspros.

retina [ağ tabaka] 1- Gözde sinir uçlarının bulunduğu ışığa hassas tabaka. Gözde ışığa duyarlı tabaka, zar.

retina [retina] 2- Gözde ağ tabakanın adı.

retractile [geri çekilebilen] Balıkların değişik ağız yapılarından birini belirtmede de kullanılır. Uzatılmış ağız geri normal konumuna çekilmiştir.

retro- (prefix) [retro-] Geriye, geriye doğru, arkasında. Örnek; retrofarinks (retropharyngeal)-yutak arkasında.

retrospective pattern [geriye dönük yapılandırma] Son yıllara ait model tahminlerinin yine son yıllara ait (yeni) veriler eklendikçe önemli ölçüde ve düzenli (sistematik) bir şekilde değiştiği değerlendirmelerdir. Bu, (geriye dönük) yapılandırma, stok tahminindeki sürekli gizil (potansiyel) hataya işaret etmektedir.  

reverse jewell squid [?] ® Histioteuthis reversa.

reverse osmosis [ters ozmos] Yoğunluk farlılığından yararlanarak basınç altında filtreleme ile çözeltideki istenen maddenin daha düşük yoğunluğa hareketini sağlamak.

reversibility [tersinirlik] Stoğun ya da ekosistemin değişmesine neden olan sömürü boyutunun ortadan kalkmasından sonra sistemin ya da stoğun kendisini eski haline dönüştürmesidir. 

reversing thermometer [ters termometre] Günümüzde kullanılmayan, değişik derinliklerdeki su sıcaklığının ölçülmesinde kullanılan Nansen kabına monte edilmiş olup biri korunmuş diğeri korunmamış termometreden oluşan görece eski (30 yıl öncesi) bir sıcaklık ölçme düzeneği.

Reynold sayısı [Reynold’s number] Kıvamı h, yoğunluğu r olan bir akışkan yarıçapı a olan bir tüpten, n hızıyla akıyorsa bunun Reynold sayısı R=n.ar/h ‘dür. Akışkan hızı sürtünme tabakasında düşük ancak bundan uzaklaştıkça artar. Hızın artması katmanlı (laminar) akmayı bozar ve akıntı karışık düzensiz (turbulent) olur. Reynold sayısı kavram olarak basitçe şöyle açıklanabilir. Reynold sayısı, İç kuvvetler bölü kıvam kuvvetleri (akışkanlık) ile ilişkilidir (R µ İç-kuvvetler/Kıvam). Örneğin okyanus suyunda bir balina ile bir bakteri hareket ediyor olsalar. Balina yüzmeyi bıraktığında ağır gövde suda bir müddet daha ilerler. Buna karşın bakteri yüzme hareketini bıraktığında anında durur. Burada kıvam (akışkanlık) her ikisi için aynı olduğuna göre balinanın Reynold sayısının yüksek, bakterinin Reynold sayısının çok küçük olduğu anlaşılır.  

rheokinesis [rehokinez] Su akıntısına göre hareket.  

rheoreceptor [rehoreseptör] Akıntı algılayıcı. Örnek; balıklarda yanal çizgi. 

rheotaxis [reotaksi] Su akıntısının hayvanlarda yarattığı zorunlu yönelme. Akıntıya göre yönelim. Pozitif rehotaksi başın akıntıya karşı, negatif rehotaksi başın akıntı yönünde olması halidir.

Rhinobatidae (guitarfishes) [Kemane-balığıgiller] Chondrichthyes sınıfı, Elasmo-branchii altsınıfı, Rajiformes takımında yer alan ailedir. Ailedeki cinslerden Aptychotrema (4), Glaucostegus (3), Rhinobatos (36), Tarsistes (1), Trygonorrhina (2), Zapterx (2) türü barındırmaktadır. Kemane-balığıgiller kedibalığı tipli orta boylu (TL = 2 m) bir ailedir. Az sivrilmiş, üçgenimsi yüzle baş ve gövdenin ön kısmı yassıdır. Türlerin çoğunda kuyruk Squaliformes takımı kuyruğunu andırır. Disk uzuncadır. Burun (rostrum) kalın ve geniştir. İki çenede de çok sayıda mozaik (küçük) dişler vardır. Göğüs yüzgeçleri genişçedir.  Gelişmiş iki sırt yüzgeci vardır. Alt lopu olmayan kuyruk  gelişmiş olup gövdeye göre daha uzundur. Gövde ve yüzgeçler küçük pullarla kaplıdır. Sırt düz gri ve esmer olup lekeler koyu, şeritler farklı ve açık renklidir. Karın beyaz ya da sırt gibi renklidir. Ilıman sıcaklıkta, bütün alt-tropikal ve tropikal sularda, ender de olsa acı-su ve tatlı-suya giren, kıyı kuşağındaki çamurlu, kumlu tabanda yaşayan balıklardır. Besinleri küçük balıklar ve taban omurgasızlarıdır. Etenesiz (plasentasız) (ovoviviparous) doğurgandırlar ancak birkaçı yumurtlayıcı olabilir. Rhinobatos cinsi Akdeniz’de iki türle temsil edilmektedir.

Rhinobatos cemiculus (blackchin guitarfish) [iğnelikeler, kemane balığı] Tabansaldır (demersaldır). Acı-suya girer. 9-100 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=2,4 m ve ağırlığı 50 kg olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Kumlu, çamurlu zeminde, bazen kaya kenarında, bazen de kuma yarı gömülmüş halde bulunur. Canlı doğurucudur (ovovivipardır).

Rhinobatos rhinobatos (common guitarfish) [iğnelikeler, uzunkeler balığı, kemane, kemane balığı] Tabansaldır (demersaldır). Acı-suya girer. 100 m derinliğe kadar rastlanır. Boyu TL=100 cm olabilir. Ticari balıkçılığı vardır. Genellikle derisi yüzülmüş halde et balığı adıyla pazarlanmaktadır. Kumlu, çamurlu zeminde, bazen kaya kenarında, bazen de kuma yarı gömülmüş halde bulunur. Yavaş yüzer. Canlı doğurucudur (ovovivipardır).

Rhinoptera marginata (Lusitanian cownose ray) [folya, mandabaş, iğnelikeler balığı, çiçuna, çuçuna] Taban-yüzücüdür (bentopelajiktir). Kanat genişliği 2 m olabilir. Ticari balıkçılığı vardır. Sıkça yüzeyde gezen büyük gruplar oluşturur. İstiridye yataklarını harap eder. Canlı doğurucudur (ovovivipardır). Gebelik 1 yıl kadar sürer.

Rhinopteridae (cownose rays) [İnekburunlu-vatozgiller] Chondrichthyes sınıfı, Elasmobrenchii alt sınıfı, Euselachii süpertakımı, Rajiformes (Özkedibalıksılar) takımının dikenli kuyruğu ağılı, bir ailesidir. Rhinoptera cinsinde 23 türün bulunduğu sanılmaktadır. Akdeniz’de tek bir türü yaşar. Uzundan çok enlidir. Bitişik sıra halinde donatılmış diş plakları vardır. Dişler iri ve yassılmıştır. Kuyruk yüzgeci yoktur. Dikenli kuyruk uzundur. Erkekleri 89 cm genişlik  ve 12 kg ağırlığa, dişileri 71 cm genişlik ve 16 kg ağırlığa ulaşırlar. Canlı doğurucudur (viviparous). Yumuşakçalar ve diğer omurgasızlarla çoğunlukla grup halinde tabanda gezerek beslenirler.

rhiz- (prefix) [riz-] Kök. Örnek; Rizopoda (Rhizopoda) - Kökayaklılar.

rhizobenthos [rizobentos] Kökleri tabanda olup su kolonuna yükselen canlı.  

rhizoid [köksü] Genellikle tallus tabanına yerleşen ve sabitlemeye katılan hücre urları ya da hücre sıralarıdır.

rhizome [köksap, rizom] Fanerogamların 'gerçek' saplarıdır (ve böylece tallofitlerde asla bulunmazlar) genelde sedimanlara yapışık sürünür ve gömülürler; gerçek köklerle karıştırmamak gerekir (çünkü anatomik yapıları farklıdır).

Rhizopoda (amoeboids) [Kökayaklılar] Çoğunluğu yalancı ayak (psödopod) ile hareket eden birgözelilerdir (birhücrelilerdir). Bir kısmı çokgözelidir, diğerleri asalaktır (parazittir). Farklı gruplar olarak tatlı-su ve denizlerde yaşarlar. Ameobozoa-amipler, Foraminifera-foraminiferler, Heliozoa-güneşhayvancıkları ve Radiolaria-ışınlılar takım-larını barındırırlar.

Rhizostoma pulmo (barrel jellyfish, shiff arms jellyfish) [deniz lahanası] Gerçek medüzlerden olup şemsiye şeklinde, sap kısmı dallanmış ve kalınca, mavimsi yeşil renkte jöleli deniz canlısıdır. Çoğu denizde yayılmıştır. Şemsiye 50 cm çapa ulaşabilir. Nematosist taşır.  

rhodamylon [rodofit nişastası, rodamilon] Yedek karbonhidrattır (glükoz tabanlıdır), kırmızı alglerde bulunur; sitoplazmada yerleşmiştir (yani ekstra-plastidial’dir).

Rhodophyceae [kırmızı alg sınıfı].

rhombic scale [rombik pul] Elmas şekilli pul. 

Rhomboganoidea [Eşkenarpullular] Balıkların Teleostomi - Tükelağızlılar alt sınıfına giren bir takımı. Kemik iskeletli olup vücutları eşkenar pullarla örtülüdür. Kuyruk yüzgecinin üst kısmı daha uzundur (heteroserk). Lepisosteidae - Kemikli-turna-balığıgiller ailesi vardır.

rhomboid [rombiod] Elmas şeklinde. 

rhomboid scale [romboid pul] Üst üste binmeyen ya da kısmen binen paralelkenar biçimli, parlak pul.

rib [ıskarmoz] 1- Gemilerin kaburgasını oluşturan eğri ağaç ya da metal yapı.

rib [kaburga] 2- Tekne gövdesini oluşturan postaların (ıskarmozların) hepsi.

ribbon fish [kâğıt balığı] ® Trachipterus trachypterus.

ribboned moon-shell [?] ® Naticarius vittatus.

ribbonfishes [Kağıtbalığıgiller] ® Trachipteridae.

ribonucleic acid [ribonükleik asit] Uzun bir polimer olup daha çok sitoplazmada bulunur. DNA’dan kalıtsal bilgilerin sitoplazmaya aktarılması ile protein sentezinin gerçekleşmesinde önemli rol oynar.

Richard’s gibbula [?] ® Gibbula richardi.

richness [zenginlik] Bir alandaki toplam tür sayısı. Tür sayısı bölü toplam birey sayısı şeklinde verilebilir. 

ridge (sill) [yükselti] 1- Basenleri (çukurlukları) birbirinden ayıran tepe(ler).

ridge [sırt] 2- İki ırmak sistemini ayıran hat, yükselti, tepe sırt vb.

right [hak] Belirlenmiş miktarda balığı avlama hakkı. Toplam izin verilebilir avın (TAC) bir kısmının ya da parçasının tekne ya da sair araçları kullanarak balıkçılığı düzenleyici organın koyduğu koşul ve plana uygun olarak avlama hakkı.

right hand propeller [sağa devirli pervane] Kıçtan başa doğru bakıldığında sancağa (sağa) doğru dönen pervane. Tek pervaneli teknelerde pervane hep sancağa (sağa), çift pervanelilerde ise sancaktaki yine sancağa (sağa), iskeledeki iskele yönüne (sola) döner.

right whales (bowhead whales) [Gerçekbalinagiller] ® Balaenidae.

righteye flounders [Yanyüzergiller] Yassı balıklar ailesi. ® Pleuronectidae (Yanyüzergiller).

ring [halka] Balığın sert aksamlarında yer alan ve yaş tayinlerinde kullanılan büyüme kuşağı. Bunlara bant, marka ve kuşak da denmektedir.

ring suckers [vantuz halkası] Sübye ve kalamarda vantuzu saran (çevreleyen) nasırlı halka olup ince ve/ya da uzun sivri (tırtıklı) dişler taşır.

ring trawl [halka trolü] Görece büyük gözlü olup balık yumurta ve larvalarının örneklenmesinde kullanılan plankton ağı. 

rip current [sualtı akıntısı] Dalgaların getirdiği ya da net taşınmayla gelen aşırı suyu açığa taşıyan eni dar şiddetli akıntı. Akıntı kanal, dalgakıran, düzenli ve düzensiz sahil kesimlerinde görülebilir.

riparian [kenar] Irmak kenarıyla ya da kenar yamacıyla ilgili.

riparian rights [kenar hakları] Su yatağına sınırı olan kara parçasına sahip olan kişiye ait haklar. 

ripe egg [olgun yumurta] Gelişmesini tamamlamış ve döllenmeye hazır yumurta. 

ripe fish [olgun balık] Yumurtlamaya hazır balık bireyi. 

ripening [olgunlaşma (matürasyon)] Bir balığın olgun olma süreci. 

rise [çıkma (yükselme)] Beslenmek için balığın su yüzeyine çıkması, yükselme eylemi.

rise [çıkma].

river basin [ırmak (nehir) havzası] 1- Bir ırmağın kolları dahil su toplama bölgesinin tümü.

river basin [ırmak (nehir) havzası] 2- Irmağın örneğin bir bent ya da doğal yapıyla (şelale) ayrılmış kısmı. 

river deep spot [su-basar (longoz)]  Denize akan derelerin taşıdığı kumların birikerek dere ağzını kapatması sonucu biriken su alanında oluşan özel ekosistemdir. Avrupa’nın en büyük alanını kaplayan su-basarı (longozu) Kırklareli ilindeki İğneada su-basarıdır. Bir diğer, tek parça Acarlar su-basarı Sakarya İli Karasu İlçesindedir. Üçüncü önemli su-basar Sinop Sarıkum’da bulunmaktadır.

river mouth [ırmak (nehir) ağzı (mansap)] Bir ırmağın deniz ya da göle döküldüğü, onunla birleştiği yer. Irmağın denize döküldüğü yer. 

riverine [ırmakçıl (nehircil)] Irmakla ya da içinde yaşayanlarla ilgili. 

RNA (abbrev) [RNA] ® Ribonucleic acid.

robust bobtail [?] ® Sepiola robusta.

rock goby [hortumkaya balığı, hortumkayası balığı, hortum kayası, kayabalığı] ® Gobius paganellus.

rock lobster (spiny lobster, languste) [böcek] ® Palinurus.

rock lobsters [Dikenli-ıstakozgiller] ® Palinuridae.

rock shells [?] ® Muricidae.

rock snails [?] ® Muricidae.

rock violet [?] ® Microcosmus polymorphus.

rockhopper disc [kaya atlatan disk] Otomobillerin eski lastiklerinden kesilen ve kaba zeminde dip trolü çekimlerini mümkün kılmak için özellikle kurşun yakaya bağlanan ortası delik tekerlekler.

rock-hopper trawl [kaya atlayan trol] Kurşun yakası ile ağın kabaca bel (orta) kısmında döner lastik disklerin bulunduğu ve tabanda sürüklenirken kaba malzemeyle karşılaştığında üzerinden zıplayarak geçebilen dip sürütme ağı.

rockpool prawn [teke] ® Palaemon elegans.

roe [yumurta] Yumurtalıktaki (ovaryumdaki) yumurta. Sert olanı dişiye yumuşak olan (soft roe) erkeğe ait anlatımdır.

rolling (lurch) [yalpa] Teknenin dalgaları yandan alması nedeniyle sallanması, teknenin iskele sancak, sancak iskele şeklinde sallanması.

Roman numerals [Romen rakamları] Sert ve yumuşak ışınların belirtilmesi ile bazı eski yayınların cilt, sayı ya da yılını belirtmede kullanılmış ve kullanılmaktadır. 

I           = 1

II          = 2

III        = 3

IV         = 4

V          = 5

VI         = 6

VII        = 7

VIII      = 8

IX         = 9

X          =10

XV        = 15

XX        = 20

XXV      = 25

XXX      = 30

XXXV    = 35

XL         = 40

XXXXV   = 45

L          = 50

LX         = 60

LXX       = 70

LXXX    = 80

XC        = 90

C          = 100

D          = 500

M          = 1000

Rondelet’s  bobtail [?] ® Sepiola rondeleti.

Rondeletiola minor (lentil bobtail) [?] 100 - 600 m derinliklerde bentiktir. Enderdir. Boyu en çok 2 cm (manto boyu) olabilir. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunur.

rope coil (coil, fake) [roda] Açılmamış halde silindir şeklinde sarılı halat.

rope trawl (spaghetti trawl) [halat trol] Özellikle orta su trol ağlarının suya karşı direncini azaltmak için ağın geniş ağız kısmının birbirine koşut (paralel) gibi uzanan halatlardan oluşturulmuş olduğu trol ağı.

rosary ponds [tespih havuzlar] Suyun bir havuzdan çıkıp diğerine aktığı balık havuzları. 

Rossby dalgaları [Rossby waves] Belirgin bir enlemsel genişlikte olup çok uzun boylu dalgalar.   

Rossia macrosoma (stout bobtail) [?] Gövde kaslıdır. Dokunaçlar gelişmiş olup çomakları küçük vantuzludur. Rengi yeşilimsi yansımalarla sarımsı kahve renginden kırmızı kahve renginedir. Boyu en çok 8,5 cm (manto boyu); olup geneli 3 ile 6 cm kadardır. 100 ile 500 m derinliklerde yaşar. Türkiye'nin güney Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.

rostral [burun önü] 1- ® Prenasal.

rostral [burunsal] 2- Burunla ilişkili. 

Rostroraja alba (bottlenosed skate) [akvatoz, vatoz] Tabansal (demersal) olup 30-600 m derinliklerde yayılır. Boyu TL=2,3 m olabilir. Sahanlık ve sahanlık yamacında kumlu ve kayalık zeminde bulunur. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Kapsüllü yumurtaları kumlu zemine bırakır.

rostrum [gagaburun] Uzun ya da ileri çıkmış burun, gaga. 

rotational fishery [dönel balıkçılık] Birbirini izleyen (balıkçılığa) açık ve kapalı alanlarda balıkçılık. Aşırı avcılığın yapıldığı alanın izleyen av sezonunda balıkçılığa kapatılması.

Rotatoria (rotifers) [rotatorlar] Suda yaşayan omurgasız küçük hayvanlar olup kamçılarıyla dönerek hareket ederler. Birkaçı deniz, acı-su ve çoğunluğu tatlı-suda yaşar. Erkeği cücedir. Bazılarında ise erkek bulunmaz ve çoğalma partenogenez ile olur. Partenogenez çoğalmada yumurtaların bir kısmından dişi birey oluşurken diğerleri yozlaşmış kendisini besleyemeyen yalnız atmık üreten erkeği oluşturur. Döllenmiş yumurtadan oluşan zigot kurumuş havuzlarda kalabilir. Altmış yıl kadar sürebilecek kuraklık dönemlerini kist oluşturarak aşarlar. Bu süre sonunda yeniden canlı oluşturabilirler. Biçimleri farklıdır. Kutu ya da solucan şeklinde olabilirler. Bir kısmı yer değiştirmez ve tüp içerisinde yaşar. Üç sınıfta kabaca 2,000 tür bulunmaktadır.

rotifers [rotatorlar] ® Rotatoria.

rough coral moss [?] ® Corallina elongata.

rough limpet [?] ® Patella ulyssiponensis.

rough pen shell [?] ® Pinna rudis.

rough pitar venus [?] ® Pitar rudis.

rough ray [vatoz, vatoz balığı] ® Raja radula.

rough sea [kaba dalga] Dalga yüksekliği 1,5-3 metrelerde olup gemiyi etkileyen dalga.

rough turbo [?] ® Astraea rugosa.

roughage [posa] Akvakültürde kullanılan yemin yüksek oranda sindirilemeyen selüloz gibi malzeme ihtiva etmesi. 

roughies (slimeheads, redfish) [Kemikbaşlıgiller] ® Trachichthyidae.

roughsnout grenadier [uzunburunlu farebalığı] ® Trachyrincus scabrus.

roughtail stingray [iğnelivatoz, deniz kedisi, rina balığı] ® Dasyatis centroura.

roughtip grenadier [fare balığı] ® Nezumia sclerorhynchus.

round fender [balon-usturmaça] Farklı malzemeden üretilmiş balon biçimli usturmaça.

round goby [kumkaya balığı, kum balığı, kumkayası balığı, benekli kaya balığı, kayabalığı] ® Neogobius melanostomus.

round herring [kalem sardalya, Akdeniz hamsisi] ® Etrumeus teres.

round sardinella [sardalya, kulaklısardalya, sardalya, büyük sardalya] ® Sardinella aurita.

round stingray [tırpana balığı, yuvarlak rina] ® Taeniura grabata.

round turn [volta] Halatın sabitlemesi için bir yere sarılması.

route [rota] Geminin gittiği yöndeki hat.

ROV (abbrev) [uzaktan kumandalı araç] ® Remotely Operated Vehicle.

rowlock [iskarmoz] Küreklerin çekilebilmesi için küreklerin bağlanması ve oturmasında kullanılan ay şeklindeki sabitleyiciler.

Royal cucumber [?] ® Stichopus regalis.

royal flagfin [derinsu zurna balığı, derin-su zurna balığı] ® Aulopus filamentosus.

r-selection [r-seçim] 1- Bir yaşama yönetimi türü olup, erken olgunlaşma, hızlı ve ani büyüme, genç yaşta çok sayıda yeni kuşak üretme, küçük boyluluk, yüksek ölüm oranı ve kısa ömür şeklinde belirlenmiştir. Bu strateji önceden kestirilemeyen çevresel değişikliğe uyumdur. İstilacı olanlar genellikle r-seçicilik benzeri yayılım gösterirler. Popülasyonun sayısal büyümesi bir parabole benzer. Az sayıdan çok sayıda yeni kuşak üretip denge noktasında salınarak durumlarını koruyabilir ya da yine hızla azalabilirler. ® k-Selection.

r-selection [r-seçim] 2- Bazı balıklarda görülen yaşama şeklidir. Avustralya’daki Büyük Bariyer Resifi’nde yaşayan cüce kayabalığı (Eviota sigillata) 59 günlük yaşam süresi ile omurgalılar içerisinde bilinen en kısa ömürlü balıktır. Bir olasılıkla yırtıcı baskısına bir tepkidir. ® k-Selection.

rubberlip grunt [?] ® Plectorhinchus mediterraneus.

rubble crabs [?] ® Xanthidae.

rudder [dümen] Gemi ya da tekneye yön vermek için kullanılan düzenek. Geminin kıça takılı yön değiştirici aracı.

rudder tiller (tiler) [yeke] Dümen başına takılan ve dümeni elle kullanmaya yarayan kol. ® Rudder (Dümen).

Rudicardium tuberculatum (tuberculate cockle) [?] ® Acanthocardia tuberculata.

rudimentary [kalıntı] Küçük, gelişmemiş, çok az gelişmiş ya da gelişmesi kusurlu (özürlü) olan. 

rudimentary ray [kalıntı ışın] Gelişmemiş, çoğunlukla çok küçük olup sayılmayan basit yüzgeç ışını.

Ruditapes decussatus (grooved carpet shell) [?] Sin. Amygdale decussata; Tapes decussatus; Venerupis decussata.  Kabuk ovalden dörtgensiye çalar, katıdır, dışı ışınsal yontulu, eş merkezli olukludur. Eklem 3 asıl dişlidir. İç kenarlar pürüzsüzdür. Rengi dışta beyazdan esmere çalar, içi sarımsı beyazdır. Boyu en çok 8 cm olabilir. Sıklıkla 4 - 5 cm boylarda rastlanır. Kumlu çakıllı tabanı seçer, lagünlere girer. Kirlilik çalışmalarında gösterge türdür. Cinsiyetler ayrıdır. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.

Rufus snake eel [yılankurdu balığı, dikenli yılanbalığı] ® Ophichthus rufus.

ruhsat [permit (license)] Sahibine, konulmuş mevcut koşullar çerçevesinde, balıkçılık yapma izni belgesidir.

Runaground (ashore stem on) [baştankara] Deniz aracının sahile baş tarafından oturması, oturtulması. 

runoff [akarsu] Yağmur suyunun toprak tarafından emilmeyen kısmı olup serbest akan su.

Russian sturgeon [Rus mersini, Rusmersin, karaca balığı, mersin balığı, Rus mersini] ® Acipenser gueldenstaedtii.

rust disease [pas hastalığı] Deriye paslanmış görünümü veren bulaşıcı balık hastalığı.

rustic limpet [?] ® Patella rustica.

rusty blenny [horozbina] ® Parablennius sanguinolentus.

Ruvettus pretiosus (oilfish) [Kuveyt balığı, kalas balığı] Taban-yüzücü (bentopelajik), okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 100-800 m derinliklerde rastlanır. Boyu 2 metre ve ağırlığı 64 kg kadar olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Tabana yakın kesimde genellikle tek ya da çiftler halinde gezerler. Açık denize göç eder. Eti çok yağlıdır. Çok yendiğinde ishal yapar. Ağılanma (zehirlenme) görülebilir.

Rüppell's scaldback [küçük pisi] ® Arnoglossus rueppelii.

RV (R/V) (abbrev) [Research Vessel] ® Araştırma gemisi.

Rytiphlaea tinctoria (makeup weed) [?] Kırmızı algdir. Tallusu çok koyu kırmızı ve çok dallıdır. Tek eksenlidir. Büyüme uçtadır. Eş-yapılı trigenetik döngüyle ürer. Boyu 5 - 10 cm'dir. Elle toplanır. Boya olarak kullanılır. Türkiye'nin Ege kıyılarında bulunur.