R [updated last March
21, 2016]
rabbit fish [deniz kedisi, sıçan
balığı, tavşan balığı, fare balığı] ® Chimaera monstrosa.
Rabbitfishes (spinefoots) [Sokar-balığıgiller (Çarpan-balığıgiller)] ® Siganidae.
race [ırk] 1- Bir popülasyonun coğrafi grubu. Diğerlerinden ayrılan
stok. Önceleri alt tür ile eşanlamlı kullanılmıştır. Günümüzde alt türün
altındaki birimler, taksonomik isim verilmeden kullanılmaktadır. ® Natio.
race [ırk] 2- Aynı türden olup çiftleşebilen ve üreme kabiliyeti olan
yeni kuşak verebilen hayvanlar topluluğu için bazen popülasyon ya da stok
karşılığı olarak kullanılmaktadır. Aynı ve tek türün temelde farklı olmayan
ancak görünüş itibariyle farklı bireylerini belirtmek için de kullanılmaktadır.
racer
goby [sarıkaya balığı, kayabalığı] ® Neogobius gymnotrachelus.
race-to-fish [avlama yarışı] Balıkçılık sezonu kapanmadan bireysel teknelerin toplam izin verilebilir av
miktarına (TAC) ulaşmak için mümkün olan en fazla avı elde etmek için
çalışmaları.
raceway [ark] Dikdörtgen şeklinde
RADAR (abbrev) [RAdio Detection And Ranging] Radyo sinyallerinin yansımasına dayanan prensiple çalışan ve seyir halinde
etrafta bulunan nesnelerin uzaklığı ve hareket yönü hakkında, görüş mesafesinin
çok az olduğu koşullarda da bilgi veren alet.
radial [radyal] Işınsal. Merkezden ya da eksenden dışa doğru kaçan.
radial formula [radyal formül] Yüzgeç ışınlarının sayısı(nı veren formül).
radial symmetry [ışınsal
bakışım (radyal simetri)] Derisidikenlilerde (Echinodermata) olduğu gibi canlının
çeşitli bölgelerinin ortadaki dikey bir eksen etrafında benzer biçimde
yerleşmiş olmasıdır.
radiated (radiatus) [ışınlı] Işınlı, ışınlara sahip. Örnek; balık yüzgeci ışını.
radiation [radyasyon] Elektromanyetik
dalgalar ile enerjinin taşınması, yayılmasıdır. Örnek; Güneş ışınları.
radiatus [ışınlı] ® Radiated.
radio officer [telsiz zabiti] İletişimden sorumlu gemi adamı.
radiograph [röntgen filmi] Balığın iç yapısını görmede kullanılan x-ışını filmi.
radiola
[radiola] Deniz kestanelerinin dikenleri.
Radiolaria (radiolarians) [ışınlılar] Sarcodina kabilesinden olup Polycystinea, Acantharea, Sticholonchea
sınıflarını kapsayan amipsi birgözeli (birhücreli) canlılardır. Karmaşık,
girintili çıkıntılı silisyumlu ya da stronsiyum-sülfatlı iskelet oluştururlar.
Merkezi bir kapsül canlıyı iç (endoplasma) ve dış kısma (ektoplasma) ayırır.
Okyanuslarda planktonda bulunurlar. Birçok iğnemsi yalancı ayak (psödopod)
bulunur. Göze içi boşluğu ya da yağ damlacığı ile suda askıda kalmalarını
ayarlarlar.
Radiolaria [radiolarian(s)] ® Işınlılar.
radula [dişli dil, radula] Yumuşakçalardan midyeler hariç
diğerlerinde üzerinde kitin dişçikler bulunan, ağızda yer alan ve besin
maddelerini zımparamsı yapısıyla tırtıklamada kullanılan şerit benzeri organ.
Radulanın (dişli dilin) kendisi enine sıralı şeritlerle desteklenmiş, az ya da
çok sert 'dişlidir'. Dişli dil çok karmaşık ve hacimli kas setiyle birlikte
olup etkilemesi basitçe mutfak rendesi gibi olabilir ancak evrim kabukları
delici ya da zerk edilebilen ağu araçlarına da yönelmiştir.
Rafinesque [Rafinesque] Constantin Samuel
Rafinesque-Schmaltz (1783-1840). Fransız ve Alman ana-babadan
Galata-İstanbul’da doğmuştur. Gençliğini Marsilya’da (Fransa) geçirmiştir.
Birçokları ona dahi derken diğerleri deli seviyesine kadar gitmektedirler.
Zooloji, botanik, yumuşakçalar, meteoroloji, evrim, çevirmenlik, jeoloji,
dilbilimi ve yazarlık gibi alanlarda başarılı bir kişiliktir. Amerika’ya
göçmüş, sonra Sicilya’da yaşamış ve yeniden Amerika’ya giderken bütün kitaplığı
ve koleksiyonunu batan gemiyle birlikte kaybetmiştir. 250 yeni bitki ve hayvan
türünü isimlendirmiştir. Transylvania Üniversitesine Prof. olarak atanmışsa da
sonra kovulmuştur.
raft culture [sal kültürü] Sallara bağlanmış
halatların suya file bağlanarak ya da halat olarak bırakılması şeklinde yapılan
midye (besiciliği) yetiştiriciliği.
raft fishing [sal balıkçılığı] Açık suda orkinosların birikmesi için oluşturulan
gölgelik (sal) kullanılarak avlanması.
rain [yağmur] Yere inen 0,5 mm’den
daha büyük su damlalarının yağışı.
rainbow sardine [?] ® Dussumieria acuta.
raising [artırma] 1- Örnekteki ya da alt-örnekteki sayıdan hareketle toplam
miktarın hesaplanmasıdır. Karaya çıkarılan balıklardan alınan örnek miktarının
artırma faktörü ile çarpılmasıyla karaya çıkarılan toplam balık sayısının ve ya
da yaş dağılımlarının ya da ağırlıklarının bulunmasıdır.
raising [semirtme] 2- Yapay yolla balığın
büyümesini sağlamak.
Raja asterias (starry ray) [yıldızlı vatoz, iğnelivatoz,
vatoz] Tabansaldır (demersaldır).
Raja brachyura (blonde ray) [kütkuyrukvatoz
balığı] Tabansal (demersal) olup 10-
Raja clavata (thornback ray) [vatoz,
deniztilkisi, vatoz balığı, dikenli vatoz] Tabansaldır (demersaldır). 20-
Raja miraletus (brown ray) [aynalıvatoz] Tabansaldır (demersaldır). Acı-suya girer. 17-
Raja montagui (spotted ray) [vatoz] Tabansal (demersal) olup 20-
Raja polystigma (speckled ray) [vatoz] Tabansal (demersal) olup 100-
Raja radula (rough ray) [vatoz, vatoz balığı] Tabansaldır
(demersaldır).
Raja undulata (undulate ray) [boyalı vatoz, vatoz balığı, vatoz] Tabansaldır (demersaldır). 50-
Rajidae (rays, skates) [Tırpanagiller, vatozlar] Chondrichthyes sınıfı, Elasmobranchii altsınıfı,
Batoidea üsttakımı, Rajiformes takımının bir ailesidir. 27 cinste 200’den çok
türü barındırır. Boyları ortadan büyüğe kadar değişir (30-
rake (harrow) [tırmık] Bir teknenin arkasından çekilen uzunluğu
ranch [çiftlik] ® Farm.
ranching [çiftlikçilik] Balıkların ticari amaçla semirticiliğinin yapılması.
random locomotion [rastgele hareketler] Bunlar düzenli yığılmalara neden olabilir. Bir noktada serbest bırakılan
balıklar her hangi bir yönde dağılabilirler ancak her hangi bir tercihleri
(örneğin sıcaklık, tuzluluk, ışık vs gibi) varsa bu onların belirli kesimlerde
yığılmalarına neden olabilir. ® Fish movement.
Ranella gigantes (oil-vesseltriton) [?] ® Argobuccinum olearium.
range [aralık] 1- En düşük sayısal değer ile en yüksek değer arasındaki farkı belirten
değişkenlik ölçüsü. Örnek; günlük, aylık, yıllık vb su sıcaklığı aralığı;
balıkların dağılım alanı sınırları ya da yumurtlama sıcaklığı aralığı gibi.
range [erim] 2- Bir tür ya da diğer grupların yayıldığı coğrafi bölge.
Erim alanı sürekli olabileceği gibi kesintili de olabilir.
Ranzania laevis (slender sunfish) [uzunpervane balığı, büyük
pervane balığı] Yüzücüdür (pelajiktir). Boyu
rapa whelk (Asian rapa whelk,
veined rapa whelk) [rapana] ® Rapana venosa.
Rapana
thomasiana (Thomas’ rapa whelk, Asian rapa whelk, whelk, veined rapa
whelk) [rapana] ® Rapana venosa.
Rapana venosa (Thomas’ rapa whelk, Asian rapa whelk, whelk, veined rapa
whelk) [rapana] Sin. Rapana thomasiana. Yırtıcı karındanbacaklı yumuşakça olup Türkiye sularına taşınma yoluyla
bulaşmıştır. Ticari avcılığı önemlidir. Türkiye’den Japonya’ya ihraç
edilmektedir. Kendisini gömebileceği kumlu tabanı tercih eder. Geniş sıcaklık
ve tuzluluk aralığına dayanıklıdır. İstilacıdır ve girdiği yerdeki yerel
faunayı etkiler (bozar). Yüksek doğurganlığı, ve hızlı büyümesi kısa sürede
baskın olmasını sağlar. Kurtçukları (larvaları) 14-80 gün planktonda kalabilir
ki bu da akıntılarla dikkate değer mesafelere taşınmasını sağlar. Vücudunda
nikel (Ni) ve kadmiyum (Cd) biriktirir ve bu metallerin birikmesinin
izlenmesinde önemlidir. Uzak doğuda boyu 180 mm’ye kadar ulaşabilirken
Karadeniz’de
rare [ender] Dağılma alanında az, ya da azalan sayısı nedeniyle yerli bir tür ya da
fauna ve floranın risk altında olması. Bu durumdaki tür ya da birim tehdit ve
tehlike altında sayılmaz fakat dikkatli izlenmeyi gerektirir.
rasp short razor [?] ® Solecurtus strigilatus.
rassenkreis [ırkçemberi] Birçok coğrafik alttürden oluşan tür.
Rastrelliger kanagurta (Indian
mackerel) [Hint-uskumrusu] Okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 20-90 metrelerde
rastlanır. Boyu TL=45 cm civarında olabilir. Ticari balıkçılığı önemlidir.
Akdeniz’e Kızıldeniz’den göç etmiştir. Kıyısaldır, liman, koy ve deniz
kulaklarına girer. Planktonca zengin bulanık suyu sever. Sürü oluşturur.
ratan
goby [kayabalığı] ® Neogobius ratan ratan.
rate of fishing [balıkçılık oranı] ® Fishing mortality.
rate of natural increase [doğal artış oranı] Anlık artık üretim oranı olup hepsi ağırlık cinsinden ve anlık olmak üzere
(büyüme oranı + içgöç oranı – doğal ölüm oranı)’na eşittir. Dengelenmiş ya da
denge durumundaki balıkçılıkta bu artışlar balıkçılıkla eksilenleri
tamamlamakta olup anlık artık üretim sayısal olarak balıkçılık oranına eşittir.
rate of utilisation [sömürme oranı
(yararlanma oranı)].
ration [rasyon] Akvakültür işletmesinde verilen günlük yem miktarıdır.
rational fishery [akılcı balıkçılık] En etkili şekilde en yüksek kaliteli balık avı yani
hasadı elde edecek şekilde düzenlenmiş balıkçılıktır.
rattails (grenadiers, whiptails) [Uzunkuyruklubalıkgiller (Fare-kuyruklugiller)] ® Macrouridae.
raw data [ham veri] Çözümlenmemiş veri, bilgi.
ray [ışın] Işın (sert olanları hariç) esnektir. İnce çubuk şeklinde, boğumlu ve
çoğunlukla çatallı, yanlarda çift yüzgeçleri oluşturur. Yüzgeçlerdeki sert ışın
sayıları Romen rakamıyla yumuşak ışınlar ise Arapça (normal) rakamlarla
verilir.
ray finned fishes (actinoptergians) [Işınlı-yüzgeçliler] ® Actinopterygii.
ray length [ışın boyu] Yüzgeç ucundan yüzgeç kaidesine olan en büyük mesafe.
rayed mediterranean limpet [?] ® Patella caerulea.
rayed pearl oyster [?] ® Pinctada radiata.
rayed trough-shell [?] ® Mactra corallina.
Raymond Hovasse [Raymond Hovasse] ® Hovasse.
rays (sharks) [Keskisolungaçlılar] ®
Elasmobranchii.
rays, skates [Özkedibalığıgiller,
Tırpanagiller, vatozlar] ®
Tırpanagiller. ® Rajidae.
razor clam [ustura midyesi] ® Solen marginatus.
razor clams [Usturamidyesigiller,
ustura midyeleri] ® Solenidae.
razor
shell [ustura istiridye, ustura midyesi] ® Ensis ensis.
razor shell (jackknive) [deniz çakısı] 1- Kın yapılı (uzunca yassı)
midyelerin genel adı. Örnek; Ensis ensis ve
Solen marginatus (razor clam).
razor shells (jackknives)
[deniz çakıları] 2- Orta boylu, yenilebilir,
tuzlu-suda yaşayan çift kabuklu (çenetli), Pharidae ailesinden yumuşakça cinsi.
Günümüzde, olta balıkçılığında yem olarak kullanılmak üzere kültürü
yapılmaktadır.
razorfishes (shrimpfishes,
snipefishes, trumpet fishes) [Çullukbalığıgiller]® Centriscidae.
re- (prefix) [re-] Tekrar. Örnek;
rejenerasyon (regeneration)-yeniden oluşturma.
read [okuma] Pul otolit ve diğer aksamlardaki halkaları yaş tayini ve büyüme yönünden
yorumlama.
ready [alesta] Denizcilikte izleyecek emre hazır ol komutu.
real catch (gross catch) [gerçek av] Su kütlesinden alınan balıkların ağırlığı.
rear [yetiştirmek] Yapay ya da doğal çevrede beslemek ve bakmak.
rearing habitat [yetiştirme alanı] Kurtçuk (larva) ve genç balıkların besin ve korunak
buldukları yer.
rearing pond [büyüme havuzu] 1- ® Growing pond.
rearing pond [yetiştirme havuzu] 2- Doğaya
bırakılmadan önce yapay oluşturulmuş su kütlesinde genç balıkların
semirtilmesi.
rearing pond [yetiştirme havuzu] 3- Balığın
büyütüldüğü her türlü havuz.
rearing station [yetiştirme istasyonu] Kuluçka ve semirtme kuruluşu.
receiving
environment [alıcı
ortam] Kirleticilerin
ulaştığı (genellikle) son ortam-çevre, örneğin göller ve denizler.
recent [holosen] 1- ® Holocene.
recent [yeni] 2- Yaşamakta olan, günümüzde var olan.
receptacle [hazne] Bitki organlarını taşıyan haznedir. Tallus’un (yaprağın) değişen ve
kabarıklaşan kısmı, çoğunlukla şişkindir, bazı Chromophyta’da çoğalma
hücrelerini (spor vb) taşır.
recovery rope (lazyline, poke line) [kurtarma halatı] ® Lazy deckie
(Haydos).
recreational fishery [boş zamanı değerlendirme balıkçılığı] Kişisel kullanım, eğlenme, spor vb amaçla yapılan, ticari
amacı olmayan balıkçılık ya da hasat.
recruit stock [içgöç (stoğa
katılanlar) stoğu] Avlanan stoğa her yıl katılan yeni kuşak stoğu.
recruit(s) [içgöçer(ler)
(stoğa katılan(lar)] Küçük bireylerin
zamanla büyüyerek, bunların %50’sinin belirli bir aşamaya (yumurtlama
aşamasına), avlanacak boy ya da yaşa ulaşmış ve yumurtlama ve avlanma
alanlarına göçmüş, yerleşmiş (yeni kuşağa ait) balıklar için kullanılan
terimdir.
recruitment [içgöç (stoğa
katılma)] 1- Genç balıkların beslenme alanlarından erin balıkların
bulunduğu alana göçerek kademeli katılması ya da büyüme yoluyla ağ ile
avlanılır boy ya da yaşa ulaşmasıdır. Genç balıkların %50’sinin erin stoğun
bulunduğu alana yaş ya da boya ulaşması halini tanımlar ve bu aşamadaki
balıkların yaş ya da boyuna da stoğa katılma (içgöç) yaşı ya da boyu denir.
recruitment [içgöç] 2- Bir alanın bir tür ya da faunaca yeniden
yurtlandırılması.
recruitment curve [iç-göç (stoğa
katılma) eğrisi] ®
Reproduction curve (Üreme eğrisi).
recruitment level [iç-göç (stoğa
katılma) düzeyi] Tanımlanmış bir yıllıktan hayatta kalarak eşeysel (cinsi) olgunluğa ulaşan,
üremeye katılanların nihai sayısıdır.
recruitment overfishing [iç-göç (stoğa
katılma) aşırı avcılığı] Üstüne çıkıldığında içgöç miktarını belirgin oranda
azaltan avcılık payıdır. Bunun göstergeleri şunlardır: Çok azalmış ana-baba
stoğu. Avda yaşlı balık oranlarının giderek azalması. İçgöçün yıldan yıla
zayıflaması. Bu durumun uzunca bir süre devam etmesi, çevresel koşullardaki
olumsuzlukla birlikte stoğun çökmesine yol açar. Çöken stoğun kendisini
toparlaması türden türe ve değişen koşullara bağlı olarak 25-30 yıl ya da daha
fazla sürebilir. Az yavru veren türler (örneğin köpek balıkları) içgöç aşırı
avcılığına çok hassastır. Çok yavru veren (çok yumurta üreten) morina, lahoz
gibi balıklarda koşullar uygun ise az sayıda ana-baba stoğu iyi bir içgöç
kuşağı verebilir.
recruitment overfishing [iç-göç
aşırı avcılığı] Stoğa katılma aşırı
avcılığı.
rectal gland (glandula rectalis) [dışkılık bezi
(makat bezi, anüs bezi)] Keskisolungaçlılarda
(Elasmobranchii) sindirim sisteminin son bulduğu kısımda bulunan salgı bezi. Bu
bezin önceleri sindirim ve boşaltımla ilgili olduğu düşünülmüşse de bugün bezin
yüksek yoğunlukta fazla NaCl’in atılmasında kullanıldığı düşünülmektedir. ® Glandula rectalis.
red bandfish [kurdelebalığı,
flandra balığı] ® Cepola macrophthalma.
red caviar [kırmızı havyar] Som balığı havyarı.
red coral [kırmızı mercan] ® Corallium rubrum.
red
cornetfish [kornet
balığı] ® Fistularia commersonii.
Red Data Book [IUCN Kırmızı Kitap] Bir ülkede soyu sönmüş, tehdit ve tehlike altındaki
türler listesine verilen ad.
red forkweed [?] ® Furcellaria lumbricalis.
red harpon [?] ® Asparagopsis armata.
red list [kırmızı
liste] IUCN, International Union for Conservation of Nature –
Uluslar arası Doğayı Koruma Birliğinin oluşturduğu soyu tehdit ya da tehlike
altındaki yabani türlerin listesi. Bu listeye ayrıca Red Data Book - kırmızı
veri kitabı da denmektedir. Bu liste tehdit ve tehlike derecesini 0 (tehlike ve
tehdit altında değil) ile 5 (soyu tükenmiş) arasında vermektedir.
red
mullet [keserbaş barbunya, barbunya, barbun,
barbunya balığı] ® Mullus
barbatus barbatus.
red mullets (goatfishes) [Barbunyagiller] ® Mullidae.
red pest [kırmızı veba (taun)] ® Coldwater Vibrio (Soğuk su vibriosu).
red sanapping shrimp [?] ® Alpheus glaber.
Red Sea [Kızıl Deniz] Afrika ve Asya kıtalarını ayıran ve bir yandan Hint Okyanusu’na, diğer
yandan Süveyş kanalı ile Akdeniz’e bağlı bir denizdir. Kıyılarında 10 ülke yer
almaktadır. Yüzey alanı kabaca 450,000 km2 olup uzunlamasına 1,900
km, en geniş yeri 300 km’dir. En derin yeri 2,500 m ise de ortalama derinliği
Red Sea
houndfish [zargana balığı] ® Tylosurus choram.
Red Sea mantis shrimp [?] ® Oratosquilla massavensis.
Red sea
tonguesole [sivrikuyruk dil] ® Cynoglossus sinusarabici.
red
seabroom [?] ® Digenea simplex.
red tide [kızıl gelgit (kırmızı
gelgit)] Bazı fitoplankton
türlerinin (Dinoflagellata) aşırı artması sonucu deniz suyu yüzeyinin
kırmızımsı, pembemsi, sarı, yeşil, mavi, esmer renge dönmesine denmektedir.
Türkiye sularında kızıl gelgit ilk kez 1950’li yılların ortalarında İzmir
Körfezi’nde görülmüştür.
redbanded
seabream [çizgili mercan] ® Pagrus auriga.
red-brown gibbula [?] ® Gibbula ardens.
redcoat [Hindistan balığı, naylon
balığı, asker balığı, sincap balığı] ® Sargocentron rubrum.
redd [çukurcuk] Alabalıkgil balıkların nehirlerin üst kesimlerinde çakılda yumurtlamak
için açtıkları yumurtlama ve dölleme çukuru (yuvası). Çukura bırakılan
yumurtalara oksijen akıntılarla ulaşır.
redd count [çukurcuk sayımı] Şekil, büyüklük ve rengin kullanılmasıyla tanımlanan
çukurcukların sayısından yıllar arasındaki yumurtlama büyüklüğünün
karşılaştırılması için yapılan çalışma.
redfish (roughies slimeheads) [Kemikbaşlıgiller] ® Trachichthyidae.
red-mouth purpura [?] ® Thais haemastoma.
red-mouthed goby [tekirkaya
balığı, tekir kayası, tekirkayası balığı, kırmızı dudaklı kayabalığı] ® Gobius cruentatus.
redox [redoks] Yükseltgenler ile indirgenlerin gücü anlamındadır. Bu terim redüksiyon
(reduction)-indirgeme ve oksidasyon
(oxidation) yükseltgemeden gelir.
redox potential [redoks potansiyeli] Suyun indirgeme-yükseltgeme yeteneği. Bir akvaryumun
yaşamı ne kadar iyi desteklediğine ait göstergedir.
reduction [indirgeme
(redüksiyon)] 1- Genel anlamda azaltma
olayı.
reduction [indirgeme
(redüksiyon)] 2- Mayoz bölünmede kromozom sayısının yarıya indirilmesi.
reduction [indirgeme
(redüksiyon)] 3- Kimyasal tepkimelerde maddenin pozitif yükle yüklenmesi
ve negatif yükün azaltılması (H+ eklenmesi ya da O2-
çıkartılması).
reef [resif (pusukaya)] 1- İskeleti kalkerden
olan ve balık ve diğer canlılara karmaşık, değişken yaşam-alan sunan yapı.
reef [resif (pusukaya)] 2- Yüzeye yakın duran
kaya tepesi ya da kum.
reef base [resif (pusukaya) tabanı] Eğimle birleşik olup altında bulunan taban alanı.
reef block [resif (pusukaya) bloğu] Genellikle fırtınanın resiften koparıp yerini değiştirdiği bağımsız büyük
kaya.
reef complex [resif (pusukaya) kompleksi] Resifi oluşturan yapının tamamı. ® Reef system (Resif sistemi).
reef crest [resif (pusukaya) tepesi; resif (pusukaya) doruğu)] Resif düzlüğü sınırı kenarı.
reef front [resif (pusukaya) cephesi] ® Reef slope.
reef slope (fore reef) [resif (pusukaya) bayırı] 1- Denize
(açığa) doğru olan eğimli resif tarafı.
reef slope (reef front) [resif (pusukaya) cephesi] 2- Resifin, balık yaşam-alanı çeşitliliğinin en yüksek
olduğu deniz tarafındaki, yamacı.
reef system [resif (pusukaya) sistemi] Resifler kümesi. ® Reef
complex (Resif kompleksi).
reference station [referans istasyonu] 1- Standart kabul edilerek diğer istasyonlardaki ölçümlerle
karşılaştırma yapmak amacıyla oluşturulmuş örnekleme, veri toplama yeri.
reference station [referans istasyonu] 2- Diğer istasyonlardaki değişikliklerin, farklılıkların
bağımsız tahmini için oluşturulmuş veri toplama ve örnekleme yeri.
reflect
[yansıtma] Bir dalganın yönünü değiştirme. Örnek; ses dalgalarının yansıması.
reflected
wave [yansıyan dalga]
Dik kıyıya ya da sabit katı
yapılara çarparak geri (denize) dönen dalga.
refrence
[kaynak] Atıf yapılan kişi ve
yer. Çıkış yeri.
refuge [sığınak,
refüj] Balıkçılığın ulaşamadığı alana yayılmış olup bu alan dışındaki yüksek
balıkçılık baskısına rağmen türü ya da stoğu ayakta tutan kısım.
Regalecidae (oarfishes) [Kurdelebalığıgiller] Actinopterygii sınıfı, Lampriformes takımı, Regalecidae
ailesi 2 cinse ayrılır (Agrostichthys-
1 tür ve Regalecus- 3 tür). Çoğunluğu
3 m olan çok uzun boylu (12 m) balıklardır. Gövde yanlardan basıktır. Ağız ve
varsa dişler küçüktür. Sırt yüzgeci vücut boyunca uzanır. İlk ışınları uzundur.
Dışkıl (anal) ve kuyruk yüzgeci yoktur. Derileri çıplak çokça sert
kabarcıklıdır. Renkleri esmer lekeli gümüşidir. Sırt yüzgeci kırmızı, baş
mavimsidir. Göz küçük ve kırmızıdır. Üst ve orta derinlikte yüzücüdürler
(pelajik). Yüzeyden 1,000 m derinliğe kadar tropik ve alt-tropik kesimde
yayılmışlardır. Yumurtlama Temmuz-Aralık ayları arasında olur. Tanınmış 4 türü
vardır; biri Akdeniz’de yaşar. Kabuklular, küçük balıklar ve kalamarla
beslenirler.
Regalecus glesne (king of herrings) [kayış
balığı, şerit, kurdele balığı, büyük
kurdela balığı] Yüzücü (pelajik) okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 20-1,000 m
derinliklerde rastlanır. Boyu TL=11 m ve ağırlığı
regenaration
[yenilenme (rejenerasyon)] Bir canlının yitirilen ya da yaralanan vücut parçalarını (doku, organ
vb’ni) yeniden oluşturma, eski işlevini yapabilecek düzeye
getirme yeteneğidir. Bu yetenek
hayvanlar aleminin ilkel gruplarında daha yüksek, gelişmiş olanlarında daha
azdır. Bazı polip ve medüzler ile yassı-solucanlar küçük bir parçadan canlının
tamamını oluşturabilirler ki buna tam-yenilenme (complete regeneration) denmektedir.
Yer solucanları vücutları ikiye bölündüğünde diğer kısmı oluşturabilirler ki
buna gövde yenilenmesi (body regeneration) denmektedir. Kabuklular,
iki-yaşayışlılar ile sürüngenler gibi hayvanlar kopan kuyruk, bacak vb uzantı
organlarını yenileyebilirler ki buna da organ yenilenmesi (organ regeneration)
denilmektedir. Kuşlar ve memeliler ancak kas ve kemik gibi dokularını
yenileyebilirler. Buna doku yenilenmesi (tissiu regeneretion) adı
verilmektedir.
regenerated scale (latinucleate scale, replacement scale) [yenilenmiş pul] Düşen pulların yerine balığın oluşturduğu yeni puldur.
Yenilenen pulun merkez kısmı kaybedilen pul büyüklüğünde olmasına karşın
üstündeki halka ve yarıkları eksiktir. Bu nedenle de yaş tayinleri için uygun
değildir. ® Macrocentric scale (Makrosentrik pul).
regime [rejim] Uygulanması, kullanılması kabul edilen ve üzerinde mutabık kalınan
koşullar. Örnek; beslenme rejimi.
regime shift [rejim değişikliği] Balıkların üretkenliğini (verimini) etkileyen çevresel
koşulların orta ya da uzun süreçte değişmesi.
region [bölge] Üç boyutlu ortamda, boyut ve şekli belirsiz olup etrafından özellikleri
nedeniyle ayrılan alan.
regnum [alem] ® Kingdom.
regretion [regresyon] Bir ölçüm ya
da olayın büyüklüğüne karşıt gelen diğer ölçü ya da olayın yaklaşık değerini
(büyüklüğünü) bulmada kullanılan istatistiksel işlem. Birbirinin karşıtı veri
setlerinin ortak noktalarının bulunmasında birkaç istatistiki yöntem
kullanılmaktadır. Doğrusal regresyonda y=a+bx, üssi katsayılı modelde y=aebx
kuvvet fonksiyonunda da y=axb denklemlerindeki a (kesişme noktası)
ve b (eğim) değerleri bulunur ve denklem çözülür.
regular [düzenli] Eşit farklılık ve aralıklarla gerçekleşen.
regulated fishery [düzenlenmiş balıkçılık] Balıkçılığı en yüksek sürdürülebilir ürün (MSY) düzeyinde
tutan balıkçılık idaresi planı.
regulation [düzenleme] Balıkçılığa etki eden yönetme. Avcılıkla elde edilen miktarı istenen
düzeyde tutmak.
regulative capacity [düzenleyici kapasite] Popülasyonun artma ya da azalma yerine tipik eski
ortalama birey sayısına dönme eğilimi.
regulatory discard [düzenleme ıskartası] Avlanmasına izin verilmeyen türün ya da satılması yasak
boyda avlanmış balığın denize atılması.
rehabilitation [iyileştirme] Doğal ya da insan etkisiyle kaybolmuş stoğun yeniden oluşturulması.
reheo- (prefix) [reho-] Akıntı, akan.
reintroduction (re-introduction) [yeniden aşılama] Bulunduğu sudan kaybolmuş bir türün o suda yeniden var olması ve türün
korunması için yapılan aşılama. Bu işlemde balıkçılığın desteklenmesi söz
konusu değildir.
relative abundance [göreceli bolluk] Popülasyonları yıllar arasında karşılaştırmak için
kullanılan göstergedir. Bu, güncel balık sayılarının ölçüsü değildir.
Popülasyondaki zamana bağlı değişiklikleri gösterir.
relative conversion rate [göreceli dönüştürme oranı] Akvakültürde verilen yem miktarının toplam ürüne
(üretime) bölümüdür. Bu yalnız verilen yem miktarına değil aynı zamanda balık
bolluğuna (sıklığına), sağlığına, yaşına, yarış ve yemleme tekniği ve çevresel
koşullar ve benzerine de bağlıdır.
relative fecundity [göreceli doğurganlık (rölatif fekondite)] Balık ağırlığı birimi başına düşen yumurta sayısıdır. Örnek; yumurta
sayısı/gram.
relative fishing power [göreceli balıkçılık gücü] Belirli bir av aracıyla avlanan balık miktarının hemen
hemen aynı an ve yerde standart araçla avlanan balık miktarına bölümü olarak
belirlenir.
relative growth rate [göreceli büyüme oranı (hızı)] Başlangıç durumuna göre bir birey ya da stoğun birim
zamanda ağırlıkça artışı ya da boyca büyümesidir.
release [salıverme] Avdan sonra balığın suya geri bırakılmasıdır ve çoğunlukla sportif
balıkçılıkta en az zarar vermek şeklinde uygulanır.
releasing stimulus [salıverme uyarıcısı] Balığın yumurta bırakmasına yol açan uyarıcı.
relict [kalıcı] 1- Daha önce geniş alanlara
yayılmış fakat halihazırda ancak bazı yalıtılmış (izole) yaşam-alanlarda var
olan hayvansal organizma.
relict [kalıcı] 2- Sönmüş taksonomik birimden kalan. Örnek; Latimeria
chalumnae.
Remora australis (whalesucker) [yapışkan,
yapışan balığı, vantuz balığı] Yüzücü (pelajik) okyanus-göçerdir (okyanodromdur). Boyu TL=76 cm olabilir.
Kendisini büyük balıklara kafasının üstündeki vantuzla yapıştırır ve birlikte
gezer.
Remora remora (common remora) [yapışkan, yapışan
balığı, kılavuz balığı, vantuz balığı] Ticari balıkçılığı vardır. Boyu TL=84 cm olabilir.
Genellikle köpek balıklarına ve diğer büyük balıklara ve kaplumbağalara hatta
gemilere yapışır. Bu büyük canlıların asalaklarıyla (parazitleriyle) beslenir.
remoras (suckerfishes) [Yapışkanbalığıgiller] ® Echeneidae (Sin. Echeneididae).
remote sensing [uzaktan algılama] Geniş anlamda, bir nesne, alan ya da olaya ait ölçümlerin ilgi alan, nesne
ve olaya fiziksel yakınlık ya da doğrudan ilişki olmadan elde edilmesi ve
toplanmasıdır. Uzaktan algılama alanına örneğin uçaktan ya da helikopterden
hava fotoğrafı çekilmesi ya da diğer ölçümlerin yapılması ile tıpta ana
rahmindeki (uterustaki) fötusun (ceninin) ses ötesi cihazlarla izlenmesi,
gemilerden balıkların bolluk ya da dağılımlarının yine uygun ses ötesi yankı
iskandilleriyle izlenmesi de katılmaktadır. Halbuki günümüzde uzaktan algılama
yaygın olarak yalnız uydulardan veri toplama ve gözlem yapma şeklinde
anlaşılmaktadır. Uzaktan algılama radyometri, jeodezi ve akustik alanlarında
cazip olup dikkat çekmekte ve kullanılmaktadır.
Remotely Operated Vehicle (ROV) [uzaktan kumandalı araç] Su kolonunda derine dalarak balık gibi derin deniz
organizmalarının, derin deniz iletişim kablolarının, boruların ve diğer su altı
yapılarının izlenmesi ve filminin çekilmesinde kullanılan insansız olup gemi
güvertesinden kullanılan ve kontrol edilen bir cins denizaltı aracı.
removal [stoktan çekilen] Bir stoktan balıkçılık yoluyla avlananlar ile avlanmayıp
ta ölümüne neden olunan balıkların tümü.
renewable
resource [yenilenebilir
kaynak] Doğal yolla kendisini
yenileyen canlıları tanımlar. Örnek; ağaç, balık, midye vs. ® Renewable
resources (Yenilenebilir kaynaklar).
renewable resources [yenilenebilir kaynaklar] Doğal canlı kaynaklar maden yatakları gibi kullanıldıkça miktarı giderek
azalan kaynaklardan değildirler. Bunlar, kullanımla yerine yenilerinin geldiği,
(genç kuşakların) eklendiği açık sistemlerdir (kaynaklardır).
reo- (rheo-) (prefix) [reo-] Akan, yönelen. Örnek;
reotaksi (rheotaxis)-akıntıya cezp olma.
replacement scale (latinucleate scale) [yenilenmiş pul] ® Regenerated scale. ® Macrocentric scale.
replacement yield [yenilenme ürünü] Stok biyokitlesinin ne artma ne de azalmasına neden olan
ağırlık cinsinden ürünün hasat edilmesidir. Popülasyon üretkenliği yüksekse
uygun sömürme koşullarında yenilenme ürünü de yüksektir. Stok aşırı ya da
yetersiz avlanmakta ise yenilenme ürünü de azdır. Alınan ürün yenilenme ürününe
eşitse stok biyokitlesi de bir yıldan diğerine değişmez.
reproduction [üreme (çoğalma)] Bir tür ya da ırkın kısaca bir canlının kendi sayısını
yeni birey (kuşak) oluşturarak artırmasıdır. Üreme, eşeyli (cinsiyetli) ya da
eşeysiz (cinsiyetsiz), göze (hücre) bölünmesi, tomurcuklanma, birleşme
(konjugasyon) ve döllemsiz (döllenmesiz) olabilir.
reproduction
[üreme] 1. Chlorophyta-Ulvophyceae
Üreme elemanları aslında çift kamçılı gametler ya da dört kamçılı
sporlardır. Yaşam döngüsü genellikle digenetik olup gametofit nesil ile
sporofit nesil arasında art arda döner. Bu iki neslin bireyleri benzer olabilir
(izomorf nesilli evreler) ya da tamamen farklı da olabilir (heteromorf nesilli
evreler).
reproduction
[üreme] 2. Chromophyta-Pheophyceae
Kahverengi
algler, genellikle çift kamçılı ve heterokontlaşmış zoidleri serbest bırakan
(gametler ya da sporlar) zoidosist olarak adlandırılan (ünioküler ya da
pluriloküler) üreme organlarını temsil ederler. Fucales’de ise dişi gametosist
(oogonium) kamçısız oosferleri serbest bırakır. Pheohyceae devresi ise klasik
olarak digenetiktir ve izomorf yahut heteromorf olabilir fakat Fucales monogenetiktir.
reproduction
[üreme] 3. Rhodophyta Bu,
alglerde üreme gözlemlenen en karmaşık tiptir çünkü burada genellikle 3 nesil
vardır: gametofit nesilde, erkek spermatallus’un her biri dişi gameti döllemek
için bir spermatium salar. Dişi talluslar (yapraklar) çok karmaşık üreme
sistemidirler. Bu Rhodophyta’da emirlerin sınırlandırılmasına hizmet eder. Dişi
gamet (karpogon) bir trikogin (uzun renksiz tüy - saç - spermayı yakalar)
tarafından sarılır. Karpogonun spermatid tarafından döllenmesinden sonra,
ikinci bir nesil (karposporofit) dişi gametofit üzerinde parazit halinde
gelişir; ipliciklerden (gonimoblast) oluşmuştur. Gonimoblast’ın gelişimi
karpogondan itibaren doğrudan ya da yardımcı hücrelerden itibaren dolaylı
olarak yer alır. Karposporofit 3 üncü nesile (tetrasporofit) hayat veren
karposporlar üretir ve tetrasporosist taşır. Bu tetrasporosistlerde çekirdek
mayoz bölünmeye uğrar ve böylece haploid şekilli 4
sporun oluşumuna yardımcı olur.
reproduction curve (recruitment curve) [üreme eğrisi (iç-göç
(stoğa katılma) eğrisi)] İçgöç (stoğa katılma)
yaşına ulaşan yeni kuşağın %50’sinin yeni kuşağı oluşturanların (stok)
bolluğuna karşı yerleştirilmesiyle elde edilen şekil. ® Recruitment curve (Stoğa katılma eğrisi).
reproduction in algae [alglerde üreme] Alglerde üreme
çeşitlilik gösterir ve üç yolla gerçekleşir. i- Vegetatif (bölünme); ii-
Aseksüel (eşeysiz); iii- Seksüel
(eşeyli).
reproduction theory [üreme kuramı] Bu kuram, stok büyüklüğü ancak stoktaki her bireyin bir kez
yumurtlayabilmesi sonucu korunabilir, şeklinde özetlenebilir. Buna göre
ana-baba sayıları ile yeni kuşaklarının sayıları arasında doğrusal bir ilişki
vardır. Bu her ne kadar akılcı görünmekte ise de bugüne değin yumurta sayıları
ile yeni kuşaklar arasında doğrudan bir bağ, stok büyüklüğü belirli bir düzeyin
altına düşmediği sürece, kanıtlanamamıştır.
reproductive drain [antagonist büyüme] ® Antagonistic growth.
reproductive isolation [üreme yalıtımı] İki ya da daha çok grubun içsel (doğasında
bulunan-inherent) ya da dışsal nedenlerle aralarında çiftleşmeyi
gerçekleştirememesi. Çiftleşememe ya davranış faklılığı ya da coğrafi engelden
kaynaklanabilir. Kalıtımsal üreme yalıtımı yeni türün temel ölçütüdür.
reproductive potential [üreme potansiyeli] Her erin (olgunlaşmış) bireyin yumurtlamasından sonra
yumurtlama çağına ulaşabilecek gizil (potansiyel) birey sayısıdır.
research vessel (R/V, RV) [araştırma gemisi] Bir kurum ya da kuruluşa ait olup eğitim, öğretim ve araştırma
çalışmalarında kullanılan, büyüklükleri ve donanımları farklı olabilen deniz
araçlarıdır. Türkiye’de deniz araştırmalarında kullanılan deniz araçları
şunlardır:
İşleten kurum |
Gemi adı |
Boy (@m) |
ÇOMU- Su Ürünleri Fakültesi |
Bilim-I |
25 |
ÇU-Su Ürünleri Fakültesi |
Gözlem-I |
9 |
DEÜ-Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü |
Koca Piri Reis |
36 |
|
Sis Bildir |
10 |
Ege-Su Ürünleri Fakültesi |
EgeSüf |
27 |
|
Hippocampus |
16 |
D.K.K SHODB |
Çeşme |
87 |
|
Çubuklu |
41 |
|
Mesaha-I |
21 |
|
Mesaha-II |
21 |
İÜ-Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
Arar |
31 |
İÜ-Su Ürünleri Fakültesi |
Yunus-I |
33 |
KTÜ-Sürmene Deniz Bilimleri Fak. |
Denar-I |
25 |
|
Yakamoz |
9 |
MTA |
RV MTA Selen |
20 |
MTA |
RV MTA Turkuaz |
86 |
MKÜ- Su Ürünleri Fakültesi |
M. Kemal I |
20 |
|
? ? |
4,5 ve 4,0 |
OMU-Sinop Su Ürünleri Fakültesi |
|
10 |
ODTÜ-Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü |
Bilim II 1983 |
40 |
|
Lamas 1981 |
16 |
|
Erdemli 1979 |
17 |
TKB-Trabzon Su
Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü. |
|
26 |
TÜBİTAK |
TÜBİTAK Marmara |
41,2 |
reserve [ihtiyat] Balıkçılık sezonu başında kotanın bir kısmının av tahminindeki
belirsizlikleri karşılamak için saklı tutulması.
reservoir [rezervuar] Sarnıç ya da su deposu. Yapay
oluşturulmuş su depolama yerleri.
residence
time [kalma süresi] Suyun bir deniz ya da gölde yenileninceye kadar kalma süresidir. Bu süre,
su giriş çıkışı olan küçük bir havuzda bir iki gün olabilecekken büyük göl ya
da iç denizde birçok yüzyıla kadar uzayabilir. Örnek; Karadeniz’de suyun kalma
süresi bir diğer anlatımla değişme süreci yaklaşık 390 yıldır.
resident [yerli] Göç etmeyen ve belirli bir bölgede kalan balık.
residuals [kalıntılar] Aşağı-göçer (katadrom) olup tatlı-suda kalan fakat yumurtlamayan birey.
Örnek; Oncorhynchus nerka denize
göç etmeden önce cinsi olgunluğa ulaşır ve denize göçer.
residue [kalıntı] Bir şeyin (kimyasal
madde, malzeme vb) geride kalan kısmı.
resilience [esneklik] 1- Aşırı balıkçılık baskısı
sonucu bozulan sistemin kendisini toparlaması.
resilience [esneklik] 2- Ekosistem değişmeden önce ne kadar bozukluğu kaldırabileceğine ait ölçü.
resistance
[direnç] 1- Canlıların çevre koşullarına
karşı gösterebildikleri dayanıklılık.
resistance [direnç] 2- Canlıların istenmeyen durumlara örneğin hastalık, yanlış
beslenme ya da ağılayıcı (zehirli) maddelere karşı olan içsel dayanıklılık
yetenekleri.
resolution [çözünürlük] Birbirine çok yakın
olan benzer nesneleri ayrıştırılabilirlik.
resource [kaynak] Balıkçılık için değer taşıyan doğal bileşenler.
respiration [solunum] Solunma, nefes alma. Canlı ile çevresi arasındaki gaz değişimi. Oksijen
alınıp karbondioksit verilmesi.
response of fish in electrical and
magnetic field [balıkların
manyetik ve elektrikli ortama tepkisi] Farklı akılarda balık davranışı da değişmektedir. Eğer balık doğru akım
alanına konulursa uygulanan voltaja göre farklı tepkiler verir. Bunlar;
canlanma (activation), cezp edilme (electotaxis) ve narkozdur (narcosis). Balık
alternatif akımda düzensiz hareketler gösterir. Balıkların doğru akımda
gösterdikleri cezp edilme davranışından elektrikle avcılıkta
yararlanılmaktadır.
response of fish to currents [balıkların akıntıya tepkisi] Balıkların akıntıya tepkimelerinde her halde bir eşik
değeri bulunmaktadır. Bu eşik değer türden türe değişmektedir. Bu çerçevede;
balıklar genellikle akıntıya baş verirler, yani başlarını kendilerini akıntıya
bıraksalar bile akıntıya karşı tutarlar. Irmak aşağı yüzerken akıntıdan daha
hızlı hareket ederler. Soğuk sudaki balıklar ile beslenmekte olan yüzücü
(pelajik) balıklar kendilerini akıntıya bırakırlar. Balıklar akıntıya göre
yönelirler ve göçerler. Işıkta akıntıya karşı yüzen ve duran balıklar
karanlıkta kendilerini akıntıya bırakırlar.
responsible fishery [sorumlu balıkçılık] Balıkçılık kaynaklarının çevreyle uyumlu sürdürülebilir
kullanımı.
ressesif [çekilgen (resesif)] Ana-babadan gelen kalıtsal bir özelliğin baskın olan
diğeri tarafından örtülmesi, ortaya çıkışının bastırılması. İnsanlarda koyu
(siyah) saç renginin açık (sarı) saç rengini bastırması ve yeni kuşağın koyu
renkli saçlı olması gibi.
resting egg [dinlenen yumurta] Gelişmesini yavaşlatma ya da durdurma aşamasına geçmiş
yumurta. Bu tür yumurtalar daha çok kabuklularda görülmekte olup mevsimsel
uyuklama dönemi – gelişmeyi yavaşlatma yani çift-duraklama (diapause) dönemi
geçirirler. ®
Diapause (Çift-duraklama).
resting stage [dinlenme evresi] Kurtçuk (larva) olarak gelişme ve yumurtadan çıkma ile
aktif beslenmeye geçiş arasındaki süreç.
restocking [stok destekleme] Az miktarda balık kalmış su kütlesine stoğu ve
dolayısıyla balıkçılığı desteklemek ve iyileştirmek için (yetiştirilen ya da
avlanan yabani) genç balıkların salıverilmesi.
restoration [yenileme] Aşırı avcılık ya da kirlilik sonucu kaybolmuş balık türünün o suya
aşılanması.
retarding reservoir [bent] Taşan suyu geçici amaçlı tutmak ya da akışını yavaşlatmak için konulmuş
set.
retention [kalma] Balığın ağla temas etmesi ve ağda tutsak kalması olasılığı.
retention curve [kalma eğrisi] Balığın yaşı ya da boyu ile ağda tutsak kalması olasılığı arasındaki
ilişki.
retia (net) [ağ] Balinaların oksijen
depolama organı olup aynı zamanda vücut sıcaklığını dengeleme görevini de
yapar. Kanın aşırı ısınmasını önlemek için kanı soğuttuğu gibi ses üretirken
aşırı soğuyan organlara da ısı verir. Retia’da oksijen kullanılmaz. Ayrıca
vücut sıcaklığının (
retia mirabilia [harika
ağ]
® Wonder net.
reticulated
leatherjacket [dikenliçütre balığı,
dikenli çütre] ® Stephanolepis
diaspros.
retina [ağ tabaka] 1- Gözde sinir uçlarının bulunduğu ışığa hassas tabaka.
Gözde ışığa duyarlı tabaka, zar.
retina [retina] 2- Gözde ağ tabakanın adı.
retractile [geri çekilebilen] Balıkların değişik ağız yapılarından birini belirtmede de kullanılır.
Uzatılmış ağız geri normal konumuna çekilmiştir.
retro- (prefix) [retro-] Geriye, geriye doğru,
arkasında. Örnek; retrofarinks (retropharyngeal)-yutak arkasında.
retrospective pattern [geriye dönük yapılandırma] Son yıllara ait model tahminlerinin yine son yıllara ait
(yeni) veriler eklendikçe önemli ölçüde ve düzenli (sistematik) bir şekilde
değiştiği değerlendirmelerdir. Bu, (geriye dönük) yapılandırma, stok
tahminindeki sürekli gizil (potansiyel) hataya işaret etmektedir.
reverse jewell squid [?] ® Histioteuthis reversa.
reverse
osmosis [ters
ozmos] Yoğunluk
farlılığından yararlanarak basınç altında filtreleme ile çözeltideki istenen
maddenin daha düşük yoğunluğa hareketini sağlamak.
reversibility [tersinirlik] Stoğun ya da ekosistemin değişmesine neden olan sömürü boyutunun ortadan
kalkmasından sonra sistemin ya da stoğun kendisini eski haline
dönüştürmesidir.
reversing thermometer [ters termometre] Günümüzde kullanılmayan, değişik derinliklerdeki su
sıcaklığının ölçülmesinde kullanılan Nansen kabına monte edilmiş olup biri
korunmuş diğeri korunmamış termometreden oluşan görece eski (30 yıl öncesi) bir
sıcaklık ölçme düzeneği.
Reynold sayısı [Reynold’s number] Kıvamı h, yoğunluğu r olan bir akışkan yarıçapı a olan bir tüpten, n hızıyla akıyorsa bunun Reynold sayısı R=n.ar/h ‘dür. Akışkan hızı sürtünme tabakasında düşük ancak
bundan uzaklaştıkça artar. Hızın artması katmanlı (laminar) akmayı bozar ve
akıntı karışık düzensiz (turbulent) olur. Reynold sayısı kavram olarak basitçe
şöyle açıklanabilir. Reynold sayısı, İç kuvvetler bölü kıvam kuvvetleri
(akışkanlık) ile ilişkilidir (R µ İç-kuvvetler/Kıvam). Örneğin okyanus suyunda bir balina ile bir bakteri
hareket ediyor olsalar. Balina yüzmeyi bıraktığında ağır gövde suda bir müddet
daha ilerler. Buna karşın bakteri yüzme hareketini bıraktığında anında durur.
Burada kıvam (akışkanlık) her ikisi için aynı olduğuna göre balinanın Reynold
sayısının yüksek, bakterinin Reynold sayısının çok küçük olduğu anlaşılır.
rheokinesis [rehokinez] Su akıntısına göre hareket.
rheoreceptor [rehoreseptör] Akıntı algılayıcı. Örnek; balıklarda yanal çizgi.
rheotaxis [reotaksi] Su akıntısının hayvanlarda yarattığı zorunlu yönelme. Akıntıya göre
yönelim. Pozitif rehotaksi başın akıntıya karşı, negatif rehotaksi başın akıntı
yönünde olması halidir.
Rhinobatidae (guitarfishes) [Kemane-balığıgiller] Chondrichthyes sınıfı, Elasmo-branchii altsınıfı, Rajiformes takımında
yer alan ailedir. Ailedeki cinslerden Aptychotrema
(4), Glaucostegus (3), Rhinobatos (36), Tarsistes (1), Trygonorrhina (2), Zapterx (2) türü barındırmaktadır. Kemane-balığıgiller kedibalığı tipli
orta boylu (TL = 2 m) bir ailedir. Az sivrilmiş, üçgenimsi yüzle baş ve
gövdenin ön kısmı yassıdır. Türlerin çoğunda kuyruk Squaliformes
takımı kuyruğunu andırır. Disk uzuncadır. Burun (rostrum) kalın
ve geniştir. İki çenede de çok sayıda mozaik (küçük) dişler vardır. Göğüs
yüzgeçleri genişçedir. Gelişmiş iki sırt
yüzgeci vardır. Alt lopu olmayan kuyruk
gelişmiş olup gövdeye göre daha uzundur. Gövde ve yüzgeçler küçük
pullarla kaplıdır. Sırt düz gri ve esmer olup lekeler koyu, şeritler farklı ve
açık renklidir. Karın beyaz ya da sırt gibi renklidir. Ilıman sıcaklıkta, bütün
alt-tropikal ve tropikal sularda, ender de olsa acı-su ve tatlı-suya giren,
kıyı kuşağındaki çamurlu, kumlu tabanda yaşayan balıklardır. Besinleri küçük
balıklar ve taban omurgasızlarıdır. Etenesiz (plasentasız) (ovoviviparous)
doğurgandırlar ancak birkaçı yumurtlayıcı olabilir. Rhinobatos cinsi Akdeniz’de iki türle temsil edilmektedir.
Rhinobatos cemiculus (blackchin
guitarfish) [iğnelikeler, kemane balığı] Tabansaldır
(demersaldır). Acı-suya girer. 9-
Rhinobatos rhinobatos (common guitarfish) [iğnelikeler, uzunkeler balığı, kemane, kemane balığı] Tabansaldır (demersaldır). Acı-suya girer.
Rhinoptera marginata (Lusitanian cownose ray) [folya, mandabaş, iğnelikeler
balığı, çiçuna, çuçuna] Taban-yüzücüdür (bentopelajiktir). Kanat genişliği
Rhinopteridae (cownose rays) [İnekburunlu-vatozgiller] Chondrichthyes
sınıfı, Elasmobrenchii alt sınıfı, Euselachii süpertakımı, Rajiformes
(Özkedibalıksılar) takımının dikenli kuyruğu ağılı, bir ailesidir. Rhinoptera
cinsinde 23 türün bulunduğu sanılmaktadır. Akdeniz’de tek bir türü yaşar.
Uzundan çok enlidir. Bitişik sıra halinde donatılmış diş plakları vardır.
Dişler iri ve yassılmıştır. Kuyruk yüzgeci yoktur. Dikenli kuyruk uzundur.
Erkekleri 89 cm genişlik ve 12 kg
ağırlığa, dişileri 71 cm genişlik ve 16 kg ağırlığa ulaşırlar. Canlı doğurucudur
(viviparous). Yumuşakçalar ve diğer omurgasızlarla çoğunlukla grup halinde
tabanda gezerek beslenirler.
rhiz- (prefix) [riz-] Kök. Örnek; Rizopoda (Rhizopoda) - Kökayaklılar.
rhizobenthos [rizobentos] Kökleri tabanda olup su kolonuna yükselen canlı.
rhizoid
[köksü] Genellikle tallus tabanına yerleşen ve sabitlemeye
katılan hücre urları ya da hücre sıralarıdır.
rhizome
[köksap, rizom] Fanerogamların 'gerçek' saplarıdır (ve böylece
tallofitlerde asla bulunmazlar) genelde sedimanlara yapışık sürünür ve gömülürler;
gerçek köklerle karıştırmamak gerekir (çünkü anatomik yapıları farklıdır).
Rhizopoda (amoeboids) [Kökayaklılar] Çoğunluğu yalancı ayak (psödopod) ile hareket eden birgözelilerdir
(birhücrelilerdir). Bir kısmı çokgözelidir, diğerleri asalaktır (parazittir).
Farklı gruplar olarak tatlı-su ve denizlerde yaşarlar. Ameobozoa-amipler,
Foraminifera-foraminiferler, Heliozoa-güneşhayvancıkları ve
Radiolaria-ışınlılar takım-larını barındırırlar.
Rhizostoma pulmo (barrel jellyfish, shiff arms jellyfish) [deniz lahanası] Gerçek
medüzlerden olup şemsiye şeklinde, sap kısmı dallanmış ve kalınca, mavimsi
yeşil renkte jöleli deniz canlısıdır. Çoğu denizde yayılmıştır. Şemsiye
rhodamylon
[rodofit
nişastası, rodamilon] Yedek karbonhidrattır (glükoz tabanlıdır), kırmızı alglerde bulunur;
sitoplazmada yerleşmiştir (yani ekstra-plastidial’dir).
Rhodophyceae [kırmızı alg sınıfı].
rhombic scale [rombik pul] Elmas şekilli pul.
Rhomboganoidea [Eşkenarpullular] Balıkların Teleostomi - Tükelağızlılar alt sınıfına giren
bir takımı. Kemik iskeletli olup vücutları eşkenar pullarla örtülüdür. Kuyruk
yüzgecinin üst kısmı daha uzundur (heteroserk). Lepisosteidae -
Kemikli-turna-balığıgiller ailesi vardır.
rhomboid [rombiod] Elmas şeklinde.
rhomboid scale [romboid pul] Üst üste binmeyen ya da kısmen binen paralelkenar biçimli, parlak pul.
rib [ıskarmoz] 1- Gemilerin kaburgasını oluşturan eğri ağaç ya
da metal yapı.
rib [kaburga] 2- Tekne gövdesini
oluşturan postaların (ıskarmozların) hepsi.
ribbon
fish [kâğıt balığı] ® Trachipterus trachypterus.
ribboned moon-shell [?] ® Naticarius vittatus.
ribbonfishes [Kağıtbalığıgiller] ® Trachipteridae.
ribonucleic acid [ribonükleik asit] Uzun bir polimer olup daha çok sitoplazmada bulunur.
DNA’dan kalıtsal bilgilerin sitoplazmaya aktarılması ile protein sentezinin
gerçekleşmesinde önemli rol oynar.
Richard’s gibbula [?] ® Gibbula richardi.
richness [zenginlik] Bir alandaki toplam tür sayısı. Tür sayısı bölü toplam birey sayısı
şeklinde verilebilir.
ridge (sill)
[yükselti] 1- Basenleri
(çukurlukları) birbirinden ayıran tepe(ler).
ridge [sırt] 2- İki ırmak sistemini ayıran hat, yükselti, tepe sırt vb.
right [hak] Belirlenmiş miktarda balığı avlama hakkı. Toplam izin verilebilir avın
(TAC) bir kısmının ya da parçasının tekne ya da sair araçları kullanarak
balıkçılığı düzenleyici organın koyduğu koşul ve plana uygun olarak avlama
hakkı.
right hand propeller [sağa devirli
pervane] Kıçtan
başa doğru bakıldığında sancağa (sağa) doğru dönen pervane. Tek pervaneli
teknelerde pervane hep sancağa (sağa), çift pervanelilerde ise sancaktaki yine
sancağa (sağa), iskeledeki iskele yönüne (sola) döner.
right whales (bowhead whales) [Gerçekbalinagiller] ® Balaenidae.
righteye flounders [Yanyüzergiller] Yassı balıklar ailesi. ® Pleuronectidae (Yanyüzergiller).
ring [halka] Balığın sert aksamlarında yer alan ve yaş tayinlerinde kullanılan büyüme
kuşağı. Bunlara bant, marka ve kuşak da denmektedir.
ring suckers [vantuz halkası] Sübye ve kalamarda vantuzu saran
(çevreleyen) nasırlı halka olup ince ve/ya da uzun sivri (tırtıklı) dişler
taşır.
ring trawl [halka trolü] Görece büyük gözlü olup balık yumurta ve larvalarının örneklenmesinde
kullanılan plankton ağı.
rip current [sualtı akıntısı] Dalgaların getirdiği ya da net taşınmayla gelen aşırı
suyu açığa taşıyan eni dar şiddetli akıntı. Akıntı kanal, dalgakıran, düzenli
ve düzensiz sahil kesimlerinde görülebilir.
riparian [kenar] Irmak kenarıyla ya da kenar yamacıyla ilgili.
riparian rights [kenar hakları] Su yatağına sınırı olan kara parçasına sahip olan kişiye ait haklar.
ripe egg [olgun yumurta] Gelişmesini tamamlamış ve döllenmeye hazır yumurta.
ripe fish [olgun balık] Yumurtlamaya hazır balık bireyi.
ripening [olgunlaşma (matürasyon)] Bir balığın olgun olma süreci.
rise [çıkma (yükselme)] Beslenmek için balığın su yüzeyine çıkması, yükselme
eylemi.
rise [çıkma].
river basin [ırmak (nehir) havzası] 1- Bir ırmağın kolları dahil su
toplama bölgesinin tümü.
river
basin [ırmak (nehir) havzası] 2- Irmağın örneğin bir bent ya
da doğal yapıyla (şelale) ayrılmış kısmı.
river deep
spot [su-basar (longoz)] Denize akan
derelerin taşıdığı kumların birikerek dere ağzını kapatması sonucu biriken su
alanında oluşan özel ekosistemdir. Avrupa’nın en büyük alanını kaplayan
su-basarı (longozu) Kırklareli ilindeki İğneada su-basarıdır. Bir diğer, tek
parça Acarlar su-basarı Sakarya İli Karasu İlçesindedir. Üçüncü önemli su-basar
Sinop Sarıkum’da bulunmaktadır.
river mouth [ırmak (nehir) ağzı (mansap)] Bir ırmağın deniz ya da göle döküldüğü, onunla
birleştiği yer. Irmağın denize döküldüğü yer.
riverine [ırmakçıl (nehircil)] Irmakla ya da içinde yaşayanlarla ilgili.
RNA (abbrev) [RNA] ® Ribonucleic acid.
robust bobtail [?] ® Sepiola robusta.
rock goby [hortumkaya balığı, hortumkayası
balığı, hortum kayası, kayabalığı] ® Gobius paganellus.
rock
lobster (spiny lobster, languste) [böcek] ® Palinurus.
rock lobsters [Dikenli-ıstakozgiller] ® Palinuridae.
rock
shells [?] ® Muricidae.
rock
snails [?] ® Muricidae.
rock violet [?] ® Microcosmus
polymorphus.
rockhopper disc [kaya atlatan disk] Otomobillerin eski lastiklerinden kesilen ve kaba zeminde
dip trolü çekimlerini mümkün kılmak için özellikle kurşun yakaya bağlanan
ortası delik tekerlekler.
rock-hopper trawl [kaya atlayan trol] Kurşun yakası ile ağın kabaca bel (orta) kısmında döner
lastik disklerin bulunduğu ve tabanda sürüklenirken kaba malzemeyle
karşılaştığında üzerinden zıplayarak geçebilen dip sürütme ağı.
rockpool prawn [teke] ® Palaemon elegans.
roe [yumurta] Yumurtalıktaki (ovaryumdaki) yumurta. Sert olanı dişiye yumuşak olan (soft
roe) erkeğe ait anlatımdır.
rolling (lurch) [yalpa] Teknenin dalgaları yandan
alması nedeniyle sallanması, teknenin iskele sancak, sancak
iskele şeklinde sallanması.
Roman numerals [Romen
rakamları] Sert ve yumuşak ışınların belirtilmesi ile bazı eski yayınların cilt, sayı
ya da yılını belirtmede kullanılmış ve kullanılmaktadır.
I = 1 II = 2 III = 3 IV = 4 V = 5 |
VI = 6 VII = 7 VIII = 8 IX = 9 X =10 |
XV = 15 XX = 20 XXV = 25 XXX = 30 XXXV = 35 |
XL = 40 XXXXV = 45 L = 50 LX = 60 LXX = 70 |
LXXX = 80 XC = 90 C = 100 D = 500 M = 1000 |
Rondelet’s
bobtail [?] ® Sepiola rondeleti.
Rondeletiola
minor (lentil
bobtail)
[?] 100 - 600 m derinliklerde bentiktir.
Enderdir. Boyu en çok 2 cm (manto boyu) olabilir. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz
kıyılarında bulunur.
rope coil (coil, fake) [roda] Açılmamış halde silindir şeklinde sarılı halat.
rope trawl (spaghetti trawl) [halat trol] Özellikle orta su trol ağlarının suya karşı direncini azaltmak için ağın
geniş ağız kısmının birbirine koşut (paralel) gibi uzanan halatlardan
oluşturulmuş olduğu trol ağı.
rosary ponds [tespih havuzlar] Suyun bir havuzdan çıkıp diğerine aktığı balık havuzları.
Rossby dalgaları [Rossby waves] Belirgin bir enlemsel genişlikte olup çok uzun boylu dalgalar.
Rossia
macrosoma (stout bobtail) [?] Gövde kaslıdır. Dokunaçlar gelişmiş olup
çomakları küçük vantuzludur. Rengi yeşilimsi yansımalarla sarımsı kahve
renginden kırmızı kahve renginedir. Boyu en çok 8,5 cm (manto boyu); olup
geneli 3 ile 6 cm kadardır. 100 ile 500 m
derinliklerde yaşar. Türkiye'nin güney Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı
vardır.
rostral [burun önü] 1- ® Prenasal.
rostral [burunsal] 2- Burunla ilişkili.
Rostroraja alba (bottlenosed skate) [akvatoz, vatoz] Tabansal (demersal) olup 30-
rostrum [gagaburun] Uzun ya da ileri çıkmış burun, gaga.
rotational fishery [dönel balıkçılık] Birbirini izleyen (balıkçılığa) açık ve kapalı alanlarda
balıkçılık. Aşırı avcılığın yapıldığı alanın izleyen av sezonunda balıkçılığa
kapatılması.
Rotatoria
(rotifers) [rotatorlar] Suda yaşayan
omurgasız küçük hayvanlar olup kamçılarıyla dönerek hareket ederler. Birkaçı
deniz, acı-su ve çoğunluğu tatlı-suda yaşar. Erkeği cücedir. Bazılarında ise
erkek bulunmaz ve çoğalma partenogenez ile olur. Partenogenez çoğalmada
yumurtaların bir kısmından dişi birey oluşurken diğerleri yozlaşmış kendisini
besleyemeyen yalnız atmık üreten erkeği oluşturur. Döllenmiş yumurtadan oluşan
zigot kurumuş havuzlarda kalabilir. Altmış yıl kadar sürebilecek kuraklık
dönemlerini kist oluşturarak aşarlar. Bu süre sonunda yeniden canlı
oluşturabilirler. Biçimleri farklıdır. Kutu ya da solucan şeklinde olabilirler.
Bir kısmı yer değiştirmez ve tüp içerisinde yaşar. Üç sınıfta kabaca 2,000 tür
bulunmaktadır.
rotifers [rotatorlar] ® Rotatoria.
rough coral moss [?] ® Corallina elongata.
rough limpet [?] ® Patella ulyssiponensis.
rough pen shell [?] ® Pinna rudis.
rough pitar venus [?] ® Pitar rudis.
rough
ray [vatoz, vatoz
balığı] ® Raja radula.
rough sea [kaba dalga] Dalga yüksekliği 1,5-3
metrelerde olup gemiyi etkileyen dalga.
rough turbo [?] ® Astraea rugosa.
roughage [posa] Akvakültürde kullanılan yemin yüksek oranda sindirilemeyen selüloz gibi
malzeme ihtiva etmesi.
roughies (slimeheads, redfish) [Kemikbaşlıgiller] ® Trachichthyidae.
roughsnout
grenadier [uzunburunlu farebalığı] ® Trachyrincus scabrus.
roughtail stingray [iğnelivatoz, deniz kedisi, rina balığı] ® Dasyatis centroura.
roughtip
grenadier [fare balığı] ® Nezumia sclerorhynchus.
round fender [balon-usturmaça] Farklı malzemeden
üretilmiş balon biçimli usturmaça.
round
goby [kumkaya balığı, kum balığı, kumkayası balığı, benekli
kaya balığı, kayabalığı] ® Neogobius melanostomus.
round herring [kalem sardalya, Akdeniz
hamsisi] ® Etrumeus teres.
round
sardinella [sardalya, kulaklısardalya, sardalya, büyük sardalya] ® Sardinella aurita.
round
stingray [tırpana balığı,
yuvarlak rina] ® Taeniura
grabata.
round turn [volta] Halatın sabitlemesi için bir yere sarılması.
route [rota] Geminin gittiği yöndeki hat.
ROV (abbrev) [uzaktan kumandalı araç] ® Remotely Operated Vehicle.
Royal cucumber [?] ® Stichopus regalis.
royal
flagfin [derinsu zurna balığı, derin-su zurna balığı] ® Aulopus
filamentosus.
r-selection [r-seçim] 1- Bir yaşama yönetimi türü olup, erken olgunlaşma, hızlı ve ani büyüme, genç
yaşta çok sayıda yeni kuşak üretme, küçük boyluluk, yüksek ölüm oranı ve kısa
ömür şeklinde belirlenmiştir. Bu strateji önceden kestirilemeyen çevresel
değişikliğe uyumdur. İstilacı olanlar genellikle r-seçicilik benzeri yayılım
gösterirler. Popülasyonun sayısal büyümesi bir parabole benzer. Az sayıdan çok
sayıda yeni kuşak üretip denge noktasında salınarak durumlarını koruyabilir ya
da yine hızla azalabilirler. ® k-Selection.
r-selection [r-seçim] 2- Bazı balıklarda görülen yaşama şeklidir. Avustralya’daki Büyük Bariyer Resifi’nde yaşayan cüce
kayabalığı (Eviota sigillata)
59 günlük yaşam süresi ile omurgalılar içerisinde bilinen en kısa ömürlü
balıktır. Bir olasılıkla yırtıcı baskısına bir tepkidir. ® k-Selection.
rubberlip
grunt [?] ® Plectorhinchus
mediterraneus.
rubble
crabs [?] ®
Xanthidae.
rudder [dümen] Gemi ya da tekneye yön vermek için kullanılan düzenek. Geminin kıça takılı yön
değiştirici aracı.
rudder tiller (tiler) [yeke] Dümen başına takılan ve dümeni elle kullanmaya yarayan
kol. ®
Rudder (Dümen).
Rudicardium tuberculatum (tuberculate
cockle) [?] ® Acanthocardia tuberculata.
rudimentary [kalıntı] Küçük, gelişmemiş, çok az gelişmiş ya da gelişmesi kusurlu (özürlü)
olan.
rudimentary ray [kalıntı ışın] Gelişmemiş, çoğunlukla çok küçük olup sayılmayan basit yüzgeç ışını.
Ruditapes
decussatus (grooved carpet shell) [?] Sin. Amygdale
decussata; Tapes decussatus; Venerupis decussata. Kabuk ovalden dörtgensiye çalar, katıdır,
dışı ışınsal yontulu, eş merkezli olukludur. Eklem 3 asıl dişlidir. İç kenarlar
pürüzsüzdür. Rengi dışta beyazdan esmere çalar, içi sarımsı beyazdır. Boyu en
çok 8 cm olabilir. Sıklıkla 4 - 5 cm boylarda rastlanır. Kumlu çakıllı tabanı
seçer, lagünlere girer. Kirlilik çalışmalarında gösterge türdür. Cinsiyetler
ayrıdır. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
Rufus
snake eel [yılankurdu balığı, dikenli yılanbalığı] ® Ophichthus rufus.
ruhsat [permit (license)] Sahibine, konulmuş mevcut
koşullar çerçevesinde, balıkçılık yapma izni belgesidir.
Runaground (ashore stem on) [baştankara] Deniz aracının sahile
baş tarafından oturması, oturtulması.
runoff [akarsu] Yağmur suyunun toprak tarafından
emilmeyen kısmı olup serbest akan su.
Russian
sturgeon [Rus mersini, Rusmersin, karaca balığı,
mersin balığı, Rus mersini] ® Acipenser gueldenstaedtii.
rust disease [pas hastalığı] Deriye paslanmış görünümü veren bulaşıcı balık hastalığı.
rustic limpet [?] ® Patella rustica.
rusty
blenny [horozbina] ® Parablennius sanguinolentus.
Ruvettus pretiosus (oilfish) [Kuveyt balığı,
kalas balığı] Taban-yüzücü (bentopelajik), okyanus-göçerdir
(okyanodromdur). 100-
Rüppell's
scaldback [küçük
pisi] ® Arnoglossus rueppelii.
RV (R/V) (abbrev) [Research Vessel] ® Araştırma
gemisi.
Rytiphlaea tinctoria (makeup weed) [?] Kırmızı algdir. Tallusu çok koyu kırmızı ve
çok dallıdır. Tek eksenlidir. Büyüme uçtadır. Eş-yapılı trigenetik döngüyle
ürer. Boyu 5 - 10 cm'dir. Elle toplanır. Boya olarak kullanılır. Türkiye'nin
Ege kıyılarında bulunur.