P [updated last March 23, 2016]
P1 (abbrev) [P1]
Göğüs yüzgeci.
P2 (abbrev) [P2] Karın yüzgeci.
Pacific Ocean [Büyük Okyanus (Pasifik Okyanusu)] Kıyı denizleri dahil Amerika, Asya ve Avustralya kıtaları arasındaki
okyanus. Dünyada bilinen en derin çukurlar bu denizde ölçülmüştür. Kuriller
Çukuru -10,377 m; Filipinler Çukuru -10,504 m; Tonga Çukuru -10,790 m; Marian
Çukuru -11,033 m.
pack ice (open ice, broken ice, loose ice, loose pack ice, open
pack ice, slack ice) [gezgin buzlu] Su yüzeyinin %50-80’inin yüzen ve bir araya yığılmış buzla kaplanmış
olması.
paçoz balığı [flathead mullet] ® Mugil cephalus.
paddlefish family [Çokdişli-mersinbalığıgiller] ® Polyodontidae.
padeye [mapa] ® Eyebolt.
Padina
pavonia (marine
peacock’s tail) [?] ® Padina
pavonica.
Padina
pavonica (marine peacock’s tail) [?] Sin. Padina pavonia. Esmer algdir. Tallus
yelpaze gibi olup güneşe bakan tarafı kireçtaşı birikmesi nedeniyle beyazımsı
renktedir. Çok-çubukludur (polystick). Kenarlarından büyür. Üreme eş-yapılı
digenetik döngü ile olur. Boyu 5 - 15 cm'dir. Bol ışık alan infralitoral
katmanın tabanında yaşar. Türkiye'nin Ege ve Karadeniz kıyılarında bulunur.
Elle hasad edilir. Gizil besin ve tıbbi kullanımı vardır.
paedomorphosis [pedomorfoz] Evrilme sürecinde genç ya da kurtçuk (larva) özelliklerin erin (yetişkin)
formda bulunması.
paedophage (paedophore) [pedofaj] Kurtçuk (larva) ile beslenen. ® Larvivor.
paedophore [pedofor] ® Paedophage.
Pagellus acarne (axillary
seabream) [kırma mercan, kırmamercan balığı, yabani mercan] Taban-yüzücü (bentopelajik) ve okyanus-göçerdir
(okyanodromdur).
Pagellus bogaraveo (blackspot
seabream) [mercan, mandagözmercan balığı, mandagöz mercan] Taban-yüzücü (bentopelajik) olup
Pagellus erythrinus (common pandora) [mercan, kırma, mercan balığı, kırma mercan] Taban-yüzücü (bentopelajik) olup
Pagrus auriga (redbanded seabream) [çizgili mercan] Okyanus-göçer (okyanodrom) ve taban-yüzücüdür
(bentopelajiktir).
Pagrus caeruleostictus (bluespotted
seabream) [trança, yalancı
trança, antenli mercan] Okyanus-göçer (okyanodrom) ve taban-yüzücüdür
(bentopelajiktir). Acı-suya girer ve
Pagrus pagrus (common seabream) [mercan,
mercan fangri, sinagrit, trança balığı,
fangri, mercan balığı] Okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 0-
PAH (abbrev) (Polycyclic Aromatic
Hydrocarbons) [Polisiklik Aromatik Hidrokarbonlar] Çevresel kirleticiler olarak balık ürünlerinde bulunan az
miktarlardaki poliaromatik hidrokarbon. Yüksek değerler, petrol ve petrol
ürünleri kirliliğinden gelmektedir. Bazı PAH’lar kanserojendir. Tütsülenmiş
balıkta tütsülenmemiş olandan bir kaç kat (10 kat) daha fazla olabilir.
painted
comber [deniz
hani, taş hani balığı, yazılı hani, yazılıhani balığı, çizgili hani balığı, hani, hanoz, Ali bereket] ® Serranus scriba.
painted eel [mırmır balığı, mırmır yılanbalığı] ® Echelus myrus.
painted
goby [küçükkaya balığı, kayabalığı, benekli-hurmakayası balığı] ® Pomatoschistus
pictus.
painted top-shell [?] ® Calliostoma
zizyphinum.
pair trawling (two boat trawling) [çift trol] Aynı, taban ya da orta-su trol ağını çeken iki tekne. Ağ her bir teknenin
tek başına çekebileceğinden büyük olup çekim sonunda ya bir ya da diğer tekneye
aktarılarak güverteye alınır. Ağın ağzı teknelerin yanlara kayarak
sürüklemeleriyle yatayda açılır, kapı kullanılmaz.
paired appendage [çift ek] Çift yüzgeç.
paired fin [çift yüzgeç] Göğüs ve karın yüzgeçleri.
Palaemon adspersus (Baltic prawn) [teke] Küçükten orta boya kadar (en çok 8 cm ve geneli 3 - 6 cm) olan
karideslerdir. Tekdüze saydam görünümlü olup bantlar yoktur. Türkiye'nin tüm
deniz kıyılarında bulunur. Mansap ve lagünlere girer. Taban üstünde 1 m ile 10
m arasında ve deniz çayırlarında görülür. Avcılığı yapılmaktadır. Satış fiyatı
yem düzeyindedir.
Palaemon elegans (rockpool prawn) [teke] Küçükten orta boya kadar olan
karidestir. Şeffaftır. Karınsal bölmelerin arka kenarı enine koyu bantlıdır.
Boyu en çok 6 cm kadar olabilir, sıklıkla rastlanan boyu 3 - 5 cm'dir. Avcılığı
yapılmaktadır. Pazarı yem amaçlıdır.
Palaemon serratus (common
prawn) [teke] Sin. Leander
serratus. Orta boylu (en çok 11 cm ve sıkça rastlanan boyu 5 - 8 cm olan)
karidestir. Yüzen kabuklulardan olup rengi pembemsidir. Gövde saydam olup yatay
bantlıdır. Karınsal bölmeleri koyu çizgilidir. Gözleri arasında dikkati çeken
yukarı kıvrık uzantısı (rostrum) bulunur. İlk beş bölmede (segment) kenarlardan
yassı, yüzme ayakçıkları yer alır. Göğüsteki (toraks) ilk üç uzantı beslenme
amaçlı değişime uğramıştır. Deniz çayırları ve kayalık tabanda demersal olup
kıyısal kuşakta 10 m derinliğe kadar yayılır. Türkiye'nin tüm deniz kıyılarında
bulunur; ancak Karadeniz kıyısında enderdir. Yem amaçlı da satılır.
Palaemon xiphias (Posidonia
prawn) [teke] Küçükten orta boya
kadar olan karidestir. Rengi tekdüze yeşilden esmer-yeşile çalar. Şerit ve
benekli değildir. Maksimum boyu 6,5 cm, geneli ise 3 6 cm kadardır. Kıyısal
deniz kesiminde ve Posidonia
çayırlarında demersaldir. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege sahillerinde bulunur.
Avcılığı vardır. Yem olarak kullanılır.
Palaemonetes antennarius (pond
shrimp) [hayalet karides] Küçük boylu karidestir
(en çok 4,5 cm, erkekleri daha küçüktür). Gövde saydam olup üzerinde birkaç
dağınık benek (renk hücreleri - kromatofor) bulunur. Deniz kulakları ve
mansaplarda, yosunlu yumuşak tabanda yaşar. Türkiye'nin güney Ege kıyılarında
bulunur. Nadiren avlanır.
Palaemonidae (?) [?] Gövdeleri genelde pürüzsüzdür.
Yürüme bacaklarının ilk ikisi kıskaçlıdır. Küçükten orta boya kadar olan bu
karides ailesi bireyleri deniz, acı-su ve tatlı-sularda yaşarlar. Balıkçılık
açısından önemli türleri barındıran Palaemoninae alt ailesi 137 cinste ve 950
türü kapsamaktadır.
Palaeocene [Paleosen] Tersiyer dönemde jeolojik çağ. 65-55 milyon yıl öncesinde kuşlar ve ilkel memelilerin ortaya çıktığı
dönem.
palaeoichthyologist [paleoihtiyolog] Fosil balıkları inceleyen bilim insanı.
Palaeozoic (Paleozoic) [Paleozoik] Kambriyen, Ordovisyen, Silur, Devon, Karbonifer ve Permiyen dönemlerini
içine alan jeolojik dönem. 570-245 milyon yıl öncesi dönem.
palate [palat] Ağız tavanı. Damak.
pale lucina [?] ® Loripes lucinalis.
paleaoniscoid scale [paleoniskoit pul, ganoit pul].
paleoclimatology [paleoklimatoloji] Jeolojik süreçlerdeki (geçmiş) iklimselliğin
incelenmesi.
paleoecology
[paleoekoloji] Soyu tükenmiş canlıların günümüzde yaşayanlarla ilişkisini ve evrim
sırasındaki fiziksel koşulları inceleyen bilim dalı.
paleontology [paleontoloji] Yerküredeki eski yaşam ya da eski yaşamdan kalanları (fosilleri) inceleyen
bilim.
Paleozoik [Paleozoic] ® Palaeozoic.
Palinuridae (spiny lobsters, langouste,
rock lobsters) [Dikenli-ıstakozgiller] Aile çoğunlukla sıcak sularda yayılır. Kaya
aralıkları ve oyuklarda barınırlar. Gece avlanırlar. Bazen uzun gruplar halinde
göç ederler. Yönlerini koku, tad alma ve dünyanın manyetik alanını kullanarak
bulurlar. Antenlerini dış iskeletlerine sürterek ses çıkartırlar. Birlikte
bulunurlar. Orta ve büyük boylu kabukludurlar (Crustacea). Karapaks
yuvarlak olup neredeyse silindir gibidir. Yürüme bacaklarının 5. çifti pati
kıskaç ile donatılmıştır. Birçok türü parlak renkli ve bant ve beneklerle
süslüdür. Ailede yaklaşık 60 tür yer almakta olup bunlardan yalnız üçü Akdeniz'de
yaşamaktadır. Karapaks ön kenarı kuyruk ucu arası boyu 35 - 50 cm kadardır.
Palinurus (rock lobster, spiny lobster, languste) [böcek] Palunuridae ailesinden eti yenen kabuklu. İstakoza benzer. Kollarında
kıskaç yoktur. Türkiye’de Karadeniz hariç diğer denizlerde 50-
Palinurus
elephas (common
spiny lobster) [böcek] Sin. Palinurus
vulgaris.
Karapaks hemen hemen sildir şekillidir; ard çeyreği daha geniştir. Rengi kızıl
kahverengi fonda esmer -pembedir. Karın kısmı koyudur. Simetrik sarımcı leke
bulunur. En çok 50 cm boya ulaşır. Çoğunluğu 20 cm ile 40 cm arasındadır.
Sıklıkla kayalık kesimde ve nadiren kumlu tabanda rastlanır. 15 m'den 160 m
derinlikler arasında görülür ancak çoğunluğu 10 m ile 70 m'ler arasında yer
alır. Türkiye'nin Marmara ve Ege Denizi kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
Palinurus vulgaris (common spiny lobster) [böcek] ® Palinurus
elephas.
palleal [manto] Manto ile ilişkili.
palleal line [manto
bağlantısı] Midyenin
sol kabuğunun iç kısmında olup kenar boyunca yer alan kas lopu izi.
palmate octopus [?] ® Tremoctopus
violaceus.
paludarium [paludaryum] Kuru karasal kısmı ile suyu olan akvaryum.
pan [pan] 1- Doldurma, sığ havuz ya da göl.
pan- (prefix) [pan-] 2- Her, hepsi, tüm. Pankromatik (panchromatic)-Her renkten ışığa
tepki veren.
pan fish [tava balığı] Pazarda satılmayan, oltayla avlanan herhangi bir yemeklik küçük balık.
pancreas disease [pankreas hastalığı] Denizel evredeki Alabalıkgillerde pankreasın bozulmasına
(yozlaşmasına) ve bu yolla yüksek ölümlere neden olan viral hastalık.
pandalid shrimp [?] ®
Pandalidae.
Pandalidae
(pandalid shrimp) [?] Küçükten orta boya kadar olan
karideslerdir. Ailede birçok deniz türü bulunmakta olup çoğu derin-suda yaşar
ki bunlar iri türler olup balıkçılığın ilgi alanındadır.
Pandalus
crassicornis (green shrimp) [?] ® Chlorotocus crassicornis.
Pandorina [Pandorina] 8, 16, 32
hücreden oluşan kamçılı canlı cinsi.
panel [panel] Birleştirilmiş ağ parçalarından
(pafta) oluşan ağ.
panmictic population [panmiktik popülasyon] Tüm bireylerin çiftleşmeye eşit düzeyde hazırlıklı olduğu
popülasyon.
pan-size fish [tava boyu balık] Bütün olarak kızartılabilecek herhangi bir balık.
Panturichthys fowleri (?) [?] Tabansaldır (demersaldır) ve 25-60 metrelerde
rastlanır. Tür hakkında mevcut bilgi azdır.
paper thracia [?] ® Thracia papyracea.
papilla [papilla] Meme ucu gibi küçük
etsi kabarcık.
papillose laurenzia [?] ® Laurencia papillosa.
para- (prefix) [para-]
Yanında, yan tarafında. Paranükleus (paranucleus)-Çekirdeğin yanındaki küçük
çekirdek.
Parablennius
gattorugine (tompot blenny) [bantlıhorozbina balığı, horozbina] Tabansaldır (demersaldır) ve göçmez. 3-
Parablennius
incognitus (?) [horozbina] Tabansaldır (demersaldır). Boyu TL=6,5 cm olabilir.
Kayalık kıyıda, sığ suda bulunur. Et-ot-oburdur (omnivordur). Yumurtaları
tabansal olup yapışkandır.
Parablennius rouxi (longstriped
blenny) [horozbina] Tabansaldır (demersaldır). Boyu TL=8 cm olabilir. Sığ
sularda bulunur. Işıklı kayalıklar ve kaba çakıllı yerlerde rastlanır.
Erkekleri dar yarık ve çukurlarda durur. Bulunduğu yerden çıkar ve geri girer.
Dikey yüzer. Düşmanlarını ağzını açarak, yanını göstererek ve çarparak
korkutur. Dişi erkeğin bulunduğu kovuğa yumurta bırakır. Yumurtaları erkek
korur. Yumurtaları tabansal olup yapışkandır.
Parablennius
sanguinolentus (rusty blenny) [horozbina] Tabansaldır (demersaldır). Göç
etmez. Boyu TL=20 cm olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Yosunla (algle)
kaplı ışıklı kayalıklarda bulunur. Yumurtalar tabansal olup yapışkandır.
Parablennius
tentacularis (tentacled blenny) [kahküllühorozbina
balığı, horoz-bina] Tabansal (demersal) olup 3-15 metrelerde
rastlanır. Boyu TL=15 cm olabilir. Balıkçılığı yoktur. Kumlu zeminde bulunur.
Yarıklarda saklanır. Yumurtaları tabansal olup yapışkandır.
Parablennius zvonimiri (Zoanimir's blenny) [horozbina] Tabansaldır (demersaldır).
Paracentrotus
lividus (stony sea urchin) [?] Gövde hafif basıktır. Dikenleri mor, yeşil,
zeytuni, esmer ya da kızılımsı; çıplak kabuk yeşil, anüs çevresi mordur. Çapı
en çok 7 cm olup dikenleri 3 cm'ye ulaşır. 0 - 80 m'ler arasında yayılır.
Marmara Denizi ve aralıklı topluluklar halinde Türkiye'nin Ege ve Akdeniz
kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
Paralepididae (barracudinas) [Yalancı-turnagiller] Actinopterygii sınıfı, Aulopiformes takımı, Paralepididae ailesi 12 cins ve
dünyaya yayılmış 50 derin deniz balığını içermektedir. Gövde uzunca ince ve
silindirimsidir. Göz iridir. Yüz sivri, ağız uçtadır. Alt çene çok az öne
çıkıktır. Dişler çengelimsidir. Yüzgeçlerde sert ışın yoktur. Sırt yüzgeci kısa
ve tektir. Yağ yüzgeci dışkıl (anal) yüzgecin hizasında yer almaktadır. Yağsı
karın yüzgeci vardır. Yanal çizgi rahat görülebilir. Pullar, varsa çemberimsi
(sikloid) ve dokununca kaygan olup kolayca kopabilir. Yüzme kesesi yoktur.
Yetişkinlerde sırt genelde esmerimsi bazen de siyah şeritli ve gümüşidir.
Boyları 15- 50 cm arasındaki orta boya kadar olan balıklardır. Orta ya da derin
yüzücülerdir (800 m).
Paralipophrys
trigloides (grey blenny) [horozbina] Tabansaldır (demersaldır). Kayalık kıyıda bulunur. Su dışında kayaların
üstünde durabilir. Su dışında durduğunda hava solur. Gece aktiftir. Boyu TL=13
cm olabilir. Yumurtaları tabansal olup yapışkandır.
parallel evolution [koşut (paralel) evrim] Benzer akraba formların birbirinden ayrı gelişmesi.
parallel ponds [koşut (paralel) havuzlar] Bağımsız (bireysel) su giriş ve çıkışı olan akvakültür havuzları seti.
Paramecium [Paramecium] Terliksi hayvan.
parameter
[parametere] Türkçe karşılığı değişken ya da değiştirge’dir. Daha çok değişken olarak
anlaşılmakta ve kullanılmaktadır. Bir stok ya da popülasyonun bazı
özelliklerini tanımlayan bir ölçüm değerini, bir sabiti, gerçek bir sayıyı
belirtmek için kullanılabildiği gibi sanal (imaginary) olarak ta
kullanılabilmektedir.
paramorph [paramorf] Bir türün çevresel etkiler nedeniyle değişiklik gösteren ancak kalıtsal
yapısı değişmeyen grubu.
paramylon
[paramilon] Karbonhidrattır (glükoz tabanlıdır), Öglenalarda
(Euglenophyta) bulunur.
Parapandalus
narval (narval shrimp) [?] Sin. Parapandalus
pristis. Orta boyludur. Gaga-nurundan
- telsona tam boyu genelde 5 cm ile 12 cm arasındadır. Gaga burun hariç boyu
9,5 cm kadardır. Rengi şeffaf-beyaz olup parlak kırmızı bantlıdır. Çamurlu,
kumlu-çamurlu ve sert (kayalık) tabanda demersal olup 10 m ile 920 m'ler
arasında görülür ancak genellikle ve daha çok 200 m ile 400 m'ler arasında
yaygındır. Türkiye'nin güney Ege kıyısında bulunur. Avcılığı yapılmaktadır.
Parapandalus pristis
(narval
shrimp)
[?] ® Parapandalus narval.
parapatric [parapatrik] Komşu fakat kesişmeyen dağılımlar.
Parapenaeus
longirostris (deep-water (deep sea) pink shrimp) [derin-su pembe karidesi] Gövde tüysüz, sırt
kılsızdır. Gaga burnu turuncu kızıl ya da açık kırmızıdır. Karapaksın alt kısmı
şeffaftır. Total boyu erkeklerde 16 cm, dişilerde 19 cm'dir. Sıkça rastlanan
boyları erkeklerde genelde 8 - 14 cm dişilerde 12 - 16 cm'dir. Kumlu çamurlu ve
çamurlu taban üstünde 20-700 m'ler arasında yayılır ancak çoğunlukla 70 m ile
400 m'ler arasında rastlanır. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur.
Ticari avcılığı vardır.
paraphyses [parafiz] Yaralardaki (ya
da üreme organlarındaki) sistlerin arasına yerleşmiş, az çok değişikliğe
uğramış, steril bitkisel hücrelere sahip hücreler ya da ipliciklerdir.
parapodium [parapodyum] Çokkıllı halkalı solucanlarda yürüme görevi yapan ve halkaların dış
yanında yer alan tüpsü uzantı.
pararostrum [pararostrum] Otolitin ön ucu.
parasite [asalak, parazit, konuk] Heterotrof organizmadır. Konağa (bitki ve hayvan) zarar vererek yaşayan canlı. ® Hyperparasite. ® Facultative
parasite. ® Obligate
parasite.
parasites of fish [balık asalakları (parazitleri)] Birçok organizma balıklarda asalak olarak bulunur. Bunların başlıcaları
şunlardır:
Crustacea
- Copepoda -
Caligidae
Caligus lacustris |
Crustacea
- Copepoda -
Argulidae |
Crustacea
- Copepoda - Mytilicolidae |
Crustacea
- Copepoda -
Ergasilidae
Ergasilus sieboldi |
Crustacea
- Copepoda -
Caligidae
Caligus rapax |
Flagellata – Kamçılılar Trypanoplasma spp. |
Sporozoa - Sporlular Leutospora cerebralis |
Ciliata – Kirpikliler Ichthyophtirius multifiliis |
Hirudinea – Sülükler Piscicola geometra
Hemiclepsis marginata
Cystobranchus respirans |
|
parasitic male [asalak (parazit) erkek] Dişi üzerinde yaşayan, gonadları hariç yozlaşmış tamamlayıcı erkek. Örnek;
bazı Ceratioidei.
parasitic spawning [asalakcıl (parazitçe) yumurtlama] Baskın erkek ile dişi yumurtlarken baskın olmayan erkeğin yumurtaları
döllemesi.
parasitism [asalaklık] Bir türün yararına diğerinin zararına olan ilişki (+ -). Örnek; mantar
bulaşması, balık ve insanlardaki iplik kurtları (Nematoda), balık
solungaçlarındaki bazı kabuklu türleri (Crustacea, Copepoda) ve birçokları
bilinen asalaklık (parazitçilik) örneklerindendir.
parasitology [parazitoloji] Asalak bilimi.
paravivipare [paravivipar] Yumurtladıktan sonra
yumurtaların dişi ya da erkek tarafından bir kuluçka kesesinde taşındığı sonra
kesenin açılıp yavruların dışarıya salındığı türlerdeki üreme şekli. Örnek;
deniz atı. Keseli hayvanlar paravivipar değildir.
parcelling [badarna etmek] Halatın koruyucu
malzemeyle sarılması.
parent population [ana-baba popülasyonu] Araştırma ve çözümleme için başlangıç ya da çıkış
popülasyonu olarak değerlendirilen herhangi bir popülasyon.
parental biomass [ana-baba biyokitlesi] Kısaca yumurtlayan popülasyonunun ağırlığıdır. Bir türün
erin yani cinsi olgunluğa ulaşmış bireylerinin ağırlığıdır.
Parexocoetus mento (African sailfin flyingfish) [uçankefal
balığı, uçan balık] Yüzücü (pelajik), okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 0-
parietal [parietal] Genelde duvara ait, çepere bağlı anlamındadır. Örneğin,
parietal bir plastid hücre çeperinin yakınında yerelleşmiş bir plast’tır.
Parophidion vassali (dusky cusk-eel) [sarıkayış balığı] Işınlı-yüzgeçlilerden (Actinopterygii) olup Ophidiidae
ailesine ait boyu TL=30 cm kadar olabilen denizde tabansal (demersal) bir
türdür. Balıkçılığı yoktur. Sahanlık alanının derin kesimlerinde rastlanır.
Doğu Atlas Okyanusu ve Akdeniz’de yaşar.
parr (samlet, skegger) [parmakboy] ® Fingerling.
parr mark [par lekesi (par
imi)] Genç alabalıkgil
bireyinin vücudunun yan taraflarındaki koyu leke.
parrot seaperch [kırmızıberber balığı, berber balığı] ® Callanthias ruber.
parrotfish [iskaroz, papağan balığı] ® Sparisoma cretense.
parrotfishes [Papağan-balığıgiller] ® Scaridae.
part [kısım] Canlılarda bir organ ya da
dış özelliğin diğerlerinden ayrı değerlendirilebilen parçası. Örnek; kol,
bacak, çene vb.
parthenogenesis [döllemsiz (döllemesiz) çoğalma] Döllenmemiş yumurtadan yeni kuşak verme şekli. Döllenmemiş yumurtanın
gelişmesiyle oluşan çoğalma şekli. Dişinin (ananın) kopyası, klonu.
parthenogenetic
[partenojenetik]
® Parthenogenesis.
partial recruitment [kısmi içgöç
(kısmi stoğa katılma)] 1- Avlanan stoğa yeni yıllığın katılma derecesidir. Avlanan stoğa
katılanlardan iri olanlar av aracına yakalanırken büyük çoğunluk ağ gözlerinden
geçerek kurtulur. Hiç genç balık avlanmıyorsa bunların kısmi iç*göçü (stoğa
katılımı) sıfırdır. Bir yıllığın bireylerinin artan boyu ile artan avlanan
birey sayısı %50’ye ulaştı ise tam içgöç (stoğa katılım) sağlanmış demektir. Bu
durumdaki kısmi içgöç 0,5’tir.
partial recruitment [kısmi içgöç
(kısmi stoğa katılma)] 2- Bir yıllığın hangi
ölçüde (derecede) avlanan stoğa katılmasıdır. Bir yıllık genç ise bu yıllığın
içerisinden yalnız bazı hızlı büyüyen bireyler avlanır. Böylece bu yıllık stoğa
tamamıyla değil kısmen katılmış olur. ® Recruitment (İçgöç).
partial spawner [kısmi yumurtlayıcı] Uzun bir dönemde (2-3 ay boyunca) yumurtlayan ve
gonadlarında henüz atılmamış faklı gelişme aşamasında yumurta ve atmık bulunan
balıklara verilen ad.
partially spawned fish (half spent fish) [kısmi yumurtlamış] Yumurtalığındaki yumurtaların bir kısmını yumurtlamış
balık.
particle [partikül] Tanecik.
particle size [parçacık
boyu] Uluslararası Wentworth-Udden ölçütlerine göre çökellerdeki (sediman) tane
boyu aralıkları şunlardır:
Boy aralığı |
Parçacık adı |
Boy aralığı |
Parçacık adı |
||
> |
boulder |
[Kaya] |
1/16- |
sand |
[Kum] |
64- |
cobble |
[Kaba taş] |
1/256-1/16 mm |
silt |
[Balçık] |
4- |
pebble |
[Çakıl taşı] |
<1/256 mm |
clay |
[Kil] |
2- |
gravel |
[İnce çakıl] |
|
|
|
particle trajectory model [parçacık izleme modeli] Atmosfer taşınım
modellerinde parçacıkların gidiş yollarını izlemede kullanılan model.
particulate feeding [parçacıkla beslenme] Yem olan zooplankton ya da balığı tek tek avlayıp yeme.
particulate
matter (suspended solids) [parçacık madde] 1- Su ya da havada asılı
durabilen, görünmeyen parçacıklar.
particulate
matter (suspended solids) [parçacık
madde] 2- Uygun dar gözlü (Whatman GFC – 0,22 µm ya da 0,45 µm
Millipore) filtresinden süzülen sudan filtrede arta kalan maddelerin
ağırlığıdır.
parturition [doğum] Doğum, doğurmak. Örnek; erkek deniz atı.
Pasiphaea
multidentata (pink glass shrimp) [?] Bento-pelajik
türdür. Gövdesi yanlardan oldukça basık olup kırmızı kromatoforlarla
şeffaftır. Toplam boyu 12,5 cm ve
sıklıkla rastlanan boyları 5 cm ile 10 cm arasındadır. 200 m il2 2,000 m
derinlikler arasında rastlanır ancak özellikle 500 - 700 m'lerde görülür.
Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunur. Avcılığı yapılmaktadır.
Pasiphaea
sivado
(white
glass shrimp) [?] Gövde yanlardan
basık olup neredeyse cam gibi (tamamen) şeffaftır ancak anten ve yürüme
bacaklarında renk hücreleri (kromatofor) bulunur. Tam boyu 8 cm, sıklıkla
rastlana boyu 4 - 7 cm kadardır.
Özellikle 100 - 300 m'ler olmak üzere 700 m derinliğe kadar yayılır.
Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
Pasiphaeidae (glass shrimps) [?] Gövdeleri yanlardan basık
bentopelajik (tabansal-yüzücü) karideslerdir. Kıyıdan derin sulara (700 m)
kadar yayılır. Akdeniz sular sisteminde bulunan 4 türden 2'si balıkçılığın ilgi
alanına girer.
passage [geçit (pasaj)] Göçmen balığın baraj, bent vb’ni tali su yoluyla geçmesi.
passage facilities [geçit araçları] ® Passway.
passive fishing [pasif balıkçılık] Hareket halinde
olmayan av aracıyla (fanyalı, fanyasız ağlar) yapılan avcılık.
passive gear [pasif araç] Suya bırakılan ve aktif hareket ettirilmeyen av aracı.
passway (passage facilities) [geçit araçları] Zarar görmeden balığın barajı aşmasına olanak veren tali ark, balık
merdiveni ya da asansörü vs.
patch [yama, leke] Bazı midyelerin bir ya
da diğer kabuğunda gelişmiş sırtsal (dorsal) kenar boyunca kancaya kadar uzanan
süslemeli yüzey.
patella [patella] 1- Diz kapağı.
patella [patella] 2- Örümceklerde üst bacak ile alt bacak (kalça) arasındaki
parça.
Patella [Patella]
3- Yassı koni biçimli kabuğu olan Patella, Patelloidea üstailesi, Patellidae ailesinde bir salyangoz
cinsidir. Kayalık kıyı kesiminde bulunur. Kayalar üzerindeki deniz yosunlarıyla
(alglerle) dişli-dilini kullanarak ve zik-zak hareketleri yaparak beslenir.
Bazı türleri 0-
Patella
aspera (rough
limpet)
[?] ® Patella ulyssiponensis.
Patella
caerulea (rayed mediterranean limpet) [?] Kıyısal kuşakta
10 m derinliğe kadar yayılır. Boyu en çok 7 cm olabilir. Genelde sıklıkla 5 cm
boylarda rastlanır. Türkiye'nin tüm kıyılarında bulunur.
Patella
lusitanica (rustic limpet) [?] ® Patella
rustica.
Patella
rustica (rustic
limpet) [?] Sin. Patella
lusitanica. Mediolitoralda yaygın türdür. Boyu en çok 7 cm ve sıkça
rastlanan boyu 5 cm olabilir. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında
bulunur.
Patella
ulyssiponensis (rough limpet) [?] Sin. Patella aspera. Kıyısal kuşakta
topluluklar oluşturur. Boyu en çok 7 cm ancak genelde 6 cm kadardır.
Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunur.
Patellidae (?) [?] Kabuk koni şekillidir. Sarmal değildir. Dış yontusu çok
değişken ya da aşınmış vb olabilir. İçi parlak olup kas izi taşır. Üreme her iki cinsiyete ait eşeysel malzemenin
döllenmenin olacağı suya salınması şeklindedir. Beslenme kaya üzerindeki
organizma ve organizma artıklarının kazınması ile olur. Plankton olan larvaları
metamorfoza ve bir yere sabitlenene kadar mikroskopla görülebilen küçük su
yosunları (algler) ile beslenir.
path- (prefix) [pat-] 1- Istıraplı. Hastalıklı. Örnek; patolojik
(pathological)-hastalıklı.
path [hat] 2- Uzayda güncel ya da
varsayımsal yol. Bir nesne ya da ışığın geçtiği kısım.
pathogen [hastalık
yapıcı (patojen)] Hastalık oluşturan (hastalık
yapan) canlı organizma.
patriarch/matriarch family [ataerkil/anaerkil aile] ® Male-with-harem family.
patriarchal [ataerkil].
patriarchal family [ataerkil aile] Çiftler arasında bir bağ yoktur. Erkek yumurta ve larvalara (kurtçuklara)
bakar ve korur. Bu aile tipi Sihlidgillerden Sarotherodon melanotheron
türünde görülür. Cinsiyetler arasında görüntü ve renk farklılığı yoktur. ® Matriachal
family.
pattern [gidişat] Tekrarlanan ya da nesne, olay, özellik, davranışların düzenli ayarlanması.
pavement teeth [mozaik dişler] ® Mosaic
teeth.
paying away (setting) [ağ atma] Bir ağı (av aracını) suya salmak.
Payraudeautia
intricata (entangled moon-shell) [?] Yaygın türdür.Kumlu çamurlu tabanda yaşar.
Boyu en çok 1,9 cm, çapı 1,6 cm olabilir. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunur.
PCB (abbrev) (PolyChlorinated
Bipheyl) [poliklorlu
bifenil] Çok dayanıklı, ağılı
(zehirli), endüstriyel kimyasallar sınıfından bir madde.
pea (bill) [gaga] Çapa
ucundaki tırnakların uç kısmı.
pea gravel [ince çakıl] ® Gravel.
peacock
blenny [ibiklihorozbina
balığı] ® Salaria
pavo.
pearl culture [inci kültürü] Yapay yolla inci
üretimini belirtir. İnci kültürü tatlı suda midye ve denizde ise istiridyeden
elde edilir. Manto dokusundan alınan küçük bir parça, inci üretmek için
kullanılan canlıya yabancı madde olarak ekilir. Canlı bunun oluşturacağı zararı
(tahribatı) önlemek için bu parçacığın etrafını eş merkezli (concentric) çok
küçük aragonit (biyolojik yolla oluşturulan CaCO3) ile sarar. İnci
üretminde öncü ülke Japonya’dır. Duruma ve kullanım amacına göre inci 2-7 yıl
arasında tatlı suda ve 2-4 yıl arasında farklı denizlerde elde edilir.
pearl
fish [inci balığı] ® Carapus acus.
pearl
mullet [tarek, inci kefali, Van
fish] ® Chalcalburnus tarichi.
pearl
oyster [deniz incimidyesi] ® Pinctada
margaritifera.
pearlfishes [İğnebalığıgiller] ® Carapidae.
pearlsides [ışık balığı, ışıldak
balığı] ® Maurolicus
muelleri.
pearly
razorfish [devedişi, papağan balığı, ustura balığı] ® Xyrichtys novacula.
peat-spawner [turbaya yumurtlayıcı] Dişlisazancıkgiller (Cyprinodontidae) - Dalaba balıkları
yumurtalarını çürümüş malzeme üzerine bırakırlar.
pebble
crabs [?] ®
Xanthidae.
Pecten
jacobaeus (great Mediterranean scallop) [?] Kabuklar değirmi ve
yanlardan neredeyse eşittir. Kabuk kulakları iyi gelişmiştir. Dıştan ışınsal
kaburgalıdır. İçi parlak ve pürüzsüzdür. Dış kaburga içe yansır. Rengi kırmızı
esmer ve renkli motiflidir. Sağ kabuk beyazdır. Kabuk içi beyaz kenarları
kırmızımsı esmerdir. Boyu en çok 15 cm olabilirken sıklıkla rastlanan boyları 8
- 10 cm kadardır. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı
vardır.
pectinate [taraksı (ktenoid)] ® Ctenoid.
pectinate scale (squama ctenoidea, pul. squamae ctenoideae) [taraksı
pul (ktenoid pul)] ® Ctenoid scale.
Pectinidae (scallops) [Tarakgiller, Tarak-midyesigiller] Yumuşakçalar (Mollusca) kabilesi, çift-kabuklu (Bivalvia) sınıfı,
istiridyemsiler (Ostreoida) takımında yer alan Pectinidae ailesi bireylerini
kapsar. Kabukları eşit büyüklükte olup bunlardan genellikle biri diğerinden
biraz daha şişkindir. Kabuklar oval kenarlı ve kulaklıdır. Kulaklardan öndeki
daha iyi gelişmiştir. Sağ kabuk taraksı dişlidir. Kabuklar dıştan ışınsal
kaburgalı ya da kıvrımlıdır. Eklem dişsiz ya da çok zayıf kırışıklıdır. Manto
boşluğu yoktur, büyük merkezi çekme kasları vardır. Kas izi simetrik değildir.
Solungaçları lifsi tiptir. Askı yükle beslenirler. Eşeyler çoğunlukla aynı
bireyde bulunur. Aile bireyleri bizususları ile tabanda yatabilir. Ailede 39
cins yer almaktadır. Aktif yüzücü ve göçmendirler. Yüzme, kabukların açılıp
kapanmasıyla (kabukların çırpılması) ile aktif yüzme gerçekleşir. Daha çok
yırtıcılardan korunmak için sıçrama şeklinde kullanılır. Erdişidirler
(hermafrodit-tirler) ancak eşeylerini (cinsiyetlerini) değiştirme yetenekleri
de vardır. Yumurtalar kırmızıdır. Kurtçuk (larva) belirli bir süre sonra uygun
yere yerleşir. 18 yıl kadar yaşayabilirler. Etleri genelde tereyağında sote ya
da kızartılarak yenir. Tabandan, ya ağlı kızakla ya da dalgıç marifetiyle elde
edilirler. Akdeniz sular sistemin tarak midyesi türleri bakımından zengindir
ancak bunlardan yalnız 10 tür balıkçılık açısından ilginçtir.
pectoral [pektoral] Göğüs, göğüsle ilgili.
pectoral fin (omopterygium, homopterygium) [göğüs yüzgeci (pektoral yüzgeç)] Solungaç açıklıklarının hemen arkasında vücudun her iki tarafında bulunan
bir çift yüzgeç. Bu yüzgeçler karın yüzgecinden biraz büyüktür. Bu yüzgeçleri
balık dönme ve yön değiştirmede kullanılır.
pectoral girdle [göğüs kuşağı] Solungaçların arkasında kafanın arka kısmında göğüs yüzgeçlerinin kemik
desteği.
pectoral ring [göğüs halkası] Deniziğnesigillerde (Syngnathidae) birinci gövde halkasında, hemen kafanın
arkasındaki deri plakalardan biri.
pedal [ayak] Ayakla ilgili.
peduncle [pedinkül] ® Caudal
peduncle.
peduncle [sap] Sepioidea ve Teuthoidea’da vantuz taşıyan kaslı kısa çubuk.
peduncle disease [kuyruk sapı hastalığı] Daha çok alabalıkgillerin yumurta sarısı taşıyan
kurtçuklarında görülen bakteriyel soğuk su hastalığıdır. Sıcaklığın 10°C’nin
altına düşmesini izleyen süreçte yaralar belirir. Balıklar sarmal (helezoni)
yüzmeye başlar, vücutta şişme ve koyu lekeler belirir, kırım (ölümler)
yaygındır. Bu hastalığa soğuk su hastalığı da denmektedir.
Pegusa impar (Adriatic sole) [dil
balığı] Tabansaldır (demersaldır). Boyu TL=35 cm olabilir. 12 yıl yaşayabilir.
Ticari balıkçılığı ve yetiştiriciliği vardır.
Pegusa lascaris (sand sole) [kumdil balığı, dil
balığı] Tabansaldır (demersaldır).
Acı-suya girer. 5-
pelagic [pelajik (yüzücü)] 1- Tabana bağlı ya da bağımlı
olmayan tabanın üstünden yüzeye kadar olan bölgede yaşayan canlıların
belirtilmesinde kullanılır.
pelagic [pelajik (yüzücü)] 2- Tabanı örten ve
tabanın üstünde yer alan kıyıdan uzak denizsel, okyanussal sular. ® Üst-yüzücü (epipelajik). ® Derin-yüzücü (batipelajik). ® Tüm-yüzücü (holopelajik). ® Orta-yüzücü (mezopelajik).
pelagic [yüzücü (pelajik)] 3- Yaşamının büyük bir kısmını su
kolonunda yüzerek geçiren kısaca tabanda durmayan balık.
pelagic egg(s) [yüzücü (pelajik) yumurta(lar)] Tabanın üstünde su kolonunda yüzen yumurta(lar).
pelagic fishery [yüzücü (pelajik) balıkçılık] Yüzücü (pelajik) balıkları avlamayı hedef alan
balıkçılık. Örnek; hamsi balıkçılığı.
pelagic pipefish [dikenli
iğne balığı, deniz iğnesi] ® Syngnathus
phlegon.
pelagic stingray [iğnelivatoz, mavirina balığı, rina] ® Pteroplatytrygon
violacea.
pelagic swimcrab [kum
yengeci] ® Portunus pelagicus.
pelagic trawl [yüzücü (pelajik) trol] Yüzücü trol. ® Orta-su trolü.
pelagos [pelagos] Yunancada ‘deniz’; örnek, Aigaion Pelagos = Ege Denizi. Deniz Bilimlerinde ise su kolonunda yaşayan plankton, nekton, nöston
organizmalarının oluşturduğu topluluğu belirtmek için nadiren de olsa
kullanılır. ®
Pelajik.
Pelates quadrilineatus (fourlined terapon) [ispinoz, çizgili isparoz] Kıyısal türdür. Acı-suya girer. Boyu TL=39 cm olabilir. Ticari balıkçılığı
önemsizdir. Kızıldeniz’den Akdeniz’e göçmendir. Genellikle sürü oluşturur.
Pelecypoda (Lamellibranchiata, Bivalvia, bivalve, mussels) [Yassısolungaçlılar, midyeler] Yumuşakça (Mollusca) sınıfı. ® Mussels (Midyeler). ® Bivalvia.
pelican's foot snails [?] ® Aporrhaidae.
pellet [topak (pelet)] Boyutu değişen, tane haline getirilmiş, içerisinde
hayati besleyicilerin bulunduğu, akvakültürde kullanılan balık yemi.
pelvic [pelvis] Karın kısmıyla, karınla ilgili.
pelvic bone (pelvic plate, posterior process, pubic bone, medial
plate) [pelvis kemiği] Karının alt kısmındaki isimsiz kemik. Kalça kemiği, leğen kemiği.
pelvic fin (ischiopterygium) [karın yüzgeci] Balığın karın tarafındaki bir çift yüzgeç. Bu yüzgeç çiftini balık yönelme,
durma ve dönmek için kullanır.
pelvic girdle [pelvis kemeri] Leğen kemiği. Burada karın yüzgeçlerini destekleyen iskelet yapı.
pelvic plate (posterior process, pubic bone, medial plate) [pelvis kemiği] ® Pelvic bone.
Pempheris vanicolensis (vanikoro sweeper) [üçgen balığı, gölge balığı, yaprak
balığı] Sığ kayalık alanlarda rastlanır. Erinler büyük gruplar
oluşturur. Boyu TL=20 cm olabilir. Gündüz mağara ve gölgelik yerlerde, gece
açık suda bulunur.
pen [çit] Akvakültürde istenen balıkları tutmak ve istenmeyenleri dışlamak için
kullanılan ağ tipli bir cins ağıl, kafes.
pen culture [kafes kültürü] ® Cage
culture.
pen
shells [?] ® Pinnidae.
penaeid
shrimp [?] ® Penaeidae.
penaeid
shrimp [Büyükkaridesgiller] ® Penaeidae.
Penaeidae (penaeid shrimp) [Büyükkaridesgiller] Karides dendiğinde Ege ve Akdeniz kıyısal kesiminde
genellikle farklı gruplara (ailelere) ait kabuklular anlaşılmaktadır. Ancak
genelde belirtilmek istenen ise Penaeidae ailesinin bireyleri olmaktadır.
Büyükkaridesgiller, Kabuklular (Crustacea) altkabilesi, Malacostraca sınıfı,
onayaklılar (Decapoda) takımı, Dendrobranchiata alttakımı Penaeoidea
süperailesinin 26 cinsi barındıran bir ailesidir. Karidesgillerin yürüme bacaklarının ilk 3 çiftindeki kıskaçlar boy ve şekil olarak özdeştir
ve arkaya doğru hafif irileşirler. Son iki yürüme bacağı çifti iyi gelişmiştir.
Renkleri değişken, esmer, beyaz ya da pembe olabileceği gibi tekdüze lekeli
veya bantlıdır. Karideslerin yaşam alanlarının genişliği yaş gruplarına ve
gelişme evrelerine göre değişmektedir. Kıyısal kesimde erinleşen bireyler açığa
göçer ve yumurtlama denizde ve açık suda olur. Yumurta ve kurtçuk (larva)
evresinde kıyıdan açıkta bulunan bu canlılar dip yaşamına (tabansal yaşama)
geçerken kıyıya yaklaşırlar. Günümüze değin Türkiye sularında Penaeidae (8
tür), Palaemonidae (7 tür), Atyidae (1 tür), Alpheidae (5 tür), Processidae (2
tür), Hyppolytidae (4 tür), Crangonidae (3 tür), Gnathophyllidae (1 tür) olmak
üzere toplam 31 karides türü saptanmıştır. Ekonomik önem taşıyan türler
şunlardır: Penaeus kerathurus (TL=20
cm), Penaeus japonicus (TL=22 cm), Penaeus semisulcatus (TL=25 cm), Parapenaeus longirostris (TL=13 cm), Metapenaeus monoceros (TL=15 cm) ve Trachypenaeus curvirostris (TL=10 cm). Belirlenen
türelrden 5'i Hint Okyanusu-Büyük Okyanus kökenli olup Kızıldeniz-Süveyş
üzerinden Akdeniz'e göçmendir. Akdeniz'deki türlerin tamamı tabansaldır.
Ekonomik yönden önemli olup avcılığı sürütme ağları ile yapılmaktadır.
Penaeus (Marsupenaeus) japonicus (kuruma
shrimp) [jumbo karides, çil
karides, Japon karidesi] Karapaks pürüzsüzdür.
Gaga burun dahil gövde soluk sarı, enine pembemsi esmer bantlıdır. Yürüme
bacakları kaide kısmında beyaz kaideye yakın kısmında sarı ve uçlarda
mavimsidir. Total boyu erkeklerde en çok 19 cm ve dişilerde 22,5 cm'dir.
Genelde sıkça görülen boyları erkeklerde 16 cm ve dişilerde 19 cm'dir. Kumlu,
kumlu-çamurlu taban üstünde 90 m derinliğe kadar yayılır. Çoğunlukla 20 m
derinlikte görülür. Gece aktif olup Türkiye'nin doğu Akdeniz kıyısında görülür.
Ticari avcılığı vardır. Uzak-doğuda sucul kültürü yapılmaktadır.
Penaeus (Melicertus) kerathurus (caramote prawn) [jumbo karides] Sin. Penaeus
trisulcatus; Penaeus caramote. Karapaks pürüzsüzdür. Rengi değişken ve
eşeylere göre de farklıdır. Boyu erkeklerde en çok 18 cm, dişilerde ise 22,5 cm
olur. Sıkça rastlanan boyları erkeklerde 8 - 14 cm ve dişilerde 17 cm kadardır.
Kumlu, kumlu-çamurlu taban üstünde 5 - 90 m'lerde yayılır. Çoğunlukla 40 m
civarında rastlanır. Genç bireyler acı-sulu kıyısal kesime girer. Türkiye'nin
Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Ticari avcılığı vardır.
Penaeus (Penaeus) semisulcatus (green tiger prawn)
[?] Karapaks pürüzsüzdür. Gövde rengi soluk kahverengi,
bazen yeşilimsidir. Karapaks enine bantlıdır. Bantlar krem sarısıdır. Antenler beyaz esmer çizgilidir. Erkenler en çok 19 cm, dişiler ise 22,8 cm
olabilir. Sıklıkla rastlana boyları erkelerde 17 - 18 cm ve dişilerde 17,5 -
22i5 cm kadardır. Kıta sahanlığı alanının çamurlu, kumlu ya da kumlu-çamurlu
kesiminde 130 m derinliğe kadar yayılır ancak en çok 60 m civarında rastlanır.
Gece aktiftir, gündüz tabana gömülür. Küçük sürü oluşturabilir. Türkiye'nin
doğu Akdeniz kıyısında bulunur. Ticari avcığı vardır. Trol ve fanyalı ağlarla
elde edilir. Uzak-doğuda sucul kültürü yapılmaktadır.
Penaeus
caramote (caramote prawn) [jumbo karides] ® Penaeus (Melicertus) kerathurus.
Penaeus
trisulcatus (caramote prawn) [jumbo karides]® Penaeus (Melicertus) kerathurus.
pencil
squids [?] ® Oliginidae.
pendulum feeder (demand feeder) [istemsel beslenme] ® On-demand feeder.
penguin
[penguen] Güney kutbunda bulunan perde ayaklı bir cins
deniz kuşu.
penis [penis] Erkek hayvanların çiftleşme
organı. Farklı tür ve bunların büyüklüklerine göre cinsiyet organları da
değişmektedir. Genelde büyük vücutluların çiftleşme organlarının büyük olması
uygun görünmektedir. Fakat bu kural değildir (görece büyüklük için örnek, düğme
= barnacle). Doğal olarak en büyük organa Cetacea (Balinagiller) sahiptir.
Balıkgillerden penislilere örnek olarak Bythitidae ailesi verilebilir.
pennant [flama] İşaret ya da diğer amaçlı kullanılan üç köşeli küçük bayrak.
penta- (prefix) [penta-] Beş, beşten. Örnek;
pentadaktilus (pentadactylous)-uzantısında 5 kısım olması.
pentad [beşli] Beş günlük süreçli,
periyotlu.
penultimate [sondan ikinci] Sonuncudan önceki. Sondan ikinci olan.
Peplum clavatum (club scallop) [?] ® Pseudamussium
clavatum.
pepper dulse [?]® Laurencia pinnatifida.
peppery furrow [?] ® Scrobicularia plana.
Percidae (?) [Levrekgiller].
Perciformes
(?) [Levreksiler] Levreğe benzeyen balıklardan
oluşan takım. Balıkların 540’ı bu grupta yer alır.
peregrine shrimp [?] ® Metapenaeus stebbingi.
perforate [delikli] Gözenekleri olan biyolojik malzeme.
peri- (prefix) [peri-]
Yanında, etrafında, saran, çevreleyen. ® Sirkum.
perianal [perianal] Anüs’e yakın ya da
anüs’ü saran.
periblast [periblast] Kemikli balıklarda
(Teleostei) yumurta sarısını saran zar.
pericardial cavity [perikardiyal boşluk] Kalbin içinde bulunduğu vücut boşluğu.
periderm [periderm] Embriyonu saran sızdırmaz
(geçirgen olmayan) uzmanlaşmış örtücü gözeler (hücreler).
period [dönem (periyot)] Eşit zaman aralıklarında yinelenen.
periostracum [zar, dış zar, deri] 1- Yumuşakça kabuğunun dış tabakası,
organik maddeden olup kabuğa diğer canlıların yapışmasını önler. Farklı
gruplarda ya da çok farklı kalınlıkta olup dayanıklıdır.
periostracum [zar, dış zar, deri] 2- Kabuğun dış kaplama filmi olup conchiolin adı verilen
bir proteindir.
peripheral [sınırsal] Tatlı-suda yaşayan
fakat tuzlu-suya dayanıklı balıklar. Örnek; Petromyzontidae, Acipenseridae,
Anguillidae, Gobiidae.
periphyton [perifiton] Su altındaki yüzeyler ile köklü sucul bitkilerin üstünde ya da bunlara
yapışan çoğunlukla küçük bitkisel ve bazı küçük hayvansal organizmalar.
periphytonophagy [perifitonafaj] Perifitonobur.
peristaltic pump [peristaltik pompa] Belirli miktarda malzeme (sıvı, hava vb’ni) esnek tüpleri
sıkıştırarak aktaran (basan) pompa.
Peristediidae (armored searobins, armored
gurnards) [Dikenliöksüzbalığıgiller] Işınlı-yüzgeçliler
(Actinopterygii) sınıfı, Scorpaeniformes takımının bir ailesi olup Gargaricus
(1 tür), Heminodus (2 tür), Paraheminodus (2 tür), Peristeidon (25 tür)
Satyrichthys (16 tür) cinslerinde toplam 46 türü barındırmaktadır. Tropik ve
alt tropik suların derin kesimlerinde yer almaktadırlar. Akdeniz’de bir tür ile
temsil edilmektedir.
Peristedion
cataphractum (African
armoured searobin) [dikenliöksüz balığı, dikenli öksüz] Tabansaldır (demersaldır). Boyu TL=40 cm kadar olabilir. Balıkçılığı
kişisel tüketim düzeyindedir. 50-
peristome [ağız (açıklığı) çevresi] Karındanbacaklı
kabuğu ağzının kenarı. Kabuk açıklığını değiştiren bir çentik ya da kanal ve
yoksa böyle kabuğa ‘holostome - tam açık’ aksine ise ‘siphonostome – sifonsu
açık’ denir.
peritoneum [periton] Karınzarı.
perivisceral cavity [sölom] ® Coelom.
perivitelline space [perivitellin boşluk] Embriyonu saran zar ile yumurta dış çeperi arasındaki
sıvı dolu kısım.
permanent current [sürekli akıntı] Irmak ve okyanus akıntısı gibi
kesintisiz devam eden akıntı.
permeability [permeabilite] Geçirgenlik. Bir zarın iki tarafındaki sıvıyı bir taraftan öbür tarafa
geçirme yeteneği.
permeable [geçirgen]
Sıvının geçmesine izin veren.
Permian [Permiyen] Jeolojik dönem. 290-245 milyon yıl öncesi dönem.
permit [lisans] ® License.
Peronaea
planata (flat tellin) [?] ® Tellina planata.
Peronidia
albicans (glossy tellin) [?] ® Tellina albicans.
Peronidia
planata (flat tellin) [?] ® Tellina planata.
pers. comm. (abbrev) (personal communication) [kişisel iletişim (söz. bild.)] Yayınlan-mamış fakat yazarına sözlü ya da yazılı iletilmiş bilgi, bulgu.
persistence [istikrarlı] Kısa süreçli artma ve azalmalara rağmen bir popülasyonun uzun dönemde
varlığını sürdürme eğilimi.
persistent
chemicals [dayanıklı
kimyasallar] Yok edilmesi zor ve
uzun süreçler gerektiren kirleticiler (kimyasal bileşikler).
Peru Current [Peru Akıntısı] ®
Humbodt Akıntısı.
pescatarian (pescavore, demi-vegetarian) [peskataryan (demi-vejetaryen)] Balık yiyen fakat kırmızı et yemeyen vejetaryen ve kişi.
pescavore (demi-vegetarian) [peskataryan (demi-vejetaryen)] ® Pescatarian.
pesco-vegetarian [pesko-vejetaryan] ® Pescatarian.
pesticide [pestisid] Bitki ve hayvan zararlılarını kıran doğal ya da yapay kimyasallara verilen
genel ad.
pesticides [pestisitler] Zararlı kabul edilen bitki ve hayvanları yok etmede kullanılan,
kimyasallar.
Petersen method (of aging) [Petersen (yaş tayini) yöntemi] Stoktaki bireylerin boy dağılımından yaşın belirlenmesi.
Yöntem daha çok geç bireyler için uygulanabil-mektedir. İleri yaşlarda
yavaşlayan büyüme sonucu balık boylarının iç içe geçmesi nedeniyle kullanışlı
değildir.
Petersen tag [Petersen markası] İki plastik disk’ten oluşan ve bir tel ya da plastik
tutucu ile çoğunlukla yassı balıklara uygulanan işaret. ® Carlin tag (Carlin markası). ® Lea tag (Lea markası). ® Pop-up tag (Pop-ap marka). ® Hot branding (Sıcak-dövme marka). ® Cold branding (Soğuk-dövme marka). ® Gill
clamp (Solungaç markası). ® Spaghaetti
tag (Spagetti markası).
Petri dish [Petri kabı] Cam ya da plastikten
değirmi ve şeffaf bir kap olup besi ortamı konularak bakteri vs küçük (mikro)
organizmaların kültürü (gelişmelerinin incelenmesi) için kullanılır.
Petricolidae (?) [?] Kabuklar eşittir.
Hilal yoktur. Eklem asıl dişlerden oluşur ancak bazen indirgenmiştir.
Kabuklarda 2 kas izi olup manto sinusü
derin değildir. Solungaç yapraksı tiptir; sifonlar uzundur. Sıklıkla gömülerek
yaşar. Ailenin Akdeniz sular sisteminde 5 türü bulunmaktadır.
petro-chemical
[petrokimyasal] Petrol tabanlı hidrokarbonları belirtir.
Petromyzon marinus (sea
lamprey) [deniz taş-emeni, bofa balığı] Yılan tipli olup kaydedilen boyu
Petromyzontidae (lampreys,
northern lampreys) [Taşemengiller] Yuvarlakağızlılar (eskiden Cyclostomata, günümüzde Cephalaspidomorphi) sınıfına
giren Petromyzonti-formes
takımından bir aile. Bu aile Geotriinae, Mordaciinae, Petromyzontinae
alt-ailelerini barındırır. Ilıman iklimde yayılırlar. Gövde yılanbalığı
şeklindedir. Vantuz ağızda dişler bulunur. Aile bireylerinin yanlarda 7’şer solungaç
deliği vardır. Sırt ve kuyruk yüzgeci vardır, göğüs ve karın yüzgeçleri yoktur.
Sularımızda Lampetra mariae
bulunmaktadır. Denizde büyür (yaşar) tatlı-suda ürer. Beslenirken bir canlıya
yapışarak kan emer. Yapısallıkları (vücut şekilleri) ve fizyolojilerinin
farklılığı nedeniyle zoolojide balık olarak kabul edilmezler. Taşemengiller
tatlı-suda kendisini gömen kurtçuk (larva) olarak yaşamaya başlarlarlar.
Kurtçuk evresi 5-7 yıl sürebilir. Bu süre sonunda değişikliğe uğrayarak erin
şekle geçerler. Bu geçiş sırasında iç organlar yeniden şekillenir. Bir kısım
taşemen tatlı-suda kalır. Tatlı-suda kalanlar genellikle küçüktür. Denize
göçenler geri döndüklerinde uygun bir yuvaya yumurtlar ve ölürler. İnsanlar
Taşemengilleri tüketmektedirler. Etleri balıktan çok kırmızı et lezzetindedir.
Petroscirtes ancylodon (Arabian fangblenny) [horozbina] Tabansaldır (demersaldır). Boyu
TL=11,5 cm olabilir. Yosun (alg) ve
deniz çayırı içerisinde bulunur. Yumurtaları tabansal olup yapışkandır.
Pfeffer’s enope squid
[?] ® Abraliopsis pfefferi.
pH [pH] p=Potansiyel ve H=Hidrojen’den.
Bir çözeltinin ne denli baz ya da asit özellikte olduğuna ait ölçüdür.
Çözeltideki negatif, log10 tabanlı, hidrojen iyonu
konsantrasyonudur. pH<7,0 asit, pH=7,0 nötr, pH>7,0 baz özellik. Çoğu
balık pH = 6-9 arasında yaşar. pH tatlı-suda fazlaca değişebilirken, deniz
suyundaki değişimi, deniz suyunun tamponlayıcı özelliği nedeniyle, azdır.
phaeton dragonet [üzgün balığı] ® Synchiropus phaeton.
phagocyte [yutargöze (yutarhücre)] Organik ya da
inorganik maddeyi sararak içine alan ve sindiren hücre.
phagocytosis [fagositoz] İnorganik ve organik malzeme ile diğer hücreleri yiyen uzmanlaşmış gözeler
(hücreler).
phagotrophy [fagotrofi] ® Holozoic
nutrition (Holozoik beslenme).
phagy [faj] Beslenmeyle ilgili davranış terimi. Çoğunlukla önek ya da bazı hallerde
sonek olarak kullanılır. Örnek; monofaj, polyfaj, fitopaj, hematofaj, koprofaj,
jeofaj ve disfaj ya da disfaji.
Phalium granulatum (grooved helmet) [?] Sin. Semicassis undulatum; Cassis sulcosa.
Kabuk iridir. Kabuk ağzı uzundur. Dudak kenarı kalınlaşmıştır. Sarmal turlar
kaburgalıdır. Rengi bej olup koyu lekelidir. Boyu en çok 10 cm ve çapı 6,7 cm
olabilir. Yaygın türdür. Kumlu çamurlu kesimlerde yaşar. Türkiye'nin Akdeniz ve
Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
Phalium
saburon (saboron
helmet)
[?] Sin. Cassis saburon. Kabuk iri, kule
sarmalları az bombelidir. Son sarmal şişkindir. Kabuk 30 dan çok sarmal
şeritlidir. Kabuk ağzı kapağı nasırsı olup çekirdeği iç kenardadır. Rengi
sarımsı bej ve koyu dörtgen yamalıdır. Kabuk ağzı çevresi ve nasırlı bölge
beyazdır. Boyu en çok 7 cm, çapı 4,9 cm olur. Yaygın bir tür değildir. Kumlu
çamurlu tabanda yaşar. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunur.
Kullanımı bilinmiyor.
phanerogame [fanerogam] Çiçekli bitkiler. Denizdeki temsilcilerinin en yaygın bilinen örneği; Posidonia ve Zostera’dır.
Pharus legumen (bean solen) [?] Kabuk ince kırılgandır. Eni yüksekliğinden
(boyundan) 4 kez daha büyüktür. Sol kabukta eklem 2 asıl dişli, sağ kabukta tek
dişli olup her bir kabukta 2 yanal diş bulunur. Manto sinüsü derin değildir.
Rengi dışta beyaz, zar (dış deri) ince ve parlaktır. Kabuk içi az ya da çok
yarı saydamdır. Boyu en çok 13 cm kadardır. Sıklıkla rastlanan boyları 6 cm ile
8 cm kadardır. Çöken malzeme ile beslenir. Temiz kumlu kesimlerde yaşar.
Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
pharyngeal mill [taşlık] Gırtlakta öğütücü dişlerin yer aldığı ve sert besin maddelerinin ezildiği
kısım. Örnek; Sparidae.
pharyngeal teeth [solungaç dişleri] ® Gill teeth.
pharynx [yutak (farinks)].
phenology [fenoloji] Biyolojik süreçlerin zamanlaması ve tekrarının biyolojik ve biyolojik
olmayan güçlere göre incelenmesi.
phenotype [fenotip] 1- Aynı genotipe sahip organizmaların çevresel koşullara tepki (yanıt) olarak
gösterdiği değişiklik(ler)dir. Yani organizmada görünen fenotip onun genetik
özelliği ve çevresel faktörlerin sonucudur. ® Ecophenotype.
phenotype [fenotip] 2- Bir organizmanın gözlemlenebilir yapısal ve işlevsel
özellikleri.
Pheophyceae (brown algae) [esmer (kahverengi) algler] Esmer (Kahverengi) su yosunu (alg) sınıfı. Bu yosunlarda klorofilin yeşil
rengi esmer boya maddeleriyle (fikosantin ya da fikofein) gizlenmiştir. Çoğunluğu
denizlerde yaşar. 30 m derinliğe kadar yayılırlar. 10 takıma ayrılırlar.
Bunlar;
Ectocarpales Chordariales Cutleriales Desmaretsiales
Dictyosiphonales |
Dictyotales Laminariales Punctariales Sphacelariales Tilopteridales |
Philbert’s gibbula [?] ® Gibbula philberti.
Philippine Deep (Mindanao Deep) [Filipin Çukuru, Mindano
Çukuru] ® Mindanao Trench.
pH-meter [pH-Metre] Çözeltinin asit ve baz durumunu ölçmede kullanılan alet.
Phocidae (monk seals) [Fokgiller, Denizköpeğigiller] Memeliler (Mammalia) sınıfı, etoburlar (Carnivora)
takımının bir ailesidir. Bu ailede Monachus
cinsi 3 tür bulunmaktadır. Monachus schauinslandi Havai foku, Monachus monachus Akdeniz foku ve Monachus tropicalis Karayip fokunun ise
soyu tükenmiştir. Ege ve Akdeniz’de az sayıda bireyi kalan Monachus monachus türünün de soyu tükenme tehdidi ve tehlikesi
altında olup koruma çabaları sürdürülmektedir.
Pholadidae (piddocks) [?] Kabukların ön kısmında eş merkezli kaburgalar ışınsal
olup kesişme noktalarında az ya da çok dikensidirler. Kabukların üstünde sayısı
4’e ulaşan kalkerli plaka bulunur. Bağ indirgenmiş olup sadece içtedir, Eklem
(menteşe, mafsal) dişsizdir. Solungaçlar yapraksı tiptir. Sifonlar birleşik ve
pürüzsüz olup kitin zarla sarılıdır. Çift kabuklu Pholadidae ailesi bireyleri
görece set malzemeyi delmede ustalaşmıştır. Ailenin Akdeniz sular sisteminde 6
kadar türü bulunmaktadır.
Pholas (piddock) [folas] Yumuşakçalar (Mollusca) kabilesi, midyeler (Bivalvia) sınıfı,
özyassısolungaçlılar (Eulamellibranchia) takımının Pholadidae ailesinde bir
cinstir. Cins özelliklerini gösteren tür Pholas
dactylus’tur. Kabuk boyu
Pholas callosa (common piddock) [?]
® Pholas dactylus.
Pholas dactylus (common piddock) [?]
Sin. Pholas callosa. Kabuk ince olup
ön karınsala doğru uzar. Her iki kabukta sırtsal ve karınsalda delme çekülü
kancaya yapışıktır. Kas izi 3 tanedir. Rengi dışta ve içte beyazdır. Dış deri
(zar) soluk sarı- gridir. boyu en çok 15 cm olabilir. Sıklıkla rastlanan boyu 8
cm kadardır. Çeşitli yüzey ve malzeme içerinde (ahşap, torf, kum ve sıkışmış
kum, az ya da çok sert kayalarda örneğin kumtaşı, kabuk, kireçtaşı, granitsi
yapıtaşı içinde ucu kapalı tünellerde 20 m derinliğe kadar yaşar. Türkiye'nin
tüm kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
Pholidae, (syn. Pholididae) (gunnels) [Tereyağıbalığıgiller] Perciformes - Levreksiler takımından bir aile olup Apodichthys, Pholis, Rhodymenichthys
cinslerini kapsar. Toplam 15 türü bilinmektedir. Boyları uzunca balıklardır.
Kabuklular ve yumuşakçalarla beslenirler. Kutup denizleri, Atlas ve Büyük
Okyanus’un yerlisidirler.
phoneses [yapışkanla avcılık] Yavaş yüzen yapışkan bir balığın kuyruğuna ip bağlanarak
salıverilmesi ve bunun hızlı yüzen balığa yapışmasından sonra iple geri
çekilerek asıl avın elde edilmesi. Örnek; yapışkan balığı Echeneis ve Remora ile
kaplumbağa ve köpek balığının avlanması.
phosphate [fosfat] Çoğunlukla bitki gübresi anlamında kullanılır. Ancak insan ve hayvan besin
maddelerinin bileşeni olarak ta bulunmakta olup evsel kullanım suyuna deterjan
ve benzeri malzemeden de karışmaktadır.
phosphorescence in the sea [yakamoz] Gece denizde oluşan parıltı. Balık ve tek gözelilerin (hücrelilerin)
ışıldaması.
phosphorus [fosfor] Periyodik tablonun 5. Grubunda azot ile birlikte yer alan metal olmayan
elementtir. Karasal ve sucul ortamda oluşturduğu tuzlar (fosfat) önemli gübre
maddesidir. Kimyasal açıdan en önemli olan element halindeki "beyaz"
fosfordur. Polimerik olan "kızıl" ya da kırmızı fosfordur. Bunun
sertleştirme ürünü "mor" fosfordur. Termodinamik açıdan kararlı olan
ise “kara” fosfor olarak anılır. Çeşitli organik bileşenleri, oksitleri,
asitleri ile birlikte fosforun 23 izotopu bilinmektedir.
photocyte [fotosit] Işık üreten hücre.
photokinesis [fotokinez] Hareketli organizmaların ışığa tepki olarak tesadüfi hareketi şeklide
tanımlanırken bir diğerinde ışığı kontrol, üretme, ya da emme yeteneği şeklinde verilmektedir. Bir
diğer tanım hayvanların ışıkta iken karanlığa, karanlıkta iken ışığa
yönelmeleri dürtüsü şeklindedir.
photometer [ışıkölçer (fotometre)] Belirli bir uzaklıktan ışık kaynağının parlaklığının (yarattığı
aydınlığın) ölçümünde kullanılan alet.
photoperiod [fotoperiyod] Yer ve zamana göre değişen günün aydınlık kısmı. Akvaryum deneylerinde
kullanılan ışık rejimi.
photophilous
[ışık-sever,
fotofil] Ekoloji terimidir. Işığı
seven anlamına gelir; güçlü ışık enerjilerine uyum sağlamış bitkilerdir (® Sciaphile).
photophore [fotofor] Işık üreten organ. Işık ya balığın kendisi, ya yediği, ya da ortakyaşar
(sembiyoz) bakteriler tarafından üretilebilir. Işık üreten organ basit
olabileceği gibi yansıtıcı, mercek vb’den de oluşabilir. Örnek; Myctophidae,
Gonostomatidae, Batrachoididae.
photosynthesis [fotosentez] Klorofil’in katalizatör ve güneş ışığının enerji kaynağı olarak
kullanılması ile inorganik maddelerden organik maddelerin sentezlenmesi
(oluşturulması) olayıdır ve genel formül olarak;
h.n ve besin tuzları nCO2 + nH2O ¾¾¾¾¾¾¾¾® C H2
O)n + nO2 ve özel formül
olarak
klorofil h.n ve besin tuzları 6CO2 + 6H2O ¾¾¾¾¾¾¾¾® C6H12O6
+ 6O2 şeklinde
verilmektedir. klorofil Oksijensiz (anaerob)
koşullarda enerji bağlanması örneğin sülfür baterilerinde (ki buna
bakteriyo-fotosentez de denmektedir) şöyledir: h.n ve besin tuzları 6CO2 + 6H2S ¾¾¾¾¾¾¾¾® C6H12O6 + 12S + 6H2O
. klorofil |
phototaxis [fototaksi] Işığa gitme (ışığa göç).
phototropic (heliotropic) [fototropizm] Işığa yönelim.
Phoxinellus thracicus (?) [golyan balığı] Sazangiller (Cyprinidae) ailesinden olup kuzey yarımkürede yayılmış kemikli
bir tatlı-su balığıdır. Sivrisinek kurtçuklarıyla beslenir. Boyu 10 cm
kadardır.
Phycagrostis minor (dwarf eel-grass) [?] ® Zostera noltii.
Phycis blennoides (greater forkbeard) [gelincik balığı, çatalsakal
gelincik, eşek balığı] Taban-yüzücü (bentopelajik), okyanus-göçerdir
(okyanodromdur). 10-1,045 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=110 cm ve ağırlığı
3,5 kg olabilir. Sıkça rastlanan boyu
Phycis phycis (forkbeard) [gelincik balığı,
çatalsakal gelincik, eşek balığı] Taban-yüzücü
(bentopelajiktir) ve göçmez. 13-
phycobiliprotein
[fikobilin,
fikobiliprotein] Fikokanin ve (gereğinden fazla olan) fikoeritrin ve bunlarla ilintili
fotosentetik pigmentleri belirtmek için kullanılan genel terimdir. Diğerlerinin
yanında siyanobakteriler ve kırmızı algler gibi bazı bitki gruplarına bulunur.
Suda çözünebilen herhangi bir protein sınıfı
olup ışık enerjisini tutar ve klorofile aktarır.
phycocolloid
[fikokolloid] Su yosunlarından (alglerden) çıkartılan (eksrakte
edilen) kolloidleri (örneğin agar ve alginatı) tanımlayan genel terimdir.
phycocyanin [fikosiyanin] Mavi-yeşil renk maddesidir. Mavi suyosunlarında (Cyanophyta) ve kırmızı alglerde (Rhodophyta) bulunur.
phycoerythrin [fikoeritrin] Kırmızı renk maddesidir. Kırmızı alglerde ve siyanobakterilerde görülür.
phycology [fikoloji] Su yosunları bilimi. ® Algology (Yosunbilim).
Phyllonotus
trunculus (banded murex) [?] Sin. Hexaplex
trunculus; Murex trunculus; Trunculariopsis trunculus. Kabuk iğsi olup
iri-yarı sarmaldır. Kabuk ağzı açıklığı kuleden daha uzundur. Kabuk ağzı kapağı nasırsı ve eş merkezlidir.
Rengi bej, bazen pembedir. Boyu en çok 8,3 cm; çapı 5,6 cm olabilir. Yaygın
türdür. Kayalık çamurlu tabanda yaşar. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında
bulunur. Avcılığı vardır.
Phyllophora brodiaei (truncate phyllophora) [?] ® Phyllophora truncata.
Phyllophora epiphylla (crisp phyllomorpha) [?] ® Phyllophora
nervosa.
Phyllophora interrupta (truncate phyllophora) [?] ® Phyllophora
truncata.
Phyllophora nervosa (crisp phyllomorpha) [?] Sin. Phyllophora rubens, Phyllophora epiphylla. Kırmızı
algdir. Tallusu esnemez, serttir. Çatal dallanma bazen çok
sıktır. Çok eksenlidir. Büyüme uçtadır. Üreme trigenetik döngülüdür. Genelde
boyu 10 - 15 cm'dir. Litoral kuşakta sert tabana yerleşir. Türkiye'nin
Karadeniz ve Ege kıyılarında görülür. Hasadı tarama ile yapılır. Agar üretimi
ve gizil tıbbi kullanımı vardır.
Phyllophora rubens (crisp
phyllomorpha) [?] ® Phyllophora nervosa.
Phyllophora truncata (truncate phyllophora) [?] Sin. Phyllophora brodiaei, Phyllophora interrupta. Kırmızı
algdir. Kayalık taban ve diğer sert malzeme üzerinde 1 - 10
m derinliklerde yaşar. Boyu 10 - 15 cm'dir. Hasadı elle ya da kepçe ile
yapılır. Agar üretimi ile gizil tıbbi kullanımı olabilir. Karadeniz'in Kafkasya
kıyı boyunca bulunur.
phylogenese [soyoluş (filogenez)] ® Phylogeny.
phylogenetic systematics [evrimsel sistematik] Organizmanın evrilme sistematiğini hedef alan çalışma.
phylogeny [soyoluş (filogeni)] Bir tür, ırk ya da soyun gelişme (evrimle) öyküsü,
evrilmesi.
phylum [kabile (filum)] 1- Canlıların
sınıflandırılmasında aynı soydan (atadan, cetten) gelen ve dalların (kladus)
birleştirilmesiyle oluşturulan büyük (geniş) taksonomik sınıflandırma üst
grubunun adıdır. Eşanlamlı olarak soy da kullanılmaktadır.
phylum [kol] 2- Kabile (filum) anlamında da kullanılmaktadır. ® Strain (Soy).
phylum [soy] 3- Canlıların
sınıflandırılmasında kullanılan deyim olup dalların (kladus) birleşmesinden
oluşur. Yazında kol olarak da adlandırılmaktadır. Eşanlamlı olarak kabile de
kullanılmaktadır.
sperm whale[ispermeçetbalina, adabalığı, amberbalığı, kadırga balığı] Dünyadaki en büyük dişli balınadır. Dar çeneli ve kare kafalıdır. Mavi-gri
ya da esmerimsidir. Göbek kısmı beyaz lekelidir. Erkeklerde sıkça rastlanan boy
Physeteridae (sperm whales) [İspermeçetbalinasıgiller] Erken Oligosen’den günümüze
yaşaya-gelmektedirler. İspermeçetbalinaları balık olmayıp memeliler (Mammalia)
sınıfının balinalar (Cetacea) takımının dişlibalinalar alttakımında
(Odontoceti) yer alan üç balina türüne verilen toplu addır. 1998’den bu yana İspermeçetbalinasıgillere
ait türlerin sınıflandırılması şu şekilde yorumlanmaktadır. i) Üç türde Kogiidae ailesindendir. ii) Physeteridae bir aile ve Kogiidae alt aile ya da Physeteridae üstaile Kogiidae ailedir.
iii) Physeteridae ve Kogiidae iki ayrı ailedir. ®
Whales (Balinalar). ® (ispermeçetbalina)
physical oceanography [deniz fiziği (fiziksel
oseanografi)] Deniz ve okyanusların
fiziksel özelliklerini inceleyen dal.
physio- (prefix) [fizyo] Doğadan.
physiology [fizyoloji] Canlıların işleyiş mekanizmalarını inceleyen bilim dalı.
physoclist (physoclistous) [fizoklist] Kapalı hava (gaz) kesesine sahip türler. Hava (gaz) kesesi bir boruyla
(tüple) sindirim sistemine bağlı değildir. Örnek; ışınlı-yüzgeçliler
(Acanthopterygii). ® Physostome (Fizostom).
physoclistous [fizoklist] ® Physoclist.
physode
[fizode] Bazı alglerin sitoplasmasındaki mikrozomlar olup alglerin hücrelerindeki
ışın kırıcılardır (Chromophyta’lar/Kahverengi alglerde boldur); fenolik
bileşenler bakımından zengindir. Kırmızı ve mavi renklendiricidir.
physostome (physostomous) [fizostom] Hava (gaz) kesesinin bir tüple sindirim sistemine bağlı olduğu tür. ® Physoclist (Fizoklist).
physostomous [fizostom] ® Physostome (Fizostom).
phytal system [fital sistem] Deniz
tabanın kendibeslek bitkilerin varlığıyla tanımlanmış (karakterize olmuş)
bölümü.
phytobenthophagous [fitobentofaj] Tabandaki (sedimandaki) bitkisel besini yiyen.
phytobenthos [fitobentos] Bentik bölgedeki bitkisel organizmalar.
phytolithophil [fitolitofil] Üreme birliği. Yumurtalarını su altındaki malzemeye yapıştıran balık.
Örnek; Perca flavescens (Percidae).
phytophagy [fitofaj] Bitki yiyen, bitkiyle beslenen. Otobur, otçul.
phytophil [fitofil] 1- Üreme birliği. Yumurtalarını su altındaki canlı ya da cansız bitkisel
malzemeye yapıştıran balık. Örnek; Cyprinus carpio (Cyprinidae) ve Pomoxis
annularis (Centrarchidae).
phytophil [fitofil] 2- Üreme birliği. Yumurtalarını
su altındaki yuvaya sarkan bitkisel malzemeye yapıştıran balık. Örnek; Amia
calva (Amiidae).
phytoplankton [fitoplankton (bitkisel
plankton)] Planktonun kendibeslek (ototrof) bitkisel kısmıdır. Su
kolonunda askıda olup su hareketleriyle taşınırlar. Gözle görülemeyecek kadar
küçüktürler fakat suda çok miktarda bulunmaları halinde, suya ve türe bağlı
olarak yeşilimsi, sarı ya da esmere çalan renk verirler. Su kolonunun ışıklı
tabakasında (öfotik kuşakta) fotosentez yoluyla enerji elde ederler ve yeni
organik madde oluştururlar. Bu yönleriyle birincil üreticilerdir. Üretimde,
karasal bitkilerde olduğu gibi nitrat, fosfat gibi makro besinler ile demir vb
gibi mikro besinleri kullanırlar. Önemli fitoplankton grupları diatomlar
(Diatomae), dinoflagellatlar (Dinoflagellata), kokolitler (Coccolithphore) ve siyanobakterilerdir (Cyanobacteria).
phytoplankton net [fitoplankton ağı] Bitkisel planktonların toplanmasında kullanılan ağzı
kasnaklı, huni şeklinde çok dar gözlü (~55m) ağ.
phytoplanktophagy (microphytophagy) [fitoplanktofaj] Bitkisel plankton (fito-plankton) ile beslenen.
picarel [izmarit
balığı, izmarit, smirida, istrongiloz balığı, istrangiloz] ® Spicara
smaris.
picarels [İzmaritgiller] ® Centracanthidae.
pickerels (pikes) [Turnabalığıgiller] ® Esocidae.
pico [piko] 10 üzeri eksi 12 (10-12).
piddock [folas] ® Pholas.
piddocks [?] ® Pholadidae.
pied [ayak]
® Foot.
pier [iskele] Gemilerin yanaşıp yükleme, boşaltma yapabilecekleri
karadan denize olan uzantı.
pier fishing [iskele balıkçılığı] Su yüzeyinin üstünde olup denize uzanan yapay yapılardan
(iskele vb) yapılan avcılık.
piercing fin rays [yüzgeçleri delme] Markalama ve tekrar yakalama ya da benzeri çalışmalar
çerçevesinde bireysel balığı işaretlemek amacıyla yüzgeçlerin belirli bir
sırayla delinerek balığın işaretlenmesi. Delinen yüzgeç kısmı kapansa da
yerinde yara izi kalmaktadır. ® Fin clip (Yüzgeç kırpma). ® Cutting fin
rays (Yüzgeçleri kesme).
piezoelectric [piezoelektrik] Basınç ya da şekil değişikliğiyle maddelerde (kristallerde) oluşan zayıf
elektrik. Balık otolitlerinde söz konusu olup derinlik duyusunu oluşturduğu
düşünülmektedir.
pig catcher [madraj] ® Madrague.
pigment [pigment] İçinde bulunduğu dokuda renk
veren boya maddesi.
pike (horned pike, northern pike) [turna balığı] ® Esox
lucius.
pike congers [Mızrak-mığrıgiller] ® Muraenesocidae.
piked
dogfish [mahmuzlucamgöz, mahmuzlu camgöz, köpek balığı, dikenli köpek balığı,
katran balığı] ® Squalus
acanthias.
pikes (pickerels) [Turnabalığıgiller] ® Esocidae.
pilose bittersweet [?] ® Glycymeris
pilosa.
pilot ladder [şeytan
çarmıhı] Yanları
halattan yapılmış bordodan sarkıtılarak kullanılan merdiven.
pilot whale [karabina] ® Globicephala melaena.
pilotfish [maltapalamudu, klavuz balığı] ® Naucrates ductor.
pimple disease [kabarcık hastalığı] ® Knot disease.
Pinctada margaritifera (pearl oyster) [deniz incimidyesi] Yumuşakçalar
(Mollusca) kabilesi, midyeler (Bivalvia) sınıfı, Pterioida takımı, Pteriidae
ailesi, Pinctada cinsi tür. Bu
cinsten 12 tür bilinmektedir. Yenilebilir istiridyelere (Ostreidae) yakındır.
Cinsteki bütün türler ticari önemi yüksek büyük inci oluşturmalarıyla ünlüdür.
Yetiştirme yoluyla inci üretimi ise Türkiye’ye yakın sularda (Basra Körfezi, Kızıldeniz, Akdeniz) Pinctada
radiata türünde gerçekleştirilmiştir.
Pinctada
radiata (rayed pearl oyster) [?] Farklı döküntü malzemesi üzerinde 150 m derinliğe
kadar yayılır. Kızıl Deniz'den Akdeniz'e göçmendir. Boyu en çok 9,6 cm
olabilir. Türkiye'nin Akdeniz kıyısında bulunur. Avcılığı rastlantısaldır.
pineapple disease (pinecone disease) [su toplama hastalığı] Vücudun su-tuz dengesizliğinde (osmoregulation) şişmesi. Çeşitli sıvı vücut
boşluğunda birikir. Belirtileri; uyuşukluk, hava yutma, hızlı soluma ve renk
kaybı vs şeklinde olur.
pinecone disease [su toplama hastalığı] ® Pineapple disease.
pinger (acoustic device) [pinger] Ses yayan aygıt. Ağlara bağlanarak
yunus vb’ni ürküterek ağdan uzaklaştırmada kullanılan ses yayıcı cihaz.
pink
comb jelly [hıyar medüzü] ® Beroe ovata.
pink cuttlefish [?] ® Sepia orbignyana.
pink
dentex [sinagrit,
tellisinarit balığı, antenli mercan,
trança] ® Dentex gibbosus.
pink glass shrimp [?] ® Pasiphaea multidentata.
pink
shrimp [?] ® Metapenaeus
monoceros.
pinna (pul. pinnae) [yüzgeç].
pinna abdominalis [karın yüzgeci (pelvik
yüzgeç)].
pinna adiposa [yağ yüzgeci].
pinna analis [dışkıl yüzgeç
(anal yüzgeç)] ® Pinna analis.
pinna ani (pinna analis) [dışkıl yüzgeç (anal yüzgeç)].
pinna caudalis [kuyruk yüzgeci].
pinna dorsalis [sırt yüzgeci].
Pinna
fragilis (brittle pen shell) [?] ® Atrina fragilis.
Pinna
nobilis (noble
pen shell) [?] Kabuk kırılgandır, öne doğru kama gibi olup ard kısmı
yuvarlaktır. Kabukların ön kısmı ışınsal karinalıdır. Sedefsi iç alan 2 loba
ayrılır; karınsaldaki lob daha iridir. Kabuk dıştan esmerceden gri-esmere
çalar. Kabuk içi sedefsi yanar-döner olup öne doğru parlak kızıl esmerdir. Boyu
en çok 108 cm olabilir; çoğunlukla rastlanan boyları 20 ile 40 cm arasındadır.
Kumlu, çakıllı kıyısal tabanda bulunur. Bazen inci oluşturur. Türkiye'nin
Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
pinna parilis (pinna Paris) [çift
yüzgeç] Çift olan yüzgeç.
pinna paris [çift yüzgeç] ® Pinna parilis.
pinna pectoralis [göğüs yüzgeci].
Pinna
pernula (rough pen shell) [?] ® Pinna rudis.
Pinna
rudis (rough pen shell) [?] Sin. Pinna
pernula. Farklı döküntülü kıyısal kuşakta yaşar. Enderdir. Boyu en çok 30
cm'yi geçebilir. Rastlantısal avlanır. Türkiye'nin tüm kıyılarında bulunur.
pinna ventralis [karın yüzgeci].
Pinnidae (pen shells) [?] Kabuklar eşit olup üçgen gibidir.
Ön kısmı dar ard kısmı geniştir. Kanca öndedir. Eklem dişsizdir. Kabuğun ön yarısı
sedefsidir. Manto sinüsü yoktur. Solungaçlar yapraksı tiptir. Tür bisus taşır.
Değişik yapıdaki tabansal malzemeye yapışır. Akdeniz sular siteminde ailenin 3
türü yaşamaktadır.
Pinnipedia (pinnipeds) [Yüzgeçayaklılar] Memelilerin Carnivora takımının bir alt-takımındaki
hayvanları kapsar. Uzuvları değişikliğe uğramış ve yüzgeç halini almış olup
kuyrukları kısadır. Vücutları mekiğe benzer. Deri altında yağ tabakası vardır.
Denizde ve kısmen karada yaşarlar (ikiyaşayışlıdırlar). Et-ot-oburdurlar
(omnivordurlar). Fokgiller (Phocidae), İrikulaklıgiller (Otariidae), Morsgiller
(Odobenidae) sınıflarına ayrılırlar.
pinnipeds [Yüzgeçayaklılar] ® Pinnipedia.
pipe (tail piece, swallow piece, taper, Y-piece) [kuyruk] ® Tail.
pipefishes (leafy dragons, seahorses) [Deniziğnesigiller] ®
Syngnathidae.
piper
gurnard [öksüz, öksüz
balığı, kırlangıç] ® Trigla
lyra.
pipette [pipet] Laboratuar ve bazen sahadaki kimyasal çalışmalarda kullanılan genellikle
eşit hacim aralıkları olan, cam boru.
Piranha [piranya (piranha)] Daha önce Characinidae şimdi ise Characidae ailesinden balıkların genel
adıdır. Amerika ve güney Amerika’nın alt tropik ve tropik tatlı-sularında
yaşarlar. Boyları çok değişkendir. Çok küçükleri
pirate [korsan] Deniz haydudu. Akdeniz’de önce korsan sonra önemli denizciler olarak
Turgut Reis, Piri Reis, Murad Reis, İlyas Reis, İshak Reis, Oruç Reis, Hızır
Reis, Uluç Ali Reis en yaygın bilinenlerdir.
Piri Reis
[?] Asıl adı Muhiddin
Piri olan Türk denizci (1465-1554). Kemal Reis ve Oruç Reis’in yanında
denizcilik yaptı. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Hint kaptanıderyalığını
üstlendi. Kitab-ı Bahriye adlı denizcilik kitabını yazdı. Bir kısmı kaybolmuş,
ceylan derisi üzerine çizilmiş olan haritası meşhurdur. Ferman üzerine 80
yaşında idam edilmiştir.
Pisania
maculosa (striate pisania) [?] ® Pisania striata.
Pisania
striata (striate pisania) [?] Sin. Pisania
maculosa. Medio ve infralitoral katların kayalık tabanında yayılır. Boyu en
çok 3 cm, çapı 1,5 cm olabilir. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur.
piscary [balıkçılık] ® Fishery.
piscatology [piskatoloji] Balıkçılık bilimi.
Pisces (fish, fishes) [balıklar] Balıklar suda yaşayan ve dolaşan omurgalılar (Vertebrata) dalının
kıkırdaklı ve kemikli balıkları kapsayan canlıları olup solungaçlarıyla
solunurlar. Vücutları uzuncadır. Yüzgeçleri ve genellikle yüzme keseleri
vardır. Çoğu balık türü ayrı eşeyli olup yumurtlamayla çoğalır. Yumurta
sayıları yüksektir. Bazı türlerde canlı doğum da görülür. Kimyasal algılama
yetenekleri gelişmiştir. Boyları küçükten büyüğe çok farklıdır. 8 mm’den
pisci- (prefix) [piski] Balıkla ilgili.
pisciculture [piskikültür] Balıkların yapay yolla yetiştirilmesi.
piscifauna [piskifauna] Bir bölgedeki balıklar.
pisciform [balık şekilli] Balığa benzeyen.
piscivore [balıkobur (piskivor)] Balıkla beslenen. Balık yiyen.
pit [çukur] 1- Balıkların genellikle
toplandığı havuz ya da bataklıktaki çukur kısım.
pit [çukur] 2- Malzeme alınarak
oluşturulmuş ve doğal yolla suyla dolmuş olup balık aşılanmış yer.
Pitar
rudis (rough
pitar venus) [?] Cirkalitoraldaki
kumlu, çamurlu alt gelgit katmanında yaklaşık 150 m derinliğe kadar yayılır.
Boyu en çok 3 cm'dir. Aralıklı olarak Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında
bulunur.
pitching [baş-kıç vurma] Geminin baş-kıç
ekseninde aşağı yukarı hareketi.
place [yer] Bir nesne ya da organizmanın hacmi nedeniyle
kapsadığı ya da boş olan uzay parçası.
placenta [etene (plasenta)] Cenin anne rahminde iken cenini rahim çeperine
bağlandığı, besin, atıkların giderilmesi, gaz alışverişi (O2, CO2)
ihtiyacının karşılanmasında kullanılan bir organdır. Cenine bir kordonla
bağlıdır. Buna bazen eş de denmektedir.
placoid [plakoid] Plakamsı. Plakaya benzer.
placoid scale [plakoid pul] Keskisolungaçlılar (Elasmobranchii) ve Tümbaşlılar’da (Holocephali) görülen
diken şekilli pul tipi.
plain
bonito [akpalamut balığı, ak palamut] ® Orcynopsis
unicolor.
plankter [plankton] Bireysel plankton organizması.
planktivore (planktonivorous, planktophagy, plankton feeder) [planktonobur, planktivor] Plankton tüketen, yiyen, planktonla beslenen.
plankton [plankton] Çok zayıf yüzme yeteneği olan,
kendi gücü ile yer değiştiremeyen ve akıntılarla taşınan, tabanın üstünde su
kolonunda yaşayan çok küçük sucul (hayvansal ve bitkisel) organizmalar.
Bitkisel olanları fitoplankton (phytoplankton), hayvansal olanlarına zooplankton
(zooplankton) ve çoğunluğu plankton olan balık yumurta ve larvalarına
ihtiyoplankton (ichthyoplankton) denmektedir.
plankton feeder (planktonivorous,
planktophagy) [planktonobur,
planktivor] ® Planktivore.
plankton net [plankton ağı] Plankton toplamada (örneklemede) kullanılan ince gözlü, koni şekilli ağ.
plankton patches [plankton yamaları] Denizel akıntılar planktonları bir yerden diğerine
taşırlar. Taşıma sırasında planktonlar akıntı sınırlarında yoğunlaşır ki
bunları da bunlarla beslenen üst tüketiciler izlerler. Denizel akıntıların
birçoğu gelişigüzel olmayıp düzenli sistemler olduklarına göre plankton
yamaları da gelişigüzel olmayıp düzenlidirler. Balık varlığının bulunacağı
kesimler bu tür yerlerdir.
planktonivorous (planktophagy, plankton feeder) [planktonobur, planktivor] ® Planktivore.
planktonology [planktonoloji] Plankton’u inceleyen bilim dalı.
planktophagy (planktonivorous, plankton feeder) [planktonobur (planktivor)] ® Planktivore.
planula [planula] Sölentereler (Coelenterata) grubu
hayvanların kirpikli olup yüzücü (pelajik), yassı kurtçuk (larva) tipidir.
Kendilerini besleyemezler. Yüzerek uygun bir sert yapı bulduklarında yerleşir
ve polip olurlar.
plastid [plastid] Hücre
organelidir (ultra-yapısal=çok ince çift zar tarafından sınırlanmıştır) pigment
ve/ya da nişasta içerir (kloroplast, feoplast, rodoplast, amiloplast).
Homoplasti bireyleri (tüm plastidler benzerdir) heteroplastid olanlardan
(fotosentez için nişasta ve kloroplast stoklaması için uzmanlaşmış
amiloplastlar) ayırt edilir.
plateau [plato] Bir ya da daha çok tarafı birden bire alçalan düz ya da neredeyse düz alan.
Platichthys flesus (syn. Platichthys flesus
luscus) (flounder) [derepisisi, pisi
balığı] Platichthys flesus luscus’un geçerli adıdır. Boyu TL=60 cm ve ağılığı
Platichthys flesus luscus (flounder) [derepisisi, pisi
balığı] ® Platichthys flesus.
platy, guppy, molly [Lebistesgiller (Gupigiller)] ® Poeciliidae.
Platycephalidae (flatheads) [Yassıbaşgiller]
Işınlı-yüzgeçliler - Actinperygii sınıfı, Scorpaeniformes
takımı, Platycephalidae ailesinde 19 cinste 68 türün yer aldığı bilinmektedir.
Yassıbaşgiller deniz balıkları ailesidir. Hint Okyanusu bölgesinde kıyısal
kesimde görülür. 10-300 m’ler arasında yayılırlar. Birkaç türü Kızıldeniz
üzerinden Akdeniz’e geçmiş ve avlanmıştır. Ancak Akdeniz’e yerleşmiş olduğu
bilinen tek türü vardır. Küçükten orta boya kadar olan balıklardır. Çoğunluğu
10 cm boyundadır. Ancak 1 m boya ulaşan cinsleri de (Platycephalus) görülmektedir. Bariz
özellikleri başlarının yassılmış olmasıdır. Vücudun diğer kısmı normalde
bilinen balıklara benzer. Tabanda gezinen yaşam tarzına uygun olarak gözler
yukarıdadır. Bazen gezer bazen kendilerini kuma ve çamura gömerler. İki sırt
yüzgeci vardır. İlkinde sert ışın bulunur. Etobur canlılardır. Küçük balık ve
kabuklularla beslenirler.
Platycephalus indicus (bartail flathead) [?] Okyanus-göçerdir (okyanodromdur). Acı-suya girer. Resiflerle ilgilidir.
Boyu TL=100 cm ve ağırlığı 3,5 kg olabilir. 20-
Plectognathi
(Tetraodontiformes, puffers and filefishes) [Çengelçeneliler] Üst çeneleri kafatasıyla birleşmiş ve karın
yüzgeçleri kalıntı halini almış, vücutları kemiğimsi malzemeyle kaplı balıkları
içeren Işınlı-yüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfının Plectognathi ya da Tetraodontiformes adlarıyla anılan takımıdır. Bu takımdaki 10 ailede (Aracani-dae, Balistidae, Diodontidae, Molidae, Monacanthidae, Ostraciidae,
Tetraodontidae, Triacanthodidae, Triacanthidae, Triodontidae) yaklaşık 360 tür bulunmaktadır. Çoğu denizde ve
tropik mercan resifi kesimlerinde bulunur. Birkaçı tatlı ve acı-suda
yaşamaktadır. Biçimleri çok farklı olup üçgen biçimliden küreye ya da yanlardan
yassılaşmış olanlardan kare şekline kadar değişir. Yavaş hareket ederler. Hemen hepsinde plakaya dönüşmüş düşmanlara karşı koruyucu pul bulunur.
Çeneleri kuvvetlidir ve kalın kabuklu canlılarla beslenirler.
Plectorhinchus
mediterraneus (rubberlip grunt) [?] Tabansal (demersal) olup 10-80 metrelerde
rastlanır. Boyu TL=100 cm kadar ve ağırlığı
Pleistocene [Plaistosen] Jeolojik çağ. 1,6-0,01 milyon yıl öncesi.
pleo- (prefix) [pleo-] Çoklu, aşırı.
pleomorphic [pleomorf] Şekli ve büyüklüğü değişen.
Plesionika
edwardsii (striped soldier shrimp) [?] Orta irilikte sayılabilecek türdür. Toplam
boyu 16, 6 cm ve sıklıkla rastlanan boyları 8 - 12 cm'dir. Rengi kırmızımsı
olup çamurlu taban ile resif üstünde 110 m ile 680 m'ler arsında görülür.
Türkiye'nin Datça-Antalya körfezi kıyısında bulunur. Balıkçılığı yapılmaktadır.
Plesionika
heterocarpus (arrow shrimp) [?] Küçük
boyludur (erkeklerde total boy 8,8, dişilerde 10,6 cm'dir. Sık rastlanan boyu 5
cm ile 8 cm arasındadır. Rengi kırmızı pembedir. Karınsal bölmelerden II ile IV
arasında mavi-yeşil ışık saçan kromatofor bulunur. Çamurlu tabanda 35 m ile 850
m'ler arasında yayılır ancak çoğunluğuna 300 m ile 500 m arasında rastlanır.
Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında görülür. Avcılığı yapılmaktadır.
Pleuronectidae
- Bothidae (lefteye flounders) [yanyüzerler] Yüzgeçleri yanlarda olan bu
balıklar iki gruba ayrılır. Bunlardan yaygın bilinen ailelerden biri sağ-gözlü
yassıbalıkları içeren (righteye flounders) = Pleuronectidae diğeri ise sol-gözlüleri
kapsayan (lefteye flounders) = Bothidae’dir. Yumurtadan çıkan
kurtçuklar (larvalar) normal tipli ve bakışımlı (simetrik) olup genelde bilinen
balığa benzerler ve yüzücüdürler (pelajiktirler). Büyüyüp şekil değiştirme
(metamorfoz) evresine ulaştıklarında ise gözlerden biri yukarı doğru hareket
ederek yer değiştirirken vücut yassılaşarak bakışımsız (asimetrik) hale gelir
ve genç balık tabansal (demersal) olur. Bothide ailesi fertleri sağ yanları
üzerinde tabanda dururken Pleuronectidae ailesi bireyleri sol yanları üzerinde
tabanda durur. Bu da birinde sol gözün (Pleuronectidae) diğerinde de sağ gözün
(Bothidae) yukarıya yani diğer yana hareket etmesini gerektirmektedir.
Pleuronectidae (righteye
flounders) [Yanyüzergiller] Actinopterygii
– Işınlı-yüzgeçliler sınıfı, yassıbalıklar
(Pleuronectiformes) takımının bir ailesidir. Bu aile
Paralichthodinae Eopsettinae, Rhombosoleinae, Hippoglossoidinae,
Hippoglossinae, Lyopsettinae, Pleuronectinae, Poecilopsettinae, altailelerini içerir.
Bu alt ailelerde 41 cins ve 101 türü kapsamaktadır. Aile bireyleri sol
tarafları üzerinde yüzdüklerinden İngilizce’de sağ-gözlü pisi olarak anılırlar.
Sırt ve dışkıl (anal) yüzgeçleri uzun ve devamlı olup kafa kısmına ulaşır.
Küçük boylular tabandaki omurgasızlarla beslenir. 2,4 metre boya ulaşabilen Hippoglossus
hippoglossus, Kafadanbacaklılar ve diğer balıklarla beslenir. Ailede dere
pisisi, yaldızlı pisi, dil balığı vb ekonomik önemi yüksek türler yer
almaktadır. Akdeniz ve Karadeniz’de 2 cins ve 2 türle temsil edilirler. Soğuk
ve ılıman denizlerdeki demersal balıklardır. Bazıları haliç ve tatlı-suya
girer. Kuma gömülürler ve renklerini alt katmanla uyumlu kılabilme özelliğine
sahiplerdir. Çoğunluğun boyu 40-50 cm kadardır.
pleuston [plöston] 1- Tatlı-suyun çok dar hava-su geçiş tabakasında kısmen su yüzeyine yakın ve
kısmen de su yüzeyi filminde yaşayan organizmalar.
pleuston [plöston] 2- Tatlı-su kütleleri üzerinde yüzen bitkisel malzeme.
plimsoll line [kana
rakamları] ® Plimsoll mark.
plimsoll mark (plimsoll line)
[kana rakamları] Teknenin
çektiği su derinliğini gösteren ve başta ve kıçta yer alan Romen rakamlarıyla
ya da italik yazılmış sayılar.
Pliocene [Pliosen] Tersiyer dönemde jeolojik çağ. 5-1,6 milyon yıl öncesi.
Plocamium cartilagineum (common Red Sea comb) [?] Sin. Plocamium coccineum, Plocamium vulgare. Kırmızı
algdir. Tallus yassılmış dalcıklıdır. Dallanma
simpodial'dir. Tek eksenlidir. Uçtan büyür. Üreme trigenetik döngülüdür. Boyu 5
- 10 cm kadardır. Gölgelikli kayalık tabanda 1,5 m'ye kadar yayılır. Tıpta
gizil kullanımı vardır. Karadeniz'in Kafkasya kıyısı boyunca bulunur.
Plocamium coccineum (common Red Sea comb) [?] ® Plocamium
cartilagineum.
Plocamium vulgare (common Red Sea comb) [?] ® Plocamium cartilagineum.
plumb [iskandil kurşunu] Su derinliğini ölçmede kullanılan ipe bağlı kurşun
ağırlık.
plumb the depths [iskandil et (iskandil
ver)] Denizcilikte
derinliği ölç emri.
plunge basket (ground basket, cover pot) [sepet] ® Basket.
plurilocular
[pluriloküler] Bazı Chromophyta bulunan sisttir, birçok odacıktan
(bölmeden) oluşur [her odacık (bölme) tek bir zoid’i serbest bırakır].
pluriserie
[çok-sıralı] Birçok hücre sırasından (serisinden) oluşmuştur.
Çok satırlıdır. Hücrenin yapı ve renk motifine uygulanır (Bakınız: tek-sıralı).
plus class [artı grup] ® Plus group.
plus group (plus class) [artı grup] Bütün diğer yaşlı balıkların katıldığı son yaş ya da boy grubu. Örnek; 5+ =
Yaş tayini yapılan bütün balıklar 5 yaşında ya da daha büyüktür. 27+ cm =
Ölçülen bütün balıklar
pluteus [pluteus] Derisidikenlilerin yüzen bir
kurtçuk (larva) tipi. Uzun (yüzme) uzantıları dikkat çekicidir.
pluvial [pluvial] Yağışların çok, nehir girdisinin
yüksek, buharlaşmanın az, göl seviyesinin yüksek olduğu zaman süreci.
pm = p.m (abbrev) (post meridiem) [öğlenden
sonra] Saat 12’den sonra.
pneumatic duct (ductus pneumaticus) [pnömatik kanal] Yutağı gaz (hava) kesesine bağlayan tüp.
pneumatophore [pnömatofor] Sifonoforlarda (Siphonophora) yüzme görevinde kullanılan
içi gaz (hava) dolu kese.
pocket (cod-end, bag) [torba] 1- Balık tuzağında (ağ dalyanlar)
balıkların toplandığı ağın son kısmı, son bölümü.
pocket [cep] 2- Kıyıdan içeriye giren çentikli küçük koy.
pocket [cep] 3- Irmak ya da gölde küçük
derin kısım.
pod [pod] 1-
Ayak. Örnek; psödopod(yum) (pseudopodium)-yalancı ayak.
pod [sürü] 2- Bireylerin vücut temasında olduğu (sürtündüğü) balık topluluğu.
pod [sürü] 3- Belirli bir nedene bağlı olarak bir araya gelmiş balıklar. Örnek;
yumurtlayan balıklar.
pod razor shell [ustura istiridye, ustura midye] ® Ensis ensis.
Poecilia reticulata (guppy) [gupi] Önceleri sık kullanılan bilimsel adı Lebistes reticulatus’tur. Sazangil bir balıktır. Boyu TL=3-
Poeciliidae (guppy,
molly, platy) [Lebistesgiller, Gupigiller] Actinopterygii; Işınlı-yüzgeçliler sınıfı,
dişlisazansılar olarak algılanabilecek Cyprinodontiformes takımının canlı
doğuran tatlı-suda yaşayan bir ailesidir. Aile 39 cinsi kapsamaktadır. Bu gruba
canlı doğurucu (vivipar) denmekteyse de bazıları arasında belirgin farklar
vardır. Bu ailenin bir grup bireyi dişi döllenmeden önce yumurtalara gerekli
bütün malzemeyi sağlar ve bunlar anadan bağımsızdır (lecitrophic). Diğerlerinde
ise dişi döllenme sonrasında yeni kuşağın gelişmesi için gerekli malzemeyi
sağlar (matrotrophic). Akvaryumda beslenen ve bir kısmının ticaretinin
yapıldığı küçük boylu balıkları kapsayan aile bireylerinin birkaç türü doğal
sivrisinek mücadelesinde kullanılır.
poikilosmosis (poikilosmotic) [poikilozmozis
(poikilozmotik)] 2- Değişen
çevresel koşullara rağmen vücut sıvılarını sabit ozmos basıncında tutamayan
organizmalar. ® Homeostasis. ® Homeosmotic. ® Homeozmotik.
poikilosmosis [poikilozmos] 1- Bir organizmanın çevredeki duruma göre değişken iç ozmoz
basıncına sahip olma yeteneği. Örnek; Myxinidae.
poikilotherm (ectotherm, heterothermic, poikilothermic, cold blooded) [soğuk kanlı (poikiloterm)] Vücut sıcaklıkları ortam sıcaklığıyla değişen (ortam sıcaklığıyla neredeyse aynı olan
canlılar). Örnek; gerçek balıklar, sürüngenler vs.
poikilothermic (cold blooded) [soğuk kanlı (poikiloterm)] ® Poikilotherm.
point [nokta] 1- Büyüklüğü olmayan fakat
belirli bir yeri olan.
point [nokta] 2- İki doğrunun kesiştiği yer.
point source pollution [noktasal kirlilik] Bir noktada oluşan kirlilik. Örnek; fabrika atık suyunun
çıkış noktası.
pointed-snout
wrasse [uzunçırçır balığı, çırçır
balığı, ot balığı] ® Symphodus
rostratus.
poison [ağı (zehir)] Canlılara zarar veren maddeler. Ağılama (zehirleme)
ağızdan alınma solunum ya da dokunmayla oluşabilir. ® Venom.
poison fishing [ağı balıkçılığı (zehir balıkçılığı)] Bu balıkçılık yüksek omurgalılara etki etmeyen fakat balıkları bayıltan ağı
(zehir) kullanılarak yapılmaktadır. Ağı ya suya atılarak ya da yem içerisine gömülerek
kullanılmaktadır.
poisoned
bread-paste-bait [ağılı-ekmek
hamuru avcılığı] Zehirli ekmek hamuru
avcılığı. Ekmeğin zirai ilaçla yoğrulmasıyla oluşturulmuş yem malzemesinin suya
atılarak balıkların bayılması sonucu yüzeye çıkanların toplanmasına dayanan
avcılık.
poisonous fishes [ağılı (zehirli) balıklar] Zehirli balıklar. Bakteriyel olan hariç ağı
(zehir) taşıyan herhangi bir balık. Bazen yalnız ağızla alınmayla oluşan
ağılamayla (zehirlenmeyle) sınırlı tutulur ve ağı taşıyan ve ağıyı iğnesiyle
aktaranlardan ayrı tutulur.
poke line (lazy deckie, lazyline, recovery rope) [kurtarma
halatı (haydros)] ® Lazy deckie, Lazyline (Haydos).
polar [kutupsal] Kutup bölgelerinin 60° ile 90° enlemleri arası için kullanılan terim.
policy [politika] Seçenekler arasından düzenleyici organın balıkçılığa yönelik seçmiş olduğu
etki, yol ve yöntem.
Polititapes
aurea (golden carpet shell) [?] ® Venerupis aurea.
Polititapes
petalina (golden carpet shell) [?] ® Venerupis aurea.
pollutant (contaminant) [kirletici] Çevrenin herhangi bir öğesini kirleten madde.
pollution [kirlilik (kirlenme, pollusyon)] Kirlilik. Bir ortamın kirlenmesi. Çevrenin
canlı yaşamına kısa ve uzun süreçte tehlikeli olacak şekilde kirlenmesi, doğal
olmayan yolla bozulması.
poly- (prefix) [poli-] Çok, birçok, aşırı. Örnek; polimer (polymer)-birçok
basit molekülden oluşan madde.
polyandry [çokkocalı] Birden çok erkekle çiftleşen dişi.
Polychaeta [Çokkıllılar] Halkalı kurtlar (Annelida) kabilesinin (filumunun) çoğu denizde yaşayan sınıfıdır.
Bu sınıfa kum solucanları, tüplü solucanlar ve deniztarakları dahildir. Baş,
gelişmiştir. Çoğu kez gelişmiş gözler, antenler ve algılayıcılar taşırlar.
Döllenme dışarıda olur. Cinsiyet hücreleri böbrek görevini üstlenen sistem
üzerinden atılır. Gelişme trokofora (trochophora) kurtçuğu üzerinden olur.
Yaklaşık 10,000 türü tanımlanmıştır. Bunların bir kısmı yer değiştirmez, bir
kısmı gezgin yırtıcıdır, diğerleri otlayıcıdır. Önemli ekolojik rolleri vardır.
Hem tüketen hem de tüketilendirler. Kirlilik izleme çalışmalarında gösterge
(ideks) olarak önemlidirler.
polyculture [çoklu kültür] Birbirini tamamlayan, destekleyen farklı birkaç türün kültürü. Kültüre
alınan türler birbiriyle yarış etmedikleri gibi yırtıcılıkları da yoktur.
Örnek, pirinç tarlasında Tilapia semirtme
ile sazan ve ördek yetiştiriciliği vb.
Polycyclic Aromatic Hydrocarbons [polisiklik aromatik hidrkarbonlar] ® PAH.
polycyclic fishes [çokdönüşsel balıklar] Tekdönüşsel olanların aksine
yaşamlarında aralıklarla yumurtlayan balıklar.
polycyclic spawning [iteropar çoğalma] ® Iteroparity.
polygamous [çokeşlilik] ® Polygamy.
polygamy (polygamous) [çokeşlilik] Her iki cinsiyetin birden çok bireyle (eşle) çiftleşmesi.
polygyny [çokkarılı] Birden çok dişiyle çiftleşen erkek.
polyhaline [polihalin] Denizel kaynaklı tuzlardan gelen ve tuzluluğu 18,1-30,0 ppt arasında
değişen su.
polymorphic [polimorf] 1- Aynı popülasyonda birden çok (değişik) formu ve cinsiyeti olan tür.
polymorphic [polimorf] 2- İki farklı durumu olan özellik.
polymorphism [polimorfizm] Bir türün farklı formlarda var olabilmesi. Aynı çiçeğin farklı renkte
olması gibi.
polymorphous [çok-şekilli] Karındanbacaklı bireyinde önemli derecede değişen
şekil-bilimsel (morfolojik) özellikler.
Polyodontidae (paddlefish family) [Çokdişli-mersinbalığıgiller] Işınlı-yüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı, Mersin-balığımsılar
(Acipenseriformes) takımının bir ailesi olup iki cinsi ve iki türü barındırır. Polyodon
Amerika’da ve Psephurus
cinsi ise Çin’de yaşar. İri cinslerdir.
polyphagous [polifaj] Birçok ve değişik besinle beslenen canlılar. ® Polyphagy.
polyphagy (polyphagous) [polifaj(i)] Değişik besinlerle beslenme.
polyphil [polifil] Üreme birliği. Farklı yumurtlama malzemesi kullananlar.
polyphydont [polifidont] Tümbaşlılar (Holocephali) ve akciğerli balıklar (Dipnoi) hariç çoğu balıkta
olduğu gibi dişlerin sürekli yenilendiği tip.
polyphyletic [polifiletik] Birçok atadan gelen bir grup bitki ve hayvanlar.
polyphyodont [polifiyodont] Köpek balıklarında görüldüğü gibi yaşam süresince birbirini izleyen yeni
dişlerin çıkması. ® Monophyodont (Monofiyodont). ®
Difiyodont (Difiyodont).
polyploid [poliploid] Haploid kromozom sayısının iki katından fazlasına sahip. Örnek; 4n, 5n vs.
Polyprion americanus (wreckfish) [iskorpithanisi, iskorpithanisi
balığı] Taban-yüzücü (batidemersal), okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 40-
polysabrobe zone [polisaprob kuşak] ® Saprobian
systems.
polysaline [polisalin] Karasal kaynaklı tuzlardan gelen ve tuzluluğu 18,1-30,0 ppt arasında
değişen su.
polystic
[polistik] Uzunlamasına ya da dikey bölünmeyle
kompartımanlara ayrılmış hücreler tarafından belirginleştirilen yapı şeklidir
(örneğin Halopteris’te olduğu gibi).
polystic
growth [polistik
büyüme] Bazı alglerin çoğalma
bölgesindeki hücreler boylamasına (uzunlamasına) bölünür.
polytypic [politipik] Birçok alt birimi içeren taksonomik birim. Örnek; Politipik bir cinste
birçok türün bulunması gibi.
polyunsaturated fatty acids [çoklu-doymamış yağ asitleri] Onsekiz ve daha fazla C-atomu ile iki ya da daha çok çift
bağı olan yağ asitleridir. Larva evresinde balığın gelişmesi ile insanların
sağlıklı beslenmesinde önemlidirler.
POM (abbrev) (Particulate Organic Matter, POM) [parçacık
halindeki organik madde].
Pomacentridae (damselfishes, clownfishes) [Papaz-balığıgiller] Işınlı-yüzgeçliler - Actinperygii sınıfı, Levreksiler–Perciformes takımı,
Labroidei alttakımı, Pomacentridae ailesinde 4 alt aile bulunmaktadır. Alt
ailelerde de 28 cins yer almaktadır. Aile bu cinslerde 360 türü
barındırmaktadır. Çoğunluğu deniz balığıdır. Akdeniz’de bir türü bulunmaktadır.
Birkaç türü tatlı ve acı-suda yaşar. Renkli canlılardır. Renkler sarı, kırmızı,
turuncu ve mavi, bazıları esmer, siyah ya da koyu gri olabilir. Çoğunluğu
tropik denizlerde birkaç türü ise ılıman sularda yaşar. Mercan resifleri
bölgesinde bulunan tür sayısı yüksektir. Ailenin çoğu bireyi sığ sularda (2-15
m derinlikte) yaygınken birkaçı 100 m derinliğe kadar bulunabilir. Tabanda
yaşayanlar bulundukları alanı korurlar. Vücut yapıları ovalden uzunlamasına
olup yanlardan basıktır. Ağız küçük ve öne çıkabilir (protractile). Dişler
çenelerde 3 sıra halindedir. Yanal çizgi kesik kesik olup tam değildir. Pulları
taraksıdır (ktenoid). Aile bireyleri yaşam ortam ve tercihlerine bağlı olarak
et-ot-obur ve otobur beslenirler. Besinlerini yosunlar (algae), plankton ve
tabanda yaşayan kabuklular oluşturur. Üreme yazın gerçekleşir. Erkek yumurtlama
yerini hazırlar ve yumurtlama sonrası onları korur.
Pomadasyidae (grunts) [Gargurgiller] ® Haemulidae.
Pomadasys incisus (bastard grunt) [gargur, yalancı
isparoz] Tabansaldır
(demersaldır) ve acı-suya girer. 10-
Pomadasys stridens (striped piggy) [?]
Pomatomidae (bluefishes) [Lüfergiller] Actinopterygii sınıfı Perciformes takımı, Percoidei alttakımı, Percoidea
üstüailesi, Pomatomidae ailesinde 2 cins ve 3 tür bilinmektedir. Güçlü gövdeli
iri balıklardır. Ailede tek tür (Pomatomus
saltatrix) vardır. Vücut basık, baş büyüktür. Ağız uçta ve büyüktür. İki
sırt yüzgeci bulunur. İlki kısa, ikincisi uzun olup sert ve yumuşak ışından
oluşmuştur. Kuyruk yüzgeci hafif çataldır. Pullar küçük olup baş ve vücudu
kapatır. Yanal çizgi neredeyse düzdür. Sırt rengi yeşilimsi mavidir. Yanlar ve
karın gümüşidir. Akdeniz sularında tek türü yaşar. Boyu 110 cm kadar olabilir.
Çoğunlukla rastlanan boyu 20-60 cm arasındadır. Kıta sahanlığı üzerinde yüzer
(pelajik) balıklardır. Gündüz aktif olan, hızlı yüzen, çok obur
yırtıcılardırlar. Balık, kafadan bacaklı ve kabuklular ile beslenir. Gençlerde
sürü oluşturma görülür, erinleri ayrı gruplar oluşturur.
Pomatomus saltatrix (lüfer) [bluefish] Yüzücü (pelajik) okyanus-göçerdir (okyanodrom).
Acı-suya girer ve 0-
10- 18- 25- |
Pomatoschistus bathi (?) [küçükkaya balığı] Tabansaldır (demersaldır). Acı-suya girer. Boyu TL=3 cm olabilir. Kumlu
çakıllı zeminde bulunur.
Pomatoschistus
marmoratus (marbled goby) [lekelihurmakayası
balığı, küçükkaya balığı] Tabansaldır (demersaldır). Acı-suya girer. 20-
Pomatoschistus microps (?) [küçükkaya balığı, küçükhurmakayası balığı] Tabansal (demersal) olup etraf-göçerdir (amfidromdur).
0-
Pomatoschistus minutus (sand goby) [küçükkaya, hurmakayası
balığı, kayabalığı] Okyanus-göçer (okyanodrom), tabansaldır (demersaldır). 4-
Pomatoschistus minutus
elongates [?] ® Pomatoschistus
minutus.
Pomatoschistus pictus (painted goby) [küçükkaya balığı, kayabalığı, benekli-hurmakayası balığı] Pomatoschistus
pictus adriaticus’un geçerli adıdır. Tabansal (demersal) olup 1-
Pomatoschistus pictus adriaticus (painted goby) [küçükkaya balığı, kayabalığı, benekli-hurmakayası balığı] ® Pomatoschistus pictus.
pomfrets [Baltabalığıgiller] ® Bramidae.
pompa [pump] 1- Su almak ya da boşaltmak için kullanılan alet.
pompa [pump] 2- Çok miktardaki küçük balığı aktarmak için kullanılan
alet. ®
Balık pompası.
pompanos (jacks, jack mackerels, scads) [İstavritgiller] ® Carangidae.
pond [gölet] 1- Gölden küçük, havuzdan büyük
doğal ya da yapay su kütlesi.
pond [havuz] 2- Küçük, sığ, tatlı ya da tuzlu su kütlesi.
pond [havuz] 3- İçerisinde ticari ya da süs amaçlı balık tutulan su kütlesi.
pond culture [havuz kültürü] Kara içerisindeki havuzda balık yetiştiriciliği.
pond fish [havuz balığı] Genelde havuzda büyütülmüş balık.
pond grate [havuz çiti] Havuza giren ve çıkan suya konulmuş olup istenmeyen balık girişi ve
çıkışını önleyen bir cins ızgara-çit, çeper.
pond shrimp [hayalet karides] ® Palaemonetes antennarius.
pond spawning [havuzda yumurtlama] Yumurtlama etkinliği için ağ, dal, yuva yeri, yumurtayı
yapıştırma olanağı sağlayıcı malzeme ve kısmı olan havuz.
ponding [bentleme] Dere ve ırmaktaki su seviyesini yükseltmek için oluşturulmuş engel.
Pontic shad [Karadeniz ringa balığı, ringa balığı, tirsi] ® Alosa pontica.
Ponto-Caspian fish [Hazarkaya] ® Caspiosoma caspium.
Pontophilus spinosus (spiny shrimp) [?] Küçük boylu benekli kırmızı esmer
renkte karidestir. Karapaks beyaz lekelidir. Karın kısmı mavimsidir. Total boyu
5,2 cm, ancak geneli 4 cm ile 5 cm kadardır. 20 m ile 1,550 m derinliklerde
rastlanır ancak özellikle 200 m ile 400 m'ler arasında yayılır. Türkiye'nin Ege
kıyılarında bulunur. Yem olarak kullanılır.
ponyfish (Klunzingers slipmouth) [gümüş balığı, eksi
balığı, çıtçıt] ® Leiognathus klunzingeri.
Ponyfishes [Eksi-balığıgiller] ®
Leiognathidae.
pool [gölet] 1- Küçük göl.
pool [gölet] 2- Suyun yavaş aktığı görece derin ırmak kesimi.
pooled data (aggregated fishery data) [birleştirilmiş
balıkçılık verisi] Ayrıntısı belli
olmayan aynı türden olup birleştirilerek birbirine katılmış veriler.
poor
cod [tavuk balığı] ® Trisopterus
minutus.
poorly nourished [kötü beslenmiş] Akvakültürde yeterince yem alamamış ya da eksik beslenmiş
balık.
poorly ribbed cockle [?] ® Acanthocardia paucicostata.
pop-ap tag [pop-up marka] Balığa takıldıktan sonra belirlenen belirli bir sürede
kendiliğinden balıktan ayrılıp yüzeye çıkan ve kayıtlı verileri uydu kanalıyla
deney yapana ileten im, marka. Balığın ya da im’in (işaretin) deney yapana
iletilmesi gerekmemektedir. ® Carlin tag (Carlin markası). ® Lea tag (Lea markası). ® Petersen
tag (Petersen markası). ® Hot
branding (Sıcak-dövme marka). ® Cold branding (Soğuk-dövme marka). ® Gill
clamp (Solungaç markası). ® Spaghaetti
tag (Spagetti markası).
popeye (eye protrusion) [pörtlekgöz] ®
Exophthalmia.
population [popülasyon] 1- Bir bölgede yaşayan ve aynı
tür’den olan bireyler topluluğu.
population [popülasyon] 2- Genelde, balıkçılıkta stok anlamında kullanılmaktadır.
Tanım olarak birbirleriyle çiftleşip yeni kuşak oluşturan ve belirli bir
coğrafi alanda dağılmış olan aynı türden bireylerin tümüdür.
population
census (census) [popülasyon
sayımı] Basitçe sayma
işlemidir. Popülasyonu oluşturan bireylerin sayılarının belirlenmesidir.
population
characteristics [popülasyon
özellikleri] Popülasyon yapısı tür
ile çevre arasındaki ilişkileri yansıtır ve tür’e özgü sınırlar içerisinde
değişir. Popülasyon yapısı ya da özellikleri çeşitli şekillerde gösterilebilir.
Balıkçılıkta bireylerin her yaş grubundaki sayısı ve ağırlıkları, eşeysel
(cinsi) olgunlaşma, eşey (cinsiyet) oranları, büyüme ve ölüm sabitleri,
şekilbilimleri (morfolojileri) ve benzeri bu amaçla kullanılabilir.
population density [popülasyon sıklığı] Belirli bir alana dağılmış popülasyona ait bireylerin
sayısı ya da ağırlığıdır.
population dynamics [popülasyon dinamiği] Popülasyona ya da parçasını oluşturan bireylere doğal ve
balıkçılık ölümü, doğum, içgöç (stoğa katılma), büyüme vb etkiler ile her türlü
değişikliği ele alan disiplin. Popülasyonu (stoğu) artıran ve azaltan olayları
açıklayıcı modellerin geliştirilmesi, en iyi (optimal) balıkçılığın
temellerinin atılması, gelecekte avlanabilecek ürününün (balık miktarlarının)
tahmin edilmesi ve balıkçılığı düzenlemek için konulan önlemlerin etkinliğinin
sınanması bu disiplinin hedef ve görevidir.
population equivalent [nüfusa eşdeğer] Genel anlamda, birey
başına çevreye verilen besin maddeleri yüküdür (BOD, COD, N, P vs). Atık su
arıtma tesisleri, işletmelerinde kirlilik yükünün belirtilmesinde kullanılır.
population model [popülasyon modeli] Stok tahmini modelinin popülasyonun zamanla nasıl
değiştiğini gösteren bileşeni. Model, yaş/boy ya da biyokitle temelli,
belirleyici ya da kestirimci olabileceği gibi sıklığa bağlı ya da sıklığa bağlı
olmayan, yere göre yapılandırılmış, yere göre kümelenmiş (birleştirilmiş)
dengesel ya da dengesel olmayabilir.
population structure [popülasyon yapısı] Belirli bir popülasyonun yaş, boy kompozisyonu, eşey
(cinsiyet) oranı vb özelliklerini içerir. ® Population
characteristics.
population viability analysis [popülasyonun yaşama yeteneği çözümlemesi] Türün yaşam hikayesi ile konulmuş olan belirli idari
düzenleyici önlemle ya da bu önlem olmadan bir popülasyonun (stoğun) sönme
olasılığının sayısal çözümlenmesiyle yapılan tahmindir.
porbeagle
[dik-burunlu
harharias, dikburunkarkarias, dikburun] ® Lamna nasus.
porcupinefish [Kirpibalığıgiller] ® Diodontidae.
pore [gözenek] Küçük delik. Hayvan derisi ve bitkilerin yaprakları ile gövdesinde gaz vb
değiş tokuşunun yapıldığı küçük deliklerdir. Terim aynı zamanda toprak, kaya ya
da yumuşak sedimanda sıvıların geçişmesi için de kullanılan küçük deliklerdir.
Alglerde tüylü mahzenin (conceptacle’ın) ya da sistokarp’ın ağzıdır; gözenek
ağzı da denir; sistokarp gözeneği için karpostom’da denilir.
pore aquifers [su gözenekleri] Bazı pelajik
ahtapotların (Tremoctopus, Ocythoe) kol zarı kaidesinde küçük
boşluklar.
pored scale [delikli pul] Üstünde delik olan yanal çizgi pulu.
porgies (Sparidae) [İzmaritgiller] ®
Centracanthidae.
porgies [Mercan-balığıgiller] ® Sparidae.
Porifera (sponges) [Süngerler] "Gözenekliler"
anlamındaki Porifera filumunda yer alan çok hücreli hayvanlardır. Hücreleri
uzmanlaşmamış olup sinir sistemleri, sindirim ve dolaşım sistemleri yoktur.
Suda sabit dururlar ve suyu filtrelerler. Su soluklanma (inhalant) ve dışa
açılan (ostiol) ve ya da dıştaki gözelerden (ectosom) emilir. Emilen su bir
kanallar sisteminde dolaştırılarak dışarı atılır.Dünyada 5,000
türü bilinmektedir. Bunlardan 150’si tatlı-suda yaşar. Bunların ancak bir
kaçı (bir düzine kadarı) ekonomik önem taşırlar. Porifera içerisinde 3 sınıf
bulunmaktadır. i- Calcarea (kalsiyumlular); kıyısal olanların kalsiyumlu iğneleri vardır. ii- Hexactinellida (silisyumlular);
silisyum iğneleri vardır, derin denizde yaşar. iii- Demospongia silisyumlu
iğneli ya da iğnesizdir. Akdeniz sular sistemindeki süngerlerin tamamı
Demospongia sınıfına aittir. Günümüzde süngerler aşırı sömürü ve hastalıklar
nedeniyle çok azalmıştır. Popülasyonları geri kazanma deneyleri yapılmaktadır.
Sünger içerisinden su geçen bir kanallar sistemidir ki bunlara ostia
denilmektedir. Türe bağlı olarak iskelet elemanları değişir ve kalsiyum ve silisyum
içeren iğne şeklindeki sözde iskeletle desteklenmiştir. İğneler esnek ve
yapışkan (collagen) organik bir maddeyle (spongin) birbirine bağlanmıştır. Besin bireysel yutucu gözeler (hücreler) tarafından alınır ve sindirilir.
Eşeysiz (cinsiyetsiz) çoğalma tomurcuklanmayla olur. Eşeyli çoğalmada atmık
(sperm) suya bırakılır. Komşu sünger bunu alarak özel gözelerle yumurtaya
götürür. Döllenmiş yumurta blastula evresinde ya da döllenmeden sonra suya
bırakılır. Kurtçuk (larva) ya hemen yerleşir ya da bir süre plankton olarak
yaşar. Süngerlerin kopan
parçaları yenileme yetenekleri yüksektir. Türkiye sularında 37
aileye ait 60 kadar türü bulunmaktadır. ® Banyo süngeri. ® Euspongia officinalis.
porous [gözenekli] Küçük delikleri olan malzemeyi belirtir.
Porphyra atropurpurea (spotted nori) [?] ® Porphyra
leucosticta.
Porphyra leucosticta (spotted nori) [?] Sin. Porphyra atropurpurea. Kırmızı algdir. Tallus yapraksı ve mordan-pembeyedir. Hücreleri
monostromatiktir. Büyüme dağınıklık gösterir. Üremesi trigenetik döngülüdür.
Gametofit ve tetrasporofit heteromorftur. Boyu 10 - 15 cm kadardır. Kayalara ve
epifit olarak diğer alglerin üzerinde yaşar. 1 m derinliğe kadar yayılır.
Türkiye'nin Karadeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Elle hasat edilir. İnsan
tüketimi için sucul kültürünün yapıldığı bilinen en eski türdür. Akdeniz'de
kültürü gelişmektedir. Tıpta ve alçı olarak kullanılmaktadır.
Por's
goatfish [Nil barbunyası] ® Upeneus pori.
port [iskele] 1- ® Port-side.
port [liman] 2- Balıkçı teknesinin ya diğer teknelerin karaya dayalı
üssü.
port of registery (home port) [bağlama limanı] Geminin bağlı olup tescil
işlemlerinin yapıldığı yerleşim birimi.
port sampling [limanda örnekleme] Avlanan balıklardan teknelerin boşaltma amacıyla
yanaştığı iskelede örnek alma işlemi. Burada genellikle balık vücuduna zarar
vermeyen boy ölçümleri ile yaş tayini için pullar ya da gizli otolit alma
tekniğiyle otolit alınır.
portable lift-net [taşınabilir çökeltme ağı] Elle kullanılabilir boyuttaki çökeltme ağı.
porter [yalel] Balık halinde taşıyıcı, hamal.
porter
crabs [?] ® Homolidae.
porthole (deadlight) [lumbuz (lumboz, lomboz)] ® Bulls eye.
port-side (port) [iskele] Baş tarafa doğru bakıldığında geminin sol tarafı.
Portumnus latipes (slender swimcrab) [?] Karapaksın en ve boyu neredeyse eşittir. Rengi kırmızı esmer, beyaz
benekli, ortada ve önde bazen beyaz lekelidir. Karapaks boyu ve eni çok 2,2 cm
olabilir. Sıklıkla rastlanan boyları 1 - 2 cm kadardır. Muma gömülür, gel-git
kuşağında yaşar. Türkiye'n Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz'de Sinop mevkiine
kadar olan kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
Portunidae (swimming crabs) [Yüzücü-yengeçgiller] Kıskaçları
neredeyse eşittir. Son çift bacak enli ve yassıdır. Bu aileden Akdeniz sular
sisteminde 12 cinste 24 tür bulunmaktadır. Çoğu tür balıkçılığın ilgi
alanındadır. Aile bireyleri kıyıdan birkaç yüz metre derinliğe kadar yayılır.
Portunus
arcuatus (arched swimming crab) [?] ® Liocarcinus arcuatus.
Portunus
corrugatus (wrinkled swimcrab) [?] ® Liocarcinus
corrugatus.
Portunus
depurator (blue-leg swimcrab) [?] ® Liocarcinus
depurator.
Portunus
hastatus (lancer swimcrab) [?] Kumlu çamurlu
tabanda yaşar. 1 ile 55 m derinlikler arasında yayılır. Boyu en çok 2,6 cm, eni
5,6 cm olabilir. Sıklıkla rastlanan boyu 2 cm ve eni 4 cm kadardır. Türkiye'nin
Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
Portunus
pelagicus (pelagic swimcrab) [kum yengeci] Karapaks
yüzeyi pürüzsüz, dağılmış küçük yumrulu ve sığ olukludur. Son bacak çiftinin
parmak kısmı küreksi ve geniş olup ucu yuvarlaktır. Rengi kahverengi ya da mavi
olup beyaz lekeli ve düzensiz kısa beyaza yakın çizgilidir. Karapaks boyu en çok 8 cm ve eni ise 18,5 cm olabilir. Genelinin eni 14 cm
kadardır. Kumlu ve kumlu-çamurlu tabanda 10 m ile 70 m derinliklerde görülür.
Kızıldeniz'den göçmendir. Türkiye'nin
doğu Akdeniz kıyısında bulunur. Avcılığı vardır.
Poseidon [Poseydon] Sakallı, uzun saçlı, huysuz, trident denilen 3 çatallı mızrağı olan Zeus,
Hades ve Hera’nın kardeşi, Kronos ve Rea’nın oğlu Amphitrite’nin kocası Yunan
mitolojisindeki deniz tanrısı.
Posidonia [Posidonia
(posidonya)]
Deniz çayırı. 30-
Posidonia
oceanica (Neptune-grass) [deniz eriştesi] Deniz çiçekli
bitkisidir. Kök-gövde (rizom) pullarla kaplı olup ucundaki yaprak demetinde 5-7
yaprak bulunur. Yapraklar dil şeklindedir. Rizom yılda 5 - 12 cm uzar. Posidonia tek evciklidir (monoecious).
Çelikleme (vegatatif) çoğalma asıl yayılma yoludur. Posidonia kirlilikten uzak durur. 0 m'den 30 - 40 m derinliklere
kadar yaşar. Kök gövdenin yatay ve dikey büyümesi sonucu hasır oluşur. Burada
biriken çökeller sonucu taban yükselir. Hayvan yemi ve kıyıya vuran kurumuş yaprakları sıhhi
temizleyici özelliği nedeniyle hayvan yatağı olarak kullanılmıştır. Yaprakların
yanmayı geciktirici özelliği ayrıca ısı ve ses yalıtımı nedenleriyle
kullanımının yeniden belirlenmesi çabaları görülmektedir. Posidonia Akdeniz ekosisteminin önemli bir öğesi olup yerli
(endemik) türdür. Türkiye'nin Akdeniz (doğu Akdeniz'de kaybolmuş olmakla
birlikte) ve Ege kıyılarında bulunur.
Posidonia prawn [teke] ® Palaemon
xiphias.
position [mevki (yer,
pozisyon)] Diğer nesnelere göre
konum.
possession limit [mülkiyet sınırı] Mesleki ya da sportif balıkçılıkta herhangi bir zamanda
yasal olarak avlanabilecek, bulundurulabilecek, saklanabilecek, taşınabilecek
balık sayısı ya da miktarı.
post- (prefix) [post-] 1- Zamansal olarak sonra, arkada, arkasında. Örnek; posterior (posterior)
arkadaki.
post [bodoslama] 2- Gemi ya da tekne
omurgasının iki ucundan yukarıya doğru uzanan dikmeler.
postdorsal uzunluk [postdorsal length] Sırt yüzgeci kaidesinden kuyruk yüzgeci kaidesine kadar olan mesafe.
posterior [arkada] Fizyolojik yönelmenin aksine şekilbilimsel morfolojik yönelmedir. Uca son
kısma (arkaya) doğru yönelmedir.
posterior
[posterior] Arkasında,
arkada, arka, ard.
posterior magrin (apical magrin) [arka sınır] Pulun arka kenarı.
posterior process (pelvic plate, pubic bone, medial plate) [pelvis kemiği] ® Pelvic bone.
postglacial lake [buzul sonrası göl] Buzullaşma sonrası çözülen buzulun oluşturduğu göl.
postlarva [geçkin kurtçuk (larva)] Yumurta sarısını tüketmiş kurtçuk. Terim kurtçuğun yapı ve şekli genç
balığa benzemiyorsa kullanılmaktadır.
postorbital [postorbital] Göz-çukuru arkasında.
postrostrum [postrostrum] Otolitin arka ucu.
post-smolt [smolt sonrası] Alabalıkgilin gelişme aşaması. Nehirden denize geçtikten sonra izleyen kış
döneminde birinci yaş halkasının oluşmasına kadar geçen dönem.
post-spawning [yumurtlama sonrası] Yumurtlama sonrası dönemle ilgili.
pot (basket trap) [sepet] Taşınabilir kafes şeklinde tuzak. Tuzağın ağız kısmından giren organizma
huni şeklindeki ağız düzeneği nedeniyle bir daha dışarı çıkamaz. Çeşitli boy ve
şekilde ağ dahil farklı malzemeden yapılmış olabilir. Bazen balık dahil
çoğunlukla yengeç, ve ıstakoz avcılığında kullanılır. Yılan balığı avcılığında
kullanılan tuzağa pinter denmektedir.
potable water [içme suyu] ® Drinking water.
potama [potama] Irmak, nehir.
potamadrom [potamadromous] ®
Irmak-göçer.
potamadromous [ırmak-göçer] Tatlı suda gerçek göçmen balıklar.
potamadromous fish [ırmak-göçer balıklar (potamadrom balıklar)] Tatlı-sularda gerçek göçmen balıklar (potama=
nehir, ırmak). ® Balık göçleri (fish migration).
potamodrome [potamodrom] Bütün yaşamı tatlı-suda geçen canlılar.
potamology [potamoloji] Akarsu içindekileri inceleyen bilim.
pot-and-line [sepet ve ip] Sepete bağlanmış olup bir şamandırası olan ip. Av aracının yerinin
bulunmasında kullanılır.
potassium permanganate [potasyum permanganat] Formülü KMnO4
olan oksitleme özelliği çok yüksek kimyasal bileşendir. Mikropsuzlaştırma (dezenfeksiyon)
ajanı olma yanında akvaryum ve balık yetiştiriciliğinde mantarlara
(dış-asalaklara) karşı mücadelede kullanılır.
potential [gizil
(potansiyel)] Bir olayı
gerçekleştirmek için gerekli güç ve yeteneğe sahip olmak.
potential fecundity [gizil doğurganlık (potansiyel fekondite)] Yumurtlama sonrası bir kısım olgunlaşmamış yumurta kaybolsa da mevcut olgun
yumurtaların bulunduğu yumurtalık.
potential temperature [potansiyel sıcaklık] Ölçülen sıcaklık -
adiyabatik etki = potansiyel sıcaklık.
potential yield [gizil (potansiyel) ürün (gizil hasat)] Tahmin edilen sömürülebilecek balık miktarı.
pouch brooder [kesede-kuluçkacı] Üreme birliği. Yumurtalar vücut dışında karın
bölgesindeki zarımsı bir kesede kuluçkaya alınmaktadır. Örnek; deniz iğnesi (Syngnathus
spp.) ve deniz atı (Hippocampus spp).
pouched gracilaria [?] ® Gracilaria bursa-pastoris.
pouting [?] ® Trisopterus
luscus.
power block [gırgır makarası] Gırgır ağının toplanmasında kullanılan bir makara türü.
pox disease [çiçek hastalığı] ® Carp pox (Sazan çiçeği).
ppb = p.p.b. (abbrev) (Parts Per Billion) [milyarda bir].
ppm = p.p.m. (abbrev) (Part(s) Per
Million) [milyonda bir].
ppt = p.p.t. (abbrev) (Part(s) Per
Thousand) [binde bir].
prawns (lobsters,
crayfish, crabs, shrimps) [Onayaklılar] ® Decapoda.
pre- (önek) [pre-] Zamansal olarak önce,
önde, önünde, erken. Örnek; prenatal evre (prenatal phase)-doğumdan önce
(yumurtadan çıkmadan önce) olan evre.
pre-adaptation [önuyum (preadaptasyon)].
preanal fin [preanal yüzgeç] Balık kurtçuklarında (larvalarında) anüs önündeki
yüzgeç.
precautionary TAC [ihtiyati TAC] Bilimsel öneri, bulgu olmadan konulan TAC.
precious coral [kırmızı mercan] ® Corallium rubrum.
precipitation [yağış (çökelme)] Parçacıkların tabana inmesi. Atmosferden yere ulaşan
sıvı ya da katı haldeki su.
precocious [erken gelişmiş] Aynı tertipteki (cohort) hemcinslerinden daha hızlı, daha
önce cinsi olgunluğa ulaşmış (çoğunlukla erkek) balık.
precocious breeding [erken döl] Akvaryumdaki dişi balığın erken döl vermesi. Büyümek için harcanacak
enerjinin önemli bir kısmı bu yolla yitirileceğinden cinsiyetler birbirinden
ayrı tutulmalıdır.
precocious maturation [erken olgunlaşma (erken
gelişme)] ® Precocious.
predation [yeme] 1- Birinin yararlandığı diğerinin yok olduğu ilişki. Yiyen
yenilenden büyüktür (+ -). Örnek; her türlü yırtıcı ve bunlara besin olan
organizmalar. Aslan-ceylan, büyük balık-küçük balık, balık-zooplankton vs.
predation [yırtıcılık] 2- Diğer hayvanları yiyerek
beslenmek.
predator [yırtıcı] Yiyen, tüketen. Başka hayvanları öldürerek yiyen.
predictive cohort analysis [kestirimci tabur çözümlemesi (analizi)] Geçmiş dönemlerde her yaş grubundan olan balıkçılık ölüm
değerleri, tabur analizi ya da sanal popülasyon analizinden elde edilen
iç-göçerlerin (stoka katılanların) sayısı ve her yaş grubundaki balıkların
ortalama ağırlık verileri kullanılarak gelecekte olası av miktarının
tahminidir. ®
Age-cohort analysis (Yaşa dayalı tabur çözümlemesi).
predominant [baskın] Her dem hedef tür olmayan fakat avda en çok çıkan tür.
predorsal
[predorsal] Sırt
yüzgecinden önce.
prefilter [ön-filtre] Asıl filtrelemeyi yapan biyolojik filtrenin tıkanarak etkinliğinin
azalmasını önlemek için önüne konulan filtre.
prefix [önek] Kelimenin önüne konulan ek.
prehensile [kavrayıcı] Bir şeyi tutabilen kavrayabilen. Örnek; deniz atının (Hippocampus) kuyruğu.
prejuvenile [ön-jüvenil] Erin birey vücut şeklini almamış genç (çocuksu) balık.
premaxilla [premaksilla] Genellikle dişli, üstçene kemiği.
prenasal (rostral) [burun
önü] Burun ucuna yakın
kemik.
prenatal phase [prenatal evre] Doğumdan önce (yumurtadan çıkmadan önce) olan evre.
preocular [preoküler] Gözün önünde
preoperculum [preoperkül] Balıklardaki solungaç ön kapağı.
preorbital [preoküler] ® Preocular.
pre-recruit [ön içgöçer] İçgöç yaşına ulaşmamış balık.
preservation [koruma] 1- Organizmaların bozunmadan
saklanmasıdır. Bunun için genellikle formalin ya da etanol kullanılmaktadır.
Küçük organizmalar doğrudan koruyucuda saklanabilirken büyük olanlarına
koruyucunun vücudun her tarafına nüfuz etmesi için şırıngayla verilmesi
gerekebilir. Mide muhtevası çalışmalarında balık bütün olarak saklanmak
istendiğinde tamponlanmış koruyucunun karın boşluğuna şırınga edilerek
sindirimin durdurulması ve formalinde saklanan malzemenin inceleme aşamasında
kanserojen olmayan alkole aktarılması önemlidir. ® Conservation.
preservation [koruma] 2- Bireysel organizmaların, popülasyon ya da türlerin devamını sağlayacak
idari önlem ve programıdır. ® Conservation.
preservation [koruma] 3- Bugüne ulaşmış özelliklerin
bozulmasına izin verilmeden saklanması. ® Conservation.
pre-spawning [ön yumurtlama] Yumurtlama öncesi dönemle ilgili.
pressure change [basınç değişikliği] 2,000 metre derinliğe dalan bir ispermeçet balinanın (Physeter
vücuduna olan basınç 200 bar=2,000 ton/m2 olur. Balinaların hayati
olan atardamarlarının büzülmemesi için bunlar kemikler içerisinde
korunmaktadır. Kaburgalar esnektir ve basınç altında kırılmazlar. Ayrıca yağ
tabakası ile sıvı yağ deposu büyük basıncı dengeleyen diğer unsurlardır. ® Retia (Ağ). ® Wonder net- retia mirabilia (Harika ağ). ®
Nitrogen narcosis (Vurgun).
Prestedion
cataphractum (African
armoured searobin) [dikenliöksüz balığı, dikenli öksüz] Tabansaldır (demersaldır). Boyu TL=40 cm kadar olabilir. Balıkçılığı
kişisel tüketim düzeyindedir. 50-
pretty moon-shell [?] ® Lunatia pulchella.
prevailing wind [hakim rüzgâr] Diğerlerine göre en
çok ve sık esen rüzgâr ve rüzgâr yönü.
prey [prey] Yırtıcının avı, yenen.
primary consumer (first-level
consumer) [birincil
tüketici] Topluluğun oluşturduğu
beslenme ağında balığın en alt düzeyde bitkisel plankton (fitoplankton) ile
beslenmesidir.
primary food source [birincil besin kaynağı] Balığın en önemli besin kaynağı.
primary freshwater fishes [birincil tatlısu balıkları] Tuzlu suya tahammülü olmayan (Cyprinidae, birçok
Siluroidei (Siluridae), Centrarchidae, Percidae vs) familyalarından balıkları
belirtmek için kullanılır.
primary male [birincil erkek] İkincil erkeğin aksi, normal ve sürekli testisi olan
erkek. ®
Secondary male (İkincil erkek).
primary phase [başlangıç evresi] ®
Initial phase.
primary pollutants [birincil kirleticiler] Ortama girer girmez çevreyi kirleten maddeler.
primary production [birincil üretim] Bir ortamdaki bitkisel üretim.
primates [primatlar] İnsanlar ile maymunların yer aldığı memeliler grubu.
primitive [ilkel] Başlangıç evresindeki
biyolojik yapının durumunu (gelişme aşamasını) tanımlar.
principal components analysis [temel bileşenler çözümlemesi] Bütün değişkenlerdeki en yüksek variyansı açıklayacak
faktörün hesaplanması. Kalan yüksek sayıdaki variyansın açıklanması için ikinci
faktör hesaplanır. 1. ve 2. faktörün uyumlu olmama sınırı vardır. Bunlar
orthogonaldır (dik açılıdır). Bu analiz süreci değişkenlerdeki bütün variyansın
açıklanmasına kadar sürer (faktör sayısı=değişken sayısı). İlk iki ya da üç
temel bileşen, variyansın çoğunu açıklar.
principle of continuity [süreklilik prensibi] ® Continuity principle.
Prionace glauca (blue shark) [pamuk balığı, maviköpek balığı] Yüzücü (pelajik), okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 0-
Pristidae (sawfishes) [Testerebalığıgiller] Elasmobranchii -
Keskisolungaçlılar altsınıfı, Batoidea alttakımı, Pristiformes takımının bir ailesidir. Aile Anoxypristis ve Pristis olmak üzere iki cinsi
kapsar. Testerebalıkları
köpek balıkları ve vatozlara yakındır. Önemli özellikleri uzamış ve testeremsi
yapıdaki burunlarıdır. Testeremsi burundaki algılama yapılarıyla sudaki
hareketler (besin) algılanabilmektedirler. Tabanda gizlenmiş yem, taban
kazınarak çıkartılmaktadır. Testere aynı zamanda korunma amaçlı da
kullanılmaktadır. Diğer Keskisolungaçlılar gibi Testerebalığıgillerin yüzme
keseleri yoktur. Testere balıklarının birçok türü 1,4-7 m toplam boy
aralığındadırlar. 25-30 yıl
yaşayabilirler. Solungaç yarılıkları karın tarafındadır. Ağız enine bir
düz çizgi şeklindedir. Çene boyunca mozaik şeklinde çok sayıda diş bulunu.
Göğüs yüzgeçleri geniş değildir. Sırt yüzgeçleri ayrılmıştır. Kuyruk, gövdeden
ayrılmamıştır. Sırt düz kahverengi, zeytin yeşili, gri yada sarımsıdır. Karın
beyazdır. Akdeniz’de ender ancak tropikal ve alt-tropikal sakin sularda, nehir
ağızlarında (kıyısal sularda) yaşarlar. Çamurlu ve kumlu tabanı seçerler.
Doğurgandır (viviparous). İki yılda bir
çiftleşir ve 8 yavru verirler. İncelenen türleri on yılda eşeysel
olgunluğa ulaşırlar. Yavaş çoğalırlar. Gündüz uyurlar ve gece aktiftirler. Her
çeşit dip hayvanlarıyla ve sürü oluşturan küçük balıklarla beslenirler. Soyları tehlike altında olup avlanmaları
yasaktır.
pristine [bakir
(bozulmamış)] Eskiden olduğu gibi
duran, el değmemiş, değişikliğe uğramamış balık yaşam-alanı.
pristine population [bakir (bozulmamış) popülasyon] ® Virgin
population.
Pristis pectinata (smalltooth sawfish) [incedişlitestere
balığı] Etraf-göçer (amfidrom) olup tatlı ve acı-suya girer. Sığ sularda barınır.
Boyu TL=7,6 m ve ağırlığı
Pristis pristis (common sawfish) [testere balığı] Tabansal (demersal)
okyanus-göçerdir (okyanodromdur). Tatlı ve acı-suya girer. Kıyısal sularda
rastlanır. Boyu TL=5 metre kadar olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Canlı
doğurucudur (ovovivipardır).
pro- (prefix) [pro-] Önce, önünde. Örnek;
prognoz (prognosis)-öngörü.
probabilities proportional to size
[olasılıkları
büyüklüğe oranlanmış] Farklı yoğunluğa
(yığılmaya) sahip alanlardan alt örnek alınırken yığılma ya da yoğunluğun
örneğe girme olasılığını dikkate alan örnekleme yöntemi. ® Sampling (Örnekleme).
probe [ölçüm ucu] Genelde ölçme ve
deneyde kullanılan cihazın örneğe daldırılan, batırılan, değdirilen ucu. Buna
ek olarak deniz bilimlerinde suyun örneğin sıcaklık, tuzluluk, O2,
ses hızı, derinlik vs ölçmede kullanılan ve güverteden vinç ve kablo yardımıyla
istenen derinliğe ölçümleri yapmak için indirilen cihaz.
problems arising in the
application of fisheries acoustic [balıkçılık akustiği uygulamalarında karşılaşılan sorunlar] Bu sorunlar şöyle sıralanabilir: i) Kabarık sert
denizdeki çalışmalarda yüzeye yakın tabakalarda oluşan kabarcıkların verdiği
yanlış yankı. ii) Balıkların gemi gürültüsünden (gürültü merkezinden) yatay ya
da dikey yönde savuşmaları. iii) Göçmen balıkların çalışma yönünde hareket
etmeleri. iv) Çok sık (yoğun) sürü oluşturan ve tabana yakın duran balıkların
taban yankısından ayırt edilememesi. v) Geminin çalışma hızının optimize
edilmemiş olması.
Processa
canaliculata (processa shrimp) [?] Sin. Processa
mediterranea. Yürüme bacaklarının ilk çifti eşit değildir. Sağ yürüme bacağı
ayrı bir kıskaç ile donatılmıştır, soldaki basitçe bir tırnak-pençe ile son
bulur. Yürüme bacaklarının 2. çiftinden sağdaki soldakinden çok uzundur. Rengi
pembe ve yatay bantları turuncu-kızıldır. Erkelerin boyu en çok 6,7 cm,
dişlerinse 7,5 cm olabilir. Sıklıkla rastlanan boyları 5 cm ile 7 cm kadardır.
Çamurlu taban üstünde 70 m'den 600 m'ye kadar demersaldir. Türkiye'nin kuzey
Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır. Yem olarak kullanılır.
Processa
edulis (nika
shrimp) [?] Sin. Nika
edulis. Yürüme bacaklarının ikinci çifti eşit değildir, sağdaki çok daha
uzundur. Rengi soluk yeşil, pembemsi ya da kırmızı olup gövdenin tamamı beyaz
noktasal beneklidir. Erkeklerin boyu en çok 5 cm; dişlerin ise 6 cm olabilir.
Sıkça rastlana boyları 2 ile 4 cm kadardır. Sığ kıyısal sularda deniz
çayırlarında görülür. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı
vardır. Yem olarak kullanılır.
Processa
mediterranea (processa shrimp) [?] ® Processa
canaliculata.
processa shrimp [?] ® Processa canaliculata.
Processidae (?) [?] Küçükten orta boya
kadar olan karideslerdir. Karapaks pürüzsüzdür. Yürüme bacaklarının ilk çifti
farklı boydadır. Sağdakinde ayrı bir kıskaç vardır. Bilek ve merus boğumludur.
Renkleri pembe esmer ya da kırmızı olup kromatofor hücreleri çoğunlukla solgun
yeşildir. Yarı-saydamdır. Kıyısal
sulardan 200 m'den derinde değişik tabanda yayılırlar. Çoğunluğu gündüz tabana
gömülür; gece aktiftir. Aile 65 türü içermektedir. Akdeniz sular sisteminde
yalnız (Processa) cinsinden 10 tür yaşamaktadır.
processing [işleme] Balığın alınarak (temizleme, pişirme, konserveleme, tütsüleme, salamura,
dondurma vb şekilde) hazırlanmasıdır.
proctal fin (proctopterygium) [dışkıl yüzgeç (anal yüzgeç)] ® Anal fin.
proctopterygium (proctal fin) [dışkıl yüzgeç (anal yüzgeç)] ® Anal fin.
producer [üreticiler] Biyolojik kütleleri üretme ve değiştirme yeteneğine sahip kendibeslek
(ototrof) organizmalardır. Bunlar, inorganik maddelerden organik madde üreten
canlılardır. Bu üretim için güneş enerjisini kullananlara fotoototrof
(photoautotroph), kimyasal enerji kullananlara kimyasal kendibeslek-kemoototrof
(chemauototroph) denmektedir. Her iki grup canlıya birden "birincil
üreticiler-primer üreticiler" denmektedir. İkincil (sekonder-secondary)
üreticiler ise birincil üreticilerin meydana getirdiği organik maddelerle
beslenerek bunlardan yeni ürünler meydana getirirlerdir. Bunlar
dışbeslek-hetetrof organizmalardır. ® Primary production (Birincil
üretim). ® Secondary production (İkincil üretim).
production [üretim] 1- Birim zamanda stokta oluşan toplam yeni
biyokitle. Canlının birim zaman süresince yaşayıp yaşamaması öneli değildir,
dikkate alınmaz. Bu tür biyokitle artışına net üretim, toplam üretim ya da ürün
denmektedir.
production [üretim] 2- Yıllık toplam av. Ürün
(hasat).
production biology [üretim biyolojisi] Bir ekosistemdeki organik madde üretimini belirlemeyi, inceleme ve
araştırma konusu olarak almış bulunan ekoloji dalıdır. Ekosistemdeki madde
üretimiyle, enerji tüketimi arasındaki ilişkileri de inceleyen topluluk
(komünite) ekolojisi dalıdır.
production capacity [üretim kapasitesi] Bir su kütlesi ya da vasıtasının balık üretme kapasitesi.
production model [üretim modeli] Biyokitlenin yıldan yıla nasıl değiştiğini ya da biyokitlenin, balıkçılık
ölümünün bir fonksiyonu olarak nasıl değiştiğini gösteren model.
production pond [üretim havuzu] Parmak-boy balıkların pazar boyuna kadar semirtildiği büyük havuz.
productivity [üretkenlik] 1- Biyokitle oluşturma oranı (hızı).
productivity [üretkenlik] 2- Biyolojik sistemin
kapasitesinin ölçüsüdür. Belirli bir süre ve alandaki balık ürünüdür.
Üretkenlik aynı zamanda biyolojik sistemin enerjiyi büyüme ve çoğalmaya aktarma
etkinliğidir. Çok üretken balık stoğu yüksek doğum, büyüme ve ölüm oranına sahiptir.
Bu tür stoklar tam sömürülebilirler. Çöken bu tip stoklar kendilerini kolay
toparlayabilirler.
profile [profil] Yüzeyden derine doğru sürekli
alınan sıcaklık, tuzluluk, oksijen ölçümlerine ait grafiklere (sıcaklık
profili, tuzluluk profili vb şekilde) verilen ad.
proforma [proforma] Bir malzeme ya da cihazın satış
fiyatını belirten teklif mektubu.
prognathous [hipognatus] ® Hypognathous.
project [proje] Tasarlanmış bir şey. Tasarı.
projection [projeksiyon] Bir stoğun ve balıkçılığın gelecekte nasıl davranacağına ait ölçüdür.
Kotayla ilgili kısa süreli (1-5 yıl) kararların desteklenmesinde kullanılır.
Uzun süreçli projeksiyonlar (5-10 yıl) yeterince hassas (güvenilir) değildir.
prokaryotes
[prokaryotlar] Cyanobacteria içerir, eskiden Cyanophyta ve
harfiyen bakteri olarak adlandırılırlardı.
prokaryotic
[prokaryot] Hücrenin ne 'gerçek' çekirdeği ne de plastidler
gibi diğer hücresel organelleri vardır. Geniş anlamda, bu özellikleri gösteren
organizma grubudur.
prolarva [önkurtçuk
(önlarva)] Hala yumurta sarısını
taşıyan kurtçuk.
prolonged speed [sürdürülen hız] ® Sustained speed.
propagation [yayılma] 1- Farklı yöntemlerle ana-baba stoğundan gelen balık sayısını artırmak.
propagation [yayılma] 2- Ses dalgalarının su ortamında yayılması.
property [mülkiyet] Sahip olmak.
property [nitelik] Fiziksel ya da kimyasal özellik.
proportional quota [oransal kota] Balıkçılık kotası kesin bir değere göre değil değişebilen toplam izin
verilebilir ava (TAC) göre uygulanmaktadır. TAC değiştikçe verilen kota
(avlanabilir balık miktarı) değişir.
prosobranches [Öndensolungaçlılar] ® Prosobranchia.
Prosobranchia (?) [Öndensolungaçlılar] Solungaçları kalbin
önünde olan Karındanbacaklıları (Gastropoda) kapsar. Deniz ve kara
salyangozlarının önemli bir kısmı öndensolungaçlıdır. Manto boşluğu, solungaç
ve anüs kalbin önündedir. Çoğunluk eşeylidir ve çapraz döllemeyi
geliştirmiştir. Karındanbacaklıların taksonomisi ve evrimsel durumları son
yıllarda hızla değişmektedir. Öndensolungaçlıların yontusu sarmal boyunca
yerleşmiş olabilir; sarmal döngülerine ara vermeden çapraz geçebilirler.
Hayvanın başında 2 dokunaç, gözler ve ağız vardır. Ayak karınsal, yassı kas
kütlesi olarak büyür. Kabuk iç organları, sırt kısmında helezon büklümünde
saklar. Önden solungaçlılar çoğunlukla denizel olup tabansaldırlar. Çoğunluğu
yenilebilir olup cirkalitoral ve alt gelgit kuşağında bulunur. Ancak kayalık ya
da tortullu döküntülü birçok ortamı yurtlandırırlar. Birçok türü üst bentikte
yaşar ve bazıları kendisini gömer. Otçul, etçil, çökelcil, leşçil ve mikrofaj
beslenenleri vardır. İlkel grupları Patellidae ve Trochidae aileleridir. Bu
ailelerde her iki eşeye ait cinsel malzeme döllenmenin gerçekleştiği denize
boşaltılır. Gelişmiş gruplarda iç döllenme olur. Kurtçuklar (larvalar)
yüzebilen veliger kurtçuğu aşamasında ya da başkalaşmadan (metamorfozdan) sonra
sürünen son şekliyle serbest kalır. Önden solungaçlıların Akdeniz sular
sisteminde 128 ailesi bulunmaktadır. Akdeniz sular sistemindeki Yumuşakçalar
(Malacology) faunası 600 Prosobranchia türünü kapsamaktadır.
prosogyre [kıvrık yumru] Kanca yumrusunun öne
kıvrık olduğu midye kabuğu.
protandrous [tezerlik (protandri)] ®
Protandry.
protandrous hermaphrodite [protandri hermafrodit] ® Protandry (Tezerlik).
protandry (proterandrous) [tezerlik (protanri)] Önce erkek sonra dişiye dönüşenler. Örnek; Sparus aurata - çipura.
protected area [korunmuş alan] Coğrafi yeri belli olup korumanın yürütüldüğü alan.
protected fish zone [korunmuş balık kuşağı] Balık avcılığının yasak olduğu su kesimi, kütlesi.
protective membrane [koruyucu zar] Kafadanbacaklılarda
deri membran vantuzların (ya da kancaların) her iki yanında ağza yakın kol ve
dokunaç çomaklarının ağza dönük yüzeyi, kenarında yan sıra-sırtlar.
Proteopecten glaber (smooth scallop) [?] ® Flexopecten glaber.
Proteopecten
griseus (smooth scallop) [?] ® Flexopecten glaber.
proterandrous [tezerlik (protanri)] ® Protandry.
proterogynous [tezdişilik
(protogir)] ® Protogyre.
proterogynous hermaphrodite [protogir hermafrodit] ® Protogyre (Tezdişilik).
Proterorhinus
marmoratus (tubenose
goby) [kayabalığı] Tabansaldır
(demersaldır). Tatlı ve acı-suya girer. Boyu TL=11 cm olabilir.
Proteus [Proteus] Homerus’in “Denizin Yaşlı Adamı”
olarak andığı, geleceği gören Yunan mitolojisindeki deniz tanrısı.
prothorax [ön-göğüs (protoraks)] Böceklerde göğsün ilk bölmesi, göğsün ilk kısmı.
protist [protist] Birinci. Bitki ve hayvanlar
aleminde bulunan, farklı beslenme ve üreme tarzı olup serbest yaşayan birgözeli
(birhücreli) ya da koloni oluşturan canlı.
protista [protista] Mevcut sınıflandırma
sisteminde bitki ya da hayvan olduğunun belirlenmesi zor organizmalar grubu.
proto- (prefix) [proto-] Orijinal. İlk. Örnek;
protip (prototype)-ilk tip.
protobranch gill type [ilkel solungaç tipi] Solungaçtaki solungaçlar basit
yapraksı şekillidir. Her bir solungaç bir dizi kirpik bağlantısı olan tümleşik
dik-düğümlü ipliçiklerden oluşmaktadır.
protocercal [protoserkal] Yüzgecin neredeyse
sonuna kadar uzanan kama şeklinde kuyruk sokumu ve kuyruk yüzgecini belirtir. ® Lophocercal.
protoconch [önkabuk] Karındanbacaklının
kurtçuk (larva) evresindeki kabuğu.
protocooperation [ön-işbirlikçilik (protokooperasyon)] Her iki türün de yarar gördüğü fakat şart
olmayan-koşulsuz ilişki (+ +). Örnek; bazı balık türleri diğer balıkların
(yırtıcıların) üstündeki parazitleri temizler ki yırtıcı buna göz yumar. Büyük
deniz memelilerinin dışasalaklarını (dışparazitlerini) temizleyen kuşlarda
ilginç bir diğer örnektir.
Protogyre (proterogynous) [tezdişilik (protogir)] Önce dişi olup sonra erkeğe dönüşenler Örnek; Pagellus erythrinus – kırma mercan.
protogyre [tezdişilik (protogir)] ® Proterogynous.
protophyte [profitler] Protistlerin bitkisel özelliği fazla olanlarının adı.
protoplasma [protoplazma] Birinci oluşum. Yapısı
değişebilen kimyasal ve fiziksel sistem.
protostomes [Birincilağızlılar] ® Protostomia.
Protostomia (protostomers) [Birincilağızlılar] 2- Sölomlu (Coelomata) çokgözelilerin (çokhücrelilerin) bir
kabilesi (büyük grubu).
Protostomia (protostomes) [Birincilağızlılar] 1- Eumetazoa aleminde bir
üstkabiledir. İki yanlı (bilateral) bakışımlı (simetrik) hayvanları kapsar.
Birincilağızlılardan diğerlerinin yanında en yaygın bilinen gruplar şunlardır.
Annelida, Arthropoda, Brachiopoda, Chaetognatha, Bryozoa, Mollusca, Nematoda,
Platyhelmintes, Rotifera vs.
Protozoa (single-celled organisms,
unicellular animals) [birgözeliler (birhücreliler, tekhücreliler)] 1- Hayvanlar aleminin
(Animalia) bir alt alemi olup bir göz’den (ev, odacık, hücre) oluşan gözle
görünmeyen (0,01-1,05 mm) canlıları kapsar. Bunlara çoğu kez birhücreliler ya
da tekhücreliler de denmektedir. Üreme çoğunlukla gözenin ikiye bölünmesi ya da
kavuşma (conjugation) aşamasıyla olur. Tatlı-su, deniz ve karada-toprakta
yaşarlar. Çokgözelilerin asalak (parazit) ve ortakyaşar (sembiyoz) olanları
vardır. Biçimleri çeşitlidir. Kamçılılar (Flagellata), kökayaklılar
(Rhizopoda), sporlular (Sporozoa), kirpikliler (Ciliata) sınıflarına
ayrılırlar. Bu gruplar kamçı, kirpik ya da yalancı ayak ile hareket ederler.
Dış-beslek (heteretrof) canlılardır. Göze (hücre) çekirdeği vardır.
Birgözeliler besin zincirinde parçalayıcı ve bakteri biyokitlesini kontrol
ediciler olarak önemli bir yer alırlar.
Protozoa (single-celled, unicellular) [birgözeli (birhücreli, tekhücreli)] 2- Birgözeli ökaryot hayvansal
organizmalar.
Protozoa (single-celled, unicellular) [birgözeli (birhücreli, tekhücreli)] 3- Protistlerin hayvansal özelliği fazla olanlarının adı.
protractile (protrusible) [uzayan ağız (protraktil)] 1- Balıkların
değişik ağız yapılarından birini belirtmede de kullanılır. Öne doğru
uzatılabilen ağız. Bazen öpücük verir gibi dudaklar uzar, bazen de tüp gibi öne
çıkar.
protractile [uzayabilen ağız (protraktil)] 2- Balıkların
değişik ağız yapılarından birini belirtmede de kullanılır. Öne uzatılabilir
ağız.
protrusible [uzayan ağız] ® Protractile.
provisional quota [geçici kota] İlgilinin yapmış olduğu geçmiş balıkçılığa dayalı verilen, geçici
balıkçılık kotasıdır. Toplam kotanın sistem değişikliği sonucu izin verilebilir
toplam av (TAC) ile uyuşması için hükümet bazı geçici kota hakkını satın alarak
TAC düzeyinde eşitleyebilir.
Psammechinus microtuberculatus (gren sea urchin) [?] Gövde yarım küre
şeklindedir. Rengi tamamıyla yeşildir; çıplak kabuğu da yeşildir. Tüp ayak
bölgesi (gözenekli olup) boylamasına 10 beyaz bantlıdır. Çapı en çok 4 cm ve
dikenleri 1,5 cm olur. Kıyısal kesimde 10 m'den 100 m derinliğe kadar yayılır.
Kumlu çamurlu tabanda görülür. Türkiye'nin Marmara Denizi ve Ege kıyılarında
bulunur. Yaygın türdür. Avcılığı vardır.
Psammobiidae (sunset clams) [?] (= Gariidae) (sanguins) [?] Kabuklar nere-deyse eşittir ve ikizkenar yamuk
görünümlüdür. Kabuklar aralıklıdır (açıktır). Dış bağ belirgin olup kancaların arkasına ağır bir huri
(dorsal kenar boyunca dış bağ oluşmasına hizmet eden dar ya da kırışık platform) ile yerleşmiştir. Manto sinüsü
geniş ve derindir. İç kenar yüzeyleri pürüzsüzdür. Çöken malzemeyle
beslenirler. Akdeniz sular sisteminde 6 türü barınmaktadır.
psammon [kumcu] Kum üstünde büyüyen ya da kum içinde hareket eden.
psammon [psammon] Tatlı ve tuzlu suların kumlu
çakıllı çökellerinde yaşayan organizmaların tamamı.
Psammophila manga (oblong otter shell) [?] ® Lutraria
manga.
psammophilic [kumsever] Kum ve kumlu yeri yeğleyen.
Psetta maeotica (turbot) [karadenizkalkan balığı, hakiki kalkan,
kalkan balığı, dişi kalkan, kalkan,
çivili kalkan] Psetta maxima maeotica’nın geçerli adıdır. Tabansaldır (demersaldır). Boyu TL=45 cm olabilir. ® Psetta maxima.
Psetta maxima (turbot) [karadenizkalkan balığı, hakiki kalkan, kalkan balığı, dişi kalkan, kalkan, çivili kalkan] Tabansal (demersal) olup okyanus-göçerdir
(okyanodromdur). Acı-suya girer. Boyu TL=110-
Pseudamussium clavatum (club scallop) [?] Sin. Chlamys clavata; Peplum clavatum. Kıyısal kesimin kumlu
çamurlu ve döküntülü tabanında yaşar. Yaygı bir tür değildir. Boyu en çok 4 cm
olabilir. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı belirsizdir.
pseudobranch [psödobranş] İlk solungaç yayının kalıntısı. Solunum işlevi
yoktur.
Pseudocaranx dentex (white trevally) [kral balığı] Acı-suya girer. 10-
pseudopod (pseudopodium) [yalancı ayak (psödopod)] Birgözeli (birhücreli) hayvandan beslenme ya da hareket için olan düzensiz
geçici uzantı. Örnek; amip.
pseudopodium [yalancı ayak (psödopod)] ® Pseudopod.
Pteragogus pelycus (sideburn wrasse) [filamentli çırçır] Tabansaldır (demersaldır). Boyu TL=15 cm olabilir.
Ticari balıkçılığı vardır. Sakin ve yosunlu (algli) kesimlerde bulunur.
Pteria hirundo (European wing oyster) [?] Kumlu, çakıllı,
kumlu-çamurlu, çakıllı çamurlu tabanda cirkalitoraldan biraz daha derinde de
yayılır. Boyu en çok 11 cm kadardır. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında
bulunur.
Pteriidae
(feather oysters) [?] Kabuklar hemen hemen eşittir. Sol
kabuk daha şişkincedir. Kabuğun
dış yüzeyi sıklıkla pulsudur. Eklem ya dişsiz ya da kancaların yakınında diş
benzeri çıkıntılıdır. Kabuk içi sedefsi olup karınsal kenar koyudur.
Solungaçları lifsi tiptir. Manto çizgisi içe doğru manto sinüsü oluşturmaz.
Aile bireyleri bisal lifleri ile değişik malzemeye (kaya, çakıl taşlı, kabuk,
bitki, mercan yapışık yaşar. Ailenin Akdeniz sular sisteminde 2 türü yaşar.
Pterocladia
capillacea (Spanish agar) [?] Sin. Pterocladia pinnata. Kırmızı algdir. Tallus yassı olup küme şeklinde
dallı eksen olarak görülür. Eş yapılı trigenetik döngü şeklinde ürer. Boyu 5 -
15 cm'dir. Işıklı ve orta derecede ışıklı alt litoral tabandaki kayalar üstünde
5 m derinliğe kadar yayılır. Türkiye'nin Ege ve Karadeniz'in Kafkasya
kıyılarında bulunur. Elle toplanır. Agar ve tıbbi amaçlı üretimde kullanılır.
Pterocladia
pinnata (Spanish agar) [?] ® Pterocladia capillacea.
Pteroctopus tetracirrhus (fourhorn octopus)
[?]
Manto eni neredeyse boyuna eşittir. Deri yumuşak ve jelatinlidir. Kollar
orta boyda ve neredeyse eşittir. Dış solungaç yaprakçıkları 9 – 10 tanedir.
Rengi turuncu olup manto boyu dişlilerde
en çok 14 cm erkeklerde 10 cm'dir. 100 - 700 m derinliklere bentiktir ancak
daha çok 250 - 500 m'lerde yayılır. Türkiye'nin batı Akdeniz ve güney Ege
kıyılarında bulunur. Ender türdür. Avcılığı vardır.
Pteromylaeus bovinus (bull ray) [fulya, folya balığı, çuçuna] Taban-yüzücüdür (bentopelajiktir). Acı-suya girer. 10-
Pteroplatytrygon violacea (pelagic stingray) [iğnelivatoz, mavirina balığı, rina] Daha çok Dasyatis violacea olarak
tanınmış iğnelivatozdur. Boyu TL=160 cm olabilir. 35-240 metreler arasında
yayılabilir. Canlı doğurucudur (ovovivipardır). Kuyruk dikeninde ağı (zehir)
taşır. Sokması halinde çok tehlikeli olabilir. Birçok sinonimi vardır.
Bazıları; Dasyatis atratus, Dasyatis guileri,
Trygon purpurea, Trygon violacea.
Pteropoda [Pteropoda] Yumuşakçaların küçük olup planktonda yaşayan grubudur. Okyanus tabanındaki
önemli çökel (sediman) malzemesini bu gruptaki canlılar oluşturmaktadır.
pubescent
thracia [?] ® Thracia pubescens.
pubic bone (pelvic plate,
posterior process, medial plate) [pelvis kemiği] ® Pelvic bone.
PUFA (abbrev) (PolyUnsaturated
Fatty Acids) [çoklu-doymmış yağ asitleri] Uzun zincirli doymamış omega-3 yağ asitleri
pufferfish [Dörtdişligiller] ® Tetraodontidae.
puffers (filefishes) [Çengelçeneliler] ® Tetradontiformes.
puffers and filefishes (Tetraodontiformes) [Çengelçeneliler] ® Plectognathi.
pull net [çekme ağı] ® Towed net.
pullet
carpet shell [?] ® Venerupis pullastra.
pulley (gilson strop) [makara] Çift ya da tek dilli olup içerisinden halat geçirilerek bağımsız tek ya da
çift olarak kullanılabilen araç.
pulsate [zonklama] Kalp atışı gibi düzenli atmak.
pulse [atış] 1- Akustik sistemde vericiden
yayılan ses dalgalarıdır.
pulse [nabız] 2- Düzenli atış. Kalp atışı.
pulse duration [atış süresi] İki atış arasındaki süre.
pulse repetition [atış tekrarı] Birim zamanda gerçekleşen atış sayısıdır.
punctuate (dotted) [noktalı] ® Punctulate.
punctulate (punctuate, dotted) [noktalı] Renk ya da yapı olarak noktasal benekli.
Pungitius platygaster (southern
ninespine stickleback) [uzundikence balığı, küçük güney dikenli balığı] Taban-yüzücüdür
(bentopelajiktir). Tatlı, acı ve tuzlu-suda yaşar. Boyu TL=7 cm olabilir. Soyu
tehlikedeki türler içerisinde az riskli sınıfındadır.
pup [pap] Fok bebeği, fok yavrusu. Köpek balığı yavrusu.
pupfishes (toothcarps, killifishes) [Dişlisazangiller] ® Cyprinodontidae.
pupil [gözbebeği] İris’in ortasındaki geniş açıklık.
purification [arıtma] Bir madde ya da malzemenin, malzemeye ait olmayan yabancı
elemanlardan arındırılması.
purple dye murex [?] ® Bolinus brandaris.
Purpura haemastoma (red-mouth purpura) [?]
® Thais
haemastoma.
purse
codium [?] ® Codium bursa.
purse line [gırgır kaytanı] Gırgır ağının alttan büzülerek kapatılmasında kullanılan
halat.
purse seine [gırgır ağı] ® Seine net.
Pusia ebenus (ebony miter) [?] İnfra ve mediolitoral katların çamurlu, kayalık tabanında
yaşar. Boyu en çok 3,5 cm, çapı 1,1 cm olabilir. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz
kıyılarında bulunur.
putrefaction [çürüme] Proteinlerin bakteriler tarafından mayalanması, (fermen-tasyonu) sonucu
bir başka organik yapıya dönüştürülmesidir. Anaerobik parçalanma yoluyla da
örneğin CO2 ve H2S oluşmasıdır.
PVA (abbrev) (Population Viability Analysis) [Popülasyonun
yaşama yeteneği çözümlemesi]
pycnocline [piknoklin] Su kolonunda üst ve alt tabakaya göre yoğunluğun önemli ölçüde değiştiği
(arttığı) tabaka.
Pycnodonta
cochlear (spoon oyster) [?] ® Neopycnodonte
cochlear.
pycnometer [piknometre (yoğunlukölçer)] Sıvıların yoğunluklarını ölçmede ve karşılaştırmada
kullanılan alet ya da standart şişe.
pygmy lanternfish [?] ® Lampanyctus
pusillus.
pygmy locust lobster [?] ® Scyllarus pygmaeus.
pyrenoid [pirenoid] Plastitlerin bazı bölgelerindeki başkalaşım evresidir, stroma
plastitlerinden ayrılır (ve enzim bakımından zengin gibi görünür).
Pyroteuthis
margaritifera (jewel enope squid) [?] Sırtta manto boyu
en çok 4 cm kadardır. Mezopelajik tür olup gece 100 -200 m ve gündüz 400 -600 m
derinliklerde yayılır. Türkiye'nin Ege
ve Akdeniz kıyılarında bulunur.
Pyuridae
[gömlekliler] Tek
yaşarlar ancak bir arada da yaşayabilirler. Gömlek sert ya da meşinsidir. İri
canlılardır (20 - 30 cm'ye kadar. Kıyıdan kıta yamacına kadar kaya ve kabuklara
yapışık bulunurlar.