D [updated last  March 23, 2016]

D’Orbigny’s buccinum [?] ® Cantharus dorbignyi.

D1 (abbrev) (first dorsal fin; rays) [Birinci sırt yüzgeci (ışınları)].

D2 (abbrev) (second dorsal fin; rays) [İkinci sırt yüzgeci (ışınları)].

D3 (abbrev) (third dorsal fin; rays) [Üçüncü sırt yüzgeci (ışınları)].

Dactylopteridae (flying gurnards) [Uçan-balıkgiller] Işınlı-yüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı, Scorpaeniformes takımı, Dactylopteroidei alttakımı, Dactylopteridae ailesinde iki cinste Dactyloptena 6 tür, Dactylopteris 1 tür olmak üzere 7 tür yer almaktadır. Türlerin çoğu Hint Okyanusu - Büyük Okyanus kesiminde bulunmaktadır. Büyük ve renkli göğüs yüzgeçleri olan deniz balıklarıdırlar. Gerçekten uçmazlar ancak su dışına zıplayıp yüzeye yakın süzülürler. Tabanda karın yüzgeçleri üzerinde yürüyerek(!) besin (kabuklu) ararlar. Gaz keseleri vardır. Bir kas yardımıyla gaz kesesine vurarak ses üretirler. Gövde koruyucu pullarla kaplıdır. Akdeniz’de bir türü bulunur. Rengi esmer-gri ya da kırmızımsıdır. Kıta sahanlığında daha çok 100 m’ye kadar yayılırlar. Kumlu çamurlu zeminde ve deniz çayırı alanlarında rastlanırlar.

Dactylopterus volitans (flying gurnard) [uçan balık, uçankırlangıç balığı, uçan balığı] Daha çok denizde bulunur fakat acı-suya da girer. Boyu TL=90 cm ve ağırlığı 2 kg kadar olabilir. 1-100 m derinliklerde rastlanır. Balıkçılığı önemsizdir. Kumlu, çamurlu zemin ile kayalıkların üstünde bulunur. Göğüs yüzgeçleriyle tabanı yoklar.

dactylus (finger) [parmak] Dokunaç çomağının uzak kısmı, sıklıkla çok küçük vantuz taşır.

Dagon [Dagon] Üstü kısmı insan altı kısmı balık olan eski Filistin tanrısı. Babil ve Asur oymalarında da görülmektedir.

dahn [şamandıra] Sabit bir ağın yerini belirlemek için kullanılan küçük, bayraklı, su yüzeyindeki işaret.

daily growth increment [günlük halka] ® Daily ring.

daily limit [günlük sınır] Oltacının bir günde avlayıp tüketebileceği balık sayısı.

daily limit 0 [günlük sıfır sınır] Balıkların korunması amacıyla oltacının avladığı halde tüketmesi yasaklanmış ve avlanan balığın salıverilmesi gerektiği durum. 

daily ration [günlük rasyon] Bir günde tüketilen besin maddesi miktarı.

daily ring (daily growth increment) [günlük halka] Otolit’te bir gün içerisinde otolin ve aragonit’ten oluşan günlük büyüme halkası.

Dalatias licha (kitefin shark) [küt burunlu köpekbalığı] Tabansal (demersal) olup 37-1,800 metre derinliklerde rastlanır. Balıkçılığı önemsizdir. Boyu TL=182 cm olabilir. Daha çok dış sahanlık kesimde tabana yakın bulunur. Tek ya da küçük sürüler oluşturarak gezer. Canlı doğurucudur (ovovivipardır) ve 30-42 cm boyunda 10-20 yavru verir. Derin deniz balıkları, diğer köpek balıkları ve kabuklularla beslenir. Soyunun durumu hakkında yeterli bilgi yoktur.

daliane [germe] Karadeniz’de sürü oluşturan göçmen balıklarının avlanmasında kullanılan dalyanlarda kıyı ile ağ arasına gerilen perde. Balık girişinin gözlenmesi gereken bu yöntemde, direk üstündeki bekçi sürü girdikten sonra ağzı (dalyan ağzını) kapatır.

Dalophis imberbis (armless snake eel) [yılankurdu balığı, yılanbalığı] Tabansaldır demersaldır) ve 20-80 m derinliklerde rastlanır. Kum ve çamura kendisini gömer.

dam [baraj] Su akışını kontrol için oluşturulmuş, arkasında su tutan engel.

damselfish [rahip balığı, papaz balığı] ® Chromis chromis.

damselfishes (clownfishes) [Papaz-balığıgiller] ® Pomacentridae.

dan leno arm (banana, boomerang, dan leno bracket, dan leno spreader, devil's elbow, spreader bar) [kelebek] ® Butterfly.

Dan Leno bobbin [Dan Leno bobbin] ® Bobbin.

dan leno bracket (banana, boomerang, dan leno arm, dan leno spreader, devil's elbow, spreader bar) [kelebek] ® Butterfly.

dan leno spreader (banana, boomerang, dan leno arm, dan leno bracket, devil's elbow, spreader bar) [kelebek] ® Butterfly.

Dan Leno triangle [Dan Leno üçgeni] Bobin gibi işlevi olan demir üçgen.

dance [dans] Üreme davranışı çerçevesinde balık çiftinin (dişi ve erkeğin) yapmış olduğu hareketlere verilen genel ad.

Danio rerio syn. Brachydanio rerio (zebrafish, zebra danio) [?] Sazangillerden (Cyprinidae) olup tropik sularda taban-yüzücü (benthopelagic) bir türdür. Omurgalıların biyolojisinin (fizyoloji, genetik, gelişme biyolojisi, nöroloji ve hastalıklarının) incelenmesinde kullanılan küçük boylu (<4,5 cm), yüksek doğurganlığa ve kısa kuşak değişme sürecine sahip bir balıktır. Yavruları saydam olan bu balığın değişikliğe uğrayan birçok formu (mutant’ı) belirlenmiştir.

Danish pond [Danimarka havuzu] Toprak havuz adıyla da anılan ya kazılarak çukur açılmak suretiyle ya da bent yapılarak oluşturulan, boyu eninin 10 katı olan akvakültür havuzu.

Danish seine (Danish seine trawl, Danish trawl) [Danimarka gırgırı] Çapa ile sabitlenmiş bir şamandıraya bağlı, koni şeklinde bir ağ olup çok uzun kollara (yakalara) sahiptir ve 2 km2’lik bir alanda sürüklenerek oluşturulan toz bulutunu (bulanık su perdesini) geçemeyen balıkların sonuçta torbada toplanmasını sağlar.

Danish seine trawl (Danish trawl) [Danimarka gırgırı] ® Danish seine.

Danish trawl (Danish seine trawl)  [Danimarka gırgırı] ® Danish seine.

danleno [maça] Trol ağı kanatlarının bağlandığı genellikle silindirik ağaçtan ya da demirden yapılmış dikme.

Daphnia (water flea) [su piresi, dafniya] 1- Akvaryum balığı yemi olarak kullanılan canlı. Eklembacaklılar (Arthropoda) kabilesi, Kabuklular (Crustacea) altkabilesi, solungaç-ayaklı anlamında (Branchiopoda) sınıfı, Cladocera (su pireleri) takımı Su-piresigiller (Daphniidae) ailesinin bir cinsidir. 30’un üstünde türü vardır. Boyu 0,2-0,5 mm kadardır. Sıcaklığa bağlı olarak 1 yıl kadar yaşar. Filtreleyerek beslenir. En önemli özelliği bileşik-gözlü olmasıdır. Normal koşullarda döllemesiz (partenogenez) çoğalır. Çevre koşulları bozulduğunda (soğuk, kuraklık) çoğalma şekli değişir. Partenojen erkekler oluşur ve çiftleşme sonucu yumurtalar döllenir. Buna kış yumurtası denir. Bunlarda ekstra kabuk bulunur. Bu kabuk yumurtanın kötü koşullara dayanmasını ve türün devamını sağlar. Koşullar düzelince canlı tekrar normal çoğalmaya geçer.

Daphnia [Daphnia] 2- Nehir tanrısı Peneus’un kızı.

dark green nori [?] ® Enteromorpha prolifera.

dark meat (dark muscle) [koyu et] Derinin hemen altında, balığın her iki tarafında görünen, koyu, yağca diğer kısımlara göre daha zengin kas kısmı.

dark muscle [koyu et] ® Dark meat.

dark zone [koyu halka] Otolit kesitinde yansıyan ışıkta koyu görünen, yavaş büyüme dönemine ait olup daha çok organik madde (otolin) içeren halka.

darting speed (burst speed) [ani hız] Balığın kısa süre (5-10 saniye) koruyabileceği en yüksek hız. Balıklar bu hızı genellikle avlanırken ya da yırtıcıdan kaçarken kullanırlar.

Darwin [Darwin] Charles Robert Darwin (1809-1882). Bilinen en önemli tek doğa bilimcidir. Alfred Russel Wallace ile birlikte ve ondan bağımsız olarak evrilmenin kademeli değişme ve doğal seçilme prensiplerini geliştirmiştir. 1825’te tıp öğrenimine başlamış fakat 1827’de bırakmıştır. Babasının zoruyla Cambridge’de teoloji (ilahiyat) tahsilini tamamlamış ise de biyolojiye çok düşkündür. Yaptığı planın aksine aldığı teklif üzerine HMS Beagle gemisiyle 5 yıllık Güney Amerika gezisine katılmıştır. Görevi Güney Amerika kıyılarının haritasını çıkartmaktır. Bu seyahatte Kapverde, Falkland, Güney Amerika kıyıları, Galapagos Adaları ve Avustralya’ya giden Darwin topladığı birçok örnekle İngiltere’ye dönmüştür. Örnekleri inceleyen Darwin fosil olanlar ile yaşayanlar arasında dikkate değer benzerliklerin olduğunu görmüştür. Yine Galapagos Adaları’nda adalara özgü kaplumbağa ve kuş türlerinin birbirlerine benzemelerine rağmen kolay ayırt edilebilir özelliklerinin olduğunu görmüştür. Katıldığı seyahatte toplanan örneklerin değerlendirmesini hazırlarken (1839-1843) bir yandan da evrime ilişkin görüşlerini geliştirmekte ve yazmaktaydı (1842-1844). 1855’te Alfred Russel Wallace’ın „On the law which has regulated the introduction of new species“ ile yer ve zamanda türlerin sürekliliği çalışmaları Darwin’in dikkatini çekti. Wallace’ın bir diğer müsveddesinde (On the tendency of varieties to depart indefinitely from the original type) yer verdiği „struggle for existence“ görüşü Darwin’i kendi kuramını 1859’da açıklamaya ve yayınlamaya yöneltmiştir. Linné Kıraliyet Derneğinde „On the tendency of species to form varieties; and on the perpetuation of varieties and species by natural means of selection” isimli çalışması okunmuştur. Darwin’in evrilmeye ilişkin kuramı yavaş ve kendiliğinden olan ard arda değiştirme dizisi (seçilerek evrilme) şeklinde özetlenebilir.

Dasyatidae (whiptail stingrays) [Dikenli-uyuşturanbalığıgiller] Chondrichthyes-Kıkırdaklılar sınıfı, Kedibalığımsılar (Rajiformes) takımının bir ailesidir. Dasyatis (40 tür), Himantura (26 tür), Pastinachus (2 tür), Pteroplatytrygon (1 tür), Taeniura (3 tür), Urogymnus (2 tür) olmak üzere 6 cins ve 72 türü kapsamaktadır. Deniz canlılarıdırlar fakat Asya, Afrika ve Amerika’da tatlı-su formları da vardır. Ilıman denizlerde genellikle sığ kıyısal suların tabanında yaşarlar. Boyları değişkendir. Diskleri 30 cm’den 2 m’ye kadar ya da daha uzun olabilen kıkırdaklı balıklardır. Kanat şeklini almış geniş göğüs yüzgeçleriyle uçar gibi hareket ederler. Disk geniştir. Göğüs yüzgeci başla birleşmiştir. Yüz küttür. Dişler küçük ve şerit şeklinde düzenlenmiştir. Gözler üstte ağız alttadır. Sırt ve kuyruk yüzgeçleri vardır. Kuyruk gövdeden ayrıdır ve bazen kamçı şeklini alabilir. Kuyruk sapında ağı (zehir) taşıyan diken bulunur. Sırt rengi griden koyu kahverengiyedir. Bazı türlerde renkli izler bulunur. Karın genelde beyazımsıdır. Etenesiz (plasentasız) canlı doğrucudurlar (ovoviviparous); 5-10 yavru verirler. Yumuşakça ve kabuklularla beslenirler. Etleri yenilebilir. Tehlikeden normalde uzaklaşır ve saldırgan davranmazlar fakat bir yırtıcı tehdidi karşısında kuyruklarını dikleştirip sallayarak savunmaya geçerler. Soyları tehdit altındadır.

Dasyatis atratus (pelagic stingray) [iğnelivatoz, mavirina balığı, rina] ® Pteroplatytrygon violacea.

Dasyatis centroura (roughtail stingray) [iğnelivatoz, deniz kedisi, rina balığı] Tabansaldır (demersaldır). Acı-suya girer. Balıkçılığı önemsizdir. Disk genişliği 220 cm ve ağırlığı 200 kg olabilir. 200 m derinliğe kadar rastlanır. Kumlu, çamurlu zeminde bulunur. Canlı doğurucudur (ovoviviparous). Ağılı (zehirli) dikeni olması nedeniyle tehlikelidir.

Dasyatis guileri (pelagic stingray) [iğnelivatoz, mavirina balığı, rina] ® Pteroplatytrygon violacea.

Dasyatis pastinaca (common stingray) [denizkedisi, kazık kuyruklu balığı, dikenli uyuşturan balığı, iğnelivatoz, rina] Tabansaldır (demersaldır). Acı-suya girer. 5-200 metre derinliklerde rastlanır. Balıkçılığı vardır. Disk genişliği 60 cm olabilir. Kumlu çamurlu zeminde bazen nehir ağızlarında bulunur. Canlı doğurucudur (ovoviviparous). Gebelik süresi 4 aydır. 4-7 yavru verir. Ağılı (zehirli) dikeni olması nedeniyle tehlikelidir.

Dasyatis tortonesei (Tortonese's stingray) [iğnelivatoz, rina] Tabansal (demersal) olup 200 m derinliğe kadar rastlanır. Kumlu, çamurlu zeminde bulunur. Disk genişliği 80 cm olabilir. Canlı doğurucu (ovoviviparous) olup gebeliği 6 aydır. 6-9 yavru verir. 

Dasyatis violacea (pelagic stingray) [iğnelivatoz, mavirina balığı, rina] ® Pteroplatytrygon violacea.

data [veri] 1- Her türlü ölçüm değeri.

data [veriler] 2- Ölçüm ya da gözlem sonucunda elde edilen gerçekler, ölçüm değerleri. 

data base [veri tabanı] Analizlerde kullanılan birbiriyle uyumlu veriler. Örnek; balık boyu ve ağırlığı verileri.

data deficient [eksik veri] IUCN ölçütleri çerçevesinde soyu tehdit altında olan türün, popülasyonun durumunun doğrudan ya da dolaylı kestiriminde kullanılabilecek verilerin olmaması halidir. Bu eksiklik türün biyolojisinin bilinmemesi değil türün bolluk ve dağılımının bilinmemesiyle ilgilidir.

data logger [veri yazıcı] Verileri yazan.

data set [veri seti] Belirli ve özel bir konu hakkındaki veri ve bunun belgelenmesidir. Örnek; tekne türüne (gırgır) göre yıllık av miktarı.

dataless management [verisiz yönetim] Veri bulunmadığı durumda, mevcut bilgiler çerçevesinde balıkçılığın idaresi.

date of collection [örnekleme tarihi] Saha örneğinin alındığı günün takvimdeki yeri (tarih).

davit [matafora] Filikaların asıldığı ters L ( é) şeklindeki dikmeler.

day boat [günübirlik] Bir günlük sefer yapan balıkçı teknesi.

day lenght [günboyu (gün uzunluğu)] Günün ışıklı olan kısmının uzunluğu (gün doğumu - gün batımı arası). Günün (24 saatin) ışıklı geçen kısmı.    

day-degree [günderece] Balık yetiştiriciliğinde gelişmenin derecesini belirtmek için o günlerdeki sıcaklığı dikkate alan birim. Örneğin, birbirini izleyen üç günde günlük ortalama sıcaklıklar 9, 10 ve 11 0C ise, üç günlük yumurtanın günderecesi 9+10+11=30 D’dir.

dB (abbrev) [desibel] ® decibel dB.

DDT (abbrev) [diklorodifeniltrikloretan] Renksiz kristal halinde bir madde olup suda çözünmez. Buna karşın yağ ve organik çözücülerde kolaylıkla çözünür. Son derece etkili (zehirleyici, ağılayıcı) ve organizmalarda birikebilen kuvvetli, uzun ömürlü bir böcek öldürücüdür. Yarılama ömrü 28 gün ile 30 yıl arasında değişmektedir. Göl suyunda 56 gün olan yarılama ömrü ırmakta 28 gündür. İlk kez 1970’te Norveç ve İsveç’te yasaklanmıştır. Bunu 1972’de ABD, 1984’te İngiltere izlemiştir. 2001 Stockholm Konvansiyonu’nu 98 ülke imzalamış ve yaygın yasaklama 2004’te geçerli olmuştur. Sıtma mücadelesini sürdürmek zorunda olan bazı ülkelerin bu ucuz kimyasaldan kısa sürede vazgeçmeleri mümkün görünmemektedir.

dead lake [yaşlı göl] Yaşlanmış olup sucul bitkilerle kaplanmak üzere olan karayla çevrili su kütlesi.

dead lights [körkapak] Lumbozun içerdeki (kamaradaki) demir kapağı.

Dead Sea [Lut Gölü (Ölü Deniz)] Arapça’da Bahri Lut (Lut Gölü) ya da El Bahr El-Mayyet (Ölü Deniz), İbranice’de Yam ha-Maleh (Tuz Gölü) adının verildiği ve bugün Ürdün ve İsrail arasındaki sınırda yer alan bu göl çok yüksek tuzluluğu (300-400 ppt) ve deniz seviyesinin 417 m altında olan su yüzeyi ile ünlüdür. Gölün boyu 76 km ve eni 18 km kadardır. En derin yeri 400 m’dir. Su kullanımı nedeniyle 1960’tan bu yana gölün yüzey suyunun tuzluluğu giderek artmakta olup bunun zamanla göldeki tabakalaşmayı etkileyeceği tahmin edilmektedir. Gölün tuzluluğunu oluşturan maddeler okyanuslardakinden farklıdır. Tuzluluk %53 oranında MgCl, %37 oranında KCl ve %8 oranında da NaCl’den oluşmaktadır. Geri kalan %2’lik oranı diğer tuzlar oluşturmaktadır. Yüksek tuzluluğu nedeniyle Lut Gölü’nde balık ya da makroskopik sucul organizma bulunmaz.

dead spot [ölünokta] Akvakültürde deveranın (su karışımının) çok az olup oksijensiz ortamın geliştiği yer, alan.

dead water [ölü-su] Hareket etmeyen su kütlesi.

Dead Weight Ton (DWT) [detveyt] Ton olarak kaldırma ya da taşıma ağırlığı.

deadlight (porthole) [lumbuz (lumboz, lomboz)] ® Bulls eye.

death rate [ölüm oranı] Belirli bir sürede (ay, yıl) popülasyondan ya da stoktan eksilen orandır.  ® Mortality rate.

debris [yıkıntı] 1- Malzemenin parçalanması sonucu oluşan parçalar.

debris [yıkıntı] 2- Parçalanan ya da dağılan organik maddenin kalıntıları, doku ve gözeler (hücreler).

dec- deca- (prefix) [dek-] On (10), onuncu. Örnek; dekapoda (Decapoda)-onayaklılar.

decabranchia [dekabranş] On uzantılı, on kollu. Sekizi kısa 2’si uzun kolu-bacağı (uzantısı) olan mürekkep balıkları.

decade [onluk devre] On yıllık süreçler, dönemler için kullanılan anlatım.   

decalcification [kalkersizleşme] Kemiklerden kalsiyum’un (Ca) soğurulması, emilmesidir. Bu, kemiği kırılgan yapar. Tamponlanmamış formalin zamanla asit özelliği geliştirir ve saklanmakta olan balıkların kemiklerinden Ca’u çeker.

decapod [onayaklı (dekapod)] ®  Decapoda.

Decapoda (ten-footed) [onayaklı (dekapod)] Kabuklular (Crustacea) altkabilesi, Malacostraca sınıfı, Eucarida üsttakımında bir takımdır. Dendrobranchiata ve Pleocyemata alttakımlarını ve birçok üstaileyi içerir. Birbirine benzeyen yengeçler, istakozlar, deniz tekeleri, karidesler, kerevitler gibi birçok grubu içine alır. Adlarının ima ettiği gibi bu kabukluların 10 ayağı vardır. Öndeki 3 çift ağız parçalarını (maxilliped) oluşturur. Kalanlara göğüs ayağı anlamında periopod denir. Birçok onayaklıda ise bir çift ayak kıskaca dönüşmüştür.

dechlorination [klorsuzlaştırma] Sudaki mikropların kırılması için kullanılan klorun bu suyu kullanmadan önce klordan arındırılmasıdır. Klorsuzlaştırma işleminin en basit şekli suyun uygun bir kapta bir süre bekletilmesi ya da içerisinden hava geçirilmesidir.

decibel (dB) [desibel] İki ses yoğunluğunun karşılaştırılmasında kullanılan logaritmik birim.

deciduous scale [dökülen pul] Gevşek bağlı, kolay kopabilen balık pulu.

decision rule [kontrol kuralı] ® Control rule.

deck [güverte] Gemide ambar ve kamara üstüne verilen ad.

deck cleat (belaying cleat) [koç boynuzu] Halat volta etmek için kullanılan iki kulaklı bağlama düzeni.

deck head [başaltı] Gemilerde baş kısmının içi. Eskiden çoğunlukla gemicilerin yattığı yer.

deck officer [güverte zabiti] Güvertedeki iş ve işleyişten sorumlu gemi adamı.

deckbeam (beam) [kemere] Güvertenin döşenebilmesi için posta uçlarını birleştiren omurgaya dik bağlantılar.

deck-man [miço (muço)] Tayfa yamağı. Son dönem resmi kayıtlarında bu unvan artık kullanılmamaktadır.

decline [azalma] Birey sayılarında ya da dağılım alanında nedeni bilinmeyen ya da kontrol edilemeyen küçülme. Doğal nedenlerle olan artma ve azalmalar ile planlanan balıkçılık buna dahil değildir.

decompression sickness [gaz kabarcığı hastalığı] ® Gas bubble disease.

decurved [aşağı kıvrık] Yanal çizginin aşağı doğru kıvrıklığı. Bazı sazangil balıklarda görülmektedir.

deduction [tümdengelim].

deep scattering layer (false bottom)  [derin saçılma tabakası (yalancı taban)] Yankı iskandillerinde tabanla yüzey arasında ortalarda bir yerde yankı iskandilinde tabana bezer yankı veren tabaka. Bu tabaka (kuşak) birçoğu gaz kabarcığı taşıyan organizmalardan oluşmakta olup gece yüzeye yaklaşır, gündüz daha derine iner.

deep sea [derin deniz] Deniz ve okyanusların 200 m’den derin kısmı.

deep water [derin su] Dalgaların tabandan etkilenmediği, yüzey dalga boyunun 1,5 katı olan derinlikteki su.

deepsea crabs [?] ® Geryonidae.

deep-sea fish [derindeniz balığı] Bin metreden daha derinde yaşayan balık(lar).

deep-water (deep sea) pink shrimp [derin-su pembe karidesi] ® Parapenaeus longirostris.

deepwater cardinalfish [derinsu kardinal balığı] ® Microichthys coccoi.  

deepwater species [derin-su türü] 400 m’den daha derinde bulunan tür(ler)-  balık(lar).

defence [savunma] Koruma ve korunmaya ilişkin işlevsel karmaşıklık olup bireysel ya da sosyal bağın bulunduğu grubun yabancı tür ya da düşmana karşı savunulmasıdır. Savunma birçok şekilde olur. i) Dar anlamda koruma salgısı salgılamak, ses çıkartmak ya da düşmanla çatışmak. ii) Saldırı. Düşmana olan eşik mesafenin aşılması durumunda çatışmak. iii) Savuşmak. Düşmanın hedefi olmadan önce saklanmak, geri çekilmek. Bunun etken ve edilgen şekilleri vardır. iv) Kaçmak. v) Saldırıyı önlemek. Bununda birçok şekli vardır. Korkutucu renk, yan gösterme ve tehdit örnek olarak verilebilir. vi) Yöneltme. Örneğin mürekkep salarak saklanma yoluyla hedef olmaktan sıyrılmak.

deformity [sakatlık] ® Malformation.

değirmen [mill] Balıkların daire şeklinde yüzmesi. 

degree [derece] 1- Dairenin 1/360’da bir parçası ya da 60 dakika.

degree [derece] 2- 60 deniz mili.

degree [derece] 3- Sıcaklık birimi (0C).

degrees of water hardness [su sertlik derecesi] Sudaki iyon miktarını gösteren birim. Kademeli olarak en sert su birimi olan 30’a kadar gider. Derecelendirme faklı ülkelerde farklı tanımlanmıştır.

1 Alman derecesi           = 17,9 ppm CaO.

1 Amerikan derecesi       = 17,1 ppm CaCO3.

1 Fransız derecesi          = 10,0 ppm CaCO3.

1 İngiliz derecesi            = 14,3 ppm CaCO3.

dehydration [su kaybı (dehidrasyon)] Vücut ya da dokudan suyun kaybedilmesi.

deioniser [deiyonizör] İyon değiş-tokuşçuyla suyu filtreleyen aygıt.

delagic trawl [delajik trol] Demersal (tabansal) ve pelajik (deniz(de) burada yüzücü anlamındaki kelimelerinin parçaları kullanılarak üretilmiş olan bu kavram, takım değiştirmeden hem taban hem de yüzücü balıkların avcılığında kullanılan kombinasyon trol ağını belirtmektedir.

delicate tellin [?] ® Tellina tenuis.

Delphinapterus leucas (white whale, beluga whale) [akbalina, beyaz balina] Kuzey kutbunda yaşayan dişli küçük yunus balığı. Sırt yüzgeci yoktur. Göğüs yüzgeçleri kısadır. Boyu TL=5 m ağırlığı 1,5 ton olabilir. Birçok sesi taklit edebilir ve bir adı da deniz kanaryasıdır.

Delphinidae (dolphins) [Yunusbalığıgiller] Yunuslar adlarında balık kelimesi geçmekte ise de öncelikle balık değildirler. Bu memeli hayvanlardan (Mammalia) balinalar (Cetacea) takımı, Dişli-balinalar (Odontoceti) alttakımının Delphinidae (Okyanus yunusları) ailesi ile Phocoenidae (gerçek yunuslar) ailelerinin genel adıdır. Yunusbalığıgillerin boy ve ağırlıkları 1,2 m ve 40 kg ile 7 m ve 4,5 ton arasında değişmektedir. Çoğunluk ise 50 kg civarındadır. Dişli-balinagillerin görece küçük ve orta boyda olan bireyleri daha çok Karadeniz’de olmak üzere Türkiye sularında yaşamaktadır. Bunlar, Deiphinidae ailesinden tırtak-Delphinus delphis, afalina-Tursiops truncatus ile Phocoenidae ailesinden mutur-Phocoena phocoena’dır. Hepsi etoburdur (karnivordur) ve daha çok sahanlık üzerinde ve beslenme zincirinin üstünde yer alırlar. Dünya denizlerinde Delphinidae ailesinden 17 cins ve 36 tür bulunmaktadır.

delta [delta] Nehirlerin getirdiği askı maddelerin birikmesiyle nehir ağızlarında oluşan genellikle üçgen şeklinde, üst üste biriken çökel tabakası.

Deltentosteus quadrimaculatus (four-spotted goby) [benekli kaya balığı, dört benekli kayabalığı] Tabansal (demersal) olup göçmen değildir. TL=8 cm olabilir. Kumlu, çamurlu tabanda daha çok 90 metre derinliğe kadar bulunur. 330 metre derinliğe kadar da rastlanabilir.

demand feeder (pendulum feeder) [istemsel beslenme] ® On-demand feeder.

deme [halk] Bir popülasyonun coğrafi sınırlama nedeniyle aynı türden olan diğer popülasyonlarla çiftleşme eğilimi olması. Taksonomik konumları aynı olmasına rağmen yapısal özellikleri ve yaşam şekilleri bakımından biraz farklılaşmış topluluk.

demekoloji [demecology] Popülasyon ekolojisi. Bir türü ya da topluluğu ele alan ekolojiden alt ayırımı zordur. ® Ecology. ® Genecology. ® Synecology. ® Autecology.

demersal [tabansal (demersal)] Tabanda ya da tabana yakın yaşayan balıklar.

demersal fishery [tabansal balıkçılık (demersal balıkçılık)] Taban ve tabana yakın yaşayan türlerin avcılığı.

demi-vegetarian (pescavore) [peskataryan (demi-vejetaryen)] ® Pescatarian.

demography [nüfusbilim (demografi)]. İnsan nüfusunun belirlenmesi.

denatant [denatant] Kontranatant’ın tersi. Balıkların akıntıyla birlikte, sürüklenmesi, yüzmesi ya da göçü. Balık yumurta ve larvalarının yumurtlama alanlarından uzaklaşması.

dendogram [dendrogram] Ortak değişkenleri olan grupların ilişkilerinin dallandırılmış olarak gösterilmesi.

dendroclimatology [dendroklimatoloji] Ağaçlardaki mevsimsel büyüme halkalarından geçmişteki iklim koşullarını inceleyen dal. Denizlerde Posidonia kökleri (rizomları) yakın geçmiş iklim koşullarını inceleme açısından kullanılabilir.

denier [denye] Ağ iplerinin kalınlığının belirtilmesinde kullanılan terimdir. Ağın örüldüğü ya da kullanılması düşünülen ipin 900 m’lik parçasının ağırlık ve niteliğini belirten sayıdır. Denye arttıkça ipin ağırlığı da artar.

denitrification [nitrat giderme (denitrifikasyon)] Nitrattaki azotu indirgeyerek ortamdan uzaklaştırmak.

denitrification filter [nitrat giderme filtresi (denitrifikasyon filtresi)] Anaerobik (oksijensiz) bakterilerle  nitratı (NO3) azot ve oksijene ayıran filtre.

densitometer [yoğunlukölçer (dansitometre)].

density [yoğunluk] 1- Birim hacme düşen kütle. Kütle bölü hacim.

density [yoğunluk] 2- Birim alan ya da hacimdeki balıkların ağırlık ya da sayısı.

density dependent growth [sıklığa bağlı büyüme (yoğunluğa bağlı büyüme)] Birey sayısı sıklığına (yoğunluğuna) bağlı büyüme. Örnek; artan ana-baba sayısıyla artan yumurta sayısının iç-göçer (stoğa katılan birey) sayılarının arttığı büyüme. ® Density independent growth (Sıklığa bağlı olmayan büyüme).

density dependent growth [sıklığa bağlı büyüme].

density independent growth [sıklığa bağlı olmayan büyüme (yoğunluğa bağlı olmayan büyüme)] Birey sayısı sıklığına (yoğunluğuna) bağlı olmayan büyüme. Örnek; artan ana-baba sayısıyla artan yumurta sayısına rağmen iç-göçer (stoğa katılan birey) sayılarının bir modele göre artmadığı ve aynı kaldığı, bir diğerine göre ise azaldığı büyüme. Stok sıklığının düzenlendiği (kontrol edildiği) büyüme. ® Density dependent growth (Sıklığa bağlı büyüme).

dent [diş] Midyenin bir kabuğunun mafsalındaki (menteşesindeki) çıkıntının diğer kabukta bulunan çukurcuğa uyması.

dentate [dişli] Dişe benzer, tırtıklı yapıları olmak.

dentatus (toothed) [dişli].

Dentex dentex (common dentex) [sinagrit] Tabana yakın su kesiminde yaşayan (benthopelagic) balıktır. Boyu TL=100 cm ve ağırlığı 14 kg olabilir. 0-200 m derinliklerde rastlanır. Genellikle 50 m derinlikte sert taban üstünde bulunur. Balıkçılığı ve yetiştiriciliği yapılmaktadır. Erin bireyler tek gezer. Erin olmayanlar gruplar halinde bulunur.

Dentex gibbosus (pink dentex) [sinagrit, tellisinarit balığı, antenli mercan, trança] Tabana yakın su kesiminde yaşayan (tabanyüzücü-bentopelajik) balıktır. Boyu TL=106 cm ve ağırlığı 15 kg olabilir. 0-220 m derinliklerde rastlanır. Balıkçılığı vardır. Kayalık ve kayalık etrafındaki kumluk zemin üzerinde bulunur. Genç bireyleri kıyıya yakın, yaşlıları açık suda bulunur.

Dentex macrophthalmus (large-eye dentex) [irigözsinagrit, mandagözsinagrit balığı, patlakgöz mercan] Tabana yakın yaşayan (taban-yüzücü, bentopelajik) okyanus-göçer (okyanodrom) balıktır. 30-500 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=65 cm olabilir. Kumluk, kayalık zemini tercih eder. Büyüdükçe derine iner. Mevsimsel dikey göç yapar.

Dentex maroccanus (Morocco dentex) [Fas mercanı] Tabansal (demersal) balık olup 20-500 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=45 cm olabilir. Balıkçılığı vardır. Farklı zemin üzerinde bulunursa da kaba çakıllı kesimleri tercih eder.

denticle [dişçik (küçük diş)] 1- Dişe benzeyen küçük yapı.

denticle [dişçik (küçük diş)] 2- Elasmobranchii’de plakoid pul

denticulate [dişli] Diş taşıyan, dişe benzer yapıları olan.

denticulus (denticle, little tooth) [küçük diş].

dentine [mine] 1- Diş’in sert dış tabakası.

dentine [mine] 2- Kozmoid, ganoid ve plakoid pullardaki sert tırtıklar. 

DeoxyriboNucleic Acid (DNA) [DeoksiriboNükleik Asit (DNA)] Uzun bir polimer olup hücre çekirdeğinde çift sarmal şeklinde bulunur ve kalıtsal bilgilerin aktarılmasıyla ilgilidir.

depauperate [fakir] Balık faunasının ya da alanının sayı ve tür olarak az çeşitliliğe sahip olması.

dependent species [bağımlı tür] Bir diğerine bağımlı (ihtiyacı) olan tür. Örnek; yırtıcının avlayacağı bireye olan bağımlılığı. 

depensation mortality [cinsiyete bağımlılık ölümü] ® Alle effect.

depleted [tükenmiş] Geçmiş dönemlere göre, balık bolluğunun balıkçılık nedeniyle çok düşük düzeye inmiş olması.

depletion [tükenme] Kaynakların (stokların) azalması, tükenmesi, kuruması.

depletion [tüketme] Yenilenebilir kaynağın (stok) sürdürülebilir düzeyin üstünde avlanması. 

deposit feeder [çökelobur (çökelcil)] Çökelle beslenen canlı. ® Detritivor.

deposit feeding [tortul yiyen] Tabandaki ya da tabana çöken bitki ve hayvanlarla beslenen.

depressed [yassılmış] Yassılaşmış canlı, örneğin vatoz.

depressed sunset clam [?] ® Gari depressa.

depression [alçak]  1- Alçak basınç alanları için kullanılan bir kavram.

depression [alçaltı] 2- Deniz ya da okyanusun çukur kısmı.

depth [derinlik] Dikey mesafe.  

depth contour [derinlik konturu (eş-derinlik)] Aynı derinliğine sahip noktaların birleştirildiği harita (eş-derinlik) çizgisi.

depth meter [derinlik ölçer] Yüzeyden tabana derinliği ölçen alet.

derbio [yaladerma balığı, çıplak, yaladerma] ® Trachinotus ovatus.

derm [derm] Deri. Örnek; epiderm (epidermis)-Dıştaki (üstteki) deri, dışderi.

dermal denticle [deridişcik] Torpedinidae hariç Elasmobranchii’deki diş benzeri plakamsı (plakoid) pullar.

dermal fold [derikanat] Kelergillerin (Squatinidae) kafasının iki yanındaki göğüs (pektoral) yüzgecinden ayrılmış kanat görünüşlü derimsi et parçası.

dermis (cutis) [dermis] 1- Derinin damarlı iç kısmı. Dışderinin altı.

dermis (cutis) [kutis] 2- Alt deri tabakası.

dermis [içderi] 3- Derinin dışarı ile teması olmayan iç tabakası.

Dermochelidae (leatherback sea turtles) [Deri-sırtlı-kaplumbağagiller] Deri sert, kaygan ve kabuksuzdur. Bağası siyah olup sırtta boylamasına 7 adet dar altta (plastron) ise 5 adet çıkıntı vardır. Üst çenenin her iki tarafında belirgin, sivri ve uzun diş bulunur. Ayak yüzgeçlerinde tırnak yoktur, ön çift çok daha büyüktür, arkadaki ise yetişkinlerde bir zarla geniş bir şekilde kuyruğa bağlı bir durumdadır. Akdeniz’de tek türü vardır.

Dermochlys coriacea (leatherback turtle) [kiremitli kaplumbağa, deri-sırtlı kaplumbağa] Sürüngenler (Reptilia) sınıfı, kaplumbağalar (Testudines) takımı, Dermochelyidae ailesi Dermochelys cinsi olup tropik bölgede bulunan bir deniz kaplumbağasıdır. Hint ve Büyük Okyanus’un yerlisidir. Bilinen en büyük kaplumbağadır. Boyu önkol ucundan diğerine 2,7 m olabilir. Görünür kabuğu yoktur. Kabuk koyu-esmer ya da siyah bir deri altında saklanmıştır. Çiftleşme ve döllenme denizde, yumurtlama kumsalda oyulan çukurda olur. İyi yüzücüdür. Medüz ve diğer kabuklularla beslenir. Etinin zehirlenmeye yol açtığı söylemine karşın yendiği de bilinmektedir. Daha çok açık denizde kalır. Soyları tükenme tehlikesi altında olup korunmaya alınmıştır.

dermoskeleton [deri-iskelet] Deriden kaynaklanan pullar, dişler gibi sert yapılar.

dermotrichium [dermotrikum] Dört tip yüzgeci ifade etmektedir. i) Ceratotrich–kıkırdaklı balıklarda; ii) Actinotrich–kıkırdaklı ve kemikli balıklarda; iii) Lepidotrich–kemikli balıklarda; iv) Camptotrich–akciğerli balıklar (Dipnoi) ile saçakyüzgeçlilerde (Crossopterygii).

desertification [çölleşme] Doğal değişiklikler ya da yanlış kullanım sonucu toprağın çöl haline geçme süreci.

desiccator [desikatör] Laboratuarda içine (alta) nem emici kimyasal (örneğin H2SO4 - sülfürik asit, CaCl2 kalsiyum klorid), üste nemi alınacak malzeme konularak kurutma işleminde kullanılan tencere şeklinde cam kap. 

detachable link [açılır bakla] Yaylı sistemi olan ve gerektiğinde kolay açılır ve kapanır bakla. 

detergents [deterjanlar] Yüzeyleri temizleme maddeleri.

deterministic [belirleyici] Rastgele (tesadüfi) olmayan usul ve işlem.

deterministic analysis [belirleyici çözümleme (deterministik analiz)] Tüm çevresel ve popülasyon değişkenlerinin doğru ve kesin olarak belirlenip sabit kabul edildiği çözümleme.

detrimental (harmful) [zararlı] Canlıları ve ekonomiyi olumsuz etkileyen bitkisel ve hayvansal organizmalar zararlı(lar) olarak anılır. 

detritivore [çökelobur (çökelcil, detritivor)] Detritus ile beslenen. ® Deposit feeder.   

detritus [detritus] Göl, deniz ve okyanuslarda askıda ya da su kolonundan tabana çökerek tortu oluşturan her türlü inorganik ve organik malzeme. Organik malzemeyse buna organik (detritus) tortul denmektedir.

deuterostomes [İkincilağızlılar] ® Deuterostomia.

Deuterostomia (deuterostomes) [İkincilağızlılar] Çokgözeli (çokhücreli) hayvanlar olup embriyonal ağız (blastophore) erin aşamada anüs olur; ya da ‘ilk’ ağız kapanır ve ağız ve anüs yeniden oluşur. Derisidikenliler (Echinodermata), Yarımkordalılar (Hemichordata) ve Kordalılar (Chordata) olmak üzere üç büyük kabileye ayrılırlar.

developed fishery [gelişmiş balıkçılık] İdari planla uyumlu olarak sürdürülebilir ürün düzeyine yakın balıkçılık.

developing fishery [gelişmekte olan balıkçılık] Çoğunlukla artan balıkçılık kapasitesi nedeniyle hızla gelişen balıkçılık.

deviation [sapma] Ölçüm değeri ile ortalama arasındaki farktır. Buna standart sapma da denilebilir.

devil fish [kulaklıfolya, şeytan balığı, manta] ® Mobula mobular.

devil rays (manta ray) [Kulaklıfolyabalığıgiller] ® Mobulidae.

devilfish (octopus) [ahtapot] ® Octopus vulgaris.

devil's elbow (banana, boomerang, dan leno arm, dan leno bracket, dan leno spreader, spreader bar) [kelebek] ® Butterfly.

Devonian [Devon dönemi] 413-365 milyon yıl öncesi jeolojik dönem. Balık dönemi olarak da anılmaktadır.

dextral [dekstral] Sağ tarafı üstte olan yassı balıkları belirtir.

di- (prefix) [di] İki, çift, iki kez. Dipol (dipole) - iki ya da çift kutuplu.

dia- (prefix) [dia-] 1- Çaprazlama, iki yönlü, çift. Örnek; diadrom balık (diadromous fish); çift-göçer balıklar.

dia (prefix) [dia] 2- Karşıdan karşıya, içinden, duble.

diadromous fish [çift-göçer balıklar] Tuzlu (deniz) ve tatlı-su arasında iki yönlü gerçek göçmen balıklardır. Terim yukarı-göçer (anadrom) ve aşağı-göçer (katadrom) balıkları içerir. (dia = iki yönlü ya da çift). ® Balık göçleri (fish migration)

diagnostic [diyagnostik] Tanısal, teşhissel.

diapause [çiftduraklama (kış uykusu)] ® Hybernation.

diaphragm [diyafram] İki odacığı birbirinden ayıran zar (membrane).

diaphragm pump [diyafram pompası] Yaygın bilinen bir çeşit akvaryum pompası.

Diaphus holti (small lantern fish) [ışıldak balığı] Okyanus-göçer (okyanodrom) olup tabana yakın askıda durur. Derin-yüzücü (batipelajik) balıktır. Boyu TL=7,5-8 cm olabilir. 40-775 m derinliklerde rastlanabilir. Serin suda bulunur. Gündüz 225-650 metre ve geceleri 40-275 m derinliklerde bulunur. Erin olanlar Akdeniz’de göçmen balık olarak bilinmektedir.

Diaphus metopoclampus (spothead lantern fish) [ışıldak balığı] Boyu TL=8-9 cm olabilir. Taban üstünde kolonda ve 90-1,085 m derinliklerde rastlanan derin-yüzücü (batipelajik) balıktır. Göçmen değildir. Gündüz 375-850 m ve gece 90-850 metrelere dağılır.

Diaphus rafinesquei (white-spoted lantern fish) [beyaz benekli ışıldak] Boyu TL=10-11 cm olabilir. Okyanus-göçer (okyanodrom) olup 40-1,080 metrelerdeki derin suda rastlanır. Gündüz 325-750 m’lerde bulunur. Gece dağılımı tabakalanma gösterir. Erinler 300-600 ve erinleşmemiş olanlar 40-200 metre derinliklerde yer alırlar.

diatome [diatom] Bitkisel pankton. Silisyum göze (hücre) çeperi olan tek gözeli su yosunu (alg).

Diatomeae (diatome) [diatom] Bitkisel plankton. Silisyum göze (hücre) çeperi olan tek gözeli yosun (alg).

DIC (abbrev) (Dissolved Inorganic Carbon) [Çözünmüş inorganik karbon].

Dicentrarchus labrax (European seabass) [beyaz balık, ispendik, levrek balığı, levrek] Tabansal (demersal) okyanus-göçerdir (okyanodrom). Acı-su ve tatlı-suya girer. Boyu TL=103 cm, ağırlığı 12 kg ve 15 yaşında olabilir. 10-100 metre derinliklerde rastlanır fakat daha çok sığ sularda bulunur. Balıkçılığı ve yetiştiriciliği önemlidir. Kışın derine iner. Gençleri sürü oluşturur fakat erinler birlikte olmazlar. Yumurtaları yüzücüdür (pelajiktir).

Dicentrarchus punctatus (spotted seabass) [ispendik, beneklilevrek, levrek] Kıyısal yüzücü (pelajik) olup acı-suya girer. Boyu TL=70 cm olabilir. 30 m derinliğe kadar farklı zemin üzerinde görülür.

dichotome [dikotom] İki eşit parçalı.

dichotomous [dikotom] Dallanma şekli olup iki parçaya ayrılma ya da tek daldan iki benzer oğul’un üremesidir. 

Dicologlossa cuneata (wedge sole) [kama-dil balığı] Boyu TL=35 cm olabilir. 10-460 m derinliklerde rastlanır. Tabansaldır (demersaldır). Balıkçılığı vardır. Çoğunlukla kumlu, çamurlu zeminde bulunur. Yumurtaları yapışkan olmayıp yüzücüdür (pelajiktir).

Dictyopteris membranacea (sweet-smelling seaweed) [?] Sin. Dictyopteris polypodioides. Esmer algdir. Tallus yeşilimsi esmerdir. Çok-çubukludur (polystick). Tabana bir disk ile yapışır. Büyüme uçtadır. Üremesi eşbiçimli digenetik döngü ile olur. Boyu 10 - 30 cm arasındadır. İnfra ve cirkalitoral kuşakta yaşar. Elle hasat edilir. Tıbbi ve zirai kullanımı vardır. Küresel yaygın türdür. Türkiye'nin Ege kıyılarında bulunur.

Dictyopteris polypodioides (sweet-smelling seaweed) [?] ® Dictyopteris membranacea.

Dictyota dichotoma (forked ribbons) [?] Esmer algdir. Tallus şerit gibidir. Çatal dallıdır. Bir disk ile tabana yapışır. Tek eksenli çok-çubukludur. Büyüme uçtadır. Üreme eş yapılı digenetik döngü ile gerçekleşir. Boyu çoğunlukla 5 - 15 cm arasındadır. İnfra ve cirka litoral katmanda yaşar. Küresel yaygın (cosmopolit) türdür. Türkiye'nin Ege kıyılarında Karadeniz'in Kafkasya kıyısı boyunca görülür. Hasadı elle yapılır. İnsan besini ve gizil tıbbi kullanımı vardır.

DİE (abbrev) (State Institute of Statistics (SIS) [Devlet İstatistik Enstitüsü]. Yeni adıyla Türkiye İstatistik Kurumu. ® Turkish Statistical Institute (TURKSTAT).

diel [günlük] Yirmidört saatlik süreçle ilgili.

diel vertical migration [günlük dikey göç] Su kolonunda 24 saatte yapılan dikey hareket.

dieldrin [dieldrin] Klorlu hidrokarbonlar sınıfından zehirli tarım ilacı.

diet [diyet] Akvaryumdaki balıkların normal, sağlıklı büyümeleri için dengelenmiş besin karışımı.

diffuse growth [yaygın büyüme] Tal hücrelerinin birçoğunun bölünebilme özelliğine sahip olduğu büyüme şeklidir.

diffuser [yayıcı (dağıtıcı, diffüzör)] Sıvı ve gaz atıkları alıcı ortama daha iyi dağıtmak için kullanılan görece küçük delikli (gözenekli) düzenek (örneğin boru).  

diffusion [yayılma (difüzyon)] Bir sıvı ya da gazın diğeri içerisinde molekül hareketleriyle dağılmasıdır. ® Brownian movement (Brown hareketi).

Digenea simplex (red seabroom) [?] Kırmızı algdir. Digenia olarak ta yazılır. Diğer alglerin (Corallina granifera ve Jania rubens) üzerinde bulunur. Tek eksenlidir. Büyüme uçtadır. Üreme trigenetiktir. Boyu 5 - 25 cm arasındadır. 5 m'den az sığ suda yaşar. Işık (fotofil) ve sıcak severdir (termofil). Sakin kesimlerde rastlanır. Türkiye'nin Datça kısmında bulunabilir. Elle toplanır. İnsan besini (Japonya) ve ilaç yapımında kullanılır.

digestibility [sindirilebilirlik] Belirli bir besinin balık tarafından sindirilebilmesi ve soğurulması (absorbsiyonu).

digestion [çürütme] 1- Lağım çamurunun anaerobik çürütülmesidir.

digestion [çürütme] 2- Maddenin kimyasal parçalanmasıdır.

digestion [çürütme] 3- Organik maddelerin enzimlerin etkisiyle küçük parçalara dönüştürülmesidir.

digestion [çürütme] 4- Sindirme.

digestion [sindirim] Alınan besinin kimyasal yolla parçalanarak vücudun değişik kısımlarına geçebilecek şekle getirilmesi.

digestion efficiency [sindirme etkinliği] Soğurulmayan besinin oranı.

diletation [genleşme] Tüp, boru, açıklık, delik, ağız vb’nin çapının büyümesi. Genişleme.

Dillwyn’s moon-shell [?]  ® Naticarius dillwyni.

Dilophus fasciola (false forked ribbons) [?] Esmer algdir. Genelde yüzeye yakın infralitoral katmanda yayılır. Boyu yaklaşık 10 cm'dir. Türkiye'nin Ege ve Karadeniz kıyılarında bulunur.

Dilophus ligulatus (twisted ribbons) [?] ® Dilophus spiralis.

Dilophus spiralis (twisted ribbons) [?] Sin. Dilophus ligulatus. Esmer algdir. Tallus bant şeklinde olup tabana bir sap ve disk ile yapışır. Tek eksenli çok-çubukludur (polystick). Büyüme uçta, üreme eş-yapılı digenetik döngülüdür. Boyu 10 - 15 cm olup üst infralitoral kesimde yayılır. Küresel yaygın (kozmopolit) türdür. Türkiye'nin Ege kıyılarında bulunur. Elle toplanır. Gizil tıbbi kullanımı vardır.

Diluvarca diluvii (diluvial ark) [?] ® Anadara diluvii.

diluvial ark [?] ® Anadara diluvii.

dimethyl sulfide [dimetil sülfit] Planktonlar ile bazı balıkların ürettiği tehlikesiz kimyasal madde.

dimictic [dimiktik] Yılda ilkbahar ve sonbaharda iki karışma dönemi olan ve sıcaklık tabakasının bozulduğu göl.

dimorphism [çift-yapısallık] İki-şekillilik. Aynı türün iki bireyinin farklı yapıda görünmesi. ® Sexual dimorphism (Eşeysel çift-yapısallık).

dimple [çukurcuk (gamze)] Midye menteşesinde bir dişe ait bağ çukurcuğu.

dino (terrible) [korkunç].

Dinoflagellata [Dinoflagellata] Bitkisel plankton. Tek hücreli yosun (alg).

diocious [dioik] ® Çift evcikli.

Diodon hystrix (spot-fin porcupinefish) [kirpi balığı] Denizel olup 2-50 m derinliklerde rastlanmaktadır. Boyu TL=91 cm ve ağırlığı 2,8 kg olabilir. 10-15 yıl ve daha fazla yaşayabilir. Balıkçılığı önemsizdir. Deniz kulaklarına girer ve çoğunlukla kovuk ve mağaralarda bulunur. Erinleşmemiş bireyleri (20 cm altı) yüzücü (pelajik) iken erin bireyler tabansaldır (demersaldır). Normalde yenmez, ağılayıcıdır (zehirleyicidir). Tek gezer, gece aktif balıktır.

Diodontidae (porcupinefish) [Kirpibalığıgiller] Actinopterygii - Işınlı-yüzgeçliler sınıfı, dörtdişlibalıklar anlamındaki Tetraodontiformes takımının 8 cinsi barındıran bir ailesidir. Bu balıklar su ya da hava yutarak şişme özelliğine sahiptirler. Balon şeklini alabilirler. Vücutlarında sivri dikenler vardır. Bu iki özellikleriyle kendilerini yırtıcılara karşı korurlar. Bazı türlerinin deri ve eti ağılıdır (zehirlidir). Japonya’da özel aşçılarca ağısı (zehiri) alınarak hazırlandıktan sonra yenir.

dioecious [çift evcikli, dioik] Çoğalma yeteneği olan bağımsız tür ya da bireylerden birinin erkek, diğerinin de dişi üreme hücreleri üretmesi (monocious –monoik (tek evcikli) ile karşılaştırınız).

dioxin [dioksin] Çok zehirli öldürücü madde.

DIP (abbrev) (Dissolved Inorganic Phosphorus) [Çözünmüş inorganik fosfor].

diphycercal [difiserk (difiserkal)] 1- Düzgün devam eden kuyruk yüzgeci şeklini belirtir. Kuyruk yüzgecinin alt ve üst lobunun eşit (simetrik) olduğu durum için kullanılır.  ® Ephicercal (Episerk). ® Heterocercal (Heteroserk). ® Hypocercal (Hiposerk). ® Homocercal (Homoserk).

diphycercal [difiserk (difiserkal)] 2- İçinden omurganın geçtiği ve kuyruk yüzgecini iki eşit parçaya ayıran bakışımlı (simetrik) yüzgeç tipi. Örnek; akciğerli balıklar (Dipnoi) ® Ephicercal (Episerk). ® Heterocercal (Heteroserk). ® Homocercal (Homoserk).  ® Hypocercal (Hiposerk).

diphyodont [difiyodont] İnsanlarda olduğu gibi yaşam süresince süt dişlerine ve kalıcı ikinci seri dişlere sahip olma. ® Monophyodont (Monofiyodont). ® Polyphyodont (Polifiyodont).

diplarya (?) Pisi balığının küçüğü.

Diplecogaster bimaculata euxinica (?) [ördek balığı] Tabansaldır (demersaldır) ve 60 m’ye kadar rastlanır. Acı-suya girer. Karadeniz’de bulunur.

diplo- (prefix) [diplo-] Duble, çift. Örnek; diploid. Normal kromozom sayısının iki katı kromozoma sahip.

diplo-biontic cycle [diplo-biontik döngü] İki diploid evre (karposporofit ve tetrasporofit) ve bir haploid evre (gametofit) birbirini izler (örnek, Polysiphonia).

Diplodus annularis (annular seabream) [isparoz balığı, isparoz] Tabana yakın yaşayan yüzücü (pelajik) balıktır ve 0-90 metreler arasında rastlanır. Boyu TL=24 cm ve 7 yaşında olabilir. Balıkçılığı önemlidir. Zostera ve Posidonia çayırlarında ve kumluk kesimlerde barınır. Nadiren kayalıklarda rastlanır. Etoburdur (karnivordur). Cinsiyetler ayrı olmakla birlikte gizil (potansiyel) erseliktir (hermafrodittir). Bazı bireyler önce erkek sonra dişi olur.

Diplodus cervinus cervinus (zebra seabream) [çizgili isparoz, çizgili mercan] Okyanus-göçer (okyanodrom) olup 30-300 m derinliklerde rastlanır. Daha çok 30-80 m’lerde kayalıklar üstünde bulunur. Boyu TL=55 cm ve ağırlığı 2,7 kg olabilir. Farklı boylarda 4-5 birey bir arada bulunur. Et-ot-oburdur (omnivordur). Balıkçılığı önemsizdir.

Diplodus puntazzo (sharpsnout seabream) [sivriburunkaragöz balığı, sivriburun karagöz] Okyanus-göçer (okyanodrom) olup taban üstünde su kolonunda yaşar yani taban-yüzücüdür (bentopelajiktir). 0-150 m’ler arasında rastlanır, acı-suya girer. Boyu TL=60 cm ve ağırlığı 1,7 kg olabilir. Balıkçılığı vardır. Taşlık zemini tercih eder ve gruplar oluşturur.

Diplodus sargus (white seabream) [karagöz, akkaragöz, tahta balığı, sargoz] Tabansal (demersal) ve okyanus-göçerdir (okyanodrom). Acı-suya girer. 0-50 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=45 cm, ağırlığı 1,9 kg olabilir. 10 yıldan biraz daha uzun yaşar. Kayalık kıyılarda ve Posidonia oceanica çayırlarında barınır. Alaca karanlıkta aktiftir.

Diplodus vulgaris (common two-banded seabream) [karagöz balığı, karagöz, baltabaşkaragöz balığı] Okyanus-göçer (okyanodrom) olup taban üstünde su kolonunda yaşar, kısaca taban-yüzücüdür (bentopelajiktir). 0-160 m’ler arasında rastlanır fakat daha çok 50 m’ye yakın derinliklerde bulunur. Boyu TL=45 cm ve ağırlığı 1,3 kg olabilir. Balıkçılığı önemlidir.

diplo-haplontic cycle [diplo-haplontik döngü] Diploid sporofit ile haploit gametofit birbirini izler. İndirgeme bölünmesi sporların sporofitte oluşumunda etkendir (örnek, Cladophora).

diplontic cycle [diplontik döngü] Ebeveyn diploid ve eşeysel sporlar (gametler) haploid evreyi oluşturur. İndirgeme bölünmesi gametlerin oluşmasında (gametogenez) gerçekleşir (örnek, diatomlar).

dip-net (scoop net) [kaldırma ağı (kepçe)] Çuval şeklinde ve kepçe gibi kullanılan bir cins balık tutma, boşaltma, aktarma aracı (derin büyük kepçe).

Dipnoi (lungfishes) [akciğerli balıklar] Çift solunumlu balıklardır. Omurgalı balıkların Tükel-ağızlılar alt sınıfına giren balıkları kapsar. Hem solungaçları hem de kısa bir tüple yemek borusunun alt kısmına bağlı bir ya da iki parçalı akciğeri olan balıklar olup çoğunun soyu tükenmiştir. Bugün mevcut türlerin hepsi tatlı suda bulunur. İskeletleri kısmen kemikli kısmen kıkırdaklıdır. Tek-akciğerliler Monopneumona ve çift-akciğerliler Dipnomona adını alır.

dirty fishing (incidental catch, accidental catch)  [yan av, kazaen av] ® By-catch.

disappearance [kaybolma] Avlanan balık sayılarının giderek azalması ya da avlanamaz olma hızı olup av eğrisinden elde edilir (hesaplanır).

dışbeslenen [heterotrophic] Besinini daha önce oluşturulmuş organik malzemeden sağlayan. 

dışbeslenme [hetrotrophy] Besinini organik maddelerden sağlama.

disc [disk] Ortası kalınca kenarları ince küçükçe tekerlek.

discard [ıskarta] Değeri olmayan ya da değişik nedenlerle değerini kaybetmiş balık. Avlanan balıklardan ekonomik değeri olmayanların denize atılmasıdır. Iskarta balıklar genellikle hedef tür dışındaki balıklar olup balık parçaları, boyu küçük olanlar, yaşayan ya da ölü bireyler olabilir. Diğer yandan avın atılan kısmı ise ekonomik ve ekolojik önem taşıyabilir. Bu nedenle de miktarının belirlenmesi önem arz etmektedir. ® Değersiz balık.

discard mortality [ıskarta ölümü] Iskarta ölüm oranı çarpı atılan avdır.

discard mortality rate [ıskarta ölüm oranı] Iskarta avın avlama ve güverte işlemleri nedeniyle ölen balıklara oranıdır.

discard rate [ıskarta oranı] Toplam avın atılan av’a oranıdır. Bu oran tür ya da tür grupları olarak da verilebilir.

discarded fish (trash fish) [değersiz balık] Hedef olmadığı halde avlanan ve genellikle atılan balıkları tanımlar. Bazı durumlarda bu balıklar insan tüketiminde de kullanılabilirken son zamanlarda balık semirtme çiftliklerinde yem olarak da kullanılmaktadır. Dün değersiz olup ıskarta kabul edilen balık bugün kullanılabilir olabilmektedir. ® Discard (Iskarta). 

discharger [kaşarcı] Araba ya da balıkçı motorundan balık indiren.

discoidal organ [diskimsi organ] Değişikliğe uğramış karın yüzgeçlerinin oluşturduğu vantuz. Örnek; Gobiesocidae ve Liparidae.

discontinuity [süreksizlik] Elemanların belirgin bir şekilde farklılık hatta zıtlık göstermesi olayı.

discontinuity layer (thermal layer) [termoklin] ® Thermocline.

discriminant [diskriminant] Ayırt edici. Özellikler itibarıyla ayırt edici.

disinfection [mikropsuzlaştırma (dezenfeksiyon)] İstenmeyen (hastalık yapıcı) organiz-malardan arındırma.

disk length [disk boyu] Vatozlarda burun ucundan göğüs yüzgecinin ucuna kadar olan uzaklık.

disk width [disk genişliği] Vatozlarda göğüs yüzgecinin yan uçları arasındaki en büyük mesafe.

dispersion [dağılım (yayılım)] 1- Canlıların bir alana girip çıkmalarıyla ilgili kazara olmayan hareketleri. Kısa mesafeli düzenli hareketler.

dispersion [dağılım (yayılım)] 3- Ölçüm değerlerinin istatistiki ortalama değer etrafında yayılması, dağılması.

dispersion [dağılım (yayılım)] ortamda yayılması, dağılması.

disposable [tek kullanmalık] Yalnız bir kez kullanıldıktan sonra atılan malzeme.

dissection [açımlama (diseksiyon)] Bir canlının parça ve kısımlarını göstermek için kesilerek açılması.

dissimilarity [benzemezlik] İki nesne arasındaki cinse özgü benzemezlik ölçüsü olup bir ile sıfır arasında yer alan ölçekle belirtilir. ® Benzerlik.

dissociation [ayrıştırma] Maddenin çözeltide ayrışması (NaNO3 « Na++NO3-).

Dissolved Organic Carbon (DOC) [çözünmüş organik karbon] Belirli bir hacimde bulunan çözünmüş karbon yükünün ölçümü. Genelde mg C/l şeklinde verilir.

Dissolved Oxygen (DO) [çözünmüş oksijen] Suda çözünmüş halde bulunan oksijen. ® Winkler titrasyonu.

distal [uzak] Gövdenin ya da organın dışa doğru (merkezden ırak) kısmı (yakının tersi).

distance [uzaklık (mesafe)] Sıfır ile sonsuz arasında yer alan, ölçü birimi cinsinden verilen, iki nesne arasındaki farklılık (ayrılık).

distance function [uzaklık fonksiyonu (mesafe fonksiyonu)] Ayrışım analizi ya da uzaklık fonksiyonu kullanılarak iki popülasyon, ya da iki stok arasındaki farklılığı (ayrılığı) belirleme ve göstermede kullanılan ilişki, denklem.

distant water fishery [uzak mesafe balıkçılığı] Bağlı olduğu limandan binlerce kilometre uzakta yapılan balıkçılık.

distrophic [distrofik] ® Dystrophic.

diurnal [günlük] Gün ışığının olduğu süreçle ilgili. ® Nokturnal.

divaricate gibbula [?] ® Gibbula divaricata.

diverge [ayrılma] İki ya da daha çok yönde birbirinden sürekli uzaklaşma. Örnek; deniz ve okyanus akıntıları.

divergence [divergens (diverjans)] Dip sularının yüzeye çıkması. Uzaklaşma, ıraklaşma.

diversity [çeşitlilik] 1- Bir ortamdaki türlerin sayısını, azlık ya da çokluğunu ifade eder. Çeşitlilik az ise orada tür sayısın az ve eşit olmayan bolluğun, çeşitlilik çok ise tür sayısının çok ve eşit bolluğun bulunduğu anlaşılır.

diversity [çeşitlilik] 2- Bir özelliğin ya da karakterin değişkenliği. Örneğin şekilbilimsel (morfolojik) değişiklik.

diversity [çeşitlilik] 3- Tür sayısının mutlak değeri.

diversity index [çeşitlilik göstergesi (çeşitlilik indeksi)] Bir topluluktaki tür sayılarının ve göreceli bolluğunun ölçüsüdür. Bütün bireyler aynı türden ise (monokültür) en düşük çeşitlilik göstergesi ve her birey farklı türden ise en yüksek çeşitlilik göstergesi söz konusudur.

division [divizyon] Bitki sınıflandırmasında hayvanlardaki kabile (filum) eşdeğeri ulam (kategori).

divisions in marine habitats [su kolonu tabakaları] Su kolonu bağlamında denizel yaşam alanların belirtilmesinde de özel terimler kullanılmaktadır. ® Aquatic layers in water column.

DMS (abbrev) [dimetil sülfit] ® Dimethyl sulfide.

DNA (abbrev) [deoksiribonükleik asit] ® Deoxyribonucleic acid.

DO (abbrev [çözünmüş oksijen] ® Dissolved Oxygen.

Dobriyal index [Dobriyal göstergesi] Gram cinsinden ortalama gonad ağırlığının küp köküdür ve balıkların üreme yeteneği, üreme dönemlerinin belirlenmesi ve cinsi olgunlaşma ve yumurtlama sıklığının belirlenmesinde kullanılmaktadır.

DOC (abbrev) [çözünmüş organik karbon] ® Dissolved Organic Carbon (DOC).

dock [dok] Havuz. Gemilerin yük boşalttığı ya da onarıma alındığı havuz.

doctor fish [Kangal balığı, doktor balık, yağlı balık] ® Garra rufa.

Dofleini's lantern fish [ışıldak balığı] ® Lobianchia dofleini.

dog cockles [?] ® Glycymerididae.

dog whelks (uk) [?] ® Nassariidae.

dogfish sharks (spiny sharks, spiny dogfishes) [Camgözgiller, köpek balıkları] ® Squalidae.

dogtooth grouper [orfoz, lahoz] ® Epinephelus caninus.

dokunsal [tactile] Dokunmayı algılama. Dokunma duyusu. Örnek; barbunya balığının çatal sakalı.

doldrum [doldrum] Kuzey yarımkürede kuzeydoğulu, güney yarımkürede güneydoğulu (İngilizcede trade winds - ticaret rüzgarları, Türkçede Fransızca’dan aktarma olup alize adıyla anılan) hafif rüzgârların estiği, sakin Ekvator kuşağı.

doliolum (small barrel) [doliyolum] 1- Küçük fıçı.

Doliolum [Doliolum] 2- Kordalılar (Chordata) kabilesi, gömlekliler (Urochordata = Tunicata) altkabilesi, salplar (Thaliacea) sınıfı, doliyolum (Doliolida) takımı, Doliolidae ailesinin fıçı şeklinde şeffaf gövdeli bir cinsi olup 3 türü barındırmaktadır. Ağız ve dışkılık karşılıklı uçlardadır. Kas çember şeklindedir. Gelişmesinde birbirini izleyen eşeyli, eşeysiz çoğalma değişimi vardır.  

Dolium galea (helmet ton) [?] ® Tonna galea.

Dollo’s Law [Dollo yasası] Louis Dollo (1857-1931) tarafından 1890’da ortaya atılan bir hipotez olup evrimin tersinmez olduğunu söyler. Canlılar aynı evrimsel çizgiyi her iki yönde de bir kez daha gidemezler.

dolphin [yunus] Deniz ve nehirlerde yaşayan memelilerden bir grup.

dolphinfishes [Lambugagiller, Yaldızlı-uskumru-azmanıgiller] ® Coryphaenidae.

dolphins [Yunusbalığıgiller] ® Delphinidae.

DOM (abbrev) [çözünmüş organik madde] ® Dissolved Organic Matter.

domestic [evcil (evsel)] ® Domesticus.

domestic sewage [evsel atık su] Evlerden gelen kullanılmış su ve içerdiği maddeler.

domesticus [domestic]  Evcil.

dominant [başat (baskın)] 3- Bir hayvanın kendi türünden olup birlikte yaşadığı diğer bireylerle üstünlüğe dayalı olan ilişkisinde mücadeleyle üstün durumda olması.

dominant [baskın] 1- Her hangi bir zamanda bir toplulukta sayısı en çok olan tür.

dominant [baskın] 2- Yumurtlama aşamasında önceliği olan ve bunu korumaya çalışan erkek balık.

dominant [dominant] 4- Baskın olan, baskın gelen, başat.

dominant year class [baskın yıllık] Balıkçılıkta en çok avlanan yıllık. Bu yıllık balıkçılığın çoğunlukla bir kaç yıl devam eden ürününü (av’ını) oluşturur.

Donacidae (bean clams, wedge shells, donax clams) [?] Üçgensi katı kabuklu midyelerdir. Kanca kıvrıktır. Kabuklardaki kas izleri eşit değildir. Manto boşluğu derindir. Solungaçları yapraksı tiplidir. Sifonlar kısadır. Eşeyler ayrıdır. Kumlu tabana hızla gömülürler.

Donacilla cornea (corneous wedge clam) [?] Yakın kıyısal kesimin kumlu sahillerinde yoğun topluluklar oluşturur. Boyu en çok 2,5 cm kadardır. Türkiye'nin tüm kıyılarında bulunur.  

donax clams [?] ® Donacidae.

Donax semistriatus (half–striated donax) [?] Eşit kabuklu midyedir. Kabuk dış yüzeyi önde pürüzsüzdür. Zar (deri) rengi açık, yarı saydam ve parlaktır. Manto sinüs yukarı doğru bükük değildir. Rengi beyaz ya da esmerden sarıdan mora çalar. Kabuk içi beyaz, sıkça morumsu renktedir. Boyu en çok 3,5 cm olabilir. Sıklıkla 2 ile 3 cm boylarda rastlanır. İnce kumlu sığ sularda (0 - 10 m) yaygındır. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.  

Donax trunculus (truncate donax) [?] Kanca arkası eğimlidir, kabukları neredeyse eşit midyedir. Kabuk dış yüzeyi esasen pürüzsüzdür. Dış zar (deri) yapışık olup soluk sarı, yarı şeffaf ve parlaktır. Kabuk dış yüzeyi eş merkezli bant ve ışınlarla süslüdür. Kabuk içi beyaz olup mor ya da esmer ve ya da turuncu renkte iki kısma ayrılır. Boyu en çok 5 cm; sıklıkla rastlanan boyları 2,5 ile 3,5 cm kadardır. 0 - 15 m derinliklerde kumlu tabanda yaşar. Türkiye'nin tüm kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.

Donax variegatus (smooth donax) [?] Kaba kumlu ve ince çakıllı akıntılı, yakın kıyısal tabanda yaşar. Boyu en çok 3,8 cm'dir. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı rastlantısaldır.

Donax venustus (lovely donax) [?] İnce kumlu yakın kıyısal temiz tabanda barınır. Boyu en çok 4 cm kadar olabilir. Türkiye'nin Akdeniz, Ege, Marmara ve batı Karadeniz kıyılarında bulunur. Avcılığı rastlantısaldır.

dönüşme oranı [conversion rate] Bir kg balık üretmek için ihtiyaç duyulan besin miktarının kg cinsinden olan göstergesi. Yem olarak ekonomik değeri düşük doğal balık kullanıldığında bile 1 kg kültür balığı (örneğin som balığı) üretmek için 3 kg, diğer türlerde ise 5 kg’a kadar doğal balığın yem olarak kullanılması gerekmektedir.

door legs (backstrap, back board becket, board bridle, board leg, sling, door strop) [sapan] ® Backstrop.

door sling ring (backstrop link, board link) [kapı terazisi] ® Shearboard link.

door strop (backstrap, back board becket, board bridle, board leg, door legs, sling) [sapan] ® Backstrop.

Doppler [Christian Doppler] Avusturyalı matematikçi (1803-1853). Kendi adını taşıyan ve hareket halindeki ses kaynağının gözlemciye yaklaşırken ve uzaklaşırken oluşan frekans değişikliğini bulan bilim adamı. 

dories (true dories) [Dülgerbalığıgiller]  ® Zeidae.

dorsal (back) [sırt (arka)] 1- Üst kısım. Sırtla ilgili.

dorsal (back) [sırt (arka)] 2- Balığın üst kısmı. Olgun yassı balıklarda üst kısım aslında balığın yan tarafıdır.

dorsal (back) [sırt (arka)] 3- Gövdenin üst kısmı (Kafadanbacaklılarda ise huni ile karınsal kısmın tersi).

dorsal fin (back-fin) [sırt yüzgeci] Balığın sırtındaki yüzgeç. Yassı balıklarda -  Yanyüzergiller (Pleuronectidae) ailesinde anüsün karşısındaki tarafta; Çullukbalığı-giller’de (Centriscidae) ise, arka kısım balığın altına döndüğü için, sırt yüzgeci yüzeyin altındadır.

dorsolateral [sırt yanı] Balığın sırtı ile yan tarafının ortasına kadar olan kısmı yani yan tarafın üst kısmı.

dorsonasal photophore [burun üstü ışık-saçar] Myctophidae ailesinde burun deliklerinin üst kısmında, gözlerin önünde bulunan ışık organı.

Dosinia exoleta (mature dosinia) [?] Sin. Arthemis exoleta. Kabuk disk yapılı ve katıdır. Dışı hafif parlak ve eş merkezli şeritlidir. Her bir kabuğun ekleminde birbirinden uzaklaşan üç asıl diş vardır. İç kenarlar pürüzsüzdür. Rengi kirli beyaz-soluk sarıdır, değişken lekelidir, zik-zak ışınlı ve içi beyazdır. Boyu en çok 6 cm ve sıklıkla rastlanan boyları 3,5 ile 4,5 cm kadardır. 80 m derinliğe kadar olan kaba kumlu, çamurlu ve çakıllı tabana gömülür. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.

Dosinia lincta (smooth dosinia) [?] ® Dosinia lupinus.

Dosinia lupinus (smooth dosinia) [?]  Sin. Dosinia lincta. Kabuk parlak, yassı, eş merkezli ince çizgilidir. İnfra ve cirkalitoraldaki değişik yapılı yumuşak tabana derince gömülür. Boyu en çok 3,8 cm olur. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunur.

dotted dragonet [noktalıüzgün balığı, üzgün balığı] ® Callionymus risso.

double beam trawl [çift kirişli trol] İki adet kirişli trolü çeken ya da çekebilen bir tekne.

double bottom [dablin] Gemilere konulan ikinci kat sac levha.

double codend [çift torba] Sert zeminde çekilen trol ağına, avlanan balıklarının tümünün kaybını önlemek için çift torba bağlanması.

double cropping [çift ürün] Akvakültür havuzunda iki ayrı türün bulunması ve bunların aynı zamanda ya da birbirini izleyen süreçlerde ya da ihtiyaç duyulduğunda hasat edilmesidir.

double mark (double ring, double zone) [çift halka (çatallı halka)] ® Split ring. ® Double ring.

double ring (double mark, double zone) [çift halka (çatallı halka)] Otolit’te birbirine yakın iki halkadır. Aslında yıllık kabul edilen büyüme halkalarının arasında yer alan ikincil bir halka olmasına karşın normal yıllık halka görünümünü de verebilir. Bu halkanın yaş tayininde geçerli halka olarak sayılıp sayılmayacağına halkanın merkeze (çekirdeğe) uzaklığı ile yıllık kabul edilen halkalara olan göreceli uzaklığı dikkate alınarak karar verilir. Bir diğer yöntem ise çekirdek merkezine uzaklık ile balık boyu arasındaki ilişki kullanılarak halkanın başlangıç ve bitişindeki balık boyu geriye hesaplama (sağlay) yöntemiyle hesaplanarak yıllık halka olup olmadığına karar verme şeklinde özetlenebilir. ® Split ring.

double up [doblin almak (dablin vermek, dablin tutmak)] Bir halatın iki ucu gemide kalacak şekilde sahildeki babaya sarılması.

double zone (double ring, double mark) [çatallı kuşak] ® Split ring. ® Double ring.

doubling time [ikiye katlanma süresi] Belirli bir miktarın ikiye katlanması için gerekli olan zamandır. Deniz bilimde çoğunlukla popülasyon ve stok büyümesi için kullanılır. 

downwelling [dovnvelling] Yüzey sularının dibe doğru hareket etmesi.

drag seine (shore seine, haul seine, draw net, yard seine, sweep net) [ığrıp] ® Beach seine.

dragonet [üzgün balığı] ® Callionymus lyra.

dragonets [Üzgünbalığıgiller] ® Callionymidae.

Dragut [Turgut Reis] Genç yaşta Barbaros Hayreddin’e katılan ve uzun süre Akdeniz’de korsanlıktan sonra kaptanıderya olan Türk denizci (1485 Menteşe-Muğla, 1565 Malta). Venediğe tutsak düştü. Dört yıl forsa olarak kürek çekti fakat Barbaros tarafından kurtarıldı. Preveze deniz savaşında başarı gösterdi. Birçok deniz seferine katıldı. Kanuni Sultan Süleyman zamanında Trablusgarp beylerbeyi ve kaptanıderya oldu. Malta kuşatmasında şehit düştü.

drain box (weir, outlet box) [savak] ® Monk.

drainage basin [su toplama havzası] Bir nehir sisteminde nehir sularının toplandığı (birim) alan. 

draw net (shore seine, haul seine, drag seine, yard seine, sweep net) [ığrıp] ® Beach seine.

dredge [ağlı-kızak (dredc)] Taban organizmalarının örneklemesinde kullanılan torba ağlı bir çeşit deniz kızağı.

dredging [tarama] Sığlaşan liman ağzı ya da limanın derinleştirilmesi işi ve işlemi.

dried-up pond [kurutulmuş havuz] Suyu tamamıyla boşaltılmış ve tabanı ekip biçmede kullanılan havuz. Bu işlem havuzun yeniden suyla doldurulması halinde havuzu akvakültür için daha verimli yapmaktadır.

drift [sürüklenme] Su akıntısıyla taşınma.

drift [sürüklenme] Akıntılarla pasif taşınmadır ve i) su ile aynı yönde, ii) dikey yer değiştirme (fito ve zooplanton ile hareketler), iii) farklı derinliklerde değişik yönlerde ve hızda taşınmalardır. Canlılar daha çok akıntılarla yatay taşınmadan etkilenir. Bu bağlamda erin bireyler kendilerini taşınmaya bırakabilirler ancak yumurta ve larvalar taşınmadan kaçınamazlar. ® Fish movement.

drift fishes (driftfishes, cigarfishes) [Sürüklenirgiller] ® Nomeidae.

drift fishing [sürüklenme balıkçılığı] Suda yüzebilen bir seri solungaç vb ağla yapılan avcılık

drift net [sürüklenme ağı] Sabit bir yere bağlanmamış olup yüzen solungaç, fanyalı vb ağ. Bu ağlar kaybolduklarında (balıkçı tarafından bulunamadıklarında) avlamaya devam etmeleri ve balık ölümlerine yol açmaları nedeniyle yasaklanmış olup hayalet ya da hortlak ağ (ghost net) olarak da anılmaktadırlar. Okyanuslarda bu tip ağların en büyükleri 50 km uzunluğunda olabilmektedir.

drinking water (potable water) [içme suyu] İçilebilecek düzeyde arındırılmış (işlem görmüş) su.

drive-in fishery [voli balıkçılığı] Aslında başka türlü balık avcılığı yapılamayan kayalık ve resif alanlarında balıkları ses çıkartarak korkutmak suretiyle ağa takılmalarını temel alan bir balıkçılık şeklidir. Voli’de tekne tabanına tokmak benzeri malzemeyle vurmak suretiyle tok bir ses çıkartılmaktadır.

Dromia personata (sleepy crab) [tüylü yengeç, uykucu yengeç] Sin. Dromia vulgaris. Olgunlaşmış bireylerin karapaks eni boyundan büyüktür. Gençlerde karapaks en ve boyu eşittir. Dikensi kıllıdır. Gövde ve bacakları tamamen koyu kıllarla kaplıdır. Kıskaç parmakları pembedir. Karapaks boyu 5,5 cm ve eni ise 9,1 cm'dir Genelde sıkça rastlanan karapaks boy ve eni 2 cm ile 5,3 cm'dir. Kayalık taşlık kesimde ve su altı mağaralarında barınır. 2 m ile 150 m'ler arasında yayılır. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.

Dromia vulgaris (sleepy crab) [tüylü yengeç, uykucu yengeç] ® Dromia personata.

Dromiidae (sponge crabs) [Sünger-yengeçgiller] Aile orta ve iri boylu türleri içerir. Karapaks yüksek ve dışbükeydir; kısa, dik, koyu kıllarla kaplıdır. Kıskaçları güçlüdür. Sığ su yengeçleri olup kıta sahanlığında yosunlu, kayalık tabanda barınırlar.

dromous [dromus] Koşma, akıntı. Hareket eden.

drop keel [salma] Salma omurga’da denmektedir. Teknelerin altına dengeleyici olarak konulan ek.

drum buoy [davul şamandıra] Silindir şeklindeki şamandıra.

drums (croakers, hardheads) [Gölgebalığıgiller] ® Sciaenidae.

dry deposition [kuru çökelme] Atmosferde askıda bulunan ince taneciklerin yer çekimi etkisiyle yeryüzüne çökelmesi.

dry ice [kuru buz] Donmuş, katı karbondioksit. 

dry weight (dw) [kuru ağırlık] Malzeme ya da bir örneğin içerisindeki suyun giderilmesi (çekilmesi) sonrası ağırlığıdır. Kuru ağırlık genellikle fırınlarda 24 saat ve 80 0C’de buharlaşma sıcaklığı uygulanarak belirlenir.

DSİ  (abbrev)  [Devlet Su İşleri] ® State Hyrdoilic Woks (SHW).

DSL (abbrev) [derin saçılma tabakası] ® Deep Scattering Layer (DSL).

dual purpose trawl [çift amaçlı trol] Hem tabanda hem de tabanın üstünde tabana değmeden kullanılabilen trol.

dual purpose vessel [çift amaçlı tekne] İki farklı av aracını kullanmak üzere yapılmış tekne. Örnek; trol ve gırgır.

Dubisch pond [Dubiş havuzu] Sazanların yumurtlaması için oluşturulmuş havuz. Havuz tabanında yaklaşık 40 cm kadar ot büyüdükten sonra ot boyu kadar havuza su doldurulur.

duck clams [?] ® Mactridae.

ductus pneumaticus [pnömatik kanal] ® Pneumatic duct.

dugong [deniz ineği] ® Dugong dugong.

Dugong dugong [dugong] Deniz ineği. Bir deniz memelisidir. Boyu 3 m’den küçüktür. Adı Malezya dilinden gelmektedir. Sığ sularda yaşarlar. Deniz çayırları ile beslenir. Uzun ömürlü, yavaş çoğalan canlıdır. Bu nedenle de soyu tehdit altındadır.

dugongs [deniz inekleri] ® Dugong dugong.

dumping site [çöplük] Çöp ve benzeri başka türlü kullanımı olmayan tarama maddesi vb katı atıkların bırakıldığı alan ya da yer.

durophagus [durofaj] Midyeler gibi sert maddeyle kaplı besini yiyenler. Örnek; Chimaeridae.

dusk [alacakaranlık] Güneşin batmasından karanlık çökmesine kadar geçen zaman dilimi. ® Twilight.

dusky cusk-eel [sarıkayış balığı] ® Parophidion vassali.

dusky grouper [sarıhani, orfoz balığı, taş hanisi, orfoz] ® Epinephelus marginatus.

dusky spinefoot [çarpan, esmer sokar, sokan] ® Siganus luridus.

Dussumieria acuta (rainbow sardine) [?] Balıkçılığı çok önemlidir. Boyu TL=25 cm olabilen yüzücü (pelajik) balıktır ve 10-20 m derinliklerde bulunur. Hint Okyanusu-Büyük Okyanus kökenlidir. Çoğu kez Dussumeria elopsoides ile karıştırılmaktadır.

Dussumieria elopsoides (slender rainbow sardine) [Hint sardalyası] Balıkçılığı önemsizdir. Boyu TL=25 cm olabilir. 0-50 metre derinliklerde rastlanır. Çoğu kez Dussumieria acuta ile karıştırılmaktadır.

dust [toz] Havada serbest dolaşan parçacıklar. 

dw (abbrev) [kuru ağırlık] ® Dry weight.

dwarf eel-grass [?] ® Zostera noltii.

DWT (abbrev) [detveyt] ® Dead Weight Ton.

dynamic [devingen] Hareketli, hareket eden.

dynamic oceanography [dinamik oseanografya] Su kütlelerinin oluşumu, kaynak bölgeleri, hareketleri ve devingen (dinamik) yapısını inceler.

dynamite fishing [dinamit avcılığı] Genelde başka türlü avlanılamayan resif alanlarında, özelde ise balık bulunan bütün sularda patlayıcı kullanılarak bayıltılan ve yüzeye vuran balıkların toplanmasıyla yapılan yasak balık avcılığı şekli.

dys- (prefix) [dis-] Kötü, dengesiz anlamındadır.

dysphotic zone [disfotik kuşak] Özümseme için yeterince ışık olmayan 75-200 m derinliklerdeki su kütlesi tabakası.

dystrophic (distrophic) [distrofik] Soğuk iklim bölgesinde olup üretimi, özümleme yeteneği yani bitkisel planktonu ile Ca, P ve N’un kıt olduğu, CO2’ce zengin hipolimniyonunda az oksijen bulunan göl.

dystrophic lakes [distrofik göller] Yoğun hümik madde (humus) içeren, suyu kahverengiye çalan göller. Bu göllerde geleneksel anlamda üretkenliğin az (oligotrofik) olduğu ileri sürülmekteyse de suyunun renginin esmer olması bu göllerin berrak sulu göllerden daha üretken olduğu (balık az olsa da en azından bakteriyel üretimin yüksek olduğu) bir gerçektir.