B [updated last January 24, 2017]
b mesosabrobe zone [beta-mezosaprob
kuşak] ® Saprobian systems.
African lungfish - South American lungfish
[Balçıkbalığıgiller] ®
Lepidosirenidae.
B0 = B0 (abbrev)
[bakir
biyokitle] ® Virgin
biomass.
Baba Oruç (?)® Oruç Reis.
Babel’s latiaxis [?] ® Latiaxis babelis.
back (dorsal) [sırt (arka)] sırtla ilgili. Üst kısım. ® Dorsal.
back board becket (backstrap, board bridle, board leg, door legs, sling,
door strop) [sapan] ®
Backstrop.
back board chain (chain bracket, angle iron chain, board chain, chain
triangle) [kapı zinciri, (açı demiri)] ® Towing chain (Kapı zinciri). ® Angle iron
chain (Açı demiri).
back cord [üst-halat] Kirişli trol ağının üstte olan halatı.
back scattering [geri saçılma
(yayılma)] Ses dalgasının hedefe
çarpmasından sonra oluşan yankı dağılması.
back-fin [sırt yüzgeci] ® Dorsal fin.
backing down [(iade) salıvermek] Soyu tükenmekte olup koruma altındaki deniz canlılarını
örneğin deniz memelileri, kaplumbağalar vb’ni denize salıvermek. Koruma altında
olup kazaen avlanan canlıları denize salmak (serbest) bırakmak.
backpack shocker [sırt şokeri] Sığ su ve ırmaklarda balık örneklemesinde kullanılan sırtta taşınabilir
elektroşok cihazı.
backside [kıçüstü] Deniz aracının arka kısmında durulabilecek yer, alan.
backstrap (back
board becket, board bridle, board leg, door legs, sling, door strop) [sapan] ® Backstrop.
backstrop (backstrap, back board
becket, board bridle, board leg, door legs, sling, door strop) [sapan] 1- Trol kapısını
ağa bağlayan, zincirden ya da yine halattan yapılmış kısa (>) şeklinde
terazi bağı (düzeni).
backstrop [palamar] 2- Kapı ile ağ arasındaki
halat. Dip trolünde bu bağlantı için kalın, çoğunlukla kurşunlu halat
kullanılırken orta su trolünde AB ülkelerinde galvanizli çelik halat(lar)
kullanılmaktadır.
backstrop link (board link, door sling ring) [kapı
terazisi] ® Shearboard link.
backyard fish culture [arka bahçe balık kültürü] Ailenin ya da
bireyin ihtiyacını karşılayacak kadar (küçük ölçekli) balık yetiştirme.
bacteria [bakteri] Mikroskobik (küçük) olup klorofilsiz, tek hücreli ya da ipliksi
organizmaların genel adı.
bacterial gill disease [bakteriyel solungaç hastalığı] Gram negatif
Myxobacterium türlerinin balık solungaçlarının şişip sümüğümsü olmasına neden
olan hastalıktır. Hastalık iştahsızlık yaratır ve ilkbaharda çoğunlukla birey
sayısı çok, az oksijenli, yüksek amonyak ihtiva eden balık çiftliklerinde
görülür.
bacterial haemorrhagic septicaemia [bakteriyel hemorhajik septisemi] Bakteriyel kanama ve kan ağılanması (zehirlenmesi)
hastalığı. Hastalık ilkbaharda çıkar. Kanama, deri, ağız boşluğu ve kaslarda
görülür.
bacterial kidney disease [bakteriyel böbrek hastalığı] Alabalıkgillerde
sıcaklığın düşmesi durumunda iç organların şişmesi şeklinde görülen bakteriyel
bir hastalıktır. Hastalık müzmin olabileceği gibi ani de olabilir. Tedavisi
yoktur.
bactericide (bacteriocide) [bakteri-kıran (bakterisid)]
Bakteri öldüren kimyasal.
bacteriocide [bakteri-kıran (bakterisid)] ® Bactericide.
bacteriology [bakteriyoloji] Mikrobiyolojinin bakteri olarak adlandırılan organiz-malarla uğraşan dalı.
bacteriophagy [bakteriyofaj] Bakteri ile beslenen ya da besininin önemli bir kısmını
bakteriden sağlayan.
bafa (?) Yalancı havyar (mumlu balık yumurtası) elde etmek için yumurtalıkları ve
diğer iç organları çıkartılan kefal balığı kadavrası.
Baffin Sea [Baffin Denizi] Baffin adası ile
Grönland’ın güney kıyısı arasında yer alır. Davis Boğazı ve Labrador Denizi
üzerinden Atlas Okyanusu’na ve Nares Boğazı ile ise Kuzey Kutup Okyanusuna
bağlıdır. Yılın uzun bir süresince buzla kaplı olması nedeniyle seyir ve sefer
sınırlıdır.
bag [torba] ® Cod-end. ® Pocket.
bag becket [bölme uçkuru] Trol torbasını ikiye bölen ilmik (uçkur) düzeni.
bag becket leg [bölme haydrosu] Torbanın ortasındaki
ilmiklerden geçen uçkura bağlı olup haydros (kaydros) benzeri bir halat
düzeneği ile avın bölünerek güverteye alınmasında kullanılan halat.
bag
culture [çuval kültürü (file kültürü)] Midyelerin toplanarak file benzeri bir torbanın
(çuvalın) içerisinde, üretimi yüksek, verimli alanda semirtilmesi.
bag net [konik ağ] Konik bir çuvala benzeyen ve tekneden indirilip
kaldırılarak kullanılan bir tür av aracı. Bu av aracının kanatları kısadır ve
ağ, ağı indirip kaldırmaya yarayan bir kirişe bağlıdır.
bağışıklık [immunity] Mikroplara ya da bunların oluşturduğu maddelere karşı
mevcut ya da sonradan kazanılmış dayanıklılık, direnç.
bail [sintine basmak] Sintinede biriken suyun boşaltılması. Günümüzden 25-30
yıl öncesinde bu sular doğrudan denize basılırdı. Bu uygulama artık yasak olup
sintine suyunun özel tanklara aktarılması istenmektedir.
bait [yem] Olta, sepet, pinter benzeri av araçlarına takılan ya da
konulan doğal ya da yapay beslenme maddesi.
bait fish (forage fish) [yem balığı] Mesleki ya da sportif balıkçılıkta yem olarak kullanılan diğer balık.
Balaenidae
(bowhead whales,
right whales) [Gerçekbalinagiller] Memeliler (Mammalia) sınıfı, Balinalar (Cetacea) takımı,
Dişsiz-balinalar (Mysticeti) alttakımının Balaenidae ailesi Balaena ve Eubalaena cinslerini kapsamaktadır. Dişsiz-balinalar ılıman ve
kutupsal iklim bölgesinde yaşar. Diğerleri büyük gövdeli canlılar olup boyları
Balaenoptera musculus (blue whale) [gök balina, mavi balina] Balinalar (Cetacea)
takımı, Dişsiz-balinalar (Mysticeti) alttakımı, Balaenoptiidae ailesi Balaenoptera cinsinin bir türüdür. Tüm okyanuslarda
görülen bu deniz memelisinin dünyada yaşayan en büyük canlı olduğuna
inanılmaktadır. Boyu
Balaenoptera physalus (fin whale)
[?] Bütün okyanuslara yayılmıştır. Balinalar (Cetacea) takımı, Dişsiz-balinalar
(Mysticeti) alttakımı, Balaenoptiidae ailesi Balaenoptera cinsinin bir türüdür. Mavi balinadan
(Balaenoptera musculus) sonra
gelen ikinci en büyük yaşayan canlıdır. Boyu 26 m’ye, ağırlığı 120 tona
ulaşabilir. 20. YY’da en çok avlanan balinadır. 80 yıl yaşayabilir. Gebeliği
11-12 aydır. Ağız büyüktür ve suyu Balaenoptera musculus gibi
filtreleyerek küçük kabuklular vb ile beslenir. Ürettiği sesle iletişim kurar.
Göçmendir. Soyu tükenme tehlikesindedir.
balanced diet [dengelenmiş besin] Balığın uygun beslenmesini sağlamak için gerekli
besleyicileri ihtiva eden yem ve besleme şekli.
Balaneopteridae (baleen whales, whalebone whales, great whales) [Çatalkuyruklu-balinagiller] Aile Megapterinae ve Balaenopterinae altailelerine ayrılır. Balaenopterinae
altailesinde 8 cins ve Megapterinae altailesinde bir cins bulunmaktadır. İri
balinaların yer aldığı ailedir. Örneğin mavi balina 150 ton ağırlıkta
olabilir.
Balanus [Balanus] Balanidae ailesinde bir cins.
baleen whales [Dişsiz-balinalar] 1- ® Mysticeti.
baleen whales (whalebone whales, great whales) [Çatalkuyruklubalinagiller] 2- ® Balaneopteridae.
balıklarda öğrenme [learning of fish] Pavlov’un genel (koşullu refleks) kuralları balıklar
için de geçerlidir. Bu refleks 3-25 tekrarda görülebilir. Ancak 15-50 tekrarda
yerleşebilir ve 10-50 olumsuz tekrarda azalır ama birden bire yeniden ortaya da
çıkabilir.
Balistes capriscus (grey
triggerfish) [çotira
balığı, çütra balığı, çotra balığı, çütre balığı, domuz balığı] Balıkçılığı vardır. Akvaryumda beslenir. Körfez ve kıyısal sular ile
mercan resiflerine girer. TL=60 cm ve
Balistidae (triggerfishes) [Çotiragiller] Actinopterygii sınıfı,
Tetradontiformes takımının Çotiragiller ailesindeki renkli bireyleri kapsar. Aile 12 cinste (Abalistes,
Balistapus, Balistes, Balistoides, Pseudobalistes, Canthidermis, Melichthys,
Odonus, Rhinecanthus, Sufflamen, Xanthichthys, Xenobalistes) 42 türü barındırmaktadır.
Okyanusların tropik ve alt-tropik kesiminde (Atlas Okyanusu,
Hint Okyanusu) ve Akdeniz’in sıcak kıyısal sularında yayılırlar. Akdeniz’de bir türü yaşar. Gövde yüksek, yanlardan basıktır. Baş ve
göğüs bitişik olup pullarla kaplıdır. Ağız küçüktür, V biçiminde kesici
dişlerle donatılmıştır. Solungaç yarıkları kısadır. Sırt yüzgeci iki tane olup
biri diken yüzgeçtir. Göğüs yüzgeçleri kısadır. Kuyruk kısa ve bombelidir.
Yeşilimsi, grimsi, sarımsı renktedir. Göğüste 3 leke ya da enlemesine şeritler
vardır. Yüzgeçler mavi ve ard arda dizilmiş sarı lekelerle bezenmiştir. Boyları
ballan
wrasse [kikla,
lapin, ot balığı] ® Labrus bergylta.
ballast [safra] Gemilerin su hattına kadar batırılması ve dengesinin
sağlanması için dip kısma (sintineye) konan ağırlık.
ballast tank [safra sarnıcı] Sintinede safra suyunun
alındığı sarnıçlar.
Balta Limanı (?) ® Hovasse. ® Kosswig.
balta trawl [derin deniz trolü] Uzak mesafede çalışan
büyük balıkçı gemilerinde derin deniz balıklarını avlanmak için kullanılan
büyük trol ağı.
Baltic prawn [teke] ® Palaemon
adspersus.
Baltic Sea [Baltık Denizi] Kuzey Avrupa’da acı-su
ihtiva eden bir orta denizdir. Doğuda Finlandiya’dan, batıda Kattegat üzerinden
(Danimarka) Kuzey Denizine bağlanan bu deniz 1,600 km uzunluğundadır. En geniş
yeri 193 km olup ortalama derinliği 55 m’dir. En derin yeri 459 metredir. Doğuda tuzluluk S%o3, S%o5 ya da S%o8 iken batıda S%o16 -18’e kadar yükselebilir.
banana (boomerang,
dan leno arm, dan leno bracket, dan leno spreader, devil's elbow, spreader bar) [kelebek] ® Butterfly.
band [bant] 1- Balık vücudunu
saran enlice ve renkli halka.
band [bant] 2- Balık vücudunda
diğerlerinden renk itibarıyla ayrılan enlice dikey ya da çaprazi yama.
band [bant] 3- Balıkların yaş tayinlerinde
kullanılan sert aksamlarındaki büyüme halkası.
Banda Sea [Banda Denizi] Endonezya’da küçük Sunda
adalarının doğusunda kuzey güney yönünde 500 km ve doğu batı yönünde 1,000 km
uzunluğunda olup bazı çukurları 5,000 m ve en derin çukuru 7,360 m olan bir
denizdir.
banded carpet shell [?] ® Venerupis
rhomboides.
banded
dragonet [şeritliüzgün balığı,
üzgün balığı] ® Callionymus fasciatus.
banded murex [?] ®
Phyllonotus trunculus.
bandfishes [Kurdele-balığıgiller] ® Cepolidae.
bandtooth
conger [mığrı] ® Ariosoma balearicum.
bank [bank] 1- Deniz yüzeyine
yakın olup seyir ve sefer için tehlikeli olabilecek deniz haritalarında + işaretiyle belirtilen yükseltiler.
bank [bank] 2- Okyanuslarda yüksekliği 1,000m ve daha yukarıya ulaşan
yükseltiler.
bank fishery [bank balıkçılığı] Morina (Gadus morhua) balıklarının avlandığı
Newfoundland açıklarındaki Grand Banks’da yapılan balıkçılık.
bar [bar] Basınç birimi. Deniz seviyesinden
bar buoy (barbuoy) [bank şamandırası] Seyir ve sefer için tehlikeli olabilecek bank
yerlerini ve sınırlarını belirten ışıklı şamandıra.
Barak Reis (?) Burak Reis olarak ta tanınmaktadır. Beyazid II döneminde Türk
denizcisidir. Öl. 1499.
Barbarossa (Chaireddin
Barbarossa) [Barbaros Hayreddin Paşa, Hızır Reis] Osmanlılar döneminde önce korsan sonra kaptanıderya olan
Türk denizci (1467-1546). Doğum tarihi kesin değildir. Asıl adı Hızır'dır. Yunanca, Arapça, İtalyanca, İspanyolca ve
Fransızca'yı öğrenmiştir. Hızır Reis’in İshak, Oruç ve İlyas
adında 3 kardeşi vardır. Denizcilikle uğraşan kardeşler zamanla korsanlığa
başladılar ve Cezayir’i üs edindiler. Cezayir’i Yavuz Sultan Selim’e heyet göndererek
Osmanlı hâkimiyetine bırakmak istediğini bildiren Hızır Reis sultan tarafından
mükâfatlandırılarak Beylerbeyi yapıldı. 1533’te Kanuni Sultan Süleyman
tarafından İstanbul’a çağrılan Hızır Reis, merasimle kaptanıderyalığa tayin
edildi. Kendisine Kanuni Sultan Süleyman tarafından Hayreddin ismi verildi.
Gayrimüslim Akdeniz halkınca kızıl-sakal anlamına gelen Barbarossa adıyla
tanınır. 1538’de Andrea Doria yönetimindeki 600 gemilik Haçlı donanmasını
Preveze önlerinde 122 kadırga ile karşıladı ve yapılan deniz savaşını kazandı.
1546’da İstanbul’da vefat etti.
Barbatia
barbata (hairy
ark)
[?] Sin. Arca barbata. Yanlardan basık eşit kabukludur. Dış zar esmerden
siyaha tüysüdür. Eklem içe kıvrık yay gibi ve kısa enine dişlidir. Dişler
kenarlara doğru irileşir. Kızıl esmer renklidir, içi grimsi beyazdır. Sıklıkla
esmer ve mor ile renklendirilmiştir. Boyu en çok 7,5 cm'dir. Sıklıkla rastlanan
boyu 5 cm kadardır. Kaya ve kaba çakıla, bitki örtüsü ile mercan ve bloklara
yapışır. Kıyıdan 300 m derinliğe kadar yayılır. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege
kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
barbuoy [bank şamandırası] ® Bar buoy.
barge [mavna] Şamandıraya bağlı büyük gemilerden kıyıya yük taşıyan tekne.
barnacle [düğme]
Dolaşıkayaklılar (Cirripedia)
sınıfı kabuklulardan (Crustacea) yengeç ve ıstakozlarla akrabadır. Gelgit ve
dalga etkisi altında olan kıyısal kesimde taş ve kayalara yapışık yaşayan
denizel canlılardır. Askı maddeyle beslenirler. Çoğalmalarında aktif yüzebilen
kurtçuk (larva) evresi geçirirler. Günümüzde yaklaşık 1,200 türü bilinmektedir.
Barnea candida (white piddock) [?] Değişik malzemeyi (ağaç, sıkışmış
çamur ve kum, kabuk, kireçtaşı ya da az ya da çok sert kayaları) deler. 40 m
derinliğe kadar görülür. Lagün ve tuzlu kıyısal bataklıklara girer. Boyu en çok
7,5 cm kadar olabilir. Türkiye'nin tüm kıyılarında bulunur. Avcılığı enderdir.
baroclinic [baroklinik] Basınç yüzeyleri ile
yoğunluk yüzeylerinin birbirleriyle kesişmeleri. Eşsıcaklık ve eşderinlik
eğrilerinin birbirini kesmesi.
barometer [barometre] Basınçölçer. Atmosfer basıncını ölçen
alet. Çeşitli tipleri vardır.
barophiles [barofil] Okyanus ve denizlerin derin kesimleinde yüksek
basınçta yaşayabilen mikro ve bir kısım makro organizmalar.
barotrauma [basınç travması] Ani basınç
değişikliğinden kaynaklanan sarsıntı. Derinde yaşayan balıkların hızla yukarı
çekilmesinde görülen sarsıntı (travma).
barotropic [barotropik] 1- Basınç yüzeyleri ile yoğunluk yüzeylerinin birbirleriyle kesişmemeleri.
Eşsıcaklık ve eşderinlik eğrilerinin birbirini kesmemesi.
barotropic [barotropik] 2- Sıvı ya da gazlarda sabit basıncın sabit sıcaklığa
paralel olması.
barracudina [yalancı zurna] ® Sudis hyaline.
barracudinas [Yalancı-turnagiller] ®
Paralepididae.
barrel jellyfish (shiff arms jellyfish) [deniz lahanası] ® Rhizostoma pulmo.
barricade [barikat] Balığı belirli bir yere yönlendirmek için kullanılan çit tipi sınırlayıcı,
örneğin ağ vb’den duvar.
barrier [engel] Canlıların yayılma ya da göçmesini engelleyen (derin kanyon, bank,
tuzluluk farkı vb gibi) sınırlayıcılar.
barrier bank [bariyer bankı] Derin su ile sığ suyu ayıran sahanlık ucundaki yükselti.
Bu bölgeler besin maddeleri ve balık yönünden zengin olup önemli avcılık
alanıdırlar. Bu kesimlerin zenginliği tabandan yükselen suyun bu engel
üzerinden aşmasından ve besin maddelerinin burada kullanılmasından
kaynaklanmaktadır. Örnek; Kuzey Atlas Okyanusunda Georges Bank.
barrier reef [bariyer resifi] Kıyı ile arasında bir
denizkulağı olan ve kıyıdan belirli uzaklıkta bulunan mercan resifi.
base [temel, kaide] Karındanbacaklı kabuğun en büyük çapının altındaki kısım.
base fin [yüzgeç kökü] Yüzgecin vücuttan çıktığı kısım.
base port [üslendiği liman] Balıkçılık teknesinin
çalışmalarında kullandığı liman.
basin [basen] 1- Deniz ve okyanusların
4,000-5,000 m derinliğe sahip dipleri.
basin [basen] 2- Yüzey ve yeraltı sularının
biriktiği çukurluk bölge (havza).
basket (ground
basket, cover pot, plunge baske) [sepet] 1- Değişik boyut ve şekilde olup armut şeklinde ya da ağız
kısmına doğru daralan huni (tuzak prensibiyle) yapılmış sepetimsi, belirli büyüklükte açıklıkların bulunduğu pasif av
aracı. Genellikle hangi tür avlanacaksa o isimle anılır. Örnek; ıstakoz sepeti.
basket [sepet] 2- İçerisine
balık konulan seyrek örülmüş derin ve büyükçe kap.
basket ark
[?] ® Anadara corbuloides.
basket trap [sepet] ® Pot.
basking shark [büyükcamgöz
balığı, büyük camgöz]
® Cetorhinus maximus.
basking sharks [Köpekbalığıgiller] ® Cetorhinidae.
basophil [bazofil
(baziofil)] Alkali (baz) özelliği
seven.
basophilous [bazofil (baziofil)] Bazik ortamda
yaşayabilen.
bastard grunt [gargur, yalancı
isparoz] ® Pomadasys
incisus.
batch fecundity [kümesel doğurganlık] Kümesel yumurta bırakan balıklarda bir defada bırakılan
yaşayabilir yumurta sayısı.
batch spawning (fractional spawning) [aralıklı yumurtlama] ®
Intermittent spawning.
Batesian mimicry [Bates taklidi] ® Mimicry (Taklit).
Bath's
goby [küçükkaya balığı] ® Pomatoschistus
bathi.
bathy- (prefix) [bati-] Derinlik anlamında olup derin deniz ve
okyanus kesimini ima eder.
bathyal [batyal (batial, batiyal)] Göllerin ve okyanusların kabaca 180-1,800 m arasında yer alan kesimine
verilen addır (kıta sahanlığı bayırı).
bathydemersal [derin-tabansal (batidemersal)] Derinde ve 200
metreden daha derin kesimdeki tabanda yaşayan ve beslenen balık anlamındadır.
bathymetry [batimetri] Deniz derinliklerinin ölçülmesi.
bathypelagic [derin-yüzücü (derin-pelajik, batipelajik)] Işığın ulaştığı tabakanın altında kalan derindeki sular. Bu derinlikler
1,000-4,000 metreler arasında, kaynağa bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
Kesin bir derinlik sınırlaması yoktur. ® Epipelagic (Üst-yüzücü,
epipelajik). ® Holopelagic (Tüm-yüzücü, holopelajik). ® Mesopelagic Orta-üzücü,
mezopelajik).
Bathypolypus
sponsalis (globose
octopus)
[?] Manto neredeyse küreseldir. Deri
pürüzsüzdür. Yedi dış solungaç yaprağı vardır. Mürekkep kesesi yoktur. Rengi
kırmızı-mor, esmer mor olabilir. Boyu (manto boyu) dişilerde en çok 10,5 cm,
erkeklerde 8 cm olabilir. Tabansal türdür. 200 - 1,000 m derinliklerde ancak
daha çok 400 - 700 m'lerde yayılır. Kıbrıs kıyılarında bulunur. Avcılığı
vardır.
Bathypterois mediterraneus (spiderfish) [Akdeniz
örümcek balığı] Tabansaldır
(demersaldır) ve 260-2,800 metre derinliklerde rastlanır. TL=30 cm olabilir.
Kıta yamacında genellikle tek gezer. Zaman zaman grup oluşturur. Eşanlı
erseliktir (simultaneous ya da synchronous hermaphrodite).
Bathy-Thermograph (BT) [batitermograf] Gemiye çelik kabloyla bağlı olup, içerisine yerleştirilen sisli küçük cam
üzerine derinliğe göre sıcaklığı kazıyan (çizen) ve sisli cam değiştirilerek
yeniden kullanılabilen, torpil şeklinde olup (artık kullanılmayan) alet. ® XBT.
Batrachoididae (toadfish) [?] Actinopterygii sınıfı,
Batrachoidiformes takımı Batrachoididae ailesinin 4 altailesinde Batrachoidinae
(6 cins-25tür), Halophryninae (13 cins-29 tür), Porichthyinae (2 cins-15 tür)
ve Thalassophryninae (2 cins-15 tür) alt aileleri yer almaktadır. Küresel dağılım
gösterirler. Çoğunluğu denizlerde yaşar. Bazıları acı-suya girer. Akdeniz’de
bir türü Halobatrachus didactylus
yaşar. Baş iridir. Solungaç yarıkları küçüktür. Her iki çenenin ön dişleri 3
sıralıdır. Çift yanal çizgili olabilirler. Renk değişkendir, gri esmer, kırmızımsı ya da yeşildir. Sırt ve
göğüs koyu renkli, karın daha açık renklidir. Tabanda dolaşırlar. Yakın kıyıdan
derin suya kadar bulunurlar. Et-ot-oburdurlar (omnivor). Solungaçlar,
kabuklular ve yumuşakçalarla beslenirler. Erkek çok eşli olup yumurtlama yerini
hazırlar. Yumurtlama sonrası erkek yuvayı bekler. Yumurtaları yapışkandır.
bay (gulf) [koy, körfez] Karaya giren görece küçük su kütlesi kesimi. ® Bight.
bay mussel (Mediterranean
mussel, blue mussel) [midye] ® Mytilus galloprovincialis.
Bayer trough [Bayer hunisi] ® von
Bayer trough.
be saved
by God [Allah selamet versin] Deniz seferine gidene Allahın korumasında olun dileği.
beach seine (shore seine, haul
seine, drag seine, draw net, yard seine, sweep net) [ığrıp, manyat, tarlakoz] Sığ suda ve genellikle kıyıda iki ya da daha çok kişinin
kayıkla ya da kayıksız kullandıkları ve kıyıya elle çekilen son kısmı torba
tertibatlı, uzun kollu bir cins gırgır benzeri (çevirme) av aracı.
beacon [çakar] Denizcilere yol göstermek için
kıyıya ya da açığa konulan küçük deniz feneri.
beadlet anemone [?] ® Actinia
equina.
beaked fusus [?] ® Fusinus
rostratus.
beaked whales [kaşalotlar] ® Ziphiidae.
beam (breadth) [en] 1- Geminin en geniş yerinde
ölçülen genişliği.
beam [kemere] 2- ® Deckbeam.
beam trawl (outrigger
trawl) [kirişli trol (bim
trolü)] Mantar yakası
bean
clams [?]
® Donacidae.
bean solen
[?] ® Pharus
legumen.
bearded horse mussel [?] ® Modiolus
barbatus.
bearing [kerteriz] Bulunulan yer ile sabit bir noktanın rota ile yaptığı açı ya da herhangi bir şeyin
tekneden olan yönünün belirlenmesi.
Beaufort scale [deniz
durumu (bofor ölçeği)] Rüzgâr kuvveti ölçeği 1805’te Amiral Francis Beaufort
tarafından deniz durumu ve rüzgar etkisinin gözlemlenmesiyle geliştirilmiştir.
Ölçek 0’dan (cam gibiden) 12’ye (kasırgaya) kadar gitmektedir.
Kuvvet |
Hız (yüzeyden 10 m yükseklikte) |
Tanımı |
Karada kullanılan tanımlama |
|
|
Mil/saat |
Knot |
|
|
00 |
0-1 |
0-1 |
Sakin |
Cam gibi. |
01 |
1-3 |
1-3 |
Hafif hava |
Dalgacıklı. |
02 |
4-7 |
4-6 |
Hafif rüzgâr |
Belirgin küçük
dalgalı. Dalga uçları donuk, camsı ve kırılmıyor. |
03 |
8-12 |
7-10 |
Ilımlı rüzgâr |
Dalgacıklar büyükçe.
Dalga ucu kırılıyor ve dağınık köpüklü dalga. |
04 |
13-18 |
11-16 |
Mutedil |
Küçük, sık köpüklü
dalga. |
05 |
19-24 |
17-21 |
Şiddetli rüzgâr |
Orta boyda, sık beyaz
köpüklü uzun dalga ve dalga ucundan serpinti.
|
06 |
25-31 |
22-27 |
Kuvvetli rüzgâr |
Uzun dalgalı ve çok
köpüklü, serpintili. |
07 |
32-38 |
28-33 |
Hafif bora |
Beyaz ve kırılan
köpüklü deniz. Rüzgâr yönünde uzunlamasına serpinti. |
08 |
39-46 |
34-40 |
Bora |
Orta derecede yüksek,
uzun dalga. Dalga kenarlarında kırılma ve serpinti. Rüzgâr yönünde uçan, uzun
köpükler. |
09 |
47-54 |
41-47 |
Kuvvetli bora |
Dalgalar büyük ve
yüksek. Rüzgâr yönünde uçan çok sık köpüklenme. Dalga ucunda kırılma ve
devrilme. Serpintinin görüntüyü sınırlaması. |
10 |
55-63 |
48-55 |
Fırtına |
Kırılan çok yüksek
dalga ve rüzgâr yönünde uçan büyük yamalı köpük. Yüzey tamamıyla beyaz
görüntülü. Görüş etkilenir. |
11 |
64-72 |
56-63 |
Şiddetli fırtına |
Aşırı büyük ve yüksek
dalga. Küçük ve orta boydaki tekneler dalga arkasında artık görünmez. Yüzey
rüzgâr yönünde uzun beyaz köpükle kaplıdır. Dalga kenarları tüm yüzeyde
kırılır. Görüş etkilenir. |
12 |
73-83 |
64-71 |
Kasırga |
Hava köpük ve
serpintiyle dolar. Yüzey tamamıyla köpük ve serpintiyle kaplıdır. Görüş ciddi
şekilde azalır. |
beautiful tellin [?] ® Tellina
pulchella.
behaviour [davranış] Bir birey ya da organizma grubunun çevresel etkiye verdiği tepki ya da
karşılıktır.
belaying cleat [koç
boynuzu] ® Deck cleat.
bell [kampana] Çan. Kampana
Bellottia apoda (?) [?] Tabansal (demersal)
balıktır. TL=7 cm olabilir. Balıkçılığı yoktur. 30-570 metrelerde rastlanır.
Yavrularını doğurur (vivipar).
belly (abdomen) [karın] Balığın sindirim organını barındıran kısmı.
Belone belone (garpike) [zargana] Yüzücü (pelajik) okyanus-göçerdir (okyano-dromdur). TL=93
cm ve 1,300 gram olabilir. Acı-suya girer. Ticari balıkçılığı yapılmaktadır.
Yüzeye yakın yaşar. Yumurtalarına sudaki malzemeye yapışık rastlanabilir.
Belone belone euxini (garpike) [zargana balığı] ® (sin.) Belone
belone.
Belone svetovidovi (?) [zargana] Yüzücüdür (pelajiktir). Yumurtalarına sudaki malzemeye yapışık
rastlanabilir.
Belonidae (needlefishes) [Zarganagiller] Actinopterygii sınıfı
Beloniformes takımı, Belonidae ilesinde 7 cins yer almaktadır. Bu cinslerde (Ablenes 1 tür, Belone 2 tür, Belonion 2
tür, Petalichthys 1 tür, Platybelone 1 tür, Potamorrhaphis 3 tür, Pseudotylosaurus
2 tür, Strongylura 14 tür, Tylosurus 6 tür, Xenentodon 2 tür) toplam 34 yer almaktadır. Çoğunlukla tropik
sularda yaşarlar. Ancak alt-tropikte yaşayanları da vardır. Üst çenesi uzun
balıktır. Çeneler ince ve sivri dişlerle donatılmıştır. Yüzgeçlerde sert ışın
yoktur. Sırt ve dışkıl (anal) yüzgeçleri gövdenin arka kesiminde yer alır.
Göğüs yüzgeçleri kısadır. Kolay kopan çemberimsi (sikloid) pullar kaygandır.
Renk yüzeydeki hayata uyarlanmıştır. Sırt yeşil ya da mavidir. Yanlar ve karın
gümüşidir. Türlerin çoğu denizeldir fakat birkaçı tatlı sularda yaşar. Etoburdurlar.
Küçük balıklarla beslenirler. Zarganagiller su yüzeyinde dışarı zıplayabilirler
(61 km/h). Işığa yöneldikleri için gece ışıkla avcılıkta balıkçıları
yaralayabilirler. Bu yolla 2 kişinin öldüğü bildirilmektedir.
beluga [büyük
mersin balığı, mersin balığı, mersinmorinası, morina, beluga balığı] ® Huso huso.
beluga caviar [beluga havyarı] Beluga balığı (Huso huso) yumurtalarından üretilen
havyar.
beluga whale (white whale) [akbalina, beyaz balina] ® Delphinapterus leucas.
benhtos [bentos] Tabanda yaşayan ya da burada oluşmuş hayvansal ve bitkisel yaşam.
Benoit's lanternfish [ışıldak
balığı] ® Hygophum benoiti.
benth- (prefix) [bent-] Taban. Deniz tabanı. Örnek; bentik (benthic)-tabancıl. Tabanda yaşayan.
benthal [bental] Deniz tabanına ait yaşam.
benthic realm [bentik bölge] Deniz ve okyanusların su altında kalan karasal kısmı.
benthic
region [deniz dibi bölgesi] Okyanus ve denizlerin karasal taban kısmı.
benthivore [tabanobur] Tabanda yaşayan (dolaşan) canlılarla beslenen.
benthology [bentoloji] Deniz bilimlerinin tabanda ve taban üstünde yaşayan canlıları inceleyen
bilim kolu.
benthopelagic [taban-yüzücü, bentopelajik (benthopelajik)] Tabana yakın duran ve beslenen fakat aynı şekilde orta-su
ile yüzeye yakın sularda da zaman zaman bulunup beslenen balıkları belirtmede
kullanılan terim.
Benthophiloides brauneri (?) [?] Tatlı ve acı-suda taban balığıdır. TL=8 cm olabilir.
Benthophilus stellatus (stellate tadpole-goby) [?] Tatlı-su ve acı-suda taban balığıdır. TL=13,5 cm olabilir. Kokulu çamurlu
ve kumlu kesimlerde rastlanır.
benthos [bentos] Dibe bağlı (tabanın içinde ya da üstünde) yaşayan
organizmalar bütünüdür (ayrıca ® plankton ve ® pelajik). Fitobentos (bitkisel) zoobentos’tan (hayvansal)
ayrılır.
Benthosema glaciale (glacier
lanternfish) [ışıldak balığı]
Göçmen olmayan orta-yüzücü (mesopelagic) balıktır.
0-1,085 metreler arsında rastlanır. Gündüz 375-800 metrelerde, gece 12-200
metrelerde yayılır. Daha çok TL=11 cm ve 8 yaşında olabilir. Balıkçılık
potansiyeli olabilir.
Berg [Berg] ® Berg Lev Semenovich.
Berg Lev Semenovich [Berg Lev Semenovich] Rusya’nın 20. YY’da yaşamış en büyük
bilim adamlarından biridir (1876-1950). Biyo-coğrafya, evrim kuramı, taksonomi,
limnoloji, iklimbilim, doğa tarihi vb konuları inceleyen birkaç düzine kitabı
dahil 700 yayını vardır. Bunlar arasında
ilgi alanına giren 4 ciltlik Rusya ve çevre ülkelerin tatlı-su balıkları da yer
almaktadır.
Bermuda
lantern fish [?] ® Hygophum
hygomii.
Bermuda Triangle [Bermuda Üçgeni] Bermuda şeytan üçgeni de denmekte olup yaklaşık 1,2
milyon km2’lik bir alanı içine alır. Alan Puerto Riko’dan Florida
yarımadasının ucu ile Bermuda Adası arasında kalır. Medya tarafından, normal
olmayan, fizik yasalarıyla açıklanamayan olayların yaşandığı alan olarak
tanıtılmıştır. Bu alanda bazen uçak ve gemilerin kaybolduğu inanışı yaygın
olmakla birlikte USA Sahil Güvenliği deniz trafiği istatistiklerine dayanarak
kayıpların yoğun trafiği olan diğer bölgelerden daha fazla olmadığını ileri
sürmektedir.
Beroe [Beroe] 1- Adonis ve Aphrodite’in kızı.
Beroe [Beroe] 2- Bir taraklı cinsi.
Beroe ovata (pink comb jelly) [hıyar medüzü ] Taraklılar (Ctenophora) kabilesi, Nuda (Dokunaçsız) sınıfı, Beroida takımı,
Beroidae ailesi Beroe cinsi hafif
pembemsi bir hayvandır.
Berycidae (alfonsinos, alfonsins) [?] Actinopterygii sınfı, Bericiformes takımının Berycidae
ailesindeki 2 cinste (Beryx 3 tür, Centroberyx 7 tür) toplam 10 tür
bulunmaktadır. Derin deniz balıklarını kapsayan bu aile tropik ve alt-tropik
sularda 10-1,300 metre derinliklerde ancak çoğunlukla 100 m civarında bulunur.
Akdeniz’de bir türü bulunur. Gövde çok yüksek ve basıktır. Yanaklar pullarla
kaplıdır. Gözler çok büyüktür. Ağız büyük ve çaprazidir. İki çenede şerit
halindeki dişler fırça yapılıdır (villiform’dur). Pullar taraksıdır
(ktenoidtir). Rengi kırmızı ya da kırmızımsıdır. Karın gümüşi yanlar ise pembedir. En çok 60 cm olabilir,
çoğunluk 35 cm kadardır. Genç bireyler yüzücü (pelajik) bir hayat sürdürürler.
Kabuklular, balıklar ve kafadanbacaklılarla beslenirler.
bi-
(prefix) [bi-] İki, iki kez.
Örnek; bilateral - iki yanı (tarafı) olmak.
bicarbonate [bikarbonat] Bir hidrojen atomu taşıyan tuz. Örnek; Ca(HCO3)2
kalsiyumbikarbonat (kalsiyumhidrojenkarbonat).
bicoloured false moray [yalancı mıgrı] ® Chlopsis bicolor.
bigeye
tuna [irigözton, irigözorkinoz, irigözorkinoz balığı] ® Thunnus obesus.
bighead goby [kaya balığı, kalınbaşlı kayabalığı] ® Neogobius kessleri.
bight (bay,
gulf) [körfez] Okyanus ve denizlerin
kara içlerine giren koydan büyük, ağzı daha geniş su kütlesi kesimi.
big-scale
sand smelt [gümüş,
gümüş balığı, aterina, aterina balığı] ® Atherina hepsetia boyeri.
bilateral [bilateral] İki yanlı.
bıldırcın kefal [keeled mullet] ® Liza carinata.
bilge [sintine] Geminin içinde sızıntıların biriktiği en alt kısmı. Teknenin su altında
kalan iç kısmı.
bilge keel [yalpa omurgası] Teknenin yanlara
salınımını azaltmak için baştan kıça doğru uzanan çıkıntı.
bilge pump [sintine pompası] Teknenin iç kısmında
(sintinede) biriken suyu boşaltmada kullanılan pompa.
bill [gaga] ® Pea.
Billfishes [Yelkenbalığıgiller] ® Istiophoridae.
bin [zincirlik] ® Chain locker.
binary naming of organisms [organizmaları çiftli adlandırma (Linne adlandırması)] Peter Artedi’den (1705-1735) yararlanan Linne organizmaları adlandırma
sistemini geliştirmiştir. Linne 2,600 balık türünün tanımlamasını yapmış ancak
balinaları memelilere değil balıklara katmıştır. Linne’nin isimlendirme
sisteminde her bir balık türünün iki adı vardır. Bunlardan ilki cinsi ikincisi
türü belirtir. Örnek; Mullus barbatus
(keserbeş barbunya).
binary nomenclature [ikili isimlendirme] Linne’nin organizmaları isimlendirme sisteminde iki isim
kullanılmaktadır. Bunlardan birincisi cins (Genus),
ikincisi ise tür (species) adıdır ve
yazılış şekli Genus species’dir. Buna
örnek (insan) Homo sapiens’dir. Bu
sitemde isim;
-i ile bitiyorsa bu isim bir erkek
isimden türetilmiştir. -ae ile
bitiyorsa bu isim bir dişi isimden türetilmiştir. -orum ile bitiyorsa bu isim bir erkek
grubu isminden türetilmiştir. -arum ile bitiyorsa bu isim bir dişi grubu isminden
türetilmiştir. -ensis ya da -ense ile bitiyorsa bu
isim bir yer isminden türetilmiştir. |
binocular [binoküler] Çift gözmercekli.
binocular microscope [binoküler mikroskop] Çift (iki) göz-merceği olan mikroskop.
binominal [binominal] İki terimli.
binominal nomenclature [binominal isimlendirme] ® Binary nomenclature (İkili isimlendirme). ® Scientific
name (Bilimsel isim).
bio [biyo] Yaşam. Yaşamla ilgili. Örnek; biyoloji (biology).
bioaccumulation [biyoakümülasyon] Biyolojik yönden, beslenme ağı içerisinde kirleticilerin birikmesi.
bio-acoustic [biyoakustik] Çeşitli durumlarda hayvanların çıkardıkları seslerin incelenmesi.
bioassay [biyodeneme] Herhangi bir etkenin etkisinin laboratuar koşullarında denenmesi ve
gözlenmesi.
bio-catalyser [biyokatalizör] Düşük sıcaklıkta, canlı dokulardaki kimyasal olayları çabuklaştıran
(hızlandıran) vitamin, hormon ve enzim gibi maddeler.
biochemical
oxygen demand (BOD) [biyokimyasal oksijen ihtiyacı] Kolay parçalanabilir organik kirliliğin (yükün) dolaylı
bir ölçüsüdür. Sudaki organik maddelerin parçalanmasında mikroorganizmaların
birim hacim başına gereksinim duydukları oksijen miktarını verir ve genellikle
20 0C’de BOD5 yani beş günlük ihtiyaç şeklinde
belirlenir. BOD5 ya su filtrelenmeden (total BOD) ya da
filtrelenerek (soluble BOD) olarak belirlenebilir. Biyokimyasal oksijen
ihtiyacı biyolojik oksijen ihtiyacı değildir ve bu şekilde bir algılama
yanlıştır.
biochemistry [biyokimya] Dokuları oluşturan maddeleri inceleyen dal.
biocide(s) [biyosid(ler)] Canlı organizmaları
öldüren kimyasallar.
bioclimatology [biyoklimatoloji] Canlılar ve canlıların gelişmesine olan iklim etkisini
inceleyen dal.
biocoenose (biocoenosis, life
assemblage) [biyosönoz] 1- Belirli bir bölgede yaşayan canlılar topluluğu.
biocoenose (biocoenosis, life
assemblage) [biyosönoz] 2- Bir yaşam-alanda (belirli
bir ortamda-habitat) denge durumuna ulaşmış canlılar topluluğu.
biocoenose (biocoenosis, life
assemblage) [biyosönoz] 3- Yaşam birlikteliği.
Bitki ve hayvanların yaşam-ortamda (biyotop) dengeli birlikteliği. Burada
çevrenin fiziksel yönleri dışlanmakta olup ekosistem ile eşanlamlı değildir.
biocoenosis (life
assemblage) [biyosönoz] ® Biocoenose.
biodegradable [biyobozunan] Doğal yollarla (süreçlerle)
bozunan, parçalanan.
bio-diversity [biyoçeşitlilik] Türlerin birim alan ya da hacim başına düşen sayısı olup belirli bir zaman
ya da belirli bir yerdeki türlerin bütünü anlamını taşır.
bio-electric [biyoelektrik] Canlıların tehlike ve tehdit anında ürettikleri elektrik. Örnek;
Elasmobranchii (köpek balıkları ve vatozlar sınıfından) Torpedo cinsi uyuşturan balıklarının bazı türleri 220 V
üretebilmektedirler.
bio-energetics [biyoenerjetik] Organizmalardaki enerji değişikliği ve aktarımını inceleyen dal.
biogenesis [biyogenez] Canlı olan canlıdan gelir kuramı.
bio-genetic [biyogenetik] Canlılardaki bileşenlerin incelenmesi.
biogenetic law [biyogenetiğin temel yasası] Haeckel 1866’da ortaya koymuştur. Buna göre “bireyoluş,
soyoluşun kısa bir tekrarıdır” ya da soyoluş bireyoluşun içinden geçer. Aşırı
bir genelleme olarak Meckel, 1806 ve Serres 1824 “insan embriyosu gelişimi
sırasında, en basitinden en yükseğine kadar çeşitli derecedeki hayvanların
sabit ve sürekli beden yapısını geçici olarak yapar” demişlerdir.
biogenic [biyojenik] Biyolojik malzemeye dayalı maddelerdir.
biogeochemical
cycling [biyojeokimyasal
döngü] Kimyasal elemanların
fiziksel çevre ile organizmalar arasındaki döngüsü.
bio-geography [biyocoğrafya] Yerkürede canlıların dağılımlarını ele alan coğrafya dalı.
biography [biyografi (biyografya)] Yaşam öyküsü. Özyaşam öyküsü.
biological
balance [biyolojik
denge] Organizmalar arasındaki
denge.
biological clock [biyolojik saat] Canlılardaki içsel
mekanizmalardan biri olup canlının davranışsal ve fizyolojk düzeninin dış
etmenlerce kontrolü ve iç mekanizma ile düzenlenmesidir.
biological control [biyolojik kontrol] Bir yırtıcıyı (tüketiciyi) sıkıntı yaratan bir
popülasyonu kontrol etmek için kullanmak. Örnek; bazı balık türlerinin
sivrisineğin kontrolü için sudaki sivrisinek kurtçuklarını yemesi için
kullanılması.
biological oceanography [biyolojik oseanografi] Deniz ve okyanuslardaki canlı yaşamı ile bunların
çevreyle ilişkilerini inceleyen oseanografi dalı.
biological
treatment [biyolojik
arıtma] Mikroorganizmalar
kullanılarak atık suyun arıtılması.
biology [biyoloji] Yaşambilim.
bioluminescence [biyoluminesens
(biyoluminesans)] Bazı organizmaların
kimyasal tepkime ve hücresel salgı sonucu görece zayıf, soğuk ışık saçmasıdır. ® Luminesens.
biomass [biyokitle (biyokütle)] 2- Dikkate
alınan tür ya da canlı grubunun (biyolojik materyalin) toplam kütlesidir.
biomass [biyokitle (biyokütle, biyomas)] 1- Belirli
bir zaman ve yerde stok miktarının genellikle ağırlık cinsinden (kg, ton)
verilmesi.
biome [biyom] Bölgesel ana canlı organizmalar topluluğu. Doğal ortamdaki ya da bir
iklimsel kuşaktaki (tundra, tropik orman, çöl vb) bütün canlı organizmalardan
oluşan topluluk.
biometry [biyometri] Canlıların incelenmesinde (gözlem ve ölçümlere) matematiğin, aslında
istatistiğin uygulanması.
biomonitoring [biyoizleme] Bitki ya da hayvanın yaşamındaki değişmeleri değerlendirmek için doğal ortamın
biyolojik konumu dahil izlenmesi.
bio-physics [biyofizik] Fiziksel yöntemlerle biyolojik olayları inceleyen dal. Biyolojik fizik.
biosphere [biyosfer] 1- Gezegenimizin canlıların
bulunduğu atmosfer ve yeri içeren kısmı.
biosphere [biyosfer] 2- Yeryüzü. Yaşamalan olarak
yeryüzü.
biosynthesis [biyosentez] 1- Basit maddelerden karmaşık
kimyasal bileşenlerin canlılar tarafından üretilmesi. Örnek; nişasta.
biosynthesis [biyosentez] 2- Canlının kendi içinde
yaptığı kimyasal sentez. Örnek; klorofilli özümseme.
biosystematics [biyosistematik] Taksonların evriminin incelenmesi.
biota [biyota] Belirli bir bölgedeki bitkisel ve hayvansal yaşamın bütünü.
biotechnology [biyoteknoloji] Özellikle genetikle (kalıtsallıkla) ilgili mühendislik
ile birbirine yakın DNA teknolojisini kullanan ve uygulayan biyolojik
bilim.
biotic [biyotik] Biyolojiyle (canlılarla) ilgili, biyolojik.
biotic factors [biyotik faktörler] Besin ve beslenme ile
canlılar arası etkileşim sonucu canlı yaşamını etkileyen faktörler.
biotope [yaşam-ortam (biyotop)] 1- Bir ya da
birçok türün yaşadığı daha doğrusu yaşayabildiği belirli özelliklere sahip yer,
bölge.
biotope [yaşam-ortam
(biyotop)] 2- Canlının yaşadığı, yaşamın olduğu yer, bölge, alan çevre yani
biyolojik ortam.
bioturbation [biyobulanıklık] Delen, tabanda beslenen
ya da diğer yaşamsal etkinlikler nedeniyle canlılarca tabanda oluşturulan
bulanıklık
biotype [biyotip] Kalıtsal özellikleri ile biçim benzerliği.
birdnet [kuş ağı] Balıkların tutulduğu
kabın (kafes, tank vb) üstüne yırtıcı kuşlara karşı serilen koruyucu ağ örtü.
birds [aves] Kuşlar.
birth
rate [doğum oranı] Birim zamanda (artma, çoğalma) hızı.
bisturi [bisturi] Bıçak şeklinde küçük kesici cerrahi alet
bitt (newel) [baba] ® Bollard.
bittersweets [?] ®
Glycymerididae.
bivalve (Lamellibranchiata, Pelecypoda, Bivalvia) [Yassısolungaçlılar] 1- ®
Mussels (Midyeler). ® Bivalvia.
bivalve [çiftkabuklu] 2- Bir taraflarından eklemli
(bitişik) olup iki kabuğu bulunan yumuşakça. Örnek; midye. ® Bivalvia.
Bivalvia (Lamellibranchiata, Pelecypoda, bivalve, molluscs,
mussels) [çenetliler, midyeler] Yassısolungaçlılar ya da basitçe midyeler birçok adla anılırlar. Yumuşakçalar
(Mollusca) kabilesinin (Bivalvia) sınıfındaki canlıları kapsar. Bu sınıfta
Protobranchia, Pteriomorphia, Paleoheterodonta, Trigoinoida, Unionoida
(tatlı-su), Heterodonta, Anomalosdesmata altsınıflarına ayrılır. Toplam 30,000
türü içerir. Çift (kalkerli) kabuklu yumuşakçalardır. İki yanlı (bilateral)
simetriktirler. Kabuklar dışbükeydir, mafsallı (menteşeli, çenetli) olup içte
izi bulunan kaslarla kapanır. Midye gövdesi yumuşaktır, çiğneme düzeneği
yoktur. Arkaya doğru (bazen birleşmiş) iki sifonludurlar. Sifonlardan birinden
su çeker diğerinde dışarı atar. Balta şeklindeki ayak kaslı olup hareketlidir.
Çift lamelli solungaçları vardır. Çoğu tür sudaki askı maddeler ve planktonla
beslenir. Diğerleri çökelle (çökelobur, çökelcil) beslenir. Diğer bazı türleri
ksilofajdır (xylophage - ağaç yiyen). Dolaşım sistemleri açıktır. Eşeysel
hücrelerini suya bırakarak eşeyli ürerler. Kurtçukları (larvaları) uzunca bir
süre plankton olarak yaşar ve metamorfozdan sonra erin yapıya dönüşüp tabansal
(bentik) yaşama geçerler. Bir kısmı kayalara tutunarak dururken diğerleri
kendilerini çoğunlukla kumlu tabana gömer ve sifonlarını taban yüzeyi üstüne
uzatarak beslenir. Kabuk şekilleri çok değişiktir. Yuvarlak, küremsi, yassı,
uzunlamasına yassı formları vardır. Birçok türü erdişiliğin (hermaphrodism)
farklı formlarını gösterebilir. Akdeniz sular sisteminde 65 aileden yaklaşık
400 türü yaşar. Bunlardan 30 ailedeki 30 tür balıkçılığın ilgi alanına girer.
Midyelerin hemen hemen tamamı yenilebilir.
BL (abbrev) [bağlı olduğu liman] Bağlanma limanı. ® Home port (Bağlı
olduğu liman).
black goby [kömürcükaya
balığı, kömürcin kayası, kömürcükayası balığı,
kömürcü kayabalığı] ® Gobius niger.
black mud [kara çamur] Tabanadaki çökellerin
renginin bolca H2S ve organik madde bulunması
nedeniyle siyah olması. Anaerob taban.
black
scorpionfish [lipsoz
balığı, iskorpit, lipsoz] ® Scorpaena porcus.
Black Sea [Karadeniz] Türk boğazlar sistemiyle Ege ve Akdeniz’e bağlı olan bir iç deniz olup
ayrıca Kerç boğazıyla da Azak Denizi ile etkileşmektedir. Akdeniz sular
sisteminin bir parçası sayılan Karadeniz, yağışlı iklim kuşağında yer alan
pozitif bütçeli bir su kütlesidir. Bu denize çevresinden yılda 320 km3
tatlı-su girmektedir. 200 km3/yıl kadar su İstanbul
Boğazı’ndan Marmara’ya yüzeyden akmaktadır. Daha ağır olan Akdeniz suyu ise
Karadeniz’e alt akıntı olarak girmektedir. Denizin kapladığı yüzey alan 436,400
km2 kadar olup en derin yeri 2,200 m’dir. Güneyde Türkiye ve doğuda
Kafkasya kıyılarında sahanlık alanı dar olup derin kanyonları dikkat çekicidir.
Buna karşın kuzey-batı kısmı
Black Sea
salmon [denizalası balığı, alabalık, deniz alası, Karadeniz alası] ® Salmo
labrax.
Black Sea
sprat [sardalya
balığı, tülka, kilka, kilka balığı,
tirsi, flisa balığı] Clupeonella cultriventris.
Black Sea
turbot [Karadeniz kalkan balığı, hakiki kalkan, kalkan balığı,
dişi kalkan, kalkan, çivili kalkan] ® Psetta
maeotica.
black sea urchin [?] ® Arbacia lixula.
black
seabream [sarıgöz, sarıgöz balığı, ıskatari, fırtına balığı] ® Spondyliosoma cantharus.
blackbarred halfbeak [yarımgaga
balığı, çomak balığı] ® Hemiramphus far.
black-bellied
angler [fener balığı] ® Lophius budegassa.
black-belly (blackbelly) rosefish [derinsu iskorpiti, derin-su iskorpiti] ® Helicolenus Dactylopterus dactylopterus.
blackchin
guitarfish [iğnelikeler, kemane balığı] ® Rhinobatos cemiculus.
black-faced
blenny [karabaş balığı] ® Tripterygion delaisi.
blackfish [karabalık, kara balığı] ® Centrolophus niger.
black-headed
blenny [horozbina] ® Lipophrys nigriceps.
blackmouth
catshark [lekelikedi
balığı, lekeli kedi balığı, lekeli
kedibalığı, kedi] ® Galeus melastomus.
Black-Sea pelagic pipefish [deniz iğnesi] ® Syngnathus
schmidti.
blackspot
seabream [mercan, mandagözmercan balığı, mandagöz mercan] ® Pagellus bogaraveo.
blackspotted
smooth-hound [benekli
köpekbalığı] ® Mustelus
punctulatus.
black-striped
pipefish [kabarık
yanak iğne balığı, iğne balığı, deniz
iğne balığı, deniziğnesi] ® Syngnathus abaster.
black-tailed (blacktailed) wrasse [karakuyrukçırçır
balığı, ot balığı] ® Symphodus
melanocercus.
blacktip
grouper [taşhanisi, orfoz
balığı, lahoz] ® Epinephelus
fasciatus (sin. Epinephelus alexandrinus).
blacktip
reef shark [siyah
yüzgeçli köpekbalığı, siyah yüzgeçli köpek-balığı] ® Charcharhinus melanopterus.
blacktip shark [köpekbalığı] ® Carcharhinus limbatus.
blade (wash) [pala] Küreklerin
enli ve yassı kısmı.
Blainville's murex [?] ® Muricopsis cristatus.
bleak [inci balığı] ® Alburnus alburnus.
blenna (slime) [çamur].
blennies (combtooth blennies) [Horozbinagiller] ® Blenniidae.
Blenniidae (blennies, combtooth blennies) [Horozbinagiller]
Işınlı-yüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı, Levreksiler
(Perciformes) takımı, Blennioidei alttakımının en geniş ailesi olup yaklaşık 53
cins ve 345 türü kapsamaktadır. Tropik ve alt-tropik sularda dağılmışlardır. Çoğunlukla
denizel olan bu balık ailesinin bazı fertleri acı-suya ve tatlı-suya girer. Blenniidae geniş bir ailedir. Küçük
boylu balıkları kapsar. Bilinen en
büyük boylu birey 54 cm’dir. Görece iri olan diğerleri 30 cm boya
ulaşırlar; ancak çoğunluk 15 cm’den küçüktür. Erkekleri dişilerden büyüktür.
Daha çok tabanda ya da tabana yakın yaşarlar. Kendilerini çamura gömer ya da
kabuklar içine saklanırlar. Kısa bir süre için su dışına çıkabilirler. Bazı
türleri küçük gruplar oluşturabilir. Diğerleri tek ve bulundukları kısmı
koruyarak yaşarlar. İnce, uzunca vücutlu, pulsuz, sırt yüzgeçleri uzun olup sığ
sularda tabanda oyuk ve kovuklarda bulunurlar.
Baş güçlü, yüz kısadır. Gözün üstünde bazen bir ya da saçaklı dokunaçlar
bulunur. Uzun ve bitişik tek sıralı kesici dişleri vardır. Alt ve üst
çenelerindeki dişleri önemli özelliklerindendir. Tarak-dişli, kılıç-dişli
terimler diş tanımlamasında ve İngilizce isimlendirmede kullanılmış ve
kullanılmaktadır. Yumuşak ve sert ışınlı sırt ve dışkıl (anal) yüzgeçler
uzundur. Pulsuz gövde çıplaktır fakat
bolca sümüksü maddeyle kaplıdır. Erinlerde
yüzme kesesi genellikle yoktur. Erkek dişiyi yumurtlama yerine çeker.
Bir batında ya da birkaç batında yumurta ve atmık boşaltılır. Erkek birçok
dişiyle çifteleşir. Yumurtalarını boş
midye kabuklarının içine bırakırlar. Yumurtaları genellikle erkek korur
ve havalandırır. Çoğu su
yosunları (alglerle), kabuklular, yumuşakçalarla küçük omurgasızlarla
beslenirler. Bazıları plankton yer. Renkleri
bulundukları yere göre değişebilir ancak renkler donuktur, sıklıkla damarlı ya
da şerit ve lekeler vardır. Üreme döneminde daha çok erkeklerin renkleri
değişir ve belirginleşir. Kurtçuklar (larvalar) yüzücüdür (pelajiktir). Kıyısal
kuşakta boldurlar. Akvaryumculuğu
yapılmaktadır.
Blennius ocellaris (butterfly
blenny) [horozbina,
kelebekhorozbina balığı, benekli horozbina] TL=20 cm boya ulaşabilir. 10-
blind side [kör taraf] Yassı balıklarda gözlerin bulunmadığı tabana doğru olan taraf.
blonde
ray [kütkuyrukvatoz balığı] ® Raja
brachyura.
blood-stained turbo [?] ® Homalopoma sanguineum.
blotched
picarel [beyazgöz balığı, beyazgöz
izmarit, izmarit, menekşe balığı, melana] ® Spicara maena.
blotchfin
dragonet [lekeliüzgün balığı,
üzgün balığı] ® Callionymus flamentosus.
blue and red shrimp [?] ® Aristeus antennatus.
blue
butterfish [yıldız
balığı] ® Stromateus
fiatola.
blue crab (mavi yengeç) ® Callinectes sapidus.
blue jack
mackerel [istavrit, derinsu istavriti, derin-su istavriti] ® Trachurus picturatus.
blue mussel (Mediterranean
mussel, bay mussel) [midye] ® Mytilus galloprovincialis.
blue runner [kral balığı] ® Caranx crysos.
blue
shark [pamuk
balığı, mavi köpek balığı, maviköpek balığı] ® Prionace
glauca.
blue
skate [tırpana, kocaburunvatoz] ® Dipturus batis.
blue whale [gök balina, mavi balina] ® Balaenoptera
musculus.
blue
whiting [mezgit, mezit, mezit balığı, mavimezit, mavimezgit balığı, derinsu mezgiti,
derin-su mezgiti, mavi mezgit balığı, mavi mezgit] ® Micromesistius poutassou.
bluefish [çinakop] 1- 10-
bluefish [defneyaprağı] 2- 10 cm’den küçük lüfer. ® Pomatomus saltatrix.
bluefish [kofana] 3- 35 cm’den büyük lüfer. ® Pomatomus saltatrix.
bluefish [lüfer] 4- 25-
bluefish [sarıkanat] 5- 18-
bluefishes [Lüfergiller] ®
Pomatomidae.
blue-green
algae [Mavi-yeşil-yosunlar
(algler)] ® Cyanophyta. ® Cyanobakteria.
blue-leg swimcrab [?] ® Liocarcinus depurator.
bluespotted
cornetfish [kornet balığı] ® Fistularia commersoni.
bluespotted
seabream [trança, yalancı trança, antenli mercan] ® Pagrus caeruleostictus.
blunt laurenzia [?] ®
Laurencia
obtusa.
blunthead
puffer [balon balığı] ® Sphoeroides
pachygaster.
bluntnose
sixgill shark [altı-yarıklı balık, altıyarıklıcanavar, bozcamgöz, bozcamgöz balığı] ® Hexanchus griseus.
blunt-snouted clingfish [ördek balığı] Gouania wildenowi.
board bridle (backstrap, back board becket, board leg, door legs, sling, door
strop) [sapan] ®
Backstrop.
board chain (angle
iron chain, back board chain, chain triangle) [kapı zinciri] 1- ® Towing chain (Kapı zinciri).
board chain (back board
chain, chain bracket, angle iron chain, chain triangle, towing
chain) [açı demiri] 2- ® Angle iron chain.
board leg (backstrap, back board becket, board bridle, door legs,
sling, door strop) [sapan] ® Backstrop.
board link (backstrop
link, door sling ring) [kapı terazisi] ® Shearboard
link.
boardside [borda] Tekne ya da geminin su kesimi üstündeki yanı.
boarfish [tambur
balığı, trampet balığı, peri balığı] ® Capros aper.
boarfishes [Peri-balığıgiller] ® Caproidae.
boat yard [çekek yeri] Genellikle görece küçük deniz araçlarının bakımının
yapılması için karaya çekme düzeneğinin bulunduğu yer.
boatswain [lostramo (lostromo)] Güverte zabiti yardımcısı. Güverte alet ve iş
yönetiminden sorumlu görevli denizci.
bobbin [bobin] Trol yakalarının istenmeyen malzemeye takılmasını önlemek ve bir ölçüde
açmak için ağın yakalarına açılı demir bir maça (kelebek) ile bağlanmış içi boş
demir küre (dan leno bobini).
böbrek [kidney] Vücuttan sıvı atılması ve iyon dengesinin korunmasını sağlayan organ.
BOD
(abbrev) [biyokimyasal oksijen
ihtiyacı] ® Biochemical Oxygen Demand.
body [gövde] Bir hayvanın baş, kol ve bacakları (uzantıları) hariç geride kalan asıl
vücut kısmıdır. Bu terim hayvanların kelle hariç tüm vücudunu belirtici anlamda
da kullanılmaktadır.
body cavity (coelom,
abdominal cavity, gut cavity) [karın boşluğu] Vücudun karaciğer, böbrek, üreme gibi
iç organlarını barındıran kısmı.
body depth [vücut derinliği (vücut yüksekliği)] Birinci sırt yüzgecinin önünden karına (karın yüzgecinin önüne) indirilen
hattın uzunluğudur.
body
regeneration [gövde yenilenmesi] ® Regenaration.
bogue [kupes,
lopa, gupa, altınkuşak balığı, kupez, gopez] ® Boops boops.
Bolinus
brandaris (purple dye murex) [?] Sin. Murex brandaris. Kabuk değirmi olup
uzun, dar kanallıdır. Kabuk ağzı açıklığı geniş olup ovaldir. Rengi sarımsı
bejdir. Boyu en çok 9,2 cm; çapı (dikenler dahil) 6,6 cm'dir. Yaygın türdür,
kumlu çamurlu tabanda yaşar. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunur.
Avcılığı vardır.
bollard (newel, bitt) [baba] Halatları volta etmeye ya da kasalarını geçirmeye
yarayan, dik duran, silindirik olup güverte ya da rıhtımdaki sağlam yapıya
verilen ad.
Bolma
rugosa (rough turbo) [?] ® Astraea rugosa.
bolo line (messenger) [el incesi] ® Hauling line.
bongo net [bongo ağı] Kasnaklarından birbirine yatay bağlanmış olup bir batırıcı ile çoğunlukla
yatay ya da çaprazi çekilen bir tür zooplankton ağı.
bonitation (ecologic) [değerlendirme (bonitasyon)] Bilinmeyen ya da yeterince bilgi ve bulgu olmayan suyun durumunun
incelenmesi için gerekli veriler için kullanılır. Bu veriler; haritalama,
derinlikler, su ve karadaki bitkisel örtü, hidrografya (tabakalaşma), su kolonu
ve tabandan biyolojik örnekler, deneme balıkçılığı, ticari (balık) ürün
değerlendirmesi, tür kompozisyonu ve miktarları, büyüme ve yaş kompozisyonu, av
araçları ve avlanabilirlik vb’den oluşur.
bonitos (mackerels, tunas) [Uskumrugiller] ® Scombridae.
bonnet
shell (Hungarian cap-shell) [?] ®
Capulus ungaricus.
bonnet
snails [?] ®
Cassidae.
bonnethead (hammerhead sharks, scoophead sharks) [Çekiçbalığıgiller] ® Sphyrnidae.
bony fishes [kemikli balıklar] 1- ®
Teleostei.
bony fishes [Tümkemikliler] 2- ® Holostei.
boom (gin pole,
stout pole) [bumba (bum)] 1- Yük aktarmak ya da çekmek için ucunda palanga olan direk.
boom (gin pole,
stout pole) [bumba (bum)] 2- Balıkçı teknelerinde ağın içeri alınmasında kullanılan ve palanganın bağlı
olduğu kuvvetli direk.
boomerang (banana, dan leno arm,
dan leno bracket, dan leno spreader, devil's elbow, spreader bar) [kelebek] ® Butterfly.
Boops boops (bogue) [kupes,
lopa, gupa, altınkuşak balığı, kupez, gopez] Tabansal (demersal) okyanus-göçerdir (okyanodromdur) ve
0-350 m’ler arasında yayılır. TL=36 cm olabilir. Ticari balıkçılığı önemlidir.
Genellikle kıta sahanlığı üstünde kumlu, çamurlu, kayalık ve deniz çayırları
üzerinde bulunur. Et-ot-oburdur (omnivordur). Tez-dişidir (protogyre
hermaphrodite-önce dişi sonra erkek olan erseliktir). Toplu halde gece yüzeye
çıkarlar.
boreal (northern) [Kuzey, kuzeyli].
boreal clubhook squid [?] ® Onychoteuthis banksi.
boşaltma [evacuation] Gaz ya da uçucu maddeleri uzaklaştırma, atma.
botanic [botanik] Bitkileri inceleyen biyoloji kolu.
Bothidae (lefteye flounders) [Pisigiller] 1- Actinopterygii – Işınlı-yüzgeçliler sınıfı,
Pleuronectiformes – Yassı-balıklar takımı, Pleuronectoidei alttakımında yer alan bu aile 20 cins ve 158 türü
kapsamaktadır. Gözleri başın sol tarafında bulunan yassı balıklardır. Uzayan
ağız (protraktil) asimetriktir. Yüzgeçlerde sert ışın yoktur. Göğüs ve karın
yüzgeçleri vardır. Karın yüzgeci gözlerin bulunduğu tarafta (kör taraftakinden)
daha iridir. Tek bir yanal çizgi gözlerin bulunduğu tarafta kolay görülebilir
bir biçimde olup kör (alt) tarafta yoktur. Alt taraf genellikle beyazdır.
Tabana gömülen demersal balıklardır. Türlerin çoğu kıta sahanlığında yaşar.
Bazıları acı-suya girer. Bothidae hızla renk değiştirebilir. Birçok tür eşeysel
çift-yapısallık gösterir. Akdeniz’de 2
cins ve 6 tür ile temsil edilir. Arnoglossus
küçüktür (boyu 10-25 cm). Bonthus podas
40 cm’yi geçebilir. Etleri beğenilir. ® Pleuronectidae (Yanyüzergiller).
Bothidae [Yanyüzergiller] 2- ® Pleuronectidae.
Bothus pantherinus (leopard flounder) [?] TL=39 cm olup 0-150 metrelerde
rastlanır. Daha çok mercan resifleriyle birlikte görülür. Ticari balıkçılığı
önemsizdir. Doğu Akdeniz’de varlığı tartışmalıdır. Kumlu çamurlu zeminde yaşar.
Bothus podas (wide-eyed
flounder) [kalkan, pisi balığı, pisi, genişgözpisi] Tabansal (demersal)
balıktır. TL=45 cm ve
bottlenosed
skate [akvatoz, vatoz] ® Rostroraja alba.
bottom fish (groundfish) [taban
balığı] Taban üstünde ya da
tabana yakın yaşayan ve genellikle ticari önemi olan balık.
bottom of the vessel [karina] ® Keel.
boundary [sınır] İki alanı ayıran hat, çizgi.
bow [başüstü] 1- Deniz aracının baş kısmında durulabilecek yer, alan.
bow [pruva] 2- ® Head.
bowhead whales (right whales) [Gerçekbalinagiller] ® Balaenidae.
box [kasa] Avlanan balığın konulduğu dikdörtgen şeklindeki kap.
boxlip
mullet [dudaklıkefal] ® Oedalechilus labeo.
Brachiopoda (brachiopods) [Kolsuayaklılar] Hayvanlar aleminin denizel canlılarını barındıran bir
kabilesidir. Vücutları iki parçalı kabukla kaplıdır ve ilk bakışta deniz
tarağına (midye) benzerlerse de bunlardan tamamen farklıdırlar ve midyelerle
ilişkileri yoktur. Bir sapla bir yere tutunurlar. Ayrı eşeylidirler
(cinsiyetlidirler). Yosunhayvanlarına (Bryozoa) yakındırlar. Soğuk, daha çok
kutupsal sularda derinde rastlanırlar. Günümüzde 300 yaşayan türü
bulunmaktadır.
brachiopods [Kolsuayaklılar] ®
Brachiopoda.
Brachydanio rerio (zebrafish, zebra
danio) [?] ® Danio rerio.
brackish
water [acı-su] Tatlı-su ve deniz sularının karışım alanındaki az tuzlu (%o 5 - %o 18) su. Caspers’e göre acı-su hidrografik ve biyolojik
olarak deniz tarafından oluşur ve belirlenir. Karışık tuzlu sınır yaşam
alanıdır, denizel ve karasal sulardan tamamıyla farklıdır.
brain (cerebrum) [beyin (serebrum)] 1- Büyük
beyin.
brain [beyin] 2- ® Cerebrum.
Brama brama (Atlantic pomfret) [baltabaş balığı]
En çok TL=100 cm,
bramble shark [çiviliköpek balığı] ® Echinorhinus brucus.
bramble sharks [Çiviliköpek-balığıgiller] ® Echinorhinidae.
Bramidae (pomfrets) [Balta-balığıgiller] Actinopterygii sınıfı, Perciformes takımı, Percoidei alttakımında 8 cinsi
(Brama 8 tür, Collybus 1 tür, Eumegistus 2 tür, Pterclis 4 tür, Pterycombus 2 tür, Taractes
2 tür, Taractichthys 2 tür ve Xenobrama 1 tür) toplam yaklaşık 20 türü
ihtiva eden bir ailedir. Tek türü Akdeniz’de yaşar. Orta boydan iriye kadar
balıklardır. Orta yükseklikteki gövde basıktır. Sırt profili dışbükeydir. İri
ağız eğiktir. Sırt yüzgeci sert ve yumuşak ışınlıdır. Uzun sırt ve dışkıl
(anal) yüzgeçleri vardır. Karın yüzgeçleri kısadır. Kuyruk çataldır. Göğüs
yüzgeçleri dikkat çeker. Yanal çizgi erin bireylerde görülür. Pullar
çemberimsidir (sikloid). Çoğunluğun rengi parlak siyahtır. Yüzeyde ve orta suda
yaşarlar. Sıcak ve ılıman denizlerde Atlas, Hint ve Büyük Okyanus) görülür.
Küçük balıklar ve omurgasızlarla beslenirler. Porsiyonlar halinde yumurtlarlar.
Branchiostoma
lanceolatum (lancelet) [batrak]
Önceleri adı Amphioxus lanceolatum idi. İlkel kordalılardan
Cephalochordata altkabilesi Branchiostomidae ailesinin Branchiostoma
cinsinden bir türdür. Omurgalılara
geçişe ışık tuttuğu için önemle araştırılmıştır. Solungaç yarığı, sırt
iplikçiği, baş-gövde-kuyruk, beyin benzeri oluşum, ağız- besin kanalı-anüs, kan
dolaşım sistemi vs’nin oluşmuş olması dikkat çekmektedir. Boyu
branchy hawkweed [?] ® Cladophora prolifera.
breadth (beam) [en] Geminin en geniş yerinde ölçülen genişliği.
Breakwater (mole) [dalgakıran] ® Jetty.
breeding
pond [damızlık
havuzu] Cinsi olarak olgunlaşmakta
olup damızlık olarak seçilen sıhhatli balıkların yumurtlama öncesinde
korundukları havuz. Bazen dişi ve erkekler yumurtlama zamanını denk
getirebilmek için ayrı havuzlarda tutulabilirler.
bridge [köprüüstü
(köprü)] Gemi ya da teknenin kumanda edildiği yerin adıdır.
brill [dişikalkan, çivisizkalkan, çivisizkalkan balığı] ® Scophthalmus rhombus.
brine
shrimp [Artemia (Artemia salina)] ® Artemia nauplii. ® Artemia.
brine shrimp larvae [Artemia larvaları (kurtçukları)] ® Artemia nauplii.
brittle pen shell [?] ® Atrina fragilis.
brittle stars [yılanyıldızları] ® Ophiuroidea.
broadbill (swordfish) [Kılıçbalığıgiller] ® Xiphiidae.
broad-fingered
crayfish (Astacus, crayfish, Galician crayfish, freshwater crayfish) [tatlı-su istakozu, kerevit, göl istakozu] ® Astacus leptodactylus.
broadleaf gelidium [?] ® Gelidium latifolium.
broad-nosed
pipefish [deniziğnesi balığı, deniziğnesi] ® Syngnathus
typhle.
broadtail squid [?] ® Illex coindetii.
broken ice (open ice, loose ice,
loose pack ice, open pack ice, slack ice) [gezgin buzlu] ® Pack ice.
broken-back shrimp [?] ® Hippolytidae.
brood caring fish [kuluçkacı balıklar] Kuluçkanın en basit
şekli yuva yapımı ve en yüksek şekli ise canlı doğuruculuktur.
- Sudak, dişli balık, uzun levrek,
tatlısu levreği [zander] Sander lucioperca (Sin. Lucioperca lucioperca) – Yumurtalarını yelpazeler. - Tereyağı balığı [butterfish]
Pholis gunellus. Yumurtalarını boş
midye kabuklarına bırakır ve bekçilik yapar. - Cichlidae [Cichlidae] Sihlidgiller. Kumda
çukur açıp yumurtaları beklerler. Ailenin diğer bazı fertleri küçük mağara
denilebilecek saklı yerlere yumurta bırakırlar. Bu ailede kuluçkanın farklı
şekilleri vardır. Yumurtalar ağızda, solungaç boşluğunda kuluçkaya alınır. ® Ağızda kuluçkalayıcı. Bu ailenin Symphysodon
cinsine ait genç bireyler ilk haftalarda ana-babanın vücut salgılarıyla
beslenirler. - Hurma kayası [sand goby] Gobius minutus. Dişi yumurtaları boş
midye kabuklarına bırakır, erkek bekçilik yapar ve yumurtaları yelpazeler. - Deniz tavşanı [lumpsucker] Cyclopterus lumpus. Kıyıya yakın kesimde topak halinde tabana bırakılan
yumurtaları erkek bekler. Topak kuruyacak olursa nemlendirir. - Dikence [three-spined stickleback] Gasterosteus aculeatus. Birçok sinonim adı vardır. Erkek bitki artıklarından yuva yapar.
Yumurtlama sonrası erkek yuva bakımını üstlenir, düşmanları (yırtıcıları)
kovalar, yumurtaları göğüs yüzgeçleriyle yelpazeler. Yuvaya taze suyun
ulşamasını sağlar. - Küçükdikence baligi [ninespine
stickleback] Pungitius pungitius. Taban üstünde bitkilere asılı yuva yapar. - Deniz dikencesi [sea
stickleback] Spinachia spinachia. Aynı şekilde taban üstünde yuva yapar. - Labirent balıkları
(cennet balığı) [labyrinthfische, anabantiden] Su yüzeyinde tükrüğe benzer bir salgı ile
köpük-yuva yapar. Yumurtaları içine taşır. - Deniz iğnesi ve deniz atı [pipefish, seahorse]
Sygnathus ve Hippocampus cinsleri. Erkekler döllenmiş yumurtaları bir kuluçka
kesesinde taşırlar. - Acıbalık [European bitterling] Rhodeus
sericeus amarus. Dişi yumurtalarını uzun yumurtlama borusyla göl midyesinin (Anadonta)
dışkılığına bırakır. Erkek atmığını midye üzerine boşaltır. Solunum suyu ile
taşınan spermler yumurtaları döller. Dışkılık kuluçka görevini yapar. - Dokuz dikenli banjo [tenbarbed banjo]
Aspredinichthys tibicen. Güney Amerikada yaşayan küçük yayın balıklarındandır.
Yumurtlama döneminde dişilerin karın kısımlarında içerisinde yumurtaların
olduğu süngerimsi deri kabarcık oluşur. Yumurtalar bu etene (plasenta)
üzerinden beslenir. - Deniz yayınları [sea catfishes, ariid catfishes] Hepsi değilse de çoğunluğu ağızda kuluçkalayıcıdırlar.
Erkekler 50 kadar yumurtayı 1-4 hafta arası bir süre ağızlarında kuluçkaya
alırlar. Bu sürede ise beslenmezler. |
brood stock [damızlık] 1- Koşullara ve ortama daha uyumlu (dayanıklı ve sağlıklı) olup
aynı zamanda verimli olan (iyi döl veren ve iyi büyüyen) balıkların döl almak
için ayrılmış olan birey(leri).
brood stock [kuluçkalık stok] 2- Yeni kuşak elde etmek
için çiftlikte tutulan ve yumurtlayan anaç balıklara denir. Buna tutsak
kuluçkalık stok (captive brood stock) da denmektedir.
brown algae [esmer su
yosunları (esmer (kahverengi) algler)] ® Pheophyceae.
brown
comber [beneklihani balığı, benekli hani] ® Serranus hepatus.
brown
meager [işkine,
eşkine, eşkina, mavruşkil balığı, kaya
levreği] ® Sciaena
umbra.
brown moon-shell [?] ® Lunatia fusca.
brown
moray [kahverengi müren] ® Gymnothorax unicolor.
brown muscle [esmer kas] Balıklarda hemen derinin altında ve her iki tarafta yer alan, koyu, yağ ve
proteince görece zengin et (kas). Bu kısımlar için koyu (esmer) kas (et),
kırmızı kas (et) tanımlamaları da kullanılmaktadır.
brown ray [aynalıvatoz] ® Raja miraletus.
brown
shrimp [?] ®
Metapenaeus monoceros.
brown
wrasse [lapin, çil balığı, lapina, ot balığı] ® Labrus merula.
Brownian movement [Brown hareketi] Buna Brown molekül hareketi de denmektedir. Bir bardak
suyun içerisine bir damlalık kullanılarak yavaşça bırakılacak bir damla
mürekkebin suda yayılması bir Brown molekül hareketi olup moleküllerin
birbirlerine çarparak yayılmasıdır. ® Diffusion (Yayılma).
brushteeth lizardfish [mırlan balığı, zurna balığı, iskarmoz, lokum balığı, gümüş, gümüş balığı] ® Saurida undosquamis.
Bryozoa (moss animals) [Yosunhayvanları] Bryozoa kabilesi Ectoprocta
adıyla da anılmakta olup Stenolaemata, Gymnolaemata ve Phylactolaemata
sınıflarından oluşmaktadır. Zarif, milyonlarca bireyin bulunduğu koloni
oluşturan hayvanlar olup mercan resifi benzeri CaCO3 iskeletleri
vardır. Genellikle sıcak tropik sular başta olmak üzere tüm denizlerde
bulunurlar. Yaklaşık 5,000 yaşayan türü vardır. 50 kadar türü tatlı-suda yaşar.
Her türlü sert malzeme üstüne yapışık 8,000 m derinliğe kadar
rastlanılabilirler. Bir türü güney kutup bölgesinde su kolonunda yüzer.
İskeletleri çeşitli şekilde büyür. Beslenmeleri uzmanlaşmış kirpikli dokunaç
tacıyla (lofofor-lophophore) olur. Kan dolaşım sistemleri yoktur. Gaz değişimi
bütün vücut, özellikle dokunaçlar üzerinden olur. Erdişi (hermafrodit) olan
yosunhayvanları eşeyli (cinsiyetli) ve eşeysiz (cinsiyetsiz) çoğalırlar.
BSEP (abbrev) (Black Sea Environmental Programme) [Karadeniz
Çevre Programı].
BT (abbrev) [Batitermograf] ®
Bathy-Thermograph.
BThreshold (abbrev) [BEşik] Biyokitle eşiği. ® Minimum stock size treshold.
buccal membrane [ağız zarı] Kafadanbacaklılardan Sepioidea
ve Teuthoidea takımlarında ağzı çevreleyen zar olup üçgensi panellerle, bazı
türlerde küçük vantuzlar olmak kaydıyla ağız payandaları ile desteklenmiştir.
buccal
valve
[ağız kapağı] ® Oral valve.
Bucchich's
goby [çizgilikaya, lekelikayabalığı, kaya
balığı, küçük kayabalığı] ® Gobius bucchichi.
Buccinidae (whelks,
false tritons) [?] Elips ya da iğ
şeklindeki kabuk oymalı ya da pürüzsüz olabilir. Aile bireyleri hem soğuk hem
de tropik sularda yaşar. Günümüzde 400'ün ütünde türü belirlenmiştir. Aile
bireyleri uzun hortumlu etobur türlerdir (kabuk deşmezler). Genellikle zayıf
düşmüş hayvanlara saldırırlar. Ayakları ile kabuğu yarım açtıktan sonra
hortumlarını avlarının dokusu içine sokarlar. Akdeniz sular
sisteminde 25 türü kaydedilmiştir.
Buccinum
corneum (striated
buccinum)
[?] Sin. Euthria cornea. Kabuk iğsi yapılı ve daralan sarmaldır. Kule kubbemsidir. Kanal arkaya
kıvrık, dudak kenarı tırtıklıdır. Rengi küçük alazlar içinde grimsi bej olup
düzensiz esmer lekelidir. Boyu en çok 6,5 cm, çapı 2,5 cm olur. Yaygın türdür.
Gelgit kuşağında çamurlu ve kayalık kesime kadar yayılır. Türkiye'nin Akdeniz
ve Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.
bucket [kova] Balıkların seçme ve tartılmasında kullanılan kulplu kap.
budding [tomurcuklanma] İlkel hayvanlarda görülen eşeysiz (cinsiyetsiz) üreme, çoğalma şekli.
buffer [tampon] Çözeltinin
pH değerini belirli ve dar seviyede tutmak için H+ salan ya da tutan
kimyasal.
Buglossidium luteum (solenette) [akdil balığı, dil
balığı, küçük dil balığı] Tabansal
(demersal) tür olup TL=15 cm ve 13 yaşında olabilir. 5-
bulanıklık [turbidity]
Suda asılı bulunan maddeler (kolloid, çözünmüş malzeme ve plankton) nedeniyle
ışık geçirgenliğinin azaldığı durum.
bull ray [fulya, folya balığı, çuçuna] ® Pteromylaeus
bovinus.
bullet tuna [ton
balığı, gobene, gobone, tombil balığı,
tombik, tulina] ® Auxis rochei.
bulls eye (porthole, deadlight) [lumbuz
(lumboz, lomboz)] Gemilerin yuvarlak pencerelerinin
adı.
bulls-eye [küçük kardinal balığı] ® Epigonus telescopus.
bulwark (stanchion) [puntel] 1- Gemi ve teknelerde güverte kenarlarındaki, personel ya da
yolcuların denize düşmemesi için genellikle borudan yapılmış, koruyuculara
verilen ad.
bulwark [küpeşte] 2- Gemi ve teknelerde güverte kenarlarına personel ya da yolcuların
denize düşmemesi için sacdan yapılmış koruyuculara verilen ad. ® Bulwark (Puntel).
Bunsen burner [Bunsen beki] Gazla çalışan ve laboratvarda kullanılan küçük ocak.
buoy (float) [şamandıra] Yüzen kap. Denizde bir yere işaret koymak
ya da tekneleri bağlamak amacıyla demirlenerek bırakılan yüzer cisim.
Burak Reis [?] ® Barak
Reis.
burette [büret] Laboratuar ve bazen sahadaki kimyasal çalışmalarda kullanılan eşit hacim
aralıkları olan, musluklu, uzun cam boru.
burst speed [ani hız] ®
Darting speed.
butane-tube fishery [tüp-avcılığı] Bilinebildiği kadarıyla bazı ülkelere özgü bir balık avcılığı yöntemidir.
Açık bırakılan piknik tüpünün suya atılmasıyla bayılan balıklardan yüzeye
vuranların toplanması şeklindeki yasak avcılıktır.
butterfishes [Yıldızbalığıgiller (yıldız balıkları)] ®
Stromateidae.
butterfly (banana, boomerang, dan leno arm, dan leno bracket, dan
leno spreader, devil's elbow, spreader bar) [kelebek] Geniş açılı L şeklinde demir maça.
butterfly
blenny [horozbina, kelebekhorozbina balığı, benekli horozbina] ® Blennius ocellaris.
buyer up [madrabaz] Yasak olmasına rağmen
hal içerisinde ikinci, üçüncü el pazar oluşturan.
büyüme oranı [growth rate] Büyümenin birim zamanda
değişmesi (ağırlıkça dw/dt, boyca dl/dt, sayıca dN/dt). w=ağırlık, l= boy,
N=sayı, t=birim zaman.
büyüme periyodu [growth period] Büyümenin olduğu herhangi bir zaman süreci.
büyüme sabitleri [growth constants] Balıklara uygulanan v.
Bertalanffy büyüme denklemindeki K, L∞, t0 balık
yaşamı boyunca durağan ve değişmez kabul edilir.
büyüme şekli [growth pattern] Balığın yaşamındaki bir zaman sürecinde göreceli
artmadır. Kalkerli yapılardaki bu görece artışlar yaş tayinlerinde
kullanılmakta ve incelenmektedir.
büyüme sezonu [growing season] Yıl içerisinde balıkların büyüdüğü dönem. Soğuk iklim
bölgelerinde yaz aylarında, tropik kuşakta ise bütün yıl boyunca büyüme olur.
büyüyen [ongrowing] Akvakültürde balıkları pazar boyuna kadar semirtme.
buzul [glacier] Üst üste yağan karların
basıncı nedeniyle önce eriyen ve sonra donan suyun büyük buz kütlesi oluşturması.
Bv (kıs) [virgin
biomass] ® Virgin biomass.
by-catch (dirty
fishing, incidental catch, accidental catch) [yan av (kazaen av)] Hedef tür dışında kalan balıkların hedef tür ile birlikte
avlanmasıdır. Buna kazaen avcılıkta denmektedir. Bu tür balıklar hedef türe
göre genelde daha az ekonomik değer taşıdıklarından balıkçılar tarafından
denize dökülmektedir. Yalnız yan avın bir kısmı ise ekonomik önemli olup
pazarlanabilmektedir ki bunu balıkçılar ayırmaktadırlar. Yan avın önemli bir
kısmı boyca küçük hedef türe ait genç, küçük bireylerden de oluşabilmektedir.
Avın bu kısmı ya pazarlanamadığı için ya da yasal boy sınırlaması nedeniyle atılmaktadır.
Bütün bunlar yan av içerisinde yer almaktadır. Karaya çıkartılan avda (ürün ya
da hasatta) avın atılan, kaybedilen ve pazarlanamayan kısmı ile balıkçıların
kendilerinin tükettiği miktar yer almamaktadır.
byssal [bisal] Midyelerde bisus ile ilgili.
bysus [bisus] Midyenin farklı nesnelere bağlandığı iplik kümesi.
İplikler ayak tarafından salgılanarak oluşur.