B [updated last  January 24, 2017]

b mesosabrobe zone [beta-mezosaprob kuşak] ® Saprobian systems.  

African lungfish - South American lungfish  [Balçıkbalığıgiller] ® Lepidosirenidae.

B0 = B0 (abbrev) [bakir biyokitle] ® Virgin biomass.

Baba Oruç (?)® Oruç Reis.

Babel’s latiaxis [?]  ® Latiaxis babelis.  

back (dorsal) [sırt (arka)] sırtla ilgili. Üst kısım. ® Dorsal.

back board becket (backstrap, board bridle, board leg, door legs, sling, door strop) [sapan] ® Backstrop.

back board chain (chain bracket,  angle iron chain, board chain, chain triangle) [kapı zinciri, (açı demiri)] ® Towing chain (Kapı zinciri). ® Angle iron chain (Açı demiri). 

back cord [üst-halat] Kirişli trol ağının üstte olan halatı. 

back scattering [geri saçılma (yayılma)] Ses dalgasının hedefe çarpmasından sonra oluşan yankı dağılması.

back-fin [sırt yüzgeci] ® Dorsal fin.

backing down [(iade) salıvermek] Soyu tükenmekte olup koruma altındaki deniz canlılarını örneğin deniz memelileri, kaplumbağalar vb’ni denize salıvermek. Koruma altında olup kazaen avlanan canlıları denize salmak (serbest) bırakmak.

backpack shocker [sırt şokeri] Sığ su ve ırmaklarda balık örneklemesinde kullanılan sırtta taşınabilir elektroşok cihazı.

backside [kıçüstü] Deniz aracının arka kısmında durulabilecek yer, alan.

backstrap (back board becket, board bridle, board leg, door legs, sling, door strop) [sapan] ® Backstrop.

backstrop (backstrap, back board becket, board bridle, board leg, door legs, sling, door strop) [sapan] 1- Trol kapısını ağa bağlayan, zincirden ya da yine halattan yapılmış kısa (>) şeklinde terazi bağı (düzeni).

backstrop [palamar] 2- Kapı ile ağ arasındaki halat. Dip trolünde bu bağlantı için kalın, çoğunlukla kurşunlu halat kullanılırken orta su trolünde AB ülkelerinde galvanizli çelik halat(lar) kullanılmaktadır.

backstrop link (board link, door sling ring) [kapı terazisi] ® Shearboard link.

backyard fish culture [arka bahçe balık kültürü] Ailenin ya da bireyin ihtiyacını karşılayacak kadar (küçük ölçekli) balık yetiştirme.

bacteria [bakteri] Mikroskobik (küçük) olup klorofilsiz, tek hücreli ya da ipliksi organizmaların genel adı.

bacterial gill disease [bakteriyel solungaç hastalığı] Gram negatif Myxobacterium türlerinin balık solungaçlarının şişip sümüğümsü olmasına neden olan hastalıktır. Hastalık iştahsızlık yaratır ve ilkbaharda çoğunlukla birey sayısı çok, az oksijenli, yüksek amonyak ihtiva eden balık çiftliklerinde görülür.

bacterial haemorrhagic septicaemia [bakteriyel hemorhajik septisemi] Bakteriyel kanama ve kan ağılanması (zehirlenmesi) hastalığı. Hastalık ilkbaharda çıkar. Kanama, deri, ağız boşluğu ve kaslarda görülür. 

bacterial kidney disease [bakteriyel böbrek hastalığı] Alabalıkgillerde sıcaklığın düşmesi durumunda iç organların şişmesi şeklinde görülen bakteriyel bir hastalıktır. Hastalık müzmin olabileceği gibi ani de olabilir. Tedavisi yoktur. 

bactericide (bacteriocide) [bakteri-kıran (bakterisid)] Bakteri öldüren kimyasal. 

bacteriocide [bakteri-kıran (bakterisid)] ® Bactericide.

bacteriology [bakteriyoloji] Mikrobiyolojinin bakteri olarak adlandırılan organiz-malarla uğraşan dalı.

bacteriophagy [bakteriyofaj] Bakteri ile beslenen ya da besininin önemli bir kısmını bakteriden sağlayan.

bafa (?) Yalancı havyar (mumlu balık yumurtası) elde etmek için yumurtalıkları ve diğer iç organları çıkartılan kefal balığı kadavrası.

Baffin Sea [Baffin Denizi] Baffin adası ile Grönland’ın güney kıyısı arasında yer alır. Davis Boğazı ve Labrador Denizi üzerinden Atlas Okyanusu’na ve Nares Boğazı ile ise Kuzey Kutup Okyanusuna bağlıdır. Yılın uzun bir süresince buzla kaplı olması nedeniyle seyir ve sefer sınırlıdır.

bag [torba] ® Cod-end. ® Pocket.

bag becket [bölme uçkuru] Trol torbasını ikiye bölen ilmik (uçkur) düzeni.

bag becket leg [bölme haydrosu] Torbanın ortasındaki ilmiklerden geçen uçkura bağlı olup haydros (kaydros) benzeri bir halat düzeneği ile avın bölünerek güverteye alınmasında kullanılan halat.

bag culture [çuval kültürü (file kültürü)] Midyelerin toplanarak file benzeri bir torbanın (çuvalın) içerisinde, üretimi yüksek, verimli alanda semirtilmesi.

bag net [konik ağ] Konik bir çuvala benzeyen ve tekneden indirilip kaldırılarak kullanılan bir tür av aracı. Bu av aracının kanatları kısadır ve ağ, ağı indirip kaldırmaya yarayan bir kirişe bağlıdır.

bağışıklık [immunity] Mikroplara ya da bunların oluşturduğu maddelere karşı mevcut ya da sonradan kazanılmış dayanıklılık, direnç.

bail [sintine basmak] Sintinede biriken suyun boşaltılması. Günümüzden 25-30 yıl öncesinde bu sular doğrudan denize basılırdı. Bu uygulama artık yasak olup sintine suyunun özel tanklara aktarılması istenmektedir. 

bait [yem] Olta, sepet, pinter benzeri av araçlarına takılan ya da konulan doğal ya da yapay beslenme maddesi.

bait fish (forage fish) [yem balığı] Mesleki ya da sportif balıkçılıkta yem olarak kullanılan diğer balık. 

Balaenidae (bowhead whales, right whales) [Gerçekbalinagiller] Memeliler (Mammalia) sınıfı, Balinalar (Cetacea) takımı, Dişsiz-balinalar (Mysticeti) alttakımının Balaenidae ailesi Balaena ve Eubalaena cinslerini kapsamaktadır. Dişsiz-balinalar ılıman ve kutupsal iklim bölgesinde yaşar. Diğerleri büyük gövdeli canlılar olup boyları 18 m ve ağırlıkları 100 ton olabilir. Kafaları büyüktür ve boyun 1/3’ü kadar olabilir. Gerçek-balinalar çoğunlukla Kürekayaklılar (Copepoda) ile beslenirler. Normalde yüzeyde yavaş yüzerken ağızlarını açarlar. Besin maddeleri ağızdaki saçaklarda tutulur. Saçaklar dil ile temizlenerek besin alınır. Birkaç birey bir arada gezerler. Stokları aşırı azalmıştır. Soyları tehlike altındadır. Dişiler 6-22 yaş arasında cinsi olgunluğa ulaşır ve her 3-5 yılda bir yavrularlar. Gebelik 1 yıl sürer. Bebekler ilk yıl çok hızlı büyür. Yavaş yüzücüdürler. Yüksek hızları saate 9 km’dir. Katil balinalar ile insanlar en büyük düşmanlarıdır. 500 Hz civarında ses çıkarırlar.

Balaenoptera musculus (blue whale) [gök balina, mavi balina] Balinalar (Cetacea) takımı, Dişsiz-balinalar (Mysticeti) alttakımı, Balaenoptiidae ailesi Balaenoptera cinsinin bir türüdür. Tüm okyanuslarda görülen bu deniz memelisinin dünyada yaşayan en büyük canlı olduğuna inanılmaktadır. Boyu 30 m ve ağırlığı 140 tondan fazla olabilir. Baleen plakaları olarak adlandırılan tarak yapılı olup üst çeneden asılı bir filtreyle küçük kabuklu (Euphasia) vb’ni suyu süzerek avlar ve bu yolla beslenir. Derine dalabilir. Akciğerlerinin kapasitesi 5,000 litredir. Beslenirken 5 km/h, gezinirken 20 km/h ve kısa mesafede 50 km/h hızla hareket edebilir. Genellikle tek yaşarlar fakat çift gezenlerine de sık rastlanır. Sonbaharda çiftleşir. Gebelik 10-12 ay sürer. Yeni doğan bebek 7 m boyunda ve 2,5 ton ağırlığında olabilir. En çok ses çıkaran ikinci hayvandır (89-122 dB). Ürettiği sesle iletişimi sağlar. Çiftleşmek için sıcak sulara göçer. Soyları tehdit altındadır.

Balaenoptera physalus (fin whale) [?] Bütün okyanuslara yayılmıştır. Balinalar (Cetacea) takımı, Dişsiz-balinalar (Mysticeti) alttakımı, Balaenoptiidae ailesi Balaenoptera cinsinin bir türüdür. Mavi balinadan (Balaenoptera musculus) sonra gelen ikinci en büyük yaşayan canlıdır. Boyu 26 m’ye, ağırlığı 120 tona ulaşabilir. 20. YY’da en çok avlanan balinadır. 80 yıl yaşayabilir. Gebeliği 11-12 aydır. Ağız büyüktür ve suyu Balaenoptera musculus gibi filtreleyerek küçük kabuklular vb ile beslenir. Ürettiği sesle iletişim kurar. Göçmendir. Soyu tükenme tehlikesindedir.

balanced diet [dengelenmiş besin] Balığın uygun beslenmesini sağlamak için gerekli besleyicileri ihtiva eden yem ve besleme şekli.

Balaneopteridae (baleen whales, whalebone whales, great whales) [Çatalkuyruklu-balinagiller] Aile Megapterinae ve Balaenopterinae altailelerine ayrılır. Balaenopterinae altailesinde 8 cins ve Megapterinae altailesinde bir cins bulunmaktadır. İri balinaların yer aldığı ailedir. Örneğin mavi balina 150 ton ağırlıkta olabilir. 

Balanus [Balanus] Balanidae ailesinde bir cins.

baleen whales  [Dişsiz-balinalar] 1- ® Mysticeti.

baleen whales (whalebone whales, great whales) [Çatalkuyruklubalinagiller] 2- ® Balaneopteridae.

balıklarda öğrenme [learning of fish] Pavlov’un genel (koşullu refleks) kuralları balıklar için de geçerlidir. Bu refleks 3-25 tekrarda görülebilir. Ancak 15-50 tekrarda yerleşebilir ve 10-50 olumsuz tekrarda azalır ama birden bire yeniden ortaya da çıkabilir.

Balistes capriscus (grey triggerfish) [çotira balığı, çütra balığı, çotra balığı, çütre balığı, domuz balığı] Balıkçılığı vardır. Akvaryumda beslenir. Körfez ve kıyısal sular ile mercan resiflerine girer. TL=60 cm ve 6 kg olabilir. 0-100 metre derinliklerde yayılır. Genellikle tek ya da grup olarak gezer. Etinin kalitesi iyidir fakat etinde ağı (zehir) olduğu da rapor edilmiştir.

Balistidae (triggerfishes) [Çotiragiller] Actinopterygii sınıfı, Tetradontiformes takımının Çotiragiller ailesindeki renkli bireyleri kapsar. Aile 12 cinste (Abalistes, Balistapus, Balistes, Balistoides, Pseudobalistes, Canthidermis, Melichthys, Odonus, Rhinecanthus, Sufflamen, Xanthichthys, Xenobalistes) 42 türü barındırmaktadır. Okyanusların tropik ve alt-tropik kesiminde (Atlas Okyanusu, Hint Okyanusu) ve Akdeniz’in sıcak kıyısal sularında yayılırlar. Akdeniz’de bir türü yaşar. Gövde yüksek, yanlardan basıktır. Baş ve göğüs bitişik olup pullarla kaplıdır. Ağız küçüktür, V biçiminde kesici dişlerle donatılmıştır. Solungaç yarıkları kısadır. Sırt yüzgeci iki tane olup biri diken yüzgeçtir. Göğüs yüzgeçleri kısadır. Kuyruk kısa ve bombelidir. Yeşilimsi, grimsi, sarımsı renktedir. Göğüste 3 leke ya da enlemesine şeritler vardır. Yüzgeçler mavi ve ard arda dizilmiş sarı lekelerle bezenmiştir. Boyları 30 cm ile 75 cm arasında olabilir. Ancak çoğunluğun boyu 15- 35 cm’dir. Yüzeydeki döküntülerin altında 10-100 m’ler arasında, kayalık tabanın üst kesimlerinde yalnız yaşarlar. Üreme yazın gerçekleşir. Yumurtalar dişiler tarafından oyulmuş çukurlara bırakılır fakat erkekler tarafından korunur. Tabancıl (bentik) omurgasızlar, yumuşakçalar ve kabuklularla beslenirler. Çoğunlukla tek gezerler ve üreme dönemlerinde saldırgan olurlar.

ballan wrasse [kikla, lapin, ot balığı] ® Labrus bergylta.

ballast [safra] Gemilerin su hattına kadar batırılması ve dengesinin sağlanması için dip kısma (sintineye) konan ağırlık.

ballast tank [safra sarnıcı] Sintinede safra suyunun alındığı sarnıçlar.

Balta Limanı (?) ® Hovasse. ® Kosswig.

balta trawl [derin deniz trolü] Uzak mesafede çalışan büyük balıkçı gemilerinde derin deniz balıklarını avlanmak için kullanılan büyük trol ağı. 

Baltic prawn [teke] ® Palaemon adspersus.

Baltic Sea [Baltık Denizi] Kuzey Avrupa’da acı-su ihtiva eden bir orta denizdir. Doğuda Finlandiya’dan, batıda Kattegat üzerinden (Danimarka) Kuzey Denizine bağlanan bu deniz 1,600 km uzunluğundadır. En geniş yeri 193 km olup ortalama derinliği 55 m’dir. En derin yeri 459 metredir.  Doğuda tuzluluk S%o3, S%o5 ya da S%o8 iken batıda S%o16 -18’e kadar yükselebilir.

banana (boomerang, dan leno arm, dan leno bracket, dan leno spreader, devil's elbow, spreader bar) [kelebek] ® Butterfly.

band [bant] 1- Balık vücudunu saran enlice ve renkli halka.

band [bant] 2- Balık vücudunda diğerlerinden renk itibarıyla ayrılan enlice dikey ya da çaprazi yama.

band [bant] 3- Balıkların yaş tayinlerinde kullanılan sert aksamlarındaki büyüme halkası.

Banda Sea [Banda Denizi] Endonezya’da küçük Sunda adalarının doğusunda kuzey güney yönünde 500 km ve doğu batı yönünde 1,000 km uzunluğunda olup bazı çukurları 5,000 m ve en derin çukuru 7,360 m olan bir denizdir.

banded carpet shell [?] ® Venerupis rhomboides.

banded dragonet [şeritliüzgün balığı, üzgün balığı] ® Callionymus fasciatus.

banded murex [?] ® Phyllonotus trunculus.

bandfishes [Kurdele-balığıgiller] ® Cepolidae.       

bandtooth conger [mığrı] ®  Ariosoma balearicum.

bank [bank] 1- Deniz yüzeyine yakın olup seyir ve sefer için tehlikeli olabilecek deniz haritalarında  + işaretiyle belirtilen yükseltiler.

bank [bank] 2- Okyanuslarda yüksekliği 1,000m ve daha yukarıya ulaşan yükseltiler.

bank fishery [bank balıkçılığı] Morina (Gadus morhua) balıklarının avlandığı Newfoundland açıklarındaki Grand Banks’da yapılan balıkçılık.

bar [bar] Basınç birimi. Deniz seviyesinden 100 m yukarıdaki atmosfer basıncına eşittir.

bar buoy (barbuoy) [bank şamandırası] Seyir ve sefer için tehlikeli olabilecek bank yerlerini ve sınırlarını belirten ışıklı şamandıra.

Barak Reis (?) Burak Reis olarak ta tanınmaktadır. Beyazid II döneminde Türk denizcisidir. Öl. 1499.

Barbarossa (Chaireddin Barbarossa) [Barbaros Hayreddin Paşa, Hızır Reis] Osmanlılar döneminde önce korsan sonra kaptanıderya olan Türk denizci (1467-1546). Doğum tarihi kesin değildir. Asıl adı Hızır'dır. Yunanca, Arapça, İtalyanca, İspanyolca ve Fransızca'yı öğrenmiştir. Hızır Reis’in İshak, Oruç ve İlyas adında 3 kardeşi vardır. Denizcilikle uğraşan kardeşler zamanla korsanlığa başladılar ve Cezayir’i üs edindiler. Cezayir’i Yavuz Sultan Selim’e heyet göndererek Osmanlı hâkimiyetine bırakmak istediğini bildiren Hızır Reis sultan tarafından mükâfatlandırılarak Beylerbeyi yapıldı. 1533’te Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul’a çağrılan Hızır Reis, merasimle kaptanıderyalığa tayin edildi. Kendisine Kanuni Sultan Süleyman tarafından Hayreddin ismi verildi. Gayrimüslim Akdeniz halkınca kızıl-sakal anlamına gelen Barbarossa adıyla tanınır. 1538’de Andrea Doria yönetimindeki 600 gemilik Haçlı donanmasını Preveze önlerinde 122 kadırga ile karşıladı ve yapılan deniz savaşını kazandı. 1546’da İstanbul’da vefat etti.

Barbatia barbata (hairy ark) [?] Sin. Arca barbata. Yanlardan basık eşit kabukludur. Dış zar esmerden siyaha tüysüdür. Eklem içe kıvrık yay gibi ve kısa enine dişlidir. Dişler kenarlara doğru irileşir. Kızıl esmer renklidir, içi grimsi beyazdır. Sıklıkla esmer ve mor ile renklendirilmiştir. Boyu en çok 7,5 cm'dir. Sıklıkla rastlanan boyu 5 cm kadardır. Kaya ve kaba çakıla, bitki örtüsü ile mercan ve bloklara yapışır. Kıyıdan 300 m derinliğe kadar yayılır. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.

barbuoy [bank şamandırası] ® Bar buoy.

barge [mavna] Şamandıraya bağlı büyük gemilerden kıyıya yük taşıyan tekne.

barnacle [düğme] Dolaşıkayaklılar (Cirripedia) sınıfı kabuklulardan (Crustacea) yengeç ve ıstakozlarla akrabadır. Gelgit ve dalga etkisi altında olan kıyısal kesimde taş ve kayalara yapışık yaşayan denizel canlılardır. Askı maddeyle beslenirler. Çoğalmalarında aktif yüzebilen kurtçuk (larva) evresi geçirirler. Günümüzde yaklaşık 1,200 türü bilinmektedir.

Barnea candida (white piddock) [?] Değişik malzemeyi (ağaç, sıkışmış çamur ve kum, kabuk, kireçtaşı ya da az ya da çok sert kayaları) deler. 40 m derinliğe kadar görülür. Lagün ve tuzlu kıyısal bataklıklara girer. Boyu en çok 7,5 cm kadar olabilir. Türkiye'nin tüm kıyılarında bulunur. Avcılığı enderdir.

baroclinic [baroklinik] Basınç yüzeyleri ile yoğunluk yüzeylerinin birbirleriyle kesişmeleri. Eşsıcaklık ve eşderinlik eğrilerinin birbirini kesmesi.

barometer [barometre] Basınçölçer. Atmosfer basıncını ölçen alet. Çeşitli tipleri vardır.

barophiles [barofil] Okyanus ve denizlerin derin kesimleinde yüksek basınçta yaşayabilen mikro ve bir kısım makro organizmalar.

barotrauma [basınç travması] Ani basınç değişikliğinden kaynaklanan sarsıntı. Derinde yaşayan balıkların hızla yukarı çekilmesinde görülen sarsıntı (travma).

barotropic [barotropik] 1- Basınç yüzeyleri ile yoğunluk yüzeylerinin birbirleriyle kesişmemeleri. Eşsıcaklık ve eşderinlik eğrilerinin birbirini kesmemesi.

barotropic [barotropik] 2- Sıvı ya da gazlarda sabit basıncın sabit sıcaklığa paralel olması.

barracudas [İskarmozgiller] ® Sphyraenidae.

barracudina [yalancı zurna] ® Sudis hyaline.

barracudinas [Yalancı-turnagiller] ® Paralepididae.

barrel jellyfish (shiff arms jellyfish) [deniz lahanası] ® Rhizostoma pulmo.

barricade [barikat] Balığı belirli bir yere yönlendirmek için kullanılan çit tipi sınırlayıcı, örneğin ağ vb’den duvar.

barrier [engel] Canlıların yayılma ya da göçmesini engelleyen (derin kanyon, bank, tuzluluk farkı vb gibi) sınırlayıcılar.

barrier bank [bariyer bankı] Derin su ile sığ suyu ayıran sahanlık ucundaki yükselti. Bu bölgeler besin maddeleri ve balık yönünden zengin olup önemli avcılık alanıdırlar. Bu kesimlerin zenginliği tabandan yükselen suyun bu engel üzerinden aşmasından ve besin maddelerinin burada kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Örnek; Kuzey Atlas Okyanusunda Georges Bank.

barrier reef [bariyer resifi] Kıyı ile arasında bir denizkulağı olan ve kıyıdan belirli uzaklıkta bulunan mercan resifi.

base [temel, kaide] Karındanbacaklı kabuğun en büyük çapının altındaki kısım.

base fin [yüzgeç kökü] Yüzgecin vücuttan çıktığı kısım.

base port [üslendiği liman] Balıkçılık teknesinin çalışmalarında kullandığı liman.

basin [basen] 1- Deniz ve okyanusların 4,000-5,000 m derinliğe sahip dipleri.

basin [basen] 2- Yüzey ve yeraltı sularının biriktiği çukurluk bölge (havza).

basket (ground basket, cover pot, plunge baske) [sepet] 1- Değişik boyut ve şekilde olup armut şeklinde ya da ağız kısmına doğru daralan huni (tuzak prensibiyle) yapılmış sepetimsi, belirli büyüklükte açıklıkların bulunduğu pasif av aracı. Genellikle hangi tür avlanacaksa o isimle anılır. Örnek; ıstakoz sepeti.

basket [sepet] 2- İçerisine balık konulan seyrek örülmüş derin ve büyükçe kap.

basket ark [?] ® Anadara corbuloides.

basket trap [sepet] ® Pot.

basking shark [büyükcamgöz balığı, büyük camgöz]  ® Cetorhinus maximus.

basking sharks [Köpekbalığıgiller] ® Cetorhinidae.

basophil [bazofil (baziofil)] Alkali (baz) özelliği seven.

basophilous [bazofil (baziofil)] Bazik ortamda yaşayabilen.

bastard grunt [gargur, yalancı isparoz] ® Pomadasys incisus.

batch fecundity [kümesel doğurganlık] Kümesel yumurta bırakan balıklarda bir defada bırakılan yaşayabilir yumurta sayısı.

batch spawning (fractional spawning) [aralıklı yumurtlama] ® Intermittent spawning. 

Batesian mimicry [Bates taklidi] ® Mimicry (Taklit).

Bath's goby [küçükkaya balığı] ® Pomatoschistus bathi.

bathy- (prefix) [bati-] Derinlik anlamında olup derin deniz ve okyanus kesimini ima eder.

bathyal [batyal (batial, batiyal)] Göllerin ve okyanusların kabaca 180-1,800 m arasında yer alan kesimine verilen addır (kıta sahanlığı bayırı). 

bathydemersal [derin-tabansal (batidemersal)] Derinde ve 200 metreden daha derin kesimdeki tabanda yaşayan ve beslenen balık anlamındadır.

bathymetry [batimetri] Deniz derinliklerinin ölçülmesi.

bathypelagic [derin-yüzücü (derin-pelajik, batipelajik)] Işığın ulaştığı tabakanın altında kalan derindeki sular. Bu derinlikler 1,000-4,000 metreler arasında, kaynağa bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Kesin bir derinlik sınırlaması yoktur. ® Epipelagic  (Üst-yüzücü, epipelajik). ® Holopelagic (Tüm-yüzücü, holopelajik). ® Mesopelagic Orta-üzücü, mezopelajik).

Bathypolypus sponsalis (globose octopus) [?] Manto neredeyse küreseldir. Deri pürüzsüzdür. Yedi dış solungaç yaprağı vardır. Mürekkep kesesi yoktur. Rengi kırmızı-mor, esmer mor olabilir. Boyu (manto boyu) dişilerde en çok 10,5 cm, erkeklerde 8 cm olabilir. Tabansal türdür. 200 - 1,000 m derinliklerde ancak daha çok 400 - 700 m'lerde yayılır. Kıbrıs kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.

Bathypterois mediterraneus (spiderfish) [Akdeniz örümcek balığı] Tabansaldır (demersaldır) ve 260-2,800 metre derinliklerde rastlanır. TL=30 cm olabilir. Kıta yamacında genellikle tek gezer. Zaman zaman grup oluşturur. Eşanlı erseliktir (simultaneous ya da synchronous hermaphrodite).

Bathy-Thermograph (BT) [batitermograf] Gemiye çelik kabloyla bağlı olup, içerisine yerleştirilen sisli küçük cam üzerine derinliğe göre sıcaklığı kazıyan (çizen) ve sisli cam değiştirilerek yeniden kullanılabilen, torpil şeklinde olup (artık kullanılmayan) alet. ® XBT.

Batrachoididae (toadfish) [?] Actinopterygii sınıfı, Batrachoidiformes takımı Batrachoididae ailesinin 4 altailesinde Batrachoidinae (6 cins-25tür), Halophryninae (13 cins-29 tür), Porichthyinae (2 cins-15 tür) ve Thalassophryninae (2 cins-15 tür) alt aileleri yer almaktadır. Küresel dağılım gösterirler. Çoğunluğu denizlerde yaşar. Bazıları acı-suya girer. Akdeniz’de bir türü Halobatrachus didactylus yaşar. Baş iridir. Solungaç yarıkları küçüktür. Her iki çenenin ön dişleri 3 sıralıdır. Çift yanal çizgili olabilirler. Renk değişkendir, gri  esmer, kırmızımsı ya da yeşildir. Sırt ve göğüs koyu renkli, karın daha açık renklidir. Tabanda dolaşırlar. Yakın kıyıdan derin suya kadar bulunurlar. Et-ot-oburdurlar (omnivor). Solungaçlar, kabuklular ve yumuşakçalarla beslenirler. Erkek çok eşli olup yumurtlama yerini hazırlar. Yumurtlama sonrası erkek yuvayı bekler. Yumurtaları yapışkandır.

bay (gulf) [koy, körfez] Karaya giren görece küçük su kütlesi kesimi. ® Bight.

bay mussel (Mediterranean mussel, blue mussel) [midye] ® Mytilus galloprovincialis.

Bayer trough [Bayer hunisi] ® von Bayer trough.

be saved by God [Allah selamet versin] Deniz seferine gidene Allahın korumasında olun dileği.

beach seine (shore seine, haul seine, drag seine, draw net, yard seine, sweep net) [ığrıp, manyat, tarlakoz] Sığ suda ve genellikle kıyıda iki ya da daha çok kişinin kayıkla ya da kayıksız kullandıkları ve kıyıya elle çekilen son kısmı torba tertibatlı, uzun kollu bir cins gırgır benzeri (çevirme) av aracı.

beacon [çakar] Denizcilere yol göstermek için kıyıya ya da açığa konulan küçük deniz feneri.

beadlet anemone [?] ® Actinia equina.

beaked fusus [?] ® Fusinus rostratus.

beaked whales [kaşalotlar] ® Ziphiidae.

beam (breadth) [en] 1- Geminin en geniş yerinde ölçülen genişliği.

beam [kemere] 2- ® Deckbeam.

beam trawl (outrigger trawl) [kirişli trol (bim trolü)] Mantar yakası 10 m ya da daha uzun ağaç ya da metal olan bir kirişe bağlı olup yanlardan metal çerçeve ile dikey açıklığı sağlanan çoğunlukla yassı balık ve karides avcılığında kullanılan bir cins sürütme ağı.

bean clams [?] ® Donacidae.

bean solen [?] ® Pharus legumen.

bearded horse mussel [?] ® Modiolus barbatus.

bearing [kerteriz] Bulunulan yer ile sabit bir noktanın rota ile yaptığı açı ya da herhangi bir şeyin tekneden olan yönünün belirlenmesi.

Beaufort scale [deniz durumu (bofor ölçeği)] Rüzgâr kuvveti ölçeği 1805’te Amiral Francis Beaufort tarafından deniz durumu ve rüzgar etkisinin gözlemlenmesiyle geliştirilmiştir. Ölçek 0’dan (cam gibiden) 12’ye (kasırgaya) kadar gitmektedir.

Kuvvet

Hız (yüzeyden 10 m yükseklikte)

Tanımı

Karada kullanılan tanımlama

 

Mil/saat

Knot

 

 

00

     0-1

     0-1

Sakin

Cam gibi.

01

     1-3

     1-3

Hafif hava 

Dalgacıklı.

02

     4-7

     4-6

Hafif rüzgâr

Belirgin küçük dalgalı. Dalga uçları donuk, camsı ve kırılmıyor.

03

     8-12

     7-10

Ilımlı rüzgâr

Dalgacıklar büyükçe. Dalga ucu kırılıyor ve dağınık köpüklü dalga.

04

13-18

11-16

Mutedil

Küçük, sık köpüklü dalga.

05

19-24

17-21

Şiddetli rüzgâr

 

Orta boyda, sık beyaz köpüklü uzun dalga ve dalga ucundan serpinti. 

06

25-31

22-27

Kuvvetli rüzgâr

Uzun dalgalı ve çok köpüklü, serpintili.

07

32-38

28-33

Hafif bora

 

Beyaz ve kırılan köpüklü deniz. Rüzgâr yönünde uzunlamasına serpinti.

08

39-46

34-40

Bora 

Orta derecede yüksek, uzun dalga. Dalga kenarlarında kırılma ve serpinti. Rüzgâr yönünde uçan, uzun köpükler.

09

47-54

41-47

Kuvvetli bora

 

Dalgalar büyük ve yüksek. Rüzgâr yönünde uçan çok sık köpüklenme. Dalga ucunda kırılma ve devrilme. Serpintinin görüntüyü sınırlaması.

10

55-63

48-55

Fırtına

Kırılan çok yüksek dalga ve rüzgâr yönünde uçan büyük yamalı köpük. Yüzey tamamıyla beyaz görüntülü. Görüş  etkilenir.

11

64-72

56-63

Şiddetli fırtına

 

Aşırı büyük ve yüksek dalga. Küçük ve orta boydaki tekneler dalga arkasında artık görünmez. Yüzey rüzgâr yönünde uzun beyaz köpükle kaplıdır. Dalga kenarları tüm yüzeyde kırılır. Görüş etkilenir.   

12

73-83

64-71

Kasırga

 

Hava köpük ve serpintiyle dolar. Yüzey tamamıyla köpük ve serpintiyle kaplıdır. Görüş ciddi şekilde azalır.

beautiful tellin [?] ® Tellina pulchella.

behaviour [davranış] Bir birey ya da organizma grubunun çevresel etkiye verdiği tepki ya da karşılıktır.

belaying cleat [koç boynuzu] ® Deck cleat.

bell [kampana] Çan. Kampana

Bellottia apoda (?) [?] Tabansal (demersal) balıktır. TL=7 cm olabilir. Balıkçılığı yoktur. 30-570 metrelerde rastlanır. Yavrularını doğurur (vivipar).

belly (abdomen) [karın]    Balığın sindirim organını barındıran kısmı.

Belone belone (garpike) [zargana] Yüzücü (pelajik) okyanus-göçerdir (okyano-dromdur). TL=93 cm ve 1,300 gram olabilir. Acı-suya girer. Ticari balıkçılığı yapılmaktadır. Yüzeye yakın yaşar. Yumurtalarına sudaki malzemeye yapışık rastlanabilir.

Belone belone euxini (garpike) [zargana balığı] ® (sin.) Belone belone.

Belone svetovidovi (?) [zargana] Yüzücüdür (pelajiktir). Yumurtalarına sudaki malzemeye yapışık rastlanabilir. 

Belonidae (needlefishes) [Zarganagiller] Actinopterygii sınıfı Beloniformes takımı, Belonidae ilesinde 7 cins yer almaktadır. Bu cinslerde (Ablenes 1 tür, Belone 2 tür, Belonion 2 tür, Petalichthys 1 tür, Platybelone 1 tür, Potamorrhaphis 3 tür, Pseudotylosaurus 2 tür, Strongylura 14 tür, Tylosurus 6 tür, Xenentodon 2 tür) toplam 34 yer almaktadır. Çoğunlukla tropik sularda yaşarlar. Ancak alt-tropikte yaşayanları da vardır. Üst çenesi uzun balıktır. Çeneler ince ve sivri dişlerle donatılmıştır. Yüzgeçlerde sert ışın yoktur. Sırt ve dışkıl (anal) yüzgeçleri gövdenin arka kesiminde yer alır. Göğüs yüzgeçleri kısadır. Kolay kopan çemberimsi (sikloid) pullar kaygandır. Renk yüzeydeki hayata uyarlanmıştır. Sırt yeşil ya da mavidir. Yanlar ve karın gümüşidir. Türlerin çoğu denizeldir fakat birkaçı tatlı sularda yaşar. Etoburdurlar. Küçük balıklarla beslenirler. Zarganagiller su yüzeyinde dışarı zıplayabilirler (61 km/h). Işığa yöneldikleri için gece ışıkla avcılıkta balıkçıları yaralayabilirler. Bu yolla 2 kişinin öldüğü bildirilmektedir.

beluga [büyük mersin balığı, mersin balığı, mersinmorinası, morina,  beluga balığı] ® Huso huso.

beluga caviar [beluga havyarı] Beluga balığı (Huso huso) yumurtalarından üretilen havyar.

beluga whale (white whale) [akbalina, beyaz balina] ® Delphinapterus leucas.

benhtos [bentos] Tabanda yaşayan ya da burada oluşmuş hayvansal ve bitkisel yaşam.

Benoit's lanternfish [ışıldak balığı] ® Hygophum benoiti.

benth- (prefix) [bent-] Taban. Deniz tabanı. Örnek; bentik (benthic)-tabancıl. Tabanda yaşayan.

benthal [bental] Deniz tabanına ait yaşam.

benthic realm [bentik bölge] Deniz ve okyanusların su altında kalan karasal kısmı.

benthic region [deniz dibi bölgesi] Okyanus ve denizlerin karasal taban kısmı.

benthivore [tabanobur] Tabanda yaşayan (dolaşan) canlılarla beslenen.

benthology [bentoloji] Deniz bilimlerinin tabanda ve taban üstünde yaşayan canlıları inceleyen bilim kolu.

benthopelagic [taban-yüzücü, bentopelajik (benthopelajik)] Tabana yakın duran ve beslenen fakat aynı şekilde orta-su ile yüzeye yakın sularda da zaman zaman bulunup beslenen balıkları belirtmede kullanılan terim.

Benthophiloides brauneri (?) [?] Tatlı ve acı-suda taban balığıdır. TL=8 cm olabilir.

Benthophilus stellatus (stellate tadpole-goby) [?] Tatlı-su ve acı-suda taban balığıdır. TL=13,5 cm olabilir. Kokulu çamurlu ve kumlu kesimlerde rastlanır. 

benthos [bentos] Dibe bağlı (tabanın içinde ya da üstünde) yaşayan organizmalar bütünüdür (ayrıca ® plankton ve ® pelajik). Fitobentos (bitkisel) zoobentos’tan (hayvansal) ayrılır.

Benthosema glaciale (glacier lanternfish) [ışıldak balığı] Göçmen olmayan orta-yüzücü (mesopelagic) balıktır. 0-1,085 metreler arsında rastlanır. Gündüz 375-800 metrelerde, gece 12-200 metrelerde yayılır. Daha çok TL=11 cm ve 8 yaşında olabilir. Balıkçılık potansiyeli olabilir.

Berg [Berg] ® Berg Lev Semenovich.

Berg Lev Semenovich [Berg Lev Semenovich] Rusya’nın 20. YY’da yaşamış en büyük bilim adamlarından biridir (1876-1950). Biyo-coğrafya, evrim kuramı, taksonomi, limnoloji, iklimbilim, doğa tarihi vb konuları inceleyen birkaç düzine kitabı dahil 700 yayını vardır.  Bunlar arasında ilgi alanına giren 4 ciltlik Rusya ve çevre ülkelerin tatlı-su balıkları da yer almaktadır.

Bermuda lantern fish [?] ® Hygophum hygomii.

Bermuda Triangle [Bermuda Üçgeni] Bermuda şeytan üçgeni de denmekte olup yaklaşık 1,2 milyon km2’lik bir alanı içine alır. Alan Puerto Riko’dan Florida yarımadasının ucu ile Bermuda Adası arasında kalır. Medya tarafından, normal olmayan, fizik yasalarıyla açıklanamayan olayların yaşandığı alan olarak tanıtılmıştır. Bu alanda bazen uçak ve gemilerin kaybolduğu inanışı yaygın olmakla birlikte USA Sahil Güvenliği deniz trafiği istatistiklerine dayanarak kayıpların yoğun trafiği olan diğer bölgelerden daha fazla olmadığını ileri sürmektedir.

Beroe [Beroe] 1- Adonis ve Aphroditein kızı.

Beroe [Beroe] 2- Bir taraklı cinsi.

Beroe ovata (pink comb jelly) [hıyar medüzü ] Taraklılar (Ctenophora) kabilesi, Nuda (Dokunaçsız) sınıfı, Beroida takımı, Beroidae ailesi Beroe cinsi hafif pembemsi bir hayvandır. 30 cm boya ulaşabilir. Besinini bütün olarak yutar. Hemen hemen bütün denizlerde yüzücü (pelajik) yaşar. Erdişi (hermafrodit) olan bu hayvanların kendi kendilerini döllemedikleri düşünülmektedir. Yumurtalardan çıkan yeni kuşak, erin bireylerin çok küçük kopyasıdır ve buna kurtçuk (larva) denilemez. 1980’li yıllarda kuzey Atlas Okyanusu’ndan Karadeniz’e gemilerin balast suyuyla taşındığı sanılan bir diğer taraklı Mnemiopsis leidyi hamsi ile aynı beslenme basamağında yarışmış ve balıkçılığın etkisiyle azalan hamsi stoğuna karşı beslenme yarışında kazançlı çıkmış ve patlama göstermiştir. Akdeniz sular sisteminde zaten bulunan ve Mnemiopsis ile beslenen Beroe ovata 1990’ların sonunda Karadeniz’de görünmüştür. Beroe’de başlangıçta patlama göstermiş ise de her iki canlının (Mnemiopsis ve Bereo) biyokitleleri düşmüş ve şimdilik yeni bir denge gelişmiş görünmektedir.

Berycidae (alfonsinos, alfonsins) [?] Actinopterygii sınfı, Bericiformes takımının Berycidae ailesindeki 2 cinste (Beryx 3 tür, Centroberyx 7 tür) toplam 10 tür bulunmaktadır. Derin deniz balıklarını kapsayan bu aile tropik ve alt-tropik sularda 10-1,300 metre derinliklerde ancak çoğunlukla 100 m civarında bulunur. Akdeniz’de bir türü bulunur. Gövde çok yüksek ve basıktır. Yanaklar pullarla kaplıdır. Gözler çok büyüktür. Ağız büyük ve çaprazidir. İki çenede şerit halindeki dişler fırça yapılıdır (villiform’dur). Pullar taraksıdır (ktenoidtir). Rengi kırmızı ya da kırmızımsıdır. Karın gümüşi yanlar ise pembedir. En çok 60 cm olabilir, çoğunluk 35 cm kadardır. Genç bireyler yüzücü (pelajik) bir hayat sürdürürler. Kabuklular, balıklar ve kafadanbacaklılarla beslenirler.

bi- (prefix) [bi-] İki, iki kez. Örnek; bilateral - iki yanı (tarafı) olmak.

bicarbonate [bikarbonat] Bir hidrojen atomu taşıyan tuz. Örnek; Ca(HCO3)2 kalsiyumbikarbonat (kalsiyumhidrojenkarbonat).

bicoloured false moray [yalancı mıgrı] ® Chlopsis bicolor.

bigeye tuna [irigözton, irigözorkinoz, irigözorkinoz balığı] ® Thunnus obesus.

bighead goby [kaya balığı, kalınbaşlı kayabalığı] ® Neogobius kessleri.

bight (bay, gulf) [körfez] Okyanus ve denizlerin kara içlerine giren koydan büyük, ağzı daha geniş su kütlesi kesimi. 

big-scale sand smelt [gümüş, gümüş balığı, aterina, aterina balığı] ® Atherina hepsetia boyeri.

bilateral [bilateral] İki yanlı.

bıldırcın kefal [keeled mullet] ® Liza carinata.

bilge [sintine] Geminin içinde sızıntıların biriktiği en alt kısmı. Teknenin su altında kalan iç kısmı.

bilge keel [yalpa omurgası] Teknenin yanlara salınımını azaltmak için baştan kıça doğru uzanan çıkıntı.

bilge pump [sintine pompası] Teknenin iç kısmında (sintinede) biriken suyu boşaltmada kullanılan pompa.

bill [gaga] ® Pea.

Billfishes [Yelkenbalığıgiller] ® Istiophoridae.

bin [zincirlik]  ® Chain locker.

binary naming of organisms [organizmaları çiftli adlandırma (Linne adlandırması)] Peter Artedi’den (1705-1735) yararlanan Linne organizmaları adlandırma sistemini geliştirmiştir. Linne 2,600 balık türünün tanımlamasını yapmış ancak balinaları memelilere değil balıklara katmıştır. Linne’nin isimlendirme sisteminde her bir balık türünün iki adı vardır. Bunlardan ilki cinsi ikincisi türü belirtir. Örnek; Mullus barbatus (keserbeş barbunya). 

binary nomenclature [ikili isimlendirme] Linne’nin organizmaları isimlendirme sisteminde iki isim kullanılmaktadır. Bunlardan birincisi cins (Genus), ikincisi ise tür (species) adıdır ve yazılış şekli Genus species’dir. Buna örnek (insan) Homo sapiens’dir. Bu sitemde isim;

-i          ile bitiyorsa bu isim bir erkek isimden türetilmiştir.

-ae       ile bitiyorsa bu isim bir dişi isimden türetilmiştir.

-orum   ile bitiyorsa bu isim bir erkek grubu isminden türetilmiştir.

-arum   ile bitiyorsa bu isim bir dişi grubu isminden türetilmiştir.

-ensis ya da -ense ile bitiyorsa bu isim bir yer isminden türetilmiştir.

binocular [binoküler] Çift gözmercekli.

binocular microscope [binoküler mikroskop] Çift (iki) göz-merceği olan mikroskop.

binominal [binominal] İki terimli.

binominal nomenclature [binominal isimlendirme] ® Binary nomenclature (İkili isimlendirme). ® Scientific name (Bilimsel isim).

bio [biyo] Yaşam. Yaşamla ilgili. Örnek; biyoloji (biology).

bioaccumulation [biyoakümülasyon] Biyolojik yönden, beslenme ağı içerisinde kirleticilerin birikmesi.

bio-acoustic [biyoakustik] Çeşitli durumlarda hayvanların çıkardıkları seslerin incelenmesi.

bioassay [biyodeneme] Herhangi bir etkenin etkisinin laboratuar koşullarında denenmesi ve gözlenmesi.

bio-catalyser [biyokatalizör] Düşük sıcaklıkta, canlı dokulardaki kimyasal olayları çabuklaştıran (hızlandıran) vitamin, hormon ve enzim gibi maddeler.

biochemical oxygen demand (BOD) [biyokimyasal oksijen ihtiyacı] Kolay parçalanabilir organik kirliliğin (yükün) dolaylı bir ölçüsüdür. Sudaki organik maddelerin parçalanmasında mikroorganizmaların birim hacim başına gereksinim duydukları oksijen miktarını verir ve genellikle 20 0C’de BOD5 yani beş günlük ihtiyaç şeklinde belirlenir. BOD5 ya su filtrelenmeden (total BOD) ya da filtrelenerek (soluble BOD) olarak belirlenebilir. Biyokimyasal oksijen ihtiyacı biyolojik oksijen ihtiyacı değildir ve bu şekilde bir algılama yanlıştır.

biochemistry [biyokimya] Dokuları oluşturan maddeleri inceleyen dal.

biocide(s) [biyosid(ler)] Canlı organizmaları öldüren kimyasallar. 

bioclimatology [biyoklimatoloji] Canlılar ve canlıların gelişmesine olan iklim etkisini inceleyen dal.

biocoenose (biocoenosis, life assemblage) [biyosönoz] 1- Belirli bir bölgede yaşayan canlılar topluluğu.

biocoenose (biocoenosis, life assemblage) [biyosönoz] 2- Bir yaşam-alanda (belirli bir ortamda-habitat) denge durumuna ulaşmış canlılar topluluğu.

biocoenose (biocoenosis, life assemblage) [biyosönoz] 3- Yaşam birlikteliği. Bitki ve hayvanların yaşam-ortamda (biyotop) dengeli birlikteliği. Burada çevrenin fiziksel yönleri dışlanmakta olup ekosistem ile eşanlamlı değildir.

biocoenosis (life assemblage)  [biyosönoz] ® Biocoenose.

biodegradable [biyobozunan] Doğal yollarla (süreçlerle) bozunan, parçalanan.

bio-diversity [biyoçeşitlilik] Türlerin birim alan ya da hacim başına düşen sayısı olup belirli bir zaman ya da belirli bir yerdeki türlerin bütünü anlamını taşır.

bio-electric [biyoelektrik] Canlıların tehlike ve tehdit anında ürettikleri elektrik. Örnek; Elasmobranchii (köpek balıkları ve vatozlar sınıfından) Torpedo cinsi uyuşturan balıklarının bazı türleri 220 V üretebilmektedirler.

bio-energetics [biyoenerjetik] Organizmalardaki enerji değişikliği ve aktarımını inceleyen dal.

biogenesis [biyogenez] Canlı olan canlıdan gelir kuramı.

bio-genetic [biyogenetik] Canlılardaki bileşenlerin incelenmesi.

biogenetic law [biyogenetiğin temel yasası] Haeckel 1866’da ortaya koymuştur. Buna göre “bireyoluş, soyoluşun kısa bir tekrarıdır” ya da soyoluş bireyoluşun içinden geçer. Aşırı bir genelleme olarak Meckel, 1806 ve Serres 1824 “insan embriyosu gelişimi sırasında, en basitinden en yükseğine kadar çeşitli derecedeki hayvanların sabit ve sürekli beden yapısını geçici olarak yapar” demişlerdir.

biogenic [biyojenik] Biyolojik malzemeye dayalı maddelerdir.

biogeochemical cycling [biyojeokimyasal döngü] Kimyasal elemanların fiziksel çevre ile organizmalar arasındaki döngüsü.

bio-geography [biyocoğrafya] Yerkürede canlıların dağılımlarını ele alan coğrafya dalı.

biography [biyografi (biyografya)] Yaşam öyküsü. Özyaşam öyküsü.

biological balance [biyolojik denge] Organizmalar arasındaki denge.

biological clock [biyolojik saat] Canlılardaki içsel mekanizmalardan biri olup canlının davranışsal ve fizyolojk düzeninin dış etmenlerce kontrolü ve iç mekanizma ile düzenlenmesidir.

biological control [biyolojik kontrol] Bir yırtıcıyı (tüketiciyi) sıkıntı yaratan bir popülasyonu kontrol etmek için kullanmak. Örnek; bazı balık türlerinin sivrisineğin kontrolü için sudaki sivrisinek kurtçuklarını yemesi için kullanılması.

biological oceanography [biyolojik oseanografi] Deniz ve okyanuslardaki canlı yaşamı ile bunların çevreyle ilişkilerini inceleyen oseanografi dalı.

biological treatment [biyolojik arıtma] Mikroorganizmalar kullanılarak atık suyun arıtılması.

biology [biyoloji] Yaşambilim.

bioluminescence [biyoluminesens (biyoluminesans)] Bazı organizmaların kimyasal tepkime ve hücresel salgı sonucu görece zayıf, soğuk ışık saçmasıdır. ® Luminesens.

biomass [biyokitle (biyokütle)] 2- Dikkate alınan tür ya da canlı grubunun (biyolojik materyalin) toplam kütlesidir. 

biomass [biyokitle (biyokütle, biyomas)] 1- Belirli bir zaman ve yerde stok miktarının genellikle ağırlık cinsinden (kg, ton) verilmesi.

biome [biyom] Bölgesel ana canlı organizmalar topluluğu. Doğal ortamdaki ya da bir iklimsel kuşaktaki (tundra, tropik orman, çöl vb) bütün canlı organizmalardan oluşan topluluk.

biometry [biyometri] Canlıların incelenmesinde (gözlem ve ölçümlere) matematiğin, aslında istatistiğin uygulanması.

biomonitoring [biyoizleme] Bitki ya da hayvanın yaşamındaki değişmeleri değerlendirmek için doğal ortamın biyolojik konumu dahil izlenmesi.

bio-physics [biyofizik] Fiziksel yöntemlerle biyolojik olayları inceleyen dal. Biyolojik fizik.

biosphere [biyosfer] 1- Gezegenimizin canlıların bulunduğu atmosfer ve yeri içeren kısmı.

biosphere [biyosfer] 2- Yeryüzü. Yaşamalan olarak yeryüzü.

biosynthesis [biyosentez] 1- Basit maddelerden karmaşık kimyasal bileşenlerin canlılar tarafından üretilmesi. Örnek; nişasta.

biosynthesis [biyosentez] 2- Canlının kendi içinde yaptığı kimyasal sentez. Örnek; klorofilli özümseme.

biosystematics [biyosistematik] Taksonların evriminin incelenmesi.

biota [biyota] Belirli bir bölgedeki bitkisel ve hayvansal yaşamın bütünü.

biotechnology [biyoteknoloji] Özellikle genetikle (kalıtsallıkla) ilgili mühendislik ile birbirine yakın DNA teknolojisini kullanan ve uygulayan biyolojik bilim. 

biotic [biyotik] Biyolojiyle (canlılarla) ilgili, biyolojik.  

biotic factors [biyotik faktörler] Besin ve beslenme ile canlılar arası etkileşim sonucu canlı yaşamını etkileyen faktörler.

biotope [yaşam-ortam (biyotop)] 1- Bir ya da birçok türün yaşadığı daha doğrusu yaşayabildiği belirli özelliklere sahip yer, bölge.

biotope [yaşam-ortam (biyotop)] 2- Canlının yaşadığı, yaşamın olduğu yer, bölge, alan çevre yani biyolojik ortam.

bioturbation [biyobulanıklık] Delen, tabanda beslenen ya da diğer yaşamsal etkinlikler nedeniyle canlılarca tabanda oluşturulan bulanıklık

biotype [biyotip] Kalıtsal özellikleri ile biçim benzerliği.

birdnet [kuş ağı] Balıkların tutulduğu kabın (kafes, tank vb) üstüne yırtıcı kuşlara karşı serilen koruyucu ağ örtü.

birds [aves] Kuşlar.

birth rate [doğum oranı] Birim zamanda (artma, çoğalma) hızı.

bisturi [bisturi]  Bıçak şeklinde küçük kesici cerrahi alet

bitt (newel) [baba] ® Bollard.

bittersweets [?] ® Glycymerididae.

bivalve (Lamellibranchiata, Pelecypoda, Bivalvia) [Yassısolungaçlılar] 1- ® Mussels (Midyeler). ® Bivalvia.

bivalve [çiftkabuklu] 2- Bir taraflarından eklemli (bitişik) olup iki kabuğu bulunan yumuşakça. Örnek; midye. ® Bivalvia.

Bivalvia (Lamellibranchiata, Pelecypoda, bivalve, molluscs, mussels) [çenetliler, midyeler] Yassısolungaçlılar ya da basitçe midyeler birçok adla anılırlar. Yumuşakçalar (Mollusca) kabilesinin (Bivalvia) sınıfındaki canlıları kapsar. Bu sınıfta Protobranchia, Pteriomorphia, Paleoheterodonta, Trigoinoida, Unionoida (tatlı-su), Heterodonta, Anomalosdesmata altsınıflarına ayrılır. Toplam 30,000 türü içerir. Çift (kalkerli) kabuklu yumuşakçalardır. İki yanlı (bilateral) simetriktirler. Kabuklar dışbükeydir, mafsallı (menteşeli, çenetli) olup içte izi bulunan kaslarla kapanır. Midye gövdesi yumuşaktır, çiğneme düzeneği yoktur. Arkaya doğru (bazen birleşmiş) iki sifonludurlar. Sifonlardan birinden su çeker diğerinde dışarı atar. Balta şeklindeki ayak kaslı olup hareketlidir. Çift lamelli solungaçları vardır. Çoğu tür sudaki askı maddeler ve planktonla beslenir. Diğerleri çökelle (çökelobur, çökelcil) beslenir. Diğer bazı türleri ksilofajdır (xylophage - ağaç yiyen). Dolaşım sistemleri açıktır. Eşeysel hücrelerini suya bırakarak eşeyli ürerler. Kurtçukları (larvaları) uzunca bir süre plankton olarak yaşar ve metamorfozdan sonra erin yapıya dönüşüp tabansal (bentik) yaşama geçerler. Bir kısmı kayalara tutunarak dururken diğerleri kendilerini çoğunlukla kumlu tabana gömer ve sifonlarını taban yüzeyi üstüne uzatarak beslenir. Kabuk şekilleri çok değişiktir. Yuvarlak, küremsi, yassı, uzunlamasına yassı formları vardır. Birçok türü erdişiliğin (hermaphrodism) farklı formlarını gösterebilir.   Akdeniz sular sisteminde 65 aileden yaklaşık 400 türü yaşar. Bunlardan 30 ailedeki 30 tür balıkçılığın ilgi alanına girer. Midyelerin hemen hemen tamamı yenilebilir.

BL (abbrev) [bağlı olduğu liman] Bağlanma limanı. ® Home port (Bağlı olduğu liman).

black goby [kömürcükaya balığı, kömürcin kayası, kömürcükayası balığı, kömürcü kayabalığı] ® Gobius niger.

black mud [kara çamur] Tabanadaki çökellerin renginin bolca H2S ve organik madde bulunması nedeniyle siyah olması. Anaerob taban.

black scorpionfish [lipsoz balığı, iskorpit, lipsoz] ® Scorpaena porcus.

Black Sea [Karadeniz] Türk boğazlar sistemiyle Ege ve Akdeniz’e bağlı olan bir iç deniz olup ayrıca Kerç boğazıyla da Azak Denizi ile etkileşmektedir. Akdeniz sular sisteminin bir parçası sayılan Karadeniz, yağışlı iklim kuşağında yer alan pozitif bütçeli bir su kütlesidir. Bu denize çevresinden yılda 320 km3 tatlı-su girmektedir. 200 km3/yıl kadar su İstanbul Boğazı’ndan Marmara’ya yüzeyden akmaktadır. Daha ağır olan Akdeniz suyu ise Karadeniz’e alt akıntı olarak girmektedir. Denizin kapladığı yüzey alan 436,400 km2 kadar olup en derin yeri 2,200 m’dir. Güneyde Türkiye ve doğuda Kafkasya kıyılarında sahanlık alanı dar olup derin kanyonları dikkat çekicidir. Buna karşın kuzey-batı kısmı 190 km genişliğinde geniş bir sahanlık alanına sahiptir. Karadeniz’in dünya denizleri içerisinde ilginç olan bir özelliği de hacminin %90’ının oksijensiz olmasıdır. Genelde 150-175m derinliklerden sonra hidrojen sülfürlü su hakim olup bu kesimde oksijenli yaşam yoktur. Yüzey suları az tuzlu (acı-su) olup tuzluluğu yer ve zamana göre 18-22 ppt arasında değişmektedir. Yüzey suyu sıcaklıkları yer ve zamana göre 8-28 0C’ler arasında yer almaktadır. Karadeniz’de kıyı boyunca saat yönünün tersi yönde akan kıyısal akıntı önemli özelliklerindendir. Daha küçük döngüler yine saat yönü tersi yönde doğu ve batı kısımlarında yer almakta olup kabaca orta kesimde karşılaşmaktadırlar. Doğaldır ki bunların dışında birçok küçük kalıcı ya da geçici döngü kıyılar boyunca bulunmaktadır. Karadeniz’in yüzey suları ırmak ve derelerin getirdiği besin tuzlarınca zengindir. Bu zenginlik aşırı gübrelenme (ötrofikasyon) kirliliğini de birlikte getirmektedir. Gübrelenme sonucu yüksek olan üretkenlik bu denizin çevresinde yer alan ülkelerin balıkçılığının önemli ve asıl kısmını oluşturan küçük pelajik balık bolluğunun kaynağı ve dayanağıdır. 

Black Sea salmon [denizalası balığı, alabalık, deniz alası, Karadeniz alası] ® Salmo labrax.

Black Sea sprat [sardalya balığı, tülka, kilka, kilka balığı, tirsi, flisa balığı] Clupeonella cultriventris.

Black Sea turbot [Karadeniz kalkan balığı, hakiki kalkan, kalkan balığı, dişi kalkan, kalkan, çivili kalkan] ® Psetta maeotica.

black sea urchin [?] ® Arbacia lixula.

black seabream [sarıgöz, sarıgöz balığı, ıskatari, fırtına balığı] ® Spondyliosoma cantharus.

blackbarred halfbeak [yarımgaga balığı, çomak balığı] ®  Hemiramphus far.

black-bellied angler [fener balığı] ® Lophius budegassa.

black-belly (blackbelly) rosefish [derinsu iskorpiti, derin-su iskorpiti] ® Helicolenus Dactylopterus dactylopterus.

blackchin guitarfish [iğnelikeler, kemane balığı] ® Rhinobatos cemiculus.

black-faced blenny [karabaş balığı] ® Tripterygion delaisi.

blackfish [karabalık, kara balığı] ® Centrolophus niger.

black-headed blenny [horozbina] ® Lipophrys nigriceps.

blackmouth catshark [lekelikedi balığı, lekeli kedi balığı, lekeli kedibalığı, kedi] ® Galeus melastomus.

Black-Sea pelagic pipefish [deniz iğnesi] ® Syngnathus schmidti.

blackspot seabream [mercan, mandagözmercan balığı, mandagöz mercan] ® Pagellus bogaraveo.

blackspotted smooth-hound [benekli köpekbalığı] ® Mustelus punctulatus.

black-striped pipefish [kabarık yanak iğne balığı, iğne balığı, deniz iğne balığı, deniziğnesi] ® Syngnathus abaster.

black-tailed (blacktailed) wrasse [karakuyrukçırçır balığı, ot balığı] ® Symphodus melanocercus.

blacktip grouper [taşhanisi, orfoz balığı, lahoz] ® Epinephelus fasciatus (sin. Epinephelus alexandrinus). 

blacktip reef shark [siyah yüzgeçli köpekbalığı, siyah yüzgeçli köpek-balığı] ® Charcharhinus melanopterus.

blacktip shark [köpekbalığı] ® Carcharhinus limbatus.

blade (wash) [pala] Küreklerin enli ve yassı kısmı.

Blainville's murex [?] ® Muricopsis cristatus.

bleak [inci balığı] ® Alburnus alburnus. 

blenna (slime) [çamur].

blennies (combtooth blennies) [Horozbinagiller] ® Blenniidae.  

Blenniidae (blennies, combtooth blennies) [Horozbinagiller] Işınlı-yüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı, Levreksiler (Perciformes) takımı, Blennioidei alttakımının en geniş ailesi olup yaklaşık 53 cins ve 345 türü kapsamaktadır.  Tropik ve alt-tropik sularda dağılmışlardır. Çoğunlukla denizel olan bu balık ailesinin bazı fertleri acı-suya ve tatlı-suya girer. Blenniidae geniş bir ailedir. Küçük boylu balıkları kapsar. Bilinen en büyük boylu birey 54 cm’dir. Görece iri olan diğerleri 30 cm boya ulaşırlar; ancak çoğunluk 15 cm’den küçüktür. Erkekleri dişilerden büyüktür. Daha çok tabanda ya da tabana yakın yaşarlar. Kendilerini çamura gömer ya da kabuklar içine saklanırlar. Kısa bir süre için su dışına çıkabilirler. Bazı türleri küçük gruplar oluşturabilir. Diğerleri tek ve bulundukları kısmı koruyarak yaşarlar. İnce, uzunca vücutlu, pulsuz, sırt yüzgeçleri uzun olup sığ sularda tabanda oyuk ve kovuklarda bulunurlar.  Baş güçlü, yüz kısadır. Gözün üstünde bazen bir ya da saçaklı dokunaçlar bulunur. Uzun ve bitişik tek sıralı kesici dişleri vardır. Alt ve üst çenelerindeki dişleri önemli özelliklerindendir. Tarak-dişli, kılıç-dişli terimler diş tanımlamasında ve İngilizce isimlendirmede kullanılmış ve kullanılmaktadır. Yumuşak ve sert ışınlı sırt ve dışkıl (anal) yüzgeçler uzundur.  Pulsuz gövde çıplaktır fakat bolca sümüksü maddeyle kaplıdır. Erinlerde yüzme kesesi genellikle yoktur. Erkek dişiyi yumurtlama yerine çeker. Bir batında ya da birkaç batında yumurta ve atmık boşaltılır. Erkek birçok dişiyle çifteleşir. Yumurtalarını boş midye kabuklarının içine bırakırlar. Yumurtaları genellikle erkek korur ve havalandırır. Çoğu su yosunları (alglerle), kabuklular, yumuşakçalarla küçük omurgasızlarla beslenirler. Bazıları plankton yer. Renkleri bulundukları yere göre değişebilir ancak renkler donuktur, sıklıkla damarlı ya da şerit ve lekeler vardır. Üreme döneminde daha çok erkeklerin renkleri değişir ve belirginleşir. Kurtçuklar (larvalar) yüzücüdür (pelajiktir). Kıyısal kuşakta boldurlar. Akvaryumculuğu yapılmaktadır.

Blennius ocellaris (butterfly blenny) [horozbina, kelebekhorozbina balığı, benekli horozbina] TL=20 cm boya ulaşabilir. 10-400 metre derinliklerde rastlanır. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Sert zemin üstünde gece aktiftir. Taş ve kabuklar arasına bırakılan yumurtaları erkek korur.

blind side [kör taraf] Yassı balıklarda gözlerin bulunmadığı tabana doğru olan taraf.

blonde ray [kütkuyrukvatoz balığı] ® Raja brachyura.

blood-stained turbo [?] ® Homalopoma sanguineum.

blotched picarel [beyazgöz balığı, beyazgöz izmarit, izmarit, menekşe balığı, melana] ® Spicara maena.

blotchfin dragonet [lekeliüzgün balığı, üzgün balığı] ® Callionymus flamentosus.

blue and red shrimp [?] ® Aristeus antennatus.

blue butterfish [yıldız balığı] ® Stromateus fiatola.

blue crab (mavi yengeç) ® Callinectes sapidus.

blue jack mackerel [istavrit, derinsu istavriti, derin-su istavriti] ® Trachurus picturatus.

blue mussel (Mediterranean mussel, bay mussel) [midye] ® Mytilus galloprovincialis.

blue runner [kral balığı] ® Caranx crysos.

blue shark [pamuk balığı, mavi köpek balığı, maviköpek balığı] ® Prionace glauca.

blue skate [tırpana, kocaburunvatoz] ® Dipturus batis.

blue whale [gök balina, mavi balina] ® Balaenoptera musculus.

blue whiting [mezgit, mezit, mezit balığı, mavimezit, mavimezgit balığı, derinsu mezgiti, derin-su mezgiti, mavi mezgit balığı, mavi mezgit] ® Micromesistius poutassou.

bluefish [çinakop] 1- 10-18 cm arasındaki lüfer. ® Pomatomus saltatrix.

bluefish [defneyaprağı] 2- 10 cm’den küçük lüfer. ® Pomatomus saltatrix.

bluefish [kofana] 3- 35 cm’den büyük lüfer. ® Pomatomus saltatrix.

bluefish [lüfer] 4- 25-35 cm arasındaki lüfer. ® Pomatomus saltatrix.

bluefish [sarıkanat] 5- 18-25 cm arasındaki lüfer. ® Pomatomus saltatrix.

bluefishes [Lüfergiller] ® Pomatomidae.

blue-green algae [Mavi-yeşil-yosunlar (algler)] ® Cyanophyta. ® Cyanobakteria.

blue-leg swimcrab [?] ® Liocarcinus depurator.

bluespotted cornetfish [kornet balığı] ® Fistularia commersoni.

bluespotted seabream [trança, yalancı trança, antenli mercan] ® Pagrus caeruleostictus.

blunt laurenzia [?] ® Laurencia obtusa.

blunthead puffer [balon balığı] ® Sphoeroides pachygaster.

bluntnose sixgill shark [altı-yarıklı balık, altıyarıklıcanavar, bozcamgöz, bozcamgöz balığı] ® Hexanchus griseus.

blunt-snouted clingfish [ördek balığı] Gouania wildenowi.

board bridle (backstrap, back board becket, board leg, door legs, sling, door strop) [sapan] ® Backstrop.

board chain (angle iron chain, back board chain, chain triangle) [kapı zinciri] 1- ® Towing chain (Kapı zinciri).

board chain (back board chain,  chain bracket,  angle iron chain, chain triangle, towing chain) [açı demiri] 2- ® Angle iron chain. 

board leg (backstrap, back board becket, board bridle, door legs, sling, door strop) [sapan] ® Backstrop.

board link (backstrop link, door sling ring) [kapı terazisi] ® Shearboard link.

boardside [borda] Tekne ya da geminin su kesimi üstündeki yanı.

boarfish [tambur balığı, trampet balığı, peri balığı] ® Capros aper.

boarfishes  [Peri-balığıgiller] ® Caproidae.

boat yard [çekek yeri] Genellikle görece küçük deniz araçlarının bakımının yapılması için karaya çekme düzeneğinin bulunduğu yer.

boatswain [lostramo (lostromo)] Güverte zabiti yardımcısı. Güverte alet ve iş yönetiminden sorumlu görevli denizci.

bobbin [bobin] Trol yakalarının istenmeyen malzemeye takılmasını önlemek ve bir ölçüde açmak için ağın yakalarına açılı demir bir maça (kelebek) ile bağlanmış içi boş demir küre (dan leno bobini).

böbrek [kidney] Vücuttan sıvı atılması ve iyon dengesinin korunmasını sağlayan organ.

BOD (abbrev) [biyokimyasal oksijen ihtiyacı] ® Biochemical Oxygen Demand.

body [gövde] Bir hayvanın baş, kol ve bacakları (uzantıları) hariç geride kalan asıl vücut kısmıdır. Bu terim hayvanların kelle hariç tüm vücudunu belirtici anlamda da kullanılmaktadır.

body cavity (coelom, abdominal cavity, gut cavity) [karın boşluğu] Vücudun karaciğer, böbrek, üreme gibi iç organlarını barındıran kısmı.

body depth [vücut derinliği (vücut yüksekliği)] Birinci sırt yüzgecinin önünden karına (karın yüzgecinin önüne) indirilen hattın uzunluğudur.

body regeneration [gövde yenilenmesi] ® Regenaration.

bogue [kupes, lopa, gupa, altınkuşak balığı, kupez, gopez] ® Boops boops.

Bolinus brandaris (purple dye murex) [?] Sin. Murex brandaris. Kabuk değirmi olup uzun, dar kanallıdır. Kabuk ağzı açıklığı geniş olup ovaldir. Rengi sarımsı bejdir. Boyu en çok 9,2 cm; çapı (dikenler dahil) 6,6 cm'dir. Yaygın türdür, kumlu çamurlu tabanda yaşar. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.

bollard (newel, bitt) [baba] Halatları volta etmeye ya da kasalarını geçirmeye yarayan, dik duran, silindirik olup güverte ya da rıhtımdaki sağlam yapıya verilen ad.

Bolma rugosa (rough turbo) [?] ® Astraea rugosa.

bolo line (messenger) [el incesi] ® Hauling line.

bongo net [bongo ağı] Kasnaklarından birbirine yatay bağlanmış olup bir batırıcı ile çoğunlukla yatay ya da çaprazi çekilen bir tür zooplankton ağı.

bonitation (ecologic) [değerlendirme (bonitasyon)] Bilinmeyen ya da yeterince bilgi ve bulgu olmayan suyun durumunun incelenmesi için gerekli veriler için kullanılır. Bu veriler; haritalama, derinlikler, su ve karadaki bitkisel örtü, hidrografya (tabakalaşma), su kolonu ve tabandan biyolojik örnekler, deneme balıkçılığı, ticari (balık) ürün değerlendirmesi, tür kompozisyonu ve miktarları, büyüme ve yaş kompozisyonu, av araçları ve avlanabilirlik vb’den oluşur.

bonitos (mackerels, tunas) [Uskumrugiller] ® Scombridae.     

bonnet shell (Hungarian cap-shell) [?] ® Capulus ungaricus.

bonnet snails [?] ® Cassidae.

bonnethead (hammerhead sharks, scoophead sharks) [Çekiçbalığıgiller] ® Sphyrnidae.

bony fishes [kemikli balıklar] 1- ® Teleostei.

bony fishes [Tümkemikliler] 2- ® Holostei.

boom (gin pole, stout pole) [bumba (bum)] 1- Yük aktarmak ya da çekmek için ucunda palanga olan direk.

boom (gin pole, stout pole) [bumba (bum)] 2- Balıkçı teknelerinde ağın içeri alınmasında kullanılan ve palanganın bağlı olduğu kuvvetli direk.

boomerang (banana, dan leno arm, dan leno bracket, dan leno spreader, devil's elbow, spreader bar) [kelebek] ® Butterfly.

Boops boops (bogue) [kupes, lopa, gupa, altınkuşak balığı, kupez, gopez] Tabansal (demersal) okyanus-göçerdir (okyanodromdur) ve 0-350 m’ler arasında yayılır. TL=36 cm olabilir. Ticari balıkçılığı önemlidir. Genellikle kıta sahanlığı üstünde kumlu, çamurlu, kayalık ve deniz çayırları üzerinde bulunur. Et-ot-oburdur (omnivordur). Tez-dişidir (protogyre hermaphrodite-önce dişi sonra erkek olan erseliktir). Toplu halde gece yüzeye çıkarlar.

boreal (northern) [Kuzey, kuzeyli].

boreal clubhook squid [?] ® Onychoteuthis banksi.

boşaltma [evacuation] Gaz ya da uçucu maddeleri uzaklaştırma, atma.

botanic [botanik] Bitkileri inceleyen biyoloji kolu.

Bothidae (lefteye flounders) [Pisigiller] 1- Actinopterygii – Işınlı-yüzgeçliler sınıfı, Pleuronectiformes – Yassı-balıklar takımı, Pleuronectoidei alttakımında yer alan bu aile 20 cins ve 158 türü kapsamaktadır. Gözleri başın sol tarafında bulunan yassı balıklardır. Uzayan ağız (protraktil) asimetriktir. Yüzgeçlerde sert ışın yoktur. Göğüs ve karın yüzgeçleri vardır. Karın yüzgeci gözlerin bulunduğu tarafta (kör taraftakinden) daha iridir. Tek bir yanal çizgi gözlerin bulunduğu tarafta kolay görülebilir bir biçimde olup kör (alt) tarafta yoktur. Alt taraf genellikle beyazdır. Tabana gömülen demersal balıklardır. Türlerin çoğu kıta sahanlığında yaşar. Bazıları acı-suya girer. Bothidae hızla renk değiştirebilir. Birçok tür eşeysel çift-yapısallık gösterir.  Akdeniz’de 2 cins ve 6 tür ile temsil edilir. Arnoglossus küçüktür (boyu 10-25 cm). Bonthus podas 40 cm’yi geçebilir. Etleri beğenilir. ® Pleuronectidae (Yanyüzergiller).

Bothidae [Yanyüzergiller] 2- ® Pleuronectidae.

Bothus pantherinus (leopard flounder) [?] TL=39 cm olup 0-150 metrelerde rastlanır. Daha çok mercan resifleriyle birlikte görülür. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Doğu Akdeniz’de varlığı tartışmalıdır. Kumlu çamurlu zeminde yaşar.

Bothus podas (wide-eyed flounder) [kalkan, pisi balığı, pisi, genişgözpisi] Tabansal (demersal) balıktır. TL=45 cm ve 700 g olabilir. 15-400 metrelerde rastlanır fakat daha çok kumlu çamurlu sığ sularda bulunur. Balıkçılıkta hedef tür değildir.

bottlenosed skate [akvatoz, vatoz] ® Rostroraja alba.

bottom fish (groundfish) [taban balığı] Taban üstünde ya da tabana yakın yaşayan ve genellikle ticari önemi olan balık.

bottom of the vessel [karina] ® Keel.

boundary [sınır] İki alanı ayıran hat, çizgi.

bow [başüstü] 1- Deniz aracının baş kısmında durulabilecek yer, alan.

bow [pruva] 2- ® Head.

bowhead whales (right whales) [Gerçekbalinagiller] ® Balaenidae.

box [kasa] Avlanan balığın konulduğu dikdörtgen şeklindeki kap.

boxlip mullet [dudaklıkefal] ® Oedalechilus labeo.

Brachiopoda (brachiopods) [Kolsuayaklılar] Hayvanlar aleminin denizel canlılarını barındıran bir kabilesidir. Vücutları iki parçalı kabukla kaplıdır ve ilk bakışta deniz tarağına (midye) benzerlerse de bunlardan tamamen farklıdırlar ve midyelerle ilişkileri yoktur. Bir sapla bir yere tutunurlar. Ayrı eşeylidirler (cinsiyetlidirler). Yosunhayvanlarına (Bryozoa) yakındırlar. Soğuk, daha çok kutupsal sularda derinde rastlanırlar. Günümüzde 300 yaşayan türü bulunmaktadır.

brachiopods [Kolsuayaklılar] ® Brachiopoda. 

Brachydanio rerio (zebrafish, zebra danio) [?] ® Danio rerio.

brackish water [acı-su] Tatlı-su ve deniz sularının karışım alanındaki az tuzlu (%o 5 - %o 18) su. Caspers’e göre acı-su hidrografik ve biyolojik olarak deniz tarafından oluşur ve belirlenir. Karışık tuzlu sınır yaşam alanıdır, denizel ve karasal sulardan tamamıyla farklıdır.

brain (cerebrum) [beyin (serebrum)] 1- Büyük beyin.  

brain [beyin] 2- ® Cerebrum.

Brama brama (Atlantic pomfret) [baltabaş balığı] En çok TL=100 cm, 6 kg ve 9 yaşında olabilir. Mevsimsel okyanus-göçer (okyanodrom) olup küçük sürüler oluşturur. 0-1,000 m derinliklerde rastlanır. Zaman zaman kıyıya yaklaşır. Balıkçılığı vardır.

bramble shark [çiviliköpek balığı] ® Echinorhinus brucus.

bramble sharks [Çiviliköpek-balığıgiller] ® Echinorhinidae.

Bramidae (pomfrets) [Balta-balığıgiller] Actinopterygii sınıfı, Perciformes takımı, Percoidei alttakımında 8 cinsi (Brama 8 tür, Collybus 1 tür,  Eumegistus 2 tür, Pterclis 4 tür,  Pterycombus 2 tür,  Taractes 2 tür, Taractichthys 2 tür ve Xenobrama 1 tür) toplam yaklaşık 20 türü ihtiva eden bir ailedir. Tek türü Akdeniz’de yaşar. Orta boydan iriye kadar balıklardır. Orta yükseklikteki gövde basıktır. Sırt profili dışbükeydir. İri ağız eğiktir. Sırt yüzgeci sert ve yumuşak ışınlıdır. Uzun sırt ve dışkıl (anal) yüzgeçleri vardır. Karın yüzgeçleri kısadır. Kuyruk çataldır. Göğüs yüzgeçleri dikkat çeker. Yanal çizgi erin bireylerde görülür. Pullar çemberimsidir (sikloid). Çoğunluğun rengi parlak siyahtır. Yüzeyde ve orta suda yaşarlar. Sıcak ve ılıman denizlerde Atlas, Hint ve Büyük Okyanus) görülür. Küçük balıklar ve omurgasızlarla beslenirler. Porsiyonlar halinde yumurtlarlar.

Branchiostoma lanceolatum (lancelet) [batrak] Önceleri adı Amphioxus lanceolatum idi. İlkel kordalılardan Cephalochordata altkabilesi Branchiostomidae ailesinin Branchiostoma cinsinden bir türdür. Omurgalılara geçişe ışık tuttuğu için önemle araştırılmıştır. Solungaç yarığı, sırt iplikçiği, baş-gövde-kuyruk, beyin benzeri oluşum, ağız- besin kanalı-anüs, kan dolaşım sistemi vs’nin oluşmuş olması dikkat çekmektedir. Boyu 5 cm kadar olup genellikle kuma gömülü sıcak ve ılıman sularda yaşar. 

branchy hawkweed [?] ® Cladophora prolifera.

breadth (beam) [en] Geminin en geniş yerinde ölçülen genişliği.

Breakwater (mole) [dalgakıran] ® Jetty.

breeding pond [damızlık havuzu] Cinsi olarak olgunlaşmakta olup damızlık olarak seçilen sıhhatli balıkların yumurtlama öncesinde korundukları havuz. Bazen dişi ve erkekler yumurtlama zamanını denk getirebilmek için ayrı havuzlarda tutulabilirler.

bridge [köprüüstü (köprü)] Gemi ya da teknenin kumanda edildiği yerin adıdır.

brill [dişikalkan, çivisizkalkan, çivisizkalkan balığı] ® Scophthalmus rhombus.

brine shrimp [Artemia (Artemia salina)] ® Artemia nauplii. ® Artemia.

brine shrimp larvae [Artemia larvaları (kurtçukları)] ®  Artemia nauplii.

brittle pen shell [?] ® Atrina fragilis.

brittle stars [yılanyıldızları] ® Ophiuroidea.

broadbill (swordfish) [Kılıçbalığıgiller] ® Xiphiidae.

broad-fingered crayfish (Astacus, crayfish, Galician crayfish, freshwater crayfish) [tatlı-su istakozu, kerevit, göl istakozu] ® Astacus leptodactylus.

broadleaf gelidium [?] ® Gelidium latifolium.

broad-nosed pipefish [deniziğnesi balığı, deniziğnesi] ® Syngnathus typhle.

broadtail squid [?] ® Illex coindetii.

broken ice (open ice, loose ice, loose pack ice, open pack ice, slack ice) [gezgin buzlu] ® Pack ice.

broken-back shrimp [?] ® Hippolytidae.

brood caring fish [kuluçkacı balıklar] Kuluçkanın en basit şekli yuva yapımı ve en yüksek şekli ise canlı doğuruculuktur.

- Sudak, dişli balık, uzun levrek, tatlısu levreği [zander] Sander lucioperca (Sin. Lucioperca lucioperca) – Yumurtalarını yelpazeler.

- Tereyağı balığı [butterfish] Pholis gunellus. Yumurtalarını boş midye kabuklarına bırakır ve bekçilik yapar.

- Cichlidae [Cichlidae] Sihlidgiller. Kumda çukur açıp yumurtaları beklerler. Ailenin diğer bazı fertleri küçük mağara denilebilecek saklı yerlere yumurta bırakırlar. Bu ailede kuluçkanın farklı şekilleri vardır. Yumurtalar ağızda, solungaç boşluğunda kuluçkaya alınır. ® Ağızda kuluçkalayıcı. Bu ailenin Symphysodon cinsine ait genç bireyler ilk haftalarda ana-babanın vücut salgılarıyla beslenirler.

- Hurma kayası [sand goby] Gobius minutus. Dişi yumurtaları boş midye kabuklarına bırakır, erkek bekçilik yapar ve yumurtaları yelpazeler.

- Deniz tavşanı [lumpsucker] Cyclopterus lumpus. Kıyıya yakın kesimde topak halinde tabana bırakılan yumurtaları erkek bekler. Topak kuruyacak olursa nemlendirir.

- Dikence [three-spined stickleback] Gasterosteus aculeatus. Birçok sinonim adı vardır. Erkek bitki artıklarından yuva yapar. Yumurtlama sonrası erkek yuva bakımını üstlenir, düşmanları (yırtıcıları) kovalar, yumurtaları göğüs yüzgeçleriyle yelpazeler. Yuvaya taze suyun ulşamasını sağlar.

- Küçükdikence baligi [ninespine stickleback] Pungitius pungitius. Taban üstünde bitkilere asılı yuva yapar.

- Deniz dikencesi [sea stickleback] Spinachia spinachia. Aynı şekilde taban üstünde yuva yapar.

- Labirent balıkları (cennet balığı) [labyrinthfische, anabantiden] Su yüzeyinde tükrüğe benzer bir salgı ile köpük-yuva yapar. Yumurtaları içine taşır.

- Deniz iğnesi ve deniz atı [pipefish, seahorse] Sygnathus ve Hippocampus cinsleri. Erkekler döllenmiş yumurtaları bir kuluçka kesesinde taşırlar.

- Acıbalık [European bitterling] Rhodeus sericeus amarus. Dişi yumurtalarını uzun yumurtlama borusyla göl midyesinin (Anadonta) dışkılığına bırakır. Erkek atmığını midye üzerine boşaltır. Solunum suyu ile taşınan spermler yumurtaları döller. Dışkılık kuluçka görevini yapar.

- Dokuz dikenli banjo [tenbarbed banjo] Aspredinichthys tibicen. Güney Amerikada yaşayan küçük yayın balıklarındandır. Yumurtlama döneminde dişilerin karın kısımlarında içerisinde yumurtaların olduğu süngerimsi deri kabarcık oluşur. Yumurtalar bu etene (plasenta) üzerinden beslenir.

- Deniz yayınları [sea catfishes, ariid catfishes] Hepsi değilse de çoğunluğu ağızda kuluçkalayıcıdırlar. Erkekler 50 kadar yumurtayı 1-4 hafta arası bir süre ağızlarında kuluçkaya alırlar. Bu sürede ise beslenmezler.

brood stock [damızlık] 1- Koşullara ve ortama daha uyumlu (dayanıklı ve sağlıklı) olup aynı zamanda verimli olan (iyi döl veren ve iyi büyüyen) balıkların döl almak için ayrılmış olan birey(leri).

brood stock [kuluçkalık stok] 2- Yeni kuşak elde etmek için çiftlikte tutulan ve yumurtlayan anaç balıklara denir. Buna tutsak kuluçkalık stok (captive brood stock) da denmektedir.

brown algae [esmer su yosunları (esmer (kahverengi) algler)] ® Pheophyceae.

brown comber [beneklihani balığı, benekli hani] ® Serranus hepatus.

brown meager [işkine, eşkine, eşkina, mavruşkil balığı, kaya levreği] ® Sciaena umbra.

brown moon-shell [?] ® Lunatia fusca.

brown moray [kahverengi müren] ® Gymnothorax unicolor.

brown muscle [esmer kas] Balıklarda hemen derinin altında ve her iki tarafta yer alan, koyu, yağ ve proteince görece zengin et (kas). Bu kısımlar için koyu (esmer) kas (et), kırmızı kas (et) tanımlamaları da kullanılmaktadır. 

brown ray [aynalıvatoz] ® Raja miraletus.

brown shrimp [?] ® Metapenaeus monoceros.

brown wrasse [lapin, çil balığı, lapina, ot balığı] ® Labrus merula.

Brownian movement [Brown hareketi] Buna Brown molekül hareketi de denmektedir. Bir bardak suyun içerisine bir damlalık kullanılarak yavaşça bırakılacak bir damla mürekkebin suda yayılması bir Brown molekül hareketi olup moleküllerin birbirlerine çarparak yayılmasıdır. ® Diffusion (Yayılma).

brushteeth lizardfish [mırlan balığı, zurna balığı, iskarmoz, lokum balığı, gümüş, gümüş balığı] ® Saurida undosquamis.

Bryozoa (moss animals) [Yosunhayvanları] Bryozoa kabilesi Ectoprocta adıyla da anılmakta olup Stenolaemata, Gymnolaemata ve Phylactolaemata sınıflarından oluşmaktadır. Zarif, milyonlarca bireyin bulunduğu koloni oluşturan hayvanlar olup mercan resifi benzeri CaCO3 iskeletleri vardır. Genellikle sıcak tropik sular başta olmak üzere tüm denizlerde bulunurlar. Yaklaşık 5,000 yaşayan türü vardır. 50 kadar türü tatlı-suda yaşar. Her türlü sert malzeme üstüne yapışık 8,000 m derinliğe kadar rastlanılabilirler. Bir türü güney kutup bölgesinde su kolonunda yüzer. İskeletleri çeşitli şekilde büyür. Beslenmeleri uzmanlaşmış kirpikli dokunaç tacıyla (lofofor-lophophore) olur. Kan dolaşım sistemleri yoktur. Gaz değişimi bütün vücut, özellikle dokunaçlar üzerinden olur. Erdişi (hermafrodit) olan yosunhayvanları eşeyli (cinsiyetli) ve eşeysiz (cinsiyetsiz) çoğalırlar.

BSEP (abbrev) (Black Sea Environmental Programme) [Karadeniz Çevre Programı].

BT (abbrev) [Batitermograf] ® Bathy-Thermograph.

BThreshold (abbrev) [BEşik] Biyokitle eşiği. ® Minimum stock size treshold.

buccal membrane [ağız zarı] Kafadanbacaklılardan Sepioidea ve Teuthoidea takımlarında ağzı çevreleyen zar olup üçgensi panellerle, bazı türlerde küçük vantuzlar olmak kaydıyla ağız payandaları ile desteklenmiştir.

buccal valve [ağız kapağı] ® Oral valve.

Bucchich's goby [çizgilikaya, lekelikayabalığı, kaya balığı, küçük kayabalığı] ® Gobius bucchichi.

Buccinidae (whelks, false tritons) [?] Elips ya da iğ şeklindeki kabuk oymalı ya da pürüzsüz olabilir. Aile bireyleri hem soğuk hem de tropik sularda yaşar. Günümüzde 400'ün ütünde türü belirlenmiştir. Aile bireyleri uzun hortumlu etobur türlerdir (kabuk deşmezler). Genellikle zayıf düşmüş hayvanlara saldırırlar. Ayakları ile kabuğu yarım açtıktan sonra hortumlarını avlarının dokusu içine sokarlar. Akdeniz sular sisteminde 25 türü kaydedilmiştir.

Buccinum corneum (striated buccinum) [?] Sin. Euthria cornea. Kabuk iğsi yapılı ve daralan sarmaldır. Kule kubbemsidir. Kanal arkaya kıvrık, dudak kenarı tırtıklıdır. Rengi küçük alazlar içinde grimsi bej olup düzensiz esmer lekelidir. Boyu en çok 6,5 cm, çapı 2,5 cm olur. Yaygın türdür. Gelgit kuşağında çamurlu ve kayalık kesime kadar yayılır. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege kıyılarında bulunur. Avcılığı vardır.

bucket [kova] Balıkların seçme ve tartılmasında kullanılan kulplu kap.

budding [tomurcuklanma] İlkel hayvanlarda görülen eşeysiz (cinsiyetsiz) üreme, çoğalma şekli.

buffer [tampon] Çözeltinin pH değerini belirli ve dar seviyede tutmak için H+ salan ya da tutan kimyasal.

Buglossidium luteum (solenette) [akdil balığı, dil balığı, küçük dil balığı] Tabansal (demersal) tür olup TL=15 cm ve 13 yaşında olabilir. 5-450 m derinliklerde rastlanır fakat daha çok sahanlık alanı ve sahanlık yamacının kumlu zemininde bulunur. Ticari balıkçılığı önemsizdir.

bulanıklık [turbidity] Suda asılı bulunan maddeler (kolloid, çözünmüş malzeme ve plankton) nedeniyle ışık geçirgenliğinin azaldığı durum.

bull ray [fulya, folya balığı, çuçuna] ® Pteromylaeus bovinus.

bullet tuna [ton balığı, gobene, gobone, tombil balığı, tombik, tulina] ® Auxis rochei.

bulls eye (porthole, deadlight) [lumbuz (lumboz, lomboz)] Gemilerin yuvarlak pencerelerinin adı.

bulls-eye [küçük kardinal balığı] ® Epigonus telescopus.

bulwark (stanchion) [puntel] 1- Gemi ve teknelerde güverte kenarlarındaki, personel ya da yolcuların denize düşmemesi için genellikle borudan yapılmış, koruyuculara verilen ad. 

bulwark [küpeşte] 2- Gemi ve teknelerde güverte kenarlarına personel ya da yolcuların denize düşmemesi için sacdan yapılmış koruyuculara verilen ad. ® Bulwark (Puntel).

Bunsen burner [Bunsen beki] Gazla çalışan ve laboratvarda kullanılan küçük ocak.

buoy (float) [şamandıra] Yüzen kap. Denizde bir yere işaret koymak ya da tekneleri bağlamak amacıyla demirlenerek bırakılan yüzer cisim. 

Burak Reis [?] ® Barak Reis.

Burdur Lake [Burdur Gölü] Göl, Burdur ve Isparta arasında yer alır. Aynı adla anılan Burdur şehrinin yakınında olup yüzölçümü 140 km2’dir. En derin yeri 110 m olup denizden yüksekliği yaklaşık 850 metredir. Burdur Gölü uluslararası Ramsar sulak alanlar listesinde A sınıfında yer almakta olup her yıl (kış aylarında) 150,000 kuşu barındırmaktadır. Gölü besleyen birkaç küçük akarsu göle atık ve artık taşımakta olup gölün (oligotrofik) özelliğini giderek bozmaktadır. Göldeki ışık geçirgenliği az olup ilkbaharda 1 ile 3 ve sonbaharda da kabaca 3-5 m arasında değişmektedir. Gölde uç koşullara uyum sağlamış birçok tür yaşamakta olup bunların yaklaşık 45’i bitkisel plankton cinsiden ve 18’ininde hayvansal plankton grubundan olduğu bildirilmektedir. Göl koşullarına uyum sağlamış Dişlisazangiller (Cyprinodontidae) ailesinin Cyprinodon cinsi yerli (endemik) bir balık türü varlığını sürdürmektedir. Bu türe zaman içerisinde farklı isimler verilmiş ya da yanlış tanımlanmıştır. Cyprinidon cinsi bu tür için kullanılan 30 isimden birkaç yaygın olanı Cyprinodon sureyanus, Cyprinodon anatoliae, Aphanius anatoliae sureyanus, Aphanius Burduricus iconii, Aphanius burduricus’tur. Günümüzde Aphanius anatoliae anatoliae geçerli isim olarak kabul edilmektedir. Bu tür kırmızı kitapta (2006 IUCN) soyu tehdit altındaki türler arasında yer almaktadır.

burette [büret] Laboratuar ve bazen sahadaki kimyasal çalışmalarda kullanılan eşit hacim aralıkları olan, musluklu, uzun cam boru.

burst speed [ani hız] ® Darting speed.

butane-tube fishery [tüp-avcılığı] Bilinebildiği kadarıyla bazı ülkelere özgü bir balık avcılığı yöntemidir. Açık bırakılan piknik tüpünün suya atılmasıyla bayılan balıklardan yüzeye vuranların toplanması şeklindeki yasak avcılıktır.

butterfishes [Yıldızbalığıgiller (yıldız balıkları)] ® Stromateidae.

butterfly (banana, boomerang, dan leno arm, dan leno bracket, dan leno spreader, devil's elbow, spreader bar) [kelebek] Geniş açılı L şeklinde demir maça.

butterfly blenny [horozbina, kelebekhorozbina balığı, benekli horozbina] ® Blennius ocellaris.

buyer up [madrabaz] Yasak olmasına rağmen hal içerisinde ikinci, üçüncü el pazar oluşturan.

büyüme oranı [growth rate] Büyümenin birim zamanda değişmesi (ağırlıkça dw/dt, boyca dl/dt, sayıca dN/dt). w=ağırlık, l= boy, N=sayı, t=birim zaman.

büyüme periyodu [growth period] Büyümenin olduğu herhangi bir zaman süreci.

büyüme sabitleri [growth constants] Balıklara uygulanan v. Bertalanffy büyüme denklemindeki K, L, t0 balık yaşamı boyunca durağan ve değişmez kabul edilir.

büyüme şekli [growth pattern] Balığın yaşamındaki bir zaman sürecinde göreceli artmadır. Kalkerli yapılardaki bu görece artışlar yaş tayinlerinde kullanılmakta ve incelenmektedir.

büyüme sezonu [growing season] Yıl içerisinde balıkların büyüdüğü dönem. Soğuk iklim bölgelerinde yaz aylarında, tropik kuşakta ise bütün yıl boyunca büyüme olur.

büyüyen [ongrowing] Akvakültürde balıkları pazar boyuna kadar semirtme.

buzul [glacier] Üst üste yağan karların basıncı nedeniyle önce eriyen ve sonra donan suyun büyük buz kütlesi oluşturması.

Bv (kıs) [virgin biomass] ® Virgin biomass.

by-catch (dirty fishing, incidental catch, accidental catch) [yan av (kazaen av)] Hedef tür dışında kalan balıkların hedef tür ile birlikte avlanmasıdır. Buna kazaen avcılıkta denmektedir. Bu tür balıklar hedef türe göre genelde daha az ekonomik değer taşıdıklarından balıkçılar tarafından denize dökülmektedir. Yalnız yan avın bir kısmı ise ekonomik önemli olup pazarlanabilmektedir ki bunu balıkçılar ayırmaktadırlar. Yan avın önemli bir kısmı boyca küçük hedef türe ait genç, küçük bireylerden de oluşabilmektedir. Avın bu kısmı ya pazarlanamadığı için ya da yasal boy sınırlaması nedeniyle atılmaktadır. Bütün bunlar yan av içerisinde yer almaktadır. Karaya çıkartılan avda (ürün ya da hasatta) avın atılan, kaybedilen ve pazarlanamayan kısmı ile balıkçıların kendilerinin tükettiği miktar yer almamaktadır.

byssal [bisal] Midyelerde bisus ile ilgili.

bysus [bisus] Midyenin farklı nesnelere bağlandığı iplik kümesi. İplikler ayak tarafından salgılanarak oluşur.